23 Aralık 2020 Çarşamba

İNSANI KAMİL HALİ VE KELAMI,

iNSAN İSTİĞRAK alemi denilen vekuran'da mağrip olarak geçen alemde her vakit kalsa yanar. Hâlbuki insan o (istiğrak âlemi)nden (Fark âlemi)ne gelecek ki bize o hâli anlatabilsin. Bizim gibi aklı başında olmaz ve bizim dilimizle konuşmazsa kendi hâlini bize anlatamaz. O âlemde lâl gibi durursa, bizi gaflet uykusundan kim uyandıracak? Bir çocukla beraber yola gidiyorsak, onun ayağına göre yürümeye mecburuz. Kâmil insan da bizim aklımızın ayağına göre yürür. Onun vazifesi, biz istersek, renklerimizi silip bizi Allah’ın boyasiyle boyamaktır. Lâkin biz istemezsek, karışmaz; nesine lâzım. Kendi hâlimize bırakır. Onların sözlerini atılmış bir ok bilmelidir; yani onların dediği, mutlaka olur; sözlerinin oku mutlaka hedefe isabet eder. Onun için, onlara tâbi olmalı, onları kendimize tâbi etmeye çalışmamalı. Onlar yalanı bile doğru olarak dinlerler. Çünkü o yalan, bizim yalancılığımızı gösteren dosdoğru bir sözdür. Şu halde onlara yalan söylersek yalancılığımız artar. İyisi mi, kendisiyle beraber olalım. O ebedî diridir; ondan başka her şey ölüdür. Onnan olursak biz de ölmeyiz. Çünkü Hz. Muhammed (Elmü’mînûn lâyetmûtûn = Mü’minler ölmez) diyor. Mâdemki ölmemek varmış, o halde biz de ölmemeğe çalışalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder