14 Aralık 2020 Pazartesi

KERAMET KONUSU

Bazı insanlarda burhan adı altında vücuda şiş sokma vardır.– Bunu yapan Kudret, kuvvetli bir îmân ve inanıştır. Bazı insanların ateşe girdiklerini söylerler. Maddî ateş, ilâhî aşk ateşinin yanında hiç kalır. Bu hâl, İbrahim peygamberde başlamıştır. Onun için bu hâle “Makam-ı İbrâhîm” diyorlar. Bu hâl zuhûr edince ateş de tutulur, her şey de olur. Çünkü bir insanın içinde İbrâhîm de vardır, Muhammed de, Allah da. Yani o (büyük Kudret)e mânen bağlanınca bu gibi hâller zuhûr eder. O (Kudret)e murâbıt olunca insan kendinden geçer. (Akl-ı cüz) gider, yerine (Akl-ı küll) gelir. Zaten yanan şey, bizim aklımızdır. O gidince, yanacak bir şey kalmaz ve o hâller zuhûr eder. “Fakat bu türlü şeylerin, yani kerâmetin beşeriyete hiçbir faydası yoktur. Gaye kerâmet göstermek değil, Allah’ta fânî olmaktır. Kerâmetten ileride öyle büyük ve muhît zevkler var ki, o zevkleri tadanlar bir daha kerâmet tuzağına düşmezler. Kerâmetin kendikendine ilk defa zuhûru kerâmet; fakat tekrarı “Kerâhat”tır. Kerâmet, bu yolda atılmış bir adımdır. Bu adımı attığımız yeri beğenirsek, orada kalır, menzilimize varamayız. Din insanların yürüyecekleri bir yoldur. Bu yolun başında biz varız, sonunda Allah. Bütün din yolları Allah’ta bitiyor. Bu yol, akıl yoludur. Eğer biz Allah’ın bize şah damarından daha yakın olduğuna inandıysak mesele kalmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder