30 Eylül 2015 Çarşamba

Bir piyano'nun 88 tuşu varmış masalı





Bir piyano'nun 88 tuşu varmış
.36 tanesi siyah renkte gerisi beyaz renkte imiş.Sadece beyaz tuşlar olsaydı zevksiz bir melodi çıkarmış.Hayat bir piyano'ya benzetilirse beyaz tuşlar CEMALİ,siyah tuşlar CELALİ esmalarmış.Herkes kendi istidadına uygun melodi çıkartırmış.CELAL/ŞER gibi gözüken siyah tuşlara basmadan nefsin akordunu yapmak mümkün değilmiş.Piyanonun tuşlarını görerek siyah ve beyazı birbirinden ayırmak FARK imiş ki bu görünen alemin realitesi imiş. Piyanonun arka kapağını açanlar "CEM"i zevk edenlermiş ki ne tuş görür ne renk görürmüş.Araz'la zuhur eden kesret,yerini VAHDET'e bırakırmış.



HAKKIN GİZLİ VELİSİ BİR HAMZAVİ MELAMİ

ÇOCUK İKEN FAKİRE SIRRIYLA OLDU HAMİ

NAFİZ NAZARLARINDAN AKMAKTA OLAN HİMMET
SIRRIMA NÜFUZ EDİP OLDU YÜCE BİR NİMET
YILLARCA SÜRDÜ GİTTİ.BU RAHANİ TESİR
GÖNLÜM OLUNCAYA DEK,RUHİ SULTANA ESİR
Ganiyyi Muhtefi
******

Bu hususların  sözle izahı olamayacağından zevk ve irfan konuları denmiş.Diğer bir anlatımla tadmak veya yaşamakla bilinmesi mümkün olup anlatmakla(sözle)bu hususun varlığı ispat edilemez ancak işaret olunabilir.Cenab-ı hakk'ın Adem A.S secde emrinden de bu hususa işaret vardır.Çünkü,Hz.Adem-Melekler-secde etme hususu devam ediyor.Şöyle ki,ruhlar aleminde olmuş bitmiş bir durum,dünya dediğimiz şehadet(kesafet)aleminde de sahneye konuluyor.Kötü deneyimler yaşayanlar(sahtelerle karşılaşıp iyi niyetleri suistimal görenler)şüphesiz bu kavramlara tereddütlü yaklaşıyorlar.Bu da çok normal.Ancak doğruların değerini eğriler sağlar.eğri olmasa,doğru diye bir kavram olmazdı.Cenab-ı Peygamber hadislerinde ricalül gayb erenlerinin işaretleri mevcut."Kıyamete kadar ümmetim içinde İbrahim meşrebi üzerine şu kadar kişi bulunacak v.s"şeklindeki hadislerde bu mevcuttur.Kur'an da bulunan ayette Cenab-ı Hak Hz.Musa ile konuşması anlatılır.Bu ağaç Turi Sina da bulunan bir ağaç olup Hakk bu ağaçtan Hz.Musa'ya seslenmiştir.Bu ayetteki Hakk'ın ağaçtan konuşmasını kabul ediyoruz da insan-ı Kamil'den konuşması niçin garip oluyor?Tereddüt ettiğiniz hususlar aslında Sistemin özü,merkezi,mihenk taşı.Bu özü yakalayamayan veya kabullenemeyen akıntıya kürek çekerek ömrü heba etmekte.Ancak yine tekrarlamak zorundayız...Değerli olanın sahtesi olur.Mesnevinin çok yerinde sahte şeyhler,mürşitler anlatılır.Keza Manevi yolda ilerleyipte yoldan çıkanların halleri anlatılır.Demek ki bunlar sistem içinde mevcut.

Birde şu hususu büyükler ifade eder.Kişi kendini bilir Halk bilmez.Yahut Kişi kendini bilmez Halk bilir.yahut kişiyi ne kendi bilir ne halk bilir diye bir örnekleme yaparlar.Hani Hz:Beyazıt vaktin kutbunu aramış,şamda bir demirci denmiş,vardığında ümmi olan o demirci Hz.Beyazıda çok hürmet gösterip eline sarılmış ve ümmi olduğu için kendisine birşeyler öğretmesini istemiş.Zamanın kutbu olduğunu o zat bilmiyor.Peki bu nasıl olur dersen:Tasarruf tamamen Allah C.C ın elinde.Kulda güç yok ki.Kulunda,kutbunda tecelli eden "O".Kulda güç var dersek Şirk olur.Çok ince konular.

ALINTIDIR


ALEMDEKİ PARADOKS(ZITLIK)

"CENNET ,NEFSİN HOŞUNA GİTMEYEN ŞEYLERİN,CEHENNEM İSE HOŞUNA GİDEN ŞEYLERİN ARDINA GİZLENMİŞTİR"(Hadis-i Şerif


Cenab-ı Hakk c.c Lutfu kahr içinde gizlemiştir.Ferahlığı sıkıntı akabine atmıştır.Bu zıtlığı,Hileyi çözebilmek için ancak,nefs prizmasının renklerini"renksizliğe"dönüştürmekle mümkündür.Arınmamış nefs,amellere riya v.s vasıtalarla müdahale ettirerek amelleri iptal ettirir(boşa çıkartır).
Bu nedendir?Efendimizin duası:"Allahım!eşyayı bana olduğu gibi göster Allahım;Hakk'ı Hak olarak göster ve  ona uymayı nasip et;batılı da batıl olarak göster ve ondan kaçmayı nasip et".


Alemde bulunan paradoksal aldanışın ilk temsilcisi İblis'dir.O Adem'in suretine bakıp surete ilişkin bir kıyas ile onu kendine nispet edip değersiz zannetmiştir.
Bu paradoks,(eşyanın göründüğü gibi olmayışına dair alemdeki bu hile/mekr)insanların dünyada yaşamını sürdürebilmesini sağlayan bir hikmete dayanır.Eşya göründüğü gibi olsayda bir "imtihan"olmazdı,gayba imanın önemi kalmazdı."Defineyi viran yerlere gömmüşsün.Ten aleminde görülmemiş bir can alemi gizli.Bu suretle kart bir eşek o güzelim defineyi anlamasın,ondan kaçsın yani İblis, öküzü görsün,padişahı görmesin demek istiyorsun"(Hz.Mevlana)


LUTFU KAHRI ŞEY'İ VAHİD BİLMEYEN ÇEKTİ AZAP
OL AZABDAN KURTULUP SULTAN OLAN ANLAR BİZİ(Hz.Niyazi)

KAKNÜS KUŞU

ATTAR,Mantıkut tayr isimli kitabında KAKNÜS isimli kuştan bahseder.Yeri yurdu Hindistandır.Bu kuş uzun gagalı olup gagasında yüz delik mevcutmuş.Her delikten başka türlü ses çıkar ve her ses ayrı bir nağme imiş.Bin yıl yaşarmış.Öleceği vakit çalı çırpı toplar,son nefesinde bir kanat çırpar,çalılar tutuşur,suret yanar ve küllerinden başka bir KAKNÜS kuşu meydana gelirmiş.

KALP-NEFİS

KALP:Toplayıcı/cem edici hakikattır.Her şeyi birlemek/tevhit etmek ister.
NEFİS ise dağıtıcı/bölücü ayırıcı bir varlıktır.Allahın muhabbetinin tecelli ettiği kalbe yönelen her samimi çabayı engelleyip dağıtmak ister.

BARIŞ MANÇO

AZİZİM onun için zamanın Evliya Çelebisi demişti.
Yaz dostum
su üstüne yazı yazsan kalır mı?
Yaz dostum
Bir dünya ki haklı haksız karışmış
Yaz dostum!
altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum
Boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?

KUR'AN'DA HZ.LOKMAN'IN OĞLUNA 5 ÖĞÜDÜ

BİRİNCİ ÖĞÜT
"Oğulcuğum,Allah'a şirk koşma,doğrusu şirk büyük bir zulumdür(Lokman suresi ayet 13)
(Şirk:Allaha ortak kabul etmek,Allah'tan ümidini keserek başkasından medet beklemek.İnsanlık tarihi boyunca Allah'a şirk koşanlar "ZAT"noktasından değil de"Sıfat"noktasından eş koşmuşlardır.)
İKİNCİ ÖĞÜT
"Oğulcuğum.işlediğin bir şey hardal tanesi kadar da olsa bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde de bulunsa Allah onu getirir.Muhakkak ki Allah Latif'tir.Habir'dir.(Lokman 16)
ÜÇÜNCÜ ÖĞÜT
"YAVRUM,NAMAZI DOSDOĞRU KIL;İYİLİKLE EMR KÖTÜLÜKTEN NEHYET.BU HUSUSTA SANA İSABET EDEN EZİYETLERE SABRET.ÇÜNKÜ BUNLAR KATİYETLE EMREDİLEN EMİRLERDENDİR.(LOKMAN 17)
DÖRDÜNCÜ ÖĞÜT
(oğlum)insanları küçümseyip yüz çevirme yeryüzünde böbürlenerek yürüme.Çünkü Allah,kendini beğenip böbürleneni,şüphesiz ki hiç sevmez(Lokman 18)
BEŞİNCİ ÖĞÜT
(Oğlum)yürüyüşünde mutedil ol.Sesini kıs.şüphesiz ki en çirkin ses eşeklerin sesidir2(Lokman 19)

Hz.LOKMAN

Meşhur bir tabib olup,Doktorluk yemini ile meşhur olan Hipokrat(MÖ 460-370)'tan yüz yıl önce yaşamıştır.Aşağıdaki YEMİN Hz.Lokman'a aittir.Ki bu yeminle Hz.Lokman değil Hipokrat bugün meşhur olmuştur.Bu yemin:


"Bana hayat verip rehberlik eden ve pek az kişinin bildiği bir tahsil imkanı bahşeden Allah'a şükrederim.Şükreden kendisi için şükretmiş olur.Kullakta devam,iyiliği öğütleyip kötülükten alıkoymaya ve karşılaşacağım her olayı sabırla karşılamaya söz veririm.Benden yardım isteyen herhangibir hastayı asla reddetmeyeceğim.Asla mağrur ve kibirli olmayacağım gibi,başkalarına karşı üstün bir tavır takınmayacağım.Asla kimseyi tahkir(hakaret,küçük görme)etmeyeceğim.Tevazü ve itidal ile konuşacağım.Doğmamış bir çocuk hakkında herhangibir mütalaa(fikir)tavsiye ve kötü bir el işlemi yapmayacağım.Herhangibir insanın hastalığı ,yaşama ihtimali hakkında asla bir ön hükümde bulunmayacağım.Yarın ne olabileceğini Allah'ın bildiğine inanıyorum"

YAMAN DEDE

PAPUCU TERS DÖNMÜŞ BİR NEVNİYAZIM.
BİR NAZARIN İÇİN DİLENİYORUM KAPINDA.
EL ETSEN"GEL "DESEN DİYORUM.
BEKLİYORUM SULTANIM.
BEKLİYORUM BABI ESRARINDA.
EY AŞIKLAR KIBLESİ.
NAKIS BİR GEDANIM ULU DERGAHINDA.
AL ONAR  RUHUMU,İNŞİRAH EYLE
NA-TAMAMIM TAMAM EYLE ALLAH AŞKINA.
PAPUCU TERS DÖNMÜŞ BİR NEVNİYAZIM
BAK HALA BEKLEMEKTEYİM.
BİR KEZ OLSUN"GEL"DE YİNE DE "GEL"DE
HERŞEYE RAĞMEN "GEL" DE
BİTSİN "BİNBİR GECEDE"
BİNLERCE ÇİLELERİM
Yaman Dede
(1888-03.05.1962)

BİR HİKAYE

Ehli heva birisi,bir hatunla pazarlaşırken bir AZİZ buna rastlar .Der ki:
-"Ya hatun,ne verdi şu sana?",
-"İki akçe."
-"Ben beş vereyim ,gel gidelim" der.Aziz'in maksadı İrşad idi.kötü fiili yapmak değildi.Eve giderler.Aziz İbadete başlar.Kadın:
-"Be hey adam.beni niye getirdin.Maslahatın ne ise gör"deyince Aziz:
-"Hatun Eğer Kadı'nın önüne iki şahit varsa "şöyle"dese ol Kadı hüküm eder mi?"
-"Evet Eder"der.
-"Eğer şahit iki dahi olup dört şahit durumunda hiç duraksamaz onun işi tamam olur.Biz bu kötü fiili işlersek bir katip sağ yanımızda,bir katip sol yanımızda eder iki şahit.İki tanede sende var eder dört şahit.Bu halktan gizli ise Hakk'tan gizli değil.Basir göredurur.Nice irtikap edebiliriz"deyince kadının tövbe ve nedametine neden oldu.Bu nasihatı bu şekilde izah etmeyip bir şekilde "Bu fiili yapma"dese,ehli heva ve ehli nefse nasıl tesir eder.İşte bu kötü fiilleri bu kadar işleyenler Hakk'ı şühud edemediklerinden,her yerde hazır bilemediklerinden oldu.

HACCIN SEMBOLLERİ

KABE,Tevhidin sembolüdür.
SAFA MERVE,Fedakarlığın sembolüdür.
MİNA,idealizmin,
ARAFAT,Bilgi ve marifetin,
MÜZDELİFE,Allah'a yakın olmanın,
ŞEYTAN TAŞLAMA MAHALLİ,şer güçlere karşı çıkmanın ve onlarla mücadele etmenin sembolüdür.

TEKKELERİN YOZLAŞMA NEDENLERİ



Tekkeler 1925 de kapatıldı.Ancak bir büyüğün ifade ettiği gibi çok önceden içi boşalmıştı.Yozlaşmasına neden olan hususlar:



1-)Maddi ihtiyaçlarını karşılayacak kaynaklara yönelmek.
2-)Ritüel ve teşrifatın (zahirin)ön plana çıkartılması
3-)İstidatlarına bakılmaksızın yeni mürit kabulü,
4-)Dünyevi güç odaklarının güdümüne girme bir politika haline gelmesi.
5-)Meşayih ve Pirane,Cenab-ı Peygamberde olmayan vasıf yükleme,
6-)Şeyhlik icazetinin layık olmayanlara"teberrüken"dağıtılması,
7-)Dervişin maddi ve manevi istismarı,
8-)Şeyhlik müessesesinin babadan oğula devri
Hak ehli olunca içimizden mefkud
Cahiller edince arşı irşada suud
Beyhude figan etmeyelim layıktır
Dergehlerimiz boş idi oldu mesdud
Veled Çelebi İzbudak

BİR HADİS-"OLANDA HAYIR VAR"

"El Hayru fi ma vakaa""Vuku bulanda hayır vardır".
Bu hadisin ışığında vukubulanın hayrını 24 saat içinde değil de 24 sene sonra görebiliriz

Tasavvuf Nedir-Ganiyyi Muhtefi

SORMA BANA BİLEMEM,NEDİR DİYE TASAVVUF
HANGİ NEFS KESBEDER BU MUAMMAYA VUKUF
İLİM MİDİR?HAL MİDİR?HİKAYE,RİVAYET Mİ?
MÜRAİLİKMİ DERSİN?YA DA HEPSİNİN CEM'İ?
EĞER YAKAN ATEŞSE NEDİR BUNUN ODUNU,
DAVASIZLIK OLMALI,SANIRIM BUNUN SONU
Ganiyyi Muhtefi

Ganiyyi Muhtefi-Tarikat şekilleri

OLMAK İSTEMEZ İSEN BİR TARİKAT YOBAZI
TAKLİT İLE YETİNME ,SEN TAHKİKDEN AL HAZZI.
TESHİR ETMESİN SENİ ASLA HURDE-İ TARİK,
BU EN KOLAY YOLDUR Kİ NEFSİNİ EDER TAHRİK
TAKLİD SARHOŞLUĞUYLA KABARAN NEFİSCİKLER
BUNDAN İBARET SANIR TARİKATİ VE TEKLER
Ganiyyi Muhtefi

FARZ OLAN İBADETLERİN ÇEŞİTLERİ

Genellikle (belki de kötü niyetli birilerinin ürettiği sinsi bir amaçla)İslamın Beş şartı denilerek ,İslamı 5 ibadetle sınırlayıp şekilleştirme hedeflenmiştir.Namaz kılmak,oruç tutmak,zekat vermek.Hacca gitmek ve kelime-i şehadet getirmek.33 farz gibi genişletilmiş olanlardada aynı amaç güdülmüştür.Oysa Kur'an'da Allahımızın belirttiği her emre uymak Farz olup ,bu emirlere tabi olmakta ibadettir.Bunların örnekleri:
*Hucurat 12:"Ey iman edenler zandan çok sakının.Çünkü zannın bir kısmı günahtır.Tecessüs (birilerinin gizli yönlerini araştırmak)etmeyin.Kiminiz kiminizin gıybetini yapıp arkasından çekiştirmesin.
(tecessüs etmediği an İbadettedir.)
Gıybet etmediği zaman İbadettedir)
Cenabı Peygamber efendimizin (SAV)ibadet olduğunu bildirdiği tutum ve davranışlar:
*Helal rızık için çalışan İbadettedir.
*Bir işin sonunu sabırla beklemek ibadettir.
*Az yemek ibadettir.
*İbadetin en faziletlisi dua'dır.
*Bir kimse hakkında güzel zanda bulunmak ibadettir.
*İbadetin bir alt kadamesi sükuttur.
*Alim kimse ile düşüp kalkmak,oturmak ibadettir.
*Bilgi ile meşgul olmak,kitaba bakmak altmış yıl ibadetten hayırlıdır.
*Bir gün bilgi edinmeye çalışmak üç ay oruç tutmaktan hayırlıdır.
*Bilgi elde etmeye çalışmak,Allah katında namaz,oruç,hac'dan da ,Allah yolunda Cihat etmekten de üstündür.
*Bir gün adaletle hükmetmek altmış yıllık ibadetten üstündür.
*Sürekli hayır duada bulunmak(Bir mahalleye girerken orada bulunanlar için hayır duada bulunmak,bir hastaneye girerken,bir devlet dairesine girerken,çocuklu bir çift görülünce,gece yatmadan önce bu ve buna benzer hayatın her işleminde orada bulunanlara,emeği geçenlere,mukim olanlara ,yolculara hayır duada bulunmak HAYATI İBADET KILMAK'tır.  

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN
Av.Şemsettin KESER

29 Eylül 2015 Salı

BİR AYETİN YANLIŞ MANALANDIRILMASI

Hicr 99 "VA'BUD RABBEKE HATTA YE'TİYEKEL YAKİN"ayetindeki "YAKİN"kelimesini yanlış olarak "MEVT-ÖLÜM"şeklinde tercüme yapıyorlar.Bu terceme yanlıştır.Bir nevi,şerbet yaparken şeker yerine glikoz kullanmak veya gerekli olan orijinal parça yerine düşük kaliteli malzeme kullanmak gibi bir şeydir.
Velayet mertebesinden sonra insanda bir ilim zuhur eder ki bu ilim"yakin"dediğimiz ayette geçen ilimdir.Yakin"şeksiz,şüphesiz,kuruntudan vehim ve hayalden azade kesin rabbani yani Rabbin huzurunda mahfuz olan bilgidir.
Bu ayeti"Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et"şeklinde terceme tuzsuz ve yağsız yemek gibidir.

BİR BARDAK SUYUN İFADE ETTİĞİ ESMAİ HÜSNALAR

Cenab-ı Hak ,sıfatları(isimleri)ile tüm varlıklarda mevcut olup,bu isimler bazılarında çok bazılarında azdır.Örneğin bir bardak suyu esas alırsak karşılaştığımız Esmai Hüsnalar şunlardır:
1-)Bardak,görünen bir kap olmakla ZAHİR ismi tecelli etmiştir.
2-)Bu bardağı meydana getiren tasarımcılarla işçiler ortada görünmediği için bardağı görüntüsü kendini yapanları örtmekte olduğundan bardakta tecelli eden bir isimde BATIN ismi şerifidir.
3-)Bardağın tasarımcısı,onu tasarlarken MUSAVİİR ismi şerifi onu tahrik etmiştir.Şekil ve estetiğine damga vuran isim BEDİ ismi şerifidir.
4-)Bardağın hammeddelerinin bir araya toplanıp camın oluşmasına CAMİ(Bir araya toplayıcı)ismi şerifi tecellisidir.
5-)Bardağın üretimi bir ilme ve onu teşkil eden unsurlar arasındaki dengeye dayandığı için ALİM ve ADL esmaları tecelli etmiştir.
6-)Bardak içinde bulunan su çay v.s nin faydası çok olmakla NAFİ ismi şerifi tecelli etmiştir.
7-)Çay,yeşil bir yaprak iken kurutulmuş,tabiatı değişmiştir.Bu değişiklik MÜMİT ismi şerifinin tecellisidir.
8-)Çayın hazımsızlık gibi bir maraza şifa vermesi MUHYİ isminin hürmetidir.Bardakta ki su ise "ve cealna minel mai külli şeyin hayy"denildiğine göre HAYY ismi şerifinin etkisi mevcuttur.
9-)Bardak kırılır ve birisinin elini keserse KAHHAR,
10-)Anlayışı olana bardak batından ne çok haberler vermekle HABİRismi tecelli eder.
11-)Bir bardaktan bunca hikmet sudur ediyorsa bunun altında yatan isim HAKİM ismi şerifidir.
12-)Bardağın zahir görüntüsü altında sayısız esmai hüsna örtülü olduğu için SETTAR ismi tecelliye mazhardır.
13-)Basit bir bardak nedeniyle bir çok ilim bize lütfedildiği için LATİF ismi tecelli etmiştir.
14-)İlmi Ledünden bize verilmiş olan bu bilgiler RAHMAN,RAHİM,VEHHAB isimlerinin asarıdır
(Alıntıdır)

TARİKATIN ŞERİATI

Tarikatın şeriatına bir örnek:Bir mürşit,asla ihvanı ile evlenemez.Tarikatta mürşit ihvanın "Babası"dır

KİBRİT-İ AHMER



Batı dünyası Onbirinci Asırdan 19 ncu asra kadar İlmi Simya yoluyla Filozof taşı denilen bir taşı aradı.
Arapça kibriti ahmer denilen bu taşa dokunanın altın olduğu kanaati vardı.


KİBRİT-İ AHMER,İNSAN-I KAMİLDİR.

DAVA-DAVASIZLIK

Felsefe davadır(iddiadır.Bu böyledir.onun fikri yanlıştır.Doğrusu budur gibi iddialar)
Allah yolunda İnsan-ı Kamilin esas vasfı DAVASIZLIKTIR.Hz:Peygamber "cidalden çekininiz,ümmetimin helaki cidal yüzünden olacaktır"hadisinde ki cidal(Ben sen )kavgası olmak gerek

DAVET

Kamil olan Mürşitler asla davet etmezler.(kendi konumunu işaretle ben şuyum buyum diye insanları çağırmazlar).DAVET ,PEYGAMBERLERE MAHSUS BİR ŞEYDİR.VELAYETTE DAVET YOKTUR,VELAYETTE GENEL BİR TEBLİĞ DE YOKTUR.
Peygamberlikte tebliğ umumi,velayette tebliğ hususidir.Herkesi kendi yeteneğine göre yetiştirmek üzere tebliğ vardır.Bir şahsa "Şöyle davran"derse,bir diğerine "Böyle davran"diyebilir.Kaabiliyeti olanı Kabulle,kabiliyeti olmayana"sen şeriatta kal"diyebilirler.Peygamberlik aşikardır.Velayet gizlidir.
TARİKAT ,esas itibarı ile İlmi Ledün tedrisatının(eğitiminin)sekülerleşmiş halidir.

AKLIN İKİ ÇEŞİDİ

AKLI ME'AD:"Bu görünen zahiri alemlerin arkasındaki ilahi hakikatlara nazar etmesini bilen akıl,yani batına ve ahirete yönelik akıldır.Vehbidir.Cenab-ı Hak dilediği kuluna bağışlar.
AKLI MEAŞ:Emekleme çağından beri hep eğitim ve egzersizle iktisap edip geliştirdiğimiz,dünya işlerinde bize ışık tutan akıl.Aklı meaş nefse aittir.

ALLAHİLER-EHLİ KERAMET

Cenab-i Kibriya efendimizin kullarının derecesi farklıdır.ALLAHİLER diyebileceğimiz mukarrepler(yakın olanlar)Yaratanımızı müşahede ettiklerinden bunlar çok özel kişiler olup Hakteala bunları setretmiştir(gizlemiştir).Bu merd-i Hüda'nın gönlü derde gelmedikçe Hakk bir kavmi başına bela vererek rüsvay etmez.Bunlar keskin kılıç gibidir dokunanı Hakk keser.
EHLİ KERAMET dediğimiz kendisinden kerametler zahir olan ancak müşahede zevki olmayan Veliler daha düşük derecede olmakla bunları inkar eden ve bunları incitenlerin Hak yanındaki dereceleri düşer.Bunlar kın içinde kılıç gibidirler. 

ZEVK VE İRFAN MESELELERİ

Ahmaklar mescide secde ediyorlar,diğer taraftan evliyaullahı tahribe çalışıyorlar.
Ey eşekler mescit mecazdır.Evliya hakikattır.Enbiya ve evliyanın batınından başka mescit yoktur.
bu heykeli adem bir nikaptır,biz bütün secdelerin kıblesiyiz.
Ben külliyen o şey oldum ki o şey cümle üzerine Yemindir(Hz.Mevlana)


Siz beni arif olsa idiniz(beni bilseydiniz,tanısaydınız)bana secde ederdiniz(Hz..HARAKANİ)
(Bu sözler aşağıdaki hadis-i şeriflerin ışığında değerlendirilmelidir)
Beni gören Muhakkak Hakkı görür(Hadis)
"Yerime ve göğüme sığmadım ve lakin taki ve naki olan mümin kulumun kalbine sığdım"(Hadisi kutsi)
Bu sözler ehli zahirin havsalasına sığmadığından kimi tevil eder kimi inkar eder.Herkes kendi mertebesinde mazurdur.)

28 Eylül 2015 Pazartesi

İMTİHANIN BEŞ ÇEŞİDİ

Bakara 2/155:
Biz sizi KORKU ve AÇLIK ve MALLARDAN ve NEFİSTEN ve SEMERATTAN EKSİLTME cihetinden bir şeyle imtihan ve tecrübe ederiz".
Her insan mutlaka bu imtihanla karşılaşır.Nefisten eksiltme bedenin hastalığı,zaifliği,ihtiyarlığı,güzelliğin gidip çirkinleşmesidir.

İKİ AŞIK

Aşkı ilahiyi iki kimse pay etti.Aşıkı civanmert ve sahi Ahmet A.S,diğeri İblis-i lane.İblis aşkı hasedini aldı.(Aynul Kudat Hamadani-Zübdetül hakayık)


Cenab-ı Peygamberimizin aldığı aşkın bu yüzü için şu beyit söylenmiştir:


İsterim sevsin bütün alem benim cananımı
Sevmeyenler kalmasın alemde hiç sultanımı


İblisin aldığı aşkı ilahinin hased yüzü içinse:

Kim ki derse aşıkım,ateş düşerdi canıma

Korkarım ol dahi aşık olmasın cananıma

İBLİSİN SAHNE ALDIĞI KONULAR

1-)Dünya
2-)Şehvetler ve Lezzetler(mefsi emarenin)
3-)Salih ameller
4-)Fazilet yarışında niyyet ve ameller
5-)İlim
6-)Rahatlık talebi
7-)Maarifi ilahi

HAİN KİMDİR?

İbni Abbas'tan rivayet edilen bir hadis:
Müslümanların emirliğinden bir şeye tevelli eden kimse(Müslümanlara yönetici tayin etmeye yetkili bir makama gelen kişi)onların üzerine bir adamı kullanır(Müslümanlara bir yönetici tayin eder)ve halbuki Müslümanların arasında muhakkak bu şahıstan yüksek olan ve Kitabı,sünneti resulullahı ondan ziyade bilen bir kimse bulunduğunu bilirse (Allahı ve Resulllahı daha iyi tanıyan bir kimseyi o makama tayin etmemişse o emir)muhakkak Allah'a,Resulüne ve cemaatı müslimine hıyanet etmiştir.

KÖR KİMDİR

Zahir Ulemasıdır.Şeytanın tasallutunu ve tesirini kitaplardan ve eserlerden bilmek ister.Kör,kendinden neyin çalındığını ve çalan hırsızı bilebilir mi?Hayır.Nefis bizim gözümüzdeki sürme mesabesinde olan ve görüşümüzü artıran Kalbi istek,iştah,arayış duygusunu çaldığı için gaflet gelip yerleşti ve kalpte hissizleşme,dünyevileşme başladı

Tarihe Not-Kadere razı bir Şeyh efendi NİYAZİ SEKMEN

Yıl 1982.Ankara'da aynı evi paylaşan arkadaşlardan ikisi.Biri,Avukatlık stajını bitirip Ankara Barosunda avukatlığa başlayan 22 yaşında,diğeri İstanbul Edebiyat Fakültesi mezunu Erzurum Hınıslı Mehmet K...Bizim Mehmet Okul sonrası memuriyete girmeden evvel askerlik kararı aldırır ve yedek subay olarak Ankara'da askerlik yaparken bir kızla tanışır.Memlekette ailesinden kimse olmadığı için Kız istemeye aynı evi paylaştığı 22-23 yaşlarındaki ev arkadaşları ile Kızı babasından istemeye giderler.Kız Babası Ankarada bir Kadiri Şeyhidir.Niyazi Sekmen efendi.Onun mürşidide mezarı Trabzonda bulunan aslen Malatyalı Hayri Baba'dır.Mediha Eldem sokakta bulunan kız evine akşam gidilir ama saat 11 'e kadar bir türlü meseleyi gençler açamazlar.Şeyh efendi gençlerin başında olan avukata sorar:Efendi hayırdır?Sözcü meramını anlatır,arkasından bir Kur'an-ı Kerim okur.Gelen gençlerin durumunu anlaması için.Toy misafirler bu yolla kız babasının gönlünü yapmak amacındadırlar.Bilmezlerki karşıdaki Efendi için suale gerek yok.Netice mi?.Şeyh Efendi kadere karşı gelmeyerek kimliklerini bile sormadığı bu gençlerin taleplerine peki der ve nişanlanırlar.Sonrası çiftler evlenir.Çoluk çocuğa karışır.Niyazi Efendi 1995 yılında VEFAT EDER  ve Ankara şenyuva mahallesindeki camisinin türbesinde sırlanır.Ruhaniyetine Selam ve Derecesi Ali olsun. 
Bu yazının bloğa kaydından 8 yıl sonra Mehmet Kaya, bloğdaki  yazı ile alakalı bilgi istedi.Bu vesileyle aşağıdaki bilgileri kayıt ihtiyacı hasıl oldu.Niyazi Efendihazretlerinin vefatından sonra 1996 yılında hazrete bağlı müritleri NİYAZİYYE VAKFI isimli bir vakıf kurmuş, hazretin yolunu devam ettirmişlerdir.Yolu hakkıyla devam ettirenlere her zaman gıpta ile bakmak gerekir. (05.08.2023)

Tarihe not-Bürokraside iş takibi

AZİZİM anlatmıştı:
Kasım Pişkin aslen Kahramanmaraşlı,İskenderun'da çırçır fabrikası olan merhum bir zattı.Fransızlara karşı Maraşta direniş başlatan kişi,şu anda bildiğimiz sütçü imam namındaki olan kişi olmayıp gerçekte Kasım Pişkin'in babasının hizmet ettiği Maraşlı Kutup bir zattı.Sonraki zamanda Kasım Pişkin'in baba ve ailesini İskenderun'a göç etmesini  de bu zat istemişti.Şehrin hali vakti yerinde olan bir kişisi olduğundan Millet Partisi başkanı Osman Bölükbaşı ,Kasım Pişkini sever,mutlaka birbirlerinin evinde ikamet ederlerdi.Millet Partisi İktidarın ortağı.Genel Başkan Osman Bölükbaşı,Milli Eğitim Bakanı ise Ahmet Oğuz.Kasım Pişkin'in oğlu Almanya'da tahsil görmüş dönüşünde bir Alman kızla memlekete dönerek evlenmiştir.Kız Türkçe bilmemektedir.Oğlu Askere alınmış ancak,öğretmenlerin askerliği Milli Eğitim nezaretiyle bir yere atanarak öğretmenlik yaparak tamamlanacaktır.Tayin edilen yer uzaktır.Gelin evde yalnızdır.Kasım Pişkin'de oğlunun Tayinini İskenderun'a getirmek için Osman Bölükbaşı'ya misafir olur.Dileğini aktarır.Bölükbaşı "olmaz "der."herkesin çocuğu hasılsa öyle askerliğini tamamlasın"demesi üzerine Bölükbaşı'nın hanımı lafa karışır ve kocasına "Kasım ağanın ricasını kırma"deyince Bölükbaşı,Milli Eğitim Bakanı Ahmet Oğuz'a sen söyle diyerek yol gösterir.Kasım Pişkin Ahmet Oğuz'u da tanır.Riacısını iletir.Bakan"Olmaz "der."Birincisi herkese eşit davranmalıyız.Bölükbaşı öğrenirse aram bozulur"diyerek bu talebi yerine getirmez.Eli boş memlekete dönecekken birileri Kasım Ağaya,tayin işinde yetkili olan dairesinin çaycısını aracı kılarak üç beş kuruş verildiği takdirde bu işin mümkün olabileceğini söyler.Kasım Pişkin hiç rüşvete alışık birisi değil.üstelik iktidar partisinin yetkilileri hep tanıdıkları.Naçar bir şekilde o zamanki para ile üç beş milyon çaycıya verirler.Çaycı derki yarın sizin oğlunuzun tayin yazısı İskenderun'a postalanır der ve dediği gibi,Kasım Pişkin'in oğlunun tayini İskenderun'a çıkar.
Bu yazının bloğda yer almasının üzerinden dört ay geçtikten sonra Rahmetli Kasım Pişkin'in torunları mail adresine şu açıklamada bulunurlar:
     Ben 28 Eylül 2015 tarihli "Tarihe not-Bürokraside iş" yazınızda bahsi geçen Kasım Pişkin'in torunu Necati Pişkin'im ve oğlumun mail adresi üzerinden yazıyorum.Şuanda  İskenderunda inşaat mühendisliğini icra etmekteyim.Oğlumun vasıtası ile yazdığınız yazıyı okuma fırsatım oldu.Yazınızda dedem Kasım Pişkin'den çok güzel bahsetmişsiniz bu yüzden teşekkür ederim. Rahmetli Kasım Pişkin'in ve  kardeşi Ali Rıza Pişkin'in 1. Dünya Savaşında ve Kurtuluş mücadelesi sırasında göstermiş oldukları gayretler Serdar Yakar'ın "İstiklalden İstikbale Bir Hayat Mücadelesi" kitabında da ayrıntılı bir şekilde anlatılmış olup 2 kardeşe verilen İstiklal madalyaları ile Devletimiz tarafından onurlandırılmışlardır.(Kasım Pişkin'in ve Ali Rıza Pişkin'in istiklal madalyası ve beratı da evimizde muhafaza edilmektedir),("İstiklalden İstikbale Bir Hayat Mücadelesi" kitabı önsözünü not olarak yazımın altına ekledim)

Merhum Dedemiz Kasım Pişkin sadece Osman Bölükbaşını değil İskenderuna, Ankara'dan gelen devlet erkanını ağırlayan İskenderunun en saygın iş adamıydı.Ekte İsmet Paşanın da Merhum Kasım Pişkin tarafından şuanda Belediye Gazinosu yerinde olan Plaj Restoranında birlikte yemek yerken ki fotoğrafını görebilirsiniz.Tabikide Osman Bölükbaşı ile olan yakınlıkları  1957-1962-1965 yılında Millet partisinden aday olacak kadar yakındı.

Bu yazıyı yazmamın asıl sebebi; Rahmetli dedemiz  Hacı Kasım Pişkin'in  yazınızda yazdığınız gibi hiçbir zaman Osman Bölükbaşı'na yazdığınız gibi bir  teklifte bulunmamasıdır.
Yazı da bahsettiğiniz Kasım Pişkin'in oğlunun adı Abdurrahman Pişkin'dir ve askerliğinin tamamını Burdur ilimizin Karamanlı kazasında 2 yıl boyunca öğretmenlik yaparak ve yazları da Ispartada Yedek Subaylık eğitimi alarak icra etmiştir.Yani yazıda yazıldığı gibi tayini İskenderuna çıkartılmamıştır.
Konu hakkında daha ayrıntılı bilgiyi Halen hayatta olan Abdurrahman Pişkin'den alabilirsiniz.
Yazınızı yukarıda anlattığım doğrultuda düzeltmenizi rica eder iyi çalışmalar dilerim.
Saygılarımla

Necati PİŞKİN


Not: İstiklâlden İstikbâle Bir Hayat Mücadelesi önsözü

İstiklâlden İstikbâle Bir Hayat Mücadelesi Ali Rıza Pişkin, 2014
Yedek Subay olarak Kılıç Ali komutasında Maraş milli mücadelesine katılan Ali Rıza Pişkin Maraş’ın eski ailelerinden olmasına rağmen savaş sonrası ailesi ile birlikte İstanbul’a taşınarak ticarete atılmış ve İstanbul’un sayılı işadamları arasına katılmıştır. Necip Fazıl Kısakürek Büyük Doğu dergisini çıkartırken en büyük maddi desteği o sağlamıştır. Ayrıca İstanbul’da eğitim gören Maraşlı gençlere de kol kucak açmış, Fındıkzade de bir öğrenci yurdu açılması için dernek kurmuş ve bu derneğe başkanlık yapmıştır. Büyük Doğu dergisinde ve Edik dergisinde yazıları yayımlanmıştır.  Oğlu Metin Pişkin beyden alınan bilgiler ışığında bu kitap kaleme alınmıştır.


ve Bu mailden sonra Sayın Necati Pişkin tekrar araştırma yaparak şu açıklamayı yapmıştır:
Şemsettin bey;

Siyasetteki bu durum maalesef her dönemde olan bir durum, buna söylenecek birşey yok.

Aslında hadisenin 3 boyutu var;

1.si rica olayı ki siz kesin olmuştur diyorsunuz.
2.si üçüncü bir kişinin olaya müdahalesi.
3.sü işin gerçekleşme durumu, yani tayinin çıkması ve askerliğinin İskenderunda yapılması.

Amcam ile telefonda görüşmem neticesinde askerliğinin tamamını Burdur ve Isparta da yaptığı gerçeğini vurguladı.Eğer tayin olayı gerçekleşmiş olsa idi askerliğini İskenderunda yapmazmıydı sorusunu kendime sormadan edemiyorum. 

Evet, o gün evde olan biri sadece rica olayına tanık olmuş olabilir.Fakat Milli Eğitim Bakanı ile olan görüşme başka bir gün ve yerde olmuştur diye düşünüyorum.

Sonuçta bu olaya tümevarım yaparak yaklaşıyorum, yani amcam askerliğini 2 yıl boyunca Burdur ve Isparta da yapması böyle bir tayin olayının gerçekleşmediğini, buradan yola çıkarak da  somut ve amacına ulaşan bir müdahale olmadığını olsa olsa kabul olunmayan bir ricadan öte gitmediğini düşünüyoruz.  


Ama Rahmetli Adnan Menderesin Vatan Cephesine geçmesi için Kasım Pişkin'e haber göndermesi fakat  bankalardan kredilerinin kesilmesi  pahasına bunu kabul etmemesi;

 Siyaseti, para ve ünvan için değil, sahip olduğu değerler uğruna yaptığını gösteriyor.

Aile dışından insanların böyle güzel şeyler yazması bizi gururlandırıyor. Yazınızın girişindeki yazdıklarınızdan ne kadar gururlansak da sonunda ki olayı elimizdeki veriler ışığında kabul etmemiz mümkün değil tabikide.Rahmetli Dedemizin meziyetlerini yazarken yazınızın sonunda Merhumu rüşvet vererek işini halleden biri gibi yazmanız bizi derinden üzmüştür.

Bu durumu düzelteceğinizi ümit eder iyi çalışmalar dilerim

Saygılarımla
Bu yazı ve yorum Rahmet Kasım Pişkin 'in itibarına toz konduramaz.Çünkü Kilise sayısının Cami sayısından çok olduğu İskenderun'da yapılan cami ve hayır müesseselerinin temelinde mutlaka Kasım Pişkin vardır.Cenabı Hakk'ın rahmeti bu zatın üzerine,inayet ve yardımları ise yolundan giden çocuk ve torunlarının üzerine olsun.

Kıssadan Hisse:İktidar Partisi yöneticileri ne kadar dürüst olursa olsun,dürüstlük üstte kalır altta işler yine bilindiği gibi yürür.Yöneticide bir sapma olursa o zaman Balık Baştan kokar lafı devreye girer.

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN
Av.Şemsettin KESER

23 Eylül 2015 Çarşamba

İKEN

Bir vardayım bir yokta 
Göründüm işte ben çokta
Karar kılıp şu insanda
Durdum bir adem iken

Derya olup damla ile
Dertten bin ahuzar ile
Vardım yarin illerine
Aşk içre gezer iken

Gönül bir umman imiş 
Aşksız bir giryan imiş 
Yalnız sen sen der imiş
Bir latif can iken

Hazreti insan ne acaip
Dört unsurdan oldu tertip
Bu alemde naçar garip
Şu tende bir can iken

Bilmem sırrı insan nedir
Andan bir tecelli midir
Âlemlere efendidir 
Ondan ona seyreder iken

Kün emri üzre geldi
Kendin bilen O'nu bildi
Tüm sırrını ayan etti
Bir arifibillah iken

Her şeyde gör sen seni
Makamı insan denileni
Hem ahad, hem samedi 
Bir makamı insan iken

Şu renkler alemi
Naçar kıldı işte beni
Cem eyledim tüm şeyleri
Ol şu insanda bir iken
23.09.2015

22 Eylül 2015 Salı

Ben ve Ali iki nurduk ; ALLAH ı tesbih ediyorduk.

Ben ve Ali iki nurduk ; ALLAH ı tesbih ediyorduk. Ona hamdediyor ve tehlil getiriyorduk. Meleklerde onu bizim tesbihimizle tesbih ediyorlardı. Adem yaratılınca onun alnına intikal ettik. Onun alnında sülbüne , sonra Şit'e intikal ettik.
Tefsiri Kebir'den

AHİ MEŞREBLİK -FÜTÜVVET-FETALIK

Peygamberimiz bir defasında ,kendinden sonra bazı karışıklıklar olduğunda kimin susup, buna dayanabileceğini sordu..kimse ben demedi ,sadece hz Ali “ ben susarım “dedi..peygamber bu soruyu
ashabına üç defa sordu ve üçünde de sadece hz Ali” ben susarım” dedi.az evvel herkesi birbirine kardeş yapan ve sadece Ali’yi tek bırakan Nebi, bu defa da “Ali benim AHİM –kardeşimdir ,Ben
onun ahisi kardeşiyim
” demiştir..dolayısı ile bu meşrepte olan bitene sabrı tahammül-seyr için susmak, herkesin değil, sadece ALİ gibi ER kişilerin harcıdır vesselam..
ASA -BİLİNÇ -KEVSER SUYU YOLU-TURUK U ALİ .bu İLAHİ SOY –BİTMEZ ARKTIR..ilahi ehl-i beyttir.. MuahmmedALİ sırrıdır. İmamesi MUHAMMED, tesbih taneleri ALİ’ dir.. A'Lİ KİTABI

nur cihan

ATTAR-Esrarname'den

Feridüddin-i Attar hazretlerinin Esrarname isimli eserinden;
Yaşlı adama ilahi sır geldi:"Bizim adamımızı görecek olursan filan meyhaneye git sor onu"denilen yere gitti ve adamı soruşturdu dün gece ölmüştü.Gece gündüzmeyhanenin hammallığını yapardı.Şarap fıçısını omuzunda taşırdı ama bir damla içmezdi.Yolda attığı her adımda canı yanarak gönül derdiyle derdi:EY DÜNYANIN ,DİNİN SAHİBİ!.BAĞIŞLA DİNİ DÜNYASI OLMAYANI"

ÜLKENİN GARİPLERİ

"Dostluk vardı,vefa vardı,söz vardı,öz vardı.Sükun vardı,rahat vardı,ruh vardı.Huzur vardı,feyiz vardı,zevk vardı,neşe vardı.Edep vardı,can vardı,canan vardı.Ve biz bu ülkede artık garibiz.(Cumhuriyet sonrası ülkenin durumu)

ANADOLUYA MANEVİYATI TAŞIYAN ÜÇ MERKEZ

Anadolumuza manevi düşünceyi (tasavvufu)taşıyan gönül erleri şu üç merkezden Anadoluya gelmiştir.HORASAN-ŞİRVAN-ERDEBİL
Somuncu Baba(Hamideddin Aksariyi)Kayseri Akçakaya doğumlu olup tarikat silsilesi Erdebil kolundandır.Mürşidi Safevi ailesinden sünni olan Hace Alaaddin Ali'dir

MEHMET AKİF'İN ASIM'ı

Mehmet Akif Ersoy'un Safahatında "ASIMIN NESLİ"diye onun şahsında sembolize ettiği muhterem kişi Hamzavi dervişi Asım SÖNMEZ vefatı 25.08.1976

MEVLEVİLİKTE İKİ MEŞREP

VELED KOLU (zühdü esas alıp şeriat kolunu takip eder)
ŞEMS KOLU(rind meşrep bir çizgiyi takip den ve cezbe ağırlıklı olanlar-Ulu Arif Çelebi,Divane Mehmet Çelebi)
"Bizim katımızda riyazet yoktur.Tamamıyla lütuf vardır.Tamamıyla bağış vardır.Yolumuz budur bizim.Tamamıyla sevgidir.Gönül alıcılıktır.Tamamıyla neşedir,zevktir,düzenliktir"Hz.Mevlana
"Ben hiç sakalları olmadığı için kalanderileri kıskanıyorum.Çok sakal,sufilerin hoşuna gider.Fakat sofi sakalını tarayıncaya kadar arif,Tanrı'ya ulaşır"Hz.Mevlana

Hacı Bayram-ı Veliden sonraki Melami neşesi taşıyıcıları

Dede Ömer Sikkini(Bıçakçı Ömer dede-Göynük-Bolu)(1430)
Bünyamin AYAŞİ(1520)
Pir Ali AKSARAYİ(1527)
İsmail MAŞUKİ(oğlan şeyh-İdam edildi)(1528)
Ahmet SARBAN,Vizeli ALAADDİN,SEYYİD HAŞİMİ,OSMAN EFENDİ,
Hüsamettin ANKARAVİ,HAMZA BALİ,Hasan KABADÜZ(Terzi),BOSNALI ABDULLAH,
LAMEKANİ HÜSEYİN HÜSAMİ,VA'Dİ,AHMED-İ RUMİ HADİ,OĞLAN ŞEYH İBRAHİM,
SUNULLAH GAYBİ,İdrisi Muhtefi,TIFLİ AHMET ÇELEBİ,ŞEYHULİSLAM MUSTAFA,İZNİKLİ FAZIL ALİ,SADRAMAZ HALİL PAŞA,HACI HÜSEYİN AĞA,SARI ABDULLAH,NEŞATİ AHMET DEDE,CEVRİ,MUSTAFA RUMİ ,HÜSEYİN DEDE,LALİ ŞEYH MEHMED,LALİZADE ABDÜLBAKİ,Hacı Bayram Kabayi,Sütçü Beşir Ağa,BURSALI SEYYİD HAŞİM,ŞEYHULİSLAM PAŞMAKCIZADE SEYYİT ALİ,SADRASAM ŞEHİT ALİ PAŞA,İBRAHİM BABAYİ,SEYYİD BEKİR REŞAD,Abdülkadir BELHİ(1923),OSMAN KEMALİ
.Terkedüp namü nişanı giy melamet hırkasın
Bu Melamet hırkasında nice Sultan gizlidir
Tut Hakk'ı bilmek dilersen ehli irşad eteğin
Niceler bilmediler kim böyle erkan gizlidir
Değme bir hor'u hakire hor deyu kılma nazar
Kalbinin bir köşesinde Arşı Rahman gizlidir.
Bu cihan derviş nam,oldu hicab ender hicab
Sen hicap altında kaldın sanma sultan gizlidir
(İsmail Maşuki)

MEYHANEDE İRŞAT

Hamza Bali hazretleri İRŞAT  için bir meyhaneye girip şu sözleri söyledi:"EY OĞUL!.BEVL-İ ŞEYTAN OLAN HAMRİN NE NEŞESİ OLACAK.TAİB OL BANA GEL SANA BADE-İ HUBBİ RAHMAN VEREYİM NUŞ EYLE Kİ KIYAMETE KADAR SEKRAN OLASIN"
Bevli şeytan:Şeytan sidiği Taib ol:Tevbe et  Hamr:İçki   Badei hubbi rahman:Allah sevgisi içeceği
Nuş eyle:iç  sekran:mest,sarhoş

KIYAFET DEVRİMİNİN HİKMETİ NE OLA Kİ?



Cumhuriyetin kurulması akabinde devrim kanunları içinde kılık kıyafet devrimi nam altında bir takım düzenlemeler yapılmıştı.Hatay bölgesinden çok kişi şapka giymemek için Suriyeye geçmiş ve dönmemişlerdi.Bu kişiler şeriatı sert yaşayan insanlardı.osmanlıda her mesleğin yahut tebaanın kıyafetleri ayrı olup toplum içinde bilinmesi yönünden bu zaruretti.Ulame kıyafeti,meşayih kıyafeti v.s.Hakikatte Kıyafet hadisesinin toplum içinde geldiği nokta nedeniyle bu devrim yapıldı.Ancak,bu devrimi yapanlar işin hakikatinden bihaber geçmişle alakayı kesmek ve batıya uygunluk sağlamak amacındaydılar.Ancak Tüm işleri yaptıran Cenab-ı Hak olup,hikmeti kendinde gizlidir.Ancak zahirde bu iş birilerine bir sebeble yaptırılır.Buna ters çakılmış nal tabir edilir.İşaretler gidiş istikametinin tersini gösterir.İlk dönem Melamilerinden HAMDUN KASSAR'ın şu sözlerini değerlendirdiğimizde Osmanlıdaki kıyafetin içinin boşalmış olduğunu idrak edeceğiz:
"Bir gün Nişabur'un bir mahallesinde dolaşıyordum.Nişaburdaki fütüvvet ehlinin önderi konumundaki Nuh el Ayyar ile karşılaştım ve kendisine dedim ki:"Ey Nuh!.Fütüvveet nedir?"Nuh:"Senin fütüvvetin mi?benim fütüvvetim mi?"diye sordu bende her ikisinin tanımlamasını istedim.Nuh şöyle dedi:"İyi elbiseyi çıkarırım,hırkayı giyerim ve bu hırkaya layık davranışlar sergilerim.Böyle sufi olmayı ümit ederim ve bu hırkadan dolayı Allah'tan utanarak günahlardan uzak dururum.Sen ise insanlar sana hizmet etmesin ve önünde eğilmesinler diye sufi hırkasını giymezsin.Benim fütüvvetim şeriatın zahirine uymak,senin fütüvvetin kalbinin sesine kulak vermektir"

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER

Günah olan sevaplar-Beyazıd-ı BESTAMİ

Karşılık beklenerek yapılan ibadet kula sevaptan ziyade günah kazandırır."Günahtan bir,taatten bin kez tevbe etmek gerekir.İbadete bakıp kendini beğenmek ve şımarmak günahtan daha beterdir.Yapılan ibadetler içinde öyle günahlar vardır ki bunun dışında günah işlemeye gerek yoktur".
(BEYAZIDI BESTAMİ K.S)
Sultanımızın bu sözü ileri seviye (yüksek mefkure)sözü olup gözümüzü korkutmasın,şevkimizi kırmasın.Ancak işin hakikati böyledir.Rahman suresi baştan sona bize tahsis edilen nimetlerin binde birini sayar.Tüm bu nimetler için biz bir bedel ödemedik.Tüm bunlar için bile olsa(cennet olmaksızın)yaratıcıya teşekkür gerekmez mi?gerekir

21 Eylül 2015 Pazartesi

MELAMİLER KİMLERDİR




Melamiler Batında olanları zahire vurmayanlardır.,hem batında hem zahirde şeri adabi güdenlerdir.Melamilerde zikir ve fikir vardır.Tac,hırka,zaviye,tekke ve ayin yoktur.Hacı Bayram Veli hazretlerinin iki çırağından birincisi Akşemsettin diğeri Dede Ömer Sikki'(Bıçakçı Ömer dede-Göynük/Bolu)olup,Ömer dede mesleğinde tac ve hırkayı yakarak tarikatın zahiri şekillerini merasimlerini atarak mesleğini yenilemiştir.Melamilik başlıbaşına bir tarikat değildir.İcazetname,silsilesi yoktur.MELAMİLİK BİR SOHBET TARİKİDİR.

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN
Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

ÜÇÜNCÜ DEVRE MELAMİLERİ

Haririzade Mehmet Kemalettin(1882)
Bursalı Mehmet Tahir(1925)
Babanzade Ahmet Naim(1934)
Ahmet Avni Konuk(1938)
İsmail Saib Sencer(1940)
Abdülaziz Mecdi Tolun(1941)(Bu zattan demlenenler:Süheyl Ünver-Osman Nuri Ergin,Muallim Cevdet(Cevdet Rifat)
İsmail Fenni Ertuğrul(1946)
Mahmut Sadettin Bilginer(1983)
Üçüncü devre Melamileri sülukta doğrudan doğruya Tevhid mertebelerinden başlarlar.

İNSAN ŞEYTANININ TARİFİ

Şeytan dedi ki:"Ya Nuh.İnsanda sevdiğim huylardan biri tamahkarlık,biri cimrilik,biri kıskançlık,biri zulüm,biri acelecilik biri dünya sevgisidir.Bu huyların hepsi bir adamda bulunursa biz ona Şeytan adını veririz ve bizim kardeşimizdir".

HESAP GÜNÜ RUH CESET TARTIŞMASI

İnsanlar arasında çekişmenin eksik olmadığı hesap günü,Ruh ile cesette tartışır.Ruh der ki:"Ya Rabbi ben senin ruhunum.Beni cesede sen soktun.benim suçum günahım yok".Ceset Der ki:"Yarabbi bu ateş gibi ruh senin emrinle bu cesede girdi.Benim elimde bir şey yokki tasarruf onundur.Oturmam,kalkman,yemem,içmem ,ayıplarım ve günahlarım ve hayatım ruh iledir.".
Cenab-ı Hakk,"Ben aranızda hüküm vereyim"deyip şöyle buyurur:"İkinizde söyleyin.Bir ama(kör)ile bir kötürüm(ayakları sakat)bir bahçeye girmişler.Kötürüm ama'ya "Bu bahçede güzel meyveler var gördüm.eğer ayaklarım olsaydı koparıp yerdim"dediğinde,kör olan ona:"ben seni omuzuma alayım"deyip kaldırdı.Kötürümde meyvelerden kopardı.beraberce yediler.Bu durumda suç kimin?.Ruh ve ceset birlikte:"Yarabbi ,suç ikisinindir"dediklerinden Hakteala da:"kendinizin suçluluğuna kendiniz hükmettiniz buyurup iyilik ve kötülüklerinin yakışan cezasını verir".(İbni Abbas r.a)


ŞERİATLARA GÖRE AĞIR YÜKLER

Hz.Musa şeriatında bir kimse yanlışlıkla
bir kimseyi öldürse diyet ,barışma ve affetme caiz olmazdı.Öldürdüğünün yerine onu öldürmek kuralı vardı.İsa A.S şeriatında elbiseye,ayakkabıya,kürke bir pislik bulaşsa orasının kesilmesi gerekirdi.Su ile yıkamak temizlemezdi.Bir gün ve gecede 50 vakit namaz farz idi.Zekatları 1/4 oranında idi

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

EFENDİMİZE (sav)METHİYE

Bir gün seni cömertlikte bulutlara benzetirse methine hata etmiş olur.Çünkü bulutlar verir ağlar fakat sen verir gülersin (Hassan b.Sabit)

GÖNÜL ÇOCUKLARI

İnsanları gönül döllüyor.Bu nedenle gönül çocukları ayrı oluyor.Gönül çocukları"yol evladı"dır."Bel"evladı"değildir.

ÜMMİ ŞEYHİN LEZZETİ

Fatih Türbedarı Ahmet Amiş sultanımızın mürşidi Niğdeli Bekir Efendi isimli bir azizmiş.Okuma yazması olmayan ümmi bir zat imiş.Bu nedenle Ahmet Amiş sultan :"Siz ümmi şeyhin lezzetini bilmezsiniz.Hiç tortu karışmadan her şeyi aslından,anasından söyler"demiş.

HALVETİ-ŞABANİ SİLSİLESİ

(Silsiledeki isimleri okumak dahi vücud ve ruha faydalıdır)
HAZRETİ ALİ-
HASAN BASRİ-HABİBİ ACEMİ-DAVUDU TAİ-MARUFU KERHİ-SIRRİ SAKATİ-CÜNEYDİ BAĞDADİ-MİMŞAD DİNAVERİ-MUHAMMED DİNAVERİ-MUHAMMED BEKRİ-KADI ÖMER VEHÜDDİN-ÖMER BEKRİ-İMAM SÜHREVERDİ-KUTBEDDİN EZHERİ-RÜKNEDDİN ŞİNCASİ-ŞEHABETTİN TEBRİZİ-MUHAMMED CEMALEDDİN ŞİRAZİ-İBRAHİM ZAHİD GEYLANİ-AHİ MUHAMMED KEREMÜDDİN HAREZMİ-
PİR ÖMER HALVETİ
AHİ MİREM MUHAMMED HALVETİ-MUHAMMED İZZETTİN TÜRKMANİ-SADRETTİN HIYAVİ-
PİRİ SANİ SEYYİD YAHYA ŞİRVANİ
MUHAMMED ERZİNCANİ-ÇELEBİ HALİFE CEMAL HALVETİ-HAYREDDİN TOKADİ-ŞABANI VELİ-ABDULLAH İSKİLİBİ-MUHİDDİN KASTAMONİİ-ÖMER FUADİ-İSMAİL KUDSİ-MUSTAFA MUSLUHİDDİN-ALİ ETVAL KARABAŞİ-NASUHİ MEHMET EFENDİ-ABDULLAH RÜŞDİ-MEHMET ZORAVİ-MUSTAFA ÇERKEŞİ-BEYPAZARLI ALİ EFENDİ-KUŞADALI İBRAHİM HALVETİ-MEHMET TEVFİK BOSNEVİ-NİĞDELİ BEKİR EFENDİ-TÜRBEDAR AHMET AMİŞ EFENDİ-KAYSERİLİ MEHMET TEVFİK EFENDİ-AHMET TAHİR MARAŞİ-MUSTAFA ÖZEREN-TABİB ALBAY HAMDİ HIZALAN..........

MARİFET NEDİR?

Hakk'ın kendisi hakkında salike verdiği Bilgidir.Hakikat bilgisi,ilk insandan kıyamete dek hükmü baki kalacak olan manadır.

TASAVVUFTA SİLSİLE NEDİR?

Allah C.C ın feyzini(ilahi enerjisini)birbirine aktaran şeyhler zincirine silsile denilir.

ŞERİAT GAYRETİYLE İDAM EDİLEN VELİLER

Kanuni Sultan Süleyman zamanında sözleri şeriatın zahirine terstir fetvasınca idam edilen AŞK VELİLERİ:
Melameti Oğlan Şeyh İsmail MAŞUKİ r.a(1538)
Bosnalı HAMZA BALİ(r.a)(1561)
Halvetiyye-Ruşeniyye-Gülşeniyye kolundan Şeyh Muhyiddin Karamani r.a(1550)

TEMELLER

Taat ve ibadetin temelleri:KORKU-ÜMİT-MUHABBET(Cehennem-Cennet-Aşk)
İsyanın temeli:HASET-KİBİR-HIRS

NEFSİN ZEVKİNE HİZMET ETMEK

Davud-i Tai'nin yanına biri girdi.Su kırbasına güneş ışığı vurmakta idi.Güneş ışığının suyu ısıtacağını düşünerek"şunun yerini değiştirip gölgeye koymak istemezmisin?"deyince Tai:"Onu oraya koyduğumda güneş yoktu.Şimde Rabbimin beni ,nefsimin zevki için yürürken görmesinden haya ederim"demiştir.
Gelelim bugünün bizlerine:Bedenimize ait hangi zevki reddebildik.Hiiç.
Maddi imkanımız kısıtlı olduğu için ,imkanı yerinde olmayanların hallerini kınıyoruz.Kedi uzanamayacağı ciğere "Murdar(kokmuş)"dermiş.

TARİHE NOT

Cumhuriyet kurulur.Kadı yetiştiren(Medresetül kuda:en zeki talebelerden devşirilmiş,dini ve ilmi sahada  prefösör seviyesinde insan yetiştirmeyi hedeflemiş mektep)okuldan mezuniyeti hak eden 40 talebe mevcuttur.Bu mezunların Cumhuriyete karşı çıkacağını sezen Atatürk derhal bu okulu kapatır.Akşehirli Hoca,Hacı Veyissaze Mustafa Efendi teklif edilen Diyanet Reisliğini kabul etmezler ve Mevlana dergahı müzeye dönüştürülür.

KUR'AN'DA ALTI ŞİFA AYETİ

1-)Allah C.C müminlerin gönlüne şifa verir(Tevbe 9/14)
2-)Ey insanlar ,size rabbinizden bir öğüt,gönüllerdeki hastalıklara bir şifa,müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir(Yunus10/57)
3-)Onda insanlar için bir şifa vardır(Nahl 16/69)
4-)Biz Kur'an da müminler için bir şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz"(İsra 17/82)
5-)"Hasta olduğumda bana şifa veren O'dur"(Şuara 26/80)
6-)"De ki:O,inananlar için bir hidayet ve şifadır"(Fussilet 41/44)

Şeriatı Yaşamanın devamı

Vücudumuz bir çuvala benzer.İçimizdekiler ise,ibadetlerle elde ettiğimiz buğday taneleri.Buğday tanelerine sahip olmak açlığımız giderirmi?hayır.Buğday öğütülecek.Un hali açlığımız giderir mi?Hayır,hamur haline getirilecek.Hamur açlığımızı giderir mi?hayır fırında pişip ekmek olacak.Bu ekmek yenmedikçe ne aklımız kuvvetlenir ne canımız.Ekmek vücutta yok olmakla(yenmekle)akıl ve can nasıl kuvvetlenirse,akıl ve can Hakk'ta yok olmadıkça tehlike devam etmektedir.

ŞERİATI YAŞAMAK YAHUT GERÇEK DİNDARLIK

Şeriatı yaşamak bir şeyler ekmektir.Toprağa ekilmiş tohum olarak düşünmeliyiz.Dünyada ibadet yap,sevap kazan,ahirette cennete kavuşacaksın şeklinde algılanan bir dinimiz yoktur.Ektiğimiz tohumun bu dünyada semerelerinin tahsil edilmesi gerekir.Çünkü,ekilen tohumun yeşerip yeşermediğini bilmek gerek.Çorak yere ekilmiş bir tohumdan bir şey hasıl olmaz.Sevap biriktirmek diye dinde bir kavram yok.Tohum eken kişi,o tohumdan oluşanı biçerse faydalanmış olur.Şeriatı yaşayanın ibadetlerden beklenen faydaya ulaşmışsa dini yaşamış olur.Nedir bu faydalar:Tüm ibadetlerden maksat iç temizliği temindir.Biz kötülüğü,fiil olarak algılarız.Zina'yı fiil olarak algılarız.Gıybetin ,Zina'dan daha şiddetli olduğunu hiç düşünmeyiz.Hasedin,kinin yaptığı tahribatın nasıl ve nice olduğunu hiç düşünmeyiz.Kibri,Kini,Hased'i,Öfkeyi,Cimriliği,Hırsı söndürmeyen bir ibadet ve dini yaşam kişinin kendini aldatmasıdır vesselam.

İNSAN YÜZLÜ ŞEYTANLAR

Dünyada insan yüzlü pek çok şeytan bulunduğundan herkese el uzatmak ,güvenmek doğru değildir.Daima bir aşıkla düş kalk ve daima aşıklığı seç.Aşık olmayan bir kimse ile bir dakika bile oturma.Bir şeyhin sohbetinde bir günde elde ettiğin faydayı aylarca ve yıllarca mücahede,halvet ve zikirden temin edemezsin.Bir kimse şeyhten istifadesi olmamışsa muhakkak ki o kimse sohbette ihlaslı değildir.Onun maksadı Hak olmayıp halk arasında şöhretini yaymaktır.

AYRAN'ın İÇİNDEKİ YAĞ

Tabiki görmeyiz.Tereyağının ortaya çıkması için yoğurdun ayran haline getirilmesi,çok çalkalanması ve soğuk buza tabi tutulması gerekir ki yağda gizlenen tereyağı ortaya çıksın.Bu nedenle İnsandaki Dünya  ve mansıp(mevki) isteği ayranın içindeki yağ gibi gizli imiş.Bir insan"Ben övülmekten hiç etkilenmem"iddiasında ise övülmek tatlı olduğundan eseri görülmez.Her şey zıttı ile ortaya çıkar kuralı gereğince övülmenin Zıttı eleştiri ve küfre muhatap olduğunda bunu söyleyenlere karşı içinde öfke duymuyorsan sen doğrusun.Övülmek ve zemmedilmek senin yanında eş değerdir.Böyle bir insan,zehre karşı olan panzehrini kendi yanında taşıdığı için bu kişi tökezlemez..

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

İKİ YIRTICI KURT

"Şeref ve mal sevgisinin bir Müslümanın dininde yaptığı zararı ,iki yırtıcı kurt bir koyun sürüsüne yapamaz"hadisi şerifinde vurgulanan objelerdir.Dünyalık istemenin tehlikesini bize gösteren sayısız hadiseler anlatılmıştır.Hz.Süleymanın duası,Karun olayı,Baur oğlu Belam hadisesi,Efendimiz zamanında yaşanan Salebe isimli kişinin başına gelenler v.s.Bu durumda dünyalık istememelimiyiz?sorusuna nasıl cevap verilebilir.Şu bir gerçektir ki Rızk semadan gelir ve o da Hakk'ın ezeldeki takdirine göre iner.Bu takdir sebebleri gözardı etmez.Zaten bu takdir,sebebler içerisinde kişiye sunulur.Sistemin çalışması için sebeplere tevessül şarttır.Buna inandıktan sonra rızkın artması veya eksilmesi gibi bir düşünce içinde olmamamız gerektiği gibi,çok istememize rağmen gerçekleşmeyen bir durum içinde ümitsizlik beslememeliyiz.

20 Eylül 2015 Pazar

MEHMET FİKRİ METLİ DEDE'NİN RESULULLAH'TAN SESLENİŞLER


13 Mart 2014 Perşembe


MEHMET FİKRİ METLİ DEDE'NİN RESULULLAH'TAN SESLENİŞLER

RESULULLAH'TAN SESLENİŞLER 

EY HAK KOKUSU DUYMAYAN,PEYGAMBER DUYGUSU OLMAYAN GAFİLLER, BEKLERSİN İSA İNECEK GÖKTEN,ARZ NE DEMEK,ARŞ NE DEMEK?HEPSİ ONSEKİZ BİN ALEM DEĞİL Mİ BİR İNSAN?ARADIĞIN NE?BULAMADIĞIN,GÖREMEDİĞİN NE?SEN NESİN?HERŞEYDEN EVVEL ONU DÜŞÜN.PEYGAMBER GİTMEDEN,İSA GÖĞE URUÇ ETMEDEN DÖNDÜLER ARZA.KUR'AN AHKAMI DEĞİŞİR Mİ HİÇ,MÜMİNLERE YOL GÖSTEREN KOCA KİTAP.İSTERSEN MUSA'NIN TURUNU KENDİ GÖNLÜNE GİR,İSTERSEN İSA'NIN ARŞINI KENDİN İYİ TANI,İSTERSEN PEYGAMBERİ KENDİNDE ARA DA GÖRESİN KARŞINDA .HEPSİNİ BİRDEN İSTİYORSAN RABBİNİ ARA BUL,SECCADENİN ÜSTÜNDE OTURMAKLA DA BULUNMAZ BU YOL,ANCAK VARLIĞINI AŞK ATEŞİN DE YAKARSAN,RESULÜNE HAK GÖZÜYLE, BAKARSAN UZAKTA OLSAN,HAKKA EN YAKIN GENE SENSİN,HAREKETLERİN,İÇİNDEKİ DUYGULARIN HEP BİR OLURSA ANCAK AŞK ATEŞİ PARLAR İÇİNDE.BAZEN YANAR,BAZEN SÖNER,BAZEN DE KÜL OLURSUN,CÜZ-İ İRADENİ BIRAKIR KÜLLE BAĞLARSAN OLURSUN GÜL.O ZAMAN SENİN YANDIĞIN GİBİ SANA DA YANARLAR,BİRGÜN,RABBİNİ,RESULÜNÜ ÖYLE SEVKİ,NE CENNETTİN SEVİNCİYLE,NE CEHENNEM KORKUSUYLA DEĞİL,KENDİNİ YOK EDENE KADAR SEVKİ,SEN BEN KALKSIN.SEN O,O DA SEN OLASIN.O ZAMAN VUSLAT YOLU AÇILIR İŞTE.


RÂBBİ ÂLA,YI O SENİ SEVDİĞİ KADAR SEV,RÂBBİN,SENDEN SEVGİSİNE KARŞI SEVGİ BEKLİYOR.
BEDEN KABUĞUNA DİLEDİĞİN GİBİ KIYMET VERME,KABUĞU KIRIP,DÖKÜP YOK ETMEZSEN MEYVENİN İÇİNİ NASIL YERSİN?GÜLÜN TOMURCUĞUNU DÜŞÜN,ÖYLE KALSA KOKU VERİR Mİ HİÇ? RABBİSİNE  TESLİM OLMUŞ GÜL,KABUĞUNDAN KURTULUNCA BÜLBÜLÜ AŞIK ETMİŞ KENDİNE.DÜŞÜN Kİ GÜL OLMASAYDI ,BÜLBÜL AŞKI NERDEN ARAYACAKTI,GÜL TANRIYA BÜLBÜL GÜLE AŞIK ARADA YANLIZ BİR AŞK KALMIŞ.İŞTE RESULÜNE BÜLBÜL GÜLE AŞIK OLDUĞU GİBİ AŞIK OLKİ EL ELE.HAKKA VASIL OLASIN,ONUN KOKUSU SANA GIDA OLSUN.ÇÜNKÜ RUHUN GIDASI YANLIZ AŞK KOKUSUDUR.TOPRAKTA ÇÜRÜYECEK BEDENİ GELİŞTİRMEK NEFSİ ŞAHLANDIRMAK İÇİN,YİYİP,İÇMEK DEĞİL,RUHUNU TEMİZLEMEK İÇİN,ONUN KOKUSUNDAN GIDALANMAYA ÇALIŞ Kİ BEDENİN AĞIRLIĞINDAN KURTULUP,RUHUN SEYRANDA TEKAMÜL EDEBİLSİN.AKSİ HALDE DÜNYA ZİNDANINDAN KURTULMANIN ÇARESİ YOKTUR.LA,YI KALDIRDA BAK RESÜLÜNÜN YÜZÜNE,İLLALLAH ZAHİR OLUR GÖZÜNE,SONRA DÖN KALBİNE,SEN YOK OLUR.ALLAH DERSİNDE HER BİR ZERRENLE.BUNU BULMAK KOLAY DEĞİL KAL-İ KIYÜL İLE BULUNMAZ BU MENZİL.BİR NOKTADAN GAYRİ NE ARARSIN?.....FATİHA'YI ŞERİF DEĞİL Mİ HAT-I MÜSTAKİM MENZİL MENZİL AÇILIR PERDELER,KOCA KUR'AN CEM OLMUŞ BU AYETTE.SIRRINA ERERSEN MÜSTEKİMİN.AYETTULLAH OLDUĞUNU ANLARSIN BEŞERİN,KERİMDEN GELMİŞ KELAMULLAH,İNSANLIĞIN KIYMETİNİ BİL.HER BİR İNSAN AYETULLAH,ADEM'DEN BU ANA KADAR YAZILMIŞ,İNSAN OLMAYAN KIYMETİNİ BİLEMEMİŞ.KUR'ANI GELİŞİ GÜZEL OKUMAKLA DA OLMAZ,OKUYUPTA YOLUNDAN GİTMEMİŞİN NEYE YARAR?.....VÜCUD ÖĞLE BİR GEMİ Kİ DÜMENİ RUHUN ELİNDE.DÜMENİ SAĞA SOLA OYNATIRSAN İŞTE PUSULAN ŞAŞTI GİTTİ.GEMİN ÖYLE BİR DERYADADIR Kİ UÇSUZ BUCAKSIZ BİR DERYA.MENZİLLER ÖTESİNDE MENZİLLER...


SONSUZLUK DERYASI BU YOL.ETRAFINA BAKINIP OYALANMAYA HİÇ GELMEZ,YA DÜMEN BOZULUR,YA ATEŞ SÖNER.ÇÜNKÜ BU GEMİNİN HERŞEYİ SEN,EY UKBA YOLCUSU!BİRGÜN BİNECEKSİN SESSİZ BİR GEMİYE GÖTÜRECEKSENİ HESAP GÜNÜNE VERECEKLER AMEL DEFTERİNİ ELİNE.EH,GAYRİ OKU BAKALIM KÜNYENİ ,AKMI YAZILI KARAMI YAZILI.RABBİMİN O ZAMAN YETİŞECEK.RASULÜN ŞEFAATI,HİMMETİ SEN ALLAHA ALLAH DİYEN KULUNA,KUL OLURSAN.O DA TUTMAZ MI MAHŞER GÜNÜ ELİNDEN.ALMAZ MI SENİ ŞEFAAT SANCAĞININ ALTINA ALLAHIN SEVGİLİSİ.SIKI YAPIŞ KUR'ANA İBADETİNİ YAPARKEN,TESBİHİ BONCUK GİBİ SAYMA.HER BİR ZERRENLE DERSEN HAKK,BELKİ YÜZÜN OLUR AK.SAĞA,SOLA HAYKIRMA,KENDİNE YAPILAN İĞRENÇ HAKARETİ BİR BAŞKASINA SEN YAPMA.AKSİ  HALDE YAPTIĞIN İBADETİ SİLİP GÖTÜRÜR SENİN KAKINMAM.EVLADI,RABBİN SENİ VASITA KILDI DÜNYAYA GETİRMEYE ANAYIM,BABAYIM DEYİP,HEP ONDAN BEKLEME,ÇÜNKÜ O'NUN DA SENDE HAKKI VARDIR.ÇÜNKÜ  BU KARANLIK DÜNYAYA GELMEYE SEN SEBEB OLDUN.ONA HANGİ KAPIDAN GELDİĞİNİ.HANGİ KAPIYA GİRECEĞİNİ BİLDE BİLDİR.DÜNYAYA HANGİ YOLLA GELDİĞİNİ ANLA DA ONA DA ANLATMAYA ÇALIŞ.İNSANLIĞINLA ONA ÖRNEK OLDA,ONDAN GELECEKLERE ODA ÖRNEK OLSUN.SEN BİLEMEZSİN,ÂDAP,ERKAN NE DEMEK,BU NESİL NASIL YETİŞİR.NASIL ANLAR ALLAHINI ,EDEP OLMAZSA NASIL GİDİLİR.ÇALAP HUZURUNA?KOCA KAPIDAN ATTINMI İÇERİYE ADIMINI SEN YOK OL GAYRİ.İNSANLARIN TAŞTAN TOPRAKTAN YAPTIĞI CAMİİDE DÜNYA KELAMI KONUŞULMAZ,HAYASIZCA OTURULMAZ,MİHRABIN ÖNÜNDE BÖYLE OLMASI DOĞRU İKEN,HAKİKAT KARŞISINDA NASIL OLMALI BİR İNSAN?BAK RESÜLÜN YÜZÜNE,KAŞLARI MİHRAP,GÖZLERİ CEMAL.CAMİİ DÜŞÜN,BİR DE CEMAL DÜŞÜN.KENDİNE VERDİĞİN BAHAYI VERME RESÜLE ONU KAZANMAK SENİN KADAR UCUZ DEĞİL.ANCAK CANIN BAHASINA KAZANILIR ONUN MUHABBETİ.ÖYLE BAĞLAN,ÖYLE SARIL Kİ BU HALAKAYA ONUN YANLIZ YANLIZ KARŞISINDA OLDUĞUN ZAMAN HATIRLAMA KENDİNİ.KALBİNE GİR Kİ AYİNESİN DE SEN YOK İKEN SENİ GÖRSÜN.HAKLA KELÂMINDA SEN DE DAHİL OL HUZURA.İŞTE YOLUN BAŞI  DA BU SONU DA.SIRAT-I MÜSTAKİM HEP ONUN NUR KALBİNDE GİTTİĞİ GİBİ SENİDE GÖTÜRÜR.BEN DE İNSANIM DEYİP DE GÜVENİRSEN NEFSİNE NE YOL KALIR NE HAKİKAT KALIR ORTADA YIKILIR GİDERSİN,ZİLLETTE DÜŞERSİN,HAKK KORUSUN CÜMLE KULLARINI  BU FELAKETTEN.AMİN.

KOCA UMMANDA YÜZMEYİ ÖĞREN.ÇIRPINIŞIN BEYHUDE .KENDİNİ CANSIZ GİBİ BIRAKABİLİRSEN DERYANIN ÜSTÜNDE.İŞTE O ZAMAN KULAÇ,KULAÇ YÜZMEYE BAŞLARSIN.BİR DE RESULÜN DOKUDUĞU  KUMAŞTAN DALGIÇ ELBİSESİ GİYEBİLİRSEN BAŞLARSIN KOLAYCA DENİZİN DİBİNDE İNCİLERİ TOPLAMAYA.AMAN NE GÜZEL PIRIL,PIRIL İNCİLER.HAKK YOLUNU AYDINLATIR ONUN IŞIĞI .SEN İNCİLER BUL DA,ZARARI YOK ÇAKIL TAŞLARI ARASINDA OLSUN.ONU BULAN BİR GÜN ELBET TEMİZLENİR TAŞ TOPRAKTAN.YANLIZ KENDİNİ İYİ ANLA,ÇOK KIYMETİNİ BİL BU İNCİ DANELERİNİN,SARRAF OL DA SIR SAKLA,ÇOCUK OLUP,OYNAMA ONLARLA BONCUK GİBİ,ÇÜNKÜ BU İNCİLER LAYİK OLAN GERDANA TAKILIR,KARANLIK YOLLARI AYDINLATIR.İNSANLIK NOKTASI ÇOK BÜYÜK MERTEBE NEDEN?ÇÜNKÜ RABBEL ÂLEMİN RESULÜNÜ İNSAN OLARAK GÖNDERDİ DÜNYAYA İNSANLARA,İNSANLIK AŞISINI VURSUN,ÖRNEK OLSUN DİYE..İNSANLIK ÇOK KIYMETLİ BİR VARLIK.CENÂB-I HAKK,DİLESEYDİ KENDİ NURUNU CİSME BÜRÜNMEDEN DE GÖNDERİRDİ  DÜNYA YÜZÜNE.NEYE KADİR DEĞİL Kİ RABBİL ÂLÂ,FAKAT KUR'ANI KERİM Mİ,KULLARINA İNSANLIK KANUNU OLARAK O YÜCE KİTABI,O İLAHİ VARLIĞI,LAHÛTTAN SESLENİŞİ ANCAK ŞEKİLSİZ OLARAK NASIL SESLENEBİLİRDİ?MUTLAK KENDİ VARLIĞINI,KENDİ NURUNDAN YARATTIĞI YÜCELER,YÜCESİ BİZ ACİZ KULLARINI METH ETMEĞE LİSANI KAFİ GELMEYEN BİRİCİK PEYGAMBERİNİ BİZLER GİBİ ASİL KULLAR SIFATINA BÜRÜDÜ DE GÖNDERDİ  BU ARZA.İŞTE,KENDİNİ YÜCE RESULÜN NURUNDAN HALK EDİLDİĞİ ANLIYABİLEN VE KENDİNDEKİ BENLİĞİ TERK EDİP GİNE O YÜCE VARLIĞI KENDİ RUHUNDA VE RUHUNUN MUHAFAZA EDİLDİĞİ BU İNSAN OLARAK FANİ VARLIĞIMIZIN HER ZERRESİNDE SEZEBİLİRSEK,CENAB-I HAKKIN VARLIĞINA O NİSPETTE İMANIMIZ GÜRLEŞECEKTİR.ALLAH VE PEYGAMBERE HER MÜSLÜMAN İNANIR,FAKAT İNSANLARIN ÖMÜR BOYUNCA ÇEŞİTLİ TECELLİYATLA KARŞILAŞTIKÇA KENDİ YAPTIĞI HATALAR YÜZÜNDEN BİR BAŞKASINI SUÇLANDIRMAYA ÇALIŞMAK VE KENDİNİ GAFİLCE DÜŞÜNCELERİ İLE HER HUSUSTA  HAKLI ÇIKARMAYA, ÇALIŞMAK İNSAFSIZCA KARŞISINDAKİNİ SUÇLU GÖSTERMEK,HAKKINI GASPETMEK,ALLAHIN KENDİNE GAİPTEN BAHŞETTİĞİ MADDİ VARLIĞI SADECE KENDİNE MAL ETMEK VE BÜTÜN YARATIKLARIN BİR NOKTADAN HALK EDİLDİĞİNİ UNUTARAK GELİP GEÇİCİ BU DÜNYA YÜZÜNDE BIRAKIP GİDECEĞİNİ DÜŞÜNMEDEN PARAYA,MALA,MÜLKE ŞÖHRETE GÜVENEREK GURURUNU KAMÇILAMAK VE KARŞISINDA KİNİN DE KENDİNİ YARATAN ALLAHTAN YARATILDIĞINI UNUTMAMAK VE EZELDE Kİ AHDİNİ BOZMAK,SAYMAKLA TÜKENMİYECEK KÜFÜRLERLE BU DÜNYADA YAŞAMAK.BUNLAR İMAN DEĞİL.BUNLAR İMANI SIFIRA İNDİRECEK KADAR GAFLETTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL.ALLAHA İNANAN,ONDAN HER GELENE DE İNANIRDA SABIR LİBASINA BÜRÜNÜR.

KANIN KAN,CANIN CANAN OLSUN KUZUM............

MEHMET FİKRİ METLİ HZ.
alıntı:Mehmet Koyunoğlu

19 Eylül 2015 Cumartesi

İSMİ HU

Remzi Zattır ismi Hu
Sıfattan beri olmaktır bu
Henüz nüzul etmedi ruhu
Remzi Zattır ismi Hu

Mutlak soyutluk halidir Zat
Oluşmadan alemler kat, kat
Ve Hay'dan inmeden hayat
Remzi Zattır ismi Hu 

Gaybında gaybı Zatı mutlak
Demedi henüz kendine ol Hak
Cisme bürünmek lahutta yasak
Remzi Zattır ismi Hu 

Varlığı kendinden kendine
Lüzum duymaz başka şeye 
Hu işarettir mutlak birliğe
Remzi Zattır ismi Hu

Müşahede edilmez O asla
İnsan çıkmadı henüz çokluğa 
Ahadi birlikte gizli ol Zat'ta 
Remzi Zattır ismi Hu 

Her an bir başka tecelli
Hu'dan iner besbelli
Görmeli tecellideki şen'i 
Remzi Zattır ismi Hu 

Huviyettir Zatü Baht'a
Tüm şeyi eder ihata
İdrakte çıkılmaz ol kata 
Remzi Zattır ismi Hu

Tüm suretler ilminde onun
Alemi madde tezahürü bunun
Varlığı kayıtlanmaz Hu'nun
Remzi Zattır ismi Hu
18 08.2015


18 Eylül 2015 Cuma

EHLULLAHIN VEFATINDA TABİAT HADİSELERİ

Cenab-ı Hakk'ın bir sevgili Velisi dünyayı değiştiğinde mutlaka arz veya gökteki tabiaat hadiselerinde fevkalade durumlar gözlemlenir.Bunun Kur'an daki işareti şu ayettir:(Duhan 44/29)"Onlar için gökte ağlamadı yer de ağlamadı"

TARİHE NOT

Azizimden dinlemiştim.
İran Şahı Pehlevi,Topkapı müzesinde bulunan İran Şahının tahtının kendilerine verilmesine karşılık ülkenin tüm dış borçlarını ödemeyi teklif etti.Menderes bunu kabul etmeye yeltendi ancak başıyla ödedi. 
Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

TARİHE NOT

Konya'nın ikinci Valisi.O da birincisi gibi Askeri bir PAŞA dır.Müzeye çevrilen dergahın sol dipteki odacıklarında kalan birini merak eder."Sinekli baba"derler.Piri fani bir zattır.Kapısını çalar"Giir"sesi duyulur.Kapının açılması ile birlikte sayısız sinek ordusu dışarı çıkar.Valiye hitaben:"Sinekleri idareden acizsin Konyayı nasıl idare edeceksin"der.ve ilave olarak:"ahalisi kavgacı ve inat olan Çayırbaşı suyunu Konyaya sen getir"der.Dergah müzeye dönüşünce gece içeride kimse kalmaz,sinekli Baba'da dışarı çıkartılmıştır.Kapılar mühürlenir.Sabah namazında bekçiler Sinekli Baba'yı içeride abdest alırken görürler.Müfettişler gelir.Her sabah içeride abdest almaktadır.Sonra nezarete alınıp AFYON'a sürgüne gönderilir.Hazreti Pir Mevlana Efendimizin evlatlarının bulunduğu şehirler:KONYA-AFYON-KÜTAHYA ve İSTANBUL'dur. 

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN
Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

TARİHE NOT

AZİZİM NECİB EFENDİ buyurmuştu(22.01.2013).Hz.Pir Mevlana Efendimizin ziyaret girişinden ücret alınması kaldırıldığı zaman ülkenin üzerindeki karanlıklar kalkacaktır.Bu gelirden Hz.Pir'in yaşayan evlatlarına pay ayrılması gerekir. 
Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

NECİB SULTAN'DAN:TARİHE NOTLAR

AZİZİMDEN DİNLEMİŞTİM.
Atatürk,Yunan harbi sırasında Konya Valisi olan Paşa'dan silah alımında kullanmak üzere Konya Eşrafından Para toplanmasını emreder.Vali Eşrafı davet eder.İkramdan sonra,gelen misafirlere meseleyi açar ve liste yapılır.Herkes vereceği sarı lirayı listeye yazdırır.80 yaşlarında birisi listeye bir şey yazdırmaz.Vali :"Efendi sende az çok birşeyler söyle"deyince o zat"Toplanan ne oldu?"diye sorar.Vali biraz kızgın ana içinden"hem bir şey vermiyor hemde toplananı soruyor"düşüncesini geçirerek taahhüt edilen rakamı söyler.O zat "TOPLANAN KADAR DA BENDEN"der.Herkes bu adamın kimliğini merak eder ama bulamazlar.Toplantı dağılırken Vali bu adamı yolcu etmek için ayağa kalkar ama o zat:"Paşa,o iş buraya gelirken lazımdı"der.Çünkü Vali o adamı karşılamamıştı.  

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN
Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

Yahya b.Muaz

Malının noksanlaşmasına üzülüpte ömrünün noksanlaşmasına üzülmeyen kimseye şaşılır

Şeyh ŞİBLİ'nin sözü

Vaiz,kürsüde cemaata söylüyormuş:"Cemaat,İnsan öldüğü zaman ,Allah ona bir çok sualler sorar.İlmini nasıl kullandın?Paranı nasıl kullandın,ibadet ettin mi? v.s
Oradan geçen Şeyh Şibli durmuş ve bir sütuna dayanarak vaize hitaben şunları söylemiş:"Vaiz efendi Allah o kadar çok sual sormaz.Tek  şey sorar "BEN SENİNLEYDİM,SEN KİMİNLEYDİN?"

İBADET ve İBADETTEN MAKSAT NEDİR?

İbadet yüz kısım olsa biri taat anın ancak
Kalan doksandokuz kısmı Hüda'dan bil Haya ancak


İbadetten asıl maksat heman Allah'ı bilmektir.
Edeple aşkı imanı bu yolda rehber etmektir.
(Kenan Rifai hazretlerinin olabilir)

Kör-Topal-Sakat'ın durumu

Bir kör,bir topal,bir sakatın bu halleri ileride kendileri için mağfiret sebebi olur.Fakat akla sahip olduğu halde Allah'ı arayıp bulmayanın aklı bu kimsenin tart edilip lanetlenmesinin sebebi olur.
Kenan Rifai hazretleri.

AMİLLER-ALAMETLER

Amil(sebeb)demektir.
Refah ve rahatın amili nedir?
(Kendini bilmek ve kimseyi incitmemektir)
Fazilet ve Kemalin en bariz alameti nedir?
(Bir kimsenin ayıbını görmemek ve söylememektir)
Dünyada huzura ve refaha ermek için ne yapmalıdır?
(Eline-diline-Beline sahip olmalıdır)
Ölü kime derler ,bilir misiniz?
(Zinde olupta rahat ve zevki olmayana)

AZİZ MEHMET DUMLU EFENDİDEN BİR ANEKTOD DERS

babam derdi..

yavrularım dikkat edin..onlar töbve ederler tövbelerini bozarlar yine tövbe ederler yine bozarlar ve bir daha tövbeleri kabul olmaz......

peki kabul olmadığını nasıl anlarız diye sorduğumda..

"ALLAH sizi yine bu elbiselerinizden kendi ile kendini bu suretlerden imtihan eder..önce malınızı alır ,işinizi bitirir ,ailenizde bet bereket kalmaz, ayrılıklar olur ,heva peşinde koşturtur ..ondan sonra taş ile dövsen kendini kâr etmez...yaşarsın ama hiç bir tecellisine mazhar etmez...anlık işin, anlık eşin, anlık aşın olur.. öldürmez ama asla bir daha sana huzur ortamına kavuşturmaz ..evlenseniz dahi bir arada tutmaz ....sizde ki namazı abdesti alır" derdi.

şimdilerde moda oldu bu halleri yaşayanlar ..sanki kendilerine mükafat verilmiş gibi bu halleri umursamıyorlar.. ben ,dikkat edin bu halleri yaşamayın ,bilin ki ,içinde bulunduğunuz bu hal mükafat değil size cezadır uyarayım diye yazdım.
bu sözleri idrak etmek ve yaşamak zaman aldı.. fakat dediklerinin bir bir doğru olduğunu müşahade ettim....içimden geldi yıllar önceki bu kelamını hatırladım sizlerle paylaştım...

alıntı: ÜMİT