31 Aralık 2016 Cumartesi

PİR ALİ AKSARAYİ HAZRETLERİ

Hacı bayram Veli hazretlerinin yolunu Bıçakçı Ömer Dede devam ettirmiş olup mezar-ı şerifi GÖYNÜKTEDİR.Vefatından sonra kısa bir süre irşad yolunu Bünyamin Ayaş'i hazretleri devam ettirmiş olup mezarı Ayaş'dadır.Daha sonra yolu Pir Ali aksarayi hazretleri devam ettirmiştir. Demişlerdi ki:"Eğer İbrahim ethem bu fakirin zamanında olsaydı, bana geleydi devleti terketmesine rıza vermezdim.Kemaline eriştirirdim.Hem dünya ve hem ahiret sultanlarından olurdu.Sadık müridin dünya saltanatını terk etmesi gerekmez".Bu zatı çekemeyen bazı inkarcılar padişah Kanuni'ye şikayet yazdılar:"Aksaray'da bir kimse Mehdilik dava eder.cennetin dört ırmağı benim evimde vardır diye halkı davet eder"dediler.Kanuni Acem seferinde idi.Teftiş ettirildi.Şeriat mahkemesine çağrılıp sorgulanırken:
"Bizim aleyhimize şahitlik eden sizmisiniz?"diye birisine celal suretiyle işaret edince o kimse derhal teslimi ruh eyledi.Diğer birisine de işaret edince o kimse ağzından pislik kustu..Bu durum üzerine meclistekiler korku ve dehşet içinde sual ve cevaptan aciz kalıp padişaha hali arz ettiler.KanuniSultan otağı ile Üsküdar'a çıkmış iken yolu azaltarak "O tarafa biz kendimiz gideriz diye"başka zamana bırakıldı.Padişah sefer dönüşünde tebdili kıyafetle yanına gitti ve şeyhe hayran kaldı.Padişah:"Mehdiyim demişsiniz.cennetin dört ırmağı bendedir diye bazı sözler söylemişsiniz"deyince "Şevketli padişahım ! zamanın mehdisi sizsiniz.Cennet ırmağından muradım evimin önünden akan tatlı su, bir kaç baş inek ve bir kaç kovan arı var"deyip padişaha tatlı su ,süt ve bal getirdi.Padişah yedi:"Şarap ırmağının örneği üzüm bağınız olmalı"diye şaka etti Şeyh:"Şarap ırmağının numunesi aşk-ı Yezdan ve cezbe-i Rahman'dır, taliplerden esirgenmez"buyurdular.Pertev paşa çuhadar ağa olarak padişahın hizmetinde yanlarında idi.Alaaddin hazretleri paşaya hakkani bir bakışla bakınca paşa kendinden geçip Allah Allah diye haykırıp yere düştü.uzunca bir zaman vecd içinde kaldı Padişah kendini tutamayarak ağladı.Sonra Acem seferi ne dair konuştular.Aziz hazretlerinin işaretleri aynen çıkınca sefer dönüşü tekrar uğradılar .Padişah kendisini İstanbul'a davet etti.Pir kabul etmedi. Padişah: Bari oğlunuzu gönderin deyince onu kabul etti:"Şevketli Sultanım oğlumun ismi İsmail'dir Hak yoluna kurban olmaktan dönmez.Onu size göndereyim"dedi.Oğul İsmail Maşuki istanbul'a gidince altı ay sonra Pir Ali aksarayi hazretleri dünyadan göçtü.

SOMUNCU BABA

Somuncu baba denilen Hamidüddin Aksarayi hazretleri "İlim çinde bile olsa arayın"hadisi şerifinin düsturu gereğince Mürşit Bulmak için Tebriz şehrinin Hoy kasabasında Hoca Alaaddin-i Erdebili'ye ulaşır.Şeyh efendi zikrullah için fukarasını toplamıştır.Zikir esnasında muhabbet gittikçe artıp üç gün devam eder.Aşıklar kendinden geçer Tevhidden ayrılamazlar.Hu Hu sesinden yer gök titrer, ayyaşlar bu sesten etkilenip içemediler.Kıyametten bir eser oldu.Namaz ile tevhid ateşi sakin olunca sema ve tekbirden sonra fukaralar el öpüp dağılırlar.Hoca etrafına bakınıp "Kimse kalmadı mı?"deyince bir köşede Hamidüddin-i vecd içinde buldular.Uyandırınca hocanın ayağına düştü.Hoca onu hücresine götürdü.Yalnız kalınca Velayet burda Acemden Rum'a geçti.
-"Buralarda safdil mürid kalmadı.Ey velayet güneşi şimdiden sonra Rum'a gidip nur saçasın"deyip geri dönmelerine ruhsat verdi.Hazreti Hamudüddin Bursaya geldi bir ev tutup ekmek yapmaya başladı.Bursalılar ona "Ekemci koca"dediler.Hoca Alaaddin vefat edince kutupluk hazrete geçti.Ulu cami yapılıp tamamlanınca ilk hutbe ve vaaz padişah tarafından emir Sultan'a emrolunca Emir Sultan""Zamanın kutbu, Rahman habibinini(sav)gerçek halifesi Bursada iken bu fakiri o hizmete layık görmeyin deyince padişah sordu:"Kimdir?""Ekmekçi Kocadır"deyince padişah, Emir'e:"Vekilimiz ol, cemaata bu saadeti temin et"dedi.emir Sultan varıp Ekmekçi Koca'ya niyaz eyledi.Hazreti Hamid böylece tanınıp şöhret olunca huzursuz oldu ve kayboldu.Hacı bayram Veli dervişi idi ısrarla kendisinden ayrılmadı Beraberce Şam'a oradan mekkeye, sonra Aksaray'a gelip vefatına kadar orda kaldılar.Vefatından sonra yolunu Hacı bayram'ı Veli efendimiz devam ettirmiştir.

BİR KAZA VE KADER SIRRI

Kaza ve kader sırrından bir ilahi sır da budur ki rabbani irade yeryüzünde hangi ülkenin imaretine taalluk etse(Cenab-ı Hak hangi memleketi bayındır yapmak dilerse) kutup orada ortaya çıkar.Orada Veli olmaya istidatlı kimseler çok olur.Hükümdarı adil ve mütedeyyin olur, kuvveti ve şevketi gittikçe artar. Din ve müminler zahiren batınen güçlenir, ülke mamur olur.

MÜRİT Mİ MÜRŞİT ARAR,MÜRŞİT Mİ MÜRİT ARAR?

Melamiyyede durum şöyledir: Melami tarikatına istidadı olan ve buna hak kazanmış olan talip her mürşide mürit olmaz.ve her velinin ,her kamilin dairesine girmez.Hak tarafından korunmuştur.Hidayet vakti geldiğinde batı talipler Kutb- A'zam tarafına çekilir.kendi varır huzura kabul edilir.,ayrılmış payını alır. Bazısını  bizzat Kutbu A'zam çağırıp mürit edinir.Bazısına özel mürşit tayin edilir.Bazısına uzak beldelerden mürşit gönderilir.Hazret-i Mevlanaya hz.Şems'in gönderildiği gibi.Bütün tarikatlarda istekliyi mürşitler arar bulurlar. adetullah böyledir.
Bu dünya devletinde ,sultan reaya, ayan, esnaf istidatlarına göre itibar gördükleri gibi"Zahir batının ünvanıdır"kuralına göre asıl maksat olan batın devletinin ayanı evliya asfiye va mürşitler meşrep ve mertebelerine göre çeşitli velilik ve kerametlerde çalışırlar ve istidatlıları çeşitli yollara çağırırlar.Tayin oldukları hizmet ortamında Hak talibini kendi yollarına irşad ve davet ederler.hasılı kelam her talib isteğine uygun mürşidi bulur. "Ne için yaratılmışsa ,o ona kolay gelir"bir tarikata girer, mahrum kalmaz.

KAŞANİ TEFSİRİNİN ÖNSÖZÜ

Atatürk'ün saygı gösterdiği ve Ulus taki bu zatın bulunduğu kahvenin önünden geçerken kendisini asker selamı ile selamladığı Arabacı İsmail Ağa'nın talebelerinden Ali Rıza Doksanyedi tarafından terceme edilen Semerkandlı Abdürrezzak Kaşani'nin Kur'anın batıni ve enfüsi "ÖZ"tefsiri "Tevilat-ı Kaşaniyye"olarak terceme edilmiş olup bunun önsözünde MELAMİLERİN ilim ve irfan derecesi ve kaynağı hususunda fikir veren şu yazılar mevcuttur;
(Kaşani hazretleri buyuruyor ki;"Ben uzun zaman Kur'an-ı okumağa ve kuvvetli bir imanla manasını tefekküre devam ettim Bununla beraber göğsüm darlık içindeydi ve kalbim muzdaripti. açılmıyordu.Fakat Rabbim beni Kur'an okumaktan ayırmadı. Nihayet okumasına ülfet ve ünsiyet ederek tadını tatmaya başladım.Birden nefsim neşelendi.Göğsüm açıldı, Kalbim genişledi, halim vaktim güzelleşti.Ruhum bu fütuhat sebebiyle o derece sevinçle doldu güya daima akşam sabah şarap içiyordu. Her ayetin altında dilimin anlatamayacağı öyle manalar açılıyordu ki ne zabdetmeye ne de saymaya güç yeter. ve nede açıklayıp yaymaya sabredebilirdi. O vakit şanlı Peygamberin:"Kur'andan inen her ayetin zahiri ve batını vardır.her harfin bir haddi  ve her haddin bir matlaı vardır"hadisi şerifini hatırladım.Bu hadiste zahirin tefsir, batının te'vil, haddin anlayışların son bulduğu mana ,matla'ın o manadan Hakk'ın şuhuduna yüksenilen makam olduğunu anladım."Allah Teala kullarına kelamında tecelli etmiştir.,lakin sizler göremezsiniz"hadisini nakleden Cafer-i Sadık s.a Hazretleri , namazda iken düşüp bayıldığında bu halin sorulması üzerine;"Tekrar tekrar Kur'an okumaya devam ederek ayetin mütekellim olan Zat'dan işittim"demiştir.İlahi kelamın hükümlerinin  ve zahirle ilgili yönünün sınırı belirlenmiş "Kur'an-ı kendi reyi ile yorumlayan kafir oldu"denilmiş olduğundan bu yönden sarf-ı nazar ettim, yalnız içten(batın)ve hakikatlardan bana gelen sırları yazmayı uygun gördüm."

İNSANIN KENDİNİ ÖVMESİ

Büyükler demiştir ki İnsanın kendini övmesi, hatasız olduğunu söylemesi öldürücü bir zehir gibidir.Bu, Allah'ın katında bulunduğu makamı bilmediğinden dolayı kendisi hakkında yalancı şahitlik yapma kabilinden olan bir şeydir.Dini bir maslahat bulunmadıkça bunlar caiz değildir.Nitekim Resulullah (sav)"Ben kıyamet gününde insan oğlunun efendisiyim.Ama bu efendiliğimle iftihar etmiyorum"buyurmuştur.İnsanın iftihar ettiği husus kul olmasıdır.Şahsıyla iftihar etmek Allah'dan başka kimsenin hakkı değildir.Kulların iftiharı rütbe ve dereceleri itibarıyladır.Bu nedenle ilim sıfatı bilgisizlik sıfatından üstündür.Ancak dünyada rütbelerde yok olmaya mahkumdur.Bunlarla iftihar eden kimse yoklukla iftihar etmiş olur.Bundan dolayıdır ki Allah Teala , peygamberine şöyle söylemesini emretmiştir:"De ki, yalnızca sizin gibi bir beşerim,(şu var ki)bana, ilahınızın bir ilah olduğu vahyolunuyor"(Kehf 18/110) Böylece ,diğer insanların üzerinde kendi şahsı için bir üstünlük görmediğini ifade ettikten sonra "bana vahy olunuyor"sözüyle Peygamber olarak rütbesinin değerinin kendisine vahy edilmesi olduğunu bildirmesi emrediliyor

"HAKİM"İSMİ ŞERİFİNİN HASSASI

Allah Teala'nın yüce isimlerinden "El-HAKİM ismi şerifinin hassası belaları uzaklaştırmak ve hikmet kapısını açmaktır. Allah, bu ismi çok zikreden kimseyi ,korktuğu belalardan uzaklaştırır ve ona hikmet kapısını açar

ALLAH TEALA'NIN DÖRTBİN GÜZEL İSMİ

Lübab adlı eserin sahibi İmam Fahreddin Razi'den nakledildiğine göre o şöyle demiştir.Bazı zikir kitaplarında şu bilginin yazılı olduğunu gördüm Allah Teala'nın dörtbin güzel ismi vardır.Bunlardan bini Kur'anda ve diğer sahih hadislerdedir.Bini Tevratta,Bini İncil'de,bini Zebur'dadır.
Resulullah (sav)'in dualarından biri şudur:"(Allahım)Sana aid her isimle senden dilerim, o isim ki, onunla kendini adlandırdın veya onu kitabında indirdin, yahut yarattıklarından birine öğrettin, yahutta yalnız senin katında bulunan gayb ilminde onu zatına tahsis ettin"buyurmuştur.

EL-MUSAVVİR"İSMİ ŞERİFİNİN HASSASI

"Musavvir" yüce isminin hassası ,hayret verici sanat eserlerinin ve benzerlerinin ,ortaya çıkmasına yardımcıdır.Hatta çocuğu olmayan erkek veya kadın , oruçlu oldukları yedi günün güneşin batımından sonra  iftar etmeden önce her gün yirmi birer defa bu ismi zikrederse o kısır kadının kısırlığı gider ve Allahın izniyle rahminde çocuk şekillenir.

30 Aralık 2016 Cuma

"EL-BARİ"İSMİ ŞERİFİNİN HASSASI

Bu yüce ismin hasası felaketten korunmak için her gün yüzer defa  olmak üzere yedi gün kesintisiz okumaktır.imam Sühreverdi buyurmuştur ki bu mübarek ismi zikreden için zenginlik ,izzet ve afetlerden esenlik kapıları açılır.Ziftten bir tabaka üzerine yazılıp mecnun olana asıldığında ona faydası olur.İyileşmesi zor olan hastalar içinde böyledir

EL-HALİK İSMİ ŞERİFİNİN HASSASI

Bu yüce ismin hassası, bir daha elde edilmesi ümitsiz olan yitik eşyanın bulunması için bu yüce isim beşbin defa okunur.

"EL-MÜTEKEBBİR"İSMİ ŞERİFİNİN HASASI

Bu yüce ismin hassası ;hayır iyilik ve bereketin ortaya çıkmasıdır.Öyle ki ,eşi ile beraber olacağı gece iliş
kiden önce bu ismi on kez okuyan kimseye Allah Teala salih ve erkek bir oğlan çocuğu bağışlar.İmam Sühreverdi buyurmuştur ki: Usanmadan bu yüce ismi okumağa devam eden kimsenin Allah kıymetini yükseltir, işini güçlü kılar Hiçbir kimse hiçbir durum  ve yönde ona karşı gelmeğe güç yetiremez

ALLAH'IN SİTEMİ

Bir çok günahlar işleyen adam tevbe etti.Sonra nefsi azınca tekrar hataya düştü tekrar tevbe etti.bir kaç kez tekrarlanan bu durum sonrasında gönlünde bir dert peyda oldu.Utancından işleri müşkül oldu.Gece gündüz bu vicdan azabı içinde ateş gibi yanıyor kavruluyordu, ağlıyordu.Seher vakti ona hatiften bir ses eldi böylece derdi derman oldu ve işi düzene girdi:
O ses diyordu ki:"Alemlerin Rabbi olan Allah diyorki: Ey Filan! Sen önce tevbe ettin.Tövbeni kabul edip seni affettim.Sana azap edebilirdim ama etmedim.Tevbeni tekrar bozdun, gazaba gelmedim ve sana mühlet verdim.Ey Hak'dan habersiz Şimdi tekrar dönüp tevbe etmek istiyorsun.
Yine gel kapıyı açtım.Suç işleyen sensin ayakta bekleyen biziz"

RESULULLAH'IN İLTİFATI

Rivayet edilmiştir ki Peygamber mescidinde yatsı vakitlerinde(aydınlanmak için)hurma dalları yakılırdı. Temimü'd- Dari Medineye gelince beraberinde kandiller, kandil fitilleri ve zeytinyağı getirdi.Bu kandilleri mescidin duvarına astı ve yaktı.Bunun üzerine Nebi(sav)ona:"Mescidimizi aydınlattın.Allah da seni nuruyla aydınlatsın Vallahi bir kızım olsaydı sana nikahlardım"buyurdu(Halebi-İnsanül uyun)

GÜZEL AHLAKIN TOPLU TARİFİ

Resulullah Efendimiz(sav)Muaz(r.a) 'a güzel ahlakı toplu bir şekilde ifade eden bir tavsiyede bulunmuştur:
"Ey Muaz, Sana Allah'dan korkmanı, doğru sözlü olmayı, ahde vefa göstermeyi ,emaneti yerine getirmeyi,,hıyanet etmemeyi, komşuluk hukukunu korumayı, yetime şefkat göstermeyi, yumuşak söz söylemeyi, selamı yaymayı, iyi amel işlemeyi, uzun emelli olmamayı, imana sarılmayı, Kur'an-ı anlamaya gayret etmeyi, ahirete sevgi beslemeyi, hesaptan korkmayı, merhamet kanatlarını indirmeyi tavsiye ederim
Sakın ola ki, hikmet ehlinden birine sövmeyesin, doğru söyleyeni yalanlamayasın, günahkara boyun eğmeyesin, adil devlet başkanına asi olmayasın, yer yüzünde fesad çıkarmayasın.
Ey Muaz ! Her taşın, ağacın ve çamurun yanında Allah Tealadan korkmayı ,takvayı ve her gizli işlenen günah için gizlice ,alenen işlenen için ise aleni olarak tevbe etmeyi tavsiye ederim
Allah kullarını işte böyle edeplendirir ve onları güzel ahlaka ve edeplere davet eder"

AHAT

Sensin Ahad
Sensin Samed
Gel derdime
Et Merhamet
     Sensin Ahmet
     Sensin Mehmet
    Yardım eyle
    Ol Muhammet
Sen canımsın
Hem varımsın
Can içinde
Sen yârimsin
    Allah diyen
    Seni seven
    Senin için
    Canın veren
Sen sultansın
Yürek yansın
Allah için
Sen canansın
   Cevri Cefa
    Ol Mustafa
    Allah için
    Çekin cefa
Fatma y'dın
Canan sardın
Allah için
Yare vardın
(AŞIK FATMA AHISKA

SENİN İÇİN(AŞIK FATMA AHISKA)

Yanıyor dışım içim
Birdir hem içim dışım
Hakkın tarih yolunda
Neler gördü bu başım
    Rabbim ne bu alemin
    Senden tek şey isterim
    Muhammed aşkı için
    Sevindir bu kemterin
Kendim için istemem
Layıklığın edemem
Muhammedi anmadan
Hak yolunda gidemem
(Aşık Fatma Ahıska)

ALLAH'IN KABULÜ

İsrail oğullarından bir genç Hak Teala'ya yirmi yıl ibadet ve kulluğa devam etti.Sonra yirmi yılda masiyet üzere bulundu.Sonra bir gün aynaya baktı sakalında beyaz kıllar gördü.Bundan hoşlanmıyarak dedi ki; İlahi ,sana yirmi yıl taat, yirmi yılda isyan ettim.Tekrar sana dönsem beni kabul buyururmusun?Evin arkasından bir ses işitti ,fakat kimseyi göremedi. O ses diyordu ki:"Bizi sevdin, biz de seni sevdik. Bizi terk ettin, bizde seni terk ettik.isyan ettin, sana mühlet verdikŞayet bize tekrar dönersen bizde kabul ederiz"

EBU TALİB'İN HAYRETİ

Efendimizin amcası Ebu Talib'in: Rabbin sana ne kadar itaat ediyor, ey Muhammed"demesi üzerine Peygamberimiz (sav)"Sen de ey amcacığım, O'na itaat etmiş olsaydın O da sana itaat ederdi; yani dileklerini ve duanı kabul ederdi"buyurmuştu.

ŞAH KİMDİR

Kahhar'dır karşı koyanı yok, Gaffar'dır usanması yok
Deyyan'dır bir dengi yok ,Sultan'dır askeri yok.
O'ndan başkasına şahlık nisbet; Satrançta bir iki ağaç parçasına "şah"adını vermek gibidir.

"CEBBAR"İSMİ ŞERİFİNİN HASSASI

Bu yüce ismin hasası zalimlerin ve zorbaların zulmünden ,yolculukta ve ikamette mütecavizlerin tecavüzünden korumaktır. Müsebbihat denilen surelerin okunmasından sonra bu isim on gün akşamla sabahlı yirmi birer defa okunur

"AZİZ"İSMİ ŞERİFİNİN HASSASI

Bu yüce ismin hassası izzet, şeref ,kıymet varlık ve zenginlik sahibi olmasıdır.Bunlar şekil itibarıyla olabildiği gibi gerçek olarak ve manen de olabilir.Bu yüce ismi kırk gün kırkar defa zikreden kimseye Allah Teala yardım eder.Allah onu aziz ve şerefli kılar.Onu yarattıklarından hiçbir kimseye muhtaç etmez.
İmam Sühreverdi (r.a)derki: Bu yüce ismi yedi gün aralıksız ve her gün bin defa olmak üzere okuyan kimsenin düşmanı mahvolur.Askerlerin yüzüne karşı yedi kez okuyup eliyle işaret eden kimse için düşman askeri mağlup edilir

"MÜHEYMİN"İSMİ ŞERİFİNİN HASSASI

Bu yüce ismin özellikleri kulunun iç alemine  ve sırlarına muttali ve vakıf olmaktır.Bu yüce ismi boy abdesti alıp namazdan sonra yalnızlıkta uyanık kalble yüz kez okuyan kimse dileğine ulaşır.
İmam Sühreverdi hazretleri buyurmuştur ki bu yüce ismi okumağa devam eden kimsenin ezberleme gücü artar ve unutkanlığı gider

29 Aralık 2016 Perşembe

"MÜMİN"İSMİ ŞERİFİNİN HASSASI

MÜMİN ismi şerifini zikreden için emniyet içinde olmak ,doğruluk ve tasdik bulunması ve genelde imanın güçlü olmasıdırBundan dolayı herhangibir konuda korkusu bulunan bir kimsenin bu mübarek ismi otuz altı kez okuduğunda malından ve canından emniyet içinde olacağı söylenmiştir.Korkunun kuvvetli ve zayıf olmasına göre zikrin sayısı artırılır.

NECİB SULTAN7IN DEDİKLERİ Mİ TECELLİ EDİYOR

Bloğun yıllar önceki yazılarında belki mevcuttur.Azizim Necib Sultan buyurmuştu:"Zaman gelecek dünya iki kutba ayrılacak,Türkiye bu iki kutup arasında hakem rolu üstlenecek,TC rümuzunun ortasına "İ"harfi gelecek,az çalışmakla çok kazancın,az ibadetle çok sevabın verileceği günler gelecek Konya Dünyanın Manevi Başkenti olacak,Kimlerin milletvekili olacağını mürşitler söyliyecek,ev kadınlarına maaş bağlanack.Herkes evliya olacak ancak mürşid-i Kamil azalacak".Biraz önceki internet haberlerinde Amerikanın rus diplamatlara sınır dışına çıkmaları için 72 saat süre verdiği haberleri geçti.Arkasından da Rusya'nın hamleleri bekleniyor.bu zıtlaşma,küçük meselelerin büyütülmesi hayvani duyguların devreye girmesi sonucunda dünya bir felaket yaşayabilir.Bu haberler akabinde Sultanımın30 yıl önce söylediklerinin tahakkuk zamanı mı geldi diye düşünmeye başladım.

CİHADIN ÇEŞİTLERİ

1-VELİLERİN CİHADI;GÜZEL AHLAKLA SÜSLENMEK SURETİYLE KALB İLEDİR.
2-ZAHİDLERİN CİHADI,NEFİSLERİNİ ÇİRKİN VASIFLARDAN TEMİZLEMEK SURETİYLE NEFİS İLEDİR
3-ALİMLERİN CİHADI,HAKKI ORTAYA KOYMAKTIR.ÖZELLİKLE  DE ZALİM İDARECİNİN YANINDA
4-GAZİLERİN CİHADI,CANLARINI FEDA ETMEKTİR.
Mesnevi şerifte buyrulmuştur ki:
Ebedi aşkla yoldaş olmak için
Şimdiden öl,ölüm günü hazırlanmak için
Ey ay yüzlü!Senin huzurunda ölmek
Bir başka yerde dirilere şah olmaktan yeğdir

HİDAYET SENDENDİR EFENDİM

Muhammed aşkına temiz olup
Allah için de hem candan sevip
Hep mürşidimin elinden olup
Hidayet sendendir Allahım
    Toprak gibide hep alçak olmalı
    Aşk ateşiyle sararıp solmalı
   Ol Resulün yolunu da bulmalı
    Hidayet sendendir allahım
Ölürüm;hem öldüğümü görürüm
Aşkınla yar yolunda ölürüm
Herkesi benden yüksek görürüm
Hidayet sendendir efendim
    Ol Muhammed aşkı var çok yüce
    Hem onun yolunda ölmeyince
   Cananımı bir kez görmeyince
   Hidayet sendendir efendim
   Aşık Fatma ,sen de aşka yakış
   Ümmete eylersin sen hep nakış
   Bilirsin huzura nasıl varış
   Hidayet sendendir efendim
Bazen olur aşka küserim
Evliya gönlünde yüzerim
Aşkım Elif boynum bükerim
Hidayet sendendir Allahım

    İlk aşkımKur'an oruç oldu
   Namazlarım yerini buldu
    Gönül gözüm gördü mest oldu
    Hidayet sendendir Allahım
Yanık,aşkımın içinde
Göründü kabir de gönlümde
Yıkıldı yuvam hem evimde
Hidayet sendendir Allahım
    Fer kalmadı bak dizimde
   Kırışıklık vardır yüzümde
   Kambur çıkardı hem belimde
   Hidayet sendendir Allahım
Ol sultanım kutbu cihandı
Olanlar kırk gün içindeydi
Bak şimdi saçımda ağardı
Hidayet sendendir allahım
    Bütün cihan tanır onu
    Çünkü severdi Süphanı
    Severim Mehmet Lütfi Canı
    Hidayet sendendir Allahım
Mürşidimi ben hiç öğemem
Ol Efeme öldü diyemem
Layık söz bulup söyliyemem
Hidayet sendendir Allahım
    Mürşit himmetiyle okudum
   Gönül kapısına dokundum
   Gün geldi oldum ben yok idim
  Hidayet sendendir Allahım
Fatmayım ben sözüm çok doğru
Belki yalancı der hem çoğu
Bilin bilir de ancak yoğu
Hidayet sendendir allahım
(Aşık Fatma Ahıska)

ÖĞÜT-FATMA AHISKA

Hakiki bir insan olsan
Kalbinde Süphanı bulsan
Ol Muhammedin aşkına
Sen de hem sararıp solsan
    Al benim benliğimi al
    İçten içe Süphana sal
    Kimse demez gaflette kal
    Allah Hu de gel sen her an
Hem yandım hem yıkıldım
Hem kovuldum hem atıldım
Hak meclisine satıldım
Kovulsamda gayri gitmem
    Ne diyem size Allah Allah
    Derdi deryaya attın vallah
     Bir zamanda kullarına
    Aşık oldum ben illallah
Hak yardım etmezse bana
Küseceğim kullarına
Olmuş onlar baba ana
Yardımcı yok bu kuluna
    Hakka yarar bir halim yok
    Kalbim ağlar gözyaşım yok
    Muhammedin aşkı bir ok
    Varın Muhammedi sevin
Hak için yanmak isterim
Habibimi bir gösterin
Ölmeden evvel ölelim
Ol Muhammedi görelim
    Aşık Fatma hoş dervişin
    Hakkı sevmek senin işin
    Dağda gezdin daim kışın
    Durmaz akar gözden yaşın
(AŞIK FATMA AHISKA)

ÖĞÜT-AŞIK FATMA AHISKA

Ey insan gafletten uyan
Hak yoluna sende dayan
Eğer Hata ise sözüm
Affedin ey Okuyanlar
   Ruhun kalbin var gıdası
   Kul olan bilir hatası
   Az ye az uyu zikirle
   Ver ruhunun sen gıdası
Gel,ruhuna hürmet etsen
Ona ihanet etmesen
Zikre daim devam etsen
Kirletme güzel ruhunu
   Rahman,ruh etme şeytanı
   Geldiği yeri sen tanı
   Ruh olsun vücut Sultanı
   Kirletme güzel ruhunu
Günahım çok yüzüm kara
Geçmesin günün avara
Gelirsin ahir zamana
Doğru kuldan Allah razı
   Aşık Fatma da söyledi
   Arzu edenler öğrendi
   Hak bize şeriat verdi
   Şeriatla şerleri at
(AŞIK FATMA AHISKA)

28 Aralık 2016 Çarşamba

"SELAM"ESMASININ HASSASI

Bu ismin hassası ,musibet, elem ve acıları def edip uzaklaştırmaktır.Bu mübarek isim hasta bir kimsenin üzerine yüz on bir kez okunduğunda eceli gelmedikçe Allah'ın izniyle hastalıktan kurtulur veya o kişinin hastalığı hafifler.

"KUDDÜS"ESMA-I ŞERİFİ

İmam Sühreverdi buyurmuştur ki bu ismi kimsenin bulunmadığı bir yerde kırk gün yüzer defa okuyan kimseye diledikleri tamamen verilir ve kendisinde insanlara tesir etme gücü ortaya çıkar.

"MELİK"İSMİ ŞERİFİNİN ZİKRİ

"Melik"ismi şerifinin hassası: Kalp saflığı, fanilik idraki, kılavuz edinmek ve benzeri hallerdir.Bu ismi her gün zeval vaktinde yüz defa okumağa devam eden kişinin kalbi saflaşır, üzüntüsü gider.Sabah namazından sonra yüzyirmibir defa okumağa devam eden kimseyi ise Allah sebebli veya sebebsiz zengin eder"

EBU YEZİD BESTAMİ'NİN MÜLKÜ

Ebu Yezid Bestami (k.s)bir münacaatı sırasında şöyle demiştir:"İlahi benim mülküm senin mülkünden daha büyüktür.Çünkü Allah Teala, Ebu Yezid'in meliki, sultanıdır. Halbuki Ebu Yezid fanidir.ömrü sınırlıdır.Ebu Yezid ise Allah'a sahiptirAllah ise Baki ve ebedidir"

AHMET GAZALİ

İmam Ahmed Gazali, İhya'yı yazan İmam Muhammed Gazalinin kardeşidir.Şöyle demiştir :Kalplerin açılması La ilahe illallah  sözüyledir. Ruhların açılması Allah ismi celiliyledir.Sırların açılması hüve kelimesiyledir.La ilahe illallah  kelimesi kalplerin azığıdır.Allah ismi celili ruhların azığıdır. hüve de sırların azığıdır.Böyle olunca La ilahe illallah kelime-i tevhidi kalplerin mıknatısı ve cazibesidir.Allah kelamı ruhların mıknatısıdır. Hüve de sırların cazibesi ve mıknatısıdır. Kalp, ruh ve sır HUKKA denilen zarfın içindeki inci kabının içinde bulunan bir incidir"
Meşayihten biri şöyle demiştir:"Vecdin şiddeti ile kendinden geçmiş birini gördüm.Kendisine"adın nedir?"dedim."Hüve"dedi."Sen Kimsin?"dedim:."Hüve"dedi."Nereden geliyorsun?"dedim."Hüve'"dedi."Hüve sözüyle kimi kastediyorsun?"dedim.O yine "Hüve"dedi.Ne sorduysam aynı şeyi söyledi."Bu sözle Allah'ı kastediyorsun"dediğimde bir çığlık kopardı oracıkta ruhunu teslim etti.

GÖZÜMÜZÜN İBADETTEN NASİBİ

Peygamber (sav)şöyle buyurdu:"Gözlerinize ,ibadetten olan nasibini veriniz"."Ey Allah'ın Resulü !gözlerin ibadetten nasibi nedir?" dediklerinde:"Mushafa bakmak, onun manalarını düşünmek  ve hayret uyandıran haberlerinden ders ve ibret almaktır"buyurdu.

SEKİZ ŞEY

Bazı alimler şöyle demişlerdir:"Sekiz şeyden aciz olanın diğer sekiz şeyi yerine getirmesi gerekir. ki, onların faziletine ulaşabilsin:
1. Uyuduğu halde gece namazının faziletini isteyen gündüz isyan etmesin
2. Yiyip içtiği halde nafile oruç sevabı dileyen  dilini boş sözlerden korusun
3. Alimlerin faziletini isteyen tefekküre devam etsin
4.Evinde oturduğu halde Mücahid ve gazi fazileti isteyen şeytanla mücadele etsin
5. Veremediği sadakanın faziletini isteyen ilimden bildiğini insanlara öğretsin
6. Gidemediği hac sevabını isteyen cumaya devam etsin
7.Çok ibadet edenlerin faziletini isteyen insanların arasını düzeltsin
8. Kahramanlar fazileti isteyen kendisi için istediği şeyleri kardeşi için istesin

27 Aralık 2016 Salı

MEVLAM

ECEL ŞERBETİ İÇİLECEK
KEFİN ALINIP BİÇİLECEK
ANA BABADAN GEÇİLECEK
O DEMDE YARDIM EYLE MEVLAM

SON ŞERBET Kİ ÇOK TATLI OLUR
ONU İÇEN HEM İMAN BULUR
İMANSIZIN HALİ YA NE OLUR
O DEMDE YARDIM EYLE MEVLAM

SUSAYANI SUSUZ GÖNDERME
BU AŞKIN YOLUNDAN HİÇ DÖNME
YAN ATEŞ-İ AŞKLA SEN SÖNME
O DEMDE YARDIM EYLE MEVLAM

AŞIK FATMA OLSUN HEP SONSUZ
HAKKIN YOLUNDAN DA KORKUSUZ
OLMAK İSTEMEM BEN İMANSIZ
O DEMDE YARDIM EYLE MEVLAM

NEFSİM BU RUHTA YANDI
AŞKA MUHABBETE DALDI
MEHMET LÜTFİ CAN BENİ
BU BEŞERİYETE SALDI

FATMA SENİN KÖLENDİR
ÖLMEDENDE ÖLENDİR
GELECEĞİ BİLENDİR
DAİM ÖLMEDEN ÖLDÜR
(Aşık Fatma AHISKA)

MECNUN GÖNLÜM (AŞIK FATMA AHISKA)

Mecnun gönlümde var
Bin bir tane piran
Durma mecnun gönlüm
Sen Allaha yalvar
     Gönlüm mecnun oldu
     Dağa taşa uydu
     Aşık olmak için
     Pek çok alçak oldu
Himmet mehmet lütfi
Gönlüm eder şükrü
Canım mehmet fikri
Mecnun gönlüm belki
     Hu bir allah dedim
     Bilmediğim bildim
    Muhammed aşkına
     Mecnunun dedim yandım
Aşkınla eyle kül
Aşk derdiyle gül
Mecnun gönlüm için
Yaşlarım dökülür
     Kalpte aşık Fatma
    İşin hile yapma
    Bu yoldan hiç sapma
   Mecnunu sen atma
(AŞIK FATMA AHISKA)

BİR TALİP,MÜRŞİDİ KAMİLİ NASIL BİLECEK?

Bilinmelidir ki ,bir mürşid-i kamilin şeriatı mamurdur.Kendinden önce gelen kamillerin sözleriyle alim ve amil olur.Marifette kalbi zikirden ve tıfl-i ma'ni ,yani mana çocuğunun sırrından haberdardır. Aşktan, vuslattan, tecelliden, teselliden, mükâlemeden ve müşahededen dem vurmalıdır.Diğer yandan farz amellerinden başka ,zamanlarını zat amellerine sarf etmelidirler.Zat ameli, tevhid-i hassül -hastır.ismi zat ve usul-i esmadır. Hakiki kamil mürşit, talibi, esmadan müsemmaya çeker.Hak talipleri, mürşid kamili bu sözlerinden bilebilirler.
Bu özellikleri taşıyan bir mürşidi kamil bulursanız teslim olun.Her küfrünü iman, her işini keramet ve her sözünü selamet bilin.Zira bu hakikat ehlinin bazı sözleri ve davranışları şeriata muhaliftir.amma tarikata ve hakikata uygundur.Ehli bilir.
Zira, Kuran'ın insana mahsus doksan bin manası vardır.Bunun otuz bini şeriat, otuz bini tarikat ve otuz bini  de hakikate ait manadır.Tahkik ehli bu manaları na-ehle söylemezler.Bu makamda Hz.Peygamber" İnsanlara aklının yettiği kadar cevap söyleyin"buyurmuştur.(Eroğlu Nuri Halveti)

NOKTA VE NOKTAVİLER

Cenab-ı Peygamberimiz ,Hz.Ali Efendimize tevhidi ve yedi esmayı talim ettirdiğinde Hz.Ali Efendimiz bütün tasarrufların kendi vücudunda meydana geldiğini  ve kendisinden zuhur ettiğini anladı: Kutbiyyet mertebesine ulaştı.O mertebede iken Kur'anın sırrına cami' oldu. ve şöyle dedi:"Kelam-ı Şerif(Kuran)Fatiha'da, Fatiha da besmelenin "Ba"sının altındaki noktada mevcuttur. Ben o "ba"nın altındaki noktayım.
Hz.Ali efendimizin ifade ettiği noktadan ve zat sırrından haberdar olan Tarik-i müstakim ehline "Noktaviler"derler. Nokta, yedi esma zuhurudur.Ezel kandilinde, Hakikat-ı Muhammediyeye kudret dilinden telkin olunan yedi esma ve ilahi sıfatlardır. Habib-i Ekrem'in , İmam Ali'ye telkin ettiği nebevi sıfatlardır. Bu, ilahi ve nebevi sıfatlar Hz.Ali'den Veliyullaha intikal etti.

CENAB-I HAKK'IN KULLARINI ANMASI

Cenab-ı Hakk bir ayetinde :"Fezkuüruni ezkürküm"yani"Ey kullarım siz beni zikir edin bende sizi zikredeyim"^buyurmuştur.Bu "Beni hali hayatınızda yani yaşarken anan demektir.Cenab-ı Hakk da kulunu dünyada bütün korkulardan kurtarıp kulunun muratlarını hasıl ederek anar.Sonra rızasına muhalif kullardan ve fiillerden esirgeyerek ,yahut işlerine kolaylık vererek  veya muhabbetle amel ettirerek anar.
Cenab-ı Hak,adını andığı kulunu ,rızasına ulaşan kamil kullarına yaklaştırır ve onu bu kamillerin irşadıyla süluk ettirip kendi zatına yaklaştırır.Adını andığı bu kulu aynel yakinden hakkal yakine geçirir.Likasına,vuslatına,vahdetine,tecellisine ,kesellisine,ükalemesine ,müşahedesine mazhar düşürür.insan hayatında bu manalara ehli yüzünden yani bir kamilin yol göstermesi sonucunda hal ile mazhar düşmezse,ahirette de mazhar olamaz.Adetullah böyledir.Şu ayet buna delildir:"Dünyada kör olan ahirette de kördür.O, Hak yolundan azmıştır.Sonra,Cenab-ı Hak, bu zakirin son anında imanını şeytanın şerrinden kurtarıp ,ruhunu tecelli nuruyla doldurarak anar.Münkir ve Nekir suallerine kolay cevap vermesi ile anar.Kabrine cennete döndürüp haşrında insan suretinde kaldırıp,cennet elbiseleri giydirip  buraklara bindirmekle anar.Melekleri ardınca  ve önünce tazim,tesbih,tekbir,tehlil ettirerek anar.Arşı Azim gölgesinde livaül hamd dibinde yer ayırarak anar.Onu evliya ve enbiya sınıfı ile sınılandırıp makamı mahmuttan nimetlendirmesiyle anar.Mizanda tevhidin faziletini ağır getirip zikri kalbin beratını sağ eline vererek anar.Sıra bir anda geçirip "İyi bilin ki , evliyaullaha korku yoktur,onlar üzülmeyeceklerdir"ayetinin tahtında münderiç kılarak anar.Hesapsız ve azapsız olarak adn cennetine koyarak Habibine komşu etmesiyle anar

MESNEVİ OKUMAK-BİR KÜLTÜRÜN KODLARINI ÇÖZMEK

MESNEVİ-İ ŞERİFİN OKUNMA TARZI HUSUSUNDA BLOĞUN İLK BAŞLARINDA BİR HADİSE İÇİNDE GEÇMİŞTİ. KİLİS'DE 90 YAŞINDA BİR SEMER USTASININ SÖZÜ İDİ: ZAT'A GÖRE MESNEVİ OKUMA ŞEKLİ:ABDEST ALACAKSIN KIBLEYE KARŞI DİZ ÇÖKÜP OTURACAKSIN.HZ.PİR'İN KARŞINDA KONUŞTUĞUNU FARZEDİP O ŞEKİLDE OKUYACAKSIN"BUYURMUŞTU.BUNUN DIŞINDA BAZI ALİMLERİMİZİN TARİFLERİ DE VARDIR.MESELA MESNEVİ ŞERHTEN DEĞİL KENDİSİNDEN OKUNMAK GEREKİR.KİŞİNİN TECRÜBESİ BİLGİSİ ARTTIKÇA MESNEVİ'DEN ALDIKLARI DA O KADAR ARTAR.MESNEVİ SÜREKLİ OKUNMALIDIR.OKURKEN YANIMIZDA MUTLKA BİR KUR'AN-I KERİM OLMALI .BİRDE GÜZEL BİR TARİHİ İSİMLER SÖZLÜĞÜ.HZ.MEVLANA ,OKUYUCU BİR AYETİ,BİR HADİSİ BİLİYORMUŞÇASINA ANLATMAYA DEVAM EDER.AYETE BAKIP SONRA MESNEVİYE TEKRAR DÖNMELİDİR.ÖZEL BİR İSİM GEÇMİŞSE O ZAT İLE ALAKALI BİLGİLERİ OKUMALIYIZ.BU ŞEKİLDE BİR OKUMADAN SONRA SANKİ FAKÜLTE BİTİRMİŞ GİBİ OLURUZ.BU ŞEKİLDE MESNEVİ OKUMAK BİR KÜLTÜRÜN KODLARINI ÇÖZMEK DEMEKTİR.

HALK İÇRE BİR AYİNEYİM

Halk içre bir ayineyim, herkes bakar bir an görür
Her ne görür kendi yüzün ger yahşi ger yaman görür
   
Dedi ulular "Levnu ma levnu ina"dan şüphesiz
Kana boyanmış göz hemin Nil'ü Fırat'ı kan görür

Şol cahil ü nadanı gör örter Hakk'ı inkar eder
Kamil olanlar kamilin her bir sözü burhan görür

Medh ile zemmi alemin kıymette bir hardal değil
Har o durur harmanda ol buğdayı kor saman görür

Tuttu rikabın arifin nice selatin-i evvel
Kamil olan sultanı gör dervişi ol sultan görür

Dervişi Hak yakmış iken anı yakan sultana bak
Hammam içinde dilberi görmez gözü külhan görür

Ol dilberin Mehdi adı sükker durur halka tadı
Mısri çeker bu mihneti ol rahat-ı Ralmanda görür
(Niyazi Mısri)

NESULLAHE(ALLAH’I UNUTTULAR)

 Yani Allah’ın haklarını unuttular.O’nu gereği gibi takdir etmediler.O’nun emir ve yasaklarına hakkıyla ve gereği gibi riayet etmediler.Unutma ya kalp zayıflığından veya gaflet ve aymazlıktan  yahut da bilerek ve kasten terk etmektir.öyle terk etmek ki ,onun teslim aldığı emaneti hatırlamak bile kalbinden silinmiş olur.Hadis-i Şerifte:”Ümmetimden  hata ve unutma gibi özürler sebebiyle işlediklerinin sorumluluğu kaldırıldı”buyrulduğundan hadiste geçen mübarek sözlerindeki unutma kasda dayalı unutma değildir.”(O gün onlara şöyle diyeceğiz”Bu güne kavuşmayı unutmanın cezasının şimdi tadın bakalım”(Secde 32/14)

ÖLDÜKTEN SONRAKİ SORULAR

İnsanoğlu öldüğünde  insanlar: Peşinden ne bıraktı?,Meleklerde “Ne hazırladı?”derler.
Cennetin kapısında şu yazılıdır:Yaptığımızı bulduk,ahiret için hazırladığımızı kazandık,peşimizden bıraktığımızdan zarar ettik”

TAKVANIN ÇEŞİTLERİ

Birincisi Avamın takvası ki: Haramlardan uzak durmaktır.ikinci takva Havasın takvasıdır ki Hak’dan başka her şeyden içtinap etmektir.
Bazı büyüklerde demişlerdir ki: Takva dünyada ahirete zarar verecek, bütün şeylerden sakınmaktır.Bu halde halkın takvası ,fiillerin zararından sakınmak, havassın takvası sıfatların zararından sakınmak ,ahassül havassın takvası de masivallahdan yani Allah’dan başka her şeyden sakınmaktır.
Azzilerden birisi demiştir ki dünya çömlek parçası gibidir kişi ise uykudadır.Ahiret ise kişi uyanık halde iken bulduğu mücevhere benzer.Rüyada gördüğü çömlek parçası için muttaki olan mert değildir.asıl mert, uyanıkken bulduğu mücevher karşısında muttaki olan kimsedir.
Saib demiştir ki:
Amel olmaksızın nehyedilen şeylerden takva eteğini toplamak
Salhane köpeğinin kendini idrarından korumasına benzer.


26 Aralık 2016 Pazartesi

RUBAİ

YAR İLE HOŞ GEÇİNEN KİMSE YARSIZ KALMAZ.MÜŞTERİSİ İLE UZLAŞAN TÜCCAR MÜFLİS OLMAZ.AY,GECEDEN ÜRKMEDİĞİ ,KARANLIĞINDAN KAÇMADIĞI İÇİNDİR Kİ NURLANDI. Gül O GÜZEL KOKUYU DİKENLE HOŞ GEÇİNMEKLE KAZANDI(HZ.MEVLANA-RUBAİLER)

AŞKIN KÜFÜR VE İMANLA NE İLGİSİ VAR(ATTAR)

İster fasık ol ister zahid ,canını terk ettiğin zaman aşıksın
eğer canını feda edersen yolun sonuna varırsın.Yolunun önündeki engel candır.Bu  yüzden canını feda et, kendinden uzaklaştır ve cananının cemalini gör.
Eğer sana imanını terk et denilirse  ve canından vazgeç hitabı gelirse  sen hem bunu ver hem de onu.imanını terk et, canından da vazgeç
İnkar edici bu inkardır derse sende ona aşk; imandan ve küfürden üstündür de.Aşkın iman ve küfürle ne işi var?Bir an için bile olsa canla ne işi var?Aşık adam harmanı ateşe verir.Aşkın gereksinimi dert ve gönül kanıdır. Ey Saki eğer derdin yoksa bizden borç al.Bir zerre aşka sahip olmak tüm aleme hükmetmekten yeğdir.Bir zerre dertte tüm aşıklardan üstündür.
Kainatın varlığının devam sebebi aşktır. Lakin aşk dertsiz eksik kalır.Meleklerde aşk vardır amma onlar dertten arıdır. Dert mahlukatlar içinde insana mahsustur.Her kim aşk yolunda ayağını sağlam basarsa küfürden de geçer imandan da.Aşk yoksulluğun kapısını aralar, yoksullukla küfrün yolunu gösterir. İmanın ve küfrün kalmadığı zaman bedenin kaybolur, canında yol olur. (Feridüddin-i ATTAR)=

SEVEN MUHAMMEDİ

SEVEN MUHAMMEDİ RUHUM SEVİNSİN
HAK YOLUNDA NEFSİM DAİM EĞİLSİN
YA ALLAH DİYENLER MEYDANA GELSİN
BENDEKİ BU AŞK MUHABBET SENİN
       ALLAHI SEVENLER HEP GİDER HOŞA
       ZİKREDESİ ALLAH'I GİTMEZ BOŞA
       MUHAMMET ÜMMETİ HOŞ GÖR SEN OKŞA
       HAKKI SEVEN BU AŞKI MUHABBET SENİN
SEVEN BEN İSEMDE HEP SENDE SEVDİM
HAK İÇİN SEVERİM HAKKA SÖZ VERDİM
HEP YÂRİ SEVMEKTİR YOK BAŞKA İŞİM
CANAN BENDE BENSİN SEN BENDE SENİN
      DERDE DEVA DİYE DERDİNİ DÖKEN
      EL NE DERSE DESİN BOYNUNU BÜKEN
      İNCİYİ CEVHERİ ÜMMETE EKEN
     DAİM DERDİM DÖKEN BU DİLLER SENİN
RIZA İÇİN ERAH EYLE GEL GÖNLÜM
İZİN ET YOLUNDA VEREYİM ÖMRÜM
SEN OLMAZSAN BAK CANAN BEN KÖRÜM
VAR İSE KALP AYNAM MUTLAKA SENİN
      ALTMIŞ ALTI DAMARIMDA DOLAŞTIN
      BENDE BEN OLDUM ÇOKTA SAVAŞTIM
      HAKKIN CEMALİNE SEN ÇOK YANAŞTIN
      VAR OLAN BÜTÜN AZALAR SENİN
(AŞIK FATMA AHISKA)

NASİHAT(AŞIK FATMA AHISKA)

EY HATUN ,ER KİŞİLER
KÜFÜR BİLDİĞİN İŞLER
SENLİK BENLİK YOKTUR
BEKLİYOR BİZİ KABİRLE
     SAKIN BENLİĞE BÜRÜNME
    KİMSEYİ SEN HAKİR GÖRME
    ŞEYTANİ HALLERE GİRME
     ÇARESİZ BİR GÜN ÖLÜM VAR
KUR'AN OKU HEM DİLİNLE
ÜMMETİNİ KÖTÜ BİLME
SANA TAŞ ATANLARA
EKMEK VERİRSİN ELİNLE
     HERKESE VARDIR ÖLÜM
     GİR HAK YOLUNA GÖRÜN
     GÜZEL AHLAKA BÜRÜN
     ÇARESİZ VARDIR ÖLÜM
 GEL SEN KUR'AN'I DİNLE
DAİM HAKKI ZİKREYLE
  ODA OLUR SENİNLE
ÇARESİZ VARDIR ÖLÜM
     ALİMLİĞE GÜVENME
     KUR'ANI TATBİK EYLE
     GURURU TERK EDİPTE
     KENDİNİ TOPRAK EYLE
ABDESTSİZ İŞ YAPMA
DEDİKODUYA SAPMA
VAKİTSİZ VARDIR ÖLÜM
ZİKRET HAKKI EY FATMA
(AŞIK FATMA AHISKA)

İKAZ İÇİN(AŞIK FATMA AHISKA)

Uyan derim uyanmazsın
Bu sözlere inanmazsın
Hoca Hacı saymazmısın
Uyan kardeşim gafletten
     Çıkmaza mı girdi işin
     Belaya uğradı başın
     Gözünden akıt yaşın
    Uyan kardeşim gafletten uyan
Olalım ona ümmet
Alalım pirden himmet
Farz olur namaz cennet
Uyan kardeşim gafletten
     Bakmayalım hem kusura
     Duralım gel biz huzura
     Atmasınlar bizi nara
    Uyan kardeşim gafletten.
Salavat ver Muhammede
Selamet verir ümmete
Karışmayın hiç kudrete
Uyan kardeşim sen gafletten
     Ölüm gelir bir gün başa
     Demez sana bey ve paşa
     Hep yazılan gelir başa
     Uyan kardeşim sen gafletten
Cennet umar gafil insan
Tevhit okusun gayri lisan
Allah eder sana ihsan
Uyan kardeşim sen gafletten
      Allah der isen özünden
      Perde kalkar gözünden
      Hikmet doğar hep sözünden
      Uyan kardeşim gafletten
Nasihattır bunca sözler
Aşık olduk işte bizler
Tutmaz olur tutan dizler
Uyan kardeşim gafletten
     Ölüm gelir vurur sana
     Gideceğiz Hakdan yana
     Gel kıyma sen tatlı cana
     Uyan kardeş sen gafletten
Öğüt verdik sana insan
Yıkılacak bir gün cihan
Sual sorar bize Süphan
Uyan kardeş sen gafletten
      Şeytan sözüne sen bakma
      Vücudunu nara yakma
      Suçlunun suçuna bakma
      Uyan kardeş sen gafletten
Okudur dinler bütün ihvan
Okur dinler bütün ihvan
Karışmaz bak şimdi şeytan
Uyan kardeş sen gafletten
       Durmayın hep zikir yapın
      Kur'andaki emre bakın
      Ecel olur elbet yakın
      Uyan kardeş sen gafletten
Ölüme yok karşı koyan
Aç gözünü çabuk uyan
Aşık Fatma kalma yayan
Uyan kardeş sen gafletten
      Boş gelmedin şu cihana
      Sıkı sarıl sen Kur'ana
      Hazar eyle hem ihvana  
     Uyan kardeş sen gafletten
Kur'anda var bütün hikmet
Okur isen verir nağmet nimet
Muhammede ol ümmet
Uyan kardeş sen gafletten
     Okudur hem Metli hoca
     Zikir verir gündüz gece
     İhvan gelir gider nice
     Uyan kardeş sen gafletten
Zikir olur derde şifa
Görmezsin sen asla cefa
Olmayalım kuru kafa
Uyan sen kardeşim gafletten
    Boşa gezme dağı taşı
    Tevbe edip kurtar başı
    Arayıp Bul kardaşı
    Uyan kardeş sen gafletten
Zikir meclisine girin
Vardır emri böyle pirin
Dünya fani böyle bilin
Uyan kardeş sen gafletten
(AŞIK FATMA AHISKA)

CİHAD DÖRT ÇEŞİTTİR

1-Velilerin cihadı: güzel ahlakla süslenmek suretiyle kalb iledir
2-Zahidlerin cihadı: Nefislerini çirkin vasıflardan temizlemek suretiyle nefis iledir.
3-Alimlerin cihadı: Hakkı ortaya koymaktır.özellikle de zalim idarecinin yanında
4-Gazilerin cihadı :canlarını feda etmektir.
Ebedi aşkla yoldaş olmak için
Şimdiden öl,ölüm günü hazırlanmak için
Ey ay yüzlü!Senin huzurunda ölmek
Bir başka yerde dirilere şah olmaktan yeğdir
(Mesnevi)

DERMAN ARADIM DERDİME

Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş
Burhan aradım aslıma, aslım bana burhan imiş



Sağ u solum gözler idim dost yüzünü görsem diye
Ben taşrada arar idim ol can içinde can imiş



Öyle sanırdım ayrıyam,dost gayridir ben gayrıyım
Benden görüp işiteni bildim ki ol canan imiş



Savm u salat u hacc ile sanma biter zahid işin
İnsan-ı Kamil olmağa lazım olan irfan imiş



Nerden gelir yolun senin ya nere varır menzilin
Nerden gelip gittiğini anlamayan hayvan imiş



Mürşit gerektir bildire Hakkı sana hakkal yakin
Mürşidi olmayanların bildikleri güman imiş



Her mürşide dil verme ki yolunu sarpa uğratır
Mürşidi kamil olanın gayet yolu asan imiş



Anla heman bir söz durur yokuş değildir düz durur
Alem kamu bir yüz durur gören anı hayran imiş



İşit Niyazinin sözün bir nesne örtmez Hak yüzün
Hak'dan ayan bir nesne yok gözsüzlere pinhan imiş
(NİYAZ-İ MISRİ)

MAL VE CAN FEDASININ KARŞILIĞI

Tasavvuf büyükleri şöyle demişlerdir:"Malı Feda etmek tevhid-i ef'al mukabilidir, canı(vücudu)feda etmek ise tevhidi zat mukabilidir."
Ariflerin tacı cihanda dört terkten ibarettir
Terki dünya , terki ukba, terki hest-i, terk-i terk
(Dünyayı terk, ukbayı terk, varlığı terk, terki bile terk)

25 Aralık 2016 Pazar

güle güle kızılordu

GÜCÜNE,İLMİNE VE ZENGİNLİĞİNE GÜVENENLERE TEKLİF

Hz.Peygamber şöyle buyurmuştur:" Allah Teala şöyle buyurdu:"Gülü adama dedi ki:" Gücün ve kuvvetin seni ucbe (kendini beğenme illetine)düşürmesin.Seni ucbe düşürüyorsa haydi o zaman ölüme karşı gel."Alime de dedi ki:"İlmin seni ucbe düşürmesin. Ucbe düşürüyorsa o zaman ecelinin ne vakit olduğunu bana haber ver."Zengin'e de şöyle söyle."Zenginliğin seni ucbe düşürmesin. Ucbe düşürüyorsa haydi bakalım mahlukatımı bir defacık olsun doyur"

HZ.ADEM'E,HAZRET-İ PEYGAMBER(SAV)'E VE ÜMMETİ MUHAMMEDE YAPILAN ALTI İKRAM

Nebi (a.s)miraç esnasında Hz.adem ile karşılaştı.adem (a.s)'a:"Sen insanların en hayırlısısın.Çünkü Allah Teala, sana altı ikramda bulunmuştur.:seni bizzat kudret eli ile yarattı, ilim vererek şereflendirdi, meleklerini sana secde ettirdi, sana secde etmeyene lanet edip rahmetinden uzaklaştırdı, senden bir kadın yaratarak Havva'yı sana lütfetti ve cennetin dört yanını istifadene sundu.deyince Adem (a.s)şöyle cevap verdi:"Bilakis insanların üstünü sensin.Çünkü allah başkasına vermediği altı şeyi sana lütfetti." Şeytanını Müslüman kıldı, düşmanını kahretti, cennet hanımlarının hanımefendisi olcak Aişe gibi br hanımı sana zevce olarak verdi., peygamberlerin hepsine senin hürmetine hayat verdi ve seni ümmetinin sırlarına muttali kıldı.
Ümmetine de altı(özel)muamelede bulundu:"İlk olarak bir günah sebebiyle beni cennetten çıkardığı halde ümmetini masiyyet sebebiyle mescitten çıkarmaz, benden cennet libaslarını soyduğu halde ümmetinin örtülerini soyup çıkarmaz, beni eşimden ayırdığı halde ümmetini eşlerinden ayırmaz, benim boyumu kısalttığı halde ümmetinin boylarını eksiltmez" Adem Rabbine asi oldu"(Taha 20/121)buyurarak benim ayıbımı ortaya döktüğü halde ümmetinin ayıplarını örter, beni affedinceye kadar iki yüz sene ağladığım halde ümmetini tek bir özürle affediverir"

İBRAHİM VE NUH MEŞREPLİ SAHEBELER

Rivayet edilirki Bedir savaşında müşriklerden yetmiş esir alınmıştı.esirler arasında Efendimizin amcası abbas, amcası Ebu Talib'in oğlu Akil de bulunuyordu.esirlere ne yapılması hususunda ashabı ile istişarede bulundu. Hz ebubekir (r.a9"onlar senin kavmin ve yakınlarındır.Onları öldürmeyip sağ bırak.Belki Allah onlara hidayet buyurur da Müslüman olurlar.Onlardan fidye talep et.Hiç olmazsa bu sayede ashabın güç kuvvet kazanır"
Hz.ömer (r.a):"Onlar seni yalanlayıp memleketinden çıkardılar.Seninle savaşa giriştiler.Hepsinin boyunlarını vur.Çünkü bunlar küfrün elebaşlarıdır.-kendi yakınlarından birini kastederek bana falanı, Ali'ye kardeşi Akil'i ve Hamza'ya kardeşi Abbas'ı ver boyunlarını vuralım"dedi.
Resulullah bu görüşe meyletmedi ve şöyle buyurdu:"AllahTeala kimilerinin kalbini o derece yumuşatır ki ,sütten bile yumuşak olur..Kimilerinin kalbini o kadar katılaştırır ki taştan bile sert olur.Ey Ebubekir sen İbrahim(a.s)'a benzersin O demişti ki:"Bana tabi olan bendendir.Bana isyan edene gelince muhakkak ki sen mağfiret edici  ve rahmeti bol olansın"(İbrahim 14/36).Ey Ömer!Sen de Nuh (a.s)'a benzersin O da: " Rabbim yeryüzünde kafirlerden tek kişi bırakma"(Nuh 71/26)diye dua etmiştir.
Efendimiz ashabını muhayyer bırakıp şöyle buyurdu:" İster öldürürsünüz, isterseniz öldürmeyip her esirden sekizyüz dirhem yada yüz yirmi dinar fidye alırsınız.Fakat fidye alırsanız sizden de onların sayısınca şehid verilecek demektir"Ashab: Fidye alalım ,Bizden de yetmiş kişi şehid olup cennete girmiş olur."dediler.Bu sözleri ve fidye almaları nedeniyle Uhud gazvesinde Müslümanlardan yetmiş kişi şehid oldu.
Enfal suresinin 68 inci ayeti Bedir esirlerinin öldürülmeyip fidye alınması kararı üzerine "Eğer önceden Allah tarafından verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldıklarınızdan dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu" buyrulmuştur. Fidye hadisesinde dünyaya meyil mevcuttur.ayetteki "önceden verilmiş bir hüküm"cümlesinden esirlerden bazının bizzat kendisinin, bazısının da çocuklarının ve zürriyetlerinin iman etmesi için o esirlerin sağ bırakılması"tefsiri yapılmıştır.
Bedir Esirleri konusunda sadece Hz.Ömer ve sad b.Muaz "öldürülmeleri"görüşünü beyan etmiştir.Efendimiz"Azap inmiş olsaydı Ömer ve sad b.Muaz'dan başka kurtulan olmazdı"buyurmuştur.
Abdullah b.Ömer (r.a)şöyle demiştir:Ne zaman insanların başına bir iş gelse Ömer bir görüş söyler,diğrleri de başka bir görüş ileri sürerlerdi.Fakat Kuran-ı Kerim ,Ömer'in görüşüne muvafık bir surete nazil olurdu.Bu nedenle Bir hadis-i Şerifte:"Muhakkak ki Allah hakkı Ömer'in dili ve kalbi üzerine koymuştur"(Tirmizi8,Müsned 2-53)
Vahye Uygun olan Hz.Ömer'in görüşlerine örnek olarak şu hadiseler ve ayetler verilebilir:
Birincisi Bedir esirleri hakkındaki görüşüdür.Yukarda anlatılmıştı.
Bir başka örnek: Hz.Ömer'in:"Ya Resulullah, eşlerinizin yanına iyi de kötü de girebiliyor.Emretseniz de örtünsünler"demiş arkasından (hicab)örtünme ayeti nazil olmuştur.
Resululah'ın eşleri bazı istekleri konusunda kendisine karşı birlik olmuşlar, Hz.Ömer de onlara:"O sizi boşarsa belki de Rabbi ona, sizden daha hayırlı eşler verir"(Tahrim 66/5)demişti.Hz.Ömer'in önceden söylediği söz ,lafzen de gelen ayete uygun düşmüştü.

CESARET NEDEN KAYNAKLANIR.

İbni arabi hazretlerinin FÜTUHATININ  EL-VESAYE BÖLÜMÜnün farsça tercümesinde şöyle denilmektedir: Ademoğlu cismen korkaktır.Ancak iman açısından güçlü ve cesurdur.Hazreti Peygamber(sav)ashabından birisi şöyle rivayet edilir :Hz: peygamber ona "Sen Mısır'a vali olacaksın"diye haber verdi.Kaleyi muhasara ettiklerinde o sahabe de aralarında idi.Sahabenin birisine kendisini mancınığa koymalarını  ve kafirlere karşı kaleye fırlatmalarını, oraya vardığında onlarla savaşacağını  ve kalenin kapısını açacağını söyledi.Bu cesaretin sebebini sorduklarında şu cevabı verdi: Allah'ın Resulü bana Mısır'a vali olacağımı haber verdi.Henüz vali olmadım.Kesinlikle biliyorum ki vali olmadan ölmeyeceğim.Anla ki iman gücü işte budur.Yoksa birisinin mancınığa konulup atıldığında durumunun ne olacağı malumdur.İşte müminin kalbi kalplerin en kuvvetlisidir İnsan ancak kalbinin kılıfı, kınıdır.İçinde kılıç olmayan kın ne işe yarar?
Büyüklerden birisi şöyle demiştir: Amel, azaların Allah'a yönelip koşmasıdır.Niyet ise kalplerin Allah'a koşmasıdır.Beden ülkesinde kalp hükümdar, azalar ise orduları hükmündedir.Hükümdar ise ancak ordusuyla savaşa girer.Hükümdar olmadan da asker olmaz.

BİR MÜSLÜMAN BUGÜN KAÇ KAFİRE BEDELDİR

Bir Mümin'in savaşta on kafire bedel olduğunu enfal suresinin 65 ayeti belirtmişti.Ancak daha sonraki müminlerin zafiyetleri nedeniyle cenab-ı Hakk bu oranı hafifletti Bir Mümin'in iki kafire denk olduğunu buyurdu.Kafirler lehine çevrilen bu duruma sebep, Müminlerin cihad konusundaki gevşeklikleri ve sızlanmaları idi.
Bu gün bir mü'min kaç kafire denktir derseniz bu oldukça tartışma götürür.çünkü haşa bu soruyu bugün için Bir kafire kaç mü'min denktir demek gerekir.Eğer bugün 3,5 milyon Yahudi İSRAİL,tüm dünyada zulüm yürütüp Filistin'i ve gazzeyi eziyorsa tabi ki bu soru sorulmalıdır.Dünya üzerindeki tüm Müslümanlar(iki milyar'a yaklaşan),kutsal topraklardaki Müslüman zulmü karşısında kayıtsızsaYa yeryüzünde Müslüman yok yahutta özde değil şekilde Müslümanlar mevcuttur.Bu nedenlede düşen kalite nedeniyle bir kafir  beş yüz müslümana denk sayıya gelmiştir.Öyle ya 3,5 milyonun beş yüz katı bir buçuk milyar eder.

AŞK SIZINTILARI

Nat-ı aşkın eyledi her hikmeti ni’met bana
Vird-i aşkın verdi bir mihnetde bin rahat bana
(Aşkın vasıflarını övmek ban her cezayı nimet eyledi.Aşkını dua gibi tekrar ederek anlatmak bir sıkıntımda  bana binlerce rahatlık verdi.)
Varidat- aşkı gör kim aldı her variyetim
Fakr içinde verdi bi-payan bir devlet bana
(Aşkından elde ettiklerim/gönlümde tecelli eden doğuşlar/bütünvarlığımı/servetimi/elimden aldı./Buna karşılık/bana fakr içinde sonsuz bir devlet bahşetti.
Zühdü takva hırkasın yaktım yele verdim külün
Aşıkım Al-i Aba hubbu yeter taat bana
(Zühd ve takva hırkasını yaktım, küle verdim./içinde riya ,gösteriş ve her türlü benlik olan ibadetlerden ,davranışlardan kurtuldum, hepsini yaktım ve melameti-kınanma-hırkasını giydim./Ben/bir zahid değil/aşıkım.Peygamberimize ve Al-i Aba'ya sevim/hizmetim/bana ibadet olarak yeter.
Cam-ı aşka can verip içtim der-i meyhanede
Kuşe-yi meyhane oldu menba’-i hikmet bana
(Aşkın kadehine/bir kamilin hayat veren dudağına /can verip/o sır dolu kadehi/meyhane kapısında içtim.Meyhane köşesi/kamilin huzuru/bana hikmet/hakikat bilgisinin=ledünnün/kaynağı oldu.)
Eyledi arş-ı vücuda istiva,sultan-ı aşk
Verdi cümle aleme hükmetmeye kudret bana
(Aşk sultanı vücudun arşına kendi hakikatıyla istiva etti/kapladı/.Cümle aleme hükmetmek için bana kudret/kuvet-i kutsiyeverdi/.
Narı dünyadan gözüm yumdum açıldı nru aşk
Sabit oldu suhf-ı alem ser be ser ayet bana
(Dünyanın ateşinden gözümü yumdum,böylece bana aşkın nuru açıldı.Alemin sayfaları hakikatıyla açıldı,baştan başa ayet/ilahi işaret/oldu.)
Eyleyip benlik belasından reha bir pir-i aşk
Hücre-yi dervişi kıldı ravza-yı cennet bana
(Aşkın piri beni ,benlik belasından kurtarıp derviş hücresini bana cennet bahçesi haline getirdi)
Aşkı Hayder Hayber-i nefsi yakıp fethetti hep
“Kenz-i mahfi”gevheri oldu bütün kısmet bana
(Aşk aslanı/yiğidi/nefsin kalesini/Hayberini/yıktı,bütün kaleleri fethetti.Gizli hazinenin cevherlerinin hepsi bana kısmet oldu.)
Deyrü mescidden çıkıp atdım tarik-i aşka can
Can u canan oldu bir hem fıkat ü vuslat bana
(Kilise ve mescitten çikıp aşkın yoluna can attım.Can ve canan,firkat ve vuslat benim için bir/ayn/oldu.)
Eyledim niyyet salat-ı aşk-ı Hayder kılmağa
Bu namazı ta ebed kılmak-durur niyyet bana
(Aşk Hayderinin namazını/Hazreti ali gibi bir Merd-i Huda'nın kıldığı aşk namazını/kılmağa niyyet ettim.Bu namazı ebediyyen kılmak niyetindeyim)
Keşf olup zulmette nur a'ma iken oldum basir
Neş-'et-ieşya göründü neş'e-yi vahdet bana
(Karanlıkta nur keşf olup gözlerin kör iken görmeye başladı.Eşyanın oluşumu/var olması/bana vahdetin yani İlahi birliğin/tecellisi olarak göründü)
Mutmain oldum harim-i aşka girdim bi'r-rıza
Razı oldu"İrci'i"emrin verip izzet bana
(İçim rahat,emin ve tatmin oluş olarak,kendi rızamla aşkın evine /yani herkesin grimesine izil verilmeyen eve,vahdet makamına/girdim.Cenab-ı Hakk "dön"emreni verip bu aşk evine girmeme razı oldu)
Gör Kemali aşkı kim şerh etti her bir ayeti
Ayet-i "İnni en'allah"dan gelir hayret bana
(Kemali,aşkı görk i her bir ayeti açıkladı.Benim şaşkınlığımın sebebi "Ben senin Allah'ınım"(Taha 4)ayetinden gelir)
(Aşk sızıntılrı-Osman Kemali hazretleri)

TASAVVUFİ CEVAP(İbrahim HAS)

Ey Dost,Evliyaullahınr  hallerini dilden işitenlerin ve tasavvuf kitaplarndan okuyanlrn öğrendikleri irfansohbetinden ibarettir.Bu sözlerin irfan mülkü olduğunu zannetmemelidir.Hakiki irfan söz değildir.Bu o sözler ,evliyaullahın kendi halleridir.bu sözler,ne söyleyene,ne de işitene zerre kadar faydası yoktur.Belki zararı ardır.Sohbette bir halin sırrını işiten ,bu böyleymiş der kalır.
Halbuki bir şahıs Hak derdine düşerek hale erişmişse o zevk onun hali olur.
Şimdi anlaşıldı ki,Allah ariflerinin hallerini lisana getirmekle hale erişilmez.irfan hasıl olmaz ve Hakk’a erilmez.İlla onların hali sende hal olmalıdır.
Kemal davasında bulunanlar,evliya sohbetlerini ezberleyerek irfan iddiasında bulunan kişilerdir.Onlar,sözehlidir.Söz ehlinin sözden başka nesnesi yoktur.Hakkal yakini hal edememişlerdir.Ondan haberleri yoktur.İrfan sözleri onların sadece dilindedir.Özünde değildir.Söz öğrenip söylemek hal değildir.Sözde davada bulunan şahıs ,şeriatı terk etmiş demektir.Zira nefsine uymuştur.ve ilhade meyletmiştir.İrfan diye nice saçma sapan kelma yeltenir.
Şeriatsız irfanın ilhad olduğu açıktır.İrfan şeriat ile makbuldür.Allah Teala”Hatta daha da şaşkındırlar”(Araf /79)buyurmuştur.Çoğu kişi bu ayette belirtilen sırların aşağısına dahildir.
Amma kim perhiz,riyazet ve mücahedeyle zevkle ve vicdanla,halinde hakiki imanı bulmuşsa,onun ubudiyeti tahkike ermiştr.O kişi hakiki tevbeyle kaim olmuş olup zühdünü riayet ederek hakkel yakinde Hakk’ın aynası olmuştur.”Allah adaleti ayakta tutarak şu hususu açıklamıştır ki ,kendisinden başka ilah yoktur”(Ali imran 18)sırrının cemali ,Hazret7in perdelerinden tecelli ediponun gönül aynasında nur salmıştır.O artık irfan memleketinin malikidir.Hakikate ruhsat bu memlemeketten verilmiştir ki burası,”Muhammedi mülk”dür.

Arifi billah denilen kişi budur!İrfan,vicdani zevk ile tecelli ile elde edilr.Yoksa irfan sözleri öğrenmekle arif olunmaz.Söz ile kemal iddia edenler,heva ehlinin akılsızlarındandır.onlardan kaçınmak gerekir.

İSLAM DİNİNİN DİĞER DİNLERE NAZARAN TERCİH SEBEBLERİ

1.Allahın şanına layık ve akla en uygun bir inanışı bize bildirdiği için
2.Tüm peygamberleri tasdik edip hiçbirini hariç tutmadığı için
3.Din hususunda zoru yasaklayıp zorla kimsenin Müslümanlığına müsaade etmediği için
4.Kimseyi gücünün üstünde bir şeyle mükellef tutmaz
5.İdare eden ile idare edilenler arasındaki hükümlerde herkesi eşit tuttuğu için
6.Herkesin hukuku bir tutuluyor
7.Herkesi hükmü altında tutulanlardan sorumlu tutuyor.
8.Siyasette adli ve meşvereti sorumlu tutuyor
9.Ahidlere ve anlaşmalara riayeti emrediyor
10.Adil olmayı ve ihsanı emrediyor.
11.Müslümanlar,kazançlarının kırkta birini zekat olarak fakirlere vermekle mükellef tutuyor.
12.insanlar arasında kardeşlik tesis ediyor.
13.Rahipliği,nefsin şehvetini yok etmek maksadıyla kendini hadım etmeyi ,kendin zincirlemeyi,nefse eziyet etmeyi yasaklıyor
14.Müslümanların ehli kitaptan eş almalarına müsaade ediyor.
15.Kilisenin tahakkümünü ortadan kaldırıyor
16.Günahların affı hususunda Allah’dan başka hiç kimseye selahiyet vermiyor.
17.Allah’ın rahmetinden ümit kesilmemesini belirtiyor.
18.Hiçbir harfi deişmemiş bir Kitabasahip

19.Mezhepler,dinin aslı hususunda hem fikirdir. 

24 Aralık 2016 Cumartesi

KOŞMA(Aşık Fatma AHISKA)

Himmet vermezsen olamama
İsmin anmadan duramam
Aşka aşık hiç bulamama
Daha hele hiç yanamam
       Hidayet supahan kula
      Gideyim sevilen yola
      Aşk için aşıkım sana
      Hidayet aciz kemtere
 Hak hidayet etsin bize
Boyun bükelim birbirimize
Halimizi hoş edipte
Yanaşalım Rabbimize
       Aşık Fatma huzura dal
       Mehmet Fikri'den himmet al
       Şöyle bir ummana dalsan
      Umman olan Mehmet Fikri
(AŞIK FATMA AHISKA)

AŞK -Aşık Fatma AHISKA)

Aşk nerdesin hiç hiçteyim
Muhammed kokan tendeyim
Toprak olan gönüldeyim
Dert dolan evlerdeyim
     Yarab seni leylide sevsem
     Bahçene seherde girsem
     Gece gündüz zikreylesem
     Hakkı sevenleri sevsem
Halkı severim Hak için
Ol Muhammed ki yar bizim
Canı ona kurban edin
Mevlevi de zikre girin
     Esselam başlasam söze
     Muhammed aşkı gir öze
     Yaşlar dolsun her dem göze
     Himmet Mehmet Fikri bize
Aleyküm Muhammet sana
Gafletten sen uyansana
Rıza için gönül yapsana
Himmet ya Mehmet Fikrim
     Muhammet yolunu bulsan
     Ahlak sahibi olsan
     Tevhit sahrasına dalsan
     Fikriden himmetin alsan
Dört yar ile sev habibi
Sevelim birbirimizi
Bulalım biz doğru izi
Himmet ya Mehmedi Fikri
     Aşık Fatma halin haktır
     Aşık olmak isterisen
     Başta gelen bir ahlaktır
     Aşıkın gönlü topraktır
Himmet ver Sultanım bana
Hak için yazayım halka
Aşkın ruh çinde sakla
Zikreyle hep sen süphane
     Hem ağalayıp hem yazayım
     Nefsime mezar kazayım
     Ver sen aşkı ben acizim
     Aşka yanarak yazayım
(AŞIK FATMA AHISKA)

HAKK İSMİNE MAZHARİYET

Hz.Ömer efendimiz Hakk ismine mazhariyeti sebebiyle oldukça şiddetli bir kimseydi .Onun için "Hak(şinaslığı)Ömer'e hiç dost bırakmadı."denilmiştir.
NASİHAT ETMEYİ VE HAKİKATI SÖYLEMEYİ ŞİAR EDİNDİM
FAKAT BU İKİ HUY ALEMDE BANA DOST BIRAKMADI

İSM-İ AZAM

"Bir gün yolculuk yaptığım kafilede geride kaldım.Kendi kendime::"Rabbim! Keşke bana İsm-i A'zamını öğretsen"diye dua etmeye başladım..Derken yanıma iki adam geldi.Biri diğerine şöyle dedi:"İsm-i A'zam "Ya ALLAH"demendir.Bunu duyunca sevindim.adam sözlerine şöyle devam etti:"Fakat senin dediğin gibi değil.Denizde dalgalar arasında Allah'dan başka sığınacak yeri olmayan kimsenin yalvardığı gibi tam bir iltica ve tazarru halinde sıdk ile söylemek gerekir."

ZİKİR MECLİSLERİ

Bir hikmet ehli şöyle der:"Allah Teala'nın bu dünyada da bir cenneti vardır.Oraya giren hoşça hayat sürer.O cennet, zikir meclisleridir"
*Bir zikir meclisinde bulunmak ,yetmiş kötü mecliste bulunmanın günahına keffaret olur.
Şöyle bir fetva vardır:"Bir kimse 'onlar fasıklıkla meşful oluyorlar, ben de zikirle meşgul olayım' diye niyet ederek fısk meclisinde Allah'ı zikretse bu  efdal olur.Nitekim çarşıda yapılan zikir, başka yerde yapılan zikirden efdal olur..
*Bir hadis-i Şerifte buyrulmuştur ki:"Allah Tealala'nın zikir halkalarını arayan gezici melekleri vardır.Zikir halkasını bulunca onların etrafını kuşatırlar.Sonra da Kılavuzlarını semaya Rab Teala'nın katına gönderirler ve derler ki:'Rabbimiz, biz senin kullarından öylesine rastladık ki onlar nimetlerini anıp yüceltiyor, kitabını tilavet ediyor ve peygamberin Muhammed(s.a.v.)'a selavat getiriyorlar, dünya ve ahiretleri için yardımını istiyorlar'.Bunun üzerine Allah Tebareke ve Teala şöyle buyurur:"Rahmetim onları bürümüştür.Onlar öyle bir topluluktur ki ,onların sayesinde beraberindekiler bedbaht olmaz.

SAVAŞTA BAŞARININ SEBEBLER

"Ey İman edenler ,(savaşmak için)bir topllukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki başarıya erişesiniz"(Enfal 45)Bu ayetten anlamaktayız ki hiç bir şey insanı Allah'ı zikretmekten geri bırakmamalıdır.

İMTİHAN VE SINAMA EZELİ KANUNDUR

MUHABBET yüksek bir makamdır.Lütuf ve kahrı, cemali ve celali kendinde toplar. Tenezzül ve tedelli suretinde görünen geçici haller muhabbet ehlini teşvişe düşürmez.Yu yüzden şekil perestler çok, mana erbabı azdır.Bir sufi falanı sevip kabul ettiğini söyler. ancak o sevdiği kişiden kahır tecellisi  ona tabiatına uymayan bir durumu gösterse ,başına getirse ,ökçesi üzere geri döner.Beğendiğini söylediğini kimseye bu sefer demediğini bırakmaz. ve yapmadığı kalmaz.Onu kendisine hedef tahtası yapar.Muhabbet nerede, bu kişi nerede?
Her mürşid-i Kamil'e ,yoluna sımsıkı sarılan ve gösterdiği istikamette gidenlerden bir kişi kafidir.

AÇIK DELİLLER

Enfal suresi 42 ayetinde: Hak ve batılın ayrıldığı ilk savaş olan Bedir savaşına ait bir konum anlatılır.Müslümanlar vadinin medine tarafı ki burası ayakların yere battığı kumlu ve susuz bir bölgedir.Kafirlerin bulunduğu diğer yaka ise suyun bulunduğu ve zeminin sert olduğu bölgedir.Cenabı Hakk'ın yardımının açıkça anlaşılması için bu husus özellikle açıklanmıştır. Yani Mü'minlere denmiştir ki"Harp sahasında bulunduğunuz yerin konumundan dolayı siz savaşı kazanmadınız.Kafirler içinde mazeret yoktu.çünkü onların bulundukları yer statü itibarıyla elverişli ve yüksekti.Ancak Helak olan açık bir delille helak olsun, yaşayan açık bir delille yaşasın diye cenab-ı Hakk böyle takdirde bulunmuştur.Bu ayette bugünkü müminlere işarette vardır. Ekonomik imkanınızın, silahınızın, sayınızın az ve yetersiz olması sizi Allah yolunda gayretten geri bırakmasın .Çünkü azlık, imkansızlık zahiri sebebtir.Cenab-ı Hakk yardımın sadece kendi zatına mahsus olduğu aşikar olsun diye zahiri sebeblerin ötesinde iş görür    

DİN İŞİNDE DİNSİZLERDEN MEDET UMMAK

Zamane idarecilerin düştükleri vahim hatalardandır.Mümkün olan sebeplerden istifade ederek dinini ihya etmeye çalışmak ,alemlerin rabbı olan Allah'ın vadettiği yardımı beklemek  ve kendi gibi mahluka iltifat etmemektir Acziyet bakımından ikiside eşittir.Çünkü hayırlı kimselere, şer ve düşmanlık sahibi kimselerden hayır gelmez.Hakiki yardım en azılı düşmanımız olan nefsimizin arzu ve isteklerini yok etmek suretiyle Allah'ın bize yardımcı olmasıdır.Çünkü insanın içindeki(enfüsteki)mülk kapısının açılması, dış alemdeki(afaktaki)mülk kapısının açılmasına sebeb ve yoldur.Bu nedenle büyükler buyurmuştur ki İşler önce batında kararlaştırılır.Sonra Cenab-ı Hakk zahirde sebebleri halkederek tecelli ettirir.Ancak zahir ehli duygularının tesiriyle güya aklıyla hareket ettiğini sanarak iş yapmakta bu hususu bir Allah dostuyla istişare etmekten kaçınmaktadır.Devlet işleri de böyledir.

ALLH TEALANIN GARANTİSİNE GİRMEK

Muaz B. Cebel(r.a)dan rivayet edildiğine göre:"Resulullah (sav)beş konuda bizimle ahidleşti: Bunlardan birini yapan Allah'ın garantisine girmiş olacaktı .Bunlar: Hasta ziyaret eden, cenaze teşyiinde bulunan ,Allah yolunda gazaya çıkan, desteklemek ve hürmet göstermek üzere müslüman ve adil devlet başkanının yanına varan veya insanların kendisinden, kendisinin de insanlardan selamette olması niyetiyle evinde oturan"(Müsned,V,241)

HER ŞEYİN ASLI SUDUR

Adamın biri aşık bir insandan sordu:"Herkesin kendisi için hayallere kapıldığı bu iki alem nedir?"
Aşık adam dedi ki:"Alemin altı üstü bir katre sudan ibarettir. Ama bu ne varlık sıfatına sahiptir ne de yokluk sıfatına
Öncelikle bir katre su meydana geldi. Bu bir katre suda nakışlar göründü. Lakin suyun üstündeki bütün bu nakışlar demirden de olsa yok olur.Demirden daha katı bir şey yoktur buna rağmen onunda aslı sudur.Aslı sudan olan şeyin her tarafı ateş dahi olsa nihayetinde yok olur gider.Hiç kimse suyun devamlı sabit olduğunu görmemiştir.Öyleyse suyun üstüne bina edilen şey nasıl sağlam bir yapıya sahip olabilir?"

23 Aralık 2016 Cuma

GELMİŞEM KAPINA(AŞIK FATMA AHISKA)




EFENDİM


Kapında bulmuşum şu güzel aşkı
Eyleme bizleri ey aman şaki
Bildirdin şükür ol güzel hakkı
Bizleri affeyle aman efendim


Kapında bekler bir garip arap
Rahmetinden uzak eyleme ya Rab
Olmasın şu hallerim harap
Bizleri affeyle aman efendim 


Kapında bekler bir yüzü kara
Açma yüreğime gam ile yara
Senden olur bizlere çare
Bizleri affeyle aman efendim



Kapında beklerim yüzüme bakın
kötülüklerden bizleri sakın
Aşkın kucağında bizleri yakın
Bizleri affeyle aman efendim 


Bitireyim bahrimi sözlerim tamam
Olmasın hallerimiz sonra yaman
Derim efendim mürüvet el eman
Bizleri affeyle aman efendim




Gelmişem kapına kollarım uzun
Unutmam Allah’ı yaz ile güzün
Seni arzu eder hep bütün kuzun

Bizleri affeyle aman efendim 


Ayrılam gayri ruhu ezeli
Severim senin gibi güzeli
Mest oldum destan yazalı
Bizleri affeyle aman efendim 


Ayrılmaz ruhum cemali göreli
Tay-yi mekan olup yolu düreli
Çok şükür derem himmet vereni
Bizleri affeyle aman efendim 


Gelmişem kapına açmışam elim
Daim Allah Allah söylüyor dilim
Her yerde açılır hem senin gülün
Bizleri affeyle aman efendim 


Gelmişem kapına affını bildir
Nefsim emmareyi elinde öldür
Çok ağlattın biraz da güldür
Bizleri affeyle aman efendim 


Gelmişem kapına ey ulu sultan
Dertliler bulur derdine derman
Olurum vallahi önünde kurban
Bizleri affeyle aman efendim 


Gelmişem kapına eyleme naçar
Hep bütün ihvanlar avucun açar
Kudretten kanatlanıp uçar
 Bizleri affeyle aman efendim 


Gelmişem kapına dolu içmeye
Cennet libasların dikip biçmeye
Hakkın kapısında huzur açmaya
Bizleri affeyle aman efendim 


Gelmişem kapına eylerim ahı
Sildiren sensin cümle günahı
Yüzünde gördüm Şems ile mahı
 Bizleri affeyle aman efendim 


Gelmişem kapına eyle sen himmet
Sizlerden tecelli hem sabır cennet
Erir ihvanına hem çok kıymet
Bizleri affeyle aman efendim 


Gelmişem kapına lütfun dilerim
Her yerlerde himmetini beklerim
Heba olmasın gel bu emeklerim
Bizleri affeyle aman efendim 


Gelmişem kapına yalvarmak için
Sel yalvarda affetsin suçum
Seninle affolur bütünce haçın
Bizleri affeyle aman efendim 


Gelmişem kapına sen gel ver sabır
Cemalin kibriye cümleyi korur

Ol aşık Fatma yeşili bürür
Bizleri affeyle aman efendim

AŞIK FATMA AHISKA



MÜRŞİDİN NEFESİ

AŞIK MÜRŞİDİN NEFESİNE BAĞLI OLMALIDIR.EMRİNE HAZIR OLMALI,NE BUYURURSA HEMEN YERİNE GETİRMELİDİR. O EMRİN GECİKTİRİLMESİNDEN  ÇOK KORKMALIDIR. ZİRA MÜRŞİTLERİN NEFESLERİ ÇOK BÜYÜK BİR KUDRETTİR. O NEFESİ CANINDAN ZİYADE SAKINMSI GEREKTİR. Onun aksine hareket etmekten çok çekinmelidir.Emrini yerine getirmekte gevşeklik göstermek o nefesi reddetmek gibidir. Emrini reddeden kişinin kendisi de reddedilir. Aşıklar, mürşid-i Kamilin emrini başka şeylere tercih etmemelidir.Hak zevki ve vicdanına erişse bile ,onun emrini her ibadetin önüne almalıdır. Aşıklar, mürşidin ağzından çıkanı yerine getirmekle saadete ulaşırlar.
Bir aşık ,nefsi galip geldiği için Hak sırrına erişemese, ama ömründe bir kez mürşidin nefesini yerine getirmiş olsa, riyadan ve şirkten arınmış olur. Müjdeler olsun ki ,son nefese gelindiğinde o nefes ortaya çıkar(Hasan Ünsi hazretleri)

HALK İÇİNDE UZLET

İnsanlardan ayrı yaşamak şöhretin ta kendisidir. şöhret afettir. Asıl uzlet ,halkın içinde yaşarken Hakk'ı seyir ve temaşe etmektir.Halkın içinde uzlet eden salik ,onlarla konuşurken ,onların seviyelerine göre söz söylemeli , kendi iç halinden ,bilgi ve mertebesinden konuşmamalı. Onun davranışlarından ilahi bir sır veya bir hal anlaşılmamalıdır.Halktan ayrıldıktan sonra da yine kendi haline dönmelidir.Sufi dışından halk ile içinden kendi hali ile olmalıdır.(Hasan Ünsi hazretleri)

CENNET BANA YETER DİYENLERE

İbadetlerle sadece cennete girmek isteyenlere itirazdır.
PADİŞAHA YAKIN OLMAK,PADİŞAHTAN EV İSTEMEKTEN DAHA ÖNEMLİ DEĞİLMİDİR?HEVESLERLE DOLU OLAN CENNET NEFİS EVİDİR.GÖNÜL EVİNİN MAKAMI İSE SIDK MAKAMIDIR.HAZRETİ HAKK AZAMET DENİZİDİR.NAİM CENNETİ İSE SADECE BİR KATREDİR.DENİZİN SAHİBİ KATRENİNDE SAHİBİDİR.VE DENİZ DIŞINDA HERŞEY BOŞ BİR SERAPTAN İBARETTİR.Mademki denize ulaşmaya gücün yetiyor, neden bir çiğ tanesinin peşinden koşuyorsun .Sırrını güneşe söyleyebilen kimse nasıl olur da bir zerreden ırak kalabilir. Küll olanın cüzle ne işi olabilir? Can olanın beden azaları ile ne işi olabilir. Eğer sen küll adamıysan Küllü gör, Küllü iste, Küll ol, Küll kesil, Küll seç(MANTIKUTTAYR).
Şakirdin biri üstadına sordu:"Efendim Hz.Adem  sahibi cennetten niçin kovuldu?"Üstadı cevap vermiş:"Adem yüce cevher sahibi biriydi cennete kanaat etti"deyince hatiften bir ses duyuldu: Bizim kulumuz her iki alemde de bizim dışımızda bir şeyle kanaat etmemeli.Bizim dışımızda kanaat ettiği şeyi zevale erdiririz.Çünkü dosttan başkasına bağlanmak reva değildir.Cananın dışında başka bir şeyle zinde olan biri Adem bile olsa sürülüp kovulur.

CAN FEDA ETMEKSİZİN CANANI ARZULAMAK

MANTIKITTAYR'IN İLK HİKAYESİDİR.ABI HAYAT İÇİP,UZUN BİR HAYAT SÜREREK CENNETİ ARZULAYANLAR İÇİN MİSALDİR.Abı hayat arzulayanlar canını sevenlerdir.Bunlar canını feda edemez. ATTAR sultan anlatır: Yüce makam sahibi bir aşığa Hz.Hızır dedi:"EyKamil er! Benim dostum olmak ister misin?.Bu teklife aşık cevap verdi:"Benim seninle işim olmaz.Zira sen çok uzun zaman hayatta kalabilmek için kaç defa ab-ı hayat içtin. Oysa ben her an canımı feda etme arzusundayım.çünkü canansız cana rağbetim yok.Sen canını koruma sevdasındasın.Halbuki ben her gün canana can feda ediyorum.En iyisi kuşların tuzaktan uzak durdukları gibi bizde birbirimizden uzak duralım vesselam"

YETMİŞ BİN HACCIN KABUL SEBEBİ

Zatın biri Bağdattan kalkmış hacca gitmiş. Arafatta:"Ya Rabbi ,burada bulunanların haccını kabul ettin mi?.ettinse benim haccımı onlarınkine kat"duasını yaparken kulağına hafiften bir ses gelmiş:"Evet.bu yetmişbin kişinin haccını İstanbulda çarşıda elbise satan filan adında bir Hıristiyanın yaptığı bir hareketten dolayı kabul ettik".Bu zat hac dönüşü doğru İstanbul'a gider ve elbise satan bu Hıristiyanı soruşturarak bulur.:sordu"Siz son zamanlarda nasıl bir iyi hareket yaptınız ki hacıların haccı kabul edildi?"Dükkan sahibi cevaben: Bayramdan bir kaç gün önce bir müşteri geldi.çocuğuna bir entari almak istedi.fakat yalnızdı.Ölçü için o sırada dükkanın önünde duran fakir  ve kendi çocuğu boyundaki bir yavruyu çağırtıp üstünde prova ettik..Müşteri tamam alıyorum ,paket yapın dedi.Fakat fakir çocuk entarinin kendine alınacağını sanmış ,gözleri bu ümitle parlamış  halde kapıda  bekliyordu. Birden müşteriye entariyi vermedim.kapıda boynu bükük beklemekte olan yavruya verdim.derhal elimden paketi kaptı ve sevinçle koşarak gitti.Entariyi satın almak isteyen müşteri hareketime kızdı ama ben aldırmadım"
Kendisinin yaptığı bu iyiliğin bağdatlı hacı tarafından ifade edilmesine şaşıran Hıristiyan kelime-i şehadet getirerek müslüman olmuş

İRADE BAHİSLERİ

Sultan Abdülmecit, Şeyhülislam'a gizlice emir verirki, kendisinin varlığını hiç kimsenin bilmeyeceği bir toplantı düzenlenmesini ve bu toplantıda alimler arasında ilmi mevzuların tartışılmasını ister.Şeyhülislam kendi konağında bu şekilde yemekli bir toplantı düzenler.Devrin tüm alimleri ile birlikte bazı tasavvufi fikirlerinden dolayı medrese alimlerince eleştirilen 3.Devre Melamilerin temsilcisi Seyyid Muhammed Nurul arabi hazretlerini de davet eder.Şeyhülislamdan başka hiç kimse orada Padişahın bulunduğunu bilmez.Yemekten sonra Nurul arabi hazretleri Allah Teala'nın sıfatlarından bahis açarak sırasıyla kudret, hayat ve ilim gibi sıfatlardan sonra İrade bahsine gelmiş.Burada Seyyid:"Allah'ın bütün kemâl sıfatları insanda cüz'i de olsa vardır.Böyle olunca cüz'i bir iradenin de insanda bulunması lazım gelir.Fakat huzurda bulunanlara irade olmaz der".Dinleyenler bunu acaba bir misal ile açıklarmısınız demeleri üzerine ,Seyyid bu sefer keşfini göstererek"Bakınız ! biz şimdi padişahın huzurunda bulunuyoruz.Şahsi irademize malik değiliz..İrade onundur.bize gel derler biz geliriz.bize çıkın gidin derler ;çıkar gideriz.Böylece şu anda irademize malik değiliz.Ne zaman huzuru şahaneden  çıkarız, o zaman irademize malik oluruz. Ehlullah ise her an Allah'ın huzurundadır.Bundan dolayı onlar iradelerine hiçbir an malik değillerdir.Daima Allah'ın iradesi ile hareket ederler.Huzurundan ayrılmazlar ki iradelerine sahip olsunlar"demiş.Padişah bu açıklamaya hayran kalır ve Seyyid 'aleyhine olan şikayetlerin lüzumsuz olduğunu anlar ve Seyyid'in incitilmemesini şeyhülislama irade eder.