31 Ocak 2017 Salı

ÜÇ SIFAT-ÜÇ SÜNNET

Müminde şu üç sıfat ,Allah'ından bir sünnet,peygamberinden bir sünnet,Allahın velisinden bir sünnet olmayınca mümin olamaz.Allahından olan sünnet ,sırrını başkalarından gizlemektir.Nasıl ki Allah Teala buyurmuştur ki:"Gizlileri bilendir,gizlileri razı olduğu elçilerden başka bir kimseye bildirmez".Peygamberlerden olan sünnet,halkla iyi geçinmektir.Hasılki Allahu Azze ve  Celle peygamberine "Halkın yanlışlıklarını affet e onlara iyi iş yapmayı emretti."buyurarak halkla iyi geçinmesini emretmiştir.Allahın velisinde olan sünnet ise sıkıntı ve zorlukta sabırlı olmaktır.

ALLAHIN SINIRLARINI KORUMAK

Tevbe suresinin 112 nci ayetinde Müminlerin vasıfları açıklanırken "Tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, seyahat edenler, rüku edenler, secde edenler, ma'rufu emredip münkerden men edenler ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar.İşte o müminleri müjdele"şeklinde sayılanlar içinde "ALLAH'IN SINIRLARINI KORUYANLAR"'dan bahsedilmiştir. Allah'ın açıklayıp tayin edip belirlediği  hakikatları ve  hükümleri yerine getirmek ve insanlarıda buna teşvik etmek suretiyle Allah'ın sınırları korunur.
Bilinmelidir ki organların fiilleri ve kalplerin fiilleri vardır.Fıkıh kitapları sadece uzuvların amelleri ile ilgili mükellefiyetleri içerir.Kalplerin amelleriyle alakalı mükellefiyetler fıkıh kitaplarında bulunmaz  bu hahisleri imam Gazali   ve emsali alimler ahlak ilminde açıklamıştır. Ahmet Gazali,kardeşi Muhammed Gazaliye şöyle demiştir:"Senin tüm ilmini iki kelimede özetledim:Allahın emrine saygı göstermek,Allah'ın yarattıklarına şefkat göstermek"
Allahın sınırlarını korumak la alakalı şöyle bir örnek anlatılmıştır:Halef b.Eyyub'dan rivayet edildiğine göre  o,gecenin bir kısmında karısına çocuğunu emzirmeyi bırakmasını emretmiş ve "Allah'ın çocuk için tayin ettiği emzirme süresi tamam oldu"demiştir.Kendisine "Bıraksaydın da bu gecede emzirseydi"denilince,o:"Allah Teala'nın "Allahın sınırlarını koruyanlar"kavli nerede kaldı ?"cevabını vermiştir.

CANI SATIŞA ARZ ETMEK

ALLAH yolunda ölmek ve öldürülmek bir satıştır.Çünkü satış yapacak olan önce kendi malını karşıya teslim edip sonra bedelini ister.Canını ve malını cenneti talep için feda eederse ,onun için cennet vardır.Bu küçük cihaddır.Kim Ruhunu ve kalbini  Allah'ı talep uğrunda feda ederse ,ona da cennetin sahibi vardır.Bu da cihad-ı ekberdir.Çünkü tasfiye ve (kötü ahlakı değiştirme yolu,zahir düşmanlarla savaşmaktan daha zordur.Allah yolunda savaşanlara cennetin vaadi,Tevratta,İncilde ve Kur'an da da vaad edilmiştir

YİYİN EFENDİLER

Milletvekillerinin aldıkları maaşları zaman zaman gündeme gelir.ancak,maaşları haricindeki avantajları,yahut devletin üstlendiği giderlerinden pek söz edilmez.Her ne kadar bir milletvekili için aylık maaşının iki kat tutarında masraf  belirtilmişse divan üyesi olan Milletvekilinin bu giderinin sınırsızlığını yeni öğrenmiş olduk.Yani bir milyon ikiyüz bin TL aralık 2016 ayına ait gideri devlet ödemiş.ocak ayında kısmış yirmiyedi günlük tutarı 700.000 TL imiş.SÖZÜM  BU ZİHNİYETTE OLAN HERKESE:YİYİN EFENDİLER.AKSIRINCAYA,TIKSIRINCAYA KADAR YİYİN.Bir yanda Eskiyen deve yularını çöpe atıp yenisini aldığı için indi ilahide hesap veren HAZRET-İ ÖMER diğer yanda trilyonluk masraf ödemeleri.Bu düzen böyle gitmez.Şükür bu değildir.Bu tür davranışların mutlaka Hak teala  cenahında takdir edilmiş bir karşılığı vardır.Salih peygamberin devesinin ayak sinirlerini kesen  kavminin bekleştiği gibi acaba başımıza ne bela gelecek.O bela geldiği vakit feryadımızı kim duyacak.Rusya mı? İsrail mi?Medet ya Ehli Beyt. meded ya Piran, meded Ya CENAB-I RESULULLAH..Dinin hamisi olan bu necib millete sahip gönder!

OĞUL BABANIN SIRRIDIR HADİS-İ ŞERİFİ

Eğer Tanrı dostlarının topluluğuna uğradınsa ,bir mum gibi aydınlatıcı olan mürşide ulaşıp  onun kılavuzluğunda nur-ı Muhammed olan aslını buldun demektir. Hz.Peygamber (s.a.v.)”Oğul babanın sırrıdır”buyurarak  bu manaya işaret etmiştir.Tanrı dostlarının huzuruna varmayan kimse ,o sırra ulaşamaz.Bil ki,önceki bilgilerinle Tanrı’ya ulaşılmaz.Bunun için kamil bir insanın himmetini almak gereklidir.Onun yüce himmeti ,Tanrı yolcusunun vücudu üzerine bir kimya “gibidir.sihirli iksirin üzerine döküldüğü madenleri altına dönüştürmesi gibi ,kamilin iksire benzeyen himmet ve irşadıyla salikin beşeri benliği ilahi benliğe dönüşür.

Sen,tanrının nurunun mazharı olmadıkça ,sana,”Çocuk babanın sırrıdır”hadisinin manası açılmaz.Baba asıldır,nurdur.Aslına ulaşmayan kişi yolunu şaşırmıştır.Dört unsur ile oluşan benlik ve altı yönü kapsayan eşya alemi sana perde oldukça,zat nurunu göremezsin.Bu benlik günahı yok edilmedikçe  Tanrı’ya ulaşılmaz.Hadiste,”En büyük günah vücudunuzdur” denilmektedir.Kişi kendisindeki bu benlik ve varlık vehminden kurtulmadıkça  kendi gerçeğini anlıyamaz. Aşk ile sıfatları yok etmeyince ,gönülde zat tevhidinin güneşi doğmaz.Dört unsur daima insanı kayıt altına alır..Hakikatı müşahede etmekle dört unsurla kayıtlanmak bir araya gelmez.Yani insan beşeri benliğinde olduğu müddetçe , Tanrı’yı müşahede edemez.

Bu noktada daha pek çok söz söylenebilir.Ancak,akıl ve can bu sözlerden hayrete düşeceğinden , daha fazlası dile dökülmez

Hakikatten haberdar olan canlar , bu makamda birbirleriyle ağızlarını açmadan, gizlice konuşurlar.Bu ariflerin ,kendi aralarında bile dile dökmedikleri nice manalar vardır.Bilinen her gerçek söylenmez. Hz.Peygamber , “İnsanlarla,onların anlayacağı seviyede konuşun”buyurmuştur.

FETÖCÜ İHRAÇ ETMEKLE ÖVÜNEN KURUMLAR

Darbe gününün ertesi günü ifade ettiğimiz yazılarda,darbeyi kınama için meydanlara inen ve en önde bayrak sallayan insanlara dikkat demiştik.Şimdi de bünyesinden en fazla Fetöcü ihraç ettiği ile övünen  kurumun başındakilere dikkat.ancak birisi çıkıpta bu adama "Bu kadar adamı kim yerleştirdi ve yükseltti,kim palazlandırdı ve kuvvetlendirdi kardeşim ?"diye sorulmuyor.Siyaset kendi bağırsaklarını temizlemediği müddetçe,yapılan şeyler hiç inandırıcı gelmiyor.Acaba bizi kandırıyorlar mı?Unutulmamalıdır ki doğru rüzgardan dolayı eğrilsede yıkılmaz.ama yalan ve yanlış mutlaka yıkılır.Bu Hakk'ın koyduğu bir kuraldır.İnsan olmak hasebiyle hata yapmış olabiliriz.Tevbe müessesini Cenab-ı hakk koymuştur.Ama her cuma hutbesinde ifade edilen İNNALLAHA YE'MÜRÜ BİL ADLİ.."ALLAH ADALETİ EMREDER.. hitabı her şeyin başında gelir.Ehli Beyt İmamlarını hapislerde kırbaçlatan ve zehirleyerek öldürten Abbasi Hükümdarı Harun Reşit'in adaletinden bahsetselerde,kalem kötünün elinde ise zulmü ve haksızlığı duyamayabiliriz.Ama Bir duyan,bir gören ve bir Bilen var.Hiçbir şey O'ndan gizli değildir.

VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR HADİS-İ ŞERİFİ

Hz.Peygamber (sav)"Vatan sevgisi İmandandır" buyurmuştur.İnsan asli vatanını arzulamalıdır.Hayırsız evlat ana babasını memleketini ve yurdunu sormaz.İnsanın aslı ve atası Nur-u Muhammedi olup onu bulmaya çalışmalıdır.Asıl anamız ve atamız Hz.Peygamber'in ruhudur.Evliya ve Resuller ise asıllarına ulaşmış birer candırlar.Bu dünya hayatında bu temin edilemezse insan dağ başında tehlikelerle başbaşa kalmış sayılır.

ALLAH ADAMLARI GİZLİDİR

Vuslat kadehini içen arifler,fakr ve fena suretine bürünerek halk içinde kendini gizlerler,gerçek yüzlerini belli etmezler.Mana yolcularının yolu, her sözleri irfanla alakalı bu fakr ehlinin makamlarına uğrar.Onlar dışarıdan damla gibi görünürlerse de marifette herbiri bir derya gibidir.Dünyada her ne kadar miskin gibi yaşasalarda , eşya alemi bunlara perde olmaz..Bu arifler makam arzusundan uzaktırlar.Arifi, yine arif olanlar bilir,zahir ehli bilemez.Tanrı ehli gizlidir.,kendini belli etmez.bunlar, kendilerini gösterişten arındırmış ,zühd ve takva yakasını yırtmışlardır.Arifler Tanrının emirlerine uyarlar Nisbet ve izafeleri yok sayıp eşyada sadece Tanrıyı görerek , her şeyi ona bağlarlar. Tanrı’nın dışında bir varlık vehmini gönüllerinden atmışlardır.Eşyayı nur ile kuşatılmış görürler. Hakk’a Hak ile yakarırlar.Bunların çoğu harabat ehli olup ,Hakk’da fanidirler. Tanrı’dan gayri varlık vehmini aşk ile yok edip ,” Ey Rabbimiz, bize sen gereksin”demişlerdir.Gönül aynasını temizlemişler, kendilerine benlik izafe etmek cürmünden kurtulmuşlardır. Tanrı’nın celalinde yokluklarını anlayıp , fena( yokluk)dan  sonra beka bulmuşlardır.Yer yüzünde ,Tanrı’da fani olan  ve mutlak zatı bilen kişiler bunlardır.Kamil insanın gönül sırlarından haberdar olan Tanrı nazlıları,halk içinde yaşayan gizli velilerdir.

Erenler içinde bekabillaha ulaşan bir gurup Tanrı dostu da ,taliplerin irşadıyla uğraşırlar.

Ayrıca Hazret-i Peygamber (s.a.v.),yeryüzünde büdela veya abdal denilen bir gurup Tanrı dostu olduğunu söylemiştir.Halk bunlara şüphesiz “Delidir”derler.Onlarda halkın deli olduğunu söylerler.Bütün insanlar ,yeryüzünde onların yüzü suyu hürmetine yiyip içip eğlenmektedir.Sen onları görünce “bunlar delidir”dersin.Halbuki Tanrı bu insanlar için “Ve Lahüm yahzenun”(Onlar üzülmeyeceklerdir-Yunus 62)demiştir,Büdelayı bu baş gözüyle fark etmek imkansızdır..Onların yüzleri daima Tanrı’ya dönüktür..Onları bilmek ve tanımak için can gözüyle bakmak gerekir.   

YALNIZLIĞA SABRETMEK

Yalnızlığa sabretmek aklın güçlülüğünün nişanesidir.Allah Tebarek ve Teala kimin aklını güçlendirirse dünya ehlinden(dünya düşkünü olandan) ona meyledenlerden uzaklaştırır ve Allah’ın indinde olana yönelir.Allah da korkuda onun hemdemi,yalnızlık da onun arkadaşı, fakirlikte ise zenginlik vesilesi olur aşireti olmadan onu izzetlendirir.


HALKIN DEĞERLENDİRMESİ-İMAM MUSA KAZIM

“Ey Hişam !Elindeki cevize halk incidir derse bir faydası olmaz.Çünkü sen biliyorsun ki cevizdir. Elindeki inciye halk cevizdir  derse  de sana zarar vermez, çünkü sen biliyorsun ki incidir(imam Musa Kazım hazretleri)
“Ey Hişam ! Hazret-i İsa (a.s)havarilerine dedi ki “Küçük ve ehemmiyetsiz sayılan günahlar şeytanın tuzaklarından biridir.Şeytan onları size küçük  ve ehemmiyetsiz gösteriyor, böylece onlar çoğalıyor ve sizi kuşatıyor”
“Ey Hişam ! Eğer sana yetecek kadarı seni doyuruyorsa dünyada en az şey sana yeter.Eğer sana yetecek kadarı seni doyurmuyorsa ,dünyada hiçbir şey seni doyurmaz.
“Ey Hişam ! Bütün insanlar yıldızları görür ama yıldızların seyrini ve duruş yerlerini bilenden  başkası onlara bakıp yolunu bulamaz.Sizlerde hikmet öğreniyorsunuz ama öğrendiği ile amel edenden başkası yolunu bulamaz.


HARAM OLMAYAN ZEVKLERE ZAMAN AYIRMAK

Zamanınızı dörde ayırmaya çalışın.Bir bölümünü Allah’a münacaata, bir bölümünü geçiminizi sağlamaya,bir bölümünü ayıplarınızı size tanıtan güvenilir kardeşlerinizi  ziyaret etmeye  ve bir bölümünü de haramlar dışındaki zevklere ayırın;bununla(sonuncuyu yapmakla) diğer üç bölümü de yapmaya kadir olursunuz.


BİLİNMESİ GEREKLİ DÖRT ŞEY

İnsanların bilmeleri gereken dört şey vardır.
*Allah’ını tanımak
*Allah’ın ona neler yarattığını bilmek
*Allah’ın ondan ne istediğini anlamak,
*onu dinden çıkaran şeyin ne olduğunu bilmek.
Ey oğul dünya derin bir denizdir.,insanların çoğu boğulmuştur onda.Yükü iman,yelkeni tevekkül, kaptanı akıl, pusulası ilim, lengeri sabır olan takva gemisiyle o denizde hareket etmelisin

HİKMETLİ SÖZLER-İMAM MUSA KAZIM

*İnsanlar önceden bilmediği yeni günahlar icad ettikçe Allah'da onlara hiç ummadıkları yeni belalar gönderir.
*Her şeyin bir nişanesi vardır;akıllı insanın nişanesi düşünmektir,düşünmenin de nişanesi susmaktır.
*Her gördüğün şeyde bir öğüt vardır.
*Şaka yapmaktan sakın.Çünkü şaka imanın nurunu alır.
*Kim kötülüklerden rahatsız olmazsa ,iyilik de onun yanında bir değer taşımaz.
*Halka gözünü dikme, çünkü bu sıfat zelil olma ve alçalmanın anahtarıdır.
*Allah'a itaat yolunda mal harcamaktan sakınma.Aksi takdirde  iki katını günah işlerde harcamaya mecbur kalırsın
*Ziraat yumuşak toprakta olur,taşın üzerinde değil. Böylece ilim ve hikmet de alçak gönüllerde olur, mütekebbirlerin kalbinde değil.

ŞEYTAN'IN GÜZELLİĞİ

Şeytan'a sormuşlar, neden bu kadar çirkinsin? Cevap vermiş ki:”Kalem düşmanın elinde de ondan,yoksa ben güzelim”
Kıyamete kadar kalem güzeli çirkin gösterenlerin elinde olursa,ne bugünü,nede geçmiş tarihteki hakikatları göremeyiz.

Ümmetin hilafetini zorla Ehli Beytten  gasp eden Emevi Saltanatını,Evladı Resule akla gelmedik zulümler uygulayan,şehit eden,zehirleyen Abbasi hükümdarlarının haksızlığını dile getiren kaç kişi vardı?Yahut bugünü sorgulayarak zalim olanları eleştiren,dünya metaına ve makamlarına tapınanlara söz söyliyebilen kaç kişi vardır?Pek az.Onlarda sessiz bir azınlık.Suudinin ,körfez ülkelerinin debdebesini,israfını,halkına yaptığı zulmü görmezden gelenler ve bunu eleştirmeyenler kendi ülkesindeki yöneticilerin debdebesinden bahsedilmesine tahammül edemezler.Siyasi parti kalıbı içinde bulunmaya zorlanan ve mahkum edilen bu insanlar kendi partilisi de olsa yanlışları dile getirmesin mi?Daha güzeli,daha iyiyi,Allah’a daha yakın olanını aramak niye tenkit edilsin.Nefislerinin peşine takılan siyaset sarhoşlarını kardeşlerimiz de olsa ikaz etmek,tenkit etmek,ıslah olmuyorlarsa terketmek gerekmez mi?Yoksa ömrünün sonunda İmam Cafer-i Sadık hazretlerinin ifade ettiği “Susunuz,artık konuşmak ve anlatmak vakti değildir.Susmak ve dilsiz olmak vaktidir” gibi mi davranmak gerekir.Şüphesiz biz acizler bu vaktin nelere gebe olacağını bilemiyoruz.Bari bilenler söylesin. 

HİKMETLİ SÖZLER-İMAM CAFER SADIK

Kim kendisini kazancından mahrum bırakırsa , başkası için toplamış olur. Kim heva(ve hevesine)uyarsa düşmanına uymuştur., kim Allah’a yönelirse Allah ona,dünya ve ahiret işlerinde yeter(müşküllerini halledip başkalarına muhtaç bırakmaz)gıyabında her şeyini korur . Belalarda sabretmeyen , nimetlere şükretmeyen  ve her zorluk(müşkül) için bir kolaylık bulamayan aciz birisidir.Evladına ve malına gelen belalar  ve her musibet karşısında sabırlı ol.Çünkü Allah senin sabır ve şükretmeni denemek için emanetini ve bağışını geri alır.Allah’ın rahmetine ümitli ol ama onun emirlerine uymamaya sürükleyecek derecede değil.Allah’dan kork ama onun rahmetinden ümitsiz şekilde değil.Cahilin sözüne,övmesine aldanma,sonra tekebbür eder , ululanır, amelinle mağrur olursun; en iyi amel,ibadet ve (bununda yanında) tevazudur.Geride bırakacak dünya malını toplamakla başkalarının malını ıslah etmeye  çalışıpta  kendi malını zayi etme.Allah’ın sana kısmet ettiği şeye kani ol.(sahip olduğun şeyle yetin), sahip olmadığın şeye gözünü dikme, onlardan bir şey umma.Peygamberler ve doğru insanlar , insanlardan tamah gözlerini keserek o yüksek derecelere ulaştılar. 
İyi amelden de iyi olan onun mükafatıdır.İyi bir amel, Allah’ın kuluna verdiği bir hediyedir.Her iyi iş yapmak isteyen onu yapamaz.İyilik yapmayı seven herkesin onu yapmaya gücü yetmez.Allah bir kuluna büyük bir nimet vermek isterse iyi iş yapmak için ona istek  güç  ve izin verir.Böyle oldumu onun saadeti tamamlanır.



GÜNEŞTEN İBRET ALMAK-İMAM CAFER SADIK

Güneş hem iyi,salih ve hem de suç işleyenler üzerine yağdığını görüyorsun.bundan örnek alarak.seninle dostluğu kesenle dostluğunu sürdür; senden esirgeyene  esirgeme; sana kötülük yapana iyilik yap;sana küfredene selam ver, düşmanına insaflı davran , senin günahından geç, Allah'ın seni affetmesinden ibret al.

30 Ocak 2017 Pazartesi

HİKMETLİ SÖZLER- İMAM CAFER-İ SADIK

*Ona bir kerre “Faizi Allah niçin haram kılmıştır?”diye sorulduğunda,”İnsanların bir birine karşı cimrilik etmemesi için “diye cevap vermiştir.
*İyilik ancak şu üç şeyle tamamlanır:
1.Acele etmekle,acele edersen ona bir an önce kavuşmuş olursun
2.İyiliği gözde büyütmemekle;küçük görürsen büyür
3.İyiliği gizli tutmakla;gizlersen eksiği tamam olur.
*Bir kardeşinin seni kötülediğini işitirsen üzülme.Çünkü onun söylediği doğru ise bu senin başına çabucak gelen cezadır.Eğer dediği doğru değilse bu da, senin için işlemediğin iyiliktir.
*Bir kimsenin rızkı daralırsa istiğfara devam etsin.
*Cenab-ı Hakk dünyaya şöyle hitap etti:”Ey dünya ! Bana hizmlet edene hizmet et. Sana hizmet edeni de yor.”
*Karşılaştığında selam vermek,hastalandığında ziyaret etmek,gıyabında hayrını istemek, aksırdığında “yerhemükellah(Allah sana rahmet etsin)demek,davetini kabul etmek ve öldüğünde teşyi etmek Müslümanın  Müslüman kardeşi üzerindeki haklarındandır.

*Halkı güzel amellerinizle iyiliğe davet edenlerden olun,dilinizle değil.Halk sizin çabanızı,doğruluğunuzu   ve haramlardan sakınmanızı görmelidir.

NEFES-HACI HAFIZ

Elestü bi Rabbiküm hitap olunduk
Kalu bela dedik Hakka kul olduk
Aşkın ile Mevlam bi karar olduk
Bende-i Al-i Aba Hüseyniyiz biz

Çar-ı yar-ı ba safa serde tacımız
Hamse-i Al’i Aba canda canımız
Şühedayı Kerbela ah-u zar’ımız
Bende-i Al’i Aba Hüseyniyiz biz
Hacı Hafız (r.a)


SON VASİYETİ

 İMAM CAFER-İ SADIK’IN SON VASİYETİ
Bu alemdeki son anında ,aile efradını,oğullarını,ve ashabını çağırdı ve onlara şöyle buyurdu:
“Namazı küçümseyenler,kılmayanlar değildir;önemsemeyerek kılanlar,küçük bir iş sayanlardır bizim şefaatımıza vasıl olamayacaklar”.

SUSMAK VAKTİ

Eşrefoğlu Rumi hazretleri bir menkıbe nakletmiştir:
İmam Cafer-i sadık son dönemlerinde halktan uzaklaşıp bir hizmetkarı ile bir mağarada uzlete çekildi.Yakın talebeleri ve yakın arkadaşları hazrete niyaz ettiler.Kendisinin geri dönüp halkı irşat etmesini dilediler,kendilerini mahrum bırakmamalarını istediler.Hazret mağaranın kapısına gelip onlara şöyle buyurdu:”Susunuz.artık konuşmak ve anlatmak vakti değildir.Dilsiz gibi olup susmak vaktidir”.



İNSAN HAKKIN SIRRIDIR

On sekizbin alem kamil insandan ibarettir.Onun için ,kamil insan olan adem'e ,en büyük alem denilmiştir.Nefsi terbiye edilmemiş hiç kimse ,bu büyük aleme ulaşamaz.okunması gereken ana kitap /Fatiha onun yüzüdür.Bu Adem kitabını ,basiret sahipleri okur..onlar şükür makamındadırlar.Tanrı,"Andolsun ki , biz adem oğullarına çok ikram ettik,güzel rızıklarla rızıklandırdık"(İsra 70)buyurmaktadır

AHMED'İN MİMİ:KAMİL İNSAN

Ahmed kelimesinden mim çıkartılırsa geriye sadece Ahad kalır.Bu nedenle Mim,Hazreti Peygamber'de(s.a.v)ifadesini bulan kamil insanın vücuduna ,Ahad ise hüviyetine işaret etmektedir.Hz.Peygamber insan suretinde gözükse de , aslı Hakk'dandır.Ahmed'in mimi eşya aleminde Resul olmuştur.Onun nuru,Tanrı'nın nurundandır.Peygamber eEfendimizin (s.a.v)"Beni gören Hakk'ı görmüş  demektir"sözüyle anlatmak istediği budur.Peygamber ve velilere yol gösteren ,Tanrı ariflerine önder olan Ahmed'in mimidir.
Tanrı zuhursuzluk aleminde gizli bir hazine idi,bilinmeyi istedi. Kendi sıfat ve zatını anlayıp ,ayetlerini(işaretlerini aynel yakin görebilsinler diye ,vücud bulmağa , oluşumu idrake kabiliyetli , Hakkı görmeğe layık bir topluluk yarattı.Bunlara Tanrı'nın zatını seyredebilecekleri bir ayna(kamil insan)gerektiMana yolcuları ,Tanrı'yı onun yüzünde seyrettiler.
Nebilern ruhları  Muhammedi hakikate ayna olan kamil insana tabi olur.Bu ayna velilere Hakk'ın nurunu gösterir

MİM'İN SIRRI

Arapça alfabede Sin harfinden sonra gelen mim,süluk yolculuğunun sonunda erişilecek olan Muhammed makamının remzidr.Yani mim,Tanrı'nın zat nuruna ayn olan ,kainatın resulü olan Muhammed(s.a.v.)dir.
Bu nedenle insan ,İnsan-ı Kamili bu bağlamda anlamalıdır.Tanrı kendi kudretini kamil insanın gözünden seyretmiştirKamil insana verilen bu göz ile bakıp da ,can ve tenlerinin ne olduğunu anlayamayanlar ,amaçlarına ulaşamazlar.Gönül, Tanrı isimlerinin nuruyla cilalanmayınca ,aydınlanmaz.Tanrı'ya biliş olmaz.
Mana yolcusu ibret gözüyle baksa , ayna hükmündeki kamil insanda Tanrı'nın satını görür.Eşya'dan örtü kaldırılsa ,Tanrısal birlik ortaya çıkar.Bu konuda alınacak eğitim sonucunda zat nurunu gönül aynasında görmek mümkün olacaktır.Burada sözü edilen Tanrısal görüşü,Efendimiz (s.a.v)"MAZAGAL-BASAR"Gözü kaymadı(Necm 16-18)ayetinde belirtildiği şekilde mükemmel bir şekilde yaşamıştır.

ÇOK BÜYÜK MEZİYET

Zalimin huzurunda zalime karşı haksızlıkları dile getirebilmek.Zalimden korkmadan,söylediklerinin içine nefsine ait kin ve düşmanlığı katmadan yapılan haksızlığı ve adaleti ifade edebilecek meziyette pek az insan kalmıştır.Bu tür insanların en büyük ortak yanları,dünyanın mal ve makamına(cahına)itibar etmeyen,mütevazi yaşan,insanlardan bir şey talep etmeyen şahsiyetlrdir.Bu genellikle Ehli tasavvuf içindeki zühd sahiplerinde olur.Ancak her şeyin sahtesi ve sulanmış taklitleri olduğu gibi,bugün üzerinde tasavvuf kimliği olduğunu iddia edipte siyasilerin ,makam sahiplerinin sofrasında oturan,onlardan ikbal bekleyen,yahut devlet imkanlarından yararlanma muradı içinde olan şahsiyetler bu ulvi yola gölge düşüren kişilerdir.bunlar uzun soluklu olmayıp kısa bir süre içinde  foyaları meydana çıkmaktadır.Çünkü Cenab-ı Hakk,İslami söylemlerin siyasi saltanata alet edilmesini sevmez.Keza Tasavvuf yolunun piranı da tasavvufa ait kıyafet ve ritüellerin dünyevi murat ve maksat  için kullanılmasına müsaade etmez,kullananalar ise saman alevi gibi kısa vakit içinde sönüp kaybolurlar. 

HİMMET DÖRDÜNCÜ BASAMAKTADIR

Meşhur sözdür:"Baba himmet"."oğul hizmet".Himmet basamağın dördüncü basamağındadır.İlk başta Sevgi gelir ikinci basamak hürmet(saygı),üçüncü basamak hizmet,dördüncü basamak himmettir.bu nedenle Eğer bir zatın himmetine ulaşmak istiyorsak onu seveceğiz.Ona gıyapta ve huzurda hürmet edeceğiz.Ona hizmet edip kalbinde yer edeceğimz daha sonra himmet isteyeceğiz.Ama bugünün aciz olan bizleri sevgi,hürmet ve hizmetimiz olmadan hemen karşımızdaki birinden "Himmet"dilemekteyiz.

GAZAPTAN KURTULMA DUASI-HZ.HÜSEYİN

İmam Cafer hazretlerinin kerametlerindendir.Ne vakit dudağını kıpırdatıp birşeyler okuyunca Halife mansurun gazabi ve öfkesi giderdi.Bir gün Mansur yine gadaplı idi.Cafer-i sadık hazretleri huzuruna girince öfkesi dindi.İmam Cafer-i sadık7a ikramlarda bulundu  hürmet gösterdi ve yolcu etti.İmamla beraber olan birisinin bu hal taaccübüne gitti ve sordu:"Ya İmam içeri girdiğinde dudakların kıpırdıyordu.Ne okudun da mansurun gadabı sükunet buldu:Hazreti imam buyurdu ki:"Dedem İmam-ı Hüseyin'in duasını okudum,ki o dua şudur:"(Ya iddeti inde şiddeti Ya Gavsi, inde Kurbeti ahreseni  bi ayni kelleti ta tenamü  ve ekfini bereketi kellezi tayeramü)
Ravi derki "Bu duayı ezberledim.Her ne vakit bana bir şiddet erişirse bu dua bereketi ile kurtulurum.

HİKMETLİ SÖZLER-İMAM CAFER SADIK

Evveli korku, sonu özür olan her bir günah ,Kulu Hakka ulaştırır.Evveli güven, sonu kibir olan her bir ibadet kulu Hakk Teala'dan uzaklaştırır. Kendini begenmiş olan itaatkar aslında asidir. özür dileyen asi de hakikatta itaatkardır.(İmam Cafer Sadık)

AKILLI KİMDİR ?

 Nakledilir ki Cafer-i Sadık hazretleri,İmam Azam Ebu Hanife’ye şunu sormuştu:”-Akıllı kimdir?”.Ebu Hanife:”Hayır ve şerrin arasını temyiz eden” dyince Cafer-i Sadık hazretleri:Hayvanlar da ikisinin arasını temyiz edebilirler.Kendilerini dövenle ot vereni birbirinden ayırt ederler.Bunun üzerin Ebu Hanife sordu:”Ş halde size göre akıllı kimdir?”diye sorunca Hazret-i İmam Cafer-i sadık buyurdu:”İki hayır ile iki şerrin arasını temyiz edip de  iki hayırdan daha hayırlısını ihtyar eden,iki şerden daha ehven olanını tercih edendir.

HALK İÇİN OLANI,HALK İÇİN OLANI

 İmam Cafer-i sadık hazretleri üzerinde kıymetli bir elbise olduğu halde görünmüş ve kendisine,”Ey Allah resulünün evladı ! Mensup olduğun Ehl-i beyt’in kıyafeti bu değildir”denilmişti.Bunun üzerine Cafer-i sadık (r.a)soru soran adamın elini tuttu  ve koynuna soktu.Süslü elbesinen altında eli tırmalayan  bir aba bulunduğunu gösterdi ve şöyle dedi:
"-    Şu üstteki halk için, bu da Hak için (giyilen elbisedir.Halk için olanı açık,Hak için olanı gizli tuttuk)"

İMAM CAFER-İ SADIK'DAN

  Cafer-i Sadık hazretleri bir gün,bir müddet halvete çekilmiş ve insanlarla irtibatı kesmişti.Süfyan-ı Sevri hazretleri evine ziyaretine geldi ve sordu:”Halk, nefeslerindeki (feyz ve )faydalardan mahrum kaldı.Niçin uzlete çekildin?
      -Zaman bozuldu ve dostlar değişti, sözünün hükmü şmdi ortaya çıktı!diyerek şu iki beydi okudu:
Geçen gün gibi , vefa geçip gitti.
Halkın kimi hayal, kimi ümit peşinde.
Görünüşte dostluğu ve vefayı aralarında yayıyorlar
Ama kalpleri akreplerle dolu”


MÜSLÜMANLAR NİÇİN BİRLEŞEMEZ

Çünkü ,Müslümanlarda "ŞÜKÜR"ortadan kalkmıştır.Efendimiz veda hutbesinde ashabına şunları söylemiştir:Sizlere iki şey bırakıyorum.Allah'ın kitabı Kur'an ve Ehli Beytim.Kitap bozulmamış bir vaziyette ortada mevcutken niçin dünya üzerinde bir buçuk milyar müslüman parçalı bir vaziyette dağınık.Paraları ve canlarının güvenliği Amerika ve İsrail'e emanet.Kitap okumakla usta olunmaz.Bir sanat ancak yaşayan bir ustadan(öğretmenden)öğrenilir.Malzeme mevcut,ancak kum ve çakılı birbirine tutturarak sağlamlaştırıp beton haline getirecek çimento yok.Bu çimento,yapıştırıcı Resulullah'ın ehli beytidir.Ehl-i Beyttenim diyerek belki sayısız insanlar çıkabilir.Bu işi suistimal edenler bulunabilir.Sahtesi olacaktır diye altın aramaktan vazgeçilir mi?Ehli Beyti katleden emevi saltanatı yıkıldıktan sonra saltanata talip olan Abbasi hükümdarları dahi aynı zulmü yapmadılar mı?Bu günde particilik zihniyetinin devamı,geçmişteki sülaleciliğin devamının başka yüzüdür.Tüm meşreplerin,tüm mezheplerin güzel yüzlü güzel ahlaklı insanları öne çıkartılıp idare görevleri onlara tevdi edildiği zaman kısa bir vakitte  Cenab-ı Hakk içimizde mevcut Ehli Beyt'in güzel insanını başımıza geçirecektir.

EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT KİMLERDİR?

EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT KİMLERDİR?sorusunu İmam Cafer-i Sadık hazretlerine sormuşlar.İmam şu cevabı vermiştir:
Şaşarım o kimseye ki,”Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat ile Ehli Beyt(Mezhepleri)arasında fark vardır !” diye hayal eder.Zira hakikatta ,Ehl-i Sünnet V’el Cemaat, Ehl-i Beyt’ten ibarettir.Bir kimse böyle bir batıla neden saplanıp kalır,onu bilmem.fakat bildiğim şey şudur ki ,Efendimiz Muhammede(S.A,V)iman edipte evladına yaranına iman etmeyen kimse,Efendimiz Muhammed’e(S.A.V)iman etmemiş olur.Baksana,İmam Şafii ,Ehl-i Beyti son derece sevdiği için , Rafiziliğe nisbet ederek hapse atmışlardır.Bunun üzerin imam Şafii,şu mealde şiir söylemiştir:”Eğer Efendimiz Muhammed’in(s.a.v.)Al’ini (ve hanei halkını)sevmek Rafizilik ise ,ins ve cin şahit olsun ki ben rafiziyim”

UŞAĞA ATILAN FIRÇA

İmam Cafer-i Sadık hazretleri söylendiğine göre bir gün bir iş için uşağını göndermiş,uşağın dönüşü gecikince onu aramaya çıkmıştır.Bir yerde uşağını uyurken bulmuştur.Baş ucunda uşağın uyanmasını beklemiş .Uyanınca ona şu fırçayı atmıştır:”Sana ne oluyor ki gece gündüz uyuyorsun?Geceyi kendine,günüdüzü ise bize ayıracaksın”demiştir.
İmam Azam Ebu Hanife hazretleri tam iki yıl Cafer-i Sadık hazretlerinin yanından ayrılmamıştır.Bu iki yıla işaret ederek:”Levlessenetan le helekel Numan-iki yıl olmasaydı Numan helak olurdu” demiştir.



NEFES-KUL HİMMET

Fatıma ananın eteğin tuttum
Server Muhammed’e göz gönül kattım
İmam Hasan ile çok meta sattım
Şah Hüseyin ile dükkana düştüm

Zeynel’i sevdim de aşnaya yettim
Bakır’ı sevdim de musahip tuttum
Cafer-i Sadıkla göz gönül kattım
Naci deryasında ummana düştüm

Kul Himmet üstadım bu nasıl yazı
Lezzet verir şirin muhabbet tuzu
Ali’nin altında zühre yıldızı
Meylü muhabbeti Selman’a düştü.
Kul Himmet (k.s)

LADİKLİ SULTAN'DAN

Metli Sultan'dan yetişen Hasan Hüda hazretlerinin kızı Hatice ablamızın kızından nakildir:Ladikli Hacı Ahmet Efendinin torunlarından derlenmiş kısa anekdotlardandır:
 "Dedem  gelen misafirleriyle sohbet ettikten sonra meyve ikram etmek isterdi bizde evimizde meyve yokki derdik sonra dedem oturduğu odasında küçük ahşap  dolabının kapağını açar ve derdiki elma istiyorum derdi birde bakardık elma verilmiş üzüm derdi o dolaptan üzüm verilirmiş bütün meyveleri ister hepsini misafirlerine ikram edermiş biz hayretle seyrederdik dedemi diye anlatıyorlarmış              Buna benzer oturduğu zaman kaybolduğunu nereye gittiğini sordukları zaman cihada gittiğini cihaddan galip olarak döndüğünü anlatirmış  (inşaallah devam edecektir)                    


İLAHİ

Çün ledün ilmi demadem kalbine ilham olur
Neyler el dil Arif-i Billaha yazmak okumak
Kil ü Kali terk idüp dilden tıraş et hubbini
Adliya yeter okursan bab-ı aşktan bir varak
(Şeyh Adli Sümbüli (k.s)

HİKMETLİ SÖZLER-İMAM MUHAMMED BAKIR HAZRETLERİ

Allah Teala  Şuayp Peygambere vahiy gönderdi,”Ben senin kavminden  yüzbin kişiye azap göndereceğim.kırk bini kötülerdir,altmış bini  de iyilerdir”Şuayb, “Ya Rab! Kötüleri azaplandırıyorsun; iyilerin suçu nedir?”dediğinde Allah Teala ‘dan vahiy gelir:” Onlar da kötülere yağclık yapıp, benim gazaplandığım yerde gazaplanmadılar.”
*Allah teala , insanların ısrarla birbirlerinden bir şey istemelerini sevmez. Ama kendisinden bir şeyin ısrarla istenilmesni sever”
*Allah Teala  dünyayı hem sevdiğine verir, hem sevmediğine fakat dini ancak sevdiği kimseye verir.
*Kıyamet günü en çok üzülen insan,adil birisinin (adil önderin)iyiliğini söylemesinin yanısıra, onu bırakıp kötünün peşinden giden insandır.
*Üç şey dünya ve ahiret güzelliklerindendir.Zulüm yapanı affetmek, dostluğu kesenle dostluk kurmak ve cahillik yapana yumuşak davranmak
*Üç şey insanı çökertir:kendi amelini büyük görmek,günahını unutmak, ve kendi fikrinden hoşlanmak
Allah Teala hayır yapmayı dünya ehline ağır kılmıştır.Çünkü hayır kıyamette ölçülürken mizanda da ağır gelecek .Allah Teala şerri dünya ehline hafif kılmıştır.Nitekim kıyamette şer ölçülürken hafif gelecektir


AZAPTAN EMİN OLUNACAK İKİ KAYNAK

İmam  Muhammed Bakır buyurmuşlardır ki:
“Yeryüzünde Allah azabından iki aman verdi;biri kaldırıldı,öbürüne yapışın.Kaldırılan aman ,Allah’ın salatı O’na ve soyuna olsun ,Resulullah’tı.durup kalan aman ise istiğfardır.Allah Teala:”Sen,onların içinde oldukça ,onları azaplandırmaz ve gene yargılanma dilerken , Allah, onlara azap vermez”buyurmuştur.
Tam fakih o kişidir ki Allah'ın rahmetinden ümitsiz hale düşürmediği , Allah’ın lütfundan onlrı meyus etmediği gibi Allah'ın mekrinden de onları emin etmez.
İnananların zanlarından sakının çünkü yüce Allah gerçeği dillerine ilham eder”


29 Ocak 2017 Pazar

ŞEYH OSMAN SERACEDDİN HAZRETLERİ

ŞEYH OSMAN SERACEDDİN HAZRETLERİ 

Azizim Necip Efendi anlatmıştı.Seyyid Ali Baba hazretleri bana,Kırıkhan’da bulunan bir adamdan bahsetti.Tatlıcı Hacı İzzettin Eroğlu’ndan.Kırıkhandan geçerken bu zatın evinde misafir olarak kaldığını,bu zatın hanımının da kocasına biraz meşakket verdiğini,bu zatın evinde kalmak gerekir mi?gerekmezmi?diye bana sual yöneltti.Üçlerden bir zat güya bana sual soruyor.Haşa.Sualin altında bir mana aramak gerek diye düşündüm.Ben mutlaka bu zat ile tanışmalıyım düşüncesi ile hemen kırıkhan’a gittim.Adamı tanımıyorum.Dört yol ağzında indim.aradığm adamın ismini yahut tatlı dükkanının neresi olacağını soracağım.Kalabalık içinde birisi dikkatimi çekti.Sanki birisini arıyormuş gibi etrafa bakınıyor.Benden yaşça ileri.Yanına yaklaştım.”Efendi ! Tatlıcı İzzettin diye birini arıyorum,dükkanı nersi?”diye sorunca adam bana dikkatlice baktı ve “Seni Ali Baba mı gönderdi?”dedi.Anladım ki aradığım adam imiş.”Haydi eve gidelim “diyerek ara sokaklardan yürüyüp sokak içinde ikinci kat olan evine götürdü.Evindeki sohbette şunları anlattı:”Seyyidlerden Osman Seracettin hazretlerine üç ayda bir ziyarete giderim.O zaman İran’da idi.Bir ziyaretimde hazreti beklerken bir de baktım bekleyenler içinde Kırıkhan’ın külhanbeyi ,zenginlerden haraç alan,etrafında yirmi otuz adamı olan,vurducu kırdıcı birisi bekliyor.Şehirden tanıdığım için hayret ettim.Sordum :”Sen burda ne geziyorsun?”.Adam bana :”Bu zattan ne istekte bulunursan Allah verirmiş dediler.Bende istemeye geldim.Araba ,avrat,para isteyeceğim”dedi.Biraz sonra Şeyh osman Seraceddin hazretleri içeri geldi.misafirlerle musafahalaşırken bizim hemşeri Şeyhe aynı şeyleri söyledi:”Efendim ben bekarım Avrat istiyorum.Araba istiyorum.Para istiyorum”dedi.Seraceddin hazretleri gülümsedi ve “Allah versin”dedi.Memlekete döndüm ve bu adamın şu hikayesine muttali oldum.Bu adam şehrin Hassa yolu üzerinde Beyazid-i Bestami hazretlerine giderken sağ tarafta  şehir dışında ıssız bir mevkide  tek odalı kerpiç bir evde tek başına yaşar.Odaya küçük bir mutfak  bitişiktir.tuvleti dahi dışarıdadır.adam belalı ,vurducu kırdıcı olduğu için Belediye bile illallah etmiş elektrik ve su çekmiştir.Zenginleri dolaşır,onlardan ”koruma bahanesiyele” haraç alır.Tüm kavgaların içinde vardır.hadiseden kendisi sıyrılır.butlaka içeri adamlarından birisi girer.Reyhanlı’nın zengin ağalarından birisi arabası ile Kırıkhanda bir ağanın yanına gelir.Bu adamda oradadır.Reyhanlı’lı arabasını değiştireceğin söyler.Bizim ipsiz lafa girer:Alırım ancak parasını pamukta veririm.Zira Yörenin iki para kazanç vakti vardır.Tarladaki buğday ve pamuğun hasat zamanı.Reyhanlılı,bu ipsizi tanımaz,ancak,Kırıkhanlı ağanın yanında gördüğü için onuda varlıklı biri sanır ve arabanın anahtarını uzatır,gider.Kırıkhanlı ağa  ,Reyhanlılı ağaya bir şey diyemez.Bizim ipsiz araba sahibi olmuştur.iki üç adamını arabaya bindirir Takım elbiseli bir vaziyette Maraş’a gezmeye giderken akşam vakti girmiştir.Yol kenarında bir çiftliğe girerler ve “Tanrı misafiri” derer.Son model arabanın içinde Reis iner adamlarıda el pençe vaziyette saygı gösterirler.Çiftlik sahibi bunu zengın biri sanır.Bir koyun kestirir akşam misafir eder.Reis,sohbetin koyulaştığı bir zamanda halinden dert yanar,bekar olduğunu,kısmet bulamadığını”söyler.Çiftlik sahibi derki,benim sekiz oğlum bir kızım var.İstersen bu kızımı sana nikahlıyayım der.Köyün imamı çağrılır orada nikah yapılır.Ertesi gün nikahlı eşini de arabaya alır ve Kırıkhan’a dönerler.Kızcağız tek odalı kerpiç evde yaşamaya başlar.iki ay sonra Maraştaki kayınpeder kızını ziyaret için iki oğluyla birlikte  Kırıkhan’a gelir,sora soruştura evi bulur.meseleyi anlar,kızını alır geri götürür.Pamuk zamanı olmuştur.Araba sahibi gelir ,parasını istemeye .soruşturmuştur ki bu adam bir berduş.Parasını isteyince adam arabanın anahtarını geri uzatır.Hikaye burada biter bizimki bir sene ihtişamlı yaşamıştır.Vakit bitmiştir sonra eski hayatına devam eder.”Azizim sözü burada bitirdikten sonra Osman Seraceddin hazretlerini Türkiyenin  kabul etmediği bir dönemde (İngiltere’de ,Fransa’da e ispanya’da mekanlarının olduğunu beyanla,Kutup olan bu zat’ın  bu mülklerle ilgilerinin başka başka hikmetlerinin olduğunu beyanla,başlarında Hacı Nuri olan isimli bir zatın olduğu İstanbul-Kapalıçarşıda kuyumculuk yapan yirmi esnafın  Şeyh Osman Seraceddin hazretleri Türkiyede iken tüm masraflarını karşıladığını ve her yıl kazançlarından külliyetli bir miktarın dergahın masraflarının karşılanması amacıyla Şeyhe gönderildiğini belirten uzun bir hikaye anlatmıştır.Özel sır konularına girdiği için bu hikayeyi aktarmıyorum. 

AKIL MI? NAS MI?

AKIL MI? NAS MI?
 Ebu Hanife hazretleri ile İmam Muhammed Bakır hazretleri karşılaşırlar.İmam sorar:Ceddim Resulullah’ın dinini ve hadisleri kıyasla değiştiriyormuşsunuz ?deyince Ebu Hanife hazretleri :”Haşa”der.İmamı Bakır hazretlrinin önüne diz çöküp şu açıklamaları yapar:Efendim size üç sualim var, onlara cevap lütfedin”diyerek söz başlar:Evvela,kadın mı zayıftır? Erkek mi?”.Bakır hazretleri cevap verir:Kadın !.
Kadının mirasta hissesi kaçtır?”.”Adam iki hisse alır.Kadın bir hisse alın”.Bu dinin emridir.Eğer ben dini bozacak olsam erkeğin hisseni bir,kadının hissesini iki yaparım.Çünkü kadın zayıftır,kazanç yolları azdır.Erkek kuvvetlidir,çok çalışır,çok kazanır nasıl olsa geçinir.Fakat ben kıyas yapmıyorum.Nas’la amel ediyorum.”der. ve söze devam eder:
“- İkincisi namaz mı faziletlidir, yoksa oruç mu?”.İmam Bakır hazretleri :”Namaz daha faziletlidir”der.Ebu Hanife devam eder:”Resulullah (s.a.v.)kavli böyledir.Eğer ben onun dinini bozmuş olsam , kadının hayzdan temizlendikten sonra kıyasa göre namazını kaza etmesini emrederdim.Orucunu kaza ettirmezdim.Fakat ben kıyasla böyle bir şey yapıyor muyum?”
Üçüncüsü:”Bevil mi pistir? Meni mi?”
-“Bevil daha pistir”.
“Eğer ben atanın dinini kıyaslarla değiştirmiş olsam  kıyasa göre bevilden gusül yapılmasını, meniden abdest alınmasını emrederdim.      Fakat ben hadisi şerife aykırı rey kullanarak, kıyas yaparak Resulullah (b.a.v.)’ın dinini değiştirmekten Allah’a sığınırım”.
Bunun üzerine İmam Bakır hazretleri,Eb Hanifeyi kucakladı ve alnından öptü.


28 Ocak 2017 Cumartesi

NEFES-HACI BEKTAŞ-I VELİ


Çünkü açıldı hicab-ı Afitab-ı kulkefa
Zahir oldu nuru Errahman  alel arşisteva
Der Hasan Hulki Rida ile Hüseyin_i Kerbela
Kim Ali’nin Zülfikar-ı Suru İsrafil’dir

Çün İmamet geldi batın aleminden zahire
İsmolup ayni müsemma yetti ev vel-ahire
Bildi Zeynel Abidin dedi Muhammed Bakır’a
Nutku mutlaktır ki Zat-ı Hazret-i Haktır
Dinle ol nutki ki Cafer’i Sadıkta’dır
Kim Ali’nin Zülfikar-ı Suru İsrafildir

Alemi ala ve Şerhi name-i Ebrar imiş
Sureti manada nakdi Haydar’ı Kerrar imiş
Hem nübüvvet hem velayet hatmi bu Esrar imiş
Kim Ali’nin Zülfikar’ı suru İsrafil’imiş

(Hacı Bektaş-ı Veli)

CİNNİLERİN HELAL VE HARAMLARI

CİNNİLERİN HELAL VE HARAMLARI
İmam Bakır hazretlerinin oğlu Cafer-i Sadık’tan rivayet edilmiştir ki bir gün babamın huzuruna girmek istedim, o anda huzurunda cemaat vardı, biraz bekledim.Hazreti İmamın huzurundan on iki kişi çıktı.Selam verip geçtiler; üzerlerinde dar ve garip giysiler  ve ayaklarında acayip nalınlar vardı.Hiç birini daha evvel görmüş değildim.
İmam Bakır’ın huzuruna girince Hazret buyurdu ki,”Bunlar cinnilerden olan kardeşlerinizdir.;sizler nasıl ki helal ve haramlardan sorarsanız, onlar da sorar öğrenirler” buyurdu.


EHLİ ZİKİR KİMDİR?

EHLİ ZİKİR BİZİZ
Nahl suresinin 43.ncü ayetinde geçen:”Eğer bilmiyorsanız bilmediklerinizi Ehl-i Zikre sorunuz”sözünün manasını İmam Muhammed Bakır hazretlerine sormuşlar.Hz.İmam’ın cevabı ise:”Ehl-i Zikir biziz”diyerek mana vermiştir.

HİKMETLİ SÖZLER (İMAM ZEYNEL ABİDİN)

 *Salih insanların meclisi ,insanı düzelmeye doğru götürür.
*İhtiyaç olan şeyleri halktan az istemek(sık sık talepte bulunmamaktır)hazır bir zenginliktir.
*Sağ tarafında iken sana küfür eden bir kimse,soluna geçer , senden özür dilerse özrünü kabul et.
*O Allah ki nimetini itiraf etmeyi “Hamd”,şükrünü yerine getirmekten aciz olduğunu bildirmeyi “şükür”saymıştır.

(İmam Zeynel Abidin)

NEFES

 Dedim aydınlık var dedi elimdir
Dedim günahım çok dedi gönlümde
Dedim mehtap nedir dedi koynumda
Dedim ki göreyim söyledi yok yok

Dedim vatanın mı dedi elimdir
Dedim bülbülmüdür dedi gülümdür
Dedim Nesimi Şah dedi kulumdur
Dedim satarmısın söyledi yok yok
(Seyyid Nesimi k.s.)


NEFES

Ey beni aşk ateşine yandıran
Aşk senin aşık senin maşuk senin
Hem seven hem sevilen hem sevdiren
Aşk senin aşık senin maşuk senin
(Hz.İmam Zeynel Abidin hazretleri)

ÇIKMA RIZADAN

ÇIKMA RIZADA
Ey gönül sandın mı sen derviş oldun
Bu menzil uzaktır çıkma rızadan
Verdiğin ikrara sen dara durdun
Hakkı niyaz eyle çıkma rızadan

KulhüvAllahü ehad sen de okudun
Mürşit cemalinde hatim eyledin
Aynı cem sırrını ey gönül gördün
Kendini hak eyle çıkma rızadan

Mahzuni bu sırrı bil Esrar-ı Hak
Bu deryayı umman sen kendine bak
İmam-ı zamanın nutkunu bil hak
Canın feda eyle çıkma rızadan
(Mahzuni  k.s)


27 Ocak 2017 Cuma

HİKMETLİ SÖZLER-HZ.HÜSEYİN (R.A)

*Selamın yetmiş sevabı vardır.Altmış dokuzu selam verene, biri de selam alanadır.
*Bazıları Allah'dan bir şey umarak ibadet ederler; bu , tacirlerin ibadetidir.Bazıları da ateşten korkarak ibadet ederler; bu kölelerin ibadetidir.Bazıları da Allah'ın nimetine şükür olarak ibadet ederler; işte bu hür insanların ibadetidir.İbadetin en faziletlisi de budur.
*İnsanların size olan ihtiyaçları , Allah'ın size verdiği nimetlerdendir.Allah'ın nimetlerine yüz çevirmeyin, yoksa sonra belaya dönüşür.
*"Zenginlik nedir?"diye sorulduğunda şöyle buyurdu: Arzuların az olması ve yeterli bir rızka razı olmaktır.

EY ALİ

 Ey ALİ
Haddinden fazla uyumak kalbi öldürür, unutmayı çoğaltır.Fazla gülmek gönlü perişan eder, insanda vakar bırakmaz.Çok günah işlemek kalbi karartır, pişmanlık verir.

Ey Ali

Borcun az olsun.Borç dinin harap olmasına , insanın gönlünü meşgul etmeye ve insanın kalbini karartmaya sebeb olur.Cuma gecesinde Bakara suresini okuyan kimseye yer ile gökler nur ile dolar.Duhan suresini okuyan kimsenin işlediği ve işleyeceği günahları affolur.Yatacağı zaman Vesselam-ı vettarik  suresini okuyan yıldızlar adedince sevaba gark olur.

HZ.CEBRAİL'İN İSTEĞİ

Cebrail (a.s)şöyle buyurur:
“Keşke dünya insanlarından olsaydım da yedi şeyi işleseydim.”
1.     Beş vakit namazı cemaatla kılsam
2.     Hastaları ziyaret etsem
3.     Cenaze namazını kılsam
4.     Alimlerle beraber sohbet etsem
5.     Susayanlara su dağıtsam
6.     İki dargını barıştırsam
7.     Yetimlere iyilikte bulunsam       



MERSİYYE-MUHARREMİYYE


Şah Hüseyin’in firkatine ağlayan gelsin beri

Ah ü vah edip dem-a-dem ağlayan gelsin beri


Kerbela-yı aşk içinde can ile olan şehid

Can u başa  kalmayıp kanlar döken gelsin beri


Hak civarında şehidler menzilin bulmağıçün

Arşı seyran etmeğe canlar veren gelsin beri

Kutb-ı alem şeyh Şaban-ı Aziz erkanına

Leyye-i aşurede ihya eden gelsin beri

Hem Muhammed meclisinde Çar-yar gibi gelip

Hal ile derviş Ömer irşad olan gelsin beri

(Şeyh Ömer Fuadi i Şabani)

YAMALIZADE HALİFESİ YUSUF ZİYA BEY


 YAMALIZADE HALİFESİ YUSUF ZİYA BEY

 Yamalızade Ali Rıza Efendi(ö:1939-Uşak) Kuvayı milliyenin Ege’de mali işlerini yürüten Atatürk’ün çok güvendiği Yusuf Ziya beyin şeyhidir.Tekkelerin kapatılması ile alakalı karar Uşak’da alındığından Yamalı dede Meclisi Meşayıhın ve tekke mensuplarının çoğunun hal ve tavırlarından  da anlaşılacağı üzere tekkelerden feyz kaldırıldığı kanaatıyla ulul emre itaatı Hakk’ın emrine itaat kabul ederek  kapatmaya karşı olmamış ve 1925 ‘den sonra mahfi yaşamıştır. Bu zatın babasının yüzünde”ben”olduğu için Yamalızade lakabıyla tanınmış, soyadı kanunundan sonra “Yamalıoğlu”soy adını almıştır. Yamalıbabanın yerine 1939 da Yakupzade hafız mustafa Özyürek efendi(d:1887-ö1973) yolu devam ettirmiştir. Yakup Babayı yakinen tanıyanların ifadesine göre hutbelerinde “Allah’ı isteyen eteğime tutuversin”diyecek kadar açık sözlü olmasına rağmen tasavvufi yönden halktan gizlenmeyi bilmiştir. Yamalızade Şeyh Ali Rıza efendiyle alakalı gördüğü bir mana üzerine “Efendim huzurunuza bomboş bir teneke olarak geldim, ne doldurursanız kabulümdür”diyerek ona teslim olmuştur.Yakup aziz, şeyhinden sonra post'a oturmuştur.1939.






ŞABANI VELİ HAZRETLERİNDEN SONRAKİ SİLSİLE


 ŞABAN-I VELİ HAZRETLERİNDEN SONRA HALVETİYE SİLSİLESİ
 1-Piri Tarikat ,Şeyh Şaban-ı Veli (1499-1569 Kastamonu)
2.Şeyh Osman Efendi (ö:14 Haziran 1569 Kastamonu)
3.Şeyh Hayreddin Efendi (ö:1579 Kastamonu)
4.Şeyh Abdülbaki Efendi (ö:1589-İskilip)
5.Şeyh Muhiddin Efendi (ö:1604  Kastamonu)
6.Şeyh ömer Fuadi (ö:1636 Kastamonu)
7. Şeyhİsmail Kutsi-i Çorumi ö:1648  Şam)
8.Şeyh mustafa Musluhiddin Çelebi (ö:1669)
9.Şeyh Aliyyül Atvel Karabaş-ı Veli (ö:1686 Mısır)
10.Şeyh Üsküdarlı Mehmet Nasuhi efendi (ö:1718  İstanbul)
11.Şeyh Abdullah Rüşdi (ö:1728 Mudurnu)
12.Safranbolulu Zoralı şeyh Mehmet Esad efendi(ö: ? türbesi Karabük’e bağlı Zorban köyü)
13.Çerkeşli Şeyh mustafa Efendi(ö:1814  Çerkeş)
14.Şeyh Hacı Halil efendi (Geredeli Azizi)(ö:1843 Gerede)
15.Şeyh Salih Efendi (Hacı halil efendizade)(ö:1878 Kütahya)
16.Şeyh Mehmet sadık Efendi (ö:1922 Odunpazarı-Eskişehir)
17.Şeyh Yamalızade Ali Rıza efendi (ö:1939 Uşak)
18.Şeyh Yakupzade hafız Mustafa Özyürek (ö:1973 Uşak)
19.Şeyh ……………….
Seyyid Yahya hazretleri derki:
“Her pirin  mücazları(icazet verdikleri) ve perverdeleri (hususi yetiştirdikleri)olur. Mücazlar çok olsa doğrudur.Amma perverde  birdir ki  o, pirin vefatından sonra zuhur eder. Hakikatta sahib-i telkin ve ehli irşad odur. Amma mücazlar tevbe ve istiğfar vermek için  ve adabı tarikat öğretmek içindir”



ŞABAN-I VELİ HAZRETLERİNİN DUASI


 Şifahi olarak gelen bilgilerde Şaban-ı Veli hazretleri, Cenab-ı hakk’dan kendi erkanına mensup olanların şu beş şeyle mükafatlandırılmalarını dilemiş, bu da kabul edilmiştir.Bu hususta şöyle dediği rivayet edilmiştir:

Benim postum ve silsilem kıyamete kadar baki olsun,dervişlerime cin musallat olmasın, dervişlerim deprem enkazında kalmasınlar, suda boğularak ,ateşte yanarak  ve tüberkülozdan ölmesinler”

Hz.Şaban-ı Veli, kutbiyyet makamına ulaştığı vakit Cenab-ı Hakk’dan üç şeyi niyaz etmiştir:

1.Tarikatına intisap edenlerden bir kimse seyrü sülukun sırlarına haberdar olmadan vefat ederse ,o kimseye son nefesinde Tevhidi Zat zevkinin ihsan buyurulması

2.Tarikat saliklerinin cin ve peri tasallutundan , bilhassa sihir yapıcıların sihirlerinden muhafaza buyurulması,

3.Kıyamet gününe kadar ariflerin eksik olmaması ve silsilesinin kesilmemesi

İLAHİ (MUSTAFA ÖZYÜREK)


Ey gözüm nuru ne bilsin gizlidir esrarımız

Cahil ü nadan ne bilsin anlamaz ahvalimiz


Kuş dilidir dilimiz her Süleyman anlamaz

Rümuzat u işaretle söyleriz akvalimiz


Halvetiyiz durmayız biz süreriz erkanımız

Hak yoludur yolumuz  hem Şaban Veli sultanımız


Kimse görmez döneriz  biz devreder devranımız

Kimse duymaz aşk ile arşa çıkar efganımız


Kördür ol münkir olanın kalp gözü görmez bizi

Can kulağı sağır olan duymadı feryadımız


Onsekizbin alemi gezdik dolaştık aşk ile

Göremez ama olanlar bu bizim seyranımız


Görmeyiz biz masivayı pek severiz vechullanı

Her zerreden görmek oldu halis muhlis efkarımız


İşitmeyiz efsaneyi istemeyiz kaşeneyi

Ayrılmayız yolumuzdan sağlamdır imanımız


Ayrılmayız şeriattan Hakka giden tarikattan

Haberdarız hakikattan nadan bilmez ahvalimiz


Masivaya tapmayız biz yolumuzdan sapmayız biz

Münkirlerden korkmayız biz İmam Ali öz babamız


Hakka doğrudur  özümüz secdede daim yüzümüz

Yalan değildir sözümüz saklıdır ol namazımız


Her nefeste ezkarımız Cemal-i Hak didarımız

Münkir bilmez esrarımız acaiptir seyranımız


Yetmiş bin hicap geçeriz Hakk'ı her şeyden sezeriz

Her dem Mirac biz ederiz kimse görmez Miracımız


Derviş Mustafadır adım Hakk'a vardım adım adım

Dersimi Ali’den aldım Muhammeddir serdarımız

(Yakupzade Şeyh Mustafa Özyürek (öl:1973)



İLAHİ

De İmam Hüseyin’i seven canlara
Yansın kan ağlasın matem ayında
Kerbela’da şehitlerin halini
Bilsin kan ağlasın matem ayında

Sakınsın olmasın bu ayda hurrem
Bilsin ol can bu ay mah-ı muharrem
Ah Hüseyin deyip yarama merhem
Sarsın kan ağlasın matem ayında

Mehabbet ile bildirsin özünü
Kanlı yaş ile doldursun gözünü
Seyyah dede topraklara yüzünü
Sürsün kan ağlasın Matem ayında

(Seyyah Dede k.s)

HZ.İMAM HÜSEYİNDEN GASBEDİLEN MALLAR

Hz.İmam Hüseyin efendimiz Kerbelada şehit edildiğinde malları gasb edilmişti. Eşyaları arasında bir miktar kızıl altın çıktı. Şimr mel'unu bunlara el koydu.Sonra kendi kızına çeyiz yapmak için bu altınları bir kuyumcuya vererek ziynet yapmasını istedi.Kuyumcu bu altınları ateşte erittiğinde altın eriyip kayboldu. Şimr mel'unu bunu duyunca kuyumcuyu yanına getirtti ve gözleri önünde eritmesini söyledi.Kuyumcu bu işi tekrarladığında yine altınlar mahv ve helak oldu.
Rivayet ederlerki Hz.Hüseyin'in Kerbelada el konulan develerini keserek etlerini yemeye çalışanlara deve eti öyle acı bir şekilde idi ki kimse yiyemedi ve etleri ateşe atıp yaktılar.

TARİH,GAFİLLERE TEKRARDIR

Abdülmelik bin Umeyr şöyle rivayet eder.
Hz.Hüseyin Efendimizi şehid eden askerlerin komutanı  Allah'ın lanetinin üzerinde olacağı Ubeydullah bin Ziyad Kufe'de sarayında otururdu.İmam Hüseyin'in mübarek kesik başı bir tepsi içinde önünde dururdu..Zaman oldu Ubeydullah bin Ziyad melununun başı yine Kufe sarayında Muhtar'ın önünde bir tepsi içinde durdu..Sonra zaman oldu Muhtar'ın başı Musaab bin Zübeyr'in önünde tepside durdu.ve Sonra Musaab bin Zübeyr'in başını gördüm, Abdülmelik bin Mervan'ın önünde dururdu.Bu olaylar çok az zaman içinde olmuştur.Bu olayı Abdülmelik bin Mervan'a söylediğimde çok korktu ve Kufe sarayını yıktırdı.Ama o melun da helaktan kurtulamadı

KONUŞMASINI BİLE FASIK

Belimi iki adam kırmıştır.Konuşmasını bilen fasıkla şuursuz abit. O, diliyle fasıklığını örtüyor ve bu da ibadetiyle cehaletini.Aldananları bunlar aldatır.Ben Hazret-i Resulullah (s.a.v.)’dan duydum, şöyle buyuruyordu; Ey Ali Benim ümmetimin helak oluşu  konuşmasını bilen münafıkların eliyledir(Hazret-i Ali Kerremullahi veche)
Bu söz her devir için geçerlidir.Çünkü sözde sihir vardır derler.Bilhassa din adına konuşanlar ,yahut konuşmalarına din katanlar, sözlerine dini kavramları katanlar ve kulağa hitap edenler her zaman bir adım önde olurlar.Çünkü insanın gözü ile kulağı arasında dört parmak uzaklık vardır.Göz ile görülenin hak, kulak ile duyulanın batıl olduğunu büyüklerimiz ifade etmişlerdir.Kendisi israf içinde yaşayan padişah halka israftan kaçmayı telkin ederse, padişahın halini gören halk  üzerinde bir tesiri oluşmaz.Kendisi zühd içinde yaşayanın ise bir şey söylemesine gerek yoktur.Çünkü Hal te'sir eder.

HİKMETLİ SÖZLER(HZ.ALİ kvH)

İnsanlar dünyalarını düzene sokmak için dinlerine ait bir şeyi terk ettiler mi, Allah onları ondan daha zararlı bir şeye uğratır
*Allah’ın dini, kişilerle tanınmaz.,Hakkın nişaneleri ile tanınır.;sen Hakkı tanı, Hakka uyanları da tanırsın.
*İyi ve yumuşak davranışla ıslah olmayan kimse hak ettiği cezayı vermekle düzelir.
*Bir toplumun yaptığına razı olan onlardan sayılır, batıl işte bizzat bulunan kimsenin ise iki suçu vardır, o işi işlemek suçu ve o işe razı olmak suçu
*Bütün hayırlar üç şeyde toplanmıştır: Bakış, susma ve konuşma .İbret alınmayan her bakış boştur, fikirle birlikte olmayan her susma gaflettir, içerisinde zikir olmayan her konuşma lagvdir.Ne mutlu bakışı ibret, susması fikir, konuşması zikir olan ,hatalarına ağlayan ve eziyet etmeyeceğinden insanların emin olduğu kimseye

26 Ocak 2017 Perşembe

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM(NAZIM HİKMET)



Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey:
belki diyor.

18 Şubat 1945

İLAHİ

 Kurretül Ayn-i Habibi Kibriyasın ya Hüseyin
Nur-u çeşm-i Şah-ı Merdan Mürtezasın ya Hüseyin

Sana güllerle dokunan hiç umar mı mağfiret
Goncayı gülşen sera-yı Mustafasın ya Hüseyin

Ehli mahşer dest-i Hayderden içerken kevseri
Sen susuzlukta şehid-i Kerbelasın ya Hüseyin

Hem ciğerpare-i Zehra Fatıma Hayrün nisa
Ehli Beyti Mücteba Al-i abasın ya Hüseyin

Sad hezaran lanet olsun ol Yezid’in canına
Nice kasteddiler sana nur-u Hüdasın ya Hüseyin

Kıl şefaat Arif’e ceddin Muhammed  aşkına
Arsa-yı mahşerde makbulü revasın ya Hüseyin

(Arif-i Rumi k.s)           

İLAHİ

Geçerüz dünyada can-ü canandan
Kerbela'da akan kandan geçmeyiz
Geçeriz ukbada bağ-ı cinandan
Kerbela'da akan kandan geçmeyiz

Kanar hala kalbimizde bu yara
Hayber'iyiz meyletmeyiz ağyara
Çekselerde bizi sonunda dara
Kerbelada akan kandan geçmeyiz.

Hüseyin bizim canımız, cananımız
Hasan dahi dinimiz imanımız
Kırılsakta pirimiz civanımız
Kerbela'da akan kandan geçmeyiz

Aşki ağlar şehid-i Kerbela'ya
Gözyaşıyla niyaz eder Mevla'ya
Katlanırız bin bir türlü belaya
Kerbela'da akan kandan geçmeyiz
(Hazreti Aşkıyyül Halveti k.s)

HZ.HÜSEYİN'İ TERCİH

Rivayet olunur ki: Resulullah(s.a.v)Hüseyin'i sağ dizine, oğlu İbrahim'i sol dizine aldı. Cebrail(a.s)nüzul eyledi  ve dedi ki:"Ya Resulullah ! Allah Teala selam eder.Bu iki oğuldan birini katına alacaktır. Şimdi sen iki oğlundan birini kendine ihtiyar eyle"Hz.Resulullah (s.a.v)buyurdu ki "Hüseyin vefat ederse onun firakinden ,üzüntüsünden hem benim, hem Ali'nin, hem Fatıma'nın canı yanar.Amma eğer ibrahim vefat ederse sadece benim canım yanar.Kendi ihtiyarımla İbrahim'i eda eyledim."
Vaktaki İbrahim 3 gün kalmadı vefat eyledi.Ne zamanki İmam Hüseyin (r.a),Cenab-ıResul'ün (s.a.v.)yanına gelse onu öper, sever, şöyle derdi:"Merhaba ey oğul. Bilirmisin ki sana İbrahimim'i feda eyledim?(s.a.v.).

HİKMETLİ SÖZLER (HZ.ALİ)

Huşu olmayan namazda, boş söz konuşmasının terk edilmediği oruçta, dikkat etmeden okunan Kur’an-ı Kerimde, cömertlik olmayan zenginlikte, birbirini korumak olmayan kardeşlikte ,devamlı olmayan nimette hayır yoktur
*Gıybeti dinleyen gıybet edenlerden birisidir.
*Akıllı insanın serveti aklında, cahilin zenginliği malındadır.
*Medhin en yücesi iyilerin lisanında ceryan edendir.
*Alimin hatası geminin parçalanması gibidir.Hem kendisini hem denizcileri batırır.
*Kötülerin silahı çirkin sözlerdir.
*Ahmağın kalbi ağzında,akıllı kişinin lisanı kalbindedir.
*Az ateş çok odun yaktığı gibi, az Hak da çok ameli yok eder.
*Her fenalıktan uzak kalmanın yolu dilini tutmaktır.
*Amelin en zoru üçtür: 1.Nefsin hakkını verebilmek, 2. Hak Teala’yı anabilmek, 3. Kardeşine bol bol ikramda bulunmak
*Amelsiz dua eden, yaysız ok atan kişiye benzer

*Cennet amelle kazanılır, emelle değil
(Hz.Ali kv)

HÜSEYİN'İ AĞLATANLAR

 Cenabı Peygamber bir gün namaz kılardı. Kulağına bir çocuk ağlaması geldi.Bunun üzerine namazını kesip dışarı çıktı.Bir lahzadan sonra geri döndü.Ashab sebebini sordu.Cenabı Resul (s.a.v.)buyurdu ki:”Bir çocuk ağlaması işittim ve onu Hüseyin sandım.Ya Allah, her kim Hüseyin’i ağlatırsa sen onu yarlıgama(affetme)”.
Zekeriyya peygamberin oğlu Yahya peygamberi şehit edip başını kesen İsrail oğullarından Cenabı Hakk 70.000 kişiyi öldürmüştür.
Hz.Hüseyin efendimizin şehit edildiği Irak, Hz.Hasan Efendimizin elinden hilafeti alan ve zehirlenmesine karar veren Şam asla kıyamete kadar iflah olmayacaktır.Çünkü Ehli Beyte yapılan bu zulüm kıyamete kadar kanayan bir yara olarak kalacak, aşıklar bunun için ağlayıp Cenab-ı Resulullah’ın matemine iştirak edeceklerdir.Ne zaman ki Mehdi Resul gelecek tüm ehli beytin intikamı alınıp, hak sahibine iade olunacaktır.

BİRLİK VE BERABERLİK ÜZERİNE

İnsanoğlu ilk birlik ruhunu kendi ailesi içinde hisseder.ana babası, kardeşlerinden oluşan bu yapı birlik ruhunda ilk tanıştığı duraktır.Bu yapının genişletilmiş ikinci durağı Sülale dediğimiz amca, dayı ,Hala, Teyze denilen  geniş kitledir ve bu kitle kabile olarak genişler.Birlik ve beraberlik ruhu zayıflasa da hemşerilik şeklinde devam eder.Memleket boyutu ile zirve yapar ancak ırk boyutu ile ülke dışına taşar.Bu cesetten(nefisten) kaynaklanan değerlendirmenin en dış boyutudur.Nefisten doğan değerlendirmenin ikinci boyutu ise içseldir. Kötüler, günah içinde olanlar, nefsin isteklerinin peşine takılanlar ise kötüler boyutunda birlik ve beraberlikleri vardır.Düşünce bazında başlayan bu birlik cesetleri de bir araya getirir.Bu birlik geçici olup nihayetinde paylaşmadan doğan bir kavga, bu birliği dağıtır.
Ruh’dan kaynaklanan birlik ve beraberlik ise kalıcı ve bitmeyecek olanıdır.Ruhlar alemindeki tanışıklık dünyadaki dostluğu ve devamını gerektirir.O alemdeki tanışmazlık yahut düşmanlık ise bu alemde devam eder.

Resulullah efendimiz(s.a.v.) peygamber olarak görevlendirildiği ilk zamandan gerçek hilafetin sürdüğü vefatı akabindeki otuz yıllık sürede bu örnek sıkıştırılmış bir şekilde yaşanmıştır.Aynı örneği insanlık kıyamete kadar yaşayacaktır. Ülkemiz, bugün için Ruhdan(maneviyattan )kaynaklanan bir beraberliğin ihtiyacını hissetmekte ve bunun önderini aramaktadır. Evliyaullah’ın “görevli kişi” diye tarif ettiği bu şahsiyet beklenmektedir.

HİKMETLİ SÖZLER(HZ.HASAN)

*Hakla batılın arası dört parmaktır.Gözünle gördüğün her şey haktır, kulağınla duyduğun  şeylerin çoğu batıldır.
*Dünyada ayıplanmaya katlanmak ,cehennem ateşinden daha iyidir.
*Tekebbür(büyüklenmek)dini yok eder, iblis de onun için lanete uğradı.Tamah insanın düşmanıdır, Adem de (a.s)bunun için cennetten çıkartıldı.Haset(çekememezlik)kötülüklerin rehberidir.Kabil hasede kapılarak kardeşi Habil’i öldürdü.
*Kendine karşı nasıl davranılmasını istiyorsan , sen de başkalarına öyle davran
*Fırsat elden tez çıkar ,geç döner
*Hased eden birisi gibi mazluma benzeyen zalim görmedim.

(Hz.Hasan r.a)

İİLAHİ

İLAHİ
Şehitlerin ser çeşmesi  Enbiyanın bağrı başı
Evliyanın gözün yaşı Hasan ile Hüseyindir

Hazreti Ali Babaları Muhammeddir dedeleri
Arşın çifte küpeleri Hasan ile Hüseyindir.

Kerbela’nın yazıları şehit  olmuş gazileri
Fatıma anne kuzuları Hasan ile Hüseyindir

Dedesiyle bile varan Kevser ırmağında duran
Susuz ümmete su veren  Hasan ile Hüseyindir

Kerbelanın ta içinde Nur parlar siyah saçında
Yatar ol kanlar içinde Hasan ile Hüseyindir

Derviş Yunus dünya fani bizden evvel gelen hani
Sekiz cennetin sultanı Hasan ile Hüseyindir

(Yunus Emre k.s)