22 Eylül 2015 Salı

KIYAFET DEVRİMİNİN HİKMETİ NE OLA Kİ?



Cumhuriyetin kurulması akabinde devrim kanunları içinde kılık kıyafet devrimi nam altında bir takım düzenlemeler yapılmıştı.Hatay bölgesinden çok kişi şapka giymemek için Suriyeye geçmiş ve dönmemişlerdi.Bu kişiler şeriatı sert yaşayan insanlardı.osmanlıda her mesleğin yahut tebaanın kıyafetleri ayrı olup toplum içinde bilinmesi yönünden bu zaruretti.Ulame kıyafeti,meşayih kıyafeti v.s.Hakikatte Kıyafet hadisesinin toplum içinde geldiği nokta nedeniyle bu devrim yapıldı.Ancak,bu devrimi yapanlar işin hakikatinden bihaber geçmişle alakayı kesmek ve batıya uygunluk sağlamak amacındaydılar.Ancak Tüm işleri yaptıran Cenab-ı Hak olup,hikmeti kendinde gizlidir.Ancak zahirde bu iş birilerine bir sebeble yaptırılır.Buna ters çakılmış nal tabir edilir.İşaretler gidiş istikametinin tersini gösterir.İlk dönem Melamilerinden HAMDUN KASSAR'ın şu sözlerini değerlendirdiğimizde Osmanlıdaki kıyafetin içinin boşalmış olduğunu idrak edeceğiz:
"Bir gün Nişabur'un bir mahallesinde dolaşıyordum.Nişaburdaki fütüvvet ehlinin önderi konumundaki Nuh el Ayyar ile karşılaştım ve kendisine dedim ki:"Ey Nuh!.Fütüvveet nedir?"Nuh:"Senin fütüvvetin mi?benim fütüvvetim mi?"diye sordu bende her ikisinin tanımlamasını istedim.Nuh şöyle dedi:"İyi elbiseyi çıkarırım,hırkayı giyerim ve bu hırkaya layık davranışlar sergilerim.Böyle sufi olmayı ümit ederim ve bu hırkadan dolayı Allah'tan utanarak günahlardan uzak dururum.Sen ise insanlar sana hizmet etmesin ve önünde eğilmesinler diye sufi hırkasını giymezsin.Benim fütüvvetim şeriatın zahirine uymak,senin fütüvvetin kalbinin sesine kulak vermektir"

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder