30 Haziran 2023 Cuma

NOKTACIKLAR

 *Mana-yı Cem'i bilmeden konuşmak hata, bildikten sonra irşad ile mükelelf olmayana da abestir.

*Zahir bilinmeden batın bilinmez.Batın idrak edilince de zahir tefrik edilmez.

*Etraın küçük görecek kadar büyüme.Büyük görecek kadar da küçülhme.

*Allah'dan korkmak, rahmetini inkardır.Onun Rahman olduğunu unutmaktan korkmalıdır.

*İbadetler vuslat yahut af için değil, mazhar olunan lutfa teşekkür içindir.

*Alemi ihya eden (Kün) emrü fermanıdır.İnsanı da insan yapan kamilin nazarı sultanisi, nutk-ı Rahmaniyesidir.

 Dünya saltanatından/ Mana saltanatından / Geçebilirse gönül / Bir ulu sultan olur.

Ahmed ile Ahad'ı / Sacid il mescudu / Anlayabilse gönül / Maned-i irfan olur.

Hak ile Hakk'ı bulsa / Hay ile hayat  olsa/ ölmeden ölse gönül / Manayı Kur'an olur.

Cümle esma "Bir"dedir / "Bir" ise bir perdedir / Perdeyi yırtsa gönül / Derdine derman olur

Bir ehlini bulursan / Sararıpta solarsan / Şevket artık susarsan / Sükutun divan olur

(Şevket Turgut Çulpan)

28 Haziran 2023 Çarşamba

CAHİT ZARİFOĞLU

 Cahit ZARİFOĞLU

“Üstadım” dedim,

“Bayrama ne alayım”?

Dediki ;

“Birkaç  piri fâniden gönül al,

Birkaç çocuktan gülücük al,

Birkaç fakirden de duâ al.”

***

“Üstadım” dedim,

“Bayram’da ne keseyim”?

Dedi ki ;

“Önce Gıybeti/dedikoduyu kes, 

Kul hakkı yemeyi kes, 

Yalan söylemeyi kes, 

Haram yemeyi kes, 

Adam kayırmayı  kes, 

İsrafı kes, 

Kötülükten irtibatı kes.”

“BUNLARI KESMEZSEN NE KESERSEN KES BEYHUDE.

27 Haziran 2023 Salı

MÜNAFIKLARIN TARİFİ

 Nisa suresi  142-143 ayetlerinde belirtilmiştir."Münafıklar, Allah7ı aldatmaya çalışırlar.Oysa Allah onları yanıltmaktadır.Onlar namaza kalktıklarında tembel kalkarlar.İnsanlara gösteriş yaparlar.Allah'ı çok az anarlar.

Münafıkların alameti , hak yolda olan sadık müminlerden kaçmaktır.Dili ile kafiriz demezler ama kafrlerin kilisesine giderler, onlarla dahi olmazlar.Ne kafir ne de münafıktırlar.Daima dostları kendileri gibi heva ehli münafıklardır.Biliniz ki ibadetin en faziletlisi marifetullahtırYani Allah7ı bilmek ve birlemektir.

EHLİ DÜNYA KİMDİR?

 Hak Teala Kur'an-ı Keriminde "inananlar, Yahudileri ve Hırıstiyanları dostlar edinmeyin .Onlar birbirlerinin dostlarıdırSizden kim onları dost edinirse, bilsin ki ,o da onlardan olmuştur.Kuşkusuz Allah haksızlık yapan topluma doğru yolu göstermez.(Maide 5/51)

Dünya ehli Hak Teala'nın dostları değildir.Ehli dünya da Yahudi ve Hıristiyanlardır.

YARATILMIŞLARI VE SEBEBLERİ ACİZ VE HAKİR BİLEBİLMEK

 İrfanı ve zatullahı elde etmeye çalışan cümle mukarribler(Allah7a yakın olanlar) ilk önce çeşitli riyazatlar  yapıp eziyet çekerek gönül darlığıyla açlık ve susuzluk çektiler.Yıllar sonra Hak Teala  onlara mahiyetini bildirdi ve zatını tecelli eyledi.Onlar kendi varlıklarında Hak Teala'yı münezzeh gördüler ve hata yapmaktan kurtuldular.Mutlak fena dairesinden çıkmadılar.Yani kendilerinde zerre miktarı kudret görmezlerdi.İlmel yakin, aynel yakin ,Hakkal yakin  ile Hak Teala'nın ilim , kudret ve iradesinin tüm mevcudatını kapsadığını görmüşlerdir.Yaratılmışları ve sebeblerini bir kez daha aciz ve hakir bilmişlerdir.Her şeyin müsebbibi olan Allah7a itimat edip halktan ümitlerini kestiler.Ancak Allah7ı ve ona yakın olan mukarrabinleri severler.Ehli dünya ister kardeşi, ister ana babası olsun sevmezler ve onlardan uzak dururlar.Dünya ehlinden birinin nazarı dikkati , bir madde elde etmek olursa onu şirk sayarlar ve istiğfar ederler.

NİMETLERİ HAKKIYLA BİLEBİLMEK İÇİN

 İnsan göz nimetini bilmek isterse gözsüzlere sorsun.Eğer kulak nimetini bilmek istersen sağırlara sor.Eğer dil nimetini bilmek istersen dilsizlere sorEğer burun nimetini bilmek istersen burnunda hastalık olup hoş kokuları duymayanlara sor.Eğer el nimetini bilemk istersen çolaklara sor.Ayak nimetini bilmek istersen topallara sor.

Gözün şükrü , Hak Tealadan korkup ağlamaktır.Sonra alemin nakşına bakar ve nakkaşı kimdir, nakşı nedir bilmektir.Nakış ile oyalanmayıp nakkaşına hayran olmaktır.Kulağın şükrü, Hakkın ahkamını dinleyip hükmünü tutmaktır ve gayb aleminden hitap işitmektir.Yani Mevla'dan hitap işitmeye layık olmaktır.Dilin şükrü Allah'dan başkasını unutup çokca zikretmektir.İnsanlara emri bil maruğu söyşleyip nasihat etmektir.Söylediğini önce kendisi yapacak sonra söyliyecektir.Elin şükrü harama el uzatmamaktır.hAK YOLDA OLAN FUKARAYI SABİRİNE YARDIM ETMEKTİR.Aklın şükrü Allah7ı düşünmektir.Gönlün şükrü <Hak Tealaya ulaşmaktır.Canın şükrü Hakk aşkına garkolmaktır.Malın şükrü onu Hakk yolunda harcamaktır.Temiz yiyeceklerin şükrü, o yiyeceklerden oluşan enerjiyi boş yere nefsin isteği yolunda kullanmamaktır.

TAKVA,İMANIN ELBİSESİ

Araf suresi 26 ncı ayet:"Ey ademin çocukları, size edep yerlerinizi örten giysiler ve süslü elbiseler indirdik.Takva elbisesine gelince , işte en iyi elbise odur.Bunlar düşünüp öğüt almaları için insanlara anlatılan Allah'ın ayetleridir"

Bu ayetin manasına uygun Resulullah efendimiz:"EL İMANU URYANUN VE LİBASUHU ET-TAKVA"(İman çıplaktır, onun giysisi takvadır) buyurmuştur.

Kuran ve sünnet ile sabit olmuştur ki ehl-i takva olmayan müminler zümresinden olamaz.Nasıl ki günahsız bir bebek anasından doğduğunda elini, ayağını ve bedenini eğilmesin ve soğuktan hasta olmasın diye beze sararlarsa ; burada da iman , bu günahsız çocuk gibi , takva elbisesini giymezse şeytanın vesvesesinden zarar görür , kendisini mahveder.Bütün azalarını din ile bağla ki , canın yanlış hareket yapmak istedikce yapamasın.Nefsi emmareye uyup ruhaniyetini bozmasın.Tefsir ve hadis ehli amel ve taatın imanın bir parçası olduğunu söylerler.

 Buyrulmuştur ki;"Emanete ihanet edenin imanı, sözünde durmayanın dini yoktur" 

26 Haziran 2023 Pazartesi

ŞEVKET TURGUT ÇULPAN

 Cümle piran secde etmiş kendisinden kendine/işbu zevki anlayana arifi-i billah denir.

Arif olmak hoşdur amma abdin elinde değil/ Hakk muradı erişirse yalnız illallah denir.

Fi'l'e fail olanı bir an idrak eylersek/ Cümle mevcudattan ol dem "Semme vechullah" denir.

Sırrı Sübhan ca-be-ca bak, oldu ayan Şevket'e /Kim ererse tevhide akla eyvallah denir

İMANA ŞİRK KARIŞTIRMAK

 Yusuf suresinin 105-106 ayeti:"Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki insanlar bunlardan yüz çevirmişler olarak üzerine basar geçerler(ve görmezler)

Onların ekserisi Allah'a halis iman etmezler.İmanlarıyla  beraber şirk de koşarak iman ederler"

Yani hem iman ederler, hemde şirklerine devam ederler.

ÖLÜM

 Hadis-i Şerifde buyrulmuştur:MEN EHABBE İLGAELLAHİ EHABBELLAHİ LİGAEHU,VE MEN KERİHE LİGAELLAHİ KERİHALLAHÜLİGAEHU (Kim Allah'a kavuşmak isterse, Allah'da ona kavuşmak ister.Kim Allah'a kavuşmak istemezse Allah da ona kavuşmak istemez

Ashab-ı kiram:"-Ya Resulellah! hiçbirimiz ölümü istemiyoruz, sevmiyoruz dediler.Efendimiz:"Ölümü sevmemek demek bu değildir.Mümin halet-i ihtizara geldiği vakit müjdeci melek kulun Allah'a döneceği hali ve yeri müjdeler.Bu kul için Allah'a kavuşmaktan daha sevimli bir şey yoktur, Allah'da ona kavuşmayı ister.FAcir ve kafirde halet-i ihtizara geldiği zaman korkutucu melek onun gideceği yeri müjdeler, o da oraya gitmeyi istemez.Allah7a kavuşmayı da istemez" BUYURDU

ÖLÜM

 SULTANLARIN  ölümü halka FİTNEdir.

ALİMLERİN ölümü insanlara MUSİBETTİR.

ZENGİNLERİN  ölümü MİHNET

FAKİRLERİN ölümü de RAHATA KAVUŞMAKTIR.

PEYGAMBER HATUNLARININ EVLERİ

 Hasan Basri hazretleri anlatmıştır.Ben hareketli küçük bir sabi(çocuk) idim.Peygamber hanımlarının evine girdim.Odalarının tavanına elim ulaşır idi.Ezvacı tahiratın veatlarından sonra Ömer bin Abdülaziz oralarını mescidi nebeviye dahil eyledi.Onlar, mescidi nebeviye dahil edilmek üzere yıkılırken ağlayanlardan fazla ağlayan görmedik.Ne olaydı yıkılmasa idi de insanlar buraları görüpte nebilerinin rızasına göre evlerini mütevazi yapsalardı.Elinde bütün dünyanın hazineleri bulunan Peygamber ve ailelerinin dünyada nasıl yaşadıklarını tahayyül etselerdi.

Kişinin para sarf ettiği yerlerin en kötüsü binalardır.

Harun Reşid yüksek bir köşk yaptırınca Behlül ona bir mektup yazıp:

" Ey Harun , çamuru yükselttin, dinini alçalttın, kendi malından yaptıysan israf ettin."Allah müsrifleri sevmez".Başkasının malıyla yaptıysan zulmettin, "Allah zalimleri sevmez"

25 Haziran 2023 Pazar

HAZRET-İ YUSUF'UN ÇOCUKLARI

 Yusf Peygamber'in Züleyha'dan iki oğlu ve bir kızı olmuştur.Oğullarının adı"Efrayim ve Mişa" dır.Kızının ismi Rahime'dir.Efrayim'in "Nuh" isminde, bununda Yuşa isminde oğulları oldu.Yuşa nebi olup Musa peygamberin feta'sı(genci) diye marufdur.

PEEYGAMBER KELAMLARI

 Lokman aleyhisselam dedi ki:"Dörtbin nebinin kelamlarını tetkik ettim, onlardan sekiz kelamı seçtim:

1-Namazda iken  kalbini  2- Başkasının evinde iken gözünü, 3- Bir cemaat içinde iken dilini , 4-Sofrada iken elini muhafaza et. 5-6: İki şeyi unutma :Allah'ı ve ölümü 7-8: İki şeyi de unut! Başkasına yaptığın iyiliği ve başkasından gördüğün kötülüğü  

AF MESELESİ

 Önümüzdeki süreç içinde muhtemelen siyasi iktidar mahalli seçimler öncesinde "Af" silahını kullanacak.Af hususunda Devlet otoritesi ne kadar yetkilidir?

Hz.Yusuf kıssasında belirtildiği üzere kardeşleri yaptıkları kötülük ortaya çıktığında Babalarına dediler:"Ey Babamız, bizim için günahlarımıza istiğfar ediver, hakikatten biz suçlu idik.Yakub da "Sizin için Rabbime sonra istiğfar ederim" demiştir(Yusuf suresi 97-98)

"Sonra" kelimesi kullanılması için denmiştir ki "Yusuf ile görüşeyim o sizi afv ederse istiğfar ederim.Çünkü burada mazlum'un afvetmesi şarttır".

Hz.Yakub istiğfar'ı Yusuf ile görüştükleri vakte kadar tehir etti.

Mısır'a vardıklarında Cuma günü seher vaktinde namaza kalkıp dua ve istiğfar etti.Aşura gecesi idi,namazdan sonra ellerini kaldırıp:" Allah'ım Yusuf  için feryadlarımı ve onun firakından olan sabrımın azaldığını  ve oğullarımın kardeşlerin yaptıklarını mağfiret eyle" demiştir. 

Hz.Yakub bu buluşumadan sonra yirmi sene yaşamış ve bu süre içinde her cma gecesi aynı şekilde istiğfar etmiştir.

UZAKLARDAN KOKU ALMAK

 Hz.Yusuf gömleğini kardeşleri ile birlikte babasına göndermişti.Kafile Mısır'dan ayrılır ayrılmaz Hz.Yakub "Bana bunak demezseniz inanın ki şimdi Yusuf'un kokusunu duyuyorum" demiştir.Mısır ile Yakub'un bulunduğu yer muhtemelen yüzlerce Km uzaklıktadır.

Keza Cenab-ı Peygamberimiz:"Muhakkak ki ben Rahmanın nefesini Yemen tarafından duyuyorum" diyerek Veysel Karani hazretlerine işaret etmişti.

24 Haziran 2023 Cumartesi

HAKK'A YAKLAŞMAK

 Hz.Yusuf'un kardeşleri az sermaye ile gidip çok erzak istediler.Talib-i Hak ise hacetini olduğu gibi arz edip istemelidir.Çünkü Allah'ın hazinesi boldur.

Bu makamda Beyazid-i Bestami hazretleri der ki:

Bir kısım amellerimizle oyalanıyoruz.Allah'a acz ü iftikarımızı tazarru' ile arz etmediğimiz  için nasibimiz az oluyor.Yusuf'un kardeşlerini görmezmisin ki sermayelerinin azlığına bakmayıp tanımadıkları bir melikten çok istediler.Talibi hakikat ise elinden geldiği kadar amel edip , ameline mağlup olmamak kaydu şartı ile Allah'a fena-i tam ile kurbuyit hasıl etmeğe çalışmalıdır.Ma'rifet, kurbiyet ve vuslat böyle müyesser olur.Hadis-i Kutsi de:"Kulum bana farz ibadetle yaklaşır, nafile ibadetlerle rahmetime istidat kazanır, nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam ederse ben onu severim, bir kerre sevdim mi artık onun gözü , kulağı olurum" buyurmaktadır.

ALLAH'I TALEP KALB İLE OLUR

 Allah'ı talep kalb ile olur, kalıpla değil.Yine kalb ile bulunur, kalıpla değil.Hz.Musa sordu:"-Ya Rabbi ! Seni nerede arayayım? Cevabda:"Ben, benim için kalbi kırıklarla beraberim.Yani bana muhabbetinden dolayı kalbini her şeyden tecrit etmiş olanlarla , benden başkasıyla teselli bulmayanlarla, benim rızama ve cemalime tahsisi nazar edenlerle beraberim" buyurdu.

ALLAHDAN ÜMİT KESMEK

 Canab-ı Hakk7ın rahmetinden , kafirler ümit keserler.Haktela buyurmuştur:"Allah7ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz".Hadis-i şerifde buyrulmuştur:Cenabı Hakk'dan ümit kesmeyen günahkar, Allah'dan ümit kesen abidden Allah'a daha yakındır

ALLAH'IN SEVMESİ,GAZAP ETMESİ

Sehl İbn-i Abdullah et-Tüsteri der ki:

"Allah bir kulunu sevdiği zaman günahını kendi gözüne büyük gösterir ve ona tevbe kapısını açar, bu kapı Allah ile üns bahçelerine açılmıştır.Bir kula da gazab ettiği vakit  günahını kendi gözünde küçük gösterir, onu türlü belalarla te'dip eder, fakat günahını küçük görme belasına tutulduğu için öğüt almaz ve hüsranını intac eder. 

ZULÜM ÇEŞİTLERİ

 Zulüm çeşitlidir.Allah'ın hükmettiğinin hilafına hükmetmek zulümdür.Zulüm istemek te zulümdür.Kendi cinsinden olmayanlarla sohbette zulümdür.Zulüm ve başka belalara müptela olan kimseye düşen , tevbe ve istiğfar ile kurtuluş çaresini Allah'dan istemektir.

NAZAR(GÖZDEĞMESİ)

 Bir gün Efendimiz SAV 'e Hz.Cebrail gelip:"Ya Muhammed! sizi gamlı görüyorum" DEYİNCE eFENDİMİZ:"hASAN İLE hÜSEYİN'E NAZAR İSABET ETTİ" buyurdular.Hz.Cebrail de:"Doğru söyledin nazar haktır" dedi.

Kaza, nazar değmesinden sonra Allah7ın takdiri dairesinde zuhur eder.Nazardan sonra hasıl olan durum sünneti ilahiyyenin ceryanına muvafık olarak Allah'ın fiilidir.Yalnız başına nazarın bir tesiri olamaz.Ehli sünnet mezhebi budur.Nazar değince bir hastalık, bir arız olmasının hikmeti şudur: Güzel bir şeye bakıp  onu beğenen bir kimse , baktığı şeydeki güzelliği Halıkından gaflet etmesi ile bu gafletin cinayeti olarak o kimseye lihikmetin bir hastalık arız olur.Devamlı surette Allah'a sığınmayan kimseler de nazar değmesinden kurtulamazlar.Onun için Hem devamlı surette Allah'ın hıfzı emanına sığınmak, hem de kimseye gafletle nazar etmemek lazımdır.

Hz.Aİşe'Den rivayet olunduğuna göre nazarıyla başkasına bir zarar gelmesine sebeb olan kimse abdest alıp , kendisine nazar değen kimse de gusletmelidir.

Hasan Basri hazretlerine göre göz değmesinin devası Kalem suresinin sonundaki VE İN YEKADÜLLEZİNE KEFERU LEYÜZLİGUNEKE Bİ EBSARİHİM LEMMA SEMİUZZİKRE VEYEGULUNE İNNEHULEMECNUN.VEMA HÜVE İLLA ZİKRUN LİLALEMİN ayetini okumaktır.Yine Efendimiz SAV her gece yatağına yatmadan önce yatağında oturup iki avucuna ihlas ve muavvizeteyn surelerini üçer defa okuyup her defasında avucuna üfleyerek yüzünü, başını ve bütün vücudunu mesheder.

Kişinin görüpte beğendiği bir şeye nazarının isabet edip zarar vermemesi  için MAŞAALLAHÜ LA KUVVETE İLLA BİLLAH, mübarek olması içinde BAREKELLAH FİKE VE ALEYKE demek lazımdır.

Yarasa , nazar isabetinden korktuğu için gündüz zahir olmaz, kendine göre kendisini hayvanların en güzeli kabul ettiği için ancak geceleri çıkar. 

ES SAMED ESMASI

 Mevlana halid-i Bağdadi hazretleri buyurdu ki:"Yiyecek ve içecek imkanı olmayan bir yere düşen bir kimse günde kırk kerre "YA SAMED" ismi şerifini okumağa devam etsin, Samediyet, yeme ve içme zaruretinden müstağni bulunmak demektir ki ihlas ile buna devam edene Canab-ı Hakk Es-Samed ismi Celili ile açlık ve susuzluğun acısını duyurmaz, müstaüğni kılar.

İBRAHİM ETHEM'İN AĞLAMASI

 İbrahim Bin Etkhemden hikaye olunduğuna göre, bir gün hamama girmek istemiş, hamam sahibi ücretsiz sokmamış ve :"-Şeytan evine ücretsiz sokmuyorlar, enbiya ve sıddıklerin evine nasıl olur da ücretsiz sokarlar? dedi.

HAZRET-İ YUSUF'UN TEDBİRİ

 Yusuf peygamber, Ekonomiden sorumlu olduğu ilk 7 yıllık bolluk döneminde Ekilmemiş toprak bulunmaması yönünde ahaliye emir verdi.Bütün yerler ekinle dolduruldu.ve hasılatı başaklarında bırakmalarını beyan eyledi.Onlardan beşde bir devlet hesabına vergi olarak aldı.Gerisini ambarlara doldurdu.Yedi seneden sonra kıtlık yılları başladı Halk muhtelif heyetler halinde Yusuf'a gelip:"Ey Yusuf evlerimizde biriktirdiğimiz yiyecek namına ne varsa tükendi.Senin yanında bulunanlardan bir miktar bize sat"! dediler.Yusuf, ambarların açılmasını emretti.Birinci sene dirhem ,dinar karşılığı, İkinci sene inci mücevher mukabilinde, üçüncü sene canlı hayvan mukabilinde,beşinci sene gayrimenkul ve akar mukabilinde, altınca sene evlatları mukabilinde , yedinci senede kendilerini köle olarak teslim etmeleri mukabilinde erzak verdi ve neticede bütün Mısır ahalisi köle hükmüne geçti.

Denilir ki Şimdiye kadar böylesine müdebbir, celalli, ve azametli sultan görmedik.Hz.Yusuf, Mısır ahalisinin her birini yekdiğerine bedel olarak azad eyledim ve bütün mülklerini iade eyledim dedi.

Yusuf şüphelendiği kimselere bir deve yükünden fazla yiyecek vermedi kiadli muhafaza edip halk kıtlığa düşmesin..Bu müddet içinde de açları unuturum diye doyasıya taam yemedi

23 Haziran 2023 Cuma

GÜNAHKARI KINAMAK

 "kİM BİR KARDEŞİNİ BİR GÜNAHLA KINARSA ONU İŞLEMEDİKÇE ÖLMEZ" hadis-i şerifi bildirmiştir ki; Eğer bir başkasını günahından dolayı kınarsan, tahkir edersen, mutlaka bir şekilde aynı hatayı ve günahı sen de işlersin.Çünkü, o kimsenin bu günahı işlemesindeki kader hikmeti bilemezsin.Hak tealanın isteğiyle irtikap olunmuş bir iş olabilir.Tıpkı Hz.Hızır'ın çocuğu öldürmesinin Hakk'ın emriyle olması gibi.Bu durumda kaderi ilahiye karşı gelmiş olursun ki bu edep dışıdır.İş döner dolaşır kınadığın hal sendetecelli eder. 

HER MERETEBE VE DERECEDEN KONUŞMAK

Hakikat erleri şeriatın bütün mertebelerinden konuşabilir,tarikat, marifet ve hakikatın her derecesinden konuşabilirler.Fakat zahirde kalanlar ancak şeriatın zahiri mertebesinde konuşmak durumundadırlar .

TÖHMET

 Müslüman üzerindeki töhmeti atmak ve töhmet mahallinde bulunmaktan sakınmakta bütün titizliğini ve dikkatini göstermelidir.Örneği bir meyhanede bulunması,bir barda gözükmesi ,onu gören müslümanları töhmete sevkeder. Efendimiz buyurmuştur:"Allah7a ve ahiret gününe iman eden kimse sakın töhmet mahallerinde bulunnmasın"

Efendimiz itikafta iken yanında bazı hanımlarının gelip gittiğini görenlerin zannını düzeltmek ve töhmeti def etmek için :"Yanımdaki filan zevcemdir" derdi.

22 Haziran 2023 Perşembe

ONİKİ SENE

 Hz.Yusuf zindanda 12 yıl kalmıştır.Zindanda kalan iki kişinin rüyasını tabir ettikten sonra,Tekrar Mısır Meliki'ne şarap sunarak hizmet edecek gence "Beni efendinin yanında an" dedi.EZKÜRNİ İNDE RABBİKE DEMİŞTİR.bENİ EFENDİNİN YANINDA AN DEMESEYDİ ZİNDAN DA beş seneden sonra yedi sene kalmayacaktı.Şayanı taaccübdür ki söylediği üzkürni inderabbiek kelamı on iki harftir.Yusf zindanda 12 yıl kalmıştır.

Hak Teala, bir başkasından yardım istediği için Hz.yusuf'un zindanın yedi sene artırmıştır.Hasan basri hazretleri "Başımıza bir iş gelince insanlara koşuyoruz.Bu halimizle akibetimiz ne olacak? der ağlar idi.

NEFSTEN KURTULMAK

 Bazı büyükler buyurur ki .Nefsinden nefsin ile , yaninefsinin arzularını yerine getirerek kurtulman mümkün değildir.Ondan kurtulmanın çaresi Allah7a sarılmaktır.

20 Haziran 2023 Salı

KADINLARDAN KORKMAK GEREKİR

 Ulemadan birisi demiş ki:Şeytandan korktuğumdan ziyade kadınlardan korkarım.Çünkü Kur'an da İNNE KEYDEŞŞEYTANİ KANE DAİFEN(Muhakkak ki şeytanın hilesi , tuzağı zayıftır" buyrulduğu halde kadınlar hakkında İNE KEYDEKÜNNE AZİM Muhakkak kisizin hileniz, tuzağınız büyüktür  buyrulmuştur.

BEŞİKTE İKEN KONUŞANLAR

 Beşikte iken konuşan kişilerden bilgi olarak nakledilen sayı 13 kişidir.Bu çocuklar:

1-Nuh (a.s).Doğduktan hemen sonra konuşmuştur.Anası onu bir mağrada dünyaya getirdikten sonra kendisi ve çocuğu  için etrafından endişelenerek bir müddet onu orada bırakıp gtmek zaruret olunca endişelenmiş giderken:"VA-Nuhah=Eyvah ya Nuh" dediğinde Hz.Nuh annesine :"Ey anneciğim benim için kimseden korkma ! Beni yaratan beni muhakkak muhafaza eder" demiştir.

2-)İbrahim peygamber..Doğum akabinde iki ayağı üzerine doğrulup LA İLAHE İLLALLAHU VAHDEHU LA ŞERİKE LEHU LEHÜL MÜLKÜ VE LEHÜL HAMDÜ ELHAMDÜLİLLAHİ ELLEZİ HEDANA LİHEZA demiştir.

3-Yusuf Peygamber anasının karnında iken konuşup " Ben uzun bir müddet babamdan ayrı düşecğim" demiştir.Anası bunu Yakup peygambere söyleyince Hz.Yakup:"bunu gizli tut" demiştir.Bir defasında da Yusuf'un anası aksırınca  Yusuf anasının karnında "Yerhekümullah" dedi.Orada hazır bulunanların cümlesi bu sesi işitti.

4-)Hz.Musa..Anası onu dünyaya getirdiğinde düştüğü yerdeoturup:Ey anacığım Firavundan korkma .Allah bizimle beraberdir" dedi.

5-Hz:Yusuf'un beraatına sebeb olan şahit.Züleyhanın nefsinden yararlanma isteği üzerine kapının ağzında Mısır veziri ile karşılaşınca Yusuf kendisine isnat olunan iftiradan beraat etemsi için Allah7a yalvardı.Orada beşikte Zülmeyhanın dayısının oğlu olan üç aylık bir çocuk vardı.Hz.Cibril nazil olup bu çocuğu beşiğe oturtturdu ve "Yusufun müberra olduğuna şehadet et" dedi.Çocuk beşikten kalkıp vezirin önüne kadar yürüdü geldi veşehadet etti.Ayeti kerimenin lafzında "Kadının akrabasından olan bir şahit şehadet etti" diye ifade olunan şahid bu çocuktur.

6-Firavunun kızına hizmet eden ve onun başını tarayan hizmetçi kadının çocuğu.

Kadının müslüman olduğunu anlayan kız, durumu babası Firavun'a iletti veFiravun iman eden kadının kaynar su kazanına atılmasını istedi.Kadının kucağında süt çocuğu vardı.Kazanın başına gelince anne tereddüt etti.Çocuk dile gelip annesine :"Sabret anacağım, muhakkak kisen Hakk üzeresin" dedi.

7-Yahya peygamber

8-Hz.Meryem  

9-Hz.İsa (beşikte konuştuğu Ali imran suresi 46 ayet)

10- Rahip Cüreyc kilisesinde kendi halinde ibadet eden bir münzevi idi.Beni İsrail kızlarından birisi "Onun başına bela olacağın" diye yemin etti.Rahib'e nefsini teklif etti.Rahip kabul etmedi.Kız gidip Cüreyc'in kilisesinin civarında koyun otlatan bir çobanla birlikte oldu ve hamile kaldı.Ondan bir çocuk doğurdu sonra:"Bu çocuk Cüreyctendir" deyince Cüreyci dövdüler ve kilisesini yıktılar.Cüreyc namaz kıldı  ve çocuğun yanına gitti.başına elini koyarak "Seni yaratan Halık'ın hakkı için söyle ey çocuk, baban kimdir?.Çocuk Allah7ın izniyle dile gelip "Babam filan çobandır" dedi.Dövenler Cüreycden özür dilediler ve kilisesini tekrar yaptılar.

11-Peyamber Efendimiz (SAV).VEladet senelerinin ilk anlarında konuşmuş ve ilk söylediği söz şu olmuştur:"ALLAHÜ EKBER KEBİREN VEL HAMDÜLİLLAHİLLEZİ KESİREN VE SÜPNHANALLİ BUKRATEN VE ASILA

12-Mübarekül Yemame

Bir sahabiden nakledilmiştir.Peygamberimiz Mekke' de iken bir gün bir eve girdim.Resulullah7ın orada olduğunu gördüm.Bir adam bir günlük çocuğunu hırkaya sarmış Efendimize getirmişti.Resulullah :"Ey çocuk , söyle ben kimim?" dedi.Çocuk talakatli bir lisanla :"Sen resulullahsın" ddei.Resulullah :"Allah seni mübarek kılsın buyurdular

13-Muhyiddin Arabi hazretlerinin kızı

"Kızım Zeynep'e bir defasında henüz süt çocuğu iken sordum:Helallığı ile cima ettikten sonra inzal vakı olmayan erkek hakkında ne buyurursun?.Kızım hemen cevap verdi:"Gusletmesi lazımdır".oradabulunanlar bu işe taaccüb ettiler.Sonra ben Hac için kızımdan ayrıldım.bir sene onu görmedim.Validesine de Hacca gelmesbi için izin vermiştim.Şam hacıları ile beraber geldiler.Kızım deve üzerinde anasını emerken benonu  görmeden o beni görmüşx ve "Şu babamdır" demiş  

ALLAH'IN BİR KULU SEVMESİ

 Hadis-i şerifde varid olmuştur:"Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrail'e nida eder:"Allah filanı seviyor, sen de sev".Onu Cibril sever ve sema ehline nida eder:"Muhakkak ki Allah filanı seviyor, onu sizde seviniz" Onu sema ehli sever, Sonra onu ehli arza sevdirir"

ARTIRILMASI İSTENEN İLİM NEDİR?

 VE GUL RABBİ ZİDNİ ILMEN (De ki : Rabbim, benim ilmimi artır) (Taha suresi 114) ..Adem peygamber, melaikenin hürmet ve ta'zimlerine , onların secdesine kendine talim olunan esma sayesinde müstehak olmuştur.Süleymn peygamber , o büyük saltanatına ince anlayış ve mantıkuttay(Kuşların dilini) bilmesiyle, Hz.Yusuf peygamber sıkıntılardan, zindandan kurtuluş ve saltanata rüya ilmini tabir ilmini bilmesi sayesinde nail kılınmıştır.İlmitevhidi bilen marifetullaha eren bir kimse nasıl olur cehennemden kurtulmaz? 

19 Haziran 2023 Pazartesi

HASAN BASRİ

 Şöyle buyurmuştur:"kim gençlik vakitlerinde rabbine olan kullak vazifelerini güzelce yerine getirirse , Allah ona ihtiyarlık vakitlerinde hikmet kapısını açar.Bu böyle demek, Hakk'a muti olan kimseye er geç hikmet pınarları açılacak demektir.Onun için atıyyeyi ilahiyyeye liyakat kespetmek gerekir.Kul kullak vazifesine aralıksız devam eder, Hakk7ın ihsanlarının bir zaman için gecikmesiyle ümidini kesmez, ellerini duadan indirmez.

Efendimiz buyurmuştur:Ümmetimin amellerinin efdali, Allah'dan gelecek ferahlığı intizar etmeleridir"

Büyükler derler ki , ilimde kemale ermek amelde kemale ermekten efdaldir.Fakat ilimde bir kusur işlemek de amelde kusur işlemekten tehlikelidir.İnsanın akidesinin sağlam, kalbinin temiz olması, sağlam ilim elde edip kemale erebilmesinin ilk şartıdır.Hak Teala'nın methettiği ilim de budur.

RÜYA/NECİB SULTAN

 Necib Sultanıma 30 küsür yıl hizmet etmiş Dörtyol'da yaşayan Hacı Bekir Uzun amca rüyasını anlattı." Bir gün mana aleminde havada uçuyorum.Dilimde Ya Hannan, Ya mennan, Ya Deyyan esmaları var.Aşağıda beyaz bir ev mevcutmuş.Necib Sultanın evi,tavaf et  dediler.Havadan tavaf etmeye başladım.Ademiyet makamına yükselenleri insanlar tavaf eder dediler"

İLİM/AMEL

 Haberde varid olduğuna göre:

- Ya Resulallah , amellerin hangisi daha faziletlidir? diye sorulduğunda Efendimiz:

- Allah'ı bilmek, diye buyurdular.

-Hangi amel mertebeyi artırır, diye soruldu.

-Allah'ı bilmek diye buyurdular.

- Ya Resulallah biz amelden soruyoruz, siz ilimden cevap veriyorsunuz, dediklerinde Efendimiz:

-İlim ile yapılan az amel faide verir.Fakat cehaletle yapılan çok amel faide vermez" buyurdular.

Büyüklerin bütün gayretleri kalpleri ve batınları ıslah etmek noktasında toplanmıştır.Kalpleri ve zahirleri değil.Çünkü zahir halkın nazar ettiği yerdir, batın ise Hakk'ın nazar ettiği yerdir.Hakk'ın nazargahını ıslah etmek ise halkın iltifat edeceği şeyleri ıslah etmekten daha ehemm ve elzemdir.

MURADI İLAHİ

 Hak Teala'nın şöyle buyurduğu bildirilmiştir:"Ey Adem oğlu! Sen bir şey murad edersin , ben de ederim.Ve ancak benim murad ettiğim tahakkuk eder.Eğer sen benim muradıma teslim olursan senin muradını sana veririm.Eğer menim muradım hususunda benimle münazaa edersen , senin muradını başına geçiririm.Sonra yine benim muradım tahakkuk etmiş olur"

Allah Teala ile olan adab cümlesinden dir ki , kul Allah7ın, vaktine göre ızhar ettiği tecelliyatına teslim olup gayrilerin dedikoduları ile gönlünü bulandırmamalıdır.

18 Haziran 2023 Pazar

HAZRETİ YUSUF'UN SATIŞ BEDELİ

 Mısır'a getirilen Hz.Yusuf satışa çıkartıldı.Güzelliği o kadar meşhur olmuştu ki müzayede üç gün sürdü.Artırmaya iştirak edenler fiyatı o kadar artırdılar ki artık hiç kimse iştirak edemez oldu.SonundaYusuf7u,ağırlığınca misk,ağırlığında inci, ağırlığınca altun, ağırlıınca gümüş, ağırlığınca ipek karşılığında Mısır Aziz7i(Mısır maliye nazırı) satın aldı.Yusuf'u n ağırlığı 400 rıtl idi.Bir rıtl 460,8 gr.

Rivayetegöre ihtiyar bir kadında elinde iki tutam iplikle satışa iştirak etmişti.Bundaki işaret hakiki aşıkın maşukuna varmak için elinde olanı harcamasının layık olduğudur.

SATILMAK

Avam arasında bu söz bir kimsenin dünyevi bir menfeat karşılığında saf yahut görüş değiştirmesidir.Bu kişi, bir menfeat karşılığında kendinefsini satımış demektir.

Nakledilir ki ; Bir gün çocuklar, Efendimiz SAV in mescidden gelirken yolunukeserek:-Hasan ve Hüseyin'e verdiğin gibi bize de bir şey vermezsen seni bırakmayız" dediler.Efendimiz, Bilal 'e "- Eve git, ne bulursan getir de nefsimi bunlardan satın alayım" buyurdu.Hz.bilal gidip sekiz ceviz getirdi.Resulullah da kendi nefsini çocuklardan satın aldı.Ve buyurdular ki:Kardeşim Yusuf'u kıymetsiz bir fiyata sattılar.İşte beni de sekiz cevize sattılar.

Müslim ve İbni Mace'de Ebu Hüreyre'den rivayet edilir:"Muhakkak olan şudur ki Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza değil , kalblerinize ve amellerinize nazar eder" 

Ey nefsine ve şehvani hislerine köle olan kimseler!Hz.Yusuf 20 dirheme satıldı.Bu miktarı Hakteala "kıymetsiz" olarak ifade buyuruyor.Sen ise o miktardan daha değersiz bir fiyata satılmıyor musun?Mümin kıymetini ve izzetini bilmeli ve nefsine köle olmamalıdır.

SABRI CEMİL

 Sabr-ı cemil: Başa gelen bela ve musibetten kat'i suretde mahlukata şekve(şikayet) edilmeden yapılan sabırdır.YoksaAllah kullara şikayet edilirse sabrı cemil hususiyetini kaybeder.Hz.Yakup peygamber de kimseye şikayet etmeyip:"KALE İNNEMA EŞKUBESSİ VE HUZNİ İLELLAH) demiştir." Ben dökülüp saçılmamı, perişanlığımı, hüznümü kimseye değil, ancak Allah7a arz u şekva eylerim) dedi.Yusuf suresi 86

17 Haziran 2023 Cumartesi

ARİF ASİ OLUR MU?

 Bu soruyu Beyazid-i Bestami hazretlerine sormuşlar.Hazret:VEKANE EMRULLAHİ GADEREN MAKDUREN"(Allah7ın emri takdir edilmiş bir kaderdir-Ahzab suresi 38)

Haktela bu kavlinin tahakkukunu murad edince kullarından herhangibir zelle ikaı ile kavlini tahakkuk ettirin.Sonunda bu kul Hakka yönelmiş bir kul ise ondan südur eden zelle vasıtasıyla düçar olduğu bela sayesinde Hakka döner ve ona vasıl olur.

MANEVİ DERECELERE ERMEK MEŞAKKATE BAĞLIDIR

 Hak Teala hazretleri Hz.Yakup ve Yusuf'a şiddetli bir gam ve büyük bir üzüntü takdir buyurdu ki , bütün acılığına rağmen sabretsinler de Allah'a inabeleri çok olsun , her zaman hakka dönsünler ve onunla beraber olsunlar , masivaya olan alakaları kesilsin de yüksek derecelere vasıl olsunlar.Öyle dereceler var ki onlara ancak mihnet ve meşakkatlara tahammül etmek suretiyle vasıl olunur

Bazı büyükler demişlerdir ki Hz.Yusuf'un oniki sene hapiste bırakılmasının hikmeti, onun zat ve sıfatının halvet, riyazat meşakkat ve mücehedat  ile kemale erdirilmesi gereğidir.Yusuf babasının yanında kalsa idi bunların tahakkuku müyesser olmayacaktı.Bu hikmete binaen nebiler, kendi vatanlarından uzaklara , bir zaman için garib olarak sevk olunmuşlardır.

Hz.Yakub, bir gün bir oğlağı anasının önünde boğazladı Allah buna razı olmayıp "Senin kanına kan , firkatine firkat cezası vereceğim" buyurdu.Verdiği ceza da Yakub7un nübüvveti kadar büyük oldu.Bunun için HASENATÜL EBRAR, SEYYİATÜL MUKARREBİN (Umuma göre iyi ve güzel olan nice işler, mukarrebuna göre seyyiat cümlesinden addolunur.

YUSF PEYGAMBER'İN İLTİCASI

 Hz.Yusuf kardeşleri tarafından kuyuya atılınca  şöyle iltica etti:
YA ŞAHİDEN GAYRA ĞAİBİN...YA GARİBEN ĞAYRE BAİDİN..VE YA GALİBEN ĞAYRA MAĞLUBİN..İCAL Lİ MİN EMRİ.FERECEN VE MAHRACEN

"Ey gaib olmayan şahid!.. Ey uzak olmayan yakın!.. Ey mağlub olmayan galib! .. içinde bulunduğum sıkıntıdan beni ferahlığa çıkar, bir kurtuluş kapısı aç" 

Hz.Cebrail (a.s) kuyuda üç gün kalan Hz.Yusuf'a şu duayı öğretti: 

ALLAHÜMME YA KAŞİFE KÜLLİ KÜRBETİN

VEYA MÜCİBE KÜLLİ DA'VETİN

VE YA CABİRE KÜLLİ KESİRİN

VE YA MÜYESSİRE KÜLLİ ASİRİN

VE YA SAHİBE KÜLLİ ĞARİBİN

VEYA MUNİSE KÜLLİ VAHİDİN

YA LAİLAHE İLLA ENTE SÜBHANEKE ESELÜKE EN TECALELİ FERECEN VE MAHRECEN VE EN TAKZİFE HUBBEKE Fİ KALBİ HATTA LA YEKUNE Lİ HEMMÜN VELA ZİKRUN ĞAYRUKE..VE EN TAHVEZANİ VE TERHAMNİ YA ERHAMERRAHİMİN

"Ey her türlü sıkıntıyı kaldıran , ey her duaya icabet eden, ey her türlü kırıkları saran, ey her türlü zorluğu kolaylaştıran , her kimsesizin sahibi, her yalnızın munisi olan Allahım! Ey kendinden başka ilah olmayan Rabbim! Seni tenzih ederim! içinde bulunduğum sıkıntıdan bir ferahlık, beladan bir kurtuluş kapısı açmanı senden dilerim.İlahi muhabbetini kalbime öyle bir yerleştir ki ondan sonra hiçbir tasam kalmasın, senden gayrısının yadı kalmasın ve ey Rabbim beni muhafaza et! Ya erhamerrahimin"


16 Haziran 2023 Cuma

BELA

 Bela, ağızdan çıkan söze bağlıdır"(Hadis-i şerif ).Yine bir hadis-i şerifde varid olmuştur ki:"Nefsim bana öyle şeyler söylüyor ki , onları söylerim de , söylediklerimle müptela kılınırım korkusuyla söylemiyorum"çünkü Bela ağızdan çıkan söze bağlıdır.

İnsan dilinin sürçmesinden dolayı uğrayabileceği musibete ayağının sürçmesi ile uğramaz.Zira, ağızdan çıkan söz insanın başını götürebilir.Halbu ki ayağının sürçmesinden hasıl olan yarası zamanla iyi olur.

ZİKRULLAH

 Zikrullah kalbi diri tutar ve yumuşatır.Kalb, zikirden hali kalınca nefsin harareti altında kalır, şehvet ateşiyle kurur, katılaşır.Azayı ibadet edemez hale getirir Eğer bu halinde devam edecek olursa kuru bir ağaç gibi , taş gibi kesilip ateşte yanmaktan başka bir işe yaramaz"

TÜM GÜNAHLARIN KAYNAĞI

 Peygamber efendimiz buyurmuştur:

Üç şey vardır ki, bütün günahların kaynağıdıryar.bunlardan luhakkak sakınınız.

Birincisi :KİBİR ..İblis'i , Adem'e secde etmemeğe sevk eden şey kibirdir.

İkincisi HIRS...Ademi yasak ağaçtan yemeğe sevk eden hırsddır.

Üçüncüsü HASED..Adem'in iki oğlunun birbirleriyle kıtal edip kardeşini öldürmesine sebeb haseddir.

Hased, insandaki hasenatı ateşin odunu yediği gibi yiyip bitirir.

HER PEYGAMBERİN AYRI DUALARI MEVCUTTUR

 Her nebiye hususi bir dua verilmiştir ki muhakkak kabul olunur.Per peygamber bunu dünyada iken yapmış, Efendimiz SAV ise onu kıyamete bırakmıştır.Onunla şefaatı uzması tahakkuk edecektir.

ARAPLAR

 Efendimiz buyurmuştur."Arab'a muhabbet ediniz.Zira ben Arabiyim, Kur'an arabi ve cennet ehlinin kelamı da arabidir" 

Yine bir hadis-i şerifde buyrulmuştur:"Allah Teala muhlukatı halk ettiğinde insanları iki kısma ayırdı:Arab ve Acem. Arabı da iki kısma ayırdı:Yemen ve Mudar. Mudar'dan Kureyşi, Kureyşden de ben hayırlı kıldı

HASED'İN İLACI

Ubeyy bin Ka'b (r.a) rivayetine göre Efendimiz buyurmuşlardır:

" Kölelerinize Yusuf suresin öğretiniz.Zira herhangibir müslüman onu yazıp ehline ve kendi kölesine öğretirse Allah Teala onun sekeratı mevtini (ölüm sarhoşluğunu)kolaylaştırır. Hiçbir müslümana hased etmemeğe de kuvvet verir"

Bu sureyi okuyanları Hak Teala, hasedden doğan belalardan muhafaza buyurur.Bir anlamda bu belalara karşı insanı ünsü huzur makamına isal ederek teselli eder. 

YUSUF SURESİNİN TEMEL KONULARI

 "And olsun  ki, Yusuf'un ve biraderlerinin haberlerinde soranlar için nice ibretler vardır.Yusuf suresi 7)

Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki insanlar bunlardan yüz çevirmiş olarak üzerin basar geçerler(ve görmezler).Onların ekserisi Allah'a (halis) iman etmezler.İmanlarıyla birlikte şirk de koşarak iman ederler.(Yusuf suresi105-106)

Muhakkak ki Yusuf (a.s)'ın ve kardeşlerinin kıssalarında ehli kalbin tefekkür ve tedebbür edeceği bir çok ibret vardır.Bu, uydurulack bir söz değildir.Ancak kendinden evvel gelenlerin tasdiki ve her şeyin tafsilidir, izahıdır.Aynı zamanda iman eden bir cemaat için bir hidayet ve rahmettir o! 

Hz.Yusuf'un kıssası, kıssalırın en güzelidir.Bu surede ibret alınacak nice hadiseler, hikmet , incelikler, dini ve dünyevi faideler, meliklerin ve memleketlerin idareleri, kadınların hile ve desiseleri, imtihan, düşmanın ezasına sabır, mukabeleye iktidar var iken afv edip geçivermek gibi bir çok faideler mevcuttur.Bu surede firkat, vuslat ve kaçış, taltif,ta'nif(azarlama),aşk,aşık, maşuk,hebs,halas(kurtuluş),zincire vurulmak, hapiste kölelik, azad olunmak, tearüf, tenakür(bilmezlikten gelmek), ikbal , firar, nimet,cezbe, işaret, beşaret, tabir, tefsir,ta'sir, teysirve sayılamayacak nice güzellikler ve incelikler bu surede mevcututr.

Bu surede enbiyaya varis, Allah'a halife olymanın bir çok sırları münderictir.Ruh, kalb,vesair cismani ve nuranikuvvetler, bu surnede mezkurdur.Yusuf'un karşısına Züleyna suretinde dikilen  nefsi emmare ıslah edilir , müslüman olur, teslim olur, emmareliği ile Yusuf'a hücumdan sonra terbiye edilince tezeki vetesafi eder, rızamakamına yükselir.Sonra ruh-ı Yusufi ile kardeş gibi cem olunur, vahdete erilir.

Bu surede Yusuf Kalbi, Ya'kub ruhu, Rahil nefsi, Yusuf'un onbir kardeşi de hisleri ve kuvvetleri temsil eder 

14 Haziran 2023 Çarşamba

NAMAZ ÜZERİNE

 Beş vakit namazlardan öele ve ikindi namazlarında gizli(hafi) okuma mevcut iken Akşam,yatsı ve sabah namazları cehri(açık) okuma mevcuttur.Sebebi nedir? diy insanın aklına bazı sualler gelebilir.Bir tohumu nazara aldığımızda bu tohum içinde barındırdıklarını ortaya çıkarmak ister. Tohum zahir olmak isterse, toprağa girer kaybolur ve sonra onda mevcut olan zahir ortaya çıkar.Ağaç olur.tekrar gizlenmek isterse ki bu zahirin batına dönüşüdür ağaç meyve vasıtası ile tohuma  girer.Gündüz geceyi arar.gece gündüzü takip eder.Mertebi batın mertebei zahire çıkmak ister..İnsan zahir olmak için dünyaya gelmiştir.Ölüm(mevt) ile tekrar zahirden batına girer.Aslını(batını) aradığı için zahirden batına gitmek ister.Akşam,yatsı ,sabah namazları zuhuru aradıklar için kıraaatları cehridir.

12 Haziran 2023 Pazartesi

SEYRANİ

HAK YOLUNA GİDENLERİN ASA OLSAM ELLERİNE/ER PİR VASFIN EDENLERİN,KURBAN OLSAM DİLLERİNE 

BİR ÜSTADA OLSAM ÇIRAK,BİR OLURDU YAKIN IRAK/YAPSALAR KEMİĞİM TARAK,YAR ZÜLFÜNÜN TELLERİNE.

YÖNÜM HAKKA ÇEVİRSELER,KEMİĞİMİ KAVURSALAR/HARMAN GİBİ SAVURSALAR MUHABBETİN YELLERİNE

TORUNUYUZ BİR DEDENİN,TOHUMUYUZ BİR BEDENİN/ MÜNKİR İLE CENK EDENİN SİLAH OLSAM BELLERİNE.

SEYRANİ, KALDIR PARMAĞIN,VAKTİDİR HAKKA DURMAĞIN/ DERYAYA AKAN IRMAĞIN , KATRE OLSAM SELLERİNE(Seyrani 1805-1866)

ALİ ŞİR HOCA

 Hatay Dörtyol'da yaşamış 1946 yılında dünyayı değiştirmiş murtaza Hoca'nın oğlu.Kırklardan Ali şir hoca.Anlatan Yaşar Aslan.Özerli'den hamdi hoca'nın torunu ile birlikte Ali Şir Hocayı ziyarete gittik.Tek başına yaşamakta idi.Yere bir plastik naylon sermiş, ekmekleri ıslıyor ve naylonun üzerine koyuyordu.ekmek ıslama işi bittikten sonra Ali Şir Hoca "GEl bili bili" diye yüksek sesle bir şöy söyledi.O esnada sağdan ve soldan sürüler halinde kuşlar geldi.hepsi ekmekleri yemeğe başladı.ancak kuşlar Ali Şir hocanın omuzuna, başına, ellerine konmakta idi.Hiç kaçmıyorlardı.

NECİB SULTANIMDAN

 Nakleden Yaşar Arslan..Necib baba hazretleri bir kurban arafesinde kurbanlık almak için Dörtyol Özerli deki ahırımıza uğradı.Koyun beslediğimiz için Kangal köpeğimiz var idi.Baba hazretleri avluya girince köpek iki ayağının üzerine havaya dikildi.Kardeşim Turan, köpeğe çıkıştı.ancak Necib Sultan kööpeğe iltifat etti:"Tamam tamam" dedi.Sonra ahır kısmına girdik.Necib sultan ahırın ortasında durdu koyunlar etraında tavaf etmeye başladı.Sanki arkalarından birisi onları kovalıyormuş gibi.Tüm koyunlar Necib sultan'ın elini yalamaya başladı.Koyunlardan bir tanesi yanağını  Necib Sultan'ın eline yanaştırdı.Bu koyun damgalanmıştı yanimüşteri beğenmişti.Baba sultan kardeşim Turan'a :Bu koyun beni al diyor" deyince  Turan," tamam baba ben ayırttıran müşetiriyi tanıyorum.Aynı kiloda başka bir kurbanı verir onu ikna ederim " dedi.

HÜNKAR HACI BEKTAŞ'IN VİRDİ

 Hünkar Hacı Bektaş-ı Velihazretlerinin virdi şudur:YA GANİ YA ALLAH, YA HAY YA ALLAH,YA KAYYUM YA CEBBAR,YA ALLAH YA GAFFAR YA RAHİM

11 Haziran 2023 Pazar

YEVMİŞEK/ŞÜPHELİ GÜN

Ramazan bayramının birinci günü yevmi şektir.Yani o gün ay göründü mü görünmedi mi tereddütler vardır.İmam Hanbel hazretleri Ramazan bayramının birinci günü sokaklarda dolaşır ve insanlara "Bu gün yevmişektir.aman oruç tutmayın,aman oruç tutmayın" der imiş. Fakat kendi oruçlu imiş.Bunlar sırdır. 

ZEKAT

 zekat sabrı cemil içinde olanlara verilir.Zekat , sada Er-Rezzak isminin fiili zikridir.Sabrı cemil asrımızda kalmadığı için zekat verecek kimse de kalmamıştır. Zekat yerine gidemediği için Allah, insanlara zekat verdirmiyor.

CESEDİ ORUÇ/RUHİ ORUÇ

 Efendimizin hadis-i şerifinde buyrulmuştur:5 şey orucu bozar: Yalan söylemek, gıybet etmek, yalan yere yemin etmek, şehvet gözüyle bakmak küfretmek.Bu hadis nazara alındığında orucu bozan şeyer ruhanidir. Cesedi oruç aç durmaktır.Oruç aslında cesedi miraca hazırlamaktır.oRUÇLU İNSAN HAZRETİ İNSANDIR.Oruçla yalan söylemez, küfretmez, hiddetlenmez, dedikodu etmez, gıybet etmez.

FİRAVUNUN TEHDİTLERİ

 Araf suresinde Firavunun tehditleri zikredilir:"sizi elinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim."El" iş yapma (kazanç elde etme )fonksiyonunu, "ayak" ise seyahat etme, yurt dışına çıkma fonksiyonunu ifade eder.Keza, "el" kazanılmış maddi imkanları, servetleri" ifade eder.Bunun karşılığı ise suçlu ilan edilen kimselerin mallarına el konulmasıdır.Firavunun tehditleri arasında olan "ipe asılmak" teşhiri ifade eder ki bir takım insanları terörist olarak damgalayıp afişe etmekten kinayedir.

FİRAVUNUN ÖZELLİĞİ

 Firavunun özelliklerin birisi de her şeye kendisinin karar vermesidir.Hz.Msa karşısında mağlup olan sihirbazlar "msa'nın ve Harun7un rabbi olan Allah'a iman ettik "demeleri Firavunu çok kızdırmıştır ve onlara kızıp "Ben izin vermeden nasıl iman edersiniz" diyerek onları cezalandırmıştır.

Bugünün karşılığı , her türlü durumda İktidarın başındaki insanın kararının asıl olması, ondan izinsiz hiçbir şey yapılamaması vemutlak itaata dayalı korku rejimleridir.

FİRAVUNUN SHİRBAZLARI

 Firavunun sihirbazları,Mısır ülkesinde ,başkentinde yaşanlardan değildi.Bu Firavunun ülkesinin dışında yaşayan kimselerdi.Ancak sihir ilminde ileri idiler.Ancak bu insanlarda maddi çıkar ağırlıkta idi.Bu insanlar kazanacağı paranın ve şöhretin peşinde olanlar idi."İthal" insanlar idi.Bu ithal insanların vicdanları kirlenmemişti.Ancak bulundukları meslekte zirve idiler.Firavunun içinde bulunduğu bu zorluğu aşmaları için getirtilen kimseler idi.Musa karşısında yenilince Hakka teslim olma erdemini gösterdiler.Bu vakıanın bugünkü karşılığı, ekonomiyi düzeltme hususunda dışarıda yetişmiş kimselerdir.Ancak bu kişilerin tedbirleri etki etmeyecek ve kuru bir dal parçasına(Musa'nın asasına) mağlup olacaklardır.ÇünküHak Teala'nın yardımı Hz.Musa'ya idi.Hakikatın karşısında, zahiri teknik donanımları olanlar aciz kalacaklardır.

GÖZLERDEN ETKİLENMEK

 Avam halk gözlerden etkilenir.Bu nedenlegörseller avam için önemlidir.Kalabalık mitingler, bu mitingler için yapılan pahalı organizasyonlar ve buralara gelen insanların yedirilip içirilmesi, yol harcırahlarının beleş temin edilmesi ve onlara yönelik vaadler o insanların gözlerini büyüleyen şeylerdir.Tüm televizyonlarda boy gösteren bir kimse ile imkanları dar kişilerin siyaset mücadelesi asla eşit olamaz. Firavun sihirbazlardan medet umdu,ancak onlar mağlup olup Hz.musa'ya iman etmeleri üzerine ,sihirbazları mükaatlandıracak Firavun onları idam etti.

Demekki İktidar sahiplerine hizmet edenler bir gün sahiplerine ihanet edecekler ve sahipleri tarafından cezalandırılacaklardır.

FİRAVUNA YAKIN OLANLARDAN OLMAK

 Mısırda hüküm süren Firavun hadisesi Kur'an da sık sık anlatılır.Asa ve ışık saçan el mucizesi karşısında Firavun aciz kalır.Firavunun etrafında bir seçkinler gurubu vardır ki bugurup Firavunun iktidarının devam etmesiyönünde akıl yoran kişelerdir ki Firavun onlara zenginlikleri aktarır.Gösterilen mucizeyi sihir olduğunu iddia ederek ülkedeki sihirbazları çağırırlar.Bu sihirbazlar Firavunun huzuruna çıkıp mseleanlatıldığında sihirbazlar sorarlar:Biz galip geldiğimizde mükafatımız nedir? Firavun onlaracevap verir:Şayet siz galip gelirseniz mukarreblerden olacaksınız.Yani Firavuna yaklaşan ,ona danışmanlık yapan,Firavunun paraya boğduğu kişilerden olacaksınız der.

Kur'an ın ayetleri kıyametekadar canlı olarak yaşayacağından Kur'an da bahsedilen Firavun her zaman dilimi içinde vardır.Bu kişi, iktidardadır vetüm güç onun elindedir.O kişinin etrafında danışmanlardan oluşan bir elit gurup(prensler) vardır ve bu gurup bürokrasiyi oluşturur.Bu gurubun en belirgin özelliği kendilerine verilen imkan ve maddi zenginlikler olup bu zenginliğin elden gitmemesi için Firavunun iktidarının devamı hususunda kafa yorarlar.Çünkü Firavunun iktidarı sonaerecek olursa kendileri de sistemin dışına atılacaktır.Bu gurup ekonomist, din adamı, teknik adam v.s gibi aklını kullanan elit guruplardır.Fikirleri ile Firavunu yönlendirirler, tedbirler geliştirirler

10 Haziran 2023 Cumartesi

KUS BİN SAİDE

 Efendimize peygamberlik gelmeden önce vefat etmiş, ehli tevhide inanmış birisi idi.Efendimizin peygamberliğini insanlara müjdeleyenlerdendir.Iyad kabilesinden bir heyet Efendimizin yanına gelmişti.Efendimiz onlara sordu;"Hanginiz Kus bin Saide'ye ulaşmıştır, tanımıştır?" diye sordu.Heyettekiler hepimiz biliriz vefat etti dedidelr.Efendimiz buyurdu ki;Sankidün gece gibi hatırlıyorum.Ukaz panayırında kızıl tüylü bir deve üzerinde vaz eylerdi.Hoş nasihatlar yapar, Hak Teala'nın bir olduğunu ve ona iman etmeyeçağırırdı.Bir çok beyitler okurdu hatırlamıyorum" buyurdu.Hazır olanlardan birisi müsade istedi veonun beyitlerinden bazılarını okumak istediğini söyleyince izin verildi.O şahıs şu beyitleri okudu:

Önce gelip geçenlernde bize ibrat alacak şey çokdur.Öölüm ırmağının girecek yerleri var ama , çıkacak yeri yoktur.Büyük küçük hep göçüp gidiyor.Giden geri gelmiyor.Katıyetle anladım ki , herkesin başına gelen benim de başıma gelecek, ben de öleceğim"

Efendimiz SAV o topluluğa sordu.Kus bin Saide'nin iimanını alametlerinden bir şey söyliyecek var mı?.Bir kişi şöyle anlattı:"Ya Resulullah.Memleketimizde bir dağın başına çıkmıştım.Bir derede sayısız hayvan ve kuş toplanmıştı.Kus bin Saide bir çeşmenin başında elinde asası ile durmuş.Yeri göğü yaratan Allah hakkı için kuvvetlilerin zaiflerden önce su içmesine müsade etmem.Önce zaifler sunra kuvvetliler su içeceklerdir diyordu.Seni insanlar için peygamber olarak gönderen Allah'a yemin olsun ki gözlerimle gördüm.O hayvanların ve kuuşların  kuvvetlileri, bir tarafa çekilmiş zaiflerin su içmelerini beklemekte idi.Sonra kuvvetliler su içtiler.Hayvanlar ve kuşlar Kus bin s<aidenin yanından gittikten sonra ona yaklaştım.Baktım iki kabir arasında durmuş namaz kılmakta idi.Bu kıldığın ne namazıdır dedim.Araplar bunu bilmez.Bu öyle bir namazdır ki göklerin ve yerin yaratanı için kılarım. Lat ve Uzza'dan başka ilah varmıdır? diye sordum.Ben böyle deyince titredi ve rengi değişti ve :Benden uzak dur.Şüphesiz göklerin ilahı vardır.Onun şanhı yücedir.Bütün mahlukatı o yarattıve onları tertip etti.Güneşi aydınlatıcı, ayı nurlandırıcı ve yıldızları zinet kıldı.Sonra sordum:Niçin iki kabir arasında ibadet ediyorsun? diyesordum.Bu iki kabirde yatanlar benim dostlarım idi.burada ölümden onlara erişen şey banada erişsin, ben de burada öleyim diye beklerim dedi.Sonra şöyle dedi:Yakında bu taraftan hak erişecek diye Mekke'yi gösterdi.O Hak endir? diye sordum.Lüveyy bin Galip neslinden bir kimsedir.sizi ihlasa(tevhide) davet eder.ebedi hayata, bitmeyen nimetlere davet eder.Onun davetini kabul ediniz.Eğer ben onun zamanına kadar hayatta kalsaydım en önce ben ona iman ederdim, dedi.

Peygamber efendimiz,bunları anlatan kimseye Çok güzel söyledinKus bin Saide öyle bir kimsedir ki Alla hTeala onu kıyamet gününde yalnız bir ümmet olarak diriltir, buyurdu.  

CİNNİLERİN AĞIDI

 Medine'deki dayıları olan Neccaroğulları'nın yanından Mekke'ye dönerken Ebva denilen mevkide Efendimizin annesi Hz.Amine hastalanır.Vefat eder ve bu vefat üzerine cinnilerin ağlama sesleri işitilir.Taziye için şu beyitleri okudular:

Ağlasın iffetli genç kızlar Amineye

Anne olmakla şereflendi ,Peygambere,

Abdullahın zevcesi, yakınıdır hem de

Vakarlı hem sahib-i minber Medine'de. 

9 Haziran 2023 Cuma

İBADET NEYE YARAR

 İbadet insanda bulunan Lemayı ilahiye ve nuru Resulullahın ortaya çıkıp seni işlemesine neden olur. Diğer bir anlatımla anteni olmayan TV çalışmaz.İbadetler bir anlamda anten takmamızdır ki bu ante n vasıtasıyla ses ve görüntü alınabilir.İnsan bir kapı gıcırtısı duyar.Ancak bu gıcırtı kapının açılmasından mı? yoksa kapanmasından oluşan bir gıcırtımıdır? Nasıl bilinir? birisi gelir:"Efendim ben ses duyuyorum, bir takım varlıkları görüyorum,içime doğuyor der isen bu gıcırtı kapının kapanma gıcırtısıdır.Çünkü gıcırtı duyanların lili sükut olur.Konuşanlar, iddia edenler kapanma gıcırtısını duymuştur.

DUA VAKTİ GELDİĞİNDE MÜSTECAP OLUR

 Hak Teala, tüm kainatı kusursuz yaratmıştır.Kainatın hiçbir yerinde kusur bulamayız.Hepimiz Evliyaullah olsak da "Batan güneş geri doğsun" diye dua etsek güneş geri doğmaz.Vakti gelecektir doğmak için.Geri doğarsa hata vardır.Dua ettiğimizde kuyruğa girmiş oluruz.Bir ihtiyaç maddesinin temini için nasıl kuyruğa girersek aynı şekilde sıramız geldiği vakit ihtiyacımız hasıl olacaktır."Dua ettim kabul olmadı" şeklinde bir mırıldanma İslamda yoktur.Kederlenme.. Zamanı geldiği vakit müstecap olur.Eğer dünyada nasibimiz yoksa ahirette mutlaka karşımıza gelecektir.Peygamberlerin duası derhal müstecap olur.Çünkü onlar eşref saati bilirler ve o vakitte dua ettikleri için duaları müstecap olur.

"NASS"I SİYASETİN ELİNDEN KORUMAK

 Bu yazıyı “Nass”ı siyasetin elinden korumak niyetiyle yazdım, açıkça ifade ediyorum.

Bugünlerde “Nass”ı çok konuşacağız.

Bu kelime malum sayın Cumhurbaşkanı tarafından güncel kullanıma girdi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Faizi indirme” politikasının gerekçesi olarak “Nasss var nas” ifadesi hatırlanıyor. Kısa süre Merkez Bankası Başkanlığına getirilen Naci Ağbal’ın “Acaba faizi yükseltsek mi….” gibi bir yönelişi karşısında “Nass var, sana bana ne oluyor?!” cümlesini de grup kürsüsünden o kurdu ve kısa süre sonra da Ağbal görevden alınmış oldu.

“Nass” islâmî literatürde “kesin hüküm” anlamına geliyor. Bu tarz hükümler İslâm’ın mukaddes kitabı Kurân-ı Kerim’den çıkarılıyor. Allah’ın “Şunu şöyle yapın” tarzındaki buyrukları ya da “Şunları yapmayın” tarzındaki yasakları… Kur’an’da bunlara “Hudûlullah – Allah’ın sınırları” da deniyor.

“Faiz yasağı” bir Kur’an hükmü. Çok da ağır ifadeler var bu konuda Kur’an’da. “Allah’a ve Rasûlüne harp açmak” (Bakara, 286) ifadesi var, “Faiz alıp verenler şeytan çarpmış gibi kalkarlar” (Bakara, 275) ifadesi var. Bunlar gerçekten ağır ifadeler. Normalde inanan bir insan, faizli işlemlerden kaçınır.

Aslında Tayyip Erdoğan’ın faiz konusunda hassasiyet taşıması son derece tabiidir. İnsanları bu noktada uyarması da tabiidir.

Ancak devlet yönetimini uhdenize aldığınızda ve hayat şartları, kendi ekonomik yapınız ve uluslararası sistem üstelik devlet planında faizli yapıyı dikte ettiğinde ne yapacaksınız?

Sorunun burada başladığı açık.

İslâm’ın faiz yasağından yola çıkıp, “Faiz sebep enflasyon sonuç” dediğinizde ama faizleri düşürdükçe enflasyonun kontrol edilemez hale geldiği, ya da insanların paralarının değerini korumak üzere dövize yöneldiğinde ve bu defa doların yükselmesi sebebiyle başka alanlarda fiyat yükselmesi ortaya çıktığında ister istemez “Nasss bağlantılı politika” tartışmaya açılıyor ve yaşanan sıkıntılara gerçekte sizin politikalarınız mı, yoksa “Nassın çerçevesi” mi sebep oluyor, tespit edilemiyor. Hatta suçlu sandalyesine “Nas” oturtuluyor.

Ardından “Nass varsa neden faiz yüzde 8.5, sıfırlasanıza…” itirazı gündeme geliyor.

“Nass varsa, neden uluslararası finans kuruluşlarına risk primi (cds) de devreye girip döviz üzerinden yüzde 10 – 12 oranında faizle borçlanıyorsunuz?” sorgulaması geliyor.

“Nass varsa neden Kur Korumalı Mevduat çerçevesinde banka faizi artı devlet faizi türünde bir ilişki kuruluyor?” sorusu soruluyor.

Bu sorgulamaların içinde “Ya nass’ta bir yanlışlık var ya da uygulayıcılar nassı yanlış uyguluyor” şeklinde bir sorgulama saklı.

Bu konu bu boyutta gündeme geldiği için başından beri kendimi çok huzursuz hissediyorum. “Kur’an hükmünün, farkında olarak olmayarak yıpratılması sonucuna neden ilâhiyatçı ilim adamlarımız bir şey söylemez?” diye sorup duruyorum.

Faiz konusunda Kur’an hükmü ne diyor, şu an uygulanan ve “Nassa dayandırıldığı” iddia edilen ekonomi politikasının halka ödettiği bedel, “Ne yapalım Kur’an böyle diyorsa bu bedeli ödemek durumundayız” diye içe sindirilmesi gereken bir bedel midir? Yoksa “Yanlış politikaların bedeli Kur’an’a ödetilemez” diye itiraz edilecek bir durum mu vardır?

Ses var mı ilahiyatçılarımızdan, yok!

Şimdi geldi Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin rasyonel zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” dedi. Bu cümlede herkes “Rasyonel”in altını çiziyor ve ondan da “Faizi yükseltme”yi anlıyor. Yani en azından bugünkü şartlarda “Aklın gereği faizi yükseltmek” demek oluyor.

Aslında herkes “Sıfır faizli” bir ekonominin çok daha sıhhatli olduğunda şüphe duymuyor. Ama ekonomi kimi hastalıklar içine sürüklenmişse, faizin kendini dayatacağını da kimse reddedemiyor.

Faizle mücadele etmeye de kimsenin diyeceği bir şey yok. Ama onun için önce ekonomiyi sıhhatli hale getireceksiniz.

Ekonomiyi sıhhatli hale getirmeden kimi temel kuralları devreye sokarsanız, insan nefsi kural - mural dinlemiyor, delip geçiyor. Faize kılıflar buluyor, haramlara meşruiyet kılıfı geçirmenin her türlü yoluna sapıyor.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın reel durum karşısında “Nas var nas” demenin iç ve dış ekonomi çarkına hiçbir etki yapamaması karşısında ne düşündüğünü bilemiyorum. Bu söyleme yönelik eleştirilerde Nass’ın akılla çelişme yorumları karşısında rahatsızlık duyup duymadığını bilemiyorum. Ben fevkalade rahatsızım.

Ben kendi hayatımda faizli işlem yapmamaya itina ediyorum. Ülkede çok sınırlı da olsa, bu hassasiyette insanlar bulunduğunu da sanıyorum. Ama devletimiz KKM vs ile çatır çatır servet aktarıyor milletin Hazinesinden milyon dolarlık hesabı olanlara…

“Faizin tozundan kurtulabiliyor musun?” diye sorarsanız, onu iddia edemem. En azından pratik hayatta bankacılık sisteminden kaçabilmek mümkün değil.

Son olarak, Kur’an hassasiyeti olanlara “Nass” konusunda cümle kurarken, Kur’an’ın hukukunu incitmemelerini tavsiye edebilirim.(Ahmet taşgetiren/karar gazetesi)

İNSANIMIZIN UMURUNDA OLMAYANLAR

 Kabul etmek gerekiyor ki ülkemizde cari olan Müslümanlık anlayışı, rahmet dini olan İslam’ın fulü bir kopyasından ibaret… Şu bir gerçek ki bugün camileri dolduran insanların büyük bir bölümü için namaz önemlidir, cami önemlidir, Ayasofya’nın açılması, yeni camilerin yapılması önemli bir Müslümanlık göstergesidir. Ama alnı secdeye varan yöneticilerin, Allah’ın Kur’an’da açık bir şekilde emrettiği gibi adaletle hükmetmemeleri, liyakat ve ehliyete riayet etmemeleri, yolsuzluğu alışkanlık haline getirmeleri camileri dolduran insanların umurunda olmaz. Çünkü onlar için önemli olan namaz kılmalarıdır, gerisi teferruattır.

İşte tam da bu, camilerin içini boşaltan, rahmet dini olan İslam’ı belli ritüellere hapseden arızalı bir Müslümanlık anlayışının ta kendisidir…

Eğer Müslümanlar ahlaklı ve erdemli olmayı hayatlarının merkezi haline getiremezlerse, geleneksel İslam kültüründen devralınan ‘görsel dindarlık’ anlayışını bir din gibi bellemeye devam ederlerse korkarım gelecek nesillere taşıyacağımız gerçek bir din anlayışımız da olmayacak.

Oysa sağlıklı İslami kaynakların bize gösterdiği gerçek şu ki: “Ahlak, din duygusu gibi insanın yaratılış/ fıtrattan getirdiği asli bir duygudur. XI. Yüzyılın din alimlerinden Ragıp el- Isfehani’nin ifadesiyle Allah insanlara iki elçi (resül) gönderdi; birinci elçi akıl, ikincisi de Peygamberlerdir. İnsana temiz bir fıtrat verdi. Bunda akıl, vicdan, merhamet, düşünme, haya, adalet ve hakkaniyet gibi insanı insan yapan kabiliyet ve değerler mündemiçti. Yüce yaratan ayrıca rahmet ve şefkatin tecellisi olarak insanlığa değişik aralıklarla peygamberler gönderdi, dünya hayatımıza dair muradını içeren vahyini gönderdi ve bizlere bu hayatta rehberlik etti. Böylece insan bu dünyada düşünerek doğruyu yanlıştan ayırsın, yaratanını tanısın, edep ve ahlakı, hakkı ve hukuku gözetsin ve mutlu bir hayat sürsün istedi.” (Prof. Ali Bardakoğlu, Yüzleşme, s.287)

Şimdi geldiğimiz noktada oturup Müslümanlık anlayışımızı yeni baştan sorgulamak zorundayız, aksi taktirde bütün bir Müslüman dünya olarak hukukun, ahlakın, özgürlüklerin olmadığı, otoriter zihniyetin hakim olduğu topluluklar olarak, özgürlük ve refah toplumlarına gıpta ile bakmaya devam ederiz.

HOHLAYA HOHLAYA BUZDAĞINI ERİTMEK

 Necib Fazıl'ın bir deyişidir:"Hohlaya Hohlaya buzdağını erittik, şimdi ortalık balçıktan geçilmiyor".Bu ,müslümanların, dini yaşamak için çektiği ıstırap,uğradığı güçlük ve zorluklara direnmeyi,bu direnme sonucunda 1950 ve sonrasında gelen Menderes zamanını ifade eder.İnandığını yaşamanın buzdağına hohlamak olduğunu belirtir.Sonrası ise bu günkü iktidarın zamanıdır aslında.Şair belki de Turgut Özal zamanını kastetmiş olabilir.Ancak o zaman balçık olan şey bugün balçık deryasına dönüşmüştür.

İDARECİ ALNI SECDELİ OLSUN GERİSİ ÖNEMLİ DEĞİL ANLAYIŞI

 İslam namaz ve oruç gibi sadece belli ibadetlerden ibaret değil. Biliyoruz ki attığımız her adım, her söz ve eylem ibadet bağlamında bir anlam ifade etmektedir. Çünkü din, hayatımızın her alanında yapıp ettiklerimiz konusunda bize öneriler sunan ve belli yükümlülükler getiren değerler bütünüdür.

Gerek yönetimsel, gerekse bireysel anlamda İslam, her işimizi adalet üzere yürütmeyi, hakka-hukuka riayet etmeyi, başkalarının ırzına-namusuna tasallutta bulunmamayı, bireylerin özgürlüklerini korumayı, yolsuzluk ve rüşvetten uzak durmayı, yalan söylememeyi, insanlara iftirada bulunmamayı, eğer yöneticiyseniz liyakati esas almayı, her eyleminizde Allah görüyormuş gibi şeffaf davranmayı öğütler ve önerir.

Fahreddin er-Râzî, Nisâ sûresinin, “Kim bir hata yapar veya kasıtlı günah işler de onu bir suçsuzun üzerine atarsa büyük bir bühtan ve apaçık bir günah yüklenmiş olur” meâlindeki 112. âyetinde geçen bühtan kelimesini, “Din kardeşine kendisinde bulunmayan bir kusur ve kötülük isnat etmendir” diye açıklar (Mefâtîḥu’l-ġayb, XI, 38-39).

slâm’da iftira haram kılındığı gibi asılsız olması muhtemel haberlere doğruymuş gibi ilgi göstermek ve bunlara araştırmadan inanmak da yasaklanmıştır (el-İsrâ 17/36; el-Hucurât 49/6). (İslam ansiklopedisi)
Hal böyleyken Türkiye’de alnı secdeye giden Müslümanların, İslam’ın temel değerleri ve önerileri konusunda nasıl bir tavır sergilediklerine yakından bakmak gerekiyor.

Maalesef Müslümanların kahir ekseriyeti için yöneticilerin adil olması ya da olmaması bir anlam ifade etmiyor. Eğer yöneticilerin alnı secdeliyse yolsuzluk yapmaları, yalan söylemeleri ya da başkalarına iftirada bulunmaları görmezden gelinebiliyor.

8 Haziran 2023 Perşembe

EVLİYA PARATONERDİR

 Paratonerler, bulunduğu yeri yıldırım düşmesinden korurlar.Evliyaullah da bulunduğu bölgeyi  korumaya memurdurlar.

PEYGAMBERİMİZE VERİLEN DİĞER PEYGAMBERLERİN ÖZELLİKLERİNDEN

 Efendimiz SAV doğumundan sonra ona Adem'in saffetini, Nuh'un rikkatini, İbrahim'in hulletini, İsmail'in lisanını, Yusuf'un cemalini, Yakub'un besaretini, Eyyüb'ün sabrını, Yahya'nın zühdünü ve İsa'nın keremi verilmiştir.

6 Haziran 2023 Salı

EFENDİMİZ(sav) 'İN EHLİ KİTAP KAYANAKLARINDAKİ VASIFLARI

 Sahabeden Cubeyr bin Mutsim hazretleri şöyle anlatmıştır.Peygamber efendimiz, risaletini insanlarabildirince kavmi ona çok eziyet etmeye başladı.Ben, Peygamber efendimizin Kureyş tarafından kısa zamanda öldürüleceğini zan ettim.Hemen Mekke'den ayrılıp şam tarafına gittim.bir kiliseye vardım.oranın rahibi, etrafındaki adamlarına beni misafir etmelerini söyledi.Üç gün sonra büyüklerine benim gitmediğimi söylediler.Bunun üzerine rahip beni yanına çağırdı ve Sen pharem ehlindenmisin, yani Mekkelimisin diye sordu.Evet oralıyım dedim.Sen orada peygamberliğini bildiren zatı tanıyormusun , dedi.Evet diye cevap verince , elimden tutup beni bir odaya götürdü.Kilisenin duvarlarında pek çok insan resmi var idi.Bana, bu resimlere bak o peygamberin resmi var mı ? dedi.Baktım ve yok dedim.Beni daha büyük bir odaya götürdü.O odanın duvarlarında dapek çok insan resmi vardı.Rahip bana, bu odadaki resimlere bak onun resmini burada görürsün dedi.Baktım,Resululah7ın resminin yanında Hz.Ebu bekir'in de resmi var idi.İçimden hangisi olduğunu göstermiyeyim , bakalım rahip ne diyecek diye düşünürken , elimle göstermedim.Bunun üzerine rahip kendi eliyle işaret ederek  bu resmim midir dedi.Ben de evet, Allah hakkı için şehadet ederim ki O'dur dedim.Rahip, şehadet ederim ki bu sizin peygamberinizdir, dedi.Yanındaki Hz.Ebubekir'in resmini göstererek bu da O'nun halifesi olacaktır, dedi.Ben dünyada aslına bu kadar benzeyen resim görmemiştim.Rahip bana, sen onun öldürüleceğinden korkuyorsun dedi.Ben zan ediyorum ki şimdiye kadar onu öldürmüşlerdir, dedim.Rahip dedi ki;Vallahi onu kimse öldüremez.Fakat o kendisini öldürmek isteyenleri öldürür.Allah Teala onu düşmanları üzerine muhakkak galip getirecektir, dedi.

4 Haziran 2023 Pazar

İNSANLARIN MANEVİ MAKAMLARI

İbni Attar hazretleri buyurmuştur:"RESULLERİN  en aşağı derecesi NEBİLERİN en yüksek mertebesidir. Nebilerin en aşağı mertebesi SIDDİKLERİN en yüksek mertebesidir.Sıddiklerin en aşağı mertebesi, ŞEHİDLERİN en yüksek mertebesidir.Şehidlerin en aşağı mertebesi SALİHLERİN  en yüksek mertebesidir.Salihlerin en aşağı mertebesi MÜMİNLERİN en yüksek mertebesidir.

Beyazid-i Bestami hazretleri buyurmuştur:"SIDDİKLERİN yükseldiği en son makam , Enbiyanın hallerinin başladığı ilk makamdır.

KERAMET VE İSTİDRAC ARASINDAKİ FARK

 Keramet ile istidrac arasındaki fark şöyledir:Keramet sahibi olan kimse ,unusuru latif ve cevheri şerif olan kerametle meşgul olmaz ve onunla öğünmez.Bilakis kendisinden keramet zuhur edince , kendisinden sadır olan bu halin istidrac olabileceği endişesiyle Allah'a olan korkusu iyice artar.Onun kahrından sakınması son derece fazlalaşır.Yahud da , bu amellerin dünyada cezası olabilir diye düşünür.. 

Fakat istidrac sahibi olan kimse , bu durum , güzel haller ve amellerin neticesidir diye zanneder.Bunlar mekr, aldatma ve saptırma değildir diyebilir.Kendinde bir olgunluk ve üstünlük olduğu hayali ile insanlara hakaret nazarı ile bakar.Kendini ikabı ilahiden emin bulur.Kötü akibetten sakınmaz.Büyük kamiller ve derin alimler demiştirler ki : Allah tealadan uzaklaşanların , yani delalete düşenlerin ekserisi , keramet gösterme makamında düşmüşlerdir.Belam bin Baura, Bersisa gibi kimseler zamanlarında çok ibadet ve ağır riyazetler yapmaları sebebiyle çeşitli harikalar, keşf vekeramet sahibi olmuşlardı ve bu hallerinden mağrur oldular ve mekri ilahiye düşdüler. 

MEKR VE İSTİDRAC

 Hak Teala'nın bir kulun bütün isteklerini yerine getirmesi , her isteğin vermesi,)isterse bu verilen şeyler harikulade şeyler olsun ,) o kulun hak Teala nezdinde makbul bir kul olduğunu göstermez.Bunlar, bazı kullarına iyilik ve ihsandır.Bazılarına da istidractırAraf suresi 182 nci ayetinde buyrulur:"Onları derece derece aşağı indiriyoruz.Onlar bilmiyorlar"

Siyaset sahnesinde seçimlerden 15 kez birisi galip çıkabilir.Bu Hakk nezdinde makbuliyet ölçüsü değildir."derece derece alçaltılma" işareti de olabilir.

Hakteala, sebebler dairesinde iş görür.Bu nedenle sebebler dediğimiz hususu var etmiştir.Buğday elde etmek için toprağı sürmek, ilaçlamak, güberlemek tohum atmak hep bir sebeb olarak halkedilmiştir.Bu sebebler olmadan bir şey husule gelirse Peygamberlerin gösterdiklerine "Mucize", Veli kullardan meydana gelene "Keramet", Veli olmayan lardan meydana gelen adet dışı şeylere "Firaset", Fasıklardan ve günahı çok olanlardan zuhur ederse (İstidrac) denir ki derece derece , kıymetini indirmek demektir. Kafirlerden zuhur edene ise "Sihir" yani büyü denir.

İstidracın manası; Allah Teala'nın bir kimseye , isteklerini dünyada vermesidir ki , o kimsenin haddiaşması, inadı ,cehaleti ve  fesadı artıp, her an dergahı izzetten uzaklaşarak rahmetten mahrum kalmasına sebeb olmasıdır.

İSTİDRACIN KISIMLARI

1-Mekr : "Böyyle bir hile kurdular.Bizde onların haberi olmadan , hilelerinin cezasını verdik"(Neml 50) 

2-KEYD :Araf suresi 183 ayet:İhsan görünüşünde, helak ve perişan edişim çetindir"Mekr manasına yakındır.

3-HIDA :Bir kimseye tahmin etmediği yerden zarar vermektir. (Münafıklar zanlarınca Allah'a hile yaparlar.Allah da hilelerini başlarına geçirir.(NİSA142)" Bakara suresi 9 ncu ayetinde :"Onlar (akıllarınca) Allah'ı ve müminleri aldatırlar.Halbuki onlar kendilerini aldatırlar.Ve bunun farkında değildirler" 

4- İMLA: "İnkar edenler, kendilerine ömür ve mühlet verişimizi , sakın kendileri için hayırlı sanmasın.Biz onları sadece günahlarını artırsınlar diye bırakıyoruz"(Ali imran ayet 178) Bu ayette geçen nümli kelimesi, mühlet verdik demektir.

5-) İLHAK :Hak Teala Enam 44 ayetindemealen:"Nihayet kendilerine verilen bu genişlik ve serbestlikle tam ferahlandıkları sırada onları ansızın yakaladık" ,Kasas suresi39 ve 40 ncı ayette Firavn hakkında mealen:(O firavun ve askerleri yeryüzünde hakları olmıyarak büyüklük tasladılar.Ve zan ettiler ki , bize döndürülmeyecekler.Biz de Firavun'ı hem askerlerini yakaladıkta onları denize atıverdik" İlhak çok kerre nimet olarak verilen bir şeyi sonunda azap olarak gönderip , aldatmaktır.

Bu ayetlerden anlaşılan odur ki arzu edilen şeylerin ele geçmesi, saadete kavuşmaya, olgunluk  vehayradelalet etmez.

3 Haziran 2023 Cumartesi

KALPLERİN MÜHÜRLENMESİ

 "Allah kalplerini mühürlemiştir" ayeti çoğu kez yanlış anlaşılmaktadır.Kalp mühürlü olursa o kimse iyiliği, fazileti, doğruluğu ,edebi,hayayı bulamaz sanılır.Halbuki insan kendi kalbini mühürlemiştir de bunu Allah yaptı sanmıştır.En şerefli yaratılan insanda fazilet, doğruluk,haya ,edep v.s mevcuttur.Yani Hak Teala'nın esmaları insanda mevcuttur ancak bunların ortaya çıkabilmesi için yani toprak altından çıkıp boy gösterebilmesi için insanın temizliğe erişmesi gerekir.İnsan edep ve haya ile bu temizliği yapar.Eğer edep ve hayaya dikkat etmez ise temizlik yapılamayacağından insanın derunundaki bu kuvveler açılamaz.Dolayısıyla insanın kendisi bu esmaların ortaya çıkış yolunu kirle kapattığı için kalbini kendisi mühürlemiştir.HakkTela değil.

ALLAHI İMTİHAN

İnanç noksanı olan kimseler"Allah Hafız'dır"(Allah korur) derler.Peki At kendini şu yüksek yerden bakalım senikoruyacak mı? derler.Bu inançsızlara söylenecek en güzel cevap:"Senin gibi bir edepsizin sözüyle Allah'ı mı imtihan edeceğim! " demek olmalıdır.Yine aynı şekilde bir kimseyetarikatta bağlandıktan sonra asla o muhterem zat imtihan edilmemelidir.Şüphede kalan ilerliyemez.Bu tereddüt haline "Acaba?Recep ağa"derler.
Talebenin hocayı imtihan etmesi gülünçtür.Edebe aykılıktır.

ZEYNEP KAMİL HASTAHANESİNİ YAPTIRAN

 Vaktin Padişahının annesi..küçüklüğünden beri namazını orucunu bırakmamış,haccını eda etmiş.Şeyhulislam'ı çağırır:"Hocam, benim amel yönünden bir borcum yok.iyiliklerde yapıyorum.Bana bir formül verseniz de Resulullah'ı rüyamda görsem".Şeyhulislam buyurur ki:"Sultanım.Haydarpaşa tarafında bir kadın doğum hastahanesi yaptırsanız" deyince Padişahın annesi emir verir orayakadın doğum hastahanesi yaparlar.lüks şekilde inşa edilen bu hastahanenin çatal bıçakları Viyanadan getirtilir.Hastahane açılır.Bir müddet sonra Zeynep kamil hanım, Şeyhulislam'a sorar:Hastahayi yaptırdım amma Resululah7ı göremiyorum" deyince Şeyhulislam ;Hastahaneyi ziyaret etmesini ister.Padişahın annesi kayığa biner Hastahaneyi baştan aşağıya gezip hastaların halini sorar.sonra bir doğumhanenin önünde bir kadın çığılığı duyar,nedir der?.Doktorlar derler ki Bir ermeni kadın doğum yapıyor.Ses kesilince Padişahın annesi içeri girer, Yeni doğan çocuğu yıkıyorlar.Kadını tebrik eder.Bir isteğin varmı der.sonra hastahane ziyareti biter saraya döner.O gece Resulullah efendimizi rüyasında görür:Efendimiz (SAV) ona der ki:"Hastahaneyi yaptırdığından dolayı değil, bir ermeni kadının yüzünü okşadığından dolayı senin rüyana teşrif ettim" buyurur.

2 Haziran 2023 Cuma

ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI

Hakikat sırrını kamil velidir kaşif u dana/"Lehu fazlun ala ehl'n-nuha ilmen ve irfanen"

(Hakikat sırrını keşfedip bilen kamil velidir.Akıl sahiplerine onun, ilim ve irfan ile üstünlüğü vardır)

Sözü remz u işarettir, sanırsın istişarettir/Ger anlarsan beşarettir, değil tedris-i Mevlana

( Sözü hep rumuz ve işarettir; sanırsın istişaredir./Anlarsan eğer bunlar müjdedir, Mevlana'nın tedrisatı değil.)

Hadis-i mahzı hikmettir, huyu isar u şefkattir/İşi çün halka hizmettir,"Fe sare'l-küllü ihvanen"

(Sözü bizzat hikmettir,huyu cömertçe vermek(isar) ve şefkattır/İşi bütünüyle halka hizmettir(çünkü ona göre)"herkes birbiri ile kardeştir"

O kim aşk ehli olmuştur, gönülde dostu bulmuştur.Dem-i aşk ile dolmuştur,"Meta zurnahu ahyanen"

O ki, aşk ehli olmuş,gönlünde mevlayı bulmuştur.Aşk nefesi ile dolmuştur,"Onu ne zaman ziyaret etsek bizi ihya eder"

Çü bulmuş vecd ü hoş hali, unutmuş kıyl u boş kali/Mukaddem baht odur tali, "Le kad kanellezi kanen".

("CVEcdi" bulmuş ve hali hoş olmuştur.Dedikoduyu boş sözleri unutmuştur.İşte iyi talih budur, gerisine ancak "olan oldu" denir.

Erişmiş cezbei Rabbani, kılıp miracı ruhani/Sen anla ayn-ıaşk anı,"Yerahunnasu insanen"

Cezbei Rabbani ona erişmiş, ruhani miraç eylemiş, Sen onu aşkın ta kendisi olarak bil; "İnsanlar onu insan görür"

Yollar kapanmış ey Hakkı!Hemen kendinde bul Hakkı/"Fe künna minhu a'yanen ve fina sare ekvanen"

Yollar kapanmış ey Hakkı!Hemen kendine bul Hakkı,"Biz o aşktan meydana geldik.Ve varlıklar bizde oluştu"

İNSANI KAMİLİN TESLİMİYETİ

 İnsanı kamil; tevekkül, tefviz,teslimiyet ve rıza halinde yaşar.Bu itibarla herhangibir tedbir ve istekte bulunmaya ihtiyacı kalmaz.Çünkü o, işlerin sonucuna ve niçin bu şekilde neticelendiğine (keyfiyetine) muttali olamayacağını bilir.Kainattaki bütün zerrelerin hikmetli ve merhametli bir Yüce zat'ın tasarrufundan asla dışarı çıkmadığını bilir.Bu sebeble onun bütün harekat ve sekenatı ile susması ve konuşması Allah ile Allah içindir.Herhalde ilham ve işaretle yürür.Her küçük şerde bir büyük hayır,her bir zararda başka bir fayda ve kar bulur.Nitekim Hak Teala "Sizin için dahahayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür.Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi de sevmeniz mümkündür.Allah bilir, siz bilmezsiniz"(Bakara 216) buyurmuştur.Bu ayetten anladığımız işlerin sonucunun hayır mı şer mi olacağının insanlar tarafından bilinmeyeceği hususudur.Hadis-i peygamberi de buyrulmuştur:"Nice küçük şer içinde pek büyük hayır ve fayda vardır"

Kamil bu sırrı dahi iblimiştir ki kainatın bütün işleri Mevlanın muradına uygun olarak ceryan eder.Bu nedenle kamilin gönlü daima ferah olur..Çünkü o Allah'ın hükümlerine teslim ve razı olmuştur.fiillerine itaatla boyun eğmiştir.Asla bir tedbiri olmaz; hiçbir tercih gayret ve iradesi kalmamış, hepsi gitmiştir.Bütün istek ve dualarla, rica ve beklentileri , kırgınlıkları aradan kaldırmıştır.İstek ve arzularını Hakk'ın muradında ifna ederek nefsini öldürmüştür.Aşk hayatını bulup kalbin derinliklerine inmiştir.

Çünkü "Ölü iken dirilttiğimiz"(Enam 6/122) ayeti kerimesindeki sırrı anlamış"Ölmeden önce ölünüz" hadisi şerifindeki emri canü gönülden tutmuştur.

KAMİLİ ZİNDE SANMA ÖLMÜŞTÜR/CİSMİ RUHUNA MERKAD OLMUŞTUR.

(İnsanı kamili diri zannetme ölmüştür.Bedeni ruhuna mezar olmuştur.)

İNSANI KAMİLİN MURADI

 İnsanı kamilin kadr ü kıymeti büyük ve şanı yüce olduğu halde, böylesine güzel ahlak sahibi, ilim irfan tahsiletmiş olduğu halde yine de meramını  elde etmeğe kadir olamaz.Ve kendi isteğine göre iş yapmak elinden gelmez.Onun için kendi istek ve arzularını bütünüyle terk etmiştir.Dünya ile ilgili bütün istek ve arzularından geçmiş Hakk'ın muradınca gitmiştir.

İnsanı Kamil, ahlak ve irfan cihetlerinden ehliyetli ve beceriklidir.Ancak meramını elde etmek yönünden aciz ve yetersizdir.Nitekim peygamberler, Allah'ın veli kulları, devlet başkanları ve zenginler binlerce şey murad ettikleri halde , isteklerini elde edememişlerdir.Ancak enbiya ve evliyadan zahir olan mucize ve kerametler Cenab-ı Hakk'ın murad etmesiyle meydana gelmiştir.İster alim ister cahil olsun, ister halktan birisi ister devlet başkanı olsun bütün insanlar, isteklerini elde etmekte aciz kalmışlardır.Tabidir ki muradına eremeyenler şaşkın ve perişan, isteğin elde edenler ise mesut ve bahtiyardırlar.İşte bu Kamil bu sırra vakıftır ve şu hakikatı bilmiştir ki (muradı ilahiyeye muvafık olmadıkça ) hiç kimse kendi muradını elde etmeye muktedir değildir.Çalışmak ve çok meşakkat çekmekle o kudret ele geçmez.Bu sebeble "tedbir" ve "murad" ı terk ederek "tevekkül" ve "tefviz"yoluna gitmiştir.Teslimiyet ve rızayı itiyat edinerek her türlü korku ve hüzünden kurtulup azad olmuştur.Böylece iki cihan sadedine nail olmuştur.

1 Haziran 2023 Perşembe

SİYASETTE VEFASI OLMAYANLARDAN:ERBAKAN HOCA

 birçok insan siyasi hayatta karşılaştığı vefasızlıkları anlatır.Hayret edersiniz.İsmi Abdullah bakır.kayserili.İBRET isimli Ağustos 2022 tarihinde basılan kitabında anlatmış.Milli Selamet partisinin kuruluşunda Partiteşkilatını Kayseri'de kurmam için Abdülkerim Doğru ikidefa Kayseriye geldi.Reddettim.Sonra Ankaraya giderek Erbakan'la görüşüp durumumu anlattım.Bana 'Dava' diyerek anlattı ve beni inandırdı."Seni Kayseri'de liste başı yapacağız.Türkiye için çalışacağız.Borçlarını ödeyeceğiz.Kayseri'ye dön Yüksek İslam Enstitüsündeki görevini bırak.Herşeyi hassas terazi ile tartacağız, bize inan" dedi.Kayseriye döndüm.Kayserinin tüm ilçelerini ve 380 köyünü dolaştım.Seçime kırk gün kala öğrendim beni 3. sıraya koymuş.Cemal Cebeci'yi liste başı yapmıştı..Çevremdeki insanlar buna bozuldu.Erbakan'a telefonla şikayetlerini ilettiler.Erbakan "Biz Abdullah kardeşimizi 3.sıraya koyduk ki 3 milletvekili çıkarsın" diye..Telefondakiarkadaşımız bunu yutmaz:Peki hocam siz Konya'dan kendinizi niçin 1.nci sıraya koydunuz.10.ncu sıraya koysaydınız da 10 milletvekili çıksa idi"

Seçimden sonra Erbakan'a sordum:Hocam hassas terazi ne oldu.83.000 TL borçlandım.Bu borcumu kim ödeyecek?der.Hoca:"Aziz kardeşim "Hassas terazi ahirete kaldı.bu siyasettir.Gençsin, bir fabrikaya gir, çalış, borçlarını öde"

Abdullah Bey seçimden sonra ayrıldığı görevinedönemezSermest halı fabrikasına girer.Ancak kendisine yapılan haksızlığı anlattığı için parti rahatsız olur ve çalıştığı fabrikaya üç kişilik heyet gönderir.Benim işten atılmamı isterler.Ancak Fabrikanın genel müdürü Hayri Kayaman  onlara dönerek:"Bu kişiyi siz siyasete alet ettiniz, partiyi kurdurdunuz, sonra da kaldırıp attınız.Mesleğinden ettiniz.3 çocuğu ile borçlu olarak aç bıraktınız .ben işe aldım.Çocuklarına helalinden bir nafaka götürüyor .onu işe alırken size danışmadım ki sizin sözünüzle onu işten kovayım.Benim Allah'a yarar bir amelim yok ancak inancım var.Düşeni tutup kaldırmayı severim.size gelince dini siyasete alet ettiniz,insanları aldatıyorsunuz.Sonra aldattığınız insanlar , bunlar beni aldattı dediği için linç ediyorsunuz" diyerek onları kovdu.

Bloğun ilk yazılarında mevcut idi.Hatay Dörtyol'da bulunan kırklardan Fırıncı mehmet Ağa isimli evliyaullahdan bir zat ile olan diyaloğu anlatılmıştı.Efendi hazretleri:"Rıza Seyhunoğlu'nu ilk sıraya koymasını istemiş, ancak Senetör seçiminde Rıza beyi ikinci sıraya koymuştu.Mantığını da şöyle ifade etmişti:Hazret bu kişiyi söylediğine göre ben ikinci sıraya koyayım bir senetör fazla çıkar diye.ancak Fırıncı mehmet Ağa hazretleri buna üzülür ve "Ben de desteğimi çektim" buyurur.Sonrasında parti küçülür ve batar.

İNSANI KAMİLİN DAVRANIŞLARI

 

*Herkese akli seviyesine göre konuşur.Derecesine göre muamele eder.

*Bütün işlerinde yumuşaklıkla ve acele etmeden hareket eder daima orta yolu tutar.Dünya ve ahiret ehlinden olmak üzere her zümreden farklı insanlarla karşılaşır.onlara hoş ve tatlı sözler söylerDüşüncesiz ve seviyesiz kişilerden gelecek bir zarara katlanmaklaon zarardan kurtulmuş olur.

*Lisanını güzel sözlere alıştırır, herekese hayır söyler; karşılığında hoş cevaplar alır.Bütün insanlar hakkında hayır ister, herkese şefkat nazarı ile bakar.Herkes hakkında hüsnü zan besler.Herkesi kendisinden üstün ve faziletli bilir.Malını bedenini ve hatta kanını bile Allah rızası için kullarına tasadduk etmeye niyet edip herkesten razı olur.İki cihanda hiç kimseden bir şey talep etmez.böylece bütün güzel ahlakları şahsında toplamış ve tamamlamış olur.

*Eğer yolda giderken kendisinden bir şey yere düşse düşen nesne, kitap, elbise veya bin dinar olsa , geçip gitmişse o şeyden vazgeçip yoluna devam eder.Onu almak için ne kendisi geri döner ne de birisini gönderir.Hemen onu orada unutur.Kendisini arkadan çağırana cevap vermez.

*Mekan, zaman, insan ve hayvanda uğursuzluk olduğuna inanmaz.Bunların hepsini hayra yorarak uğurlu bilir.Fukarayı zenginlere tercih eder, ahiret ehlini dünya ehlinden üstün tutar ve onlara hürmet eder.,

* Hadis, tefsir ve şeriat ilminden büyük haz alır ve bunu insanlara bildirir.Vaiz, müderris müezzin, imam, kadı, müftülük gibi resmi görevleri kabul etmez.Ne başkaları tarafından yazılmış mektup ve dilekçeleri imzalar ve ne de hakimlerin kapısına girerKimseye vekil, kefil, vasi ve mütevelli olmaz.Hiçbir makam ve mevki ile mukayyet olmaz.Amirle, devlet büyükleriyle , tüyü bitmemiş delikanlılarla ve kadınlarla sohbet etmez.Hiçkimseden bir şey istemez emanet kabul etmez.kimseyi özel hizmetinde istihdam etmez.

*Harama katiyyen el uzatmaz.dinini dünyaya satmaz.Kendi evinin işleriyle ilgilenir, eşine ve çocuklarına adaletli davranır.Onları terbiye ederek yumuşak  ve tatlı şeyler söyler.Huzurunda ve gıyabında kimseyi incitecek söz söylemez.

*Alçak gönüllü kimselere daha fazla mütevazi olur.mütekebbirlere müsamaha gösterir.Hizmetçisi ile birlikte yemek yer.yolda asa ile yürüyerek camiyegider.Evin ihtiyaçlarını çarşıdan kendi satın alıp getirir.Merkebe biner onun bakımını ve hizmetini kendisi yapar.Komşuların üzerine düşen hizmetleri olursa , minnetsiz görüverir.

*Alimlere hürmet eder, büyükleri ağırlar, zayıfların yardımına gider.Hediyeyisahibinden hürmetle kabul edip , mükafatını  fazlasıyla verir. Yetimin başını okşayarak onlara meyve ve para verir.Misafire yemek yedirir.Ziyarete gelenlere ikram eder.Her türlü hizmetlerini kendisi görür.Evcil ve vahşi hayvanlara,kuşlara ve haşerata merhamet ve şefkat eder, onları incitmez.Gördüğü yiyeceklerden kedilere birer lokma verir.Haşeratı öldürsede ateşe atmaz.Bundan başka hiçbir  hayvanı öldürmez.

Revadır gerçi öldürmek yılanı/ Veli derviş isen incitme canı

MÜRŞİD-İ KAMİLİN GÜZEL ADETLERİ

 Mürşid-i Kamil Rabbül Aleminin muhabbet ve marifetine taliptir.Kendi hizmet ve sohbetine talip olup huzuruna gelen saliklerne ilk önce din ilmini öğrteri.Akaidlerini tashih ederek şüphelerini giderir.Müphem kalan ve izaha muhtaç olan hususuları açıklığa kavuşturur.Ve “Ehli sünnet vel Cemaat” yolunu tatbik eder.

Bundan sonra taharet ve namazla ilgili konuları tamamıyla öğretir.Sonrasında tevhidi , -gerekli maddi tedbirleri aldıktan sonra- işlerin neticesini Allah7a havale etmeyi (tevekkül ve tefviz) ,sonra sonuca tahammül ederek teslimiyet göstermeyi , alçak gönüllü olmayı ve rızayı teşvik ederek öğretir.Bu mihval üzere sohbete bir müddet devam eder  ve sonra salikin durumuna bakar.Eğer onu seyrü süluk yolunda kabiliyetli bulursa ; yani o kendi nefsini düşman bilip onu açlık, seherde uykusuzluk, suskunluk ve uzletle terbiye ederse , türlü meşakkatlerle nefsine muhalefet ve mukavemet ederse , bylece nefsini hükmü ve idaresi altına alırsa , ona hasım ve galip olursa; nefsine karşı kırıcı söz söyleyeni , dövüp söveni ayıplamayıp her kusuru kendi nefsinde bulursa ; “eğer benim nefsim habis olmasa Hak teala kullarını ona cefa etmeye musallat kılmazdı” diyerek her işi bir olan Allah’dan bilirse; rahatlık ve genişlik anında ölçüsüz gülüp eğlenmekten hoşlanmaz ise , huzursuzluk ve darlık anında kendisine üzüntü ve darlık veren şeyden zevk alırsa , işte bu mertebe kabiliyetli salike “kelimei tevhid zikrine devam etmesini telkin eder.Mukarrabinin yolunca gitmesini tavsiye eder.Ve sebebleri terk etmesi hususunda ona malıyla yardım ederek gözetir.Bütün engelleri sühuletle aşması hususunda kendisine yardımcı olur.Her konuda onun destekçisi olur.böylece tevazu ve fakr ile onu huzur-u Hakk’a doğru götürür.

Eğer saliki kabiliyetsiz bulursa ona der ki”Bir mesleğin varsa git onunla meşgul ol.Yoksa dürüst olmak şartıylaticarete başlaÇünkü Hak Teala tembel ve boş gezen kulları sevmez.Tembellik ve ihmalkarlıkla bu yola girilmez.nefisle esas bir şekilde mücadele etmeden müşahede tahakkuk etmez.

 

İNSANI KAMİLİN SERVETE MEYLİ

 Bu mürşidi kamile mal sevgisi arız olur.Ancak bu, müridlerinin fukarasına yardım etmek içindir..Halbuki mal kazanmak onun gönlünü bir an bile Hak'dan gafil kılmaz.Hakk'ın huzurunda bulunmasına mani olmaz.O kamil kazanılmış malı gizlemez.Servetini ortaya koyar ve böylece müstağni kalır.Hiç kimseden bir şey istemez.Tabiatındaki zenginlik ve tok gözlülük kendisine bahşedilen fütuhatı alır.Ve bu niyetle bulunan mal, Allah için sayılır.Asla zemmedilmemiştir, makbul ve muteberdir.

İNSANI KAMİLİN İRŞADI

 Bu insanı kamil insanlarla ara sıra görüşür; meclisinde başını öne eğip sükut eder.Ve o esnada kalbine ilka olunan hikmetten onlara söyler.Okuyup yazmak ile öğrenilen maddi ilimleri (ilmi sütur) tahsil ederek , Allah katından sadırlara ilka olunan kalb ilmini (ilmi südur) öğrenmek isteyen istidatlı müritlerini , kabiliyetlerine göre irşad edip nasiplendirir.Çoğu vakitlerinde zikir ve tefekkürle meşgul olur; bir tenhada kendi işi ile alakadar olur.

Eğer bu kamili Hak teala halkın gözünden "bilinmezlik kaftanı" ile gizleyip şöhretin afetlerinden muhafaza eylediyse ; bu ne güzel ikram ve ne güzel selamettir.Bu selamet ve ikram nedeniyle o, uzlette izzet bulur; üns makamında olmanın lezzetiyle Huzur-u Hazrette kalır.İki cihan saadeti ve göz aydınlığı olan ebedi devlete nail olur.

Ve eğer Rabbisi onu meşhur ve makbul edip , meşihat kaftanını giydirip , halkı irşad makamına yükseltirse, o bunu da kabul eder.Lakin bu kamil o meşihatı ve talep ne arzu ederve ne de ondan yüz çevirip kaçınır.Hak Teala onu gönüllerin mahbubu eyler.Böylece dostları da kendisine itaatkar ve mürid olurlar.Müridlerini irşad eylediği için o da onlara teslim olmuş olur.ve kendisini inananlar nazarında hoş karşılanmış olarak bulur.Talip ve istekli olanları muhabbet ve heybeti ile kuşatır.Güzel ahlaka irşad ve teşvik eder.