31 Aralık 2018 Pazartesi

Konuşacaklarımız Var - 29 Aralık 2018

FAHREDDİN-İ RAZİ

Fahreddin-i Razi hazretleri tefsir sahibi bir alim olup bahis ve cidalin imamıdır.Gazne sultanı Muhammed Harzemşah'ın hocasıdır.Mevlana Efendimizin babası Sultanül Ulema hazretlerini çekemediği için ,Sultanül Ulema Belh'i terk etmiştir.
Fahreddin-i Razi,Necmeddin-i Kübra hazretlerinin bulunduğu şehre gelmişti.Herkes ziyaret ettiği halde Hazreti Necmeddin ziyarete gitmedi.Necmeddin-i Kübra hazretlerine, Fapri Razi'yi ziyaretin münasip olduğunu söylerler.Hz.Necmeddin,Fahri Razi'nin kim olduğunu sorar.Bu öyle bir zattır ki Cenabı Hakk'ın vahdaniyyetini bir bir delil ile ispat etmiştir derler.Hz.Necmeddin ;demekki vahdaniyyeti Hak'da bin bir şüphesi varmış der.
Fahri Razi bunu işitince ,kendisi Hz.Necmeddin'in ziyaretine gider.Hz.Necmeddin'in ilim ve irfanı  karşısında kendi bilgilerini küçük gören Fahri Razi,hazretin tarikatına intisap etmek ister.Hz.Necmeddin uygun görür ve onu halvete sokar.Halvete giren Fahri RNazi, sinesinde şiddetli bir sıkıntı duyar ve hazrete anlatır.Evet o sıkıntı sadrındaki resmi ilimlerin verdiği bir sıkıntıdır onların hapsini kusmak gerekir buyururlar.Bu söz  Fahri rAZİYE AĞIR GELİR VE HALVETİ TERK EDER.

SIFATI CİSMANİYETTEN KURTULABİLMEK

Sıfatı cismaniyyenin hayvaniyyetinden kurtulabilmek ancak Hakk'ın yardımı ile mümkündür."SEBAGAT RAHMETİ ALA ĞADABİ"(Benim rahmetim , gazabımı geçmiştir" gereği Hakk'ın Cemali ,Celalini kaplamıştır.Müminlik alemine lütfen ve inayeten Cemali ile tecelli buyurmuştur.Ruhumuzun  ilahi rahmetle nefsin sıfatlarının zulüm ve tahakkümünden kurtulabileceği, bunun içinde tazarru ve niyazla Hakk'dan bunu talep etmemiz gerekmektedir.Hakk'ın yardımı olmaksızın nefse galebe hayaldir.Harut,Marut kıssası,Hz.Yusuf kıssası boşa anlatılmamıştır.

30 Aralık 2018 Pazar

İKTİDARIN ZENGİN ETTİKLERİ

Şüphesiz haksız şekilde elde edilen kazanç  mutlaka bir güce dayanmaktadır.Bu şekilde biriktirilmiş mal güneş görmüş buz gibi erir.Hele bu mal Kamu ihalesinden elde edilmiş ise ,Hak teala,sonunda o ihaleyi verenleri  o müteahide musallat eder ve kazandıklarını bitirir.Tarih hep bu şekilde tecelli etmiştir.Kazandığını düşünen gerçekte boçağı kendi canına vurmuştur.Ama bu akibeti yaşamak için bir devir geçmesi gerekir.O da Hakteala'nın HİLM,MÜTEAHHİR isimlerinin gereklerinden dir.Ama mutlaka ADL ismi şerifi tecelli eder.

ADL İSMİNİN DERECELERİ VARDIR

Hak Teala'nın adl ismi  şerifinin muktezası, çok fenaya çok fena mukabele buyurmaktır.Nitekim ayeti kerime (VE CEZA ÜN SEYYİETİN MİSLÜHE)"ve fenalığın cezası, onun misli fenalıktır(Şura 42/40)
Pek zalim olanların cezası da şiddetlidir.Mansıptan dolayı(verilmiş bir makam ve iktidar),sana verdiği kuvvet sebebiyle halka zulm ettiğin vakit , kendin için kuyu kazmış olursun.İpek böceği kendi etrafuına ağlarını örerek kendisini içine hapsetmiş olur.KÜLL NEFSİN BİMA KESEBET REHİNETÜN"hER BİR NEFİS , KAZANDIĞI ŞEY SEBEBİYLE REHİNEDİR(Müddessir 74/38)
Sen zayıf olanları hısımsız bilme.Kur'an da İZACA E NASRULLAHİ suresini oku derim.Zahiren kudret sahibi olan Kureyş ekabiri zahirde yetim olan efendimizi hısımsız ve yardımcısız bildiler ve her türlü zulmü reva gördüler Cenabı Allah onun yardımcısı olduğu giilen zahir oldu ve Hakk7ın yardımı ile Kureyşe galip geldi ve insanlar fevc fevc dini Hakk'a koştular.
Eğer sen Fil gibi cüsseli olup hasımların senden korktu ise işte sana TAYRAN EBABİL ayeti.Necaşi'nin Yemen valisi EBREHE nin filleri,orduları ebabil kuşlarının attığı küçük taşlardan helak oldular.Eğer bir zayıf yeryüzünde eman isterse , gökyüzünün askerine gulgule düşer.Dişin ile birisini ısırırsan Hak Teala sana diş ağrısı verir.
Ey insan .Sana bir diğerinden zulum geldiğini görürsen o zulüm senin başkalarına yaptığın zulmün aksidir.Başkalarındaki zalimlik huyu senin huyundur.

İNSANI KAMİL Bİ-RENKTİR(RENKSİZDİR)

Malum olsun ki insan-ı kamil, bi-renktir.ashab-ı nefisten birisi onun huzuruna gittiği vakit , o kamili kendi renginde görür.Bu görüşü ancak su gibi saf ve berrak olan insanı kamildeki kendiaksidir.Binanaleyh bir kimse insanı kamilde  bir kusur görürse , bilsin ki o kendi ahlak ve kusurunun aksidir.Bu nedenleinsanı kamil'e olan itiraz, ancak kendisine itiraz olur; ve onunla münazaa ve husumet , kendi aksi ile münazaa ve husumettir.
Hz.Mısri bu manaya binaen buyurur:
Halk içre bir ayineyim her kim bakar bir an görür
Her ne görür kendi yüzün, ger yahşi  ger yaman görür

ODA TV NİN RAHATSIZLIKLARI

Günlük haber portalını izlerseniz mutlaka üç haberinden birisi İmam,Müftü,Tarikat,Şeyh,Mehdi unsurlarıya İslam ve tasavvuf düşüncesini yaralamaktır.Ancak bilmezler ki "Allah nurunu tamamlıyacaktır".Bu memlekete ve dünyaya hakikatlar hakim olacaktır.O zaman Hak,Hukuk,Adalet ve Eşitlik yaşanacaktır.

NEFSİ EMMARE İNSANI KAMİLİN ZIDDIDIR

İnsanı kamilin halvetgahı(dergahları) halkın kesafatı tabiiyye ve hayvaniyyesinin tesiratı zulmaniyyesinden emin va mahfuzdur.bu nedenle dergaha gelen insanlar ruhan ve bedenen rahatladıklarını müşahede ederler.İnsanı Kamil ile olan sohbetten sonra vücudlarının hafiflediklerini söylerler."Kuş gibi oldum" derler.Nefsi emmare zevklerini tatmin düşüncesinin getirdiği "yük" mahiyetindeki düşünceler ve bunlarla beraber gelen endişeler gittikten sonra vücud hafiflemiştir.Dışarya çıkıldığında ve o merkezlerden uzaklaşıldığında nefsi emmare güçleri tekrar çöker.Bu nerenle Hak Teala "KUNU MA ASSADIKIYN)"Salihlerle beraber olunuz!" emri hitabında bulunmuştur.Bu aslında "Farz"dır.

ARAMAK,BULMAK VE BIKMAK HALİ

İnsanlar hayata ayak bastıklarından itibaren , kendilerini avutacak bir zevk ararlar ve o zevkleri elde ettikleri vakit , ondan bıkarlar ve yenisini ararlar; ve buldukları halde , ondan da bıkarlar.Bu aramak bulmak ve bıkmak hali hep, kendi aslını aramaktan münbaistir, fakat kemali gafletten, aradıkları şeyin ne olduğunu  ve ızdırabının ne ile sakin olacağını bilemezler.Ne zaman ki aslına ulaşırlar o zaman Eskimeyen Yeni'nin zevkinden bıkmak olmaz imiş.Çünkü bıkmak tekrardan husule gelir."O, her an ayrı bir şen(iş'te) de olanda tekrar bulunmadığından bıkmak da olmaz.

AY'IN TAKDİR EDİLEN MENZİLLERİ

Yasin suresi 36/39 ayeti:"VEL GAMERE GADDERNAHÜ MENAZİLE HATTA A'DEKEL URCUNİL GADİM"Ve kamerin seyrine de menziller takdir ve tayin ettik ki, nihayet eskimiş yay şeklindeki hurma dalı gibi olarak avdet eder".
"Dıkk" vücudu pek ziyade zayıflatan bir hastalığın adıdır.Yıldızlardan daha  parlak ve cemale malik olan gökyüzündeki ay, arz tarafından menzillerden devr etmek suretiyle dıkk hastalığına tutulmuş gibi incele incele kaybolur.İnsan ömrü yahut eşyaya arız olan ömürde böyledir.Parlak cemal sahibi bir hale ulaşır ve sonra zaman geçtikçe bu letafet ve teravet koybolur .50 yıl öncesinin ihtişamlı binasına bu gün hiç kimse dönüp bakmaz.Çünmü o eskimiştir.Yeni malzemeden inşaatlar yapılmıştır.Hakk'dan başka her şeyin sureti yok olacağı için güzellik,ihtişam o eşyaya verilen geçici emanettir.zaman ve devir onu götürür.Yahut kahrı ilahi olan zelzele bir anda yok eder.

İNSANIN İÇ HALİNİ,SİMASINDAN TANIMAK

Rahlan suresi 55/41 ayeti:"YU'REFUL MÜCRÜMUNE Bİ SİMAHÜM "(mücrimler simalarından tanınır) buyurulur.İnsanın ahvali batınesini simasından tanımak usulüne "firaseti hikemiyye denir.Firaseti hikemiyyenin tafsilini İbni Arabi hazretleri Ed tedbiratül ilahiyye ve islahi Memleketil insaniyye isimli  eserinde beyan etmiştir.
Cenabı Hak tüm yarattıklarına ses bahşetmiş olup bu sesten o varlığı mevcudiyetini anlarız.Eşeğin sesi ile eşiğin(kapının)  sesi  aynı değildir.
Keza kişinin konuşmasından aklının ölçüsünü tespit mümkündür.Konuşmasından tekamülü hususunda da pay çıkartmak mümkün olur.Kırmızı yüzün hali nimet içinde olup  gönlünün şükürle dolu olduğunu gösterir, sarı yüzün hali ızdırap ve üzüntü içinde olup ızdırap ve üzüntü olan yerde sabır yahut küfür bulunduğu anlaşılır.
Ölüm hali , korkusu elin ve ayağın harekatını keser, yüzün rengini ve vücudun kuvvetini ve simanın hüsn ü anını izale eder(yok eder).

29 Aralık 2018 Cumartesi

KUTSALLARA HAKARETE DEVLET HEMEN EL KOYMALI

Halkımızı sokağa dökmek ve fitne ve anarşi çıkartmak için karanlık odaklar,kutsallarımıza (Allah,Peygamber,Dini değerler)'e hakaret etmektedirler.Bu hakaretlere karşı mevcut yasalar yetersiz.Cumhurbaşkanına hakaret etsen hemen işlem başlatıp tutuklama mevcut.Allah ve Peygamber7e hakarette aynı hassasiyet yok.Niçin?İnançlı insanımız sokağa dökülmek isteniyor.Hakaret eden şahsa karşı fiili bir saldırı yapılsın da yeni bir malzeme ile müslümanlara hakaret edilmek isteniyor ve bu da insanımız arasındaki çatlağı büyütecek.Devlet basiret gösterip Kutsal değerlere hakareti de Cumhurbaşkanına hakaret suçu içine almalı ve bu suçu kataloğ suçlardan saymalıdır.

İNSAN İLE ŞEYTAN ARASINDAKİ MÜNASEBET

Bir bağa hırsızlık için giren kişi,bahçıvan ayağına batan dikeni çıkartmak ile meşgul iken alel acele eşyasını çalar.Adem ile şeytan arasındaki münasebet de buna benzer.Şeytan insanın fikrine bir vesvese dikeni batırır;onunlaa meşgul olduğu sırada meta-ı taatını çalar veneuzü billah en kıymetli metaı olan imanını çalar.İnsan bu dalgınlıktan kurtulup kendisine geldiği vakit , hırsız olan şeytanın kendisinden kıymetli bir meta olan inkiyad ve teslimiyeti çalmış olduğunu görür."RABBENA İNNA ZALEMNA ENFÜSENA"der(Ya Rab nefislerimize zulmettik)(Araf 7/23).Bu karanlık içinde yolunu kaybetmiştir.
"İlahi biz nuraniyet aleminde mahfuz iken , kazayı ilahin, üzerimize zulmet ve karanlık getirdi ve nefsimizi şecere-i taayyüne takrib etmekle zulmettik.Ve eğer sen bizim nefsi zulmanimizi nurunla örtmezve merhametini bizden diriğ edersen, biz elbette hüsran-ı bud içinde kalanlardan oluruz".

ŞEYTAN VE FİRAVUN AYNI DAVRANIŞI GÖSTERİR

HzAdem'e secde etmeyen İblis ile Hz.Musa'nın davetini kabul etmeyerek ona savaş açan Firavun aynı davranışı göstermiştir.Hz.Musa'nın zahirini gözlemleyen Firavun demiştir ki:"Bu hakir ve bi-miktar ve lisanında tutukluluk olmakla fasihul lisan olmayan kimseden ben hayırlı değilmiyim?"(Zuhruf 43/52).Zahiri zayıflık hiçbir vakitte batın kuvvetine mani olmadığı,bilakis batın kuvvetinin ,zahirdeki kuvvete hakim olduğu bilahere tüm firavun askerlerinin suda boğulmaları ile görülmüştür.Sivrisinek yarım kanadı ile Nemrud'un beynini kemirerek helakına neden olmuştur.Nemrud,saltanatının kuvvetini görüp "ben gökilahı ile muharebe edebilirim" diye askerlerini toplayarak sahaya çıktığında Hak teala onlara sivrisinek ordusunu musallat etmiştir,Sinekrlerin define güç yetiremeyen asker perişan şekilde dağılmış ve yarım kanatlı bir sivrisinek Nemrud'un burnundan beynine ilerleyerek beynini kemirdiği tarihen sabit olmuştur.

KAHIR ŞARABINDAN SARHOŞ OLMAK

Kahır şarabından sarhoş olmanın manası  nedir bilir misin?Kişinin kendi acizliğini ve hiçliğini görememesidir.adi taşı mücevher olarak görür.Kendinibeğenen enaniyet sahiplerinin halidir.Sarhoşluk halinde hisler iptal olmaktadır.Bu nedenle Cenab-ı Peygamber (sav)'in duası (ALLAHÜMME ERİNEL HAKKA HAKKAN VERZUKNA İTTİBAEN,,VE ERİNEL BATILE BATILEN VERZUKNA İÇTİNABEN)"Ey benim Allahım! bize hakkı hak olarak göster ve ona tabi olmakla bizi rızıklandır.Ey benim Allah'ım! bize batılı batıl olarak göster ve ondan sakınmayı bize nasib eyle.Ey benim Allahım! bize eşyayı bulunduğu hal üzere göster!"

AVAMDA VE KAMİLDE HEVAYI NEFSANİ

Hevayı  nefsani ,nefsi emmarede olanları suyun saman çöpünü sağa ,sola sürüklemesi gibi sürükler nihayet onları helak kuyusuna atar.Nefsi emmarenin hilelerine vakıf olan kamil akıllılar, dağ gibi yerlerinde sabit durur.Onlara varid olan hevayı nefsani üzerlerinden akıp gider.

28 Aralık 2018 Cuma

ÖMER HAYYAM=TANRIYLA KONUŞMALAR.MP4

NÜBÜVVETİN CÜZLERİ

BİRİNCİSİ  Hak Sözdür Hakkı söylemek ,doğru olmak o zatın karakter ve tabiatıdır.Dosttan,ahbabdan,çoluk-çocuk vatandan kopma pahasına da olsa doğruyu söylemektir
İKİNCİSİ Sabır'dır zatta bir nurdur elem ve musibetin hissedilmesini önler
ÜÇÜNCÜ cüz'ü,RAHMETTİR. Zatta mevcut olan bu nur,Bütün yaratıklara karşı merhametli olma kapısını açar."Andolsun ki içinizde size, sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size çok düşkün, müminlere çok şefkatli ve merhametli bir peygamber gelmiştir."(Tevbe 129).
Nübüvvetin BEŞİNCİ cüzü;tam bir korku üzere bulunmaktırZahir ,batından safa ve devam yardımı görür.Batın da zahirden ziyadelik ve feyezan yardımı görür.İşte tam korku budur.Korku batındadır.
Nübüvvetin ALTINCI cüzü BATILA BUĞZETMEKTİR.
Nübüvvetin YEDİNCİ  cüzü ;affetmektirBu nurun karakteri ve tabiatı , kendisine zarar verene yarar sağlamaktır.Sürekli olarak zarara karşı yararla karşılık verir.Kendisinden kopana yaklaşır, zulmedeni bağışlar, kötülük edene iyilikte bulunur.

MADDE VE MANA PADİŞAHLARI

Madde padişahlarının kendi namlarına okuttukları hutbeler ve riyasetleri ve serverlikleri, kendi hayatları ile kaimdir.Ölünce yahut nöbeti bitince unutulur.Evliyaullahın hali böyledeğildir.Biri giderse , yerine gelen onun namını ve riyasetinide beraber getirir."La nüferrigu beyne ahadin mir resulihi"(Allah'ın peygamberlerinden hiçbirini ayırmayız)(Bakara 285)emrinde açıktır.Bir kimse giden peygamberi tanımazsa , geleni de inkar etmiş olur;vekeza geleni tanımasa, gideni de inkar etmiş olurPadişah böyle değildir, gelenin devri saltanatında  artık gidenin zikri olmaz.Padişahın debdebesi nefsin hevasındandır.Gİurur veriyasetlerini tatmin için insanları öldürürlerEvliyanın haşmet veriyaseti Hak Tealadandır.onların riyaseti Hakk'ın emir ve yasaklarını tebliğ maksadıyladır.Paraların üzerindeki eski padişahın ismini silip yenisini yazarlar.Amma nam-ı Ahmed 'i kıyamete kadar günde beş vakit müezzinler minarelerden ilan eder.Nam-ı Ahmed,enbiyanın cümlesinin namıdır.

KUMARIN DEVLET ELİYLE İCRASI

Kumar olarak tarif edilen şans oyunlarının hepsi(Piyango,spor toto ve loto,iddia v.s) hadisesi devlet eliyle düzenlenir.ve bugün tüm dünyada devlet eliyle idare edilir.Kumar bir tutkudur.Nefsin,emek vermeden, üretmeden dünyalık elde etme hazzının tatmin yeridir.İnsanlığı,aileyi tahrip eden en büyük pisliktir.Kişi tarafından tertip edilmesi kanunen suç sayılırken ,devlet eliyle icrası serbesttir.İçinde bulunduğumuz bu hafta ses cılızda olsa  bunun haramlığı camilerde dile getirildi.Cami cemaaatına "Piyango bileti almayın,haramdır" diyebilenler,bu haramın devlet eliyle işlenmesinin yanlış olduğunu nedense ifadeedemediler.Çünkü buyle bir şeyin umuma açık cami kürsülerinden ifadesi "cıss.."Genelev patroniçesi "kutsal fahişe" Manukyan'a vergi rekortmenliğinden dolayı plaket verilirken hiçkimsenin sesi çıkmamıştı.Milli Piyango idaresince inşa edildiği levhaları bir cami inşaatının yahut İmam Hatip okulunun inşaatının önüne koyulmakla da bu haram meşrulaştırılamaz.İktidara oy vermemiz,iktidar eliyle işlenen günahları tasvip etmemiz anlamına gelmesin.
"Kutsal Fahişe" kavramının tahrif edilmişhırıstiyanlıkta mevcut olduğu söylenir.Şöyleki hayatı fahişelikle geçmiş birisi Kiliseye tüm malvarlığını terk ederek günah çıkartıp artık hayatını bundan sonra kilisede hizmet ve ibadetle geçireceğini belirterek yeni bir hayatı tercih etmesi durumunda bu kişiye "kutsal fahişe"denir.

ŞARAPSIZ SARHOŞ OLMAK

Kişinin kendini beğenerek,Cehab-ı Hakk7ın kendisine vermiş olduğu bir kabiliyete,bahçettiği vücud nimetindeki güzelliği seyrederken, yahut halkın nazarındaki kabulünü görerek(örneğin internet ortamındaki takipçilerinin sayısı nedeniyle) övünenler,şarapsız sarhoş olanlardır.İlmi zahir sahibi,aşkı ilahiden değil kendi varlık enaniyetinden sorhoş oymuş zerri ilmini ve vücudunu koskoca bir güneş gibi görmüştür.
Evliyaullahın ahvalini kitaplardan okuyarak , kendi varlığını ve enaniyetini onların üzerinde gören ve bu vaktin anka kuşuyum diyenlerde aynıdır.

27 Aralık 2018 Perşembe

KORKU NİÇİN YARATILMIŞTIR?

Hak Teala her bir mahlukun hususi varlığına karşı , bir korku sebebi vaz etmiştir.; bu da onların varlıklarındaki aczi sabit olmak içindir.İnsanın manevi kuvveti diğer tüm mahlukatın hepsinin fevkinde(üstünde) olduğundan görünen ve görünmeyen mahlukatın hepsi ondan korkar.Ve insan cismaniyeti cihetinden hepsinden korkar; fakat ruhaniyeti cihetinden gayet cesurdur.İnsi ve cinni teshir eder.
Allah Teala'nın görünmeyen mahlukatları vardır.Örneğin PERİ VE İFRİT cin taifesinin birer cinsidir.Bu taifenin suretleri latif olanlarına "peri", "habis"(kötü) olanlarına "İfrit " denir.ve Cinnin vücudu şeran,feşfen sabittir.Kur'an da anılmıştır.Latif taife içindekilerin güzelleri Melaike ve cinnin mümin taifesidir.Çirkin olan taife ise çirkin olan iblis avanesidir.Arabda "cin" maddesi setr manasındadır ve görünmeyen görünmeyen mahlukatın cümlesine "cin" ıtlakı caizdir.
Görünmeyen varlıkların kalbi beşere tesirleri pek çoktur.Melaike tarafından kalbe ilham ve şeyatin tarafından da vesvese vaki olur.Melaik tarafından kalbe ilham olunanlar ilahi kurallara ve ahlaka muvafık manalar ilham olunur.Şeyatin tarafından şer'a muhalif ve nefsin hazlarına muvafık ve ahlaka zararlı şeyler ilka olunur.
Nitekim hadisi şerifte buyurulmuştur:"Adem oğlunu muhakkak şeytanın ilkası ve meleğin ilkası vardır.İlkani şeytani şerre ve doğruyu yalanlamaya davet eder.Meleğin ilkası hayra ve doğruyu tasdike davet eder.Kim ki bunu bulursa Allah'a hamdetsin, kim ki diğerini bulursa ,şeytandan Allah'a sığınsın"
Su içerisindeki diken dışarıdan gözükmez.Su içine girdiğin vakit ayağına batmak suretiyle o diken sana zarar verir.
Görünmeyen bu ilham verici varlıklar ile vesvese verici varlıklar aşikar olarak görünürler.O zaman anlarsın ki kimin sözünü tutmuşsun,kimin sözünü reddetmişsin aşikar olur.

BAĞLILIK VE TESLİMİYET SÜTÜNÜ İÇMEK

Hakk'a iman ve teslimiyet'in yaşanan şekli,Peygambere iman ve teslimiyettir.Peygamber varisleri yoluyla da aynı sistem devam etmektedir.İblis "Ben" diyerek Hz.Adem'e secdeden kaçınınca ,Hz.Adem'de mevcut olan ilim sütünü içemedi.Çünkü Hak Teala ,Hz.Adem'e ilim öğretmişti.Hz.Adem'i , peygamberleri temsil eden insanı Kamil'e iman etmeyen,tabi olmayan kişi Hakk7ın ilmi ledün sütünden içemez ve mutlaka "Ben" lik kuyusuna düşer

AŞILMASI GÜÇ ENGEL:BEN DAHA İYİYİM DÜŞÜNCESİ

Cenab-ı Hakk'ın "Mudill" ismi şerifinin tecellisi olan İblis,Hz.Adem (a.s)'ın yaratılışından çok önceki zamanda yaratılmıştı.Enaniyet,benlik sıfatı aklını kıyas yapmayasevketti ve "Ben ondan daha hayırlıyım" bataklığına saplandı.
"Ben daha hayırlıyım"düşüncesinde ölçü nedir?Bir adam Hem davacı, hem davalı,hem Hakim hem şahit olabilir mi? olamaz."Hayr" hadisesi Cenab-ı Hakk'ın razılığıdır."Allah benhden razıdır"düşüncesi insanın kendi hükmü olursa baştan imtihanı kaybetmiştir.Takdir makamının hükmünü kişi kendi vermemelidir.Biz ilahi emirlerin suretlerine uymakla Hakk'ın bizden razı olduğunu iddia edemeyiz.Sözler,ameller,niyetler üçlemesinde nefis etkilidir.Harut ve Marut hikayesi,Rahip Bersisa hikayesi,Baur oğlu Bel'am hikayesi boşa anlatılmamıştır.En yakın ve en canlı haliyle Efendimiz SAV'e yapılanlar,ve Efendimiz (sav)'den sonraki siyasi hareketler ve bugünün ortadoğunun hali ,bu işlerin o kadar kolay olmadığını gösterir."Ben" in olduğu yer şeytan mülküdür.
"Ben" maneviyat sahasında da sinsidir.Nasıl ki zahirde siyasi bir mevkiide bulunan,yahut atanmışlara ait bir mevkii işgaleden kişi kendisine hürmet edilmesini bir hak olarak görürse ,maneviyat sahasındada ehliyeti kendinde gören kişilerde,diğer insanların kendisine tabi olmalarını arzu eder.Bu nedenle "zahir,batın aynıdır" denmiştir.

26 Aralık 2018 Çarşamba

ZAHİR GÖZÜ

Zahir gözümüzde pek çok nefsani hastalıklar vardır..Bu hastalıklar nedeniyle , her şeyin iç yüzünü göremeyiz.Cenabı Hakk zahiri ve batını görüp , bizim istidadımıza münasip şeyleri , bizim hakkımızda icra buyurur.Öyle olunca kendi görüşümüzden vazgeçip Hakk7ın görüşünü tercih etmemiz zarurettir.Ayeti kerime"Çirkin gördüğünüz şeyler , caiz ki sizin için hayırlı olsun; ve hoş gördüğünüz şeyler , caiz ki sizin için şer olsun)Bakara 216
Henüz yürüyemiyen aciz çocuğun merkebi babasının omuzudur,kucağıdır.Ne zamanki büyüdü el ayak gösterdi onu kendi haline bırakırlar ve o zaman mihnet vemeşakket başlar.Bu nedenle insan kendinde kudret görür ve Hak muvacehesinde tasarrufa kıyamederse , karşısına bu tasarrufatın mihnetleri ve ızdırapları çıkar.

TEVEKKÜLÜ, AMEL İÇİNDE ETMEKGEREKİR

Kul,sebeblerine tevessül ederek işin amel kısmını yerine getirirken tevekkül etmelidir.Kişi kendi üzerine düşeni yerine getirmeli badehu Cebbar'a itimad etmelidir.
Birde Fenafillah ve Bekabillah mertebesinde olanların tevekkülü vardır ki bu çok farklıdır.Umum için değildir.Çünkü herkeste Hz.İsa nefesi yoktur ki ölüyü diriltsin

NİMETİN ŞÜKRÜNE ÇALIŞMAK KUDRET OLUR

Hak Teala "Eğer şükrederseniz ziyadeleştiririm" buyurur.Hakk'ın bize verdiği uzuvlar,akıl tamlığı bir nimettir.Bu aletler,ilahi emirler yönünde kullunılırsa o nimetin şükrü ifa edilmiş olur.Bu ise sana verilen kudreti artırır.Eğer ben fiilimde Hakk7ın cebri altındayım deyip ameli terk edersen nimet kudreti dünyada ve ahirettede senden kaldırılır.İktidar bir nimettir.Bu nimetin şükrü yerine getirilirse(faiz,içki,piyango,zina v.s tüm menhiyat yasaklanırsa)şükür eda edilmiş olur.Yoksa "Elhamdülillah" demek iktidarın şükrü değildir.

İŞLERİMİZİN KARŞILIĞI

hER KİM DÜNYA SEVABI İSTERSE ,ONA O CİNSTEN VERİRİZ;VE KİM AHİRETİN SEVABINI İSTERSE ,ONA DA O CİNSTEN VERİRİZ"(aLİ İMRAN 31/45)
Sevabı dünyeviyye şudur ki:fikrinin  gösterdiği yolda yürüyüp, maksadı dünyeviyye için çalışırsın:mimar isen surette bina hasıl olur,ve ressam isen surette resim levhaları hasıl olur.Uhrevi sevap dahi budur ki;Peygamberin getirdiği emirler doğrultusunda amel edersen bundan berzah aleminde güzel suretler hasıl olur ve seni bu suretlere bindirirler.Sen hayatı dünyada bu güzel suretleri göremezsin, zira bu suretler his gözümüzden gizlidir.Ne zamanki Hak teala senden bu cisim yükünü kaldırır,ölüm dediğimiz hal zahir olur,alemi berzaha intikal ettiğin vakit Hakk'ın sana verdiği işler zahir olur."O günde ki sırlar aşikar olur;onun için hiçbir kuvvet ve nasır olmaz"(Tarık 89/9,10)

KARA SİNEK NİÇİN YARATILDI?

Derviş Ahmet anlattı.Şeyh Mahmut efendi anlatmıştı:"Merakımı mucip olmuştu.Hak teala  karasineği niçin yarattı?" diye.Bu nu babam Mehmet Ali Hocaya'ya soramadım.Bu merak beni bir müddet sardı.Sonra bir gün babam kendiliğinden buyurdu ki:"Hak Teala  karasineği zenginler için yaratti".
Bu sözden Allah doğrusunu bilir,kibirli,kendini beğenmiş adamın gururunu kırmak murat edilmiş olabilir.Çünkü bu sözlerin söylenildiği zamanlarda sinekleri def edici spreyler icad edilmemişti.Sinek pisliğe gelir söylemi gereği ,zengin adam hanesinde,sofrasında sinek olmasından nefret eder imiş

KARA SİNEK EN ÇOK NEYİ SEVER?

Seyyid Ali baba hazretleri yüzüne konan kara sinekleri hiç kovmazdı.Prostad ameliyatından sonra uzun yattığı dört yıldört ay süresince ziyaretini gelenler yüzüne konan sineklere bir anlam veremezler.Bir gün bir ziyaretçinin merakını çok celbetmiş olacak ki buyurdu ki?"Kara sinek en çok neyi severmiş bilir misin?Göz çukurunun dışına taşan ,gözyağını".Bu yağ göz dışına taşınca dışarıda kurur ve buna halk lisanında "çapak" derler.

NEFSLE MÜCADELE ÖRNEKLERİ

şEYH mAHMUT,hAKKA NİYAZ ETMİŞTİ."yA rABBİ BU SİVRİSİNEKlerin benim vücudumun dizimden aşağısından faydalansınlar,dizimden yukarısına karışmasınlar !"Bir gün hizmetindekilere dedi ki:"Beni tuvalete götürün.Yatakta oturur vaziyette iken durun dedi.Ayağının aşık bölgesinde bir sivrisinek mevcuttu.Hayvan gıdalanmak için kanını emiyordu.Bekledi bekledi beş dakika,on dakika bir türlü sivrisinek gitmiyordu.Ne zamanki hayvan doydu,kendiliğinden uçunca "şimdi götürün"dedi.

ZURNANIN SÖYLEDİKLERİ

Hatay/Hassa/Söğüt beldesinde vefat eden Tarikatı Nakşibendiyye'nin Halidiyye ekolünün Şeyh Osman Siraceddin koluna müntesip Şeyh Mahmut Efendi'nin mensuplarından derviş Ahmet anlattı.Şeyh Efendi ömrünü hastalıkla tamamladı.Mutlakaiki kişinin yardımıyla günlük işlerini idame ettirmekte idi.Hizmetini gören Ökkeş efendi telefonla bana bildirdi ki "Ahmet, baba bir zurna dinlemek istiyor.Zurna çalan birisini bulsanda getirsen.Ben en az 40 km uzakta şehirdeyim.Zurnacı soruşturdum.insanlar bana garip bakıyorlardı."Derviş adamın zurnacıyla ne işi olur?".Birisi "bana aracılık olarak şu kadar para verirsen sana bir zurnacı bulurum dedi.istediği para zoruma gitti.bulamadık.dergaha döndüm.İçeri girerken Ökkeş efendi gülüyordu."Ben hallettim" dedi.Nasıl deyince ;"CEp telefonundan you tub'u açtım bir zurna videosunu telefonu babanın kulağına tutarak dinlettim.Mübarek video bitene kadar dinledi ama gözlerinden yaş akıyordu.bitince ben Latife olarak sordum:"Baba zurna ne diyordu?".Mübarek yutkundu sonra dedi ki:"Anlattığı lisana gelmez ki" 

25 Aralık 2018 Salı

İHBİTU EMRİ

MERTEBE-İ ERVAHTAN , CİSİMLER ALEMİNE "İNİNİZ" EMRİ İLAHİSİ İLE mukayyed oldukları vakit,her bir ruh bir cisme taalluk etti ve taalluk ettiği cismaniyetin gereği olarak gazab,hırs ve kanaat sıfatları içinde mahbus kaldılar.

HADİSİ ŞERİFLERİN SIHHATİNİ ANLAMAK

Mağribin büyük evliyası Abdülaziz Debbağ hazretlerinin Kitabül İbriz nam eserinde zikredilir.Bir hadisi şerifin sıhhatini nasıl anlıyorsunuz? diye soran bir müridine buyurmuştur ki:"Resullah (sav)'in sözleri (erbabınca) gizli, kapalı ve karışık değildir, rahatlıkla bilinir"diyerek pratikte bir misal verdi:"Bir kimse kış ayında nefes alıp verdiğinde , ciğerlerinden çıkan hava sıcak olduğu için soğuk havaya geçerken görülebilir.Ama yaz aylarında ise içinden çıkan havanın sıcaklığı ile dışarısının sıcaklığına yakın  olduğundan onu görmek mümkün değildir.Cenabı Peygamberin mübarek sözünü telaffuz ettiğinde , o hadisle birlikte bir nur da dışarı çıkıyor.Onun sözünden başka bir söz telaffuz eden kimsenin ağzından ise hiç bir nur çıkmıyor"
Bu konu üzerine bir başka defa kendisine soru yöneltildiğinde:
"Çıraya yağ konuldukça ışığı artar ve kuvvetlenir,konulmayıp haline terk edildiğinde olduğu gibi kalır.Ariflerin durumu da böyledir.Resulullah (sav) Efendimizin mübarek sözlerini duydukları zaman nurları güçlenir ve irfanları artar.Başkasının sözlerini duyduklarında bulundukları hal üzere kalırlar, hiçbir değişiklik olmaz.

KELİLE VE DİMNE

Eski Hint hükemasından birisinin hikmeti ahlaktan bahisle,Sanskrit lisanıyla yazdığı bir kitaptır.Hüseyin Vaiz tarafından "Envar-ı Süheyli" ismi ile Farisi'ye terceme edilmiş ve Hindistanda tab edilmiştir.Filibeli Alaaddin Ali Çelebi tarafından "Hümayün-name" ismiyle Türkçeye terceme ve tab edilmiştir.İbaresi tarzı kadim üzredir.Hilali Efendi de nazmen tercüme etmiştir.Bilahere Şerif İbrahim Mahir efendi tarafından sade bir lisan ile tercüme edilmiştir.Kul Mesud namında birisi tarafından yapılan eski bir tercüme de Laleli Kütüphanesinde mahfuzdur.

HAKKA YÜKSELMEYE LAYIK GÜZEL SÖZLER

Fatır suresinin 10 ncu ayetinde "O'na ancak güzel sözler yükselir"buyurulmuştur.Güzel sözden murat ve maksat öncelikle Hak teala'nın zikri ve tesbihi anlaşılır.Güzel sözü geniş anlamak gerekir .söz amel ile birlikte olursa bir mana ifade eder.Amel ise riya ve süma'dan ari olduğunda kabule layıktır.Bu nedenle ihlasla yapılan iyi işler esnasındaki tesbih Hak teala'nın bildiği bir mahal'e yükselir ve bundan geriye ise iki kat mükafatla Hakk'ın razılığı gelir ki bu razılıktan sonra kul devamlı Hakk'ı tesbih eder.

GEÇERLİ İLAHİ KURALLAR

Kıyamete kadar geçerli olacak ilahi kurallardan birisi de kahrı ilahinin tecelli etmesidir.Çünkü zulmeden kişinin aslı ateş olup Hak teala'nın kahhar sıfatının tesiri altındadır.Nihayetinde kahır ateşi gelir kendi çocuğunu bulur ve onu yok eder.
Kahhar ve Mudill esmasının terbiye ettiği kimsenin bu dünyadaki işi kötülük yapmak olur, ve kahır ateşi onu yok edip öteki alemde bir durak olan berzah aleminde ki yeri de "Haviye " diye tesmiye edilen şiddetli ateştir.

NEFESİN KUŞ OLMASI

Hz.İsa (a.s)'ın mucizelerinden biriside çamurdan kuş şeklinde yaptığı bir toprak parçasına üflediğinde Hak teala'nın o çamuru kuş haline getirip canlı kılması idi.İnsanda,gönlünde imanla  ve tam bir doğrulukla nefesini verirken SÜBHANALLAHÜ VE Bİ HAMDİHİ şeklinde tesbih ederse, bu tesbihle çıkan nefes,ruhlar aleminde bir cennet kuşu suretine girermiş.

HAZRETİ MUSA ŞERİATINDA ZEKAT

Hz.Musa şeriatında zekat binde birdir.Efendimiz şeriatında zekat kırkta birdir.Karun, bidayette fakir olan sonradan Hak Tealanın mal verdiği bir kişi olup Hz.musa'nın binde bir zekat emrini duyunca hesap ettiğinde zekatının yekün bir meblağ tutacağını hesap etti.Hırsa ve buhl'ü(cimriliği) galip olduğundan vermek istemedi.Bir fahişeyi kandırarak halk muvacehesinde MUSA (A.S)'a zina isnat etmek istedi.Fahişe, işin aslını insanlara ifşa etti.Hz.Musa ,Karun'un malı ve mülkü ile yere batmasını Hak'dan niyaz etti.Hazinesinin bulunduğu mahalde bir yer sarsıntısı sebebiyle tüm serveti yere geçerek helak oldu.
O tarihten bu yana insanlar Karun'un yere geçen servetini aramaktadırlar.

24 Aralık 2018 Pazartesi

HUDUDA TECAVÜZ EDENLER

Din ehli şeriatın hudutlarına riayet ettikleri için hazlar ve nefsani şehvet ateşinde yanmazlar.Çünkü Allah'ın peygamber tarafından çizilmiş hudutları için kalıp ileriye geçmedikleri için bu afetten emin kalırlar.Hududu tecavüz edenler ehli din gözükselerde hakikatta ehli din değillerdir.Çünkü dinin bir manası da inkiyattır(kayıt altına almadır)Şeriat hududuna tecavüz edip şehvetlerinin esiri olanlar zahiren ve batınen yerin dibine kadar girerler.Zahiren yerin dibine geçmek;o mutlu görünmelerinin fazla devam etmemesi ve rezil olmalarıdır.Batınen yerin dibine geçmeleri ise ruhani aleme ve illiyyine yükselememeleridir.

SEBEBLER

SEBEBİ MADDİNİN ÜSTÜNDE SEBEBİ MANEVİ VARDIR.SEBEBİ MANEVİ OLMAKSIZIN SURİ SEBEB DEDİĞİMİZ ZAHİRDEKİ SEBEB MEYDANA GELMEZ.Ancak insanlar suri sebeblere ehemmiyet verirler.Çünkü akıl dairesinde değerlendirmeler bunu gerekli kılar.Peygamberlere rehber olan manevi sebebler esma ve sıfatı ilahiyye icabıdır.Sebebi manevi bazen zahirdeki suri sebebi semeresiz ve faidesiz bırakır.Mesala ateşin sureti kahrı suret için bir sebebdir ve bu sebebin sebebi ,sıfatı kahhariyeti ilahiyyedir.Bazen sıfatı rahmaniyye , bu ateşin kahrı surisini semeresiz  ve tesirsiz bırakır.Ateşin hazreti İbrahim'i yakmadığı gibi.
Uzaktaki bir adamın sebebi telefon vasıtasıyla işitildiği için halk sebebi gördüğü için buna taaccüb etmez.Fakat Enbiya ve evliya aletsiz olarak , uzaktaki sedayı işittikleri veya işittirdikleri halde, halk nazarında sebebi mahfi(gizli)olduğu için taaccüb ederler ve hatta inkar ederler.Çıkrığın dönmesi ,ipin illetidir;çıkrığı çevireni görmemek hatadır.
Yaratılışındaki gazap husulü senin elinde değildir.,onun muharriki bir sebebi suridir ve o sebebi suride bir manevi sebebden neşet eder;keza hilm de böyledir.

NEME LAZIM

Menkıbe şöyle: “Kanuni Sultan Süleyman, zamanın büyük Türk âlimi Yahya Efendi’ye bir mektup gönderir ve ‘Bir devlet ne zaman çöker ve ne yapılırsa sonu nice olur?’ diye sorar. Sultandan gelen bu mektubu okuyan Yahya Efendi kısa bir cevap gönderir: “Neme lazım be Sultanım!” Sultan, bu söze bir mana veremez. Kalkar, Yahya Efendi’nin Beşiktaş’taki dergâhına gider. Sitem dolu bir şekilde Üstadım lütfen mektubuma tatminkâr cevap lütfediniz” diye, sorusunu tekrar eder. Yahya Efendi duraklar, ‘Sultanım, sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz etmiştim’ diye cevap verir. Kanuni “İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece ‘neme lazım be Sultanım’ demişsiniz. Sanki ‘beni böyle işlere karıştırma’ der gibi bir mana çıkarıyorum’. Yahya Efendi bunun üzerine, ibret dolu şu sözleri söyler: “Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlıklar ayyuka çıksa. İşitenler de ‘neme lazım’, deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, gizleseler, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da, bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayiş ve emniyete vesile olan, itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hâle gelir.Siyasetnameler, Fütüvvetnameler, Emannameler, Pendnameler bunları anlatır ama kim dinler. Devletler durup dururken yükselmezler ve çökmezler. 
Ebû Müslim Abdurrahman bin Müslim El-Horasanî’ye atfen aktarılan bir söz var, bilirsiniz: “Onlar, şerrinden emin oldukları için, dostlarını kendilerinden uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de; düşmanlarını yakın tuttular. Yakın tuttukları düşmanları dost olmadı. Ama uzak tuttukları dostları düşman oldu. Herkes düşman safında toplanınca yıkılmaları mukadder oldu.”
Allah’ın yardımını engelleyen her türlü iş ve söz helak sebebidir. Onun rızasını kazanmaya vesile olan her söz ve iş kurtuluş vesilesidir ve unutmamak gerekir ki, O’nun kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Ve Allah, cahil, zalim, kâfir, müfsit ve münafık kişi ve bunlara yardım eden topluluklara yardım etmez.  

"RAHMANIN NEFESİ YEMEN DEN HALA GELİYOR MU ?"

"RAHMANIN NEFESİ YEMEN DEN HALA GELİYOR MU ?" TEFEKKÜRÜ: Merhaba ...şimdi sırada iki gündür yayınlanmayı bekleyen haberimiz var.. bildiğimiz gibi vahabi ingiliz uşağı suudi yönetimi iktidarda kalabilmek için siyonist batı ile işbirliği yapıyor. iktidarını kaybedip ailecek katledilmemek içinde tüm servetinide ,kendisini korumaları için ingiltere= abd =israil yönetimine haraç olarak veriyor..sürekli sahiplerinin istedikleri silahları almak ve istedikleri yerde savaşı körüklemek ve işkence için müslüman kardeşlerinin kanını döküyorlar....herşeyleri altından olsa, sofralarında develer dolusu yemekle dolsa da ,onlar hiç bir müslüman ülkeye zırnık rızık koklatmadığı gibi ,birde kardeşlerine terör üreterek öldürüyorlar.. ama istedikleri kadar kaçsınlar sahipleri saddama -kaddafiye -mısıra ve diğerlerinin liderlerine ne yaptıysa aynını onlara da yapacak -göreceğiz..
ve sizce bunu neden yapıyorlar ?
bilmiyorum.. ama muaviye soyu olarak onlar; kalpleri para-makam ile zorla islama ısındırılanlardan yani münafıklardan oldukları için tabii.. ve bizim içinde onların kalben müslüman oldukları hükümsüzdür.. hakikati allah bilir tabii.
şerefsiz muaviye soyu yönetimler sadece suudda değildir..o ailenin tüm kardeşlerine ,ortadoğu cetvelle çizilip birer kırallık olarak ingilizlerce OSMANLIDAN GASB EDİLEREK VE SIRTINDAN VURULARAK VERİLMİŞTİR.. işte aynı ailenin kardeş sevgisini hep birlikte tüm ortadoğu ve islam coğrafyasında görüyoruz..buna ingiliz siyasi kalleşliği de denir bilirsiniz.. bir yerde kaos ve terör ve savaş ve açlık varsa denir ki KESİN BURADAN siyonist BİR İNGİLİZ GEÇMİŞTİR..
şimdi ne söylesek boş.. dünyamız kötülükle mücadele ediyor.kadim karanlık ile aydınlık yani ışık savaşları bunlar..iyi ile kötü ,güzel ve çirkin savaşları.. kötüler bunu kaostan düzen çıkacak ve dünyanın ilkel geri kalmış saydıkları ulusları imha edilerek seçkin ari bir sınıf ile onlara hizmet edecek yüksek kabiliyetli az seçilmiş köle kalsın diliyorlar... yani kendilerince iyi tanrıyı oynuyorlar..
iyilerse daima çok pasif.. pasif olmak sana tokat atana öbür yüzünü çevirmek değil ama nedense masus halkları ezerek dinle yönetmek için öyle anlatılmış...
pasif -sessiz güç aslında en tehlikeli ve en güçlü güçtür..ama kullanmasını bilecek zeka ve ehliyetli kişilerde işe yarar...
ve yemen..HEMEN ÇOĞUMUZUN -BEN DAHİL ,ATALARININ BEDENLERİNİN ŞEHİT VEYA KAYIP OLARAK KALDIĞI ÜLKE.. RAHMAN ESMASINA MAZHAR OLAN HZ SÜLEYMAN NIN ,KURAN DA EN ÇOK ÖVÜLEN EŞSİZ KARISI SABA MELİKESİ BELKIS IN ÜLKESİ .. yani süleyman nebinin birde oğlu olduğu söylenen belkıs ın ülkesi..ve bu kadın tabii ki bir kara derili bir efsaneler efsanesi leyla.. ve belkıs ın annesi bir cin babası ise bir insan kabul edilir.. ve belkıs çok adil ve çok ilimlere sahip bir melikedir..halkı sabilik dininden dir ki O SABA MELİKESİDİR..ve RAHMAN esmasının mazharının mahremi-haremi dolayısı ile namusudur..böylece RAHMANIN KOKUSU YEMEN DEN NEDEN GELİYOR A bir nefes adım aldık inşallah..ikincisi o devirde zamanın sahibi makamı veysel karanin dayısı yani ,karaninin o meşhur annesinin kardeşidir de demişler....
ve bugünki hazar denizi türk yahudileri kendilerini sami soyu kabul edip-ari aryan uygur türklerini İSRAİL =SAMİ =SAF BEYAZ IRK KABUL EDEREK ; ingiltere başta olmak üzere avrupada tüm yönetimleri aynı aile İSRAİL ferdleri yönetir..tüm akademia, silah, kimya, gıda ve sanal ekonomi onların elindedir.. dünyanın altının yarısından çok daha fazlası abd adlı bugünki aunnakiler olan amerikalılardadır..türklerin osmalının parası ve altınları ve merkez bankası ise ingiliz kraliçesindedir.. neden ?bilmiyoruz neden ? TC ülke kurulurken biz manda olunca , mandalık bunu gerektirdiğinden öyle yapmışlar demek ki.. altınları, madenleri ,tohumları, alfabemizi, soylarımızı sopalarımızı ,ahlakımızı ve dinimizi ve ekonomimizi onlara emaneti ehline veriniz gereği vermişiz mecburen..
bize kala kala ne kalmış; NERDE SÜRGÜN ,NERDE YARDIM EDİLECEK İÇİNDEN GEÇTİĞİMİZ ÜLKE KALDIYSA ,KAPIMIZI VE GÖNLÜMÜZÜ VE KESEMİZİ AÇMAKLA, ALİ CENABLIK EMRİ KALMIŞ..ve allah kerim ki, biz türkleri el kerim yapmış.maşallah bize..
ve YEMEN..belgeselleri izlerseniz, yemen de ailede aşırı şiddet ve zulüm olduğunu görürsünüz..pazarlarda uzun odunlar sopalar satılır..öğretmeneler, babalar, kocalar çocuklarını kadınlarını oturdukları yerden kalkmadan sürekli dövebilirler..ve yemenliler de çinller ve ,taylandlılar ve pek çok köle toplum gibi ağızlarında sürekli onları gevşek ve uyuşturan bazı bitkileri çiğnerler..
YEMEN..eski hakiki en mükemmel ırk olan AMELİKA DEVLERİN SÜRÜLDÜĞÜ VE ADININ AD KAVMİ OLDUĞU YER..ve AD KAVMİ salih nebinin devesini kestiği için havaya kaldırılarak yere çalınmış ve yere batarken de paramparça edilerek sesle helak olmuş ayetle sabit kavimdir..içlerinden sadece salih nebiye iman eden cürhüm kabilesi mekke-bekke ye göç etmiştir ve hz ismail in hanımı o kabileden dir.. yani hz nebimizin bir soyu da oradandır..ARAB BENDENDİR BEN ARAPDAN DEĞİLİM sözünün hakikati hz nebi mezopotamyadan gelmedir..ve mekkeliler onu arap kabul etmezdi, yabancı sonradan araplaşmış kabul ederdi..
ve YEMEN .HALA BAKİR BÖLGE ..VE YEMEN DEVLERİN VE EN BİLİNMEZLERİN OLDUĞU TEHLİKELİ YER.. VE YEMEN veysel KARANİ NİN- KAHVENİN -KARANLIĞIN ÜLKESİ.. ve yemen sarı çöl...ve yemen RAHMANIN KOKUSUN GELDİĞİ YER ve yemen ...kabenin bir köşesi rüknü direğinin adı ;rüknü yemani ...açılmadık sırlarla dolu son hazinelerin beklediği yer..
ve MÜSLÜMAN TÜRKLER.. herkese yardım etmek isterken kendi halklarını unutan türkler.. cesur türkler.. aldıkları maaşlar faturalarına yetmezken ,devletin vergi üstüne vergi bindirdiği her şeyden artık ahlakı erozyona uğramış türkler..yine de yardım edeceklerdir.. islam dini sadaka ve zekatı emreder..ama devlet her aldığın ürüne vergi üstüne vergi koyar ki ,çoğu malın kendi değerinin üzerinde ahlaksızca sömürüdür..halk devletine benzer..hiç bir fırsatı kardeşini kazıklamakta kaçırmaz ve zam üstüne zam yapar-TÜRKLER karaborsacılığı yani VARKEN YOK YOK YAŞAMAYI ÇOK SEVERLER... devlet bu huyu bildiğinden son kalan yastık altı altınlarınıda alıp ,sanala bankaya yatırmalarını emreder ki, maddi altınlar yine ingilizlere-abd ye gidebilsin böylece halkın hiç bir maddi güvenceside kalamasın..emir büyük yerden ..... ve . ve amma aynı zamanda babayiğit ülkemiz, osmanlıdan kalan her ülkeye manen babalık yapmak ister.. BİR TÜRLÜ DÜŞMEYEN SON MÜSLÜMAN ÜLKE TÜRKLER ..SIKI DURUN DAYANIN -DÜŞMEK YOK.ZAFER BİZİM UNUTMAYIN !!
ve TC. sadece UYGUR TÜRKLERİNİ HEP GÖRMEZDEN GELİR ,NEDEN ? bir vakitler budist olup pasifliği seçip göktürk imp luğunu yıktıkları ve o şahane ilimleri bizden başka herkese verdikleri için mi? timur ve cengiz hanı çıkarttıkları için mi? ve bugün çinlilerin-japonların-korelilerim vs sahip oldukları herşeyin ağababaları olan uygur türkleri ,çinin toplama kaplarındalar... ve işkenlerle öldürülen uygur müslüman türklerinden asla bahsedemeyiz neden ?
oysaki tüm ezoterik kayıtlarda en ari mu halkı aryanlar onlardır..ama asla o kayıtlarda "türk diyemez atalarına" ve agartalılar ve bugün abd nasayı yöneten budist şambala ile uzaylı can işbirlikçiler belli ki buna izin vermez..
VE AFGANİSTAN KEŞMİR ..tüm bu olayların ilk başladığı yer..rusya abd nin girdikten sonra islam ülkelerinin hepsini sıradan helak ettiği başlama noktası ve KEŞMİR tüm ezoteriklerin içinin gittiği budizmin ve eşleştirdikleri hz isa nın üssü.. ve şambalanın agartanın da merkezi...
oyun büyük ama ayet var.ALLAH TÜM OYUN OYNAYANLARIN OYUNLARINDAN DAHA İYİ OYNAR VE TÜM İYİ KÖTÜ PİYONLAR bilsede bilemesede sadece O NA ÇALIŞIR..o yüzden biz iyi tarafı -aydınlığı -güzel olanı seçelim..
BİR GÜN İYİLERİN DE KAZANACAĞINI GÖRMEK ÜMİDİ İLE ,ÜMİDVARIZ ..
yılbaşı hediyenizi buyrun buradan yapın inşallah
nur cihan
*****************************
YEMEN'E YARDIMINIZI BEKLİYORUZ Yangın bu kez Yemen'de, yine önce ÇOCUKLAR ölüyor, Dünya seyirci, zalim kim diller söylemiyor,Hayat durmuyor 500 bine yakın ÇOCUK açlıktan ölümün eşiğinde. Yüreğimiz sızlıyor çare olmaya gitmenin önünde engel çok aşılamaz mı? Elbette aşılır, aşacağız ve ellerinden tutacağız. Desteğinizi bekliyoruz. Yemen Yardımınahttp://www.gonulluler.org/…/yemen-multeci-kamplarina-yardim…, Tüm bağışlara www.gonulluler.org/bagislar linkinden
0216 0505 17 37, 0533 0526464, 0533 0526565 Numaralı Telefonlarımızdan ulaşabilir, Hesap ismi: Bir insan Dünyaya Bedeldir Sağlık ve Eğitim Köyleri Gönüllüler Derneği hesabımıza ait TR28 0001 2009 8550 0016 0000 37 iban numaramıza YEMEN yazıp havale edebilirsiniz.

HEVA NEDİR?

İbni Arabi hazretleri Fütuhatı Mekkiye nam eserinde hevayı şöyle tarif etmiştir:"Heva,sebeb-i şer'i olmaksızın nefsin, şehavat cinsinden hoşuna giden şeye meyl etmesidir".Şeriat ölçüsünü ortadan kaldırdıktan sonra "hoşlandığımız,zevk aldığımız şeylere meyil duygusudur.Buna çok yemek de dahildir.Buna marka giysiler,bir ayakkabının yahut elbisenin üç rengide olsun istemek duygusuda dahildir.

GIDA VE TOHUM MİLLİ MESELELERDEN SAYILMALIDIR

Gıda ve tohum konusunda Milli güvenlik Kurulunun gündemini teşkil etmelidir.Emniyet,İstihbarat,Mit ve Jandarma içinde gıda ve tohumla alakalı özel yapılanma olmalı ve halkımızın ,neslimizin geleceği için milli bir mesele telakki edilmelidir.
Tüm dünyaya baktığınızda tohum,gıda ,tarım,veterinerlik,ilaç  konusunda söz sahibi olan on tane büyük sermaye vardır.İsrail'de toplam kanser vakası 50 adet iken bizde neredeyse her evde kanser vakasına rastlanmaktadır.İçeriği ile oynanmış ğıdalar bizlere yedirilmekte ve tavsiye edilmektedir.Ülkemizde tarım,hayvancılık ve tohum kasti olarak bitirilmiştir.Tarım Bakanına Fransa boşuna ödül vermemiştir.Bu ödülün altında bakanlığın başarısı değil,Fransanın başarısı yatmaktadır.SIĞIRI,SAMANI,SAĞLIĞI  dışarıdan ithal eden bir ülkenin Tarımı bittiği gibi gelecek nesilleri de bitirilmiştir.Bir zatın deyimiyle 2000 yılından sonra doğan çocukları anne babaları kendi elleriyle mezara koyacaklardır".Yani yeni nesil çok yaşamayacaktır.
Yedi gıdalardan insana bir şeyler geçer.Haram yiyecekten asla iyilik duygusu,ibadet isteği neşet etmez.Bu nedenle sağlıklı bir nesil isteniyorsa ,öncelikle gıdalarının doğru olmasına Devlet dikkat etmelidir.Terör suçu kabul edilmelidir.

MANEVİYATIN DERİN DEVLETİ

Zahirde nasıl ki bir devletin "derin devleti"denilen vatanın bekası için düşünen akil insanlar olduğu gibi Maneviyat dünyasında da Derin Devlet tabiri var imiş.Maneviyatın Derin devleti dua üzerine iş icra ederlermiş.Çünkü mülkün sahibi,gücün sahibi sadece Allah (c.c) olduğundan dua suretiyle o zatlar Allah'dan talep ederlermiş.Hak Teala onların duasını kabul ettiğinde zahirdeki sebebleri husule getirir imiş.Böyle bir zatların zahirde hayır duasını alanlar başarılı olurlar imiş.


DOĞUM,ÖLÜM,NİKAH DEĞİŞMEZ

Necib Sultan'ım doğum,ölüm,nikah değişmez demişti.Yastık değiştirmekle baht değişmez demişti,hanımından şikayetçi olan yahut sorunları bulunan bir ziyaretçiye.Ve kendi yaşadıklarını anlatmıştı."Askerden gelince annem ve babam beni evlendirmek telaşına girdiler.Etrafta buldukları kızla alakalı olarak bana "Filanın kızı var" diyorlardı.Ben de her seferinde "Onun boyu uzun","onun boyu kısa","o şişman","O zayıf","O çok esmer" v.s gibi mazeretler belirterek tanımadığım kızlar ile alakalı gerekçeler söylüyordum.Sözü söyleyen ben idim ama Allah söyletmişti ki tüm mazeretlerim isabetli çıkmıştı.Bunun üzerine Babam anname"Fatma hanım vazgeç,bu senin oğlun hovardanın teki "dedi.O da hayret etmişti.Bu kadar teklif edilen kızların özelliklerini bilmemden.
Gün geldi evlendim.uyumsuzluk,imtizaçsızlık mevcuttu.Ben ,evlendiğim kadını "Allah'ın bir emaneti olarak kabul ettiğimden" imtizaçsızlığa sabrettim.Altı çocuktan sonra karım da benim ona Allah'ın emaneti olduğumu kabul etti.Her iki tarafta birbirlerinin diğer tarafa Allah'ın emaneti olduklarını kabul ederlerse huzursuzluk ortadan kalkar" buyurdular

TEKNOLOJİ HASTALIKLARI

Üç kıymetli insanı Necib Sultan'ın ziyaretine götürmüştüm.Bizlere baktığında Hepiniz "Teknolojinin hastasısınız" buyurmuştu.Devamla "Ben de hastayım"demişti.Asrın hastalığı diye devam etmişti.ve 15 yahut 18 yaşında iken kendisine nasihat eden dedesinin arkadaşı olan bir büyük zatın kendisine yaptığı nasihatlardan örnekler anlatmıştı.Teknolojinin T sinin olmadığı bir zamanda .

ÇİZBURGER İSRAİLDE NİÇİN YASAK

İÇERİSİNDE PEYNİR VE ETİN BİRLİKTE BULUNDUĞU YEMEK MENÜSÜ OLAN ÇİZBURGER'i İsrail de yiyemezsin ,istesen de bulamazsın!Niçin ?.Çünkü İsrail bir şeriat devletidir.Tevrat hükümlerine göre et ve süt ürünlerini aynı anda birlikte yemek yasaktır(haramdır).iki farklı tür aynı anda mideye girdiğinde bilimsel olarak fayda hasıl olmadığı aksine zarar husule geldiği söylenmiştir.İsrail bunu bir devlet görevi olarak kabul ettiğinden ,Batının yemek tarzları arasında bulunan çizburger yasaktır.
Devlet, vatandaşlarının gıda sağlığı ile ilgilenmesi ve endişe teşkil eden hususlarda önlem alması gereklidir.Bu husus iç güvenlik gibi, dış güvenlik gibi önemsenmelidir.

23 Aralık 2018 Pazar

14.12.2018 Prof. Dr. Mahmud Erol KILIÇ 745 Şebi Arus Konya kültürparkt...

AKİBETİN GELMESİNİN İŞARETİ

Halk arasında bu söz "eceli gelen it,cami duvarına işer"lafzıdır."Cami" den maksat kutsal değerlerimizden olan cami-i şeriftir.Hak Tela sir kimsenin perdesini yırtmak istedikte, onun meylini, temizlerin tan'ınagötürür.Yani o kimse aklınca o has kulda bir kusur tahayyül edip , onu zem etmeğe başlar ve kendisinin aslında ahlakı zemime(kötü ahlak) menbaı olduğunu unutur.
Tasavvuf,tarikat,şeyh eleştirilerine bu açıdan da bakmak gereklidir.
Allah Teala bir kimsenin ayıbını örtmek isterse ,yani kusur sahiplerinin ayıbını örtüp söylemeyen bir kimsenin ayıbını Hakk Teala örter.
Eğer göz yaşı istersen,gözylaşı dökenlere merhamet et, merhamet istersen zayıflara merhamet et.

SURETTE ACI GÖRÜNENİ HAK TEALA TATLI YAPAR

Mesnevi-i Şerifte anlatılır.Bir Yahudi padişahı,Hırıstiyanlara eziyet için büyükçe bir meydana ateş yaktarır ve ateşin önüne bir put koyarak buna secde etmelerini ister.Secde etmeyenleri ateşe atmaktadır.Kucağında çcocuğu iile gelen bir kadının ,çocuğunu askerler elinden alıp ateşe atar.Anne feryad eder.Korkudan puta secde etmeye niyetlenir ancak ateşin içindeki çcocuğu kendisini çağırmaktadır.Anne ,burası ateş değil tatlı bir çimenlik! diye.Bunu gören tüm insanlar,ilahi cezbeye gelerek kendilerini ateşe atmaya başlarlar.Bu sefer rezil olan  Yahudi padişahı,Hırıstiyanların kendilerini ateşe atmalarına mani olmak için çalışır.
Cenabsı Hakk surette acı görünen şeyi tatlı yapmaya kadirdir.

NEFSİN HAZLARININ SURETİ NEDİR?

Nefis ve onun hazlarını temsil eden suret nedir? diye sorarsan ey oğul! deimki nefsin suretini görmek istersen şu ayeti kerimeyi oku:"ve inne cehenneme le mev'ıdihüm ecmaiyne leha seb'ate ebvabin likülli babin minhüm cüzün maksumün"(ve muhakkak cehennem elbette onların hepsinin mev'ididir.Onun yedi kapısı vardır; onlardan her bir kapı cüzlere taksim olunmuştur.".Hicr 15/44
Nefsin suretini yedi aza temsil eder.bunlar GÖZ,KULAK,AĞIZ,EL,AYAK,KARIN VE TENASÜL ALETİDİR.Bu azalar hazlarını şeriatın yasakladığ şeylerden alırsa , her birisi cehennemin bir kapısı olur.ve menhıyyatın enva ve derecesine göre de her kapı cüzlere taksim olunmuştur.Her nefiste bir hile mevcut  olur ki her bir hilenin içinde yüzbin  firavun ve tabileri helak olur.Binanaleyh nefis Firavundan beterdir.
Firavun gibi olan nefsin ahkamı altında olan firavniler gibi zebun olma Musa gibi olan ruhun ahkamına ve ruhun Rabbine iltica et.İmanı iste.
Elini Ahad'a ve Ahmed'e vur.Ey Kardeş , ten Ebucehl'inden kurtul.

NEFSİ EMMARE VE ONUN HAZZI

Nefsi emmare demi rve onun hazzı çakmak taşıdır.Her an demir gibi ola nefs , çakmak taşı gibi olan hazlarından birine çarpar.Hayali insanide emri ilahiye muhalif ateşin bir suret peyda olur.Fitil gibi ola n kalbi insani , bu hayal ile yanmağa başlar. ve  o hayale tapar.Binanaleyh bu sureti hayaliyye kıvılcımı onun putu olur.Demir ve çakmak taşından sıçrayıp fitili tutuşturan kıvıılcım , ancak sudan söner."Su" dan murat Allah korkusu veya aşkı ilahidir.Zira kalbi tutuşturan fena hayal , aza ve cevarihden sadır olmadıkça , bir hükmü şer7i terettüp etmezk.Eğer bir kimsede Allah korkusu veya Allah muhabbeti varsa , o fena hali işleyemez.Biunanaleyh bu duygular o fena hayal kıvılcımını söndürmüş olur.VElakin su gibi olan bu duygular, demir ve çakmak taşı gibi olan nefsin ve huzuzatın çaresi olamaz.Vahyi ilahi suretiyle gelen Şeriat hükümleri ve ilahi hudutlar(sınırlar) nefsi emmare ve onun hazları çakmağından  sıçrayıp yedi azadan zuhur eden fena fiillerin ateşini söndürür.Kısas dışardaki ateşi söndürür.Ancak havatırı nefs içeride olup şeriat bunu söndüremez.

22 Aralık 2018 Cumartesi

Neyzenden de büyük isyanın mı var Söz :Neyzen Tevfik

GÜZEL BOYA/ÇİRKİN BOYA

iYİ RENKLER,İYİ HUYLAR,İYİ AMELLER RUUHANİYYET ALEMİNDEN DÖKÜLÜR.kÖTÜ BOYA,KÖTÜ AHLAK ,KÖTÜLÜK CİSMANİYET ALEMİNDEN DÖKÜLÜR."Sana bir iyilik isabet ederse , Allah'dan dır.ve kötülük isabet ederse ,nefsi kesifinden dir"(Nisa 79)
Denize ait suyu güneş hararetle göğe çektikten sonra yağmur şeklinde tekrar arza inen su seller halinde çoşup denize kavuşur."Ona ruhumdan nefh ettim"(Sad 72) ayeti gereğince insan Hakk dan geldiği için ölümle birlikte ruhu cesedle alakasını kesip geldiği yere avdet eder

HAKK İÇİN EŞYAYA TEVECCÜH EDENLER ANCAK ALLAH ADAMLARIDIR

Dünya emvalini Hakk için kazanmak ancak Evliyaya mahsustur.Zira fukara iken cömert olup,zenginleştikten sonra cimrileşenler,fukara iken mücahit olup sonra bunu terkedip mücahit olanlar,başörtüsü mücedelesi platformlarında boy gösterip iktidar imkanlarına daldıktan sonra bambaşka bir yerlere sefahat içine dalanların ,rüşvet alan da veren de diye söze başlayıp bir müddet sonra hediyelerle başlayıp,davetlerle devamdan sonra ihalelerden payı meşru görenlerin hikayeleri ciltler dolusu olsa gerek.
Allah adamının mal varlığı onu güceltir.Çünkü ayaklarının altına alınan mal kişiyi yükseltir.Geminin içindeki su gemiyi batırır altındaki su gemiyi yüzdürür buyurmuştur Hazreti Pir Mevlana efendimiz.Allah adamlarından birisi eşyaya teveccüh ederse , Hakk için teveccüh etmiştir, o eşyanın aynı ve zatı için teveccüh etmediler

YILDIZLARIN TERBİYESİ/ASTROLOJİ

yILDIZ İLMİNDE HER FERT,YEDİ YILDIZDAN BİRİSİNİN RUHANİYETİNE İTTİSALI(BAĞI) VARDIR.bİNANALEYH O KİMSEDE O YILDIZIN RUHANİYETİNİN HASSIYYETİ VE TESİRİ VARDIR, VE O KİMSE MUTLAKA HAYATI DÜNYEVİYYESİNDE O YILDIZIN HAVAS VE TESİRATI ALTINDA YAŞAR.
İnsanı Kamiller hakikatı Muhammediyye güneşinden nurlanan bir yıldız olup , kim ki bu yıldıza mensup olursa , onun meşrep ve hassıyyeti altında terbiye görür.
Zühre yıldızının hassa-i ruhanisi sürur, aşk ve talebdir.Buyıldıza tabi olan kimsede bu eserler zahir olur.Bir insanın tabi olduğu insanı kamil Cemali ise , onda da tecelliyatı cemaliyye asarı zuhur eder ve musahabe-i maarifde ve insanlar arasındaki muamelelerde mülayım(yumuşak) olur.
Merih yıldızının hassaiyeti haşinliktir,buna mensup olanlar kavgacı, itirazcı ve husumetli olur.Bu insanın tabi olduğu insanı kamil celali ise , onda da tecelliyatı celaliye asarı zuhur eder.İnsanlar arasındaki muamelede haşin olur ve muhatabının kalbinin kırılmasına itibar etmez.
Bu yedi yıldızın arkasında da yıldızlar vardır.Halk nazarında meşhur ve bilinen insanı kamillerden gayri, bir takım kamiller daha vardır;onların yüksek meşrebleri ve mazhar oldukları esmai ilahiyye herkes indinde malum değildir.

TATLI SU DAMARLARINDAN EMİNMEK/KURAN'IN MİRASÇILARI

"Ondan sonra kullarımızdan ihtiyar ettiğimiz(seçtiğimiz) kimselere Kur'an verdik ki bunlar dan bir  kısmı nefsine zalim olan mukallidlerdir.vebir kısmı da ,iyilik ve kötülük arasında mutavassıt olan muktesıddır.ve bir kısmı dahi hayrat ile ileriye giden vasıllardır"(Fatır suresi 35/32).Efendimiz (SAV) BU ÜÇ SINIF İÇİN DE "Küllüm fil cenneti/Hepsi cennettedir""BUYURMUŞTUR.İyi kişilere miras bu ayeti kerimede zikredilen üç sınıfın ahval ve ahlakıdır.
İnsanı kamil peygamber ahlakının vepeygamber ilminin varisleridir."Kitabı miras verdik" ayeti kerimesi mucibince ,Kur'anı miras yemişlerdir.

KAMULAŞTIRMALARDAN AHİRETTEKİ SUALLER

Kamulaştırma,Devletin yüksek menfeatları için vatandaşın mal varlığının bedeli mukabilinde zorla alınmasıdır.Kamu yararı devletin yararıdır.Devlet kimdir?Vatandaşlarına hizmet için ihdas olunmuş sosyal bir yapıdır.Yazlık dinlenme yeri için Devlet Başkanlığı Muğla,Marmaris Okluk koyunda 200 dekar alanın kamulaştırmasına karar verilmiş ve Turgut Özal'dan beri mevcut olan belirli bir nokta tesis inşaatı devam etmekte imiş.Bir takım basın bazı haberleri islam karşıtı  algı oluşturmak için Erdoğan üzerinden yürütmektedir.Yazlık sarayın etraf duvarları dört metre yükseklikte imiş.Kesilen ağaç sayısı şukadar imiş.
Şüphesiz inancımıza göre Devlet reisinin bir itibarı vardır.Ancak bu itibar Yaratandan alınır.Ulul emir olmakla itaat gerekir.Ancak,Emir,safahata dalarsa,kamu emvalini israf ederse ümmeti Muhammedin kırgınlığı gönül sahiplerine yansır ve  onların da gönlü daralır.Bir gönlün daralmasından dolayı Hak Teala "OL" der olacak olan olur.Biz sebeblere bağlııyız.Ancak Sebebleri yaratandan da gafil olmamalıyız.Unutmamalı ki,Firavun devrinin en güçlüsü idi.Vakti geldiğinde Hak teala bir Musa'yı karşısına çıkarttı veonu fizikin ve tekniğin aciz kaldığı asa ile destekledi.Allah adamına açılan savaşta yeryüzünün bir hakimi(firavun) helak oldu gitti.Ne sarayından eser ne güçlerinden eser kaldı.ve Kıyamete kadar da lanetle anılmaya mucip oldu.
Eskimiş bir deve yularını niçin çöpe attın diye Hz.Ömer efendimize sual sorulursa,Devlet adına yapılan kamulaştırmalardan da Hakk Teala sual soracaktır.Çünkü gizliyi O bilir.

21 Aralık 2018 Cuma

FİTNEDEN KORUNMAK İÇİN PEYGAMBER MUHABBETİ İLAÇTIR

Tevratta ve İncil de Cenab-ı Peygamberimizin ismi ,şemaili ,tarzı,gazası,orucu ,yemesi içmesi anlatılmıştı.Hıırıstiyanların bir taifesi Efendimiz SAV ile alakalı bu yerelri okurken sevap için namı şerifi öperler ve vasfı latife yüz sürerlerdi.Bu taife fitneden emin olmuşturHz.Ahmed'in namı insana böyle yardımcı olur.

MEŞREBİNE UYANDAN GÖNÜL GIDASI AL

Hak Teala,Tevbe 9/119 ayetinde "Ey müminler, Allah'dan korkun ve sadıklar ile beraber olun" buyurmuştur.Sadıklardan murat,insanı kamillerdir.insan gönlünün meşrebine muvafık olan bir kamilden gönül gıdasını alır.Manevi ikbal sahibinden yardım istemek gereklidir.Salik meşreben halim ve cemali ise ,meşrebi gazub ve celali olan bir veliyyi kamilden layıkıyla feyz alamaz.Çünkü kendi meşrebi itiraza sevk eder ve itiraz ise feyz yolunu kapatır,kemali muhabbetle asla ona teslim olamaz

VAHDETİ VÜCUD NÜKTELERİ

Vahdeti vücud nükteleri keskin çelik kılıca benzer;eğer senin bu kmılıca karşı siper gibi olan kuvvet ve zekan ve istidadın yoksa,yani bunları dinlediğin vakit , havsalan almıyor ve zihnin karışıyor ve ne yapacağını bilemez bir hale geliyorsan kaç, dinleme.Vahdeti vücud esrarında zihinler kayıp delalete düşmemek için bu kılıç gibi olan esrarı Mesnevi'de hikaye kılıfları içine koydum; ta ki yanlış okumağa müstaid olanlar, benim muradıma muhalif olarak okumasın.(Hz.Mevlana)

NEFSİ MUTMAİNNEYE GELMEDİKÇE

İnsan "nefsi mutmainne"makamına gelmedikçe nefsin arzularından mütevellid olan elem ve meşakkatlar içinde yanar tutuşur.Nefsi mutmainne feleğinin altında nefsi mülhime fgeleği vardır.Bu mertebede saliki nnefsin bir taraftan hazzı ruhani  ve diğer taraftan hazzı cismani mahrumiyetlerinden müteessir olur.Bu feleğin altında nefsi levvame vardır.Salik bu mertebede hazzı nefsani saikasıyla mesaviye ve maasiye müptela olur; sonra da narı nedamet duyguları içinde yanar.Bunun altında feleki esfel olan nefsi emmare vardır.İnsan bu mertebede hayvandan daha şaşkın olup nefis ve şeytan elinde esir ,elem ve kedere müpteladır.Bu nedenle salik nefsi mutmainne mertebesine gelmedikçe , azabı nefsaniden kurtulamaz.Çünkü nefis cehennem tabiatlıdır.Kendi hazlarına asla doymak ve dolmak bilmez her an "Daha var mı?"(Kaf 30) narasını vurur.

"EY PEYGAMBER ATTIĞIN ZAMAN SEN ATMADIN, VELAKİN ALLAH ATTI"AYETİ

Enfal suresinin 8/17 ayetidir.Bu beyanı alide Hak Teala senin attığın oku sen atmadın  Allah attı demekle fiilleri  nefy ediyor ve sureti beşeriyyeyi Hak teala hazretleri efalinin(fiillerinin) aleti olarak gösteriyor.Biz yayız vöe o yayın ok atıcısı Huda'dır.
Buna karşı birisi çıkıp diyebilir ki:"Mademki bizim fiiillerimiz ve sözlerimiz Hakk'ındır ve bizler Hakkın aleti duirumundayız; şu halde fiil ve sözlerimizle mecburuz ve bizim irade ve ihtiyarımızın hiç hükmü yoktur?Dünyada ve ahirette varlık,Hakkın varlığıdır,Vücudu hakikinin sıfatı ve esması vardır,zuhur isterler.Zuhur için de mutlaka kesaret aleminin vücudu lazımdır.Vücudu hakiki,mertebei letafetten meratibi keserata tenezzül etmedikçe , alemi keserat yaratılamaz.Nitekim bu hale işaret için Ebul Hasan Guri hazretleri:"Tenzih ederim o Zat-iı Ecell ve A'layı ki ,Zat'ını latif kıldı,ona Hakk diye tesmiye etti(isimlendirdi); ve nefsini kesif kıldı, ona da halk dedi" buyurur.Keza Şeyhi Ekber Muhyiddin arabi hazretleri:"Tenzih ederim O zat-ı Ecellve a'layı ki eşyayı ızhar etti;Halbuki o Zat-ı Ecell, eşyanın "ayn" ıdır"buyurur
Hak Teala'nın Hadi isminin mezahiri mü'minlerdir.Mudil isminin mezahiri Kafirler, fasıklardır.İnsan sureti ilahiyye üzçere mahluk olduğundan cüzi ve külli bilcümle esmanın mazharı oldu.Fakat mazhar olduğu esmai killiyeden birisi onun Rabbi hass'ıdır ve onu terbiye eder.Mesela Rabbı hass'ı "Hadi "ise onda galiben , bu ismin ahkam ve asarı zuhur eder.Keza Rabb-ı hass'ı "Mudil" ismi şerifi ise cümle işlerinde bu ismin ahkamı zahir olur,,
Hakk Teala'nın emri iki türlüdür.Birisi Emri iradi,diğeri emri teklifidir.Emri iradi Hakk'ın Hadi ve Mudil isimlerini talep edenler hakkında Hakk'ın o suretle iradesinin tahakkukudur.Emri Teklifi olan peygamber vasıtasıyla tebliğ edilen şeriat emirleri olup kul,istadındı ile ne talep etmişse emri teklifide de onu ister.Bu nedenle Hakk tarafından cebir yoktur.Cebir ancak her mazharın kendi hakikatından kendisine vaki olur.Bunların heyeti mecmuasını Hakk'ın cebbariyeti ihata etmiştir.Zira vücudu hakiki Hakk'ındır kulun vücudu bu vücuda bağlı bir vücuddur.O halde daima Hakk'ın cebbariyeti altında zebun olmasının hikmeti  de, gayriyet libasıyla zahir olan insanların mevhum olan varlıklarını, vüudu hakiki yönünde ifna için , kemali zilletle tazarru ve niyazları lazım gelmiş olmasındandır.
Tazarrumuz ıztıranın delili oldu.Utanmamız da ihtiyarın delili oldu.Avzimiz ihtiyarımız olmadığına alamettir.Bir kötülük yaptıktan sonra utanmamız ve viucdanımızda azap duymamız irade ve ihtiyarımız olduğuna alamettir.Binanaleyh hakikatımız noktai nazarından Hakk'ın cebbariyeti altındayız ve istidadımızın mecburuyuz.fakat şeriat ve zahirimiz noktai nazarında fiilimizde muhtarız.Biz tavla oyuncuları gibiyi z.Hakikatta zara tabiyiz;fakat oyunculukta ki maharetimiz ve ihtiyarımız da inkar olunmaz.
Eğer ihtiyar olmasa idi bu utanma ,esef nedendir?İnsanın ihtiyar sahibi olmasının alametlerinden birisi üstadların çıraklarını ,muallimlerin talebiyi, mürşidlerin müridleri fena hareketlerinden men etmesidir.Diğer bir alameti insanın aklına bir işi yapmak fikri gelir,sonra tefekkür eder,sonuçlarını düşünür ve yapmaktan vazgeçer.İhtiyar ve irade olmasa bunlar olmazdı.
PEYGAMBERLER DÜNYA İŞİNDE CEBRİDİRLER;KAFİRLER DE AHİRET İŞİNDE CEBRİDİRLER.pEYGAMBERLER İÇİN AHİRET İŞİ İHTİYARİDİR.CAHİLLER İÇİN DÜNYA İŞİ İHTİYARİDİR. 

RUHU SERBEST OLANLAR

Ölümle birlikte ruh berzah alemindeki yerine gider imiş.Ancak bazı ruhlar kendilerine tanınan serbestlik nedeniyle tekrar bu alemde vazife yapar imiş

20 Aralık 2018 Perşembe

EBU ZER GIFARİNİN SORACAĞI SORULAR


İlahiyatçı yazar Mustafa İslamoğlu  sosyal medya hesabından şu görüşleri paylaştı: “Bana 'sakız orucu bozar mı', 'hayızlı oruç tutar mı' ile gelme hacı! Bana şu sorularla gel:
· Kaçak suyla alınan abdest, kılınan namaz,namaz olur mu?
· Torpille işe giren insana maaşı helal olur mu? Parayla namaz kıldırma konusunda bu ülkede Ebu Hanife’ye uyan kaç hanefi imam var?..”
· Kara Para aklamak için, insanlara riyakârlık yaptırılan camide namaz kılınır mı?
· Yolsuzluk ile edinilen servet helal olur mu?
· Kirli parayla hacca giden de Arafat’ta anadan doğmuş gibi olur mu?
· Arsanın emsalini artırma karşılığı müteahhide yaptırılan okulda okumak helal midir?
Bu sorular sorulmaya başladığı vakit ümmet bilinçlenmiş demektir.

DOĞRULAR DEĞİŞİR Mİ?

Doğru sözler,halin gereğine göre istidada göre değişir.Nefis mertebelerine göre doğrular değişir.Yüksek mertebeye ait olan bir doğru ,daha alçak mertebede reddedilir.Hallacı Mansur'un sözlerini ancak Hallacın ahvaline vakıf olanlara göre doğrudur.Bu nedenle Medrese ve Tekke arasında anlaşmazlık gözükür."İnsanlara akıllarına göre hasihat ediniz" emrinde bu nükteye işaret edilir.Nefsi emmarede olanın tab'ının zevki fesad ve günah olan şeyleri yapmak olduğu için bu tür şeylerden hoşlanır.Bu aşağı derecede olanlara nasihat yarar sağlamaz.
Mesnevi-i Şerifte anlatılan Hırıstiyan Vezir'in fesad işleri başlığında anlatılan hikayede , doğru olan sözler  peş peşe söylenmektedir.Bu sözlerin her biri ayrı ayrı tekamül seviyesindeki insanlara göre doğrudur.Ancak tekamül farklılıkları mertebesinde birbirine zıttır.
BU İHTİLAFLAR YOLUN HAKİKATINDA DEĞİL,SURETTE DİR

İNSANLAR YÖNETİCİLERİNİN DİNİ ÜZEREDİR

Demokrasi, çoğunluğun idareye hakim olması diyoruz.Ancak ,insan içdünyasını tanımayanlar,yönetmek,mevki ve makam gibi yerlerin bu iç dünyada meydana getirdiği değişimleri gördüğü vakit bir zaman sonra bu gücün farklılaştırdığı insanı görür.Ancak güç,insanları cezbeder.Dağıttığı nimet mest eder bu nedenle de insanların güç sahibini desteklediği ve methettiği gözlenir.Ve o yöneticinin her yaptığına ve her söylediğine inanır.Kalbi,dünya sevgisi ile dolduğu için doru ile eğriyi ayırt etme mihengini kaybeder.Leş yediği için burnu koku alma kabiliyetini kaybeder.Ve bir zaman sonra o güç,kin,intikam ve garaz yüklü olarak kendini oraya getiren evlatlarına zarar verir.Bahar zamanı nimet zamanıdır.Bu nimetin şükrünü ve kadri bilinmezse akabinde kış vakti gelir ki baharın o güzellikleri mahvolur.Taki bir başka bahar vaktine dek. 

MÜYESSER VE MUASSER KAVRAMLARI

Tevbe suresi 111. nci ayetinde "Allah Teala müminlerden nefislerini cihada ve mallarını sadaka ve infaka sarf edenlere bilmukabele cennet itasıyla müşteri oldu" buyurulur.Cennet karşılığı bu canı ve malı Hakk alır.Müminlerin ameline müşteri Allah'dır.Ezelde şaki olanlara bu işler zor gelir.Ezelde said olanlara da bu işler kolay gelir.Şaki olanlara kabih görülen ameller kolay gelir.Said olanlara ameli hayriyye kolay gelir.Hayır işleri kolay gelen müyesserdir.Hayır işleri zor gelen ise muasserdir.

PARLAK GÖZÜKENLER

Gümüş parlak gözükür.Ancak gümüşte bir hassa vardır ki dokunmaktan dolayı insanın ellerini ve elbisesini siyah yapar.Ateşin kırmızı yüzlü gözükür ama dokunduğu nesneyi siyahlaştırır.Sözleri parlak ve tantanalı gözüken,yapacakları işler konusunda ateşli konuşanlar tıpkı gümüş ve ateş gibidirler.Onlarla birlikte olanların akibetleri siyahlaşmak,lekelenmek ve islenmek olacaktır.Mülk Allah'ındır.Hiç kimse memleketin sahibi benim diyerek kendisine hak ve pay ayıramaz.

KOKU ALMAK

Zahiri kokuyu burnumuzla alırız.Din kokusunu ise karşımızdaki insanın sözlerinden ve icraatlarından anlarız.Bugün siyasi iktidara gücü yüzünden destek gibi gözüken çevrelerin ve köşe yazarlarının yazılarını tetkik ettiğinizde her üç haberden biri,Hacı,Hoca,Diyanet,Şeyh,başörtülü kadın v.s ile alakalı olup maksatları,yanlış örneklerin üzerinden dine,dini düşünceye ve tasavvufa saldırmak olduğunu göreceksiniz.Cenab-ı Peygamber, sahabe efendilerimiz  zamanında dahi kendisini peygamber ilan eden yalancılar mevcuttu.Manevi halleri dünya metaı elde etmeye yönlendiren bahtsızlar şüphesiz olacaktır.Ancak bu olumsuz örnekler asla İslam'a mal edilemez.
"Temiz islamı yaşayan insanlar nerede?" diye bir sual soranlara denir ki senin burnun kapalı ki koku almıyorsun.Arslan mesabesindeki Allah adamları, toplum içinde kıyamete kadar mevcuttur.Onlar kendilerini ölü gibi gösterdikleri için renge,surete alışmış avam onları bilemez ve yok sanır.Bilmezler ki arayan bulur.

19 Aralık 2018 Çarşamba

NEFSİN KARIŞTIRDIKLARINDAN SORMAK

SahebeyiKiram efendilerimiz Resululllah (sav)'den İbadetlerde ve canlarının Hakk'a karşı olan samimiyetinde nefsin ne gibi gizli garazlar karıştırır? lütfen bize söyle derlerdi.Onlar taatın fazlasını aramazlardı,aybı zahirin hangisi olduğunu  sormazlardı.Çünkü zahir kabahatlar ve günahlar kur'an da ve hadislerde belirtilmekte idi.İibadette gizlenmiş olan nefsin kabahatlarını ve zahiri kemalat adı altında saklanmış nefsin noksanlıklarını anlamak isterlerdi.Efendimizin bu husustaki izahatları üzerine ashabın  ince düşünenleri dahi hayrette kalırlardı.

VESVESE

Vesvese ancak yolu bilmemekten ileri gelir.Bir beldeye gitmek için yola çıkan kimse, eğer o beldenin yolunu bilmiyorsa , bir çok endişe ve vesvese hatırına gelir.Yol şuradandır der o tarafa sapar, sonra şuradandır diye başka bir yola sapar.Böylece nereye gittiğini bilmez olur.Yolu bilen kimse ise hiç endişeye kapılmaksızın gönlü selamet içinde yürümesine devam eder.Dünya ve ahiretin tek yolu Allah'tır.(Yani O'nu bilmek ve tanımaktır)Kim Allah'ı bilirse dünya ve ahiret hayırlarını kazanmış olur.

HIRISTİYANLIĞIN ELLİDÖRTMEZHEBİ

Miladi ilk asırda Hırıstiyanlar, yahudiler ile beraber geçindikleri müddetçe , onların ibadethanelerinde icrayı ayin eylemişlerdir.Yahudiler ile bozuştuktan sonra bir belaya uğramamak için sırlarını gizlemişlerdir.Zahirde kendilerini diğerlerinden sakladıkları için bu gizlenme çeşitli mezheplere ayrılmak şeklinde ceryan etmiştir:"Nasrani, Karpokratiyen,Bazilidiyen, Valantiniyen, Marsiyonist, Sabeliniyanizm,Montanist" vesair gibi isimle ellidört mezhebe ayrılmışlardır.İçeriği metin ve mana itibarı ile yek diğerine ziyadesiyle zıt "Matta,Mark ve Luka" üç İncil'i bir bütün olarak addedildiğinden "Sinoptin"namı verilmiştir.

KUDUS-Ü ŞERİFİN AHVALİ SİYASİYYESİ

Filistin tarafı eskiden beri yahudilerin mülkü ve kudusü şerif onların kıblesi idi.Burası bir çok inkilablar geçirmiştir.Hz.İsa'nın doğumundan önce 722-727 senelerinde Asur kralı Salman asar ve Buhtun Nasr ve acem imparatorluğunu kuran Sirus,Makedonya krali Büyük İskender,Mısır kralı Birinci Batlamyus veSuriye kralı Selikus Nikator tarafından zabtedildi.Nihayet Selüsidler altında kaldığı bir sırada yahudiler bu işgalcilerin zulmüne takat getiremeyip isyan ettiler,bir çok kanlı muharebeden sonra Milatta önce 169 yılında bağımsızlıklarını kazandılar.Makabe isminde bir musevi hanedanının reisliği altında isyan etmişlerdi.Bu hanedana da tefrika  ve ihtilal geldi .Buraları istila etmek isteyen Roma kralının müdahalesi ile Milattan önce 40 sene evvel Herod yahudilerin kralı oldu.Hz.İsa (a.s) bu büyük Herod zamanında dünyaya geldiğinde Roma'nın kralı Neron idi.Herod,şeriatı museviyyeden ziyade Roma kralı Neron dan çok korkardı.Herod'un vefatından sonra Filistin dört kısma ayrılarak her birinin başına Herod'un bir oğlu hükümdar oldu."Yuda", "Celil", "Banane", "Ebtore" isimli bu kişiler hüküm sürerken Kudus-ü Şerif'i Romanın tayin ettiği bir Vali yönetiyordu.Hırıstiyanlığın ilk başlangıcında Filistinde yedi tane felsefe mezhebi(ekolu ) mevcuttu.Onlarda şu isimle anılırdı:
:Harisiler,Sadukiler,Eseniyen,Yahudai,Terepotlar,Refabit,Herodetiler.
Bunlardan Eseniyenler evlenmekten kaçınırlar,sulhu severler, savaştan nefret ederler, aşkı ilahiyi tavsiye eder ve ruhun bakasını kabul eder olduklarından manastır gibi bir uzlethaneye çekilmişler ve oralarda ahlaka ve vahdaniyete dair dersler vermekle iştigalde bulunmuşlardı. Bazı avrupalı düşünürler Hz.İsa (a.s)'ın bu mezhebden olduğuna kaildirler.Bu mezhep için "Bir ebedi familya, amma içinde kimse doğmaz"denmiştir.

DOĞRUYA ENGEL PERDELER

Gazap ve şehvet ademi şaşı eder.ademi doğruluktan çevirir.Garaz gelince hüner mestur(gizli)kalır,gönülden göz tarafına yüz perde olur.Hakim gönlünde rüşvete karar verdiği vakit , mazlumu zaifden, zalimi tanıyabilir mi?

18 Aralık 2018 Salı

TABİB,HABİB

Hissi dünyevi olan beş duyudan birisine maraz arız olursa hekime müracaat ediniz. fakat hissi dinide bir bozukluk görürseniz, her zamanda mevcud olup , naibi ilahi olan evliya ve asfiyaya müracaat ediniz.
İnsan yiyip içtikçe beş duyu sıhhat içinde olur.Fakat ruhi zevkten nasipsiz kalır.Oruç ve riyazat sebebiyle hayatı hayvaniyye zayıf düşerse de hayat ve ruhi zevkler açılır.

KÜFRÜN DÖRTÇEŞİDİ

"Küfür" dört nevidir.:
BİRİNCİSİ küfr-i inkaridir; Allah ve peygamberi inkar etmek gibi.
İKİNCİSİ küfr-i cehudidir ki, kalbiyle bilir lisanıyla inkar eder,İblis'in küfrü gibi.
ÜÇÜNCÜSÜ Küfr-i inadidir ki kalbi ile bilir, lisanıyla tasdik eder , fakat inat ve ar sebebiyle müminler dairesine girmez.Ebucehil ve emsali gibi.
DÖRDÜNCÜSÜ  küfr-i nifakidir;lisanıyla ikrar edip müminlerin dairesine girer; ve fakat kalbiyle inkar eder, münafıklar gibi.
Kafirler, enbiya ve evliyanın , kendileri gibi cisim sahibi olduğu ve yiyip içtiklerini ve uyuduklarını, hasta olduklarını ve evlenip öldüklerini gördüklerinden Madem ki onlar da bizim gibi insandır, bizde onların yaptıklarını yapabiliriz.Onlar insan cemiyeti için kanun vaz ettiler bizde kanun vaz ederiz"derler.Bu hususta insanın fiillerini takliteden maymuna benzerler.Taklit beşerin tabiatının gereklerinden olup, batınından kaynaklanan bir büyük beladır.Zira beşer bu tabiatı taklit sebebiyle alıştığı fena şeylerden vaz geçemez.
Küfrün bir manası da örtmek anlamındadır.Henüz evliyanın halleriyle hallenmemişken, onların kelamlarını taklit ederek , halkın hürmetini kazanmak ve dünya refahına nail olmak emeliyle halkı irşad davasına kalkanlar dahi,bu fiilleriyle hakikatı setr ettiklerinden , onlar dahi küfrün bu manası tahtında cem olmuş olurlar.
Enbiya ve evliyanın fiillerinin sebebi vahy ve ilhamı ilahidir, emri Hak'dır.

HER ŞEYİN BİR VAKTİ VARDIR

Bir mürid Evliyaullah'dan birisine sorar:"Efendim! erbabına sırrın nasıl meydana geldiğini bana öğretirmisin?".Efendi hazretleri o şahsa "aksır.." diye emretmiş.O da "şu anda aksırmam gelmiyor"demiş bunun üzerine hazret:"Şu anda sana öğreteceğim bana gelmiyor" diyerek her şeyin bir vakti merhunu bulunduğunu anlatmak istemişti.

SERMAYENİN DOLDUR BOŞALTI

bİR KAÇ DEVİRİZLEME ŞANSI BULANLAR GÖRÜRLER Kİ DÜN ZENGİN OLANLAR BUGÜN FAKİR,DÜNÜN FAKİRLERİBUGÜN ZENGİN.Acip olanı,bugünün zenginolanı yarının fakiri olacağını hatırına getirmez.Zenginlik sarhoş ettiğinden gaflet şarabı bu gerçeği hiç ona göstermez.Yatırımım sağlam,yedi sülaleme yeter der.Uzan ailesi birdönem yaşadı . Bir anda tarumar olup kaçtılar malvarlıkları devlet tarafından dağıtıldı.Bu malvarlıklarından kupon arazi olanlar her nekadar bugünün muktedirleri tarafından kendilerine yakın olanlara kanalize edilmiş olsa da Bu şekilde güçlenip zenginleşenler bir gün görürler ki kendilerini servet sahibi yapan o güç,kendilerine yönelmiş bedel istemekte.Bu güç , kökünü versen de tatmin olmayacak iştihada.Bu nedenle yurt dışına sermaye kaçırılmasının temeli çok iyi analiz edilmeli.Söylenecek şey:Yiyin lan birbirinizi.Nasıl olsaÜmmet adına , Allah adına hesap soracak birisi gelecek ve yedi sülaledeki mal varlığını sorgulayacak.Tıpkı,Veliaht prens'in tüm kuzenlerini otele kapatıp Devleti zarara uğrattıkları için servetlerinin önemli bir miktarını zorla aldığı gibi.Nefislerden doğan şeyler tekrar nefislere döner. 

ZALİMİ ÖVMEK

Nefis  zahire meyl eder.Zahirde kuvvetli olana meyleder ve onu  över.Şaki ve zalim olan kimse methedildiği vakit, insanı kamilin kalbi titrer.Hadisi Şerifte buyrulmuşturki:”Fasık meth olunduğu vakit  Rab gazab eder ve bundan dolayı arş titrer”.

HZ.İBRAHİM'İN HANGİ OĞLU


 Hz.İbrahim (a.s),oğullarından hangisini kurban etmeye teşebbüs etmiştir.Hz.İsmail’i mi? Hz.İshak’ı mı? Bu iki evladıyla alakalı olarak meşhur olan görüşe göre Hz.İsmail’i kurban etmek istemişti.Ancak İbniArabi hazretlerine göre kurban teşebbüsü Hz.bİshak hakkında vuku bulmuştur.
Sahabe-ikiramdan Hz.Ömer, Hz.Ali efendimiz,İbni Mesud, İbniAbbas, İkrime ve Said ibni Cübeyr  (rıdvanüllahü aleyhimecmain) ve tabiinden Caferi Sadık hazretleri,Şeyhi Ekber Muhyiddin ibni Arabi hazretleri zebh’in (kurban etmenin) Hz.İshak peygamber hakkında vuku bulduğunu ifade ederler.
Mesnevi-işerifte Hz.Mevlana ,zebh teşebbüsünün Hz.İsmail hakkında vaki olduğunu belirterek kavlı meşhur’a uyar.Ancak Divan-ı Kebir de ise zebh’in Hz.İshak (a.s) ilealakalı olduğunu beyan  eder.Mesnevi-i şerifte avam  ve havassın nasibi olduğu meşhur olan görüşe uyulmuş,Divan-ı Kebir de ise yalnız havassın nasibi olduğu için muhakkiki kiram hazaratı indinde zebhin İshak (a.s) olduğu keşfen sabit olan haber tercih edilmiştir. 

17 Aralık 2018 Pazartesi

AKLI CÜZ'İ

"Akl-ı cüz'i her ne kadar , sır sahibi görünür ise de , aşk-ı ilahiyi münkirdir..Zekidir vealimdir;fakat yok değildir.Mülk "la" olmadıkça Ehrimen'dir.O söz ile ve fiil ile bizim yarimiz olur.Hal hükmüne geldiğinvakit "la" olur

NEFSİN TASVİRİ

Arifin birisi nefsi şöyle tasvir eder:"Nefse bir suret verilse şekli şudur:Başı kibir,gözü ucub,ağzı hased,lisanı kizb(yalan) ve gıybet, kulağı nisyan,göğsü hıkd ve kin, karnı şehvet ve bühtan, elleri hıyanet ve sirkat, ayakları emel, kalbi gaflet ve ruhu küfürdür"

ŞEYHLERE YAKINLIK VE UZAKLIK

Şeyhlere yakın olmak,aile ortamı içine girmek tehlikelidir.zira,salikin gözüne gelen bir olay ve hadisenin hikmetini anlıyamadığı için hemen nefsi devreye girip yorum yapabilir.Tıpkı bir sobaya yakın oturmak gibi çabuk ısınırsın ama yanarsın.Uzakta kalırsan ise üşürsün.Bu nedenle Şeyhin yanında hizmet için bulunmalı,hizmetle meşgul olunmadığı zaman ise uzakta durulmalıdır.Çağırırsa gereğini yapmalıdır.

DIŞARDAKİ VE SU İÇİNDEKİ DİKENLER

Suyun dışındaki dikenleri görüp tedbir almak mümkündür.Ancak diken su içinde gizli olup gözükmüyorsa ve bizde o su içinde yürümekte isek ancak ayağımıza batarak acısını hissettiğimiz zaman dikenin varlığından haberdar oluruz ki iş işten geçmiş olur.Nefsimizin kötü ahlaklarının her birisi bir diken olup su içinde gizlidir.Gaflet ehli, nefislerinde mevcut olan, kendisine azap veren bu dikenleri bilip , bulup def edemez.;çırpınır durur birtakım tedbirlere müracaat eder.Bu tedbirler ise bilakis onun gamlarını ve ızdırabını ziyadeleştirir.Bir gönül tabibi olan insan-ı kamil lazımdır ki , onun kalbinden bu nefsani sıfatları çıkartsın

MÜRŞİDİKAMİLİN USLUBU

Mürşid-iKamiller, saliklere mülayimane bir şekilde akıllarının ilimlerden hangi ilimde şöhret aldığını sorar.Zira herhangi bir ilimde rüsuh bulmuş veonu hakikat zannedip temekkün etmiş olan aklın tenvirinin usulü ve ilacı başka olur.Keza kime,hangi fikir adamlarına yakındır, müntesiptir ve bağlılığı)ittisali) ne şey sebebiyledir?İnsanı Kamil salikin aklının ve ilminin mahiyyetini ve mertebesini anlamak ister.Ruhun terakkisi akıl vasıtasıyladır.Edep aklın icabıdır .Binanaleyh salikin aklının mertebesi  ve aklının mertebesinden dahi sülukte terakkiye istidadı anlaşılır.

Kâni Karaca - Uşşak Âyîn-i Şerîfi (Kutbu'n-nâyî Osman Dede)

"BENİ İYİ DİNLE!
Eğer sen bana aşıksan, ben seni perişan ederim. Beni iyi dinle!
Şu fani dünyada az ev yap, sonra onu yıkar, viran ederim, beni iyi dinle!
Arılar gibi, karıncalar gibi yüzlerce ev yapsan yine seni kimsiz kimsesiz, evsiz barksız bırakırım, beni iyi dinle!
Sen erkek, kadın bütün insanların sana hayran olmalarını, sana karşı duydukları sevgi ile mest olmalarını istiyorsun; 
fakat ben, seni mest etmeyi, seni şaşkın hale getirmeyi istiyorum.
Mademki Halil’sin, ateşten korkma, emin ol! İçin rahat etsin! Ben ateşi sana yüzlerce gül bahçesi yaparım, beni iyi dinle!
Sen, Kaf dağı olsan; seni hızlı hızlı dönen değirmen haline getirir, seni fırıl fırıl döndürürüm, beni iyi dinle!
Sen belki de hünerde zamanın Eflatun’u, Lokman’ı olsan, seni bir bakışta hiçbir şey bilmez bir hale getiririm, beni iyi dinle!
İsmail gibi seni kurban etmek istemem. Boğazına bıçaklar sürmem. Ne el görünür, ne yara görünür, beni iyi dinle!
Ben devlet kuşuyum. Sen’in başına gölge düşürmek lutfunda bulundum. Böylece seni eşsiz, üstün bir padişah yapacağım, beni iyi dinle!
Kendine gel de, az oku! Lüzumsuz kitaplarla kendini yorma! Sus, sabırlı ol!
Ben seni kitap yapayım, ben seni Kur’ân'ın ta kendisi yapayım."
PİR MEVLANA CELALEDDİNİ RUMİ
*******
yukarıdaki sözlerin efendisi gerçekten de o dediklerini ve daha fazlasını hala daha hem bana ,hem de sayısız bendesine hala yapmakta ama biz hem kendimiz hem onunla birbirimiz etrafında semaya sevinçle dönmeye devam etmekteyiz..
hz pirim ya mevlana hak doooooosttttttt merhaba hoşgeldin hayatlarımıza ruhum ruhunu selamlar huu
nur cihan

MESNEVİ'DE HİKAYE ANLATIMDAN MAKSAT NEDİR?

Akıllar derece derecedir.Yerden gökyüzüne kadar bu dereceler değişir.İnsanı Kamillerin sırrını bir takım kıssalar ve hikayeler altında anlatmak  ve erbabına bu suretle ifşa etmek daha iyi bir usuldür.Zira akıl ve idrakların mertebeleri bir değildir.Yanlış anlayanlar fitneye ve delalete düşer .Ehli zahir , bu hikayelerin zahirine saplanır kalırlar.Ehli idrak ve kabiliyet sahipleri ise hikayelerin batınlarına nüfuz ederler.
Bu nedenle denmiştir ki isteyeceğin şeyi ölçü le iste,istidadına münasip olan miktarda iste.Çünkü bir saman çöpü gibi zayıf olan bir istidat , dağ gibi olan vahdeti vücud sırrına tahammül edemez.Hak Teala Hakim dir; her şeyi layık olduğu mahalle vaz eder ve her hak sahibine hakkını verir.

SUFİ KİMDİR?

Sufi kalbini gayrdan saklayan ve Hakk'dan başka mevcud bilmeyen ve ahlakı ilahiyye ile ahlaklanmış kimseye denir.

MAKAM SAHİBİ/HAL SAHİBİ

NecibSultanım buyurmuştu:Hakk Teala'nın  Şeyh makamına getirdiği kimse bu makamdan aşağı düşmez.Eğer terakkisi dursa bile aynı yerinde sayar.Makamından aşağı inmez.Ancak,hal sahibi olan diğerleri barometre gibi bir yükselir bir iner."
Makam sahibi olanlar,dinleyenlerin istidatlarını ve muhitin(etrafın)ahval ve şeriatını gözetmek zorundadır.Hal sahibi ise , sözlerinde dinleyenin istidadı ve muhitinin ahval ve şeriatı ile alakadar olmaz.Makam sahibine "ebul vakt", hal sahibine ise "ibnül vakt" denir.

SURETLERİN PARÇALANMASI= AY'IN İKİYE YARILMASI

Gökte bulunan Ay(Kamer), ışık kaynağı değildir.Işık(Nur) kaynağı güneş olup diğer gezegenler bugüneşin ışığını alıp yansıtırlar.Bu nedenle suretlerdeki güzelliklerde suretlere ait olmayıp Hakk'a aittir.Suretlere olan mecazi aşk,Hakiki aşk (Hakk aşkı) yolunda bir adımdır ancak Gerçek aşk gibideğildir.Gerçek aşk, ruha nur verir.Mecazi aşkın eserlerini cesedde görürüz.Gerçek aşkın işaretleri de hem cesette görükür iken hem de Ruhta gözükür.
Gerçekaşk zuhurettiğivakit aşkı mecazi biter.Tıpkı Ay'ın şak olması(ikiyi ayrılması) gibi suretlere olan sevgi de biter.İçinde Hakk aşkı başlayanların gözünde dünya metaı değersiz hale gelir.
Göökteki güneş,cisimlerimizi ayakta tutan ruhi  hayvaniye kuvvetverirken,Mürşid-i Kamilin zatının hakikatı ise ruhi insaniyyemizekuvvet verir. 

16 Aralık 2018 Pazar

HADİSELERE HAKİKAT PENCERESİnDEN BAKIŞ

Haznevilere mensup bir alim anlatmıştı.1950 lı yıllarda İsrail kurulduktan sonra Müslüman Filistinlilere yapılan saldırı ve zulmü erenler meclisinde birisi Resulullah efendimize arz etmişti:İsrail,silahsız ve savunmasız Filistinlileri katlediyordu.Efendimizden , buhususta müslümanlara dua edip yardım talebinde bulununca Efendimiz (sav) o kişiye şu manada bir cevap vermişti:Filistinli müslümanlar dinden uzaklaştılar.Hak Teala, imanlarının zayi olmaktan kurtulabilmes için onlara şehadet yolunu sunuyor ki imanlarını kurtarabilsinler.
Bunu anlatan aynı şahsiyet Suriyeye konuyugetirip şöyle söylemişti:Filan zamanda zuriyedebircemaat içinde dinitahsil yaparken,toplumda Allah'a küfrün aleni olarak icra edildiğini anlattı.ŞÜPHESİZ TOPLUM ALLAH'DAN UZAKLAŞIRSA VAHŞİ HALE GELİRMİŞ.VAHŞİ HAYVAN İSE HER AN ÖLDÜRÜLME TEHDİDİ ALTINDADIR.

AŞK VE USTURLAP

"USTURLAB"bir dairenin dörtte biri kadar olan bir alet olup bununla ehli heyet güneşin yüksekliğini ve alçaklığını anlarlar. Bu kelime Yunancadır.Terazi manasına olan "ustur" ile,güneş manasına gelen "lab" dan mürekkep olup güneş terazisidir.
Aşk ile Hakkı'ın sırlarının kokusu duyulur.Şu  halde usturlab ile güneşin ahvali bilindiği gibi , aşk ile de Hakk'ın sırları bilinir.
Aşkın kemali Hakk'a olan aşktır.Buasla sükun bulmaz.Hakk aşkının alt tarafı güzel suretlere olan aşktır.Güzel surete ve güzel sirete aşka gelince Güzel sirete olan aşk, siret sahibinin fenasına kadar devam eder.Güzel surete olan aşk ise o güzelliğin kaybolmasıyla son bulur.Şehveti nefsaniyye sabebiylebirsurete vakiolan çekim veaşk ise, aşkı hayvanidir vebu aşk insan ilehayvan arasında müşterektir.Hz.Mevlana Efendimiz buhususta şöyle buyurmuştur:
"Eğer aşk Adem neslinin kemaliolmasa idi, aşkın sıyt ve şöhreti cihanda noksan olurdu.Veeğer aşk nefsin şehvetinden ibaret olsa idi ; eşek ve öküz , aşıklar defterinin başında olurdu"

AKLIN DERECELERİ

Hak teala herinsandaki aklı derecesini farklı kılmıştır.Mevla Efendimiz, bu hususta şöyle buyurur:"Akılların mertebelerde yerden göğekadar olan farklılığını iyibil! Bir akıl vardır ki , güneş kursu gibidir;birakıl vardır ki ,Zühre şihap yıldızlarından daha aşağıdır.Bir akıl vardır ki sarhoş kandili gibidir ki, ateş kıvılcımı gibidir"Kişinin akıl derecesi ilk evvela sözlerinden teşhis edilir.

SEYRÜ SÜLUKU TAMAMLAMAK

MürşidiKamiller,seyrü süluku tamamlanan birisi için "Uzun da olsa seyrü Sülukunu tamamladın" diye hitap eder.Necib Sultan'ım kendisi ile alakalı olarak "Kilomun üzerinde olan bir yükün altına girdiğimiçin benim sülukum çabuk tamamlandı" diye buyurmuştu.

KUTBU ZAMAN

İlahi feyizler havas ve avama ,"kutb-ı zaman" ın kalbi şerifinden tevzi olunur.Kutba zamanı reddeden, manevi helaka gider.

İNSANI KAMİL ALAMETLERİNDEN

İnsanı Kamilinalametlerinden birisi de salikin müşküllerini söz söylemeksizin onun kalbine ika ederek hall etmektir.İnsanı Kamile ulaşan her salik, merak ettiği hususların cevabını insanı kamilin sohbetkelamları içinde sabırla beklediği vakit bulabilir.İnsanı Kamil , cismaniyet çamuruna düşmüş olanlara el uzatıp o çamurdan çıkmasına yardımcı olur.

SAADET KAPISINDAN KOVULMAK:EDEPSİZLİK

"Edep" lüğatte adet ve kaide ve salahı nefs manasınadır. Bu nedenle adet ve ahlak Kaidelerine riayet edene edip, bu adet ve kaide dışına çıkanlara edepsiz, küstah derler.Adet vekaide haricine çıkmağa ve istisna husulüne sebeb olan şey ise irade sahibi olmaktır.Ne felekte ne de Melek te irade olmadığı için Hakk'ın koyduğu kaidelerin dışına çıkmak hali bunlarda gözükmez.Bu nedenle felek pür nur olup melek de isyan ve serkeşlikten temizdir.
Azazil iblisin ismidir.Küçük, Büyüğün emrine itaat etmek ahlak kaidelerinden iken , İblis bu kaide haricine çıkıp, hased duygusuyla Adem hakkında Hakk'a karşı itiraza cüret ve edepsizliği sebebiyle saadet kapısından kovuldu

15 Aralık 2018 Cumartesi

UŞŞAKİLER

Mevleviliğin alt kollarından.İzmir Basmane semtindebüyük dergahları olan bu tarikatın Necib Sultanımın ifadesi ile Mehmet Efendiisminde bir mürşidivardı.Bir trafik kazasında dünyasını değiştirdi.Ahmet Arslan efendi bu zatın halifelerinden idi.Mürşidin vefatında sonra yerine Hilmi isimli oğlu bakmakta idi dedisultanım NecibEfendi.İzmirdekidergahta 5 katlı binada zikirhane,yemekhane,misafirhane gibi katlara bulunmaktadır.

BÜYÜK GÜNAHLARIN SIRADANLIĞI.DEVLET ELİYLE YAPILMASI

Hacı efendi Banka işlemleri için gitmiş,mevduatındaki faizi çekecek.Banko arkasındaki çalışan bayan hesaplama yaparken çay içmekte.Ancak hacı amca sünnete uygun.Bakıyor ki kız çay bardağını sol eli ile tutup içiyor.Hemen ikazını yapıyor:Evladım sol ile çay içiyorsun.Sol ile yemek içmek dinimizce mekruhtur."Kız başını kaldırmadan Hacı amcaya cevap verir:"Ama amca ! Sağ elimle senin faiz hesabını yapıyorum!.
Zina haram,genelevler açık.Kumar haram piyango,iddia,spor toto ve loto devlet tekelinde.İçki haram ama içki imalatı devletin tekelinde.Faiz haram ancak devlet , bankası ile bunu yapıyor.Bu örenkelri çoğaltmak mümkün.Adalet,zulüm v.s sahalarında söylenecek çok şey var.Ses ver diyanet!

YOLVURUCULUK,NAMERTLİK,EŞKİYALIK,KORKUSUZLUK

Bu kavramların  Şeriat ve tarikat boyutlarında karşılıklarına gelince:
 "Korkusuzuluk" tan murat Allah'ın ve Resulünün emirlerine muhalefetetmek, onların yasakladığı fiillerecüret etmektir.ŞERİAT yolunda korkusuzluk edip zekat vermemek yağmurun yağmamasına,ve zina fiilinecüret etmek ise bulaşıcı hastalıklara sebebiyet verir.Diğer şer'iamelleri deterk etmekte afakta ve enfüste vahim sonuçları vardır.
TARİKATTA korkusuzluk, kendisinefsindekamilolmadığı halde , halkı irşada kalkışmaktır.Bugibiler hakkında Kur'an da:"Kendi nefislerinizi unuttuğunuz halde insanlara birr ve takva ile mi emr ediyorsunuz"(Bakara 2/44) buyurulmuştur.
HAKİKAT yolundaki korkusuzluk dahi, İlahi sırları ve hakikatları ehil olmayan kimselere ifşa etmektir, söylemektir.Hadis-işerif de "Hikmeti ehlinin gayrine vermeyiniz.o hikmete zulm edersiniz " buyurulmuştur. 
Bu şekilde davrananlar edebin dışına çıkmış olurlar.ve bu tipler,şeriat,tarikat,hakikat yoluna giden "Merdan"ın (Yiğitinsanların) yolunu vuran eşkiyalardır.

HAZRETİİSA (A.S)'IN SOFRASI

Hz.İsa'ya tabi olan havariler o peygamberden istekte bulundular."Rabbin maide(sofra) indirmeye kadir olur mu?" Şüphesiz, Hz.İsa'ya tabi olan kişiler   bulundukları toplumunen alt sınıfından olan kimselerdi.Hakk7ın kudretinden şüpheettiler.
Peygamber'in duası üzerinegökteniki bulut arasında kırmızı renkli bir sofra indi.Sofrada bulunan nimetler şunlardır:Yağda kızarmış,kılçıksız ve pulsuz balık,Balığın baş tarafında tuz,kuyruktarafında sirke,etrafından pırasa dışında tüm yeşillikler.5 adet sıcak pide .Pidelerin birinin üzerinde zeytin,diğerinin üstünde bal,diğerinde tereyağı,birinde peynir ve birinde de pastırma bulunuyor idi.



14 Aralık 2018 Cuma

RÜYAYI RUH GÖRÜR

Rüya üç türlüdür:
1-KEŞFİMÜCERRED:Salik henüz gayb aleminde olan bir sureti hayalden mücerred olarak ruhun gözüyle rüyada görür; ve o gördüğü suret , bu cismaniyet aleminde aynen zahir olur.Burüya tabire muhtac olmaz."Keşfi mücerred" ile "mükaşefe" arasındaki fark şudurki ;"keşfi mücerred" rüyada vaki olur."Mükaşefe ise uyanıklık halindeolur.
2-KEŞFİ MUHAYYEL:Salikin ruhu, rüyada birsuret görür ; fakat ruhun bu idraki halinde nefsin müdahalesi olur:batını havaslardan olan hayal, o sureti hayal hazinesinden , alemimahsusata ait münasipbir kisve ile örter.Mesela ilm isüt suretinde görür.Bu rüya tabire muhtacdır.Tabir ilminde mahir olan kimse , mahsusat alemine ait olan o hayali kisveyi kaldırıp, onun altında gizli olan hakikatı bularak söyler.
3-HAYALİ MÜCERRED:nefsani olan hatıraların galebesiyle , bir kimsenin ruhu, gayb alemini görmekten hicaba düşer.Uyku halindeo hatıralar dimağda yerleşir.Batın kuvvetlerinden olan hayal,bu hatıraları hayal kisvesi ile örtüp nefse arzeder.Bu rüyalara perişan rüyalarderler.Rüyasında bir yerde define bulduğunu görse aslı yoktur.Nefsinicad ettiği bir hayal olup bu rüyaların tabiri de yoktur.

RUHUN ZEVKİ

Bu süfli alemde ruhun zevki , ancak akıl vasıtasıyla olur.bu nedenle aklı, nefsin tasallutundan kurtarmak gereklidir.Cesedi hareketlitutan nefis ıslah edilirse akıl olumlu cihete yönlenirve ruh ilahi zevk duyarak ayrıldığı kaynağa (Hakk'a) dönme imkanı bulur.Çünkü Ruh, bu dünyada deplasmandadır.Bugarib diyarda ona en büyük yardımcı cüz'iakıldır.

"İNŞAALLAH" DEMEK KALBLE BİRLİKTE OLMALIDIR

"İnşaallah" kelimesibir istisnadır."benbuişi yaparım,fakat eğer Hakk'ın muradı , benim muradıma muhalif olur da yapamaz isem , buhal müstesnadır"demektir.Bumana arapça "inşaallah" terkibinde mündemictir.Kalbleri katı vegafilolduğuhalde dilleri ile "inşaallah" diyenlerçoktur.Kehf suresinde "Sakın benbu işiyarın yapacağım deme;ancak Allah murad ederse yapacağım de!"(Kehf18/23,24
BirkimseninnefesiHakk'dan gafilolarak çıktıktan sonra , dili ile ister "inşaallah" desin ister demesin

AKLI NEFSİNE AŞIK OLANLAR

Cüz-i akıl , menfeaata meyillidir.Her insanın menfeatını talep etmesibu nedenledir.Ancak,cüzi akıl bu zahir alemde(cismaniyet aleminde)birtakım zahiri ilim öğrenerek maddi menfeat buldu.Nefseaşık oldu.Yahut nefis o aklı cüziyi kendi isteklerini elde etmek cihetinde kullandı.Aklı cüz7iyi nefsin tasallutundan(hakimiyetinden ) kurtarma mücadelesinin adı "din"dir.Bu mücadele ciddidir.Çünkü, kendisinde çekiş(cazibe) olan iki zıt güç mücadele etmektedir.Bu mücadelede Ruh7a yardımcı olacak kişi Peygamber ve insanı kamildir.

İLAHİ TECELLİ NİÇİN BİZDE OLMUYOR

İnsanı kamile olan ilahi tecelliler niçin bize de olmuyor ? diye düşünenler."Ben de insanım, bende de runiinsani var maşuku hakikinin o tecelliyatı niçin benim can aynama aksetmiyor?"derisen , cevaben denir ki :Senin can aynan üzerinde nefsani ve cismani sıfatların pası ve kirleri mevcut.Can aynasını çok temizlemek ve silmekgerek ki görüntü(aks) görünebilsin.
Zahirde de böyledir.Çamura bulaşmış bir ayna vazife yapabilir mi?Gözlüğümüzün camını dahi günde bir kaç gez temizliyoruz ki görüşümüz rahat olsun.İçdünyamızı nefsin meyillerinden temizlemedikçe insani ruhun Hakk'la irtibatı başlayamaz. 

13 Aralık 2018 Perşembe

TALİPLERİN HAKK YOLUNA SÜLUKLARI

Taliplerin Hakk yoluna sülukları iki türlü olur.Birisi evvelen nefsi kötü sıfatlardan ve rezaildentemizleyip marifeti ilahiye müstaid olmak ve o marifetten sonra  aşkı ilahi hasıl edip , bu"eberar" yolundan , "şüttar" yoluna terakki etmektir.Kamillerin bazıları , talipleri terbiyede ve kemale getirmekte, bu yolumünasip görmüşlerdir.Onları hırstan ve diğer nefsani ayıplardan ve kusurlardan temizleyip güzel ve ruuhani sıfatlar ile muttasıf yaparlar. Ve diğeri odur ki, salik evvelen aşk hasıl eder ve aşkın husulünden sonra bütün rezail ve nefsinin noksanlıkları zail olur.Bazı kamiller bu aşk yolunu makbul tutup , sadık müritleri bu aşk menziline eriştirirler.
Dünya hırsını yenmenin çaresi ,nefsani ayıplardan temizlenmeni nçaresi cisim libasının mecazi veya hakiki bir aşk ile yıpranmasıdır.Zira aşkın istila ettiği kalbe başka emeller sığamaz.

ÖLÇÜ:BİR GÜNLÜK KISMET

Hani zengin de olsa fakir de olsa bir lokantaya girdiklerinde yiyecekleri yiyecek miktarı aynıdır.Midelerini doyurduktan sonra ,en leziz olan yiyecekleri dahi istemez.Çünkü yiyemez.Ancak insan yarına çıkıp çıkmayacağı konusunda garantisi yok iken yarının ve sonrasının yiyeceğini de yanında görmek ister.Bu isteği karşılamaya tüm dünya malı yetmez.Denizi bir bardağa sığdırmak ister ki muhaldir.Rızık insanın boğazından geçen şeye denir.İnsanın toplayıp yiyemediği yahut hayr yolunda harcayamadığı mal onun rızkı değildir.Bankalardaki hesapta muhafaza edilen milyon dolarları rızk olarak telakki edenler,ölüm vuku ile o parayı yiyemeden bualemden ayrılırlar ki o para onun rızkı değildi.

BÜLUĞ VE HÜRRİYET

Aziz Nesefi hazretleri ,"Büluğ ve Hürriyet" isimli risalesinde buyurur ki:"Alemde mevcut olan her şeyin nihayeti vardır ve her şeyin büluğu vardır.Ve herşeyin gayesi hürriyetttir.Bukelam bir misal ile anlatılabilir.Bil ki , meyve ağaçta tamam olduğu ve kendi nihayetine eriştiği vakit , Arablar :"Meyve hür oldu"derler.Nihayetin alameti odur ki;bir şey kendi evveline vasıl ola.Kendi aslına vasıl olan her şey nihayete erişir.Bizim indimizde hiç şüphe yok ki hep Hak'dan gelirler; ve yine Hakk'a rücu ederler",
İnsanı Kamil, kendinin mebde-i olan(başlangıcı olan)Hakk'a vasıl olmakla kainat ağacının pişmişve olmuş bir meyvesi olur.; ve onun gayri olan insanlar dahi, henüz ham bir meyve halinde bulunur.Ham meyve olmuş meyvenin haline yabancı olduğundan , insanı Kamilin halini söz ile insanı nakısa anlatmak kabil değildir.Bu nedenle Mevlana Efendimiz Mesnevi-i Şerifin 18 nci beytinde "Pişmişin halinden çiğ olan hiç anlayamaz.Binanaleyh söz kısa gerektir vesselam."buyurmuştur.

ÜÇ MÜMİN TÜRÜ

Kendilerine mü'min denilen üç sınıf vardır:
Birincileri ; ruhları mana deryasında yüzen zatlardır ki , bunlar ehli aşkdırlar.
İkinci sınıfı teşkil edenler ;suretle mukayyed olan ahyar ve ebrar taifesidir ki;bu sınıftakiAHYAR TAİFESİ zahiri ve şekli ibadetleri yapmakla kanaat edip mana suretine yönelmezler.Diğer EBRAR  taifesi ise keşif ve Keramete kanaat edip manaya yönelmeyenlerdir.(Mesnevi-i Şerifin 6.ncı cildinde anlatılan Üç şehzade hikayesiaslında bunları anlatır.
Üçüncü sınıfı teşkil edenler ki ARİF'lerdir.Tüm yaratılanlarda Hakk7ın sıfat ve isimlerinin tecellisini görüp bu tecelliye doymayan  ve mana deryasına dalan sarhoşlardır. Bunlar "Ya Rab, Sen'in hakkındaki hayretimizi ziyade et "derler
Birinci ve ikinci kısımdakiler tehlikeye açıktır.

12 Aralık 2018 Çarşamba

İNSANI KAMİL SÖZLERİ

İnsanı Kamil sözleri bazı kişilerde zehir tesiri yapar.Bazılarında ise panzehir tesiri yapar.Ezeldeşekavet ehli olanlar için zehir tesirivardır.Onları hakikate davet ettikçe  inatları ve düşmanlıkları artar.Butip şahsiyetleriçin insanı kamil sözü zehirdir.Ezelde Saadet ehli olarak yazılmış olupta nefsinin kötülüklerine bulaşmış olanlar için ise tiryaktır, panzehirdir