30 Eylül 2018 Pazar

SEN,BEN,BİZ,SİZ,ONLAR

Özde birliğe ulaşıldı mı sen,ben,siz,biz pazarı dağılır.İnsanın yaşantısında busırrın yaşandığı en belirgin örnek bütün varlıkların (bitki,hayvan,insan)  uykuya daldıkları rüyasız derin bir uykudur.İştebu an varlığın birliği halidir.Acı yok,ızdırap yok,kaygı yok,dertyok,sevinç yok,konuşma yok,dinyok,diyanet yok,sen,ben yok.Bütün isimler e resimler silinmiştir.Uyanınca kendivarlığımızın farkına varıyoruz.Önce bendiyoruz.sonra evren içindeki evren beliriyor.
Uykuda nemekan var ne nişan.Uyanıklıkta mekan belirde,nişan belirdi.Bu ikisi birbirinden ayrı değil.Allah bir mekanla mekanlanmaz, bir nişanla nişanlanmazMekan ve nişan belli olsa ,hedef olur.Mekansız ve nişansız nasıl bulunur?Kul,Allah'ın zuhurdaki hali-görünüşü,ehlü iyali
Beyazid-iBestami hazretleri birisi ile yürürken arkadaşı "Allahü Ekber" demiş.Beyazidsormuş:Sen ne dediğini biliyormusun?".arkadaşı evet demiş:Allah en büyüktür.Beyazid hazretleri:Sus!Ben, O'nun yanında ikincibir varlık görmüyorum kien büyük olsun.Bu mu senin tevhidin?

DÜNYALIK İÇİN KİŞİYİ ÖVMEK

Birisisöylemişti.Faizi sadece paradaki fazlalık olarak düşünmeyin,iyilikettiğiniz bir insandan hürmet beklemek bile o iyiliğin faizidir.Siyasi ikbal,makam ve dünyalık işler için birvariyet sahibini,bir makam sahibiniaykışlamak ve ona normalın üzerinde iltifat göstermek bizdeki manevi duygularımızın merkezi olan ruhu öldüren bir harekettir.Hele,o makam sahibivasıtasıyla devlet malını haksız şekilde kazanmış olmanın zararını sen düşün.
Övdüğümüz,destek verdiğimiz o kişide bu hareketimiz kibre sebeb olmaktadır.Bilinmelidirkio övdüğümüz kişinin mutlaka kendisine alkış tutanlara bir şekilde maddi alemde zararı olacaktır.Bu ilahi bir kuraldır.
Bugün Hakk'a sahip çıkarak makam sahiplerinin yüzüne karşı gerçekleri söyleyen kimse yok.Rüşvet yiyen bir makam sahibine karşı toplum içinde "Sen hırsızsın"diyecek kişiler olsa,o makam sahibi toplum içine çıkamaz olur. 

NECİB SULTAN'DAN

Necib Sultanım buyurmuştu:2023 de gelecek olan müceddid-idin,MehdiResule asker hazırlayacak."
Askerden muradın ne olduğunudüşündüğümüzde:Tevhide ermiş güzel ahlaklı insanlar aklımıza gelir.Hani birsözvradır:En büyük vatansever,bildiği işien iyişekilde yapan insandır.Bu nedenle güzel ahlaka sahip tüm insanlar Mehdi Resulün askeri olup,Batıl'a (zalimlere karşı)mücadele ederek İslam'ın galibiyetine say edeceklerdir.

ALIŞ VERİŞ PAZARINDAKİ SON

Büyükler bu dünya alış veriş pazarındaki mutlu son ile alakalı olarak "Canı ver cananı al" demişlerdir.Mal canın yongasıdır demişler.o halde maldan vazgeçmek gerekir.Nefse en ağır gelen:Hakk için vermektir.Riya (gösteriş) ve süm'a (şöhret) işin içine karıştığı vakit maldan vermek nefse ağır gelmez.Milletvekilliği veya Belediye Başkanlığını kazanmak için kişi mal varlığını kolayca harcar.Ama iş Hakk yoluna gelince cimriliği baş gösterir.
Mal'dan geçemeyenler Can'la alakalı imtihanlardan nasıl geçebilir var anla

"TRAFİKTEN SEN BİZİ KURTAR YARABBİ !"OUASI

Kırşehir il müftüsü bisiklet kullanımı etkinlikkonuşmasında yaptığı dua içinde birbölüm.Hak Teala'ya trafikle alakalandırmak.Cehaletin geldiği boyutla alakalı olarak yüz yıl öncesin Mehmet aKİF'in SAFAHAT'ın da çok güzel ifadelervardı.İnsanın dua suretiyle Allah'dan istekleriyle alakalı.Allah Teala sankikulun emir eri,rençberi,doktoru,hastabakıcısı,hayvanlarının çobanı..Hepside bedava istek.
İnsanoğlu,trafiğe kendisi sebeb olmakta ama izalesiniAllah'dan istemekte.Aklı selim bir insan böyle istektebulunabilir mi?
Allah'ı her iştekullanırken,bizAllah'a karşı ne yapabildik ?Kırık secdelerimizi,bozuk para olarak verdiğimiz maden artıklarını büyütüp bedel tutmak hiç yakışır mı?Aç inisanlar dururken ,caminin klimasının elektrik ödemesi için camiyi para toplama yeri haline getirenler trafiği düzelmesi işini Allah'dan isterlerse şaşırmamak gerekir. 

YURT DIŞINA KAÇIRILAN PARALAR

Çoğu  iş adamı,sermayelerini yurt dışına çıkardı.Siyasi iktidar bunu biliyor.Buşekildedavranış,vatana ihanetin bir şeklidir.Yüzbin liralık birmevduata bugün bankalar ikibinTL faiz vermekte imiş.Bu ekonominin ne hale geldiğinin vahim bir göstergesidir.Yatırımın bittiğini gösterir.Üretimi engelleyerek sermaye ülkeyi diz çöktürtmek amacındadır.Bu ortamda bu ülkeden kazanılanı yurt dışına çıkartmak bu ülkeninmezarını kazmaktır.

NECİB SULTAN'DAN

"Benden on yaş büyük Konya'lı bir avukat vardı.Babasi ilk diyanet işleri Başkanı.samimiyetimiz nedeni ile ona şöyle derdim:"Baban seni haramla büyüttü".Diyanet işleri başkanı olan babasına bunu söyleyince Babası beni çağırtarak şunu söylemişti:Evlat ,Atatürk Diyanet işleri başkanlığı için Hacıveyiszade Mustafa Efendiye teklif etti.Kabul etmedi. Akşehirlihoca'ya teklif etti,kabul etmedi.Maraşlı hocaya(muhtemelen Ahmet tahirMaraşi hz olabilir) teklif etti kabul etmedi.Bana teklif etti.Bende boşta kalmasın diye teklifi kabul ettim.Haklısın.milletvekili dahi olma.çünkü yedikleri haramdır."

HARAM

Peygamber a.s buyururlar ki:^Dünya ehline, ahiretharam,ahiret ehlinedünya haram, ehlullaha ikisi de haramdır"
Geriye ne kaldı Allah.

SEB'A-İ MESANİNEDİR?

Yedisübutolan sıfatlardır, biryedidemeratibitevhiddir.Sebai mesani dersin tahsil etmeden Allah7ı bilmeye,Allah'ı bulmaya(kaybedenler için),Allah'a kavuşmaya-ayrılanlar için ,imkan yoktur.
Ulemesab'a-iMesani için Fatiha suresidir demişlerdir.Fatiha suresiyediayettir ve iki defa nasil olmuştur.Biri Mekke'de diğeriMedine de indirilmiştir.Bumana üzere olsa idi Kur'an da iki defa yazılması gerekirdi.

28 Eylül 2018 Cuma

KUTSİHADİSLER NEREDEN GELİR

Cenab-ı Peygamberimizin söylediği yahut diğer peygamberlerin ifade ettiği KatsiHadislernereden gelir.Bu hadisleriHz.Cebrail getirmez.Kutsihadisler vasıtasız vahiylerdir.Buifadeler 'Zat'tan gelir.

ZOR SORU

İbniarabi hazretlerivegfat etmiş.Hazretikabrekoymuşlar.Münker Nekir melekleri gelmiş:Sormuşlar:"Rabb'inkim?" Hazretcevap vermiş:Biz bizimle bizde idik.Biz bizimle bize geldik.Biz bizimlibize sorumu soracağız"Melekler bu cevap karşısında şaşırıp HakTeala'nın huzuruna çıkmışlar:"Ya Rabbi bu kuluna geldik, soru sorduk,ama onun verdiğicevabı anlıyamadık" demişler.Hak Teala:"Bırakın onu bana.Zaten onudünyada da anlamadılar"

ÖLÜNÜN DİRİLMESİ

Vadesidolup ölmüş bir insanın dirilmesikeramatı kevniyye ile mümkündür vetasarruf sahibi kamillere has bir özelliktir.Bir kamil böyle bir tasarrufla ölü üzerinde bu tasarrufu gerçekleştirebilir.Dirilen ölünün de ömrü , kamilin nazarı dirilen kişinin üzerinden kesilinceye kadar devam eder.Kamil nazarını çekti mi , kişide ölüm meydana gelir.
Birde ölü gönülleri diriltmekvardır.Gerçek keramet budur.İnsanın vücudu kabirdir.Ruhise , önündeki engeller kaldırılmayıp , nefs ruha tebdil olmayınca , kabirdekicesedi hükmündedir.Kamil böyle bir insana nefes verince ,nefs ve askerleri yokluğa erer ve nefs ruha tebdil olur.Bu hale dirilme denir.

ZOR SORU:KULUM ! BEN'İ TANIYORMUSUN?

Yarın alem-iahirette Allah:"Taatı ezkarı geç, soruma cevap ver, benibilebildin, tevhidettin mi , tanıyormusun ?

KABE/,KALB / PUTLARDAN TEMİZLİĞİ

Peygamber sav Kabeninetrafındaki putları yıktırdı.Sonra Kabe'nin içine bizzat kendisi girdi ordada putlar vardı.Hz.Ali'yi omuzlarının üzerine aldı.Kabe'den putlar temizlendi.
Kabe gönüldür,kalbtir.İçindeki putlar gayriyatlardır.Peygamber mürşid-ikamildir.Ali, mürşidikamilin velayet yönüdür., kalbi gayriyatlardan temizler.Gayriyatlar, şirk, yalnız ve ancak velayetle temizlenir.Peygamberin risalet yönü halka dönüktür, zahirdir.Velayet yönü Hakk'a dönüktür,batındır.Kişiyişirktentemizleyen,velayettir,haktır(gerçek).Kabe'de bulunan hacerül esved de, kalbte süveyda-i deruni denilen siyah bir noktadır ki, orası Allah'la irtibatın kurulduğu yerdir.Siyah olması vahdete yani birliğe işarettir.

27 Eylül 2018 Perşembe

HÜR/KÖLE/HAYVAN

Doğrurüşünen ve düşündüğünü yapmak iradesine sahip olan bir insan hürdür.Hemdoğru düşünmüyor, hem iradeden mahrum bulunuyorsa behimidir-hayvanidir.Doğrudüşünüpte iradesi yoksa o köledir.(İbna Farabi)

DİNİ MİHENGE VURMADAN ELDEEDENLER

Cenabı Resulullah'a tabi ve teslim olan sahabe efendilerimiz en baştadır.Ölümü düşünmeden Efendimizin yatağına giren Hz.Ali efendimiz,"O seylemişse doğrudur"diyen Hz.Ebubekir efendilerimizdir.Bugüntülmer ise yaşayan Kur'an olan insanı kabili bulup ona teslim olan kişilerdir.Bunlar Şeriatı taklitsiz, yani tahkiki olarak kabul etmişlerdir.Dini mihenge vurmadan elde etmişlerdir.Kur'anın hikmetleri müminin yitik malıdır.

TERAKKİ/TEKAMÜL

Bugünün arayış içinde olanlar soruyor.Sol el ile taharetlenmek hakkında.1400 yıl evvel,musluk,sıhhi tesisat,peçete havlu v.s yoktu.Bugün ise temizlenme ile alakalı her türlü imkan mevcut olup halen "sol el" le alakalı fetva geçerlimidir? bu ve bu mihvalde onlarca merak.
Dinin içtihat kapısını açmaya ancak hakikate ermişler yetkilidir.Ancak bu işte,Mansur gibi baş vermek riski mevcuttur.
İlim bugün ispat etmiştir kiabdest azaları üzerinde uyarı noktaları vardır.Bu noktaların sinir,sindirim,kas,salgı merkezleri v.s ile direkt alakaları mevcuttur.Abdest esnasında bu noktalar aktifleşir.Sol el ile taharet yerleriarasındakihikmet açıklığa kavuştuğunda merak içinde olan kardeşimizin suali cevaplanmış olacaktır.

DİL MÜSLÜMANI

Beyazid Bestami huzurunda biri Cenabı-Peygamber'e ait hadisianlatmak için başlar ravilerinianlatmaya.Beyazid Hazretleri :"Sen buhadisi kimden duydun?"Adam:Filandan duydum der.Hz.Beyazit:O kimden duydu diyerek rivvayet edenler zincirini Hz.Peygambere kadar çıkartır.Hz.Beyazid sorar:Nerde bu adamlar? Adam cevap verir:Hepsi de öldü.Hz.Beyazid oturduğu yerdendoğrulur ve :"Siz ilmi ölülerden almışsınız, biz öyle birinden alırız ki ,o ebedi Hayy'dır.
Dil müslümanlığı işin kolayıdır.İç gizli olduğundan,işaretleri amellerimiz  olsa da amelin riya tehlikesi bulunmaktadır.Hakikatı arayanlar dil müslümanlığında beklememelidir.

AŞK ÜZERİNE

ORUÇ NAMAZ HAC ZEKAT CÜRM-Ü CİNAYET DURUR
AŞIK BUNDAN AZADDIR HAS-ÜL HAVAS İÇİNDE

Dadarsan aşk dadından geçersin zahir dinden
Ayrılığın odundan ol vaktin kurtulasın

Aşktır aşıklar dermanı aşktan hasıldır muradı
Aşk kişinin sohbeti aşksız kişiye beladır
(YunusEmre)

26 Eylül 2018 Çarşamba

TUR VE MUSA HABERİ

Araf suresi 143 ayette bu haberanlatılmıştır.Hz.Musa,Allah'ı görmek ister."Sen beni göremezsin ama şu dağa bak, oray tecelliedeceğim.Eğero dağı yerinde durur görürsen beni görürsün"diyen Hak Teala dağa tecelli edince dağ paramparça olup Hz.musa yere düşerek bayıldı.Sonra ayıldı ve dedi:"İnandım, görünmezmişsin , sana tevbe ettim.Beniinananların ilki eyle"
Bu kıssanın enfüsi manasına gelince:Tur'dan kasıt gönüldür.Musa, Musalığı ile Allah'ı görebilir mi? göremez.Nasıl görecek?.Musa'lığı yok olunca.Allah,Musa'nın gönlündekivariyet dağına tecelliedince ,Musa'nın variyeti paramparça oldu.Benliği yok oldu.Benlik yok olunca Musa düştü bayıldı.Musa'nın benliği kalkınca gördü ve "Sana tevbe ettim" dedi.Zira variyetle allah görünmez.Ben inananların ilkiyim ifadesi , gördüğüne işaret etti.

DİYANETİN HAREKETLENME ZAMANI

Müstakiliyeti olmayan diyanet işlerisiyasal iktidarın itaatkar memuru olmuştur.Bu günlerdediyanet,İslamı yanlış anlatıyorlar diyerek birtakım işlemlerin arefesindedir.Temelinde İslam kaygısından ziyade İktidarın,rahatsız olduğu eleştirençevreleri hizaya getirme yahut dağıtma niyetleri yatmaktadır.Devlet eliyle işlenenaşikar haramlara ses çıkartamayan teşkilattan farklı bir şey beklememek gerekir.Cübbeliyle başlayacak tartışma Süleyman Efendi cemaatı ile devam edecek görünüyor.Sonuç;dünyevileşen şeriat ehli kim varsa dünyevi imtihanları başlayacak denirse yanlış olmaz.

HALİFE OLMAK

Bakara suresinin 30 ncu ayetinde Hakteala:"Halife yapacağım" buyuruyor.Yeryüzünde ilk insan yaratacağım demiyor.Arzda insan var.Melekler:"Yeryüzündekan dökecek. bozgunculuk edecek birini halife mi yapacaksın "dediler.Allah meleklere:"Ben sizin bilmediklerinizibilirim" dedi.Adem7e isimlerintümünü öğrettisonra da meleklere:"Haydidoğru iseniz onların isimlerini bana söyleyin"dedi.Melekler:"Senin bize öğrettiklerinden başka bilgimiz yoktur"dediler.Sonra da Adem o isimleri haber verdi.Allah Meleklere:"Adem'e secde edin"dedi.Bakara suresi 34 ayetlerindebukısım izah edilir.Sad suresi71/73 ayetlerinde ise Adem'in yaratılışı şöyle ifade edilir:"Rabbin meleklere demişti kiben çamurdan bir insan yaratacağım.Onu biçimlendirip ona ruhumdan üflediğim zaman derhal ona secdeye kapanın.Meleklerin hepsi tüm olarak secdeettiler"
Secdeden kasıt itaattir.Kemalata boyun eğenler,kamile itaat edenler, kemalata yaklaşır,kamil olurlar."Secde et,yaklaş"(Alak 19 Fenafillah makamında secdeye varanlar itaat edenler, bekabillahta Allah'a ererler.Damla deryaya kavuşunca derya olur.

25 Eylül 2018 Salı

SIRRI AÇIĞA VURMAK

Hz.Aliefendimiz,Muaviyeilesıffınsavaşına tutuşur.Muaviyeninkomutanı amr İbniAs'ın tavsiyesiüzerine Kuran mushafları sayfa sayşfa parçalanıp bütün askerlerinin mızraklarının ucuna takıldı.Zira biliyorlardı ki Hz.Ali'nin karşısında mağlup olacaklardı.Zannettiler kiHz.Alive ordusu  Kuran'a olan saygılarından dolayı Muaviyenin ordusuna saldırmaz.Nitekim öyle deoldu. Hz.Ali taraftarlarından bir gurup "Bizkur'an'a karşı saldırıp Kuranı ayaklar altına almayız dediler.O esnada Hz.Ali'den sonsuzluğa hükmeden o meşhur sada yükseldi:"Ben konuşan Kuranım.Ben yaşayan Kuran'ım ve size emrediyorum."dedihücum emrini verdi.Hz.Ali efendimizin atının gemini Veysel Karani hazretleri tutuyordu.Başını hz.Ali'ye çevirdi:"Ya Ali ne yaptın , sırrı açığa vurdun"dedi.

ZAHMETSİZ EKMEK

Adamınr biri Allah'a dua ediyormuş:"Yarabbi zahmetsiz, meşakkatsiz bana günde iki ekmek nasip eyle, başka istemem"O gün adamın başına bir iş gelir  ve adamı hapishaneye atarlar.Sabah bir ekmek, akşam bir ekmek adama bedavadan verirler.Bak istedin oldu.Zahmetsiz , meşakkatsiz.

FENA ENDER FENA

Hak Teala bazı ariflerine tasarruf yetkisi verir ,arifi billah olan o tasarruf yetkisini kullanmayıp sahibine iadeeder.Buna ehlullah lisanında Fena ender fena denir.Şibli hazretleri bunlardan olup zamanın gavs'ı idi.Be'nin altındaki nokta benim diyen zattır.

OLMAZ BU KADAR BENZERLİK

Tutuklanan Malezya Devlet başkanının varlık fonları ile alakalı suçlamaları çok ilginç ve benzer.Fonlara kendini ceo ve başkan atamış.Tek başına hareket etmiş.Hakkında suçlama düzenleyen savcıyı görevden almış yerine atadığı savcıyı dosyayı kapatmış ancak halk sokaklara dökülerek bu durumu protesto etmiş.hesabına yatırılan 681.000 Doları Suud'un hediyesi olarak telakki edince ip kopmuş.Seçimleri kaybetmiş ,evine yapılan baskında 300 çanta içinde milyonlarca dolara el konmuş ve devletin varlık fonunu 4,5 Milyar Dolar zarara uğrattığı gerekçesi ile tutuklanmıştır.Malezyanın bu fonu bizdeki Acıbadem hastahaneleri ve Sabiha Gökçen havaalanı hisselerine yatırım yapmıştı.Sorgulamalarda devlet başkanı "aldatıldım" ifadelerini kullanmıştı.
Bizde Varlık Fonu Devlet Başkanına bağlı,yönetim ataması kendisinde.İktidarla birlikte türeyen zenginlerimiz mevcut.Medyanın %95'i iktidara ait.Mahkeme yargıçları ve savcıların atamaları iktidarın elinde.Ortada 400 Milyon Dolar değerinde bir hediye uçak mevcut.Vergi affına yahut barışına dahil edilen yurt dışındaki üçüncü şahıslara ait parayı beyan ederek aklamak mümkün.Tüm bu olaylar Malezya ile tıpa tıp aynı.Malezya insanı,Hacda gördüğümüz gibi gayet mülayim ve nahif insanlar.Öfkelerini bilemiyoruz.Ancak Türk insanı kandırıldığını anlarsa,aldatıldığını hissederse hiç affetmezSandıkta çıkarttığını sandığa gömer.

BAKARA SURESİNDEKİ HİKAYENİN BATIN MANASI

Hikaye şudur:İsrailoğullarından birileri, bir adamı öldürür ve öldürülen adamı iki köy arasındaki sınırın üzerine atarlar.Gayeleri kendilerini gizleyip iki köy halkını birbirine düşürmektir.Ölü bulunur.İki köy halkı karşı karşıya gelirler.Birbirlerini suçlarlar"Hani siz adam öldürmüştünüz de onun(katili)hakkında birbirinizle atışmıştınız"(Bakara 72)ikiköy halkı cinayeti kendilerinin işlemediklerini beyan ederek konuyu Hz.Musa'ya intikal ettirirler.Musa kavmine "Allah size bir inek kesmenizi emrediyor, dedi"(Bakara 67).Kavim şaşkındır zira ölü ile ineğin ne alakası var.itiraz ederler ve Hz.Musa'ya ""Bizimle alay mı ediyorsun?"derler Musa da"Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım"(bakara 67 ).Uzun itirazlardan sonra nişanı belirli ineği bulurlar ve keserler.Sonra :"(İneğin) bir parçasıyla o öldürülen adamın cesedine vurun demiştik"(Bakara 73).Denileni yaparlar.İnekten alınan parça ile ölü adama vurulunca, ölü adam dirilir ve kendisini kimin öldürdüğünü söyler, katil yakalanır.
Bu ayetteki rümuzları ehlullah anlar.Şöyle ifade edilir:
ÖLÜ ADAM,ADAMI ÖLDÜREN,MUSA,İKİ KARYE,İNEK,İKİKARYE HALKI,VCURULAN PARÇA.Bu kavramların enfüsi manası:
Ölü olan adamdan kasıt, işaret olunan rümuz;Kalbdir.Adamı -kalbi öldürenler nefsi emmare ve avaneleridir.Onlar:en başka yalan,gurur,riya,inat,haset,hırs,tamah.Nefsiemmarenin günah işleyecek damarları bunlardır.Musa; insanı kamil için rümuzdur.İki karye:ruh ve nefistir.İkikarye halkı tecellilerdir.Ruhtan gelen tecelliler Cemali, nefsten gelen tecellilerCelalidir.İnek, hayvanlığın kesilip yok edilmesidir.ki, ondan istifade, hayvanlık yok edilince olur.Vurulan parça da zikirdir.Bukıssa da kesilecek ineğin sarı renkliolması istenmiştir ki Sarı renkli ineğin kalble alakası şudur:Kalbin nuru sarıdır.

BİLGİNİN HAKİKAT'I-TAKLİD'İ

Vücuda gelmeyince kimse Hakk'ı bilmedi
Buvücuddan gösterdidostbize didarını"
(YunusEmre)
Bir kul , dini ilimlerde ne kadar bilgiliolursa olsun, neyi bilirse bilsin, o kişi eğer vücuda gelmediyse yani:"La mevcude illa Hu" sırrına ermedi ise ,onun Hakk'ı bilmesine imkan yoktur.Onun tüm bilişleritaklittir,ezberdir."Papağan da duyduğunutekrarlar".Tevhid dinler üstü hakikattır.Nefsten ruha sefer et, ruh gözüyle nazar et ki ,cihetlerden kurtulasın veher cihette Hakk7ı müşahede edesin.Yöneten içtir.Yönetilen ise kalıp.Kamilin nefesinialamayan Hakk'a eremez.İnsani ruh kamilden alınmayınca , bir insan vücuda gelmez.Vücude gelmeyince de Hakk7ı bilmez, bilemez.Hak didarını bu vücuddan gösterir.Bu vücuddan gören, görülen,Allah,Hu diyen bizzat kendisidir.

DELALET YOLU-HİDAYET YOLU

Ebul Hasan Harakani hazretleri buyururlar:"İki yol vardır.Delalet yolu,hidayet yolu. Biri Allah'a giden kulun yolu, diğeri kula gelen Hakk'ın yolu.Şimdi her kim ben ona vasıl oldum derse , vasıl olmamıştır.Her kim benivasıl kıldı derse o vasıl olmuştur.Zira vasıl kılmak, vasıl olmaya bağlıdır.Vasıl olmamak da vasıl olmaya rabt edilmiştir"
Kula gelen Hakk7ın yolu insan-ı Kamildir.Hakk hidayetini Pir eliyle yapar.İnsanı Kamile secde etmeyen sıratı müstakim'e ulaşamaz.

"ALLAH HESABI ÇABUK GÖRENDİR"

İmam Cafer Sadık hazretlerine iftira attılar.Halifenin huzuruna çıkardılar.Kadı şikayetçiye sordu:"Yemin edermisin Cafer7in bu suçu işlediğine? Adam;Ederim dedi ve başladı enağır yeminleri etmeye.Caferi Sadık:Kadı Efendi! Müsade ederseniz yemini öyle etmesin, benim dediğimi tekrarlasın.Kabul eder söylerse suçuma razıyım der.Adam kabul eder.İmam Cafer-i Sadık hazretleri:Söyle. Allah7ın kudret ve kuvvetinden çıkarak kendi kudret ve kuvvetime girerek yemin ederim ki,Cafer bu suçu işlemiştir.Adam yemini tamamlamadan oracıkta teslimi ruh eyledi.Halife ve Kadı özür dileyerek,hazret gönderdiler."Allah, hesabı çabuk görendir"(Mümin 17)

ALLAH'IN "BİZ"DEMESİ

Kur'an'da "BİZ" kullanılır.Allah biz dediği zaman 'zahir ve batınımızla'demek anlaşılır.Allah'ın zahiri tüm mükevvenattır(yaratılmışlardır).Özü ise insan-ı kamil olan insandır.
Bizşeklinde çoğul ifadesini Zatı,sıfatı,efali olarak algılamak gerekir.Ve karşımıza yine aynı ayet çıkar:Hüvel evvelü vel ahirü vez zahirü vel batın.Hakk7ın vücudundan başka vücud yoktur ki.

İLİM AYDINLIĞI İLE KARANLIKTAKİLERİ KEŞFETMEK

Uzak doğu aydınlatıcısı Buda :"Karanlık bir odaya girecek olsak hiç bir şey göremeyiz..Sonra aynı odaya elimizde birçıra ile girsek , odada birçok eşya görürüz..Onlar oraya sonradan konmuş değillerdir.Önceden beri orada vardırlar.İşte bizler de ilmin aydınlığı ile karanlıkta olanları böyle müşahede eder,keşfederiz"der.
İlim ,Allah Teala'nın bir ismidir.Sıatı'dır.Keşifler,buluşlar dediğimiz şeyler,var olan bir şeyi ilim ışığında bilinir hale getirmek olup,kişinin kendi kazanımı değildir.Gayreti,çalışması,yoğunlaşması nedeniyle Hakteala'nın o kuluna bahşettiği lütfu neticesinde gayb olan bir hususun bilinir,anlaşılır hale gelmesidir.Bu hale keşf denilmesi uygundur."İcad" diyemeyiz çünkü icadda yaratma vardır ki,Kişibir şeyi yoktan vr etmemiştir.var olan gaybı,zuhura getirmiştir.Belki bu sözde uygundeğildir.Zira gayri mevcudat yoktursadece Hakk vardır.La Mevcude illa Hu.

24 Eylül 2018 Pazartesi

VAKTİN ÇOCUĞU OLMAK

"İbnivaktim ben Ebu'l vakt olmazam
Abd-imahzım ben tasarruf bilmezem"
(NiyaziMısri)
Vakit -zaman üçe ayrılır.Geçmiş zaman, şimdiki zaman,gelecek zaman.Niyazi sultan buyuruyor ki:Benvaktin çocuğuyum, vaktin babası değilim.Ben katkısız kulum, tasarruf nedir bilmem.
İbnül vakt olan ,anı yani şimdiki zamanı yaşar.Geçmiş ve gelecek zamanla uğraşmaz.Tasarrufa gücü yoktur.Tasarruf bilmez.Ebul vakt olan ise ,bütün zamanlara tasarruf eder.O vaktin babasıdır.Böyle olan kişi ehlullah lisanında "Gavsul azam "olarak anılır.
Tasarruf,keramet bir fiilullahtır.Allah'ın kudretiyle meydana gelir.Allah dilerse bazı veli kullarına tasarrufunu verir.Tasarruf batından verilir.Bu bir lütfu ilahidir.Kevnisi vardır ,ilmisi vardır,Hem kevni hem ilmisi vardır.

ALLAH'LA ALIŞVERİŞTE BULUNMAK

İbni Arabi hazretleri :"Bir kul, Allah'la bir günde 24000 defa alışverişte bulunur.Bualış
 veriş nefestir.Nefesi O'ndan alır , O'na veririz.Nefesi idrak gerekir.Nefesin zahiri vardır,batını vardır.
Hak nefesini insanı kamilden almkayan bir insan ,Hz.İsa'nın igfadesiyle:"Melyekut semalarına kanat açıp uçamaz".Melekut semalarına uçamayan ise , arzın çekiminden kurtulamaz.Peygamber (sav) buyurur:"Allah kıyamet koptuktan sonra Kabe'ye ve mescitlere şu hitabı yapar:Yükselin zira cehennemi arza kuracağım"Yükselemeyenlerin hali nice olur.

FAAL NEFİS ÖLÇÜLERİ

Zorluk ve engellemelerle karşılaşan biri, durumu kabul etmek yerine korkuyor ve endişe duyuyorsa , ya da "neden" diye soruyorsa , bu nefsinin faaliyet halinde olduğunun işaretidir"

DUA ÜZERİNE

""O zaman bana bir iyilik daha yap; olduğu gibi bırakmak ya da bir karara bağlamak istediklerine huzur içinde katlanacak bir kalb ver bana"(Şirin'in duası -Annemarie Schimmel)
"Duaların kaderi değiştirmez, ancak belki seni dönüştürebilir!.Senin duan , dileğinin gerçekleşmesi, benim duam ise dileğinin dönüşmesi!"(İkbal)
"Bu defa sesimi duymayan Allah'a hamd olsun!Benim iyiliğimi istiyor, bense zarardayım sanıyorum.Bazı dualar nasıl da felaket ve zarar peşindedir, Yüce Allah merhamet gösterir de kabul etmez onları"(Hz.Mevlana)

LİMNİ'YE SON SÜRGÜN'E GİDERKEN

NiyaziMısri hazretleri vaktinin Gavs'i idi.Limniye son sürgün edilişinde gemiye binerken şöyle derler:"Osmanlı'yı dördüncü kat semavata çiviledim.Melekler gelse o çiviyi sökemezler!".Gavsül A'zam bir çivi çaksında bir başkası sökebilsin.Bu ifadedir ki Osmahlı'yı perişan etmiş ve çöküşünü hızlandırmıştır..Allah'ın evliyasına savaş açanın muhatabı Allah'tır.Kılıca kendini vuran baş, gövdesinden ayrılır.Omuz , başsız kalır.Ruhukendinden uzaklaştıran bir beden, varlığını devam ettiremez.Osmanlı, bir mana sultanını vücudundan çıkarttı,sürgüne gönderdi ve çöküşünü hazırladı.Bu Hak Teala'nın kuralıdır."Bu, Allah'ın ötedeben beri süregelen yasasıdır.Allah'ın yasasında birdeğişiklik bulamazsın"(Fetih 23)

23 Eylül 2018 Pazar

İMAN EDENLERE HİTAP

"Ey iman edenler iman edin"(Nisa 136)
"Ey iman edenler Allah ve Resulü sizi hayat verecek (dirilmeye)davet ettiği (çağırdığı)zaman ecabet edin"(Enfal 24)
"Ey iman edenler Allah'dan korkun veO'na yaklaşmaya vesile arayın"(Maide 35)
Bir kimsenin mürşidikamile gelmeden önceki dini ve imanı taklidi idi.Din iman tevhidsiz olmazTevhid, tevhidiefal,tevhidisıfat, tevhidizat'tır.Kamilden doğmayınca bilişlerin biliş olmaz.

ZİKİRDE MEVCUT OLAN

Ağaç nasıl çekirdeğininiçinde mevcutsa bütün tevhidmertebeleri zikirde mevcuttur.Meratibitevhid zikrin hakikatının (sırrının)açılmasıdır.Bu sırrı ancak mürşidikamil telkineder.Ehlullah tarafından bu zikre "Maye-i Muhammed" derler.Maye tutarsa salik terakkieder.Maya tutmayan saliki mürşit şeriat vetarikat terbiyesi ile eğitir.
Nasıl toprak içinde bir çekirdek yarılır ve içinden filizlenme olup ağaç oluşursa saliktetevhidde böyle terakki eder.Zikirle uyanmayan salikin birdaha uyanmasına imkan yoktur.

SAMİRİNİN BUZAĞI HEYKELİ

Taha Suresinde ,Hz.Musa'nın Turdağında olduğu bir zamanda altından bir buzağı yapıp israil oğullarını yoldan çıkaran Samiri'nin hikayesi anlatılır.Hz.Musa sordu:EySamiri! Senin amacın nedir? diyesordu.Samiri cevap verdi:Ben kavmimin görmediğini gördüm,XElçinin(cebrail'in) atının ayağının bastığı yerden yeşillik fışkırıyordu.O topraktan aldım ve heykelin üzerine saçtım.Heykelden çıkan ses, işteo elçinin ayağını bastığı toprağın ürünüdür"
Bukıssa ile ilgili Muhyiddin İbn-iArabi Hazretleri demiştir ki:"EğerSamiri insan heykeli yapsaydı  ve üzerine deo topraktan saçsaydı , heykel insan gibi konuşur ses çıkarırdı"
Cebrail'in bindiği atın ayağının temas ettiği toprak, heykele böyle ses veriyorsa,kendisi neler yapmaya muktedirdir.
Bukıssadan şöyle manalar da çıkartılır:Heykelin üzerine saçılıp da heykele konuşma melekesi veren topraktan kasıt, zikirdir, zikri hakikidir.Salik,sıdku sadakatla mürşiddi Kamile itaat eder, onun emirlerini harfiyyen uuygular, kamilden aldığı zikri bihakkın zevk ederse , salikin gönül gözleri açılır.

MUHAMMED PARİSA HAZRETLERİ

Nakşi Piri Muhammed Bahaeddin Nekşibendi hazretlerine , Muhammed Parisa hazretleri intisap ettiğinde hazret şöyle buyurdular:"Bugün dalımıza bir şahin kondu"Postunu MuhammedParisa'ya vasiyet etti.Müritleri damadı Alaaddin Ahrar hazretlerine yöneldiler.O günden sonra bu tarikattan tüm şahinler uçtu

22 Eylül 2018 Cumartesi

TENZİH EHLİ NOKSAN İNANÇ SAHİBİDİR

Nasreddin Hoca birCuma vakti camiyegider.Vaiz kürsüsünün dibinde oturur vevaazı dinler.Vaaz
Allah7ı anlatmaktadır:Ey Cemaat-ı müslimin. Sözlerime kulak verin, iyi dinleyin, iyi anlayın .Allah cihetten münezzehtir.Allah neyerdedir, ne göktedir.Nesağdadır, nesoldadır.Ne öndedir ne arkadadır...."NasreddinHoca başını vaize doüğrukaldırır:Hoca Efendi ! Demeye diyeceksin ama dilin varmıyor.Desene Allah yoktur.
İbni Arabi hazretleri:Tenzih ehli noksan inanç sahibidir.
Şeriat ehlinin Allah'ı mefhumdadır(hayaldedir).Gerçekte ise Allah kendisini eşyada cihetsiz göstermiştir.Senindahi sana cihetin yoktur.Bütün cihetleri ihata eden O dur.
Arife eşyada esma görünür
Cümle esma'da müsemma görünür
Bu Niyazi'den de Mevla görünür
Adem ise semme vechullahı bul
Kande baksan ol güzel Allah'ı bul

ALLAH'IN AYETLERİ

Muhyiddin İbni Arab ihazretlerinin ifadesine göre ;Firavun ,Musa'ya Allah'ın Zatından sordu:Musa ise Allah'ın sıfatlarından haber verince ;"Firavun dedi;busize gönderilen peygamberiniz, şüphesiz delidir"(Şuara:27)Firavun dünya izzetini bulmuş, dünya saltanatına kendini öyle kaptırmıştı ki;Firavun'un Allah bilgisi sadece lafta kalmıştı."Allah'ın ayetlerine inanmayanları Allah, doğru yola iletmez"(Nahl l24)."Onlar Allah'ın kadrini gereği gibi takdir etmediler"(Hac 74).Firavunun bilmesi iman olmayınca itaat etmemiş , isyan ve zulumde ileri gitmiştir.
Peygamber bir Allah'ın ayetidir.Bu ayete inanmak ve teslim olmak gereklidir. 

DOĞU- BATI KAVRAMLARI

Kuran'ı Kerim de "Doğu dabatı da Allah'ındır.Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü(Zatı)oradadır"(Bakara 115)  buyrulmuştur.Yüzden kasıt Zattır.
Dünyanın doğusu batısı olduğu gibiinsanın da doğusubatısı vardır.İnsanın doğusu Ruh,batısı nefistir.Enfüste , Zat-ı ilahi güneşi ruhtan doğar nefstendolanır.Hakikatta ise Zat-ı İlahi güneşi hiç batmaz.Vahde de,Kesret de,Zahirde Batın da O'dur."La mevcu de illallah.

ALLAH'A GİDEN YOLLAR

Arif-iBillah olanlar derler ki:"Allah'a giden yollar mahlukatın nefesi adedincedir" Bu söz vasıl olduktan sonra söylenen sözdür Ve uyananların anlayacağı bir sözdür.Kişi mahlukatın, mevcudatın hakikatına ne zaman arif olur , bu sözü o zaman söyler.Zira mevcudat Allah ile doludur.Nefes alan, nefes veren , nefes O'dur.Nefes Allah'dan alınır, Allah'a verilir..Bu sırların hakikatı insanı Kamilden öğrenilir.Allah yaşayan bir varlıktır.Kamilin zahiri görüşüne aldanmamak gerekir.Onun gönlü alemleri ihata eder.
Ebu Said Harraz hazretlerine ;"Allah'ı ne ile bildin?"diyesormuşlar.O da cevaben buyurmuşlar ki:"Allah'ı Allah ile bildim".Bu söz bir sırdır.Allah insan-ı Kamilsiz bilinmez.
Güneş dört yerdendoğar batar.Bunlar:
1-Afakta:Güneş doğudan doğar,batı'(dan batar.(bizeöyle görünür.yoksa güneş hiç batmaz)
2-Enfüste:Ruhtan doğar, nefisten dolanır batarn
3-Vahdette;Makam-ı Cem de doğar,hazretül cem'dedolanır batar
4-Kesrette;İnsanı Kamilden doğar,ehli inkardan dolanır batar.

21 Eylül 2018 Cuma

GÜNAH DAMARLARI/EMMARENİN ASKERLERİ

İnsanı hayvaniyet derekesine düşüren nefsi emmare askerleri:Yalan, gurur, riya, haset, inat, hırs, tamah.İnsanı Kamile secde etmeyen bir insan Allah'a yakın olamaz.Hak ve Hakikat insanı kamilden öğrenilir.Nefsi emmarenin bu yedi damarına karşılık insanı kamilden alınan nefesle nefs ruha tebdil olunur.veruhun yedi vasfı insanda aşikar olur.Onlar da;Hayat, ilim, irade, kudret, semi , basar kelam sıfatlarıdır.Bunların  aslı ruhtur.Ruh ise Allah'dan bir nefhadır.Kamilden bu nefesi alan salik Allah'la beraberdir.Gayrılar yok olmuştur.Birdaha doğan güneşin batmasına imkan yoktur.Salik yer çekiminden kurtulmuş,Hakk'la Hakk olmuştur.

HZ MUSA/HZ.HIZIR KONULARI

Kehf suresinde Hazreti Musa ve Hazreti Hızır kıssaları anlatılır.üç meseleye de itiraz etmiş,o işlerin hikmetini bilemediği için sabredemeyerek ayrılmışlardır.Efendimiz (sav)  buyurmuşturki:"Kardeşim Musa sabretse idi bizlere de Hızır'dan ne hikmetler gelecekti".
İbni Arabi hazretleri "Hızırla karşılaştım sohbet ettik.Sonra da Musa bahsi açılınca Hızır bana dedi ki :Musa için bin mesele hazırlamıştım, üçüne takat getiremedi".
Bu üç meselenin enfüsi olan(batın) içsel manası:
Hz.Hızır'ın deldiği gemi insanın variyetidir..O variyet gemisinden bir delik açılır da variyete ilmiledünden dolmaya başlarsa nefsi emmare olan hükümdar o insandan el çeker.Zira o gemi artık işe yaramaz.
ÇOCUK nefsi emmaredir.Daha işin başında onun başını koparmak , kesmek lazım.
Doğrultulan Duvar VÜCUD'dur.Yani Hızır vücudu doğrulttu , vücudun vücudullah olduğunu ispat etti.
İKİ YETİM'e gelince bunlardan biri özdür,diğeri sözdür.Öz zat'tır,sıfattır.Öz görünmez ama bilinir o biliş sözle zahir olur.Tekvin sıfatı ile meydana gelen vücud ,ruhu ve vasıflarını kendinde barındırır.Oğlan öldürülmese idi(nefsi emmare)sıfat ve zat zarara uğrayacaktı.Define HAKİKATTIR.O da Allah'ın efali, sıfatı, Zat'ıdır.

20 Eylül 2018 Perşembe

NÜKTELER

Hasan Basri'ye demişler ki:Efendim halk geliyor sizin sohbetinizi vaazınızı dinliyor sonra da arkanızdan dedikodunuzu yapıyor, aleyhinizde bulunuyor.Hasan cevap vermiş:Allah Teala bütün azameti ile halkı yarattığı halde dillerinden kurtulamadı.Ben zerreyim

NÜKTELER

Rabiatül Adeviye sormuşlar:Ya Rabia, Allah'ı severmisin? Severim buyurmuş.Peki . şeytana düşmanmısın? demişler.Değlim demiş.Soranlar:Nasıl olur? Rabia cevap vermiş:Allah aşkı kalbimi öyle duldurdu ki şeytana buğz edecek yer kalmadı
Bir gönülde Allah yoksa, orası İblis'in mekanı olmuştur., sen de onun aleti.Seni alet olarak kullanır.

"OLMAK" İÇİN GEREKENLER

Hazreti Niyazi-i Mısri söylemiştir:
Derviş olan aşık gerek, yolunda hem sadık gerek
Bağrı anın yanık gerek can gözleri açık gerek

Alçaktan alçak yürüye toprak içinde çürüye
Aşk ateşinde eriye altın gibi sızmak gerek

Zikri Hakk'a meşgul ola yana yana ta kül ola
Her kim diler makbul ola tevhide boyanmak gerek

Eyün kişi yol alamaz Maksudunu tiz bulamaz(Eyün:Büyüklük taslayan demektir)
Yoğ olmayan var olamaz varını dağıtmak gerek

Dervişlerin en alçağı buğday içinde burçağı
Bu Mısri gibi balçığı her bir ayak basmak gerek

TASAVVUFA DİL UZATANLAR

You tube de göbeğine kadar siyah sakallı genç birilerinin karşısına topladığı gençlere yaptığı hitapta ehli tasavvufla alakalı şahsiyetlerin eserlerindeki bazı hususları okuyarak o zatlara dil uzatıp haşa kafirligine hükmettiğin görmekteyiz.Bunlardan birisi "Hanzala "isimli birisidir.Cihadı,islamiyeti kabul etmeyenleri öldürmek olarak gören bu tipler tarikat ve tasavvufu reddederler.Hazreti Mevlananın mesnevisinin önsözündeki ifadelerden,İsmet Garibullah hazretlerinin eserinin önsözündeki ifadeleri okuyarak bu ifadelerin uluhiyyete ait olduğunu ifade ile bu zatların küfrüne karar verirler.Bu kadar asır geçmiş,bu kadar medrese alimleri zuhur etmiş hiçbirisi işi bu noktaya getirmemişte bu kişi bunu tespit etmişcesine heyacanla ifade etmekte.
Bu tiplere söylenecek çok şey yoktur.Çünkü kalpleri mühürlü olanlarda taviz,müsamaha,hilm olmaz.Hüsnü zan bulunmaz.Evliyayı reddederken kendini bir yerlere koymakta farkında değil.Sanki karşısındaki insanlar yahut eleştirdikleri cahil kendisi alim.
Maalesef devlet, bazı şahsiyetleri Kanun ile  korurken İslamın değerlerini ayak altında çiğnenmesini seyretmektedir.İzzet,itibaradır.Neye itibar etmekte iseniz ona terkedilirsiniz yaşayan bir ilahi kuraldır.

MURADI İLAHİ NEDİR?

Seyyid Muhammed Nurul Arabi hazretleri Balkanlara yerleşir Serez.Koçana,Prizen,Üsküp şehirlerinde Melami neşesini yaymaya başlar her geçen gün sohbet halkaları artar.Bazı medreseler rahatsızdır.Kendi aralarında bir araya gelip içlerinde ilimde ileri olan birini  sohbete gönderip Kur'andan ve İslami ilimlerden soru soracaktır.Müderris koltuğunun altında Mushaf sohbete gelir.Bir müddet sonra Hazret sorar:Efendi, o mushaftan bir ayet okurmusun.kitap açılır bir ayet okur.Manası nedir? diye sorar hazret.Müderris manasını söyler.Hazret Sorar:Bu ayetten murad-ı ilahi nedir? deyince müderris susar ve "ayetteki muradı ilahiyyeyi bilmiyorum"der.Bir kaç ayeti bu şekilde sorduktan sonra Hazret kitabı kendisi alır bir ayet okur,manasını söyler arkasından bu ayetteki muradı ilahinin ne olduğunu ifade eder.Müderris hayret içinde kalıp sohbet halkasına dahil olup ders alıp tabi olmak için izin ister.

ÖLMEDEN EVVEL ÖLÜP KABRE GİRMEK

"ÖLMEDEN EVVEL ÖLÜP KABRE GİRMEK" Bu ifade insan-ı Kamilin kişiyi kabul ile salikin kendisine telkin edilen meratibi tevhid dersleriyle oluşan bir gerçektir.Şöyle ki:Afakta ve enfüste ne kadar varlıklar var ise hakikatta onların varlığı Hakk'ın varlığı olup , kişi bu varlığa "benim" diyerek sahip çıkmıştır.Kamil tarafından bu varlıkların hakikatta Allah'ın varlığı olduğu salike telkin edilince  salik te bu telkini zevken müşahede edince , salikte ihtiyari ölüm tahakkuk eder.Kısaca salike fiillerin sıfatların ve zatın Hakk'ın olduğu , telkin edilen salikte bu telkını afakta ve enfüste zevken müşanede edince , ihtiyari ölüm tahakkuk eder,ölmeden evvel ölmenin sırrı gerçekleşmiş olur.
Salikin kabriAllah'dır.Salik, Allah'a gömülmüştür.Mektubun içine konduğu zarf misali .Salik yokluğa erişmiştir.Bu makama ehlullah lisanında fenafillah denir.Salikin kıyameti kopmuştur.Variyetinden eser kalmamıştır.
"Haşre çıkmak" :Haşr kıyametin kopmasından sonra bütün ölenlerin dirilip toplanmalarına, bir araya getirilmelerine denir.Salikin haşri bekabillah makamında olur.Fenafillaha eren saliki Hak teala makam-ı cem'de kendi Zat'ı ile diriltir ki"Haşre çıkmakta" kasıt budur.

İNCİLER

Şeriatın incisi  CENNETTİR
Tarikatın incisi Allah'ın rızasını kazanmak ve cennette Cemalullah'ı müşahededir.Ancak, bu dünyada a'ma olan ahirette de a'ma dır(İsra 72)
Hakikatın İncisine gelince ,hakikatta Allah'dan başka yoktur.
Allah'ı buldurmaya vesile de mürşid-i Kamildir.

TASAVVUF DÖRT HARFTİR

T-S-V-F harflerinden oluşur.Bu harflerin manalarına gelince:
T: Tevbeye işarettir.Gayriyata dönmemek,,bulunduğu yerden geri dönmemek. Bulunduğu yer ve bulduğu yer kamilin nefesidir.Varlığına,variyetine, benliğine geri dönmemek üzere tevbe.
S:Safiyete işarettir.Bir insanda varlık,variyet, benlik giderse o kişide safiyet kalır.
V: Vadinde durmaklığa işarettir.İnsanı kamille olan ahderi ayettir,bu aynı zamanda elest bezmindeki manadır.
F:harfi yokluğa,fenaya işarettirFenafillah olmaya işarettir.
Demekki tasavvufa giren bir kimse tevbe edecek, saf olacak, vadinde duracak ve fani olacak.Bunları yerine getirmeyen, yaşayıp olmayan ve zevkine ermeyen bir kişiye mutasavvıf denmez.Tasavvuf bitmez tükenmez bir hazinedir.Zira tasavvuf Hak ile Hak olma sırrıdır.Pak olmayanlar, sıdkı sadakat  sahibi olmayanlar bu yola giremezler.

ARİFİN SÖZÜNÜ ANCAK ARİF ANLAR

"Sekr halinde söylenen söz, en gerçek sözdür" derler.Bir insanda manevi his ve ordan hasıl olan zevk olmaz ise , manayı anlayamaz, idrak edemez.Kişilik,variyet/varlık kalkmış mana hakim olmuşsa içi boşalmış bir kamış gibi oradan üflenen Hakk'ın kelamıdır.Mazhardan üfleyen Hakk'dır.Gönülden Hak nefesi işitildi mi , o nefesi tanıyanlar zevke gelirler ve dudaklarında hayret ifadeleri dökülür

19 Eylül 2018 Çarşamba

DERT KİMDENDİR?DERMAN KİMDENDİR?

Hz.İbrahim(as) Allah'a sormuş:"Ya Rabb! Dert kimdendir? Allah cevap vermiş:"Bendendir.Hz.İbrahim yine sormuş:Ya Rabb! derman kimdendir? Allah:O da bendendir.Hz.İbrahim:O zaman arada tabibe ne ihtiyaç vardır?Allah Teala cevaplamış:"Ya İbrahim ,ben dilersem şifayı tabib vasıtasıyla veririm.

ADEMOĞLU KİMDİR?

İnsanı Kamilden doğmayan , Ademliğini bilemez.Ademliğini bulamaz.İnsanı Kamilden doğan , insan-ı kamil olur.Ademoğullarından maksatta insanı kamile ikrar veren ehli tevhiddir.Yani irfan okuluna kayıt olupta tevhidi tedris edenlerdir.İnsanı kamilden doğmayan adem oğlu olamaz.
Salik Fenafillah olmadan bekabillah olamaz.Yokluk makamını görmesi gerekir.

HEDİYE KONUSU


Hediye konusunu devlet erkanı açısından değerlendirirsek önümüze , 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 5176 sayılı Etik Kanunu, 3628 sayılı Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu karşımıza çıkar
Yasalara göre kamu görevlisi açısından “hedi­ye”; devlet memurunun ta­rafsızlığını, performansı­nı, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da do­laylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat olarak tanımlanmıştır.

Örneğin… 3628 sayılı kanunun 3. maddesinde şu yazılı:

– Kamu görevlileri, aldıkla­rı tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşan hediye veya hibe ni­teliğindeki eşyayı, aldıkları tarihten itibaren bir ay için­de kendi kurumlarına teslim etmek zorundadır.Keza.

Bu kanuna bağlı olarak çıkarılan yönetmeliğin “He­diye ve Hibe” başlıklı 14. maddesinde de şu var:

– Hediyenin 10 gün içinde defterdarlığa değer takdi­ri için gönderilmesi şarttır. Hediyenin kanunda belirtilen değeri aşması halinde ise, hediyenin ilgilinin çalıştığı kuruma verilmesi gerekir. Bunun aksine davrananlar hakkında 3 yıldan 5 yıla varan hapis cezası söz konusudur!
Yasaların ayrıntısına girdiği hediye için "Hibe edilen uçak" girebilir mi? 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül makamında ayrılırken al­dığı hediyeler için şöyle dedi:

“Kamu görevlilerine veri­len hediyelerin bedellerinin tespiti ve kayda geçirilmesi konusundaki düzenlemeler, yasalar cumhurbaşkanlarını kapsamamaktadır. Bu he­diyeler devleti temsilen cum­hurbaşkanlarının şahsına verilmektedir!”
TARİHİ BİR HADİSE



 
Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 12 Eylül 1958'de on sekiz gün sürecek Afga­nistan gezisine çıktı. Saray bahçesinde gezinirken yanına gelen tazıyı sevip okşamasını gören Muhammet Zakir Şah, Afgan tazısını Bayar'a hediye etti.
“Bastı” adı verilen köpeğe bir süre Çankaya Köşkü'nde bakıldı. Ardından Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bah­çesi'ne gönderildi…
Bir akşam…
Cumhurbaşkanı Bayar, Çankaya Köşkü'ndeki yemek­te Tarım Bakanı Nedim Ökmen'e, “Bastı”yı sat­mak istediği söyledi! Ata­türk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi satın alabilirdi! Bakan Ökmen şaşırdı. Bayar sebebi­ni açıkladı: 
İttihat ve Terakki Cemi­yeti'nin bölge sorumlusu ol­duğu dönemde, İzmir işgaliyle birlikte Yunan güçleri ile Sa­ray yanlısı yerli işbirlikçileri ta­rafından aranmaya başlayınca kendisini Ödemiş/ Mursallı Köyü halkı saklamıştı. Bu köye manevi borcunu çeşme yaptırarak ödemek istiyordu. “Bastı”yı bu sebeple satmak istiyordu.
Bayar'ın planı buydu. An­cak…
Türkiye'de 1958 yılı zor geçiyordu. Yapılan devalüas­yonla 1 dolar 2.80 liradan 9.0 liraya çıkarılmıştı. Ata­türk Orman Çiftliği de zor du­rumdaydı. Buna rağmen çiftlik yönetiminin belirlediği bilirki­şi, dişisi olmadığı için üreme değeri bulunmayan ve sadece ziyaretçilere gösterilebilecek tazının 1000-1500 lira ede­bileceğini bildirdi. Bayar fiyata kızdı; yaveri Faik Taluy aracılığıyla 2 bin sterlin (20 bin lira) istediğini bildirdi. Tarım Bakanı Ökmen fiyatı duyduğunda “Alt tarafı bir it, 20 bin lira eder mi?” diye tepki gösterse de emir büyük yerden gelmişti! O zor günlerde 20 bin lira Bayar'a gönderildi.
Bayar da parayı çeşme ya­pımında kullanmak koşuluyla İzmir Valiliği'ne ulaştırdı…
Sonra ne oldu?
“KÖPEK DAVASI”
“Bastı”…
İlk kez bir cumhurbaşka­nının yargılanmasına sebep oldu.
Köpeğin satışı sebebiyle Ce­lal Bayar, nüfuz ve maka­mını suistimal ederek ki­şisel kazanç sağlamaktan Yassıada'da yargılandı.
 Yüksek Adalet Divanı, irti­kap suçu (nüfuzunu kullana­rak haksız kazanç sağlama) nedeniyle Celal Bayar'a, indi­rim yaparak 4 yıl 2 ay hapis cezası verdi.



AĞLAMAK ŞERİAT VE TARİKAT MAKAMINDADIR

Ağlamak, şeriat ve tarikat makamında olur,tarikat işidir.Mahcub (perdelenmiş)işidir.Zira onların nefsi ruha tebdil olmamıştır.Hakikat makamında ağıt olmaz.Hangi cennette ağlayan görülmüştür veya duyulmuştur.Allah'la olan neye ağlar.Gönlü Hakk'la dolu olanın gönlünde ağlamaya yer yoktur.Nefsi ruha tebdil olanın derdi dermana erişmiştir.Afak ve enfüs nur olmuştur.

KELAM (ALLAH'IN KONUŞMASI) KURAN'LA SINIRLANDIRILAMAZ

Kelam Allah Teala'nın sıfatlarındadır.Konuşma olarak telakki ettiğimiz seslerin mana ile birleşmesinden müteşekkil iletişim,bilme,anlama,tanıma vasıtasıdır.Kur'an, Allah kelamıdır.Ancak,Allah Teala'nın kelamı sadece Kur'an değildir.Bir insanın günlük konuşmalarını toplasanız kısa zaman içinde Kur'anın kelime sayısını geçebilir.Miracta Allah Teala Efendimiz (sav) ile doksan bin kelam konuştuğu rivayet edilir.Ki kelamı . bir kelime ile kayıtlamamak gerekir.Herbir kelam belki de bir mevzu belki de bir kitap olabilir.
Kitaptan öğrendiklerini iyi ezberleyebilir ve kuvvetli bir hitabetle bunu insanlara anlatabilirsin.Bu halk üzerinde sana karşı övgü ve iltifatı uyandırır.Övgü ve iltifat ve getirdiği itibar senin için zehirli bir şurup olur.İlim bir sıfattır bu sıfat Allah'a aittir.Tevhide eren bunu bildiği için "Bilen Allah'tır"(Bakara 216) der.İnsanların avam ve havası Kur'an dan bir ayet rivayet ettimi "Allah, böyle buyurur"der.Tevhide ermiş olan zevken müşahede halinde her sesi Allah'a nisbet eder.Muvahhid , kelamı sadece kitapla sınırlı tutmaz.
"Ak ile kara'dan geç" derler.Bu söz şundan kinayedir:Ak:beyaz,yazı yazılmamış kağıt,kara:ise kalemdir.Kalem ile yazılan kitaptan vazgeç derler.Allah ilmini canlıdan alsan , çok geçmez senden zuhura gelir.Ruhun bir şey öğrenmeye ihtiyacı yoktur., onda her ilim mevcuttur.Önündeki engeller kalksın yeter.Aslolan , bir şeyin hikmetiyle kamil olunmasındandır.Gönülden gelen ilim kamil olmayıda beraberinde getirir.Bir hadisi kutside buyurulmuştur:"Benim zikrim kulumu ilim öğrenmekten alıkorsa , ben ona bilmediklerini öğretirim"

İRFANİ LATİFELER

Beyazid-iBestami hazretlerine birsehervakti Hak'dan hitap erişir:"Ya Beyazid senin nefsinin hatalarını halka aşikar edelim bakalım, halk senin için "Sultanül Arifin "diyecekler mi?Beyazid anında cevap verir:"Bizde Senin Gafur veRahim olduğunu halka bir aşikar edelimbakalım, alnını secdeye koyan bulabilecek misin? Hak'dan Beyazid'in gönlüne yine hitap gelir ki:"Ya Beyazid ! Ne senin dediğin olsun, ne de Bizim"

İHTİYARİ ÖLÜMÜN TAHAKKUKU

Ölmeden önce ölünüz" hitabı meşhurdur.Seninsana ait birvarlığın yoktur.Varlık külliyen Allah'a aittir.Bunu idrakin en kestirme yolu , sende ve evrende bulunan tüm sıfatların aslı sahibinin Allah olduğunu ilmelyakin,aynel yakin,Hakkal yakin idrak ederek olman,ve senin sana ait bir varlığının olmadığını idrak etmendir.Yani Hayat, ilim,semi,basar kelam ve tekvin sıfatlarının sahibi hakikisi Allah'dır.Gerek senin ve gerekse başkalarının varlığı, Allah'ın varlığıdır.Akil baliğ olan insan tam manasıyla bu gerçeği Hakkal yakin zevkine ererek , şeksiz ve şüphesiz kabul eder ve benliğinden eserkalmazsa işte o zaman ihtiyari ölümü tahakkuk etmiştir.Birdaha geri dönüşe imkan yoktur.
Zünuni Mısri "Dönenler yoldan döndüler, vasıl olsalar dı dönmezlerdi."demiştir.

BİR BAKIŞ ŞEKLİ

Hakk'ın her yerdehazır venazır olduğunu zevken idrak eden kimse "Her gördüğünü Hızır, her geceyi Kadir gecesi bilir" davranışını sergiler.Bu görüşte olan kendi nefsi ile meşguldür, başkası ile uğraşmaya vakit bulamaz.Kendisi ile kavgalı olan başkaları ile kavga etmeden duramaz.

ZEVKİ BAKIŞ

Hakikat ehli aleme , olanlara irfan zevki ile bakar.Çünkü kainatta görülen her şey Hakk'ın zahiri,eşyanın  batını ise Hakk'dır diye telakki eder."Zahir O'dur,batın O'dur"(Hadid 3).AlemdeHakk7ın olmadığı iğne ucu kadar yer yoktur.Tüm olaylara, oluşlara Hakk7ın tasarrufu ve tecellisidirder."Kadere rıza, kederi izale eder " hadisi şerifini yaşar.
"Bütün bilgiler vebütün hikmetler tıpkı alev alev yanan bir ateşten sıçrayan kıvılcımlar gibi Tanrı'dan zuhur ederler.Onlar Tanrı'nın soluğudur.

EHLİ İRFAN HERYERDE VARDIR

Cihanda her topluluğuniçinde mutlaka Hakk'a  ve hayra davet eden bircan, birehli irfan bulunur.
Cihanda bir güruh olmaz ki ey can
Bulunmaya içinde ehli irfan
Olur mevsuf sıfatlar ile her an
Hakikat ehlinin olmaz nişanı
     Kimi şadan kiminaşad olurlar
     Kimi üstad kiminerrad olurlar
     Nicelersureta cellad olurlar
     Hakikat ehlinin olmaz nişanı
(Hz.Niyazi Mısri)
Bu alemde Cemal ve tecellileri var ve birbiriniizler.Arifi billah olan zatlarda da bu görünür.Hz.Şems kaybolduktan sonra Hz.Pir Mevlana efendimiz onuarattırır ve şamda olduğunu tespiteder.OğluSultan Veled efendimizi dönmesi içinrecacı gönderir.Sultan Veled hazretleri, Hz.Şemsi Şamda bulur.Şam'da bir handa hırıstiyen bir çocukla satranç oynamaktadır.Neşelidir.Daha sonra yol çıkarlar.Konakladıkları birşehirde Hz.Şems görür ki iki kişi santranç oynamaktalar.Şems onlara yaklaşarak büyük bir hiddet gösterir  ve satranç tahtasını alarak yere çarparak kırar.Daha sonra Sultan Veled efendimiz bu hadisenin sebebinisorduğunda Hz.Şems:"İlk gün gördüğünde neşeliydik.oyuna ledün gözüyle baktık.Celalli gördüğün gün ise şeriat gözüyle baktık"der.

18 Eylül 2018 Salı

YARATILIŞIN GIYBETİ KÜFÜRDÜR"

Şu kısa, bu uzun, şu güzel bu çirkin,şu alim bu cahil dedinmi bukıyastır ve aklın bölünmüştür.Sahabeden Ebud Derda hazretleri şöyle buyurmuştur:"Yaratılışın gıybetiküfürdür"
Akıl sınırlarının dahilinde ve ötesinde varlık sahibi Allah'dır ama akıl bunu zor idrak eder.Çünkü kıyastadır.Akıl sınırlar ama kalb, gönül onu aşar geçer.

MECELLENİN KAİDELERİNDEN

Mecelle,İslam Hukukunun kurallarının kanun şeklinde ifade edilmiş halidir.
"Mani ile muktezicemoldukta mani takdimedilir"Yaniyara ve merhem, yolcu ileyoldaki engel beraberse önce yara temizlenir sonra merhem sürülür,önceyoldaki mani kaldırılır sonra yolculuğa sıra gelir.
"Vusulsüzlük , usulsüzlüktendir".Usulü , yolu yordamı bilmeyen vasıl olamaz.
"Def'imefasit celbimenafiden evladır"Bir şeydefesatla menfeat karşılaşmış olsa , menfeat elde edilmeye bakılmayıp , fesadın ortadan kaldırılmasına çalışılır.Yani bir haramı def etmek birhelalı işlemekten daha evladır.Bir zararın def'i, menfeatların elde edilmesinden önce gelir.

AKLI SELİM NE DİYOR?

Katar Emiri'nin hediyesi olan Uçak mevzu epey bir vakit ağızlarda çiğneneceğe benziyor..Her şeyde anket yapan şirketler bu hususta maalesef anket yapmıyor."Vatanın beka meselesi" konusuna bu işler zarar veriyor.Üzüldüğümüz şey,zarar kişilerden ziyade İslam'a yönleniyor.Mutlaka İşler vakitlere bağlıdır.Niyetleri ,fiili işleyenler ve aynı zamanda gizlinin gizli olanlarını Hak Teala bilir.Yegane güç sahibinin Hak Teala olduğunu bilmek ve idrak etmek ne kadar rahatlatıcı.Ancak,Anadolu'da bir söz vardır:"Namus sahibi,en son duyarmış".Hediye hadisesi umumu rahatsız etse de muhatabına sıradan bir hadise olarak gelirmiş. Zira nefis,asla kendindeki noksanlığı kabul etmezmiş.

EDEP BAHSİNİN KURALLARINDAN:

"Bir kişinin kendisinden daha küçük ,daha güçsüz biriyle mücadeleye girmesi , o kişinin acziyetini gösterir.Bir kişinin kendi dengiyle mücadeleye girişmesi ise sui edeptir.(edepdışıdır).Bir kişinin kendinden daha güçlü daha kuvvetli biriyle mücadeleye girmesi ise pişmanlıktır."
İmtihan etmek ancak ancak öğreticinin hakkıdır.
"Bir kişi iddia sahibi olursa ,imtihana tabi tutulur".
Edep şunu gerektirir; bir soru sorulduğunda soran kişi sorusuna ve cevaba sadık kalmalıdır.Soru öğrenmek için sorulur.Kişiyi tartmak ve ya münakaşa yapmak için  değil.Zaten soranın niyeti hemen ortaya çıkar ve belli olur.Alıcıya vermek, itiraza ise sükut gerekir

İNSANI KAMİLİN NİŞANI OLMAZ

İnsanı kamil,avamın anladığı anlamda namü nişandan ve resimden uzak olur.Arif, Allah'ın nişanı ile nişanlanmıştır.Allah'ın nişanı ;"Allah'ın boyası"dır.(Bakara 138).Allah'ı bilen sadece Arabistan'da yahut islam ülkelerin de mevcuttur denilemez.Tüm mevcudat onundur ve mevcudata tecelli etmektedir.Bu nedenle insanı Kamil her iklimde bulunur.Çünkü seçmek,seçilmişlik Hakteala'nın bir tasarrufudur. Niyazi Mısri hazretleri buyurur:
Belirme zarifin nam-ü nişanı
Değil irfan filan ibni filanı
Yerin terk edenin yoktur mekanı
Hakikat ehlinin olmaz nişanı
    İzi Yoktur ki izinden biline
     Dahi tozmaz ki tozundan biline
    Sen anı sanma sözünden biline
     Hakikat ehlinin olmaz nişanı
Alemde ne sıfat varsa Arifi Billah olanlar o sıfatla sıfatlanabilirler.MarufuKerhi hazretleri vefat ettikleri zaman , çeşitli dinlerin mensupları:"Maruf bizdendir, kendi kabristanımıza gömeceğiz" diye sahip çıkmışlardır.Hz.Mevlana'nın cenaze merasimine Konyada bulunan diğer din ve milliyet sahipleri katılmışlar,bazı cahiller onları bumerasimden men etmek istemişler se de onlar cevaben :O bizimMevlanamızdı" demişlerdir.

17 Eylül 2018 Pazartesi

KAMİL'İ BULAMAYANLAR TEYEMMÜM EDEBİLİRLER

Eğer sır ehliysen abdestini gayb suyundan al
Aksihalde toprak veya taşla teyemmüm eyle
İmamın öne geçir çünkü onunimamısın
Sabah nazını kılmayı ilkikindiye al

Bu namaz ariflerin Rab'larıyla namazıdır
Şayetsen de onlardansan karayı denizeal
(İmam Şarani Tabakatül Kübra)
Bugüzel ifadelerdevurgulanan gaybın suyu, insan-ı kamildir.Gizlisultan, sırrı sübhan olan gayb erenleridir.Vebukamilin sohbetinden meydana gelen füyuzatı ilahidir.Kamillerin sohbeti aşıkların gönüllerini pakeder, temizler.Hak dergahına temiz olmayanlar giremez
"Bulamazsan teyemmüm eyle" den kasıt şudur:Eğer kamili bulamayıp onun sohbetinde bulunamazsan , onlara ait kitapları oku, bu teyemmüm yerine geçer..Su bulununca teyemmüm bozulur.

İLİMKENDİNİ BİLMEKTİR.KENDİNİBİLMEK ALLAH'I BİLMEKTİR

"Allah ve melekleri Peygambere salat ederler.Ey iman edenler sizde ona teslimiyetlesalat ve selam edin"(Ahzab 56)
Bir kelamı kibar vardır:"Cemaati içinde şeyh, ümmeti içinde Peygamber gibidir"
İnsanı Kamile ikrar vermeden kişi kendi hakikatına arif olamaz.Salik, insanı kamilden aak nedir? enf üs nedir, zahir nedir, batın nedir, tenzih nedir , teşbihnedir öğrenir ve bunların hakikatına arif olur.Kamil önce seni sana bildirir.Sen varmısın, yok musun,varlığın nasıl,yokluğunnasılbunu sana bildirir.Kendinibilmen Rabbini bilmenin aynı olur.Sen ondan, O senden ayrı değil.İlim önce kendini bilmekten geçer:
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir
Sen kendinibilmezsin ya nice okumaktır.

İlim okumaktan mana ne kişiHakk'ı bilmektir
Çün okudun bilmezsin ha bir kuru emektir

Okudum bildim demeçok taat kıldım deme
Eri Hak bilmez isen abes yere yilmektir.
Kişi kendini nasıl bilebilir.Bu aleme gelen sayısız insan kendilerini bilebiliyorlar mı?Bilmenin olabilmesi için en evvela bilinecek olan şeyin var olması gerekir.Yanibilen olacak, sonra da bilinen olacak.Bu bilenle, bilinecek olan arasında bir ilişki olacak ki bu ilişkiden bir bilgi meydana gelsin.Bu ilişkiden meydana gelen bilgiye ilim derler.Demek-kiilim-bilgi,uyanla uyulan arasında , bilenle bilinen arasındaki ilişkinin adı imiş.Bundan dolayı !ilim maluma tabidir"denir ki doğrudur.Eşya için mevcudat için bu kaide böyledir.Bukaide mutlak hakikat olan Allah açısından nasıl değerlendirilir?Yani ilim maluma tabi olunca Allah nasıl bilinebilir?Bizler bilen,Allah ise bilinen olunca , Allah'ı bilmek mümkün olur mu?İşte burada kaideyi tersten okumamız icab eder.Yani Allah bize kendini tanıtırsa ki, tanıtmıştır o zaman bizler Allah'ı tanıttığı kadar biliriz.O zaman mana şöyle olur:"Alim olan Allah'tırmalum olan bizleriz"
Allah'ı ancak,Allah bilir.Allah kendini tanıtır,bildirir semazharlar da bilir.Allah kendini bildirmiş,tanıtmış mıdır?Evet.Bu aleme bunca kamiller gelmiştir.Bu kamiller Allah ehli ariflerdir. Onlar arzda,maani Kur'an olan Allah'ın zatını,sıfatını efalini şahsında cem eden mazharlardır.Kişinin kendini bilmesi içinde işte maani Kur'an olan bu kamilleri bulması gerekir.Bir insan bilmeye kendinden başlar ve kendini keşfederse o insan Allah'a açılan bilgiyi de keşfederZira kişininilminefsine değil gönlüne konmuştur.İlim onun gönlünden çoşup gelir.Ruh gözesi açılır.arifi billah olur.
Demek ki kendini bilmeye talip olan en evela delili bulması , yani insanı kamili bulması gerekiyor ve bu şarttır.Seni sana seninle ancak insanı kamil bildirir .
"Ustasız meslek haramdır" derler İnsanı Kamil bu yolun ustasıdır.
Kur'anın "vesile arayın"(Maide 35) ayetini ehli şeriat İBADET diye anlar.Kur'an okumaktır,Resulullah sünnetine tabi olmaktır,uygulamaktır derler.Bu ayetin indiği zamanda bunların hepsi mevcutu.Bu ayette İman edenlerin vesileye müracaatları vurgulanıyor.Bir ayet daha vardır:"Gerçekten sana biat edenler Allah'a biat etmişlerdir. Allah'ın eli, onların ellerinin üzerindedir"(Fetih10).Biat edenlerin ellerinin üstündeki el kimin elidir?"Ey iman edenler,Allah ve Resulü sizi dirilmeye(size hayat verecek şeylere) davet ettiği zaman icabet ediniz"(enfal 24)
İnsanımız "şu adam Allah dostudur" der inanır.YunusEmre/Tapduk ilişkisini,Mevlana /Şemsilişkisini,Hacı bektaş/Lokman Parende ilişkisinibilirler.Allah dostu olanların bir kamilin terbiyesinde tezkiye olunduklarını bilirler amma kendileri bir insanı kamil aramaya tevessül etmezler

HAYALLERDEKİ ALLAH

Bize,hayal dünyasında mevcut Allah anlatılmaktadır.Ahirettecennete girildikten sonra görülebilecekAllah kavramı enjekte edilmiştir.Bu düşüncebu işim simsarlarını, tüccarlarını ortaya çıkartmıştır."ZahirO'dur,Batın O'dur"(Hadid suresi ayet:3)"Doğu da batı da Allah'ındır.Nereye dönerseniz.Allah'ın yüzü/zatı oradadır"(Bakara 115).Bu ayetler mutlak hakikata/Allah'a işaret eden ayetlerdir.,Bunlarsız Allah, hayal olur.Saygıyı,sevgiyi ,hürmeti,aşkı ,yardımlaşmayı terkedenler , hayallerindeki Allah'ın kulluğuna hizmet edenlerdir.
Peygamber (a.s) byurmuştur:"Rabbiniz apaşikardır.O'nu örtecek hiç bir sebeb yoktur"Aklımıza şöyle bir soru gelebilir:Madem Allah apaşikar niçin göremiyoruz.Görüyoruz ama bilemiyoruz.Zira hayalimizde Allah görülmez, bilinmez, duyulmaz, ancak cennete girersek görürüz inancına sahibiz.Cehalet bulutu gözlerimizin önünü kapatmıştır.Tıpka güneşin önünü kapatan bulutun güneşi göstermediği gibi.O bulutu ancak Kamilin nefesi dagıtır.Kamilin himmetiyle, nefesi ile o bulutlar dağılır.Usul budur.
Allah'a talipsen,O'nubulduracak delil-vesileyi bul gerisikolay.Bulanlar,cananı böylebulmuşlardır."Ey iman edenler! Allah'dan korkun,O'na yaklaşmaya vesile arayın ve O'nun yolunda cihad edin kikurtuluşa eresiniz"(Maide 35)."Sana vahyolunana uy"(Yunus 109)

İNSANLARIN KUTSALLARI

İnsan kendisine kutsal icat etmeye alışık kabiliyette muhtac birvarlıktır.En büyük kutsalı ise başlangıçta kendi nefsidir.Kutsalına dokunursan tabiatı değişir.Kur'anın arapçasını okur manasını bilmez.Haşa kitabı Allah'a okumakta.Bu nedenle manasını bilmediği namazının mekruhuna,sünnetine acaib birdeğer verir ve terkedenekarşı müsahama edemez.
Tasavvufta bir usulvardır.Tarikat görmemişe "avam" denir.Peki tarikat görüp te hakikatı görmemişe ne denir?HerhaldeTarikatın avamı dense gerekir.
Hakikat eskinin hatırası yahut masalı değildir.Kur'an her an tazedir ve yaşanmaktadır.Her an,inzal olmaktadır.Çünkü inzalını gerektiren hadiseler sürekli yaşandığı için uygulanabilirliği devamlıdır.Bahsi geçen her peygamberle alakalı hadiseler el'an yaşanmaktadır.Musa da mevcuttur Furavun'da .Cenab-ı Peygamber'de mevcuttur Ebu Cehiller de.
Allah Teala'nın tüm sıfatları ezelidir ve ebedidir.Şu an da varlığı bulunmaktadır.Adem (a.s) kendi döneminde idi.İbniAbbas'dan (r.a)rivayet edilen bir hadiste:"Allah Adem'den evvel yüzbin Adem halk etti."Peygamber zamanında milyon,milyar trilyon ifadeleri yoktu.En büyük sayı rakamı yüzbinlerle ifade edilmekteyidi.
Vaktin insanı Kamilleri(mürşitleri) vaktin peygamberi mesabesinde olan  varisi nebilerdir ki insanları Allah Teala'yı tanıtmaktalar,tehlikelerden habervermekteler.

16 Eylül 2018 Pazar

AKIL/KALP MESELELERİ

Akıl düşünme ve anlama kabiliyetini kendindebulunduran iyiyi kötüyü , güzeli çirkini, sahteyi gerçeği ayırt edici bir nur,bir ışıktır.İnsan onunla kendini tehlikelerden korur.
Gönül;bütün hayrın ,güzelliklerin, rahmetin , merhametin,sevginin/aşkın , vakarın merkezidir.Birde gönülün özel bir mevkii vardır."Gönül, Çalabın tahtıdır" demiştir Yunus Emre.Gönülden murad kalbdir.
Nakşibenki tarikatı mensupları insan göğsünde beş letaif(latif duygu) tespitetmişlerdir kibu beş letaif şunlardır:
1-Kalb.
2-Ruh
3-Sır
4-Hafi
5 Ahfa.
Kalbin vücuddaki yeri sol memenin iki parmak altıdır.Ruhun yeri sağ memenin iki parmak altındadır.Sırrın yerisol göğsün üstündedir.Hafi'nin yeri sağ göğsün üstündedir.Ahfanın yeri , göğüs kemiğinin (sadrın) ortasındadır.
Nakşi tarikatında salikler kalbden başlarlarKalbçalışmadığı zaman diğer letaiflere geçmek kabil değildir.Herletaifin kendisine has nuru , yani rengivardır.Derslerine riayet edenler bu nuru görürler.Merkez nokta kalbdir.

Döküldü Masum Kanı Kerbela Yazısına - Mersiye - Celal Yılmaz

tefekkürü kârbela : selam,bir mesajla KERBELA AÇILIMI HAKKINDA NE DÜŞÜNDÜĞÜM SORULMUŞ..bu konuda herkes kadar çok cahil olduğumu evvela söylemek isterim.zaten bugün islam ve imanımızın içinin boşaltıldığını her şekilde yaşıyorken kerbela anlamı bizim neyimize diye de düşünüyorum..kendi açımdan şunu söyleyebilirim..evvela taberi tarihinde kerbela olayını ve evveli ile akabini okurken ağlamaktan helak olup, siyasileştirilmiş her anlama kılıf buldurulan bugüne gelmiş paramparça islamdan nefret etmiş ve kitabı orada bırakıp senelerdir okumamışım bu biiirr.ve sonra hayatıma hamzavimelami meşrepler girdi meşrebim ve ali kitabı anlamım yüzünden ve baha bey in yazdığı elden hediye edilen ali göründü gözüme kitabını okurken yine kerbela evveli ve o zamanı ve sonrasında ağlamaktan helak olup aynı şekilde kitabı yarım bırakıp bitirememiştim..hatta yazarını aramıştım bu gerçek mi diye sormuştum.kalbin -sen nasıl anlarsan demişti..

BENİM İÇİN KERBELA O ZAMAN YAŞANDI BİTTİ DEĞİL...şunu asla unutmayın ki ;evtad-direkler -akıl sütunlarının hemen hepsi o devirde yaşıyordu =HEPSİ HZ NEBİYİ GÖRMÜŞ VE İLMİ BİZZAT ONDAN ALMIŞTI VE KENDİLERİNCE KANUN -YETKİ -MAKAM -DİREK OLMUŞLARDI..ve hemen hepsi muaviyenin oğlu şerefsiz oğlu şerefsiz yezid in safına yer aldı..ehlibeyti yapayanlız bıraktılar..işte buna fıkıh=hukuk= akıllar =yasalar=ben sizi meşrep meşrep yarattım =her su kendi arkında akacak ve asla karışmayacak ,herkes sadece kendi suyundan içecek ilmi denir ..hepsini bir yapmak bu alemde yasak..her ne kadar yapılması emredilse de ,iblis e verilmiş kadim bir vââd var .kimse iblis in üstünde güce bu dünyada sahip olamıyor..ve onun aşkının -sadakatinin önüne geçemiyor..
kerbela ; BUGÜNDE HALA HER DEM DEVAM EDEN BİR EMANETİ EHLİNE VERMEMEK DAVASIDIR.BU MİRAS OLUR,BU KABİLİYET OLUR,BU VERİLMİŞ HAKKI ZORLA GASP ETMEK OLUR ,BU NEFSİNE ZULMETMEK OLUR ,ESMA KABİLİYETİNİ KULLANMAMAK OLUR, HABİL KABİL KARDEŞ SAVAŞI OLUR DA OLUR..
kerbela kalubeladır belkide..
suyun -ilmin içinde susuz yani cahil kalmaktır kerbela..suyu göremeyip suyun dibi kumu -AHKAF ı anlamaktır kerbela..
K R B L
ve şimdi sen içine doğanı yaz
nur cihan

15 Eylül 2018 Cumartesi

BU DÜNYADA BULMAK GEREKLİDİR

Zahir ehli, insanların Kur'anın mealini okumasını hoş karşılamaz.Nedeni nide anlaşılmaz, anlıyamazsınız,Kur'an-ı anlamak için şu şu ilimleri bilmek gerekir derler.bunların gayeleri ,sen fazla bir şey bilirsen zahir alimlerirahatsız olurlar.Saltanatları sarsılır.Nezaman Kur'anda hakikata dair bir ayeti gündeme getirecek olursanız ; Efendi o ayet müteşabihtir, manasını insanlar bilemez gibi ifadelerle konuyu geçiştirirler.Manasını idrak edemeyeceğin ayetin san ane faydası var.Allah Teala idrakin dışında niçin bir ayet indirsin. Ayetin manasını bilemeyebilirsin o zaman bir bilene soracaksın.Zira her bilenin üstünde bir bilen vardır.Yunus emre buyurmuştur:
"Kamu alem ümit tutar ahirette görem deyu
Yunus eydür derviş olan bunda Hakkı buldu gider.

TERKEDİLECEKLER

Aşk imamdır bize gönül cemaat
Kıblemiz dost yüzü daimdir salat
Dost yüzün görünce şirk yağmalandı
Anın için kapıda kaldı şeriat.
Hakka vasıl oldun mu , yolu yordamı, vasıtaları, bütün araç ve gereçleri , haritaları, bilgileri ve benzerlerini bırakır, huzura girersin.Yol tedariki yolda geçerlidir.Sultanların huzuruna yalnız girilir,orada her şey terkedilir.
Niyazi Mısri:"Ey Niyazi noldu sende kaydı dindar kalmadı"
İbni Arabi:"Arifin (kayıtlı bir) dini yoktur",""Benim itikadım, bütün itikadları kapsar"
Hakka arif olan, özü her mazharda müşahede eder.Mısır'da, arabistan'da allah var da Hindistan, Rusya,Anadolu'da yokmu?Hakka eren kayıttan kurtulur.Hakk bir yerde değil her yerdedir.
İbniArabi hazretleribuyurmuştur ki:"İrfan sahibi eğer kendiözündeki gerçeği anlasaydı, belli bir itikada bağlanıp kalmazdı"

ZİKİRÜZERİNE

Kamil'den alınan zikir , sırrı ile alınır.Saliki kemale ulaştıran da , zikirdeki işte bu sırdır.Sırrı olmayan zikir , sadece hasenattan bir hasenedir-sevaptır.Onun için zikir en büyük ibadet sayılmıştır.Zira Allah, zikir ile bilinir ve tevhid edilir.Zikirsiz olmaz.Saliki her makamda terakki ettiren de işte bu zikirdir.Zikir hiçbir makam ve mertebede terkedilmez.Zikri hakiki bağırmak,çağırmak,tesbih saymak değildir.Zikr-ihakiki gönülde bir nurdur.O nur,Hakk7ın ta kendisidir."Allah arzın ve semaların nurudur"(Nur35)

MAKAMLARDAN GÖRÜNENLER

Nefs makamından bakıldığında kesret(çokluk)vardır.Nefs ruha tebdil olunca bütün alemin Allah ile dolu olduğu görülür.İnsan mürşidikamile gelmeden önce nefs makamlarındadır.Ancak mürşidi kamil vasıtasıyla nefs ruha tebdil olunca alem bir görünür.
Eşrefoğlu hazretlerine sormuşlar:"Hak kandedir(neyöndedir)?".Hazretcevap vermiş:Yer gök Allah ile dolu, başını ne yana çevirirsen O'ndan gayrı yoktur"
Nefs makamında kişinin gördüğü başka,, ruh makamında başkadır.Nefs makamında her varlık kendi benliğini görür"benim " der ama ruh makamında benlik yok olmuş Hakkın varlığı (evrenin birliği)zahir olmuştur.Kişibumakamda "benim ruhum" dahi diyemez.Zira ruhta kişilik , ikilik yoktur.O bizatihi aslına aittir.Aslı nedir ?dersen Hak'dır.

ZAT'TAN HABERSİZ OLMAK

Cenabı Hakkın zat'ı bir; sıfatları saymakla bitmezAllah'ın doksan dokuz isminden bir tanesi Zat, ötekiler de sıfattır.Fakat sıatları 98 isimden ibaret değil , sonsuzdur.Yarattıklarının her biri o sıfatların mazharıdır.Mesela Allah "Halik"tir.Yaratılmışlar O'nun "Halik" isminin yan sıfatının mahalli zuhurudur.Mahlukatı görenler ;onlarda "Halik"sıfatının zuhurunu görürler, fakat bunlar sıfatının eserlerini gördükleri için Zat'tan habersizdirler.Ancak zatı sıfat ile, sıfatı zat ile görenler gerçeğe ulaşmışlardır.Gaflet içinde bulunan , Allah7ın zatından bahcub, yani perdeli olan kişi ,Sadece Allah'ın sanatını, yarattıklarını görür.Böylece yarattıklarına, sıatlarına takılıp kaldığı için de Allah'ın Zat7ından bahrum kalır.
Ey oğul! Hakk'a vasıl olanlar , ona manen ulaşanlar zatın tecellisine dalmış olduklarından artık onun yarattıklarında , sıfatlarının mazharyetine nasıl bakabilirler.Başın ırmağın suyuna dalınca , suyun rengini nasıl görebilirsin?Suyun rengini görmek için başını sudan çıkartacak olursan , yeni bir halıyı vermiş, eski püskü kilimi almış olursun
Avamın kulluğu, ibadeti has kişilerin günahı sayılır.Avamın Hakk'a vasıl oluşu ,Hakk'la manen buluşması da, has kişilerin hicabidir, perdesidir.
Avam ibadetlerle , kıldıkları namazlarla , tuttukları oruçlarla , yaptıkları haclarla gurura kapılırlar da kendilerini diğer müminlerden üstün görürler,o zaman onların ibadetleri , benliğe kapıldıkları için , has kişilerce günah sayılmaktadır..Bu yüzden hulus ile yapılmayan  gösteriş için yapılan bu tür ibadetler, has kişilerin nazarında günah olarak görülürler.Çünkü bunlar şekle bağlandıkları için "takli"ten "tahkik"e götürmedikleri için ,şirke bile düşmektedirler.Tevhid yolunda sufi , puta tapana bile "kafir"dememektedir.Avam ,şekilden ibaret ibadetleri ile kendilerini Hakk'a vasıl bilirler.Halbuki benlik yüzünden Hak'dan çok uzaklara düşmüşler haberleri yoktur.Has kişiler bilirler ki "Allah ile insan arasında en büyük perde , en büyük engel benliktir"
Hz.Mevlana bir rubaisinde şöyle buyuruyor<:
"Bir kimse kendi benliğinden mutlak surette fani olmadıkça , onun için (tevhid)Hakka ulaşmak imkansızdır.Tevhid hulul değildir.Tevhid, benlikten kurtulmak, varlığından sıyrılmak , yok olmak demektir, yoksa boş ve manasız sözlerle , batıl, hak olmaz"
Hz.Cüneyd buyurmuştur ki:"Allah ile senin aranda en büyükr perde, senin kendi varlığın, kendi benliğinder"

14 Eylül 2018 Cuma

VELİ/DELİ MESELESİ

Avam arasında söylenir^." Velilik ile Delilik arasındaki ince bir çizgi varmış". Bu söz,Kendini halktan gzlemek için işi deliliğe vuran Velilerin konumunu ifade için söylenmiştir.Zra,sırlara ait bir durumu bir Veli ifşa etse,halk hemen başlarına üşüşüp ondan daha fazla şeyler isteyecekleri için şöhretin ve avamın yükünden kurtulmak için Veliler, bazen işi deliliğe vururlar.
Ancak bu şekildeki Velilerin iirfana ait sözleri apaçık söylense bile avam anlayamaz.Güler geçer.İnsanın gönül gözü açık olursa, her yönde , her yerde bir Veli'yi görebilir.Her Veli'yi bir başka Veli tanır, tanıtır, meşhur eder.Veli , her kime isterse velilik sırlarından haber verir, himmet eder, nasip sunar.

İNSANIN GÜNAH DAMARLARI

Günah damarlarından maksat,nefsin yedisıfatıdır.Bunlar, kişinin tabiat(hayvanlık) mertebesindekisermayesidir.oraya aittir.Bu günah damarları:
1-Yalan
2-Gurur
3-Riya
4-Haset
5-İnat
6-Hırs
7-Tamah,
Bu kötülük damarlarını kurutack olan aşk ateşidir.
Hakk erenleri "İnsanı, insan yapan üç harfle beş noktadır.AŞK'ın arapça yazılışında AYIN-ŞIN-KAF harflerivardır ki ŞIN 'da üç nokta,Kaf'da ise iki nokta mevcuttur.Aşk insanı kamilden üflenir.

İZAHA MUHTAC SORULAR

Nefislecihad emredilmiştir.Bilmediğin nefsle nasıl cihad yapacaksın.Namaz müminin miracıdır"hadisi meşhurdur.Herkes bilir,söyler.Peki namazda mirac nasıl yapılır?bununla illgiaçıklama yoktur."Allah ihlasla yapılan amelleri kabul eder" denir.İhlas nedir?İhlasla amel nasıl yapılır,tanım yok.İşte bunun gibi onlarca izah istenen sorular vardır.Kişi bunların içinden çıkacak güçte değildir.Peki çaresi varmıdır bunca müşkilin.Elbettevardır.Bu müşküllerin çaresi insanı kamilin irfan mektebindedir.O mektebe girip tahsil görmektir.Bu sorunların izahı o mektepte yapılır.Bu mektepte bunu tahsil etmezsen hep hayalde yaşarsın.Bugün din sahiplerinin sıkıntısı budur.Amelle ibadetledertlerine deva aramaktadırlarNamaz üstüne namaz,tesbih üstüne tesbih.Ama irfan yolu tercih edilmemektedir.
Nefisle mücadeleden maksat,nefsi ruha çevirmektir.Bu ise ehlini bulursan bir nefeslik bir hadisidir.Ehli bulunmazsa bir ömür düşüp kalkarsın

MELAMİLİK/RUH MAKAMI

Melami Allah'da fani-yok  olmuş, Allah'la bakiolmuş demektir.Tasavvufta , tarikatın son merhalesinden sonra başlar.Yani tarkatların sonu , melamiliğin başlangıcıdır..Zira, melamilik marifet ve hakikatı içerir.Melamilik, ruh makamıdır.Nefsisafiyenin üzerinden başlar.Nefsi safiyeye ulaşan  oradan ruh makamına ulaşır, ruh makamına geçer.Melamiler tevhid veaşk ehlidirler..Onlar sureta harabat ehlidir zira içleri hazine doludur.Harabat ehli oluşları giyinişlerinden değildir,görüş, düşünce ve manalarındandır.
Son dönem Melamilerinden sivaslı aşık,Ahmed-iRindi Melami şöyle der
Geçtim dünden günden silindim defterikün' den
Soyundum imandan dinden inkar da bir ikrar da bir.
Bunlara din,diyanet sorulmaz.İman ve şirkte ikilik vardır.İmanda bir iman eden vardır, bir de iman edilen vardır.İnkar da bir inkar edilen vardır, bir de inkar eden.Bunlar ikiliktir.Melamiler nişansızdır.Onları sarık,şalvar ve sakalla arama.Halk içindedirler ve sohbetlerini kendi gibileri anlar.

DERYA OLMAK

Şeyhlerdenbiri çok seyahat edermiş.Hz.Beyazid bunuduymuş şeyhe sormuş:Duydumkiçok seyahat ediyormuşsun , bunun sebebini öğrenebilir miyim?.Şeyh cevap vermiş:"Efendim, bir su fazlaca sabit bir yerde durursa bozulur" demiş.Hazret:"Sen dederya olsana"
Keza bir zat,halini Hz.Beyazid'earz etmiş:Efendim olaylardan çabuketkileniyorum,kendimikontrol edemiyorum, kalbim, kafam karışıyor " diy şikayetlenmiş.Hz.Beyazid de:Sen dederya olsana, deryayı nekarıştırabilir?

Kızılbaş - Şema Düşen Pervaneler - Hüseyin & Ali Rıza Albayrak

13 Eylül 2018 Perşembe

SOHBETİKUŞ'TAN DİNLEMEK

Büyük muvahhidlerden biri ,saliklere tam sohbete başlayacakken birkuş ötmeye başlar.Sohbetmeclisinde çıt yoktur.Kamilderin tefekkür halindedir.ve kuşunsesini dinler.Birmüddetsonra kuş susar.O kamil" Sohbet bitti" der. kalkar.
Kelam Allah'ın sıfatıdır.Allah sadece Cebrail'den ,insandan konuşmaz ki.Arı'ya, karınca'ya vahyeden Allah ondan da konuşur.B nedenle mevcudat  hafifealınmaz.

12 Eylül 2018 Çarşamba

HAKİKAT YOLUNUN SONUNDAN SONRAKİ SONSUZLUK,GERÇEK HACC

Bekabillah makamı olsa gerek.Allah'a seyr'in sonu Hakikat yolunun sonu olup Allah'da seyr ise sonsuzluktur.Mesnevi-i şerifte Hz.Beyazitle alakalı bir hikaye anlatılır.Hac için seyahata çıktığında adeti veçhile her yerde bir Allah dostunu arar ve ziyaret etmeyi adet edinir.Bir beldede böyle birini bulur.Adam a7ma olup çocukları ziyade olup fakir birisi imiş.Beyazid'e sorar:Hac için ne hazırlığın var?.Hazret "İki yüz dirhem gümüşüm var" deyince İhtiyar pir:Kalk etrafımda yedi defa dön,bu dönmenin hacdaki dönmeden daha iyi olduğunu bil,o iki yüz dirhem gümüşü benim önümebırak.Böyle yapmakla kendini haccetmiş; muradına ermiş bil" der.Hz.Beyazid denileni yapar İhtiyar veli devam eder:Kabe'yi İbrahim ve İsmail(a.s) yaptığından beri Hak o evin içine girmemiştir.Fakat benim gönül evime ondan başka kimse girmemiştir.Madem ki sen beni gördün , Allah7ı görmüş oldunve doğruluk ve ihlas kabesinin çevresinde tavaf ettin.
Bana hizmet , Allah'a kulluk etmektir.; onu övmektir.Sakın Hakk'ı benden ayrı sanma.Sen gözünü aç da bana öyle bak ki, insanda Hakk'ın nurunu göresin!..
Yunus Emre söylemiştir:
Ararsan Mevlayı kalbinde ara
Kudüs'te, Mekke'de Hac'da değildir"
Hz.Mevlana bir gazelinde:
Ey hacca gitmiş olanlar nereye gidiyorsunuz?sevgili buradadır,buraya geliniz.buraya geliniz"buyurmuştur.
Molla Cami hazretler ise;"Kabe Azer oğlu İbrahim'in binasıdır.gönül ise pek yüce olan Allah7ın nazargahıdır.
Bir başka Hakk aşıkı ise:"Hacı Kabe yolunda koşuyor;bense Hakk7ın didarına talibim.Hacı evi arıyor, bense ev sahibini"
Efendimiz Sav 'ın tek hacı veda haccıdır.
Hz.Beyazıd'ın mahtemelen bu hadisede ikincı yapacağı hac'dır.Yahutta bu hadiseden sonra da tekrar hacca gitmiş olabilir.Efendimiz Sav bizatihi fiziken Hac yapmıştır.Hz.Beyazid'in hadisesi Şeriatın yükümlülüğünü kaldırmaz.Zevki bir konudur.

ALLAH'LA BERABER OLMA

Cenab-ı Hakk, maddi bir varlık değildir ki insanla birlikte olsunİnsanın Allah'la beraber bulunması tamamen manevi  ve ruhani bir haldir.Biz aciz insanların anlaması için manevi büyükler bunu misallerle anlatmışlardır.Kutsi hadislerde anlatılanı maddi birliktelik şeklinde algılamamak gerekir:Kutsi hadiste buyrulmuştur:"Ey Ademoğlu .Hastalandım, benim hatırımı sormaya , beni yoklamaya gelmedin.Senden yemek istedim bana yemek vermedin.Senden su istedim , bana su vermedin".İnsan dedi ki:"Ya Rabbi, ben seni nasıl görebilirim?Ben senin hatırını nasıl sormaya  gelebilirim?Sen alemlerin Rabbisin ; hastalık gibi hallerden münezzehsin.".Allah buyurdu ki:Filan kulum hastalanmıştı,ne diye onu yoklamadın, hal hatır sormadın?Bilmiyor mu idin ki onu yoklamaya gelseydin  beni onun yanında bulacaktın".Senden yiyecek istedim , ey Ademoğlu, beni niye doyurmadın?Kul;"Ya rabbi ben seni nasıl doyururum?der.Allah buyurur ki "Filan kulum senden yiyecek istedi .Ne diye onu doyurmadın?Bilmimiyormusun ki onu doyuyurursan , bu hareketin ecrini benim yanımda bulacaksın"(Cami- üs sağir cilt 5 sh 65)
Yaratılanlar içinde en büyük tecelliye insan mazhar olduğu için  ve insanda ilahi emanet , ilahi nefha bulunduğu için  Allah Teala7nın insana bir yakınlığı vardır.Hz:Mevlana Mesnevi'de buyurur:Nasın(insanların) Rabbi olan Allah'ın , insanların ruhu ile birleşmesi , bir yakınlığı vardır.Fakat bu yakınlık  nasıldır tarif edilemez.Hiç bir şeyin yakınlığı ile kıyas edilemez.
Herhangibir insan ile buluşmak , oturmak , Allah7ın velileri ile oturmaya benzemez.Allah teala ,velilere tam tecelli ettiği için onlarla oturmak Allah7ın huzurunda bulunmuş gibi manevi bir duygu içinde kendinden geçmektir.Bir velinin huzurunda otururken manen içimiz yıkanır , ruhen tazeleniriz.Onun manevi gücü ile kendini gizleyen büyük yaratıcının varlığını, sevgisini gönlümüzde duyar,Allahımızı vicdanen hissederiz
Şeytan her kimi kerem ve keramet sahibi olanlardan ayırırsa  onu kimsiz kimsesiz bırakır da başını yer

ZİKİR ÜZERİNE

Tarikatlarda olduğu gibi, zikir tesbih çekilecek şey değildir.Hele tesbih saymak hiç değildir.Peygamber (sav) "Kim La ilahe illallah derse cennete girer" buyurur.Buifade lafzi tevhiddir.Tarikatta buna zikri tevhid denir..Tevhidin hakikatı nedir? LA MEVCUDE İLLALLAH' tır ki , bu tevhid mürşidi kamilden tahsil edilir.Bu ifade sırlar dünyasıdır.Zikir de "la" bile yoktur.O'nun olduğu yerde'la' anılır mı? anılmaz.Hakikatta 'la' ebediyyen bulunmaz.

AŞKIN MAYALANMASI

Kamilingönlünde,elinde (kudret eli) zikir bir hançerdir ki, salikin ameliyatı onunla yapılır.(göğsü tevhidhançeri ile mürşid-ikamil tarafından yarılar salikin kalbinden tüm gayrıyatlar temizlenir).Buzikir (maye), kamilden salike çalınır.Mayalanır..Buna maye-iMuhammediyye denir.Mayesalikte tuttu mu (zikir salikingönlüne indi mi)) ateş olur  ve o ,salikin bütün gayriyatını , variyetini yakar.Salikte aşkı ilahi başlamıştır.
Zikir Kamilin gönlünden salikin kalbine-gönlüne aktarılır.Bu aktarmada zikir, salike "sırrı" ile beraber verilir..Zikir sadece lafız değildir.Mürşid-i Kamil olmayan  zikrin sırrını bilemez.Salike tesir edecek olan vesaliki bütün derslerinde terakki ettirecek olan , işte bu zikrin sırrıdır.Bu zikirle, salikin can gözleri açılır ve salik tevhidiçabuk idrak eder

11 Eylül 2018 Salı

MERTEBELER

Bu üç tevhid mertebelerine Allah ehli olanların lisanında fena(yokluk) mertebeleri ve yükselme makamları adı verilir.Fena ehline salik,beka ehline habib,zikir ehline muhip derler.Salik:mertebe öğrenimi gören. Habib:sevgili.
Ef’al(işler) karanlık perde,örtü,sıfat ise,aydınlık perde ,örtüdür.Kişi bu iki perdeyi kaldırırsa zat’a ulaşır.Ef’al:Görme yönüdür.Sıfat: ilim yönüdür. Zat:Açığa çıkma,görünme yönüdür. Gerçekte hepsi bir şey olup,mazharlarla (görünülen yer) çeşitlenir.
Fenai zat demek:Kulun kendi vücudu olmadığını gerçek olarak anlayıp, keşif etmesi ve zevk etmesi demektir. Bir kimse ki;Hakk’ın efal,sıfat ve zat’ından gafil olarak besmele çekmiş ise o kişi gerçekte besmele dememiş olur.Bu üç metebeden herhangi birisinin müşahedesi (görmesi) olmadan,gafil olarak işlediği, işin başında söylediği besmeleden fayda olmadığı
gibi,işinde dahi fayda ve bereket yoktur.Çünkü o iş halk olmayıp,ruhsuz ceset gibi ölü veya yok sayılır.Bu üç mertebeye arif olup bilenler katında,besmele “kün”(ol) anlamındadır.Eşya “kün” emriyle olduğu gibi,ariflerin(bilenlerin) besmelesinde bereket açığa çıkar.

ÜÇÜNCÜ MERTEBE:ZAT TECELLİSİ

Rahman ve Rahimle vasıflandırılmış,Allah’ın üçüncü mertebesi Tecelli zat’tır :Kişinin,bu mertebede düşünce ve görmesi ile vücudunun hakikatı açığa çıkar.Bu gerçek, Hakk’ın vücudundan başka vücudun olmadığıdır.Yani Hakk’ın vücudundan başka vücud yoktur. Kişi, işlerinden ve sıfatlarından yok olduğu gibi,vücudundan da yok olması,yani kendine ait vücudun olmadığını bilmesi ve anlaması Tecelli zat’tır.Veriliş sırasıyla,Tevhidi zat,Fenai zat, ve tecelli zat’tır.Tevhidi zat demek:Hakk’ın ve yaratılan bütün halkın vücutlarının hulûl ve ittihat olmaksızın bir olduğunun anlaşılması,zevk edilmesi ve keşif edilmesi ile halk aynasından aşık olduğu varlığın görülmesi demektir.
Hulûl:bir şeyin bir şey içine girmesi. İttihat:İki şeyin birleşmesi.
Bu zevk ve keşfin sonucu,kendinden geçerek “Lâ mevcude illâ Hu” neticesi ortaya çıkar. (Hu’dan başka mevcut yoktur.) Tevhidi zat budur.Yani, tam sarhoşluk,tam yokluktur.
Tevhid(birlik) mertebelerinin son mertebesi budur.

ALLAH'IN İKİNCİ TECELLİSİ:SIFAT MERTEBESİ

Rahman ve Rahimle vasıflanmış ve isimlenmiş Allah’ın ikinci tecellisi(görüntüsü):Tecelli sıfatıdır.Sıfatları ile görünmesidir.Bu mertebe veriliş sırasına göre şöyledir:Tevhidi sıfat,fenai sıfat,tecelli sıfat’tır.
Tevhidi sıfat demek:Hakk’ın sıfatlarında ortağı ve vekili olmadığını bilip, sıfatlanan (mevsuf’un)  birliğini kalben zevk etmektir.Sıfatı subutiye(sabit sıfatlar),zâhirde(açık) ve batında(iç), zat’a ait olduğu anlaşıldığında,manevi sarhoşluk hali ortaya çıkıp, bu hal ile “Lâ mevsufe ilallah”(Allah’dan başka sıfatlanan yoktur) sırrı anlaşılılır.Sıfatı subutiye yedidir.
Bunlar:hayat,ilim irade, kudret,semi,basar ve kelam’dır.Sabit sıfatlar,mutlak varlık olan zat’la vardır ve sabittir.Ancak sıfatlar amaç olmayıp,mertebe ve makam ile açığa çıkar ve anlaşılır . Sıfatlar zat ile vardır ve zat’ta fazlalık veya sonradan ilave edilmiş bir şey değildir.Zat’tan başka mevcut (var olan) yoktur.Bu sözden çıkarılan anlam ile,sıfat zat olamaz ,zat sıfat olamaz.Sabit sıfatlar tecelli mukaddese göredir.
Tecelli mukaddes:Vücuttan açığa çıkan, işler, eserler ve suretlerdir.tecelli akdese göre,zat’ta fazlalık veya ona ilave edilen bir şey yoktur.Tecelli akdes, mutlak varlık olan zat’tır.
Sıfat,sıfat olmak yönüyle zat’ın gayrisidir,sıfat mevsuf olmak yönüyle zat’ın aynıdır.Sabit sıfatlar, zahir(açık) ve batın (iç) olarak iki kısma ayrılır.Açık kısımları,kişide de açık olan, semi,basar,kelam ve kudret’tir.Diğerleri iç’tir.Bu sıfatların manaları ise şöyledir:
Hayat:Hak Teala’nın diri olmasıdır.İlim:Hak Teala’nın bilici olmasıdır.Kudret:Hak Teala’nın gücünün yetmesidir.Kelam:Hak Teala’nın söylemesidir.Hak’kın sıfatlarının başlangıcı yoktur. Tesir olunmuştur ve bütündür.İlgi ile farklılıkları vardır.Örnek olarak:Kudretin Hak’ka ve halka olan ilgisi belirtilmeden, başlangıcı yoktur veya sonradan yaratılmıştır hükmü verilemez.Hakk’a ilgisi ile tesir olunandır.Bu hüküm ile diğer sıfatlarda benzer şekilde kıyas edilebilir.
Fenai sıfat demek:Kulun kendine ait sıfatlarının olmadığını bilmesi ve zevk etmesidir.
Tecelli sıfat demek:Kişinin kendi sıfatlarını,Hakk’ın sıfatlarında yok ettikten sonra,kişinin kalbinde Allah’ın sıfatlarından keşif olunan şeydir.

TECELLİ'İ EFAL(FİİLLERİN TECELLİSİ)


Tecelli-i efal seyri sülukun ilk mertebesidir.
Tevhidi ef’al:Ef’alin failini birlemektir.Yani işleri yapanın bir olduğunu birlemektir.
Tevhidi ef’al mertebesi ilk makam olup,şuhudları (görünüşleri):
Tevhidi ef’al,
fenayı ef’al, ve
 tecelli ef’aldir.
Tevhid demek:Allah’ın birliğinin kalp ile zevk edilmesi demektir.Kişi,bütün işlerin Hakk’a ait olduğunu bilerek,bütün benliği ile zatını anarak,O’ndan başka yaratıcı olmadığını anlar.Anlar ki;Bütün işler Hakk’ı birler,İşlerinde Allah’ın ortağı yoktur.
Bunların sonucu,manevi hal ile “Lâ failün illallah”(Allah’dan başka işleyen yoktur) der.
Fenayı ef’al demek:Kulun kendisine ait işlerin olmadığını kalben, gerçek olarak bilmesi ve anlamasıdır.
Tecelli ef’al:    Kulun kalbinde ef’alullahtan(Allah’ın işleri) keşif olunan,anlaşılan şeydir.
Kişi üzerinde,cenabı Hak,işlerinden bir iş ile açığa çıktığı zaman,Allah’ın kudretinin eşyadaki cereyanını anlayarak,hareketli eşyada hareket eden,sükunette durgun olan Allah’ı görmüş olur.ef’al(işler) hereket ve durgunluk demektir.Bütün yaratılmış halk,Allah’ın işidir.

BESMELENİN GERÇEK ANLAMI

Besmelenin gerçek anlam ve gizliliklerinden ilki:Rahman ve Rahim ismi ile vasıflı Allah’ın tecelli fiiliyesidir.(işlerinin açığa çıkmasıdır.) Tecelli fiiliyenin açığa çıkma ve görme yolu aşağıda belirtildiği gibidir.Yemek yenmeye veya su içmeye başlamadan evvel besmele çekilmiş ise, düşünce ve görmede olduğu gibi yeme ve içme fiilinin(işinin), faili( yapanı) yoktur.Ancak fail,Rahman ve Rahim olan Allah’dır.Başka işleyen yoktur.Kendine ait zannettiğin yemek ve içmek işlerinden yok olduğun zaman,her bir işte işleyenin Allah olduğu anlaşılır.Tekrar ederek, bu,yani, işlerin Allah’ın olması,kişinin kendine ait sandığı işlerden yok olduğu zaman anlaşılır ve görülür.Kişinin kendisine(enfüs) ve kendi dışındaki yaratılmışların tümüne(afak),Allah’ın iş sahası denir.Allah’ın işleri bu iş sahasında açığa çıkar.Buna işlerin aynası da denir.İşte bu düşünce ve görüşe,tecelli fiiliye denip,sende, Allah’ın tecelli fiiliyesiyle görünmesidir.Tecelli fiiliye:İşlerin görünmesi ve açığa çıkmasıdır. Allah ve makam ehli olanların lisanı ile bu görüntüye tecellii ef’al (işlerin görünmesi) derler.

SEYRÜ SÜLUK NE DEMEKTİR?

Seyiri süluk:Allah’ın birliğinin açiğa çıktığı makamların öğrenilmesi ve görülmesidir.Bu makamların kalp ile zevk edilmesidir.

NURUL ARABİ HAZRETLERİNİN YORUMU

Yine Asırlardır tekkelerde tesbihat, çile ve riyazat gibi virdler olduğu halde, bunları neden telkin etmeyip kaldırdığını kendisine soranlara Hz.Pir; “Ehli zikir ve ehli tevhidi hakiki, manevi asker’dir. Askerin ise bir sefer/savaş zamanı vardır, bir de sulh/barış zamanı vardır. Sulh zamanında askere sağa dön, sola dön, selam şöyledir, elbise böyle giyilir, ütüsü şöyle olur gibi eğitimler verilir. Savaş zamanında ise, askere böyle eğitim verilmez ve savaşta Asker böyle şeylerle oyalanmaz. Savaş zamanı askere en kısa yoldan düşmanı cephede nasıl yenip alt edeceğinin eğitimi verilir. Ve silahını nasıl kullanacağı gösterilir. İşte ilim asrı olan 20.yy. sefer(savaş) zamanı olduğundan, manevi askerin çile, riyazat, tac, hırka vb. ile uğraşacağı zaman değildir. Biz tekke geleneğinde bir sürü çile, riyazat gibi virdlerden sonra ancak telkin edilen “zikri daimi,” salik’e hemen telkin ediyoruz. Sadık olan ihvan, Daim zikir uyanıklığı ve makamatı tevhid irfaniyetiyle maksada ulaşır” diye cevap vermiştir.

ÜÇ KÖRLÜK

Dilenci sırrını söyleyince, gönül sesinin güzelliği onun çirkin sesini güzelleştirdi. Kör bir dilenci dilenirken; Efendiler! ben iki körlük mevcut. Bana iki kat acıyın" diye yalvarırmış. İnsanlar sormuş; Kör olduğunu görüyoruz.ikinci körlükte nedir? demişler. Dilenci cevap vermiş, "Sesim çirkin.çirkin sesimden dolayı insanların içindeki merhamet uyanmıyor" deyince insanlar bu şahsın sesinin çirkinliğini unutmuşlar. Dilenci, sırrını söyleyince, gönül sesinin güzelliği onun çirkin sesini güzelleştirdi.
Bir adamın gönlünün sesi de çirkin olursa, yani kötü ahlaklı olursa, kendini beğenirse, kendi kusurlarını görüp, onları itiraf etmezse, o zaman üç körlük bir araya gider de, onu merhametten uzaklaştırır. Kimse ona acımaz.
Fakat sebepsiz veren kerem sahipleri de, belki onun çirkinliklerle dolu başına da el koyarlar. Yani ona acırlar da, ondan o çirkinlikleri giderirler.

AHMAĞIN DOSTLUĞU DÜŞMANLIKTAN BETERDİR DÜSTURU

Rusya ile yakınlaşmak mevcut şartların bir gereği idiyse,buna çok dikkat etmek gereklidir.Osmanlı'nın çöküşündeki etkileri düşünüldüğünde bu dostluğa tereddütlü yaklaşmak gereklidir.Mesnevi-i şerifte geçen "Bir adamın ayının vefasına güvenmesi"hikayesini iyi okuması gerekir.Ayıyı bir ejderhanın tasallutundan kurtaran bir adama ayı arkadaş olur ve onun hizmetini görür.Adam hastalanır,ayı başında bekler.Bu hali gören birisi adama nasihat eder:Ey ahmak kişi,bir ayının dostluğuna güvenme.onu yanından uzaklaştır" şeklindeki hasihatına adam:Bunu hislerinden söylüyorsun.Onun bana olan bağlılığına haset ediyorsun" diye cevap verir.ve adamın nasihatını reddeder.
Adam kendisine nasihat eden kişiye kötü zanda bulunur,ayıya ise hüsnü zanda bulundu.
Adam uykuya daldığında üstüne konan sinekleri kovalamak için ayı büyük bir taş alıp sineği öldürmek kastı ile adamın kafasını ezdi.
Bu örnek bütün dünyaya yayıldı.
Ahmak adamın sevgisi kindir.kini ise sevgidir
(Hz.Mevlana)

ERENLERİN BİLDİKLERİNİ BİLSE İDİK

Cenab-ı Peygamber (sav) buyurmuştur:"Benim bildiklerimi siz bilseydiniz çok ağlar az gülerdiniz.Yemek içmek içinize sinmezdi." .hadisi şerifinin açılımında bilen kişinin ne niyaz etmeye, yalvarmaya gönlünde bir güç bulabilir, ne bedeninde oruç tutmaya , namaz kılmaya bir kuvvet kalırdı.Korkunun bedenini kapladığı kişinin bütün mafsalları çözülüp yığılıp kaldığı gibi.
Hz.Pir b nedenle Mesnevi-i şerifte "Bir emirin,ağzına yılan kaçan bir şahsı incitmesi"hikayesinde bunu vurgular.
İnsan kendi içinde bulunan nefsin tehlikesini görseydi kedi önündeki fare gibi yok olur giderdi.Kurdun önündeki kuzu gibi ölürdü.
Bu nedenle Peygamber ve onların varisi olan mürşidler  içimizde mevcut olan korkunç düşmanı bize söylemeden bizi terbiye edip yetiştirmektedirler.

MANEVİ İDARECİLER:KUTUB

Can bedenden nasıl gizli ise kutub'da insanlardan gizlenmiştir. Bir hadisi kutsi de "Benim velilerim benim kubbelerim altında gizlidir. Onları benden başkası bilmez"
Bu kubbeler nedir? Ten kubbeleridir. Aynı bizim gibidir ama halktan gizlenmiştir. Efendimiz Sav nübüvevetini aşikar edince  müşrikler itiraz ettiler: "Bu ne biçim peygamber, insandan Peygamber olur mu?Bizim gibi yiyor içiyor, çarşıda pazarda geziyor.Allah bir melek göndermeli değil miydi ya" deyip itiraz etmişlerdir. Müminun suresi 33
Kutub tasarruf ehli velilerden olup yedi kişilerdir.Bu yedi kişinin başı ise Gavs'tır. Halktan gizlidir. Gökte olan yedi (kutub) yıldızından (takım yıldızı) dikkat edilirse birini göremezsiniz. Görmek için çok dikkat gerekir. Halk arasında bu yıldıza "küçük ayı" denir.

DİL İLE DAVA

Mert olan insan-ı Kamil diliiledava eylemez.Yaniben şuyum buyum,bu böyledir,şu şöyledir,buce cennetliktir,şucehennemliktir diye ididalı şeyerifade etmez.Dilile dava ilmizahire(şeriat ehline) hastır.Onlarmanaya değil, lafza takılırlar.Onlardan bir mana bir ilim doğmaz nakilcilerdir.akıllarını dahi kullanmazlar.Ehl-igönül ,tevazu sahibi, mütevazi insanlardır.Onlar gönülden konuşurlar,ezberden değil.Bir şeye kün(ol) dedi mioluverir.
Tasarruf bekabillah makamlarındadır.Salik nedese o olur.
EşrefoğluRumihazretleribir nutkunda buyurmuştur:
Çürümüş tenlere bir demdesem biizni kum
Yalın ayağubaşı açık dirilircümlesi uryan
Sanırlar Eşrefoğluyum ne Rumiyim neİzniki
Benim ol daim-ül baki göründüm sureta insan.
İnsan, insanı kamil oldumu,alemi ekber olur.Alemler onunavucunda bir hardal tanesibile değildir.Kişininazaları nasıl zatına bağlı ise ,o azalara nasıl zatı tasarruf ederse,kamil için de bütün evren öyledir.Evren onunazaları mesabesindedir.Neye emir verse o olur.Ama acaba emir verir mi?Buda ayrı bir konudur.Bu makam,makamı cem denilen ene makamıdır.Bumakamda Hakk zahirdir, halk batındır.
TEVHİD,LİSAN DAVASI DEĞİLDİR.ALLAH İLE DİRİLMEYENLERDE , CAN YOKTUR.CAN OLMAYANIN LİSANI DA CANSIZDIR.SURETİNİN CANLI OLUŞUNA ALDANMA.rUHSAHİBİOLMAYANLARIN LAFI KURUDUR.RUH İSE ALLAH'DAN BİR NEFHADIR.BU NEFHAYI AL CANLANIRSIN.LİSANINA VE TÜM SIFATLARINA CAN GELİR.

10 Eylül 2018 Pazartesi

İÇİMİZDEKİ KİRLER

Yağışlı bir günde Beyazid-iBestamihazretleri bistam şehrinin dar bir sokağından geçerken karşısına bir köpek çıkar.Yerler su göleti olduğu için hazreteteğin toplar gölet olan yerin içine geçer  kuruyerden köpeğe yer verir.Düşünür ki elbisesiköpeğin tüylerine değmesin.Köpek geçerken hal diliyle Hazrete derki:Ya Beyazid tüylerimıslak olsa da elbisene bulaşsa yedi avuç su ile yıkarsın temizlenir.Ama tüylerim bak kuru ve temiz.Ama senin gönlünde öyle bir gaflet pası , öyle bir gaflet küfü var ki yedi derya ile yıkasan temizlenmez! Beyazid kendine gelir  ve cevap verir:Sen hikmetli bir hayvana benziyorsun.Gel seni sahipleneyim gaflet anlarımda beni uyar bende senin rızkını temin ederim dedi.Köpek:Ben öyle evde una ve bulgura tevekkül edenlerle arkadaşlık etmem.Meğerse Beyazid evinde bu maddeleri anbara koyup bubana altı ay yeter  diye düşünüyormuş.Beyazid göz yaşları içinde:Ya Rabbi! Beyazidsana veli olma davasında , oysa Beyazid'in dostluğunu köpekler bile kabul etmiyor.

İBADET EDİNİZ EMRİ

Bu emir Hak teala'nın karına ve faydasına bir emir değildir.Kullara ihsanda, iyiliklerde bulunmak için bir sebtir.Kulların,Hakkı zikretmesinden yine kullar arınır,temizlenir.Ruhunda aşkın ateşi tutuşmuş birisinin güzel söze ihtiyacı yoktur.Bilginleri nadı başkadır, gönlü yanık aşıkların başkadır.
Aşk dini bütün dinlerden ayrıdır.Aşıkların şeriatı da mezhebi de Allahtır.

TEVBE ETMEK HER KESE NASİP OLAMAZ

İnsan günaha girebilir.Günah işlemeyen kimse bulunabilir mi? Elbette kimse günah işlemek istemez.Ama elde olmadan nefsin tuzağına düşer de Hakk7ın arzu etmediği bir günahı , bir suçu işlerse , hemen tevbe ve istiğfar etmelidir.Hz.Mevlana efendimiz"Tevbe; isyan sarhoşlarının ağzına meze olamaz ki" buyurmuştur.Her günahkara tevbe etme duygusu verilmemiştir.Nasıl ki bazı varlıklı kişilere , zenginlere şükretme duygusu verilmediği gibi .Bir arif , insanın ne kadar aciz olduğunu anlatmak için;
"Gönlümde günah işlemeğe istek var
Dildeyse gezer tevbe istiğfar" diye yazmıştır..Bir hadisi şerifte ""Sizin dertleriniz , günahlarınız;devanız da tevbe ve istiğfardır." buyrulmuştur.Fudayl b.İyaz hazretleri:"Günahları terk etmeden af ve mağfiret istemek ,yalancıların tevbesidir" dediği gibi Yahya b.muaz hazretleri:"Ben tevbeden sonra işlenmiş bir günahı tevbeden evvel işlenmiş, bitmiş bir günahtan daha çirkin görürüm"buyurmuştur.
Aklını başına al da "Tövbe ederim, Allah7ın lütfu keremine sığınırım düşüncesine kapılarak nefsin isteklerine uyma , günah işleme
Tevbe için bir parlaklık, yani bir iç yanışı , bir pişmanlık gerek.Tevbeye bir şimşek, bir bulut yani ah etmek, nedamet, gözyaşları dökmek şart.
Bir meyvenin yetişmesi için hararet ve su gerekir..Tevbenin kabulü için de bulut ve şimşek yani göz yaşı ve iç yanışı ister

SEVGİDEN OLANLAR

Sevgiden acılar tatlılaşır, sevgi yüzünden bakırlar altın olur.
Sevgi ile tortular durulur,arınır.Sevgiden dertler şifa bulur,sağlığa kavuşur.
Sevgiden ölü dirilir, sevgi yüzünden padişah kul olur.
Sevgiden hapishane , zindan gül bahçesi olur.Sevgi yüzünden karanlık evler aydınlanır, nurlanır.
Sevgi yüzünden dikenler suzan olur, sevgi olmayınca mum demir gibi katılaşır
Sevgi yüzünden nar nur olur.Sevgiden dev huri kesilir
Sevgiden üzüntüler kederler neşe olur.sevinç olur.Sevgi yüzünden yol azdıran "gul" yol gösterici olur, hidayete yol açar.
Sevgi yüzünden hastalık, sıhhat ve afiyete çevrilir.Sevgiden kahr rahmet olur.

İLAHİ KURAL OLAN ÜÇ HADİS-İ ŞERİF

1-"Kişi güvendiğine terkolunur".Bu hadisi şeriften anlaşılacağı üzere Hakk'dan ve Hakk'a güvenenden başkasına güvenen kişi mutlaka o güvendiklerinden zarar görür.
2-"Bir kimse, bir kimseye nazarı hakaretle ayşıplasa, o ayıpladığı şeyi kendi yapmadan ölmez.
3-İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır zarardadır".Bu eşitlik maddi  olabileceği gibi manevi de olabilir.Maddi eşitlik çalışmayı ve üretmeyi gerektirir.Manevi eşitlik ise boş lakırtı etmemeyi gerekli kılar.

VESİLE NEDİR?ARAMAK BİR FARZMIDIR ?

Maide suresi35 nci ayet."YA EYYÜHELLEZİYNEAMEN ÜTTEKULLAHE VEBTEĞUİLEYHİ VESİLETE VECAHİDU Fİ SEBİLİHİ LEALLEKÜM TÜFLİHUN"
"Eyiman edenler,Allah'tan korkun  ve ona yaklaşkaya vesile arayın veyolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz"
Vesile kimdir? Mürşid-iKamildir.Birinsanın Allah7ı bulabilmesi için evvela ,Allah'ı bulduracak bir vesileyi bulması gerekir.Bu alemde cemiyeti kübra O'dur
NiyaziMısrihazretleri bugerçeği şöyleufade buyurmuştur;:
Zatı Hakkı anla Zatındır senin
Hem sıfatı sıatındır senin
Sen seni bilmek necatındır senin
Gayre bakma sende iste sende bul
Vesile aramak Kur'anın bir emridir.Sistem bu şekilde inşa edildiğinden bunun dışında bir yol tavsiye edilmemiştir.