27 Mayıs 2022 Cuma

BEDİR BABA

Kayseri Pınarbaşı Kırkgeçit köyünden olan Bedir Baba hazretleri ,Kadiri meşrepli bir zat olup ,Necib Sultanım kendisini severdi.Bedir baba'nın hanım dervişlerinden birisi ile Necib sultanımın oğlu nişanlanıp evlenmişti.Necib Sultanım bu evlilik öncesinde Bedir Baba'dan bu evliliğin manevi yükünü alırmısın? diye sormuşta.Hazret benim yaşım doksanın üzerinde vücudum kaldıramaz" buyurmuştu.

Bedir babanın ataları ,Ortaasya'da devlet kuran Karahanlı Devletinden geldiği için hazret "Karahan" soy ismini almıştı.Müridleri, halkın ekonomik olarak alt gelir guruplarından olduğundan kendisi vefatı halinde Pınarbaşı'na defnedilmesini istemişti.Kırkgeçit köyü ile Pınarbaşı arasındaki mesafe nedeniyle müritlerinin ziyarette zorlanacağını düşünüp bu böyle davranmıştı.Hazret sağlığında iken oğlundan torununu işaret ettiği için tarikat yolu bugün Torunu Muhammet Arap isimli torunu tarafından yürütülmektedir.

Hatay Dörtyol'da türbesi olan Seyyid Ali baba hazretleri ile Bedir baba hazretleri sevişirlerdi.Ali baba hazretleri (1879-1984) kendisine hediye olarak getirilen bir hindi için seni yiyecek olan misafir geliyor demiş, Bedir baba dervişleri ile ziyarete geldiğinde bu hindi kesilip yemek yapılmış ve o geceye katılanlar orada o gece unutamadıkları bir cehri zikir yapıldığnı belirtmişlerdir.

26 Mayıs 2022 Perşembe

ZALİMLERE MEYLETMEK

 Güç ve zenginlik nefsin haz duygularıdır.Hud suresi 113 ncü ayet buyurmuştur:"Sakın zalimlere meyletmeyin; yoksa onları saracak ateş size de dokunur.Aslında sizin Allah'dan başka hiçbir dostunuz, yardımcınız ve sizi sahiplenecek hiçbir güç yoktur.Öyleyse O'ndan başka bir dost aramayın..Aksi Halde O'nun yardımından da mahrum kalırsınız"

Bugün zalimleri alkışlayan, onlara arka çıkanlar ilahi kanun gereğince alkışladıkları zalimin eziyetlerini tatmadan ölmeyecektir.

KUDÜS NİÇİN TERKEDİLDİ?

 Osmanlı'nın Kudüs'ü korumak için oluşturduğu 7.nci ordu neden Filistinden çekilmiştir? sorusuna bugün dahi cevap aranmaktadır.

İYİLİK

 "İyilik ticaret değildir.Allah için yapılır ve unutulur"(Abdülhakim Arvasi hazretleri).

İyilik fıtratı tatmin eden bir tattır.İyilik bazen bir tebessümdür, bazen bir selamdır ya da baş okşamadır.Aslında gönül okşayan her şey iyiliktir.Bir harçlık sunma, bir simit verme, bir adres tarif etme, düşeni kaldırma, ağlayanı güldürmedir.Gözyaşına mendil sunma, bir derde deva olmadır.Birlikte ağlama, birlikte gülmedir.

İrfan kültürümüzün kitabını ortadan okuyana bakarsanız"Gözden inen yaşı, gözden habersiz, gizlice silmedir iyilik".,

TANZİMAT DEVRİMİNİN GÖTÜRDÜKLERİNDEN

 Selahaddin Eyyubi Kudüs7ü fethettikten sonra şehre fethin bir sembolü olsun diye "Fetih camisi" inşa ettirmişti.Bu cami Kudüs'ün tapusu mahiyetinde idi.Hırıstiyan dünyasının bağrında asırlardır kılıç gibi duran bu cami maalesef tanzimat fermanları esnasında padişah Abdülmecid'e imzalatılan bir fermanla dış güçlerin isteğine uyularak yıktırılmıştır.O caminin yıkılması, Kudüs'ün tekrar müslümanların elinden alınıp Haçlılara verilmesinin yolunu açmıştır.

SELAHADDİN EYYUBİ

 Bu büyük komutanın örnek İslami yaşayışı, tevazusu, mertliği, cesareti ve merhameti dillere destandır.Büyük komutan olmasına rağmen asla kibirli değildir, herkese mütevazi davranırdı.Sevmediği bir şey olunca gayet sabırlı idi.Yanındakinin kusurunu görmezden gelir, zamanı gelince de öyle davranılmaması gerekitğini nazikce söyler idi.

Bir gün Selahaddin bulunduğu bir toplantıda susadı ve su istedi.Su gelmedi; bir daha istedi, su yine gelmedi.Nihayet beşinci defa su istediğinde su yine gelmeyince :"Arkadaşlar , beni susuzluktan öldürmek mi istiyorsunuz? dedi.bunun üzerine su geldi, fakat hiç kimseyi bu gecikmeden dolayı azarlamadı.

Öyle cömertti ki vefat ettiğinde terekesinde bir dinar ve 40 dirhemde fazla parası vardı.Oysa kazandığı zaferlerle elde ettiği ganimetlerin hesabı bile yapılamıyrdu.O ganimetlerin tamamını Devlet'e ve fakirlere vermişti.

SELAHADDİN ÖŞRÜ

 1187 yılında Kudüs, Selahaddin Eyyubi tarafından fethedelince Hırıstiyan avrupa sarsıldı.Onlar, Kutsal kudüs'ün bir daha müslümanların eline geçmeyeceğine inanıyorlardı.Avrupa çapında 3.Haçlı seferleri düzenlendi.Bu sefere İngiltere kralı Aslan yürekli Richard, Fransa kralı philippe Auguste, Alman imparatoru Frederik Barbaros yanlarında büyük ordularla katılmıştır.

Bu devasa hareketi finanse etmek için çok paraya ve askere ihtiyaç olduğundan bu masrafları karşılamak için hırıstiyanlara özel bir vergi getirildi ki, her hırıstiyanın malının 1/10 'inetekabül eden bu vergiye "Selahaddin Öşrü" adı verildi.

KUDÜS

Kutsanmış ,mübarek belge olarak tanımlanır İslam literatüründe.Üç semavi dinde de kutsaldır.Bu beldeyeYahudiler hakim olduklarında diğer din mensuplarına hayat hakkı tanımamışlardır.Hırıstiyanlar hakim olduklarında da aynı şey olmuştur.Ancak İslam hakim olduğunda diğer din sahiplerine hayat ve ibadet hakkı tanınmıştır.Kudüs'ü önce Hz.Ömer efendimiz fethetmiştir.Sonrasında Selahaddin Eyyubi fethetmiştir.Sonrasında da Osmanlı idaresinde kalmıştır.Hz.Ömer (r.a) Kudüs'ü fethettikten sonra , oradaki Hırıstiyanlar için bir "eman"(ahidname) yazmıştır ki içeriği ilginçtir.Bu metinden bazı bölümler:

"Onların kiliseleri ve kiliselerin müştemilatı işgal edilip mesken yapılmayacak,yıkılmayacak, araziler ellerinden alınmayacak ve haçlarına dokunulmayacak.Hiç kimsenin malına el konulmayacak, hiç kimse din değiştirmeye zorlanmayacak ve hiç kimseye zarar verilmeyecektir.Buna karşılık diğer ülkelerde olduğu gibi , Kudüs halkı da cizye verecektir.Her kim şehri terk edecek olursa, gideceği yere varıncaya kadar güvence altındadır.Buna rağmen Bizanslılardan kalmak isteyen olursa , onlar da şehir halkı gibi cizye verecektir..Kudüs halkından kim Bizanslılara gitmek isterse , onlarda gidecekleri yere kadar hem kendileri, hemde malları, hem de dinleri güvence altındadır.Savaştan önce Kudüs7e gelmiş olan yabancılarda aynı haklar sahiptiler, ister güvence altında ülkelerine dönerler, istersa Kudüs halkı ile aynı şartlarlaikamet etmeye devam edebilirler".

25 Mayıs 2022 Çarşamba

NUREDDİN ZENGİ

 Tarihci İbni Esir Nureddin zengi hakkında şöyle söylemiştir:"Ondan önceki bir çok melikin/sultanın tarihlerini inceledim.Hulefayı Raşidin ve Ömer  bin Abdülaziz'den sonra , hiçbirinin Nureddin kadar güzel bir sirete /hayat hikayesine sahip ve adil olduklarını görmedim.O hem alim, hem zahid, hem de ibadete düşkün bir insandı.Kendi malından başka ne yer, ne de giyerdi.

RENEAUT MARKA OTOMOBİLİN İSİM BABASI

 Fransız araba markası olan Reneaut, Kudüs'ü almak için Avrupa hırıstiyan devletlerinin düzenlediği haçlı seferleri'nin komutanlarından biridir.Bu zalim şahıs Suriye'de bulunan Maarratun Nu'mah şehrinde üç gün müslüman katliamı yapmıştır.Talan, katl tecavüz.çocukları şişlere takıp ateşte kızarttıktan sonra etini yiyen vahşi bir ordunun komutanı.Bu komutan şunları söylemiştir:"Kudüs'ü almak yetmez, ben ellerimle müslümanların Kabe'sini yıkacağım " demiştir. Bu komutanın adı, Fransada bir araba markasına verilmiştir.Antakya prensi Fransız Renaut.

23 Mayıs 2022 Pazartesi

SARHOŞU BİLE ALLAH DİYE NARA ATAN MEMLEKET

 "Çocukluğumda içki müptelası bir komşumuz vardı.Yaz gecelerinde saat on iki oldumu gelir üç beş nara atar  ve evine girerdi.Annem "Haydi bakalım, daha yatmadınız mı? Ayyaş Ali bile geldi".

Bir gün mahallemizin bu kadrolu sarhoşu geldi ancak nara attı amma eve girmiyor.Babam "Ben şuna bir bakayım, bugün neden böyle?"

Babamla birlikte merakdan ben de dışarı çıktım.Üç beş mahalleli Ali'nin etrafında ,evine sokmaya çalışıyor amma o iki yana sallanıp: Ben eve girmem abii.Aha şurada bir alçak Allah'a sövdü.Bu imansızın hakkından gelmeden asla eve girmem".Komşular bir türlü eve girmeyen bu adama dediler ki:"Sen yorgunsun git dinlen.Biz şimdi hep beraber o ahlaksızın hakkından geleceğiz, merak etme" deyip sarhoşu evine soktular.Babam bu olayı hatırladıkça ""Gel de rahmetli Necib Fazıl'ı anma.Ne derdi mübarek adam:"Sarhoşu bile Allah, Allah diye nara atan bir memleketi batırmaz Allah"(Vehbi Vakkasoğlu)

Türkiye, tarikatlardan ve cemaatlerden nasıl kurtulur? I Bi Kahve 46 I ...

din tahripçilerinin kullandığı yöntemler içinde en sinsi olanı şudur:99 doğrunun arasına bir eğri katmak.Doksandokuz doğru arasında o eğri farkedilmiyor.Tarikat nedir? sorusundan bahsetmeye gerek yok sanırım.Çünkü inanma ihtiyacının bir gereği olmakla reddedilemez.Nükleer enerjiyi ister atom bombası olarak Hiroşimada kullanabilirsin, istersen de bir ülkenin aydınlatmasında, ısınmasında ,endüstrisinde kullanabilirsin.Japonya'daki örneğini kimse kabullenmez.Sahteler, hakikinin değerini ortadan kaldırmak için ileri sürülmüş fitne(imtihan)lerdir.Siiyasetin gölgesindeki tarikat pimini kendi çekmiş bombadır.videoyu dinlerseniz "99 hakikatı var".eğri olanı Örnek insan modelini reddederek hakikate giden yolu peşinen kapatmakta.Kötü ve sahte örneklerle tasavvufu yaşamak olan bu yolu peşinen reddetmektedir.Ekonomik sıkıntı içinde olanların bu yapılara sığındıkları gerçeğini söylerken, ekonomik sıkıntıya sebeb olanlardan bahsetmemektedir.Üzerine de dini dar olanların cennet,huri maksatlı beklentileri nedeniyle bastırılmış duyguların kötü örneklerini vermekte.Dünya zevklerinden uzak kalmanın, dünya zenginliğine sırt çevirmenin, sanat ve teknik gelişmeye sırt çevirenlerin toplanma merkezleri olarak sunulmakta.Dünyevileşme dinimizce reddedilen bir durumdur.Yarattığı kulunun içine kadın,oğul,altın-gümüş,ekin tarlaları ve binek atları duygusunu veren ve bunlara karşı zaif olan kulda bu proğramların mevcudiyeti mevcutken diğer taraftan dünya hayatı için "oyun ve eğlence,değeri çok az" ifadelerini de kullanan yine Tanrı'dır.Nefste bu duyguların varlığı bir imtihandır.Bu imtihanda kaybetmişlerin sayısız örneği mevcutken , başarılı olanların bunu nasıl başardıkları araştırılmaz."Geminin içindeki su gemiyi batırır, altındaki su ise gemiyi taşır" diyen Hz.Mevlayı teknolojiye ,sanata, bilime , zenginliğe karşıdır diyebilirmiyiz.Asla..Örnek insan, ustalık müessesesi yok edilirse geriye dünyaya tapınma kalır."Hak güçlünündür"  anlayışı nasıl yıkılabilir.Peygamber hayatı örnekse, evinde ertesi gününe kalacak yiyecek bulunmasına müsade edilmiyorsa ki Efendimiz hayatı Kıyamete kadar gelecek olanlara düstur, kural ve işaretlerle doludur.İinsan,gözünün önünde olana inanır.Peygamber'i, peygamber yolunun varislerini ortadan kaldırırsan kime hizmet etmiş olursun.Şeytan ve Deccal.çünkü bunların hedefi iinsan denilen varlığın saptırılmasıdır.Bu nedenle İnancın amiral gemisi olan Tasavvufun yaşanmaya çalıştığı tarikatı değersizleştirenler,vazifeli din tahripçileridir.

22 Mayıs 2022 Pazar

HASED ATEŞİ

 Hased, br ateştir ve sahibini yakar.Çünkü, karşıda bir rakib ihtimali mevcuttur.Saltanatın elden gitmesi,şeref ve itibardan düşme korkusu , sahibine akla gelmeyecek işleri yaptırır.Saltanat elden gideceği korkusuyla Nemrud Hz.İbrahim'in doğumuna, Firavun ,Hz.musa'nın dünyaya gelmesine mani olacak tedbirler babında binlerce yeni doğmuş masum çocukları öldürtmüştür.Hased, iktidar ve güç sahiplerinde ziyadedir.Çünkü ateş, odun ne kadar bol olursa kuvvetlenir.İktidarı terketmemek uğruna ,tüm kutsal değerler kullanıldığı gibi, rakipleri altetmek için öldurmek  dahil her türlü cürmü işlemek mübahtır.Bilmektedir ki icra ettikleri suçlar kendini ölüme götürecektir bu nedenle bu tipler ölmemek için öldüreceklerdir.Necib sultanım bu ifadeyi mükerrer defalar kullanmıştı.

Hased; bir arifi ,felaket çukuruna düşürtür.Fazilet sahibi bir şahsı bir alçağın tenezzül etmeyeceği bir fikrin arkasında mahveder.Kerimi leim, selimi sakim,müstakimi akim eder bir hassası vardır.İnsan içinde bu duygu o kadar gizlidir ki karanlık gecede kara taşın üzerindeki kara karıncanın izi gibidir.Bu yüzdendir ki Efendimiz (SAV) münafıkları olduğu gibi göstermemiştir.

SEYYİD MUSTAFA FAHRÜDDİN AKABALİ HAZRETLERİ

 1889 da Amasyada doğan bu zat Horsan'dan Karabağ'a hicret eden Seyyit sülalesindendir.Sonradan Amasyaya yerleşmişlerdir.1972 yılında İstanbul'da vefat edip Edirnekapı mezarlığına sırlanmıştır.

Mezar kitabesinde şu yazılıdır:

"Silinirse içinden hissi işrak(şirk hisleri), Belirir kalbinde sırrı idrak.

Bu sır eder seni mutlak peyveste(kavuşmuş),  Rah-ı hakikate(hakikat yoluna)aheste, beste.

Ta ki ruhun akibet olur pür-nur,Hakikat-ı ilim eyler zuhur.

Ölümdür, bil hakiki hayatın, Vesilesi budur bütün necatın(kurtuluşun)

Çıkar ise ten perdesi aradan, Hüviyetle zahir olur Yaradan 


EFENDİMİZİN HARP VE DARP PEHLİVANLARI

 Miktad bin Esved, Efendimiz(SAV) 'in harb ve darp pehlivanlarıdandır.İlk islama girenlerdendir.Hadis-i şerifte buyrulmuştur:"Cenab-ı Hakk bana 4 kimseye muhabbet etmemi , sevgi beslememi emir buyurdu ve Zat-ı ecell ü ala hazretleri , bu dört zatı kendilerinde sevdiğini haber vredi.Onlar Ali, Mikdad,Ebu zer ve Selman'dır"

Mersin'de Muğdat Camisi denilen caminin bitişiğinde bulunan türbe mikdad bin Esved'e ait olup, Alevi meşrep kardeşlerimizce mühim addedilir.Miktad ismi zamanla Muğdat şekilnde telaffuz edilerek bu camiye ismi verilmiştir.

21 Mayıs 2022 Cumartesi

KOMSER YUSUF'un hikayesi

 

Bloğun 2016 yazılarında Necib Sultanımla diyaloğu olan Komser Yusuf isimli Niğde'nin bir köyünden doğan bir şahsın hikayesi anlatılmıştı.Komser yusuf'un hikayesinin bir bölümü ise şu  idi.Komser Yusuf Dörtyol'a tayin edilmeden önce 12 Eylülihtilalinden önce Ankarada görevli bir istihbarat elamanı imiş.Devlet adına çalışırken Ankara ODTÜ 'de kendisine bir kimlik çıkartılmış ve sol kesim içinde devlet adına çalışmakta imiş.ODTÜ de öğrenci olarak gözükmekte okula bu şekilde giderken bir gün sınıftakiler buna biz seni tanımıyoruz deyince muhtemelen öğrenciler arasında bulunan ve o da bir istihbarat elamanı olan bir bayan hadiseye müdahale ederek diğer öğrencilere "Bu bizim mahallede oturur kendisini tanırım" deyince diğer öğrenciler meselenin üstüne gitmezler.Ancak bu hadiseye karışan o bayan elaman bilahere öğrenci hadiselerinde şehit olmuştur.Bunun üzerine Komser yusuf'un tayini Dörtyol'a çıkmıştır.Yine sivil bir şekilde bıyık bırakmış halde solcuların bulunduğu muhitlerde göreve devam etmektedir.Dörtyol ilçesinin 12 eylül Anarşi eylemleri sırasında etkin rol oynayan "Deli Sinan" lakaplı Necib Sultanımın oğlu Ahmet Sinan'a sahip çıkar,Çünkü Sinan, elinde kalın bir kalas , polis arabalarının etrafında dolaşmakta ve arabaları korumaktadır.Solcuların polis otolarına zarar vermelerini engellemektedir.Polisler bu şekilde Deli Sinan7ın bir çok cesaretli hadiselerine şahit olduklarından Sinan'a özel umamele yapmaktadır.Atilla Çardak isimli  bir arkadaşımız anarşi hadiseleri sırasında Deli Sinan'ın eline kalın bir kalas alarak yaklaşık 200 kişiden müteşekkil bir solcuyu önüne katarak Dörtyol'un en merkezi yerinden , solcuların kurtarılmış mahalle dedikleri mekanlarına doğru kovaladığını, o kadar sayıda kişinin elinde kalas olan bir deliden korkarak tırıs kaçtıklarına şahit olmuştur.



NECİB SULTAN'DAN/KİLİSE ZİYARETİ

 Necib Sultan'ımın sağlıkcı torunu Rüveyda anlattı."Yurt dışına gitmiştim.İtalya ve İspan'yaya .Oralarda gezdiğim yerler içinde Kilise ve katedraller de vardı.Ancak , buraları ziyaret hususun belki tepki alırım diye dedem'e bahsetmemeye karar verdim.Kendisini ziyarete gittiğimde yurt dışı gezim konusunda sorular sordu.Ziyaret ettiğim yerleri sordu.Ben de kilise ziyaretimi gizledim.Ama "Başka başka nerelere gittin?" diye ısrarla sorunca artık gizlemeyip söylemek zorunda kaldım.Dedem hiç tepki göstermedi aksine "Benim bir Dede olarak sizin elinizden tutup Antakya'daki Sen Piyer kilisesini gezdirmem gerekirdi.Sonra'da camiyi anlatmam gerekirdi.Ama bir Dede olarak ben bu görevimi yapamadım" deyince ben hem şaşırdım hem de rahatladım".  

Necib Sultanımla birlikte Antakyaya gittiğimizde iki defa Sen Piyer kilisesini ziyaret etmiştik.

19 Mayıs 2022 Perşembe

TARİHİN TEKERRÜRÜ

 Tarihci bir müslüman  dünyada ceryan eden hadiseleri salim bir kafa ile değerlendirmeye tabi tuttuğunda , ister istemez"tarihin tekerrürü"ne  inanası, hatta mecburen kabul edesi geliyor.Elbette ne olaylar aynı olay , ne de bu olayların oyuncuları aynı oyuncular.İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana insanoğlunun yaşamış olduğu tarihi olguların oluşmasında rol oynayan menfi ve müspet insanlar aşağı yukarı aynı zihniyetlerle birbirleri ile mücadele eder olmuşlardır.Ya bir din uğruna, ya da bir diktatörün kaprisleri uğruna , ya "vatan "uğruna  veya çağımızın en büyük belası "milliyetçilik" uğruna dünyanın değişik coğrafyalarında inancı, rengi , yetişme tarzı farklı olan insanlar birbirlerini yok etmeye çalışmışlar ve halen de yok etmeye çalışmaktadırlar.

1789 Fransız devrimini kadar insanlar dini kendi siyasetlerine alet ederek başkalarıyla savaşıyorlardı.Fransız devriminden sonra dinin yerini milliyetçilik/nasyonalizm aldı.Daha önce din-mezhep uğruna olan bu çatışma, "ırk" uğruna çatışmaya döndü.

19 yüzyılda bu küresel hastalığa müslümanlarda yakalandı."İslam ümmeti" şeklinde yaşayanlar ırksal etkenler araya girince Pan-Arabizim,Pan-Türkizm şeklinde başlarına PAN-? şekli oluştu.

Sultan 2.Abdülhamit bu "pan"ların yerine "Pan-İslamizm" getirip uygulamak istediyse de , babası Abdülmecit zamanında atılan milliyetçilik tohumlarıyla oluşan İttihat ve terakki, yani Jön Türk cuntasının yıkıcı faaliyetlerini durduramadı ve ümmet parçalanıp gitti.Arkasından Ortadoğuda Ulus-devlet furyası çıkıp birbirine düşman  onlarca ulus-devlet oluştu.

Bugün İslam coğrafyası emperyalistlere yem olmakta ise bunun temelinde milliyetçilik/ulusçuluk asabiyeti yatmaktadır.Tarihteki hataları sonrakilerin tekrar yaşamaması için Kur'an da belirtilen formüllerin istisnasız uygulanması gerekir. Bu kurallara uymamak tarih boyunca aynı menfi sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verir.

Hak Teala buyurmaktadır:"Eğer inananlardan iki gurup birbiriyle savaşırsa aralarını düzeltin.Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa , Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın.Eğer (Allah'ın emrine) dönerse , artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın.Çünkü Allah adaletli davrananları sever.Müminler ancak kardeştir.Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.Ey iman edenler! Bir kavim diğer bir kavmi alaya almasın.Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.kadınlar da diğer kadınları alaya almasın.Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın.İmandan sonra fasıklık ne kötü namdır.Kim de tövbe etmezse , işte onlar zalimlerin ta kenleridir.Ey iman edenler! Zanın bir çoğundan sakının .Çünkü zannın bir kısmı günahtır.Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetini araştırmayın.Birbirinizin gıybetini yapmayın.Herhangibiriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?İşte bundan tiksindiniz.Allah'a karşı gelmekten sakının.Şüphesiz Allah tevbeyi çok kabul edendir.Çok merhamet edendir.Ey insanlar biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık.Allah katında en değerli olanınız , O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır.Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir,hakkıyla haberdar olandır.Bedeviler "iman ettik" dediler.De ki:"İman etmediniz(öyle ise iman ettik demeyin)"Fakat teslim olduk" deyin.Henüz kalplerinize iman girmedi.Eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz , yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez.Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.İman edenler ancak, Allah'a ve Peygambere inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir.İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.(Ey Muhammed!) De ki:"Siz Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah , göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir.Allah , her şeyi hakkıyla bilendir.Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar.De ki:"Müslüman olmanızı bir lütufta bulunmuş gibi bana hatırlatıp durmayın.Tam tersine eğer doğru kimselerdenseniz sizi imana erdirmesinden dolayı Allah size lütufta bulunmuş oluyor.Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir.Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir"(Hucurat suresi 9-18 ayetleri)

18 Mayıs 2022 Çarşamba

PEYGAMBER VARİSLERİ

 Verese-i Enbiya kimdir? sorusu bloğun önceki yazılarında işlenmişti.Cami imamları ve diyanet hocaları Peygamber'in mirasını ilim olarak telakki edip din işleriyle ilgilenen diyanet teşkilatını bu verasetin varisi yerine koyarlar.Ancak Ali İmran suresi 187 ayetine uygun yaşamak nedense onlara uygun değildir.Ayeti kerime "Allah bir zaman kendilerine Kitap verilenlerden "Onu behamahal insanlara açıklayıp anlatacaksınız, onu gizlemiyeceksiniz" diye teminat almıştı.Onlar ise o sözü sırtlarının arkasına attılar.Onun mukabilinde az bir menfeat satın aldılar.Müşteri oldukları o şey ne kötüdür!"

Bugün ülkemizde Temiz olan din, siyasetin bir parçası olarak kullanılmak isteniyor.Dindar kesimin çokluğu nedeniyle , din adına konuşan teşkilatın atamaya dayalı  yapısının avantajını sonuna kadar kullanıp Alim denilen din adamlarını partili haline getirmekte hiç beis görmemişlerdir.Sonuç insanların dinden soğumaları ve dinin zarar görmesidir. 

17 Mayıs 2022 Salı

MÜSLÜMANLARIN ZAYIF TARAFLARI

 Misyoner teşkilatların amacı İslam'ı yok etmektir.Bu hususta görevli olanlar her sene Londra'da toplanıp görev taksimi yaparlar.Bu görevlerin en başında müslümanların zayıf noktalarını tespit etmek hareketidir.Her sene tekrar edilmesinin sebebi ise , Müslüman ülkelerinde meydana gelen iktidar değişiklikleri ve düşünce farklılıklarıdır.Uzun ve yorucu çalışmalar sonucu misyoner casusların işin esasını öğrenmeleri için yapılan tespitler kitaplaştırılmıştır.Yeniden tespit edilen zaaflarda kitabın sonraki baskılarında yer alır.

İngiliz sömürge bakanlığının tespit edip kitap haline getirdiği bu zayıf noktalar şunlardır:

1-İHTİLAFLAR

a-Sünni -Şii ihtilafı

b-Amir -Memur ihtilafları

c-Osmanlı- İran ihtilafı

d-Aşiret ihtilafları

e-Ulema- devlet memurları anlaşmazlığı

2-Bütün İslam ülkelerindeki genel cehalet ve İslam hakkındaki bilgisizlik.

3-Donmuş fikirler ve taassup, yeniliklerden  ve dünyadan habersizlik; istek ve gayret azlığı

4-Maddi hayata önem vermeyip , cennete ümit bağlamave tevekkül.

5-Hükümetlerin halka uyguladıklarıistibdad ve diktatorya

6-Emniyetsizlik, yol şebekelerinin azlığı

7-Her sene yüzlerce kişiyi ölüme götüren veba , kolera gibi hastalıklara karşı hijyen ve ilaç yokluğu.

8-Şehirlerin viraneliği ve su şebekelerinin yokluğu

9-Devlet dairelerindeki hercümerc; milletin , Kur'an ve Şeriat'tan çıkarıldığına inandığı kanun ve nizamların olmayışı;Şer'i anayasanın terkedilmiş olması

10-Salim olmayan bir iktisad, geri kalmışlık, umumi fakirlik ve bütün islam ülkelerindeki işsizlik

11-Düzenliorduların olmayışı,Silahsızlık; levazım ve savunma teçhizatlarının azlığı, modası geçmiş silahların mevcudiyeti

12-Kadın haklarının çiğnenmesi

13-Şehir ve sokakların çevre sağlığından yoksun olması

Müslümanların zayıf noktalarını anlatan Misyoner kitabı  bu sıralamadan sonra  şöyle der:"Aslında İslam dini , bütün bu yokluklara karşıdır; bu yoklukların olmasını istemez.Fakat elimizden geldiğnce , Müslümanların, dinlerinin gerçek yönlerini öğrenmelerine mani olmalıyız..Onların böyle zayıf kalmaları için , İslam'ın gerçeklerini bilmemeleri, bu konuda cahil kalmaları gerekir.

MİSYONER YETİŞMESİ

 Bir devleti içten yıkmanın yollarından en etkini Misyoner yetiştirmektir.İngiltere'nin bu hususta hususi misyon cemiyeti vardır.Misyonerler çocuk iken hizmete alınırlar, ifa edilecek vazifeye göre ilmen ahlaken ve fikren yetiştirilirler.İngiliz misyon teşkilatı her sene ilkokul mekteplerinin zeki olanlarından otuz kırk kişi babalarının rızası alınarak himayesine alıp bunları kabiliyetine göre üçere beşere ayırarak dünya ülkelerinden kendilerince lüzum hissedilen mıntıkalarına sevkedilir.mesela ikisini Türkiyeye, dördünü Hindistan'a, Tibet'e Rusyaya serpiştirir.Bu çocuklar o memleketlerdeki sefaret ve ya konsolosluklara tevdi edilir.İngiliz elçilik ve konsolosluklarından misyon cemiyetinin mükemmel talimatları vardır.bu talimata göre çocuk büyütülür. okutulur, öğretilir ve yetiştirilir.Bu misyonerlerden birisi şöyle anlatmıştır:Ben on yaşında iken Misyon cemiyeti tarafından İstanbul'a gönderildim.Doğruca elçiliğe gittim.Beni Elçiliğin kavvası, Cihangir'de sakin Ali Ağa'ya teslim etti ve şu tenbihatta bulundu:"Ali Ağa bu çocuğun ismi İbrahim'dir.ve senin oğlundur.Herkese böyle söyliyeceksin.Aylık olarak sana on lira vereceğiz.Bu para ile çocuğu mahallenin mektebinde okutacaksın.Ve tıpkı kendi soyundan olmuş gibi yedirecek, içirecek ve giydireceksin , adetiniz nasılsa öyle terbiye edeceksiniz.Ayda bir kerre geceleyin sefarethaneye getirip bana göstereceksin".Ali Ağa beni tutup evine götürdü ve hanımı Gülsüm hanıma "İşte sana evlat getirdim, bunu büyüteceksin" dedi.Don gömlek ve entari yaptılar ve giydirdiler.ve güzelce yapılmış iki takunya alarak ayağıma geçirdiler ve elime on paralık kağıt helva sıkıştırarak mahalle çocukları arasına saldılar.Bir kaç ay sıkıntı çektim,Türkçe bilmediğim için kimse benimle konuşmuyor ve beni dilsiz sanıyorlardı.Yavaş yavaş kulak dolgunluğu ile Türkçeyi öğrenmeye başladım.Bir sene sonra çocukların elabaşısı oldum.Mektepte hoca efendi bana teveccüh göstermekte idi.Akranıma göre param fazla olduğundan kuru yemiş ve kırmızı şeker alıp çocuklara dağıtmakta idim.İptidai ve Rüştiyi bitirdikten sonra Beyazıt camii şerifi Palabıyık Ali efendinin ders halkasına dahil oldum.Avamil, Kafiye, Mantık,Tasavvurat, Tasdikat,kelam, Fıkıh,Tefsir derslerini sırasıyla okudum öğrendim.Fransızcaya merak sardım.Delal oğlu Dikran efendi isminde bir Ermeni buldum.Bu şahıstan Fransızca öğrendim.Cami dersini ikmal icazet aldım ve sünni bir müderris oldum.O ana kadar her ay mutlaka İngiliz elçiliğine gider sefirin iltifatına mazhar oldum.İngilizce, Fransızca ,türkçe ve Arapça okur yazar olduğumdan Bab-ı Ali'ye devama başladım.Hariciye kalemi tercüme kalemine memur oldum.Maaşım 500 kuruş oldu.Kısa zamanda hariciye tercüme odası baş halifesi oldum.Misyon cemiyetinin bana tevdi ettiği vazife Bektaşi tarikatını öğrenmek olduğundan benim gibi yetiştirildikten , yani Sünniliği , Dört mezhebe ait bilgileri öğrendi.... 

HİKMETLER(İYİLİK/DAVRANIŞ)

 *İyi davranış , en güzel arkadaştır.*Bağışlamanın en güzeli , büyük suçtan dolayı olanıdır.*Cömert gözde malını başkasına verendir.*Sana ne yapmalarını istersen, sen de insanlara onu yap.*Rahmeti(merhameti), rahmetle ara.*İhsan(iyilik) dili keser(susturur).

HİKMETLER(AKIL/DÜŞÜNCE)

 *Düşünce, kalbin anahtarıdır.*Düşünce yürüterek tedbiri kazanırsın.*Aklın afeti kendini beğenmektir.*Üzüntü , aklın hastalığıdır.

HİKMETLER(TÖVBE)

 *İtiraf tevbeye yöneltir.*Israr, günahların barınağıdır.*En kalıcı yara, günah yarasıdır.*Acizlik nedeniyle terk ettiğin günahlardan dolayı, kendini övme.

HİKMETLER(DÜNYA)

 *Dünyaya alışan aldanmıştır.*Dünya sevinci, uyuyanın rüyaları gibidir.*Dünya sevincinin sonucu , korkutucudur.*Dünya , uyuyanın uykusudur.*Dünya hem cehaletle , hem de akılla elde edilebilir.

HİKMETLER(AHİRET)

 *Benliğini ahireti hatırlamaya alıştıran, eylemle uğraşır.*Aldanan ahiret sevabını dünyada arayandır.*Ahireti uzakta gören, dünyaya eğilim gösterir.*Ahiret işiyle dünyayı arayan, aldanmıştır.* Ne mutlu dünyasını ahiret için terk edene

HİKMETLER(DİN)

 *Kişinin en çok koruması gereken şey, din işidir.*En büyük musibet , dindeki hafife alıştır.*Geçici dünyayı küçük gör, bir üstünlüğü tamamla.*En güzel eylem, takva peşinden gidendir.

SİYASİ BAĞLILIK VE İTAAT

Bu konuda insanların bir kısmının fikri şudur:Yaratıcıya isyan konusunda yaratılana  itaat yoktur. Ulul emr ve bilgili kişilere itaat ve teslim olmak gerekir.İmamlara itaatı ortadan kaldırmak yahut küçümsemek yanlıştır.Allah'a isyan konusunda imama itaat edilmeyeceği , Allah'ın hiç kimseye yetki vermediği büyük farzlardan ve sınırlardan dolayı İmam'ın bu farzları yasaklar ise , hadlerin uygulanmasını engelleyip , Allah7ın haram kıldığı şeyleri mübah kılmaya kalkışırsa o İmam'a itaat kabul edilmez.

İmam savaş ve barış, tahsil ve taksim, atama ve görevden alma , eser bulunmayan konda akıl yürüterek karar verme , Hadleri kitap ve sünnete uygun şekilde yürütme, düşmanla savaş ve anlaşma , müslümanlar için alma ve verme gibi bu benzeri işlerde itaat gerekir.Kim bu konularda imama isyan ederse nefsini helak etmiş olur. Dünya işlerinde akıl yürütmeyi Hak teala, idarecilere bırakmış olup halkın bu hususta idareciye itaatı gereklidir.

15 Mayıs 2022 Pazar

ESKİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANINDAN CESUR ÇIKIŞ

Eski Diyanet işleri başkanı Prof Dr.Mehmet GÖRMEZ ,Açıkdeniz isimli dergiye bir röportaj vermiş. 

Biz şu bedenin sünnetlerini çok seviyoruz da, kalbin sünnetlerini, dilin, aklın, ruhun sünnetlerini ihmal ediyoruz. Öyle olduğu için de, kullandığımız din dilini bir türlü rahmetle buluşturamıyoruz.

“Güç ve iktidar sahibi olmak, bizatihi ümmeti inşa etmenin önüne geçti. Bu da beraberinde gündelik politik ve ideolojik bir şey doğurdu. Bu söylemin kendisi dinin sırtında yüke dönüştü aslında. Ve bu sefer o gücü kaybetmemek bir gayeye dönüştü. Bunun için de en ağır, en hoyrat dil kullanılmaya başlandı.

“Dinin siyasileşmesi, dinin salt politik bir mekanizmaya dönüşmesi ne kadar büyük bir hata ise, siyasetin dinileşmesi, siyasetin din gibi takdim edilmesi de o kadar büyük bir tehlikedir. Bu iki büyük tehlike şu anda dinin sırtındaki iki büyük yüktür. Bu hepimizin dilini de, kalbini de, ilişkilerimizi de etkiliyor. Bütün kutuplaşmaları da bu doğuruyor.

“Pek çok yangında, ölen insanların çoğu acemi itfaiyecilerin hatalarıyla ölürler. Eğer itfaiyeci acemi ise insanları tahliye etmeden önce suyu oraya basar ve insanların dumandan ölmesine yol açar. Aslında acemi olduğu halde kendisine usta itfaiyeci rolü biçip bu ateşleri söndürmek isteyen pek çok âlimimiz, mütefekkirimiz, aydınımız var. Bu nedenle biz dumanda boğuluyoruz.

“Bir adama dindar dendiği zaman aklımıza ilk gelecek şey, âdildir, emindir, ahlaklıdır, dürüsttür olmalı. İslam ümmeti teknolojiyi kaybetmekle üstünlüğünü kaybetmez. Ama ahlakî üstünlüğümüzü kaybettiğimiz zaman biz kaybederiz. Şu anda ahlakî üstünlük noktasında sorunlar yaşıyoruz.” 

Kimler ilgilenmeli bu tespitlerle? Kimler altını çizmeli bu tespitlerin? Doğru veya yanlışlığına dair kimler kafa yormalı? Yanlış ise, kim yanlış demeli, doğru ise, kim buna yol açılan zemini tahlil edip, sorumluları görüp, çareler üretmeli?Bir süredir islami alanda çalışan ilim adamlarımıza seslenip duruyorum. Benim sesim yetmedi biliyorum, ama işte onların içinden biri -tabii ki cesaret edip- can damarı niteliğindeki şeylere işaret etti. “Ahlaki üstünlük noktasında sorunlar yaşıyoruz” diyor bu Hadis alimi… Hadi benim siyasi zeminde “Ahlaki üstünlüğün kaybedildiği” tespitim, ıskalandı, görülmedi, görülse bile tepki ile karşılandı, şimdi ne denecek bu Hadis aliminin tespitine? Ahlakta zaaf yaşıyorsak, başka hangi alanda iddia sahibi olabiliriz ki?(AHMET TAŞGETİREN)

SARHOŞ EDİCİ ŞEYLER

 İktidarın sarhoşluk vermesinden, malın sarhoş ediciliğinden, bilgi sarhoşluğundan, makam sarhoşluğundan ve gençliğin sarhoşluk vermesinden kendini korumak gereklidir.

YÖNETİCİLERE TAVSİYELER

 Yönetime gelmezden önce seni tanıyanlabirlikte olmaya çalış.Çünkü yönetici,insanları ancak yönetime gelmezden önceki döneminde tanıyabilir.Yönetimi üstlenince bütün insanlar onu yapay  ve yapmacık tutumlarla karşılar, huzurda iken hepsi sahip olmadığı niteliklerle onu övme hilesine başvurur.Ama özellikle alçak ve aşağılık tipler, en yapmacık, en atılgan ve en fırsatçı olanlarıdır.

Yöneticiiyi görüş ve düşünce sahibi olsa bile, pek çok kötünün iyiler gibi, pek çok hainin güvenilirler gibi  ve pek çok sözünde durmayanın sözünü tutanlar gibi huzura geldiklerini, onurlarının fırsatçılıkYönetici dalkavukçu sözlere aldanmamalı, her cümlesinde ona çokca dua eden adama dikkat etmeli ve yapmacılıktan alıkoyduğu pek çok erdem sahibi kişilerin durumunu kendilerine perdelediklerini imkansız görmesin.

İnsanlar, dostlarının kusur ve ayıplarını sultana iletmekte yarış içindedir.

AÇ/TOK

 Şerefli aç kalınca saldırır.Aşağılık tok olunca saldırır.

HÜKÜMDAR'IN(DEVLET REİSİNİN) YAPMAYACAKLARI ŞEYLER

 Hükümdarın ÖFKELENME hakkı yoktur.Çünkü güç onun ihtiyacının ötesindedir.

Hükümdar YALAN SÖYLİYEMEZ.Çünkü, hiç kimse onun isteği dışındakine zorlama gücüne sahip değildir.

Hükümdar CİMRİLİK yapamaz.Çünkü o , yoksulluk korkusu konusunda insanların en az mazereti olanıdır.

Hükümdar  KİNCİ olamaz.Çünkü önemli konumu, başka insanlar gibi hareketten alıkoyar.

Hükümdar ÇOK YEMİNCİ olamaz.


14 Mayıs 2022 Cumartesi

YAPANLAR ÇOK AZDIR

 Konuşanlar bilenlerden daha çoktur.Bilenler de yapanlardan çoktur.Yapmak en etkili olanıdır.Tabiki zorluk sırasında birincidir.Hz.Osman efendimizin hilafete geçince ilk cuma namazında mimbere çıkmış ve uzun bir süre hiç konuşmamış.Bu sükuttan dolayı mecliste müthiş bir feyz vecezbe hasıl olmuş.En sonundaHz.Osman efendimiz "Faal imam kavval imamdan hayırlıdır" deyip mimberden inmiştir

KİTAPLARIN KANADI VARDIR

 Kitapları yakıldığında İbni Rüşd7ün bir talebesi ağlamaya başladı.İbni Rüşt talebesine şöyle demiş:"Evladım müslümanların haline ağlıyorsan , denizler dolusu gözyaşı yetmez.Kitaplar için ağlıyorsan , bil kmi kitapların kanatları vardır ve düşünen insanların zihnine ulaşmak için sonsuzluğu aşarlar"

EVLİYA SÖZLERİNDEN/ AHMET AMİŞ EFENDİ

 *(Salih yeşil isimli birisinin hala Muaviye davasıyla alakalandığını söylediler."İyi amma onun muhakemesini bize mi verdiler.Her büyüğün bir Muaviyesi vardır.Resulullah efendimizin Ebucehil7i Hz.Musa'nın Firavun'u,Hüseyin Efendimizin yezid'i, Hz.Ali'nin de Muaviyesi var.Dikensiz gül olur mu?Dikeni ile uğraşacağına gülü ile uğraş.Dikeni koklarsan burnunu kanatır, gülü koklarsan zevk duyarsın"

*"Hayatta hiçbir şeye üzelmemeli, yalnız bir şeye üzünülseyeridir; o da 'Allah her zaman benimle beraber de ben neden O'nun cahiliyim,O'ndan bihaberim.' Akıllı insanlar buna üzülmüşler, bunu aramışlardır."

*His akla hakimdir.Hisse hakim olacak tek şey imandır"

*"Namazı kılmazsan işine şeytan, kılarsan Rahman karışır"

*Peygamberimizin doğumları, nübüvvete ermeleri, ölümleri hep Pazartesine rastlamıştır.Onun için tarikatımızda Pazartesi perşembe oruç tutmak sünnettir"

*"Her kes Allah'ı bir yoldan bulur.Lakin en kestirmesi Hayrat(vermek,harcamak) ve muhabbet yoludur.


EVLİYA SÖZLERİNDEN / AHMET AMİŞ EFENDİ

 Fatih türbedarı Ahmet Amiş sultan, Tıbbıyide okuyan bir dervişinin Anotomi imtihanında başarısız olan bir dervişine şöyle buyurdu:"Bir şeyin olup almaması arasında sence bir fark mevcutsa nakıssın, tamamlanmaya çalış" demiştir. Bu iş Çalışma ile olmaz, çalışmadan da olmaz deyip bunu bir misalle izah etti:"Mesela bir fidan dikersin, ona emek çekmeden sulamadan meyve verir mi? vermez.Fakat çalışıp sulamakla da meyve vereceğini garanti edebilirmisin?Hayır, vermeyebilir de.Bu da öyle evladım, çalışıp didinmeli, dua etmeli, ondan sonra gelene rıza göstermeli"

*Üç türlü kitap vardır.Birincisi bildiğimiz ders kitabı,İkincisi imam/-din kitabı.Üçüncüsü de insanın kendi kitabı.Üçüncüsünü okumak zordur.Onun hocasını bulmalı, hocası da pek bulunmaz.Kitabın sahifeleri na mütenahidir.Hz.Mevlana, Hz.Abdülkadir o kitabı son sahifesine kadar okumuşlardır.Ben size onun ilk sahifesin söyleyeyim mi?La ilahe illallah Muhammedin sallallah"

*Zikir çeke çeke , içeride bir şeyler kaynamaya başlar, muhabbet doğar, zevk duyulur.İşte o zevki yakalamak ipucudur.İp ucunu elde ettikten sonra yavaş yavaş dürmeye başlamalı.

*Bazı insanların gözü, bazılarının sözü, bazılarının da özü değer.Özü değenler Evliyaullahtır."

13 Mayıs 2022 Cuma

EVLİYA SÖZÜ/AHMET AMİŞ EFENDİ'DEN

 Fatih türbedarı Ahmet Amiş sultandan devam ediyoruz:

*Hazret'e sordular:"Bu zamanda Evliyaullah az mıdır, yoksa çoklar da kendilerini göstermiyorlar mı?".Hazret şöyle buyurdu:"Evliya çoktur, fakat zamanımız delalet zamanı  ve Allah'ın Celal sıfatı hüküm sürüyor, onun için kendilerini göstermiyorlar.,yoksa zenginler, fakat paraları ellerinde değil.Güneş var , fakat arada bulut var, ziyası mestur"

*Maneviyatta ilerleye ilerleye evela adını, sonra tadını, sonra huzurunu, en nihayet kendini bulursun"

*Ruhlar ezelde yaratılmışlardır.Sırası gelince kafese girerler.Daha kafese girmemiş ve sırasını bekleyen nice ruhlar var.Bazı insanların ruhları arşı aladan başlayıp 7 kat gökleri dolaştıktan sonra vücud kafesine girerler.Bazıları 12, bazıları 34 kat dolaşarak girerler.Ne kadar dolaşmış ise , rücu yani eskiye dönüş o kadar güçtür.Eskiye dönüş: İlahi kudretten maadasını atmaktır.Yalnız arşı görerek kafese girmiş ruhlar da vardır.Böylelerine rücu çok erken ve basit olur, küçük yaşta zuhur eder.Hz.Asi aleyhisselam gibi"

*"İnsan ruhu , bedene girmeden evvel 18.000 alem gezmiş , her birinden başka bir şey "nefis, şehvet, heves vs." almış.Mürşidin vazifesi bunların hepsini temizleyip tek şeyi bırakmaktır."

*İnsan La ilahe illallah diye diye kalbi bununla dolar , buna gebe kalır, günün birinde doğurur"

"İnsan iki defa doğmadan insan olmaz:Anasından doğar, ikincisi de ruhun doğumudurİkincisinin ebesi mürşitlerdir"

KELAMI EVLİYA / AHMET AMİŞ EFENDİ

 *İnsanlar Allah'a bir çok yoldan varırlar.Hüsnü hulk, ibadet, zikir, iyilik v.s gibi.Fakat en kısa ve kestirme yol muhabbettir.

*Nefs ölmez, nefiste ilerleme olur"

*"Namazdan sonra "(Beden afiyeti, ruh afiyeti,kalp safası,ruh safası ihsan eyle ya Rabbi) diye dua etmeli"

*Zikir çok çekmeli, bağıra bağıra gönül kapısını zorlayıp içeri girmeye çalışmalı.Nasıl ki bir arkadaşınıza "Necmi, Necmi" diye çağırırsanız, sağır dahi olsa nihayet bir an dönüp "Efendim" diyecektir.İşte gün gelir bu kapıdan da ses gelir o sesi işittinmi tamam"

"Şeyh kendisi ile Allah arasında hiçbir şey olmayandır".

"Müminlerin sıratı mizanı bu dünyadadır"

"Müminlerin çektiği azap, hastalık, günahlarını azaltır, ona karşılıktır.Bu adamına göredir.Bazılarında da mertebe değişir."

"Zikir çektirmek şeyhin kuvvetine, kamilliğine bağlıdır.İsmi şeriflerden hangisini söylersen olur.Hatta şeyh kamil olunca (taş, taş) diye zikir çektirse, işler gene olur.Müritlerinden biri Kuşadalı hazretlerine sormuş; onlar da(Günde 15 defa İbrahim çeksen sana kafi gelir) demişler" 

GAYBİ HABERLER

Fatih türbedarı olarak meşhur olan Ahmet Amiş efendi hazretleri kutbiyyeti Muhammed Nurus Arabi hazretlerinden devralmıştır.126 yaşında dünyasını değiştirmiştir.Kıyametle alakalı söylemlerinden şu sözler nakledilmiştir:"Allah'ın kanunu icabı , bir dalalet, bir hidayet diye zamanlar hüküm sürer.Bu devrin en sonu delaletle bitecek, kıyamet o zaman kopacak.Son zamanların en son hidayeti, Mehdi aleyhisselam olacak.Ondan evvel Hz.İsa (a.s) inecek,  bütün hırıstiyanlar müslüman olacak.Mehdi (a.s) zamanına 100 sene kadar var.(Bu söz 1947 senesinde söylenmiştir. 

NAMAZI HUZURLU KILABİLMEK İÇİN

 Namazı huzurla kılabilmek için namaza başlamadan önce çok çok "Lailahe illallah Muhammedin sallallah" demeli ve namaza ondan sonra durmalı,çünkü "La ilahe illallah" kalbin süpürgesidir, orasını temizler.

Namaza baş açık durmamak iyidir.Çünkü,Hırıstiyanlar ibadet ederken başları açıktırEfendimiz (Biz hırıstiyanların yaptıklarının aksine yaparız) buyurmakla onlar çanla toplanırken,müslüman ezanla toplanır, onlar başı açık ibadet ederlerse biz örtüneceğiz.

DİN NE YAPAR?

 Din ne yapar sualini çokları şöyle anlar:Din insanlara yöneltilen, Allah'a kulluğu, ibadeti emreden Allah'ın yalnız insanlara mahsus emirleri,insanlığı öğreten kaidelerdir.

Din , iradeyi cüziyyeyi, irade-i külliyeye götürür.İradei külliyeye ulaştınmı buradan Bağdat'a baksan görürsün"(Ahmet Amiş Efendi'den.

SAHTELER MESELESİ

Fatih türbedarı Ahmet Amiş Sultan demiştir"Evliyanın da sahtesi vardır evladım" .

Talip huzur bulmuyorsa, ya bakır gibi mıktasiniyet kabul etmiyor, yahutta evliyanın sahtesi ile karşılaşmıştır, derim.Allah istediğini ezel takdiri ile kendisine doğru çeker.Bizleri mahzun etmemiştir inşaallah" 

İNKILAP YAPAN KİTAPLAR

 İbni Sina'nın KANUN'u, Karl marksın KAPİTAL'ı, Niccole Machiavelli'nin HÜKÜMDAR'ı, Yusuf Has Hacib'in KUTADGU BİLG'i , Darvin'in TÜRLERİN KÖKENİ, Freud'un RÜYALARIN YORUM'u, Adam Simith'in MİLLETLERİN ZENGİNLİĞİ, Harriet Beecher Stowe'un TOM AMCANIN KUBUBESİ, Hanry David Thoreu'nun SİVİL İTAATSİZLİK'i, Said nursi'nin Risale-i Nur külliyatı,Beydeba'nın KELİLE VE DİMNE'si, Niccolas Copernic'in GÖK KÜRELERİNİN DÖNÜŞLERİ ÜZERİNE, İbni Haldun'un MUKADİMESİ, Albert Einstain'in ÖZEL VE GENEL İZAFİYET TEORİSİ, Mevlana'nın MESNEVİ si , Gothe'nin FAUST'u , Dante'nin İLAHİ KOMEDYA'sı , Antonio Damas'ın DESCARDES'İN YANILGISI, Niietsche'nin BÖYLE BUYURDU ZERDÜŞT ü ve daha niceleri

İLK EMİRLER

 İncil'in ilk emri "Sev" , Tevrat'ın ilk emri "Yaşat", Kur'an'ın ilk emri "Oku" dur.

"Benim tek sevgilim kitaptır.Gerisi mihnet, endişe ve gamdır"Ali Emiri Efendi.

ADAM OLMUŞSUN OĞLUM!

 "EĞER ERDEMLERİ KORUYARAK KALABALIKLARA KONUŞABİLİYORSAN..YA DA İNSANLIĞINI UNUTMADAN KRALLARLA BİRLİKTE YÜRÜYEBİLİYORSAN..EĞER NE DÜŞMANLARIN NE DE SEVGİLİ DOSTLARIN SENİ İNCİTEBİLİYORSA. EĞER HERKES SANA GÜVENEBİLİYOR AMA YAPAMAYACAĞIN ŞEYLERİ BEKLEMİYORSA.. EĞER SEN ACIMASIZCA GEÇEN HER DAKİKANIN HER SANİYESİNİ UZUN BİR MARATONDA GİBİ KOŞABİLİRSEN İŞTE O ZAMAN DÜNYA VE İÇİNDEKİ HER ŞEY SENİNDİR.VE DAHA ÖNEMLİSİ SEN ARTIK ADAM OLMUŞSUNDUR OĞLUM!"

BİRER MASAL SÖYLEYİP UYKUYA DALDILAR

 "Ne bilginler geldi , neler buldular!.Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar.Hangisi yarıp geçti bu karanlığı? Birer masal söyleyip uykuya daldılar" dese de Ömer Hayyam, Saldıkları ışık halen dünyayı aydınlatmaya devam edenler için değil bu sözler.Güneş, Ay ve yıldızlar mevcutken, güneşten ışığını alabilenler aydınlatmaya devam etmektedirler.Mevlana Efendimiz Nur kaynağından ışığı alan Efendimiz SAV den aldığı ışıkla bir kutup yıldızı gibi kıyamete kadar eserleri ile insanlığı aydınlatmaya devam etmektedir.Bu ışığa yakın gelenler körlükten uyanabilme şansına sahiptirler. 

TEDAVİDE HAYVAN SEVGİSİ

 Hayvanlar duygu aktarımına yardımcı olduğu için duygusal körlük ve sağırlık yaşayan otistik bireylerin tedavisinde hayvan sevgisi tavsiye edilir.Batı toplumlarında kediden çok köpek sevgisi var.Köpek kediden farklı olarak sadakati yücelten bir hayvan.

12 Mayıs 2022 Perşembe

YALNIZLIK

 İngilterede 'Yalnızlık Bakanlığı' kurulmuş.Çünkü İngilterede 9 milyon yalnız insan var.Bilimsel araştırmalarda yalnızlığın günde bir paket sigaraya eşdeğer olduğu ortaya çıktı.Çağın vebası yalnızlık en büyük psikososyal sorundu.Alzheimer'in sebeblerinden birisi yalnızlıktır.İhtiyacı olduğu zaman onu yarı yolda bırakmayacak bir kişinin varlığını hissetmek insana kendini güvende hissettirir.

Servet, siyaset, makam, şöhret veya aşk, ihtirasla istediğin her ne ise dikkat et , o şey her zaman 'dua ile istenen bir belaya dönüşebilir'

LAO TZU BİLGELİĞİ

 Lao Tzu bilgeliğinde kendini alt etmek mühim bir yerde duruyordu:Başkasını bilen zekiydi, kendini bilen aydınlanmıştı.Başkasını alt eden kudretliydi; kendini alt eden erdemli.Kendini alt etmede tenkit bir armağandır.

Firavuna sormuşlar, nasıl firavun oldunuz, diye.Hiç itiraz eden olmadı ki, demiş.

"Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz eleştirin.Basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin"(Sadi)

ÖFKENİN İFADESİ

Prof.Dr.Ayhan songar hoca için anlatılır.Bir gün trafikte seyrederken , öndeki bir sürücü yanlış bir şey yapmış.Ayhan hoca çok sinirlenip açık pencereyi kapatmış ve adama ağzına geleni söylemiş.Yanındaki arkadaşı, "Hocam çok sinirlendiniz; bu kadar öfke fazla olmadı mı? deyince ,Eğer başın belaya girmiyecekse , öfkeni ifade edeceksin" demiş
Öfke bastırmak kişinin sağlığını bozar; öfkeyi öğütmek gerekir.Öğütmek için de kişinin öfkeyi yönetmesi gerekir.Öfkeyi nükleer enerji gibi düşünürseniz, iyi yönlendirirseniz şehri aydınlatır, kötü yönlendirilirse bomba olur.etrafa zarar verir.

BANDIRMALI ALİ ÖZTAYLAN

 Hukuk doktoru Dr.Hasan Çiftci kardeşimiz anlatmıştı.Babam, Bandırmalı Ali Öztaylan amca ile Bandırma gübre fabrikasının bayiliğini almak için gittiğinde tanışmıştı.Bizimde yolumuz Bandırmaya düştüğünde tanışmıştık.Otuz yıl önce bana tembih etmişti:"İskenderun'da Terzi Necib efendi vardı.Onunla tanış" diye.Bu sözün üzerinden otuz yıl geçtikten sonra yaklaşık iki yıl önce Necib Efendi ile tanışma imkanı buldum.Çok garibine gitti, huzurunda olurken benim içimdekileri anlatmakta idi.

GAFLET PERDESİNİN YIRTICILARI

 Hastalıklar ve ölümlerle birlikte gaflet perdesini yırtan şeylerden biriside tenkitlerdir.Hiç eleştirilmeyen , güç sembolü kişilerin kendini yeryüzü tanrısı gibi görme tehlikesi vardır.İskender, hiçbir hatasını dile getirmeyen vezirine yol vererek "Sana ihtiyacım yok" demiş.Vezir bunun nedenini merak edince  merakını şöyle gidermiş İskender:"Çünkü ben bir beşerim.Sen bu kadar süre zarfında benim tek bir hatama bile rastlamadıysan cahilsin demektir, örtbas ettiysen o zaman da hainsin demektir" 

İBLSİN VERDİĞİ SIR

 Hak Teala , Hz.Musa'ya gizlice dedi ki: İblis'ten bir sır öğren!.Hz.Musa İblis'i yolda görünce , ondan bir sır, bir nişane öğrenmek istedi.İblis dedi ki:"Şu sözü daima hatırında tut."Ben deme ki ben gibi olmayasın."

Ondokuz yıl boyunca Roma İmparatorluğu yapan Murkus Augustos, Roma meydanında yürürken arkasında bir uşak da ona eşlik edermiş.Uşağın tek vazifesi varmış,İmparator yürürken arkasından "Sen sadece insansın" diye fısıldamakmış. 

SÜLEYMAN ÇALIŞKAN

 Erbakan merhumun partisinde Adana İl Başkanlığını yapmış,güzide bir insan, samimi bir mümin.Beyza tavuk markasının sahibi Necmettin Çalışkan'ın babası.Hasan Çiftci kardeşimiz bir anısını anlattı."muhtemelen 1991 yılı.Hukuk fakültesinde birinci sınıf öğrencisiyim.Anteplibir arkadaşım bir teklif yaptı"Babam emekli oldu.bu emekli ödemesiyle sıfır bir Reno brodvay aracı İstanbul'dan satın aldık.Benim şöförlüğüm biraz yavaş benimle birlikte gelirmisin ? dedi..Bende kabul ettim.Beraber yola çıktık.Adanaya geldiğimizde şöför değiştirdik.Arkadaşım direksiyona geçti.beş dakika sonra önde giden bir araca çarparak kaza yaptı.arkadaşım telaşlı:Sıfır araba.babamın tüm birikimi ne yapacağım diye ağlamaya başladı.arabasına arkadan çarptığımız adamda dışarı çıkıp bize bağırıp çağırmaya başladı.Sonra arkadan yanımıza bir araç geldi ve içinden birisi çıkarak Hayrola dedi? biz durumu anlattık.hemen servise telefon etti.aracı çekiciyle servise gönderdi.Bizi aldı lokantaya götürdü karnımızı doyurdu.Otoğara götürüp Antep'e biletimizi aldı.Cebimize para koydu.Biz utandık olmaz desekte kendisi "Benim hayrıma mani olmayın.Siz öncelikle öğrencisiniz.Buranın yabancısısınız.bu anı üzerine bu şahısla bizim diyaloğumuz hiç kesilmedi.bu insan Süleyman Çalışkan idi.

11 Mayıs 2022 Çarşamba

SEN HANGİ MEVSİMDESİN?

 "İşte böyle ey gül-i rana!Ömrün beş mevsimi var:Aşk, hasret, yalnızlık,vuslatve hüzün..Sahi sen hangi mevsimdesin"(Şeyh Galib)

MUTLULUK

 Mutluluk bir sermayedir.Önce üretilip sonra harcanır.Mutlu olmak nefsin her isteğini eline vermek değil, doğru yaşamak hatalara sınır koymak, kötücül duyguları engelleyip iyileri beslemek gerekir.Mutluluk insanlara yardım edip sosyal sermaye biriktirmektir.Mutluluk fedakarlıktır.

Bir okulda, tarih,fizik, kimya öğretmek kadar önemli olan mutluluk bilimininde öğretilmesi gerekir.Nasıl yaşarsam mutlu olurum? Bunu okulda kimse bilmiyor.

SÜREKLİ MUTLULUK

 Said nursi hazretleri buyurmuştur:"Allah'ı tanıyan ve itaat eden , zindanda da olsa bahtiyardır.O'nu unutan , sarayda da olsa zindandadır, bedbahttır."

Mutluluk anlık zevk verir ancak huzur uzun süreli zevk veren kalıcı bir şeydir.

MAKYAVEL'E İTİRAZ EDENLER

 Makyavel'e itiraz ediyorlar, ' Hükümdar kitabını yazarak zalimlere iktidara gelme yolunu öğrettiniz.' diye.Onun cevabı ise çok ilginç:'Ama ben onlardan kurtulmanın yolunu da yazdım'. Makyavel'in zalimlerden kurtulmak için gösterdiği yol bilinen yoldur:Zor, engelli ama sağlam.Bu yol fazilet savaşçısı olma yoludur.Kısa vadeli sonuçlar isteyenler zalimlerin yanında olabilirler.Ama uzun vadeli başarı isteyenler, hayatlarının sonunda iyi anılmak isteyenler  ve mezar taşlarına 'iyi insandı' yazdırmak isteyenler ilkeli davranmak zorundadır.Tarih mazlumların yanında olan liderleri hayırla yad etmiştir.

İSTANBUL'A DAİR

 Napolyon İstanbul için şunu demiştir:"Dünyada tek bir devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu".Bir hakaye anlatılır:Emekli birisi  sabahleyin Boğaz'da bir kahveye gelip oturmuş'Oğlum bir kahve getir'demiş.Garson 'Getirmiyorum' demiş.Bir daha söylemiş.Üçncüsünde 'Niye getirmiyorsun evladım' deyince Garson:"Siz boğaza gelmişsiniz, ama sırtınızı dönmüşsünüz."

Mimar Sinan'a soruyorlar:'Sen bu eserleri nasıl yaptın? diyor ki: 'Ben aklımla hesap ettim, ilhamla köşe taşlarını buldum, ustalarım yaptı.İlhamın gelmesi için zihinsel çile lazım.İstanbul'da bu çile karşılığını buluyor.

10 Mayıs 2022 Salı

NE YAPARSIN

 Dünyadan kaçarak mutlu olmak değil, geçici olduğun bilerek yaşamak gerek.Halk içinde Hakk ile beraber olmak, diye geçer tasavvufda.

Bir Veli'ye soruyorlar:"Efgendim siz ne yaparsınız?".Hazret cevap verir:"Ben çözerim bağlarım" diyor."Dünyaya bağlanmış kalpleri çözerim , onları Allah'a bağlarım

Büyüdüğünde bu ihtiyarı unutma - Ömer Demirbağ

9 Mayıs 2022 Pazartesi

BİZ ALEME BİR YAR İÇİN AH ETMEĞE GELDİK

 "sanman ki taleb-i devlet-i cah etmeğe geldik/ Bizs aleme bir yar için ah etmeğe geldik"(Yenişehirli Avni)

ÜNİVERSİTE KAPISINDAKİ YAZI

 Granada üniversitesinin kapısında şöyle yazıyordu:"Dünya dört temel üzerine yükselir.Faziletli kişilerin ilmi, büyükleri nadaleti, salihlerin duası, yiğitlerin cesareti" 

8 Mayıs 2022 Pazar

DİYOJEN

 Diyojen'e "Neden yüzüğü sağ eline taktın?" diy sorulduğunda  "Kendi işiyle meşgul olanlarla başkalarının işine burnunu sokanları birbirlerinden ayırabileyim diye " demiştir. 

İyi ve güzel şeyler yapmadan önce kalkanlarınızı hazırlayın.

İŞİ YAPANLAR

 uZAKTAN BAKANLAR HESAP YAPAR.KENARDAN BAKANLAR YORUM YAPAR.ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYANLAR KATKI YAPAR, TAŞI SIRTINDA TAŞIYANLAR İŞİ YAPAR

ZAMANIN RÜZGARINI YAKALAMAK

 Hz.Pir mevlana efendimiz söylemişti:"Düne dair ne varsa dünde kaldığı cancağızım.Bugün yeni şeyler söylemek zamanıdır"Eski (Kadim) sorulara yeni cevaplar bulmak gerekir.

"Aşk ile yürüyen sırtında dünyayı taşır; aşksız yürüyen , beden diye bir ceset taşır" demiştir Tapduk Emre hazretleri

Angut kuşu yere inerken her zaman bir tarafını yaralar.Çünkü rüzgara karşı nasıl pozisyon alacağını bilmez.Zamanın rüzgarını yakalamak gerekir.Yoksa angut oluruz.

BAŞARININ ÜÇ ANAHTARI

 Başarının üç anahtarı vardır.AZİM, SEBAT, SABIR.

Azim başlarken, Sebat sürdürürken, Sabır bitirirken gereklidir.

Bir bilge "Çaresiz kaldığımda taş ustasını seyrederim.' diyor.Taş ustası bir taşa yüz defa vurur, yüz birinci vuruşta taşı ikiye böler.Gerçekte taşı ikiye bölen son vuruş değil, önceki vuruşlardır.

7 Mayıs 2022 Cumartesi

SEYYİD ALİ BABA VEMURTAZA AZİZ HAZRETLERİ

 Seyyid Ali baba hazretleri ile alakalı kitap yazan Hatay?Kırkhanda bulunan Mahmut Durusoy kardeşimiz kitabının 19 ncu sahifesinde bir husus anlatır.Seyyid Ali baba hazretlerinin dilinden:Ali baba hazretlerinin Dörtyol'da daha çok kalmasının sebebini "Burada Kırklardan murtaza Efendi" var demiştir.Seyyid Ali baba hazretleri bir hatırasını anlatmıştır:Bir gün Mana aleminde Resulullah efendimizin huzurunda İstanbul, Boğazlar ve Kıbrıs konusunda toplantı yapılıyor.Toplantı anında Murtaza Hoca üç defa sağ elini yumruk yapıp açarak "Ya Resulullah vermedik, vermedik, vermedik"diye haykırır.Efendimiz tebessüm eder.Halbuki salihler divanında bu hareket edebe aykırıdır.Efendimiz :Oğlum huzurda bu şekilde hareket edebe mugayirdir ama murtaza Efendi fıtraten celalli olduğu için hoş görüldü" buyurdu.Seyyid Ali Baba hazretlerine "Baba sen de mi orada bulunuyordun?" dediğimde gülümser gibi yapıp ses çıkartmadı.

KIRKLARDAN MURTAZA AZİZ HAZRETLERİ

 29 mAYIS 2006 tarihinde anlatan Fehmi Yıldırım.Mimar Ömer Özel'e anlatmıştı.Fehmi Yıldırım 2011 yılında dünyasını değiştirdi.Fehmi Yıldırımın babası hacı mustafa ile murtaza Hoca teyze çocuklarıdır.FEhmi yıldırımın anlattığına göre:"Haftada iki gün tek odalı evinde arkadaşlarıyla toplanıp Hak sohbeti(zikir) yaparlarmış.Bu toplantıya ekseriye gelenler Başkatip Ahmet Serin (İlyas Karapür'ün kayınpederi), ziya bölükbaşı, Fırıncı Mehmet Tanrıöver ,Helvacı mustafa (Şerif Bütüner'in babası), Hacı Emin Küçük, Payaslı Mustafa Efendi.Fehmi Yıldırım 1926 doğumlu olduğundan okuma yazma biliyordu.Murtaza Hoca kendisine " radyohaberlerini dinle  ve bana dünya ve Türkiye hakkında çıkan önemli haberleri ver" derdi.Bir gün yanında oturuyordum.Bastonunu havaya kaldırarak haykırdı "Dur artık, yeter" onu hiç böyle hiddetli görmemiştim.Merakla ne olduğunu sordum:"Almanlar artık ilerleyemiyecek, harp sona erdi" dedi.Gerçekten akşam radyonun verdiği haberde aynı şeyler ifade edilmiştir.Doksan beş yaşında vefat edeceğini Fehmi Yıldırım'a söylemişti.

MURTAZA HOCA SIR VERİLMEZ

 Dörtyol Özerli mahallesinde yaşamış Seyyid Hasan İnce'nin anlatımıdır.Bir gün hocamı ziyarete gitmiştim.Oturuyorduk, içeri selam vererek bir adam girdi.Ama adam kayboldu.Akabinde aynı şekilde iki adam daha geldi.Hocam sanki onlarla konuşurdu.Bir konu tartışılıyordu.bir müddet sonra gitmişlerdi ki hocanın rahatlığından ve yüz ifadesinden anladım.Bende rahat bir nefes aldım.Murtaza Hocaya "Bunlar kimlerdi,neler konuşuyordunuz?" dedim.Hiç cevap vermedi.kulakları ağır işitirdi, herhalde duymamıştır  diye bir kaç defa yüksek sesle soruyu tekrarladım.Yine cevap yoktu.sonra dedi ki"boşuna nefesini tüketme soruna cevap veremem.Sırrı saklamayanın ser'i(başı) gider" buyurdu.

MURTAZA AZİZ HAZRETLERİ

 Özerli mahallesinde oturmuş, Seyyidlerden Hasan İnce anlatmıştır:"Babamla bir bayram günü Murtaza Hoca'yı ziyaret etmek için Karakese beldesine doğru yöneldik.Yolumuz üzerinde Aptal dediğimiz kimseler vardı, davul çalarak yoldan geçenlerden çoba denilen para istiyorlardı.Bu onların adeti idi.O vakit babam bana "Oğlum Hasan , öbür yoldan gidelim.Üzerimizde onlara verecek paramız yok" dedi.Diğer yolu takip ederek köyün doğusunda ormana yakın yerdeki evine vardık.Oturup hal hatır sorduktan sonra babama dedi ki:"Yusuf kardeş, buraya gelirken yolunuzu neden değiştirdiniz.Abdal Allah7ın kulu değil mi?" Babamlabirbirimize bakıp şaşırdık.Nereden bilmişti.Hiç cevap vermeyip mahcub olduk.Yaratılanın itibarını anlayamamıştık.

NECİB SULTANIN ZİYA BÖLÜKBAŞI İLE TANIŞMASI

 Necib sultan şöyle nakletmişti:"Bir gün rüyamda Dörtyol'un merkez camisinde namaz kılmış çıkıyordum.Yanıma yaşlı bir kimse yaklaşarak , herhalde siz yabancısınız .Buyrun bizim haneye gidelim" dedi.Epey yürüdük.Nihayet bir mezarlığa geldik.Kenarları taşla çevrilmiş bir mezarın başında durduk."Burası bizim hanemizdir" dedi.O vakit ben "Efendim siz dünyayı değiştirdiniz mi?"Evet, ben dünyamı değiştirdim.Bana murtaza Hoca derler.Beni ziyarete gel " buyurdu.

Uyandığımda düşündüm.Acaba hangi mezarlıktı burası.Kime sormalıyım?Hanımın akrabalarının olduğu kuzuculu köyüne giderken Dörtyolu direkt geçtiğimiz için  Dörtyol'un içindeki ve çevresindeki insanları çok tanımazdım.Rüyanın tesiri ile kime sormalıyım diye düşünmeye başladım.Bir gün işyerinden erken çıkıp Dörtyol'a geldim.Merkez camiinde ikindi namazını kıldım.Camiden çıkarken etrafıma bakınmaya başladım"Acaba kime yaklaşıp düşüncelerimi anlatsam diyemırıldanırken gözüme birisi ilişti.Orta boylu vakarlı birisi idi.Kendisine yaklaşarak "Efendim ben buralı değilim size birisini soracağım" dedim.Beni tepeden tırnağa süzdükten sonra "Sor bakalım" dedi.

"-murtaza hoca varmış , onun mezarı nerededir.kendisini ziyaret etmemi söyledi" deyince biraz sert ifade ile "Ne yapacaksın, nereden tanıyorsun?" dedi.Şöyle bir kenara çekilerek kendisine durumu anlattım.O vakit bu şahıs beni aldı mezarlığın bulunduğu yere götürdü.Fatiha okuduktan sonra "Murtaza Hoca'nın mezarı hangisidir?" diye bana sordu.ben rüyamda bana gösterilen mezarı tanıdım"Şu mezardı" dedim.Adam şaşırdı.Düşündü sonra bana şu suali sordu:"Burada benim de babamın mezarı var.O hangi mezardır?" diye sordu.Ben o zamanlar çok çalışan birisi idim.Rabbime dua ettim.bana bir mezar gösterildi hemen Murtaza Hoca'nın mezarının güney tarafında"Şu mezar olsa gerek" deyince o zat şaşırdı."Doğru" dedi."Benim adım Ziya Bölükbaşı'dır.PTT den memur emeklisiyim.bundan sonra biz seninle kardeşiz" dedi

NECİB SULTAN'DAN-DELİ ALİ

 Necib Sultanım anlatmıştı.Bir zamanlar Dörtyol'da kuraklık olmuştu.Alışık olduğu üzere Kuraklık olduğunda Özerli mahallesinden seyyidlerden Hasan İNCE Amanosların tepesi olan Mığır tepesinde mezarı olan Asar dede'nin mezarına gider dua eder, aynı zamanda oradan bir taş alır denize yahut Çay'a götürerek taşı oraya koyar.Taş yağmur yağıncaya kadar orada kalır , yağmur yağdıktan sonra bu taşı bulunduğu yerden alıp tekrar Asar Dede'nin türbesine götürürmüş.Denir ki eğer taş tekrar geri götürülmez ise yağmur hiç kesilmeden yağarmış.

Bu defa bu işe teşebbüs eden çıkmamış.Necib sultanım kuraklığın olduğu bir gün Merkez camisine gelmiş.O zaman caminin abdest alacakları musluklar caminin doğu kısmında idi.Deli Ali denilen, caminin tabutluğunda yatan bir meczup vardı.Abdest musluklarının karşısında oturacak yerde oturuyor.Musluktan suyu avuçlarına alıyor, sağa sola hiddetle savuruyor, bağıra bağıra söylenip küfür ediyordu."Hey Allahım! Bu insanların nankörlüğünden rahmetini esirgiyorsun.Peki hayvanların, kuşların ne günahı var?Haydi onlara da merhamet etmiyorsun.Peki bitkilerin ,ağaçların ne günahı var?"

Necib sultanım sessizce oradan ayrılır ve Dörtyol Çelebi pasajı içindeki dükkanına giderken Hak Teala bir yağmur indirir.O kadar kısa mesafede bütün elbisesi ıslanır.Yürürken de düşünmektedir:"Allah'a küfredilir mi? Deli işte"

NECİB SULTAN'DAN HIRSIZIN ÇALAMADIKLARI

 Mimar Ömer Özel'in ismini  Necib sultanım "Mühendis Ömer" diye söylerdi.Ömer Özel abimize anlatılan bir hadiseyi aktarıyoruz:"Konya'da bir Allah dostu vardı.Hali vakti yerindeydi.Üç katlı evinin zemin katında kendisi oturuyordu.Diğer iki katta çocukları oturmakta idi.Bir gün evine hırsız girdi.Her kattan bir şeyler çalınmıştı.Cüzdan, para, altın v.s.Ama en alt katta oturan Mehmet Efendinin hanımının mantosu alınmıştı.Kadın haykırıp duruyordu.Bir taraftan da mehmet Efendi'ye bağırmakta idi:"Bir de Allah dostuyum diyorsun.Senin evine nasıl hırsız giriyor.Hiç okumadın mı?Mehmet Efendinin evi etrafı duvarlarla çevrili bahçenin bir köşesinde idi.

Adam hanımına dedi ki:"Bahçeye bakın.Belki hırsız aldıklarını düşürmüş olabilir."Kadın kızarak "Beyefendi bizimle dalga mı geçiyorsun?Hırsız o kadar aptal mı?Çaldıklarını düşürür mü hiç?".Biraz sakinleşince , kendi kendine "Bu delinin söylediği bazen doğru çıkar" dedi.Çocuklarını çağırdı. Hep beraber bahçeye çıkıp aramaya başladılar.Az sonra her biri bir şeyler bulduklarını yüksek sesle ve sevinçle bağırmaya başladılar.Çalınan malların hepsi bulunmuştu.Mehmet Efendi o zaman hanımına "Hatun mantom gitti diye dövünüyordun.İşte bulundu.Onu pazara götürsen kaça satarsın ki? Dünyanın insana yaptığına bak"dedi

NECİB SULTANDAN-HERKES KISMETİ KADAR ALIR

 Hatay Dörtyol'da yaşayan mimar  Ömer Özel,Necib Sultanımla olan 29.11.2005 tarihindeki sohbetinde anlattıklarını kaleme almış:"Bir zamanlar Yeni Sabah gazetesinde dini yazılar yazan bir köşe yazarı var idi.Bir dostumun evinde misafir idim.Bulunduğum odada b yazarın yazdığı Mevlana Efendimizin kitabını gördüm.Alıp birazını okudum.Yazarın uslubu ve bilgi yetersizliğini tespit ettim.Ev sahibine "Bu kitabı okumayınız" dedim.Uyuduğumda rüyamda Mevlana Efendimizi gördüm.Bana "Benim hakkımda yazılan kitabı okusunlar, herkes kısmeti kadar alır" buyurdular dedi.Sabah uyandığımda rüyamı ev sahibine anlattım Kitabı okuyunuz dedim"

HAZRET_i MEVLANA'DA ÖLÜM

 "Dünyadan geçip giden kimsenin ölüm yüzünden bir derdi  bir davası yoktur.Dünyada iken elinden kaçırdığı fırsatlardan dolayı yüzlerce davaya düşer".

"Ben ölüp te tabudumu geçirdikleri zaman benim bu cihanın derdiyle uğraştığımı zannetme" 

"Buradan gidişin gelişini düşün.Güneş ve Ay gurub etmekle eksilmez ki"

"Yarın mahşere hesap korkusu ile yüzleri sararmış insanlar gelir.Ben orada aşkı ortaya koyar, hesabımı bundan sorunuz derim"

SECDENİN MAHİYETİ

 Secdenin asıl öz anlamı insanın kendi yokluğun hiçliğini idrak etmesidir.bu da Şahı hakikinin tecellisine mazhar olan İnsan-ı Kamili bulması birinci secdeye işaret.O'nda kendini fani kılması ikinci secdeye işarettir.Yokluk(fena bulmak) ancak Aşk'ın benliği ateşe atıp yok edilmesiyle olur.Hakiki insan-ı kamili bulsa da muhabbedi başından aşıramayan , insan-ıKamil'e yar olamayan kimse Hakk'a ulaşamaz, Cemalullahdan uzak düşer, ayrılık ateşi ile kavrulur.

RUHLAR

 Hazret-i Mevlana "Aslı şaki olan kimseden  ben, fenalık ve şekavetten başka bir şey görmedim, eğer sen gördünse var benden selam et " buyurur.

Ezelde ruhlar dörde taksim olunmuşlardır.Bir kısım ruhlar Cenab-ı Hakk'ın Ademe secde et(bakara 34) emrini duyar duymaz  ve hemen secdeye vardılar ve hemen sonra Allah'ın nurunu Ademde görerek secdelerini tekrarladılar Namazlardaki iki secdenin anlamı budur. İKİNCİ KISIM  RUHLAR, emri dinlemediler ama Süphan'ın nurunu Adem de gördüler hayran kaldılar ve hemen secdeye vardılar.Bu ruhlar ki önceden inkar da olup sonra muhabbet ve hayranlıkla mümin olanlardır. 

Üçüncü kısım  ruhlar, emre itaat edip nuru görmediler.bunlarda başta doğru yolda yürüyüp, sonradan  yoldan çıkanlardır.

Dördüncü kısım ruhlar, ne emre itaat ettiler  ne de O Tecelliyi Rabbaniyi Ademde görebildiler.Bu nedenle o tecelliye meyilleri olmadı.İşte bunlar benlk davasında bulunup şeytanın sıfatlarına hhaciz olarak Allah'ın huzurundan şaki damgasıyla kovularak iki secdeden mahrum olanlardır.

İ

SIRRI AŞİKAR EDENLER

 Muhammed Fikri Medli Baba hazretleri bu sırrı bu yüzyılda aşikar edenlerdendir." Ne kur'an biter, ne Mesnevi biter.Çünkü ben Hayy'ım HAYY..Benim ölümsüzlüğümü duyan ve derununda yaşayan elbetteki mahşere dek baki oluşuna inanmıştır". buyurmuştur

VASIL OLANLAR

 Bu bedenizdeki üflenen Ruh aslına yükselip vasıl olunca şöyle söyler Yunus Emre hazretleri>:"CANLAR CANINI BULDUM, BU CANIM YAĞMA OLSUN. ASI ZİYANDAN GEÇTİM, DÜKKANIM YAĞMA OLSUN.

BEN BENLİĞİMDEN GEÇTİM, GÖZÜN HİCABIN AÇTIM, DOST VASLINA ERİŞTİM, GÜMANIM YAĞMA OLSUN.

İKİLİKTEN USANDIM, BİRLİK HANINA KONDUM.DERDİ ŞARABIN İÇTİM, DERMANIM YAĞMA OLSUN.

YUNUS NE HOŞ DEMİŞSİN, BAL-Ü ŞEKER YEMİŞSİN. BALLAR BALINI BULDUM, KOVANIM YAĞMA OLSUN.

6 Mayıs 2022 Cuma

AHİRETTE BEKLEMEK FARKI,

 Bir bayram günü Hz.Ömer efendimizin ziyaretine gidildiğinde, gelenlerin çokluğundan  "Tebrik için evvela ilk müslümanlar gelsin" denmiş.Beklemekten Ebu Süfyan'ın can sıkılmış.Süheylibnü Amir:"Ya süfyan, Onlar gibi biz de davet olunduk; onlar bizden evvel islamlığa girdiler; biz geri kaldık; kabahat bizdedir.Ömerin kapısında böyle bekliyoruz.Ahireti buna göre düşünüp hazırlanalım.Çünkü orada bekleme farkı çok fazladır" demiş 

ZİYADE NAMAZLAR

 Farz olan beş vakit namazların haricin ziyade tabir edilen namazlar vardır.Bu namazlar:

TEHECCÜD NAMAZI....DUHA(KUŞLUK) NAMAZI...EVVABİN NAMAZI....HACET NAMAZI.... TEVBE NAMAZI.... TESBİH NAMAZI....İSTİHARE NAMAZI... İMANIN MUHAFAZASI İÇİN NAMAZ....ABDEST ŞÜKRÜ NAMAZI...TAHİYYETÜL MESCİD NAMAZI...CUMA GECESİ NAMAZI... ANA BABA HAKKI NAMAZI... KUL HAKKI NAMAZI...

AHİRETE KALMAYAN HESAPLAR

 Üç şeyin cezası behamahal dünyada da görülür.Ana babaya isyan etmenin, bir müminin kusurunu ayıplamanın, felakete sevinmenin bir de zulüm ve fuhşu işlemenin.Bunlar ahirete kalmayan kısaslardır. 

METLİ SULTANIN İZİNDE OLANLAR

1-) İlhan BAKAR.Ankarada yaşar.Bala yolu üzerindeki Benam köyündendir.Fotoğrafcıdır.Metli Sultan'a genç kız iken devam eden merhum Emine BAKAR' ın oğludur.
 

2-) Enver Alpaslan ve eşi Türkan Alpaslan.Enver Alpaslan Metli sultan'ın ses kayıtlarını makaralı teybine kaydeden kişidir.Yanındaki Eşi Türkan hanım, Emine Bakar'ın kardeşidir.
3-) Emine BAKAR.Fotoğrafcı İlhan Bakar'ın annesidir.
Metli Sultan , Emine Bakar ve kardeşi Türkan Alpaslan hanımefendi için şu dörtlüğü söylemiş:
Başımda iki gözlerim
Lisanımda tatlı sözlerim
Kalbimde sizi özlerim
Benim çifte kızlarım
4-)Enver ALPASLAN.

Metli sultan yolundan devam eden merhum Enver Alpaslan, Metli Sultan'ın ses kayıtlarını , Ankara'daki ihvanlara dinleten şahsiyettir.

NECİP EFENDİYİ ZİYARET


 Necib Sultan'ın İskenderun Karaağaç mezarlığında bulunan mezarı şerifinin Ramazan Bayram ilk günü yapılan ziyaret 

5 Mayıs 2022 Perşembe

YANLIŞ İTİKADLAR

"İki Bayram arasında nikah olmaz sözünden kastedilen şudur:Eğer Bayram Cuma gününe rast gelirse o gün bayram namazı ile cuma namazı arasında nikah yapılmaması içindir.Yoksa  Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı arası nikah yapmaya mani yoktur.

ZEKAT

 "Mallarınızı zekatla kale içine alınız" "Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz". "Dua ile belaların reddine teşebbüs ediniz"."Karada ve denizde malın telef olması ancak zekatın verilmemesi yüzündendir".Bu hadisi şerife Ahmet b.Hanbel şu şerhi düşmüştür:"Zekata müstehak olduğu halde zekatı alıp malına karıştırırsa esas malının da telef olmasına sebeb olur.

Zekat vermeyen cimrinin malı hayırsız mirasçılar tarafından israf yahut  bir zalim tarafından gaspolunur; gösterişli binalarına  veya şehvet yoluna gider ve beladan kurtulmağa sarfolunur

4 Mayıs 2022 Çarşamba

ŞEYTANIN HAREKETLERİ

(Sümme leatiyennehim min beyni eydihim ve min halfihim ve an eymanihim ve an şemailihim) 

Şeytanın insanların önünden gelmesi onları ahiretten şüpheye düşürmek, arkalarından gelmesi  dünyaya fazla rağbet ettirmek, sağdan gelmesi emirleri yaptırmamaya, soldan gelmesi günah yaptırmaya teşvik etmek içindir. 

ŞEYTANDAN MUHAFAZA TEDBİRLERİ

 İnsanın şeytandan muhafazacısı üçtür: Kur'an okumak, Rabbi Teala'yı zikretmek, camiye devam etmektir.Hz.Ali efendimiz buyurmuştur:Kur'an okumak, oruç tutmak, misvak kullanmak hafızayı artırır.

KATİL KONUSUNDA ŞERİATLAR

 Hz.Musa'nın şeriatı şiddet yolunu takip eder.Mesela  Katil mutlaka öldürülür.Hazret-i isa'nın şeriatı hilim yolunu takip eder.Katili affeder.Hz.Muhammed (SAV) 'in şeriatı ise merhamet yolunu takip ettiğinden icabına göre kısas yapar  veya münasip diyetle affeder.

3 Mayıs 2022 Salı

İMANIN ETRAFINDAKİ KALELER

 İyi ameller imanın etrafında bulunan kaleler gibidir.Adap ve müstehapları terk eden kimse, imanın etrafında ve en dışta bulunan birinci (topraktan) kaleyi şeytana açmış olur.Sünnetleri terk eden kişi ; imanın etrafındaki (taştan yapılmış) kaleyi, Vacipleri terk eden kimse imanın etrafındaki üçüncü (demirden yapılmış) kaleyi şeytana açmış olur.Farzları terk edip haramları işleyen de imanı kuşatan (altın ve gümüşten yapılmış ) iç kaleyi şeytana teslim etmiş olur.Böylelikle şeytan imana el uzatır.

ABDULLAH İBNİ MESUD

 Bu sahebinin son hastalığında Hz.osman ziyaretine gelmiş ve ona sormuş:

-Ey ibni Mesud şikayetin nedir? hazret:Günahlarımdan

Sana doktor göndereyim?. hazret:Beni doktorum hasta etti.Dilerse o şifa verir.

-Sana beytülmalden bir şeyler vereyim.."Benim rabbimden başkasına ihtiyacım yok.O bana kafidir.

-Çocuklarına bir şey bırakmak istemezmsin? Hazret:Ben çocuklarıma Resulü Ekremin öğrettiği veçhile (Vakıa suresini) ni bıraktım; fakirlik görmezler


ABDULLAH İBNİ HAZAFETÜSSEHMİ

 Bu SAHABE  kafirlere esir olduğunda gözünün önünde arkadaşlarını kaynar zeytinyağı kazanına atmışlar.Kendisine sıra gelince ağlamağa başlamış Hemen bırakıp niçin ağladığını sormuşlar.Rabbimin yolunda bir can azdır; binlerce canım olsa da feda etsem diye ağlıyorum.demiş."Bu yiğit adamdır; ileride işimize yarar" diye bir papaza teslim etmişlerPapazda kaçmamasına dikkat etmesi için kızına tembih etmiştir.Kız bu sahabenin dindarlığına hayran olup müslüman olmuş ve bir gece beraber kaçmışlar.Medineye geldiğinde bu zatı Hz.Ömer hürmetle karşılamıştır.

SULTAN BEYAZİD-İ VELİ

 Osmanlı Sultanlarından Beyazid-i Veli hazretlerinin divanındaki Münacaatı şöyledir:

Huda ya! Hudalık sana yaraşır/Nitekim Gedalık bana yaraşır.

Çü sensin penahı cihan halkının / Kamudan sana iltica yaraşır.

Şeh oldur ki kulluğun etti senin/ Kulun olmayan şah geda yaraşur.

Şu baş kim sana secde eylemeye / Şah ise ziripa yaraşur.

Şu dil ki marizi gamındır senin,/ Ana zikrin ile şifa yaraşır.

Gerçi ki isyanımız çokdurur /Sözümüz yine Rabbena yaraşur.

Ben ettim amı kim bana yaraşur/Sen eyle anı kim sana yaraşur

Şu gündeki  hiç çaresin kalmaya / Ana çaresi Mustafa yaraşur

  Ya Rabbi! Alemin sultanlığı sana yakışır; nitekim kapında dilencilik bana yakışır.Şüphesiz alemin koruyucusu sensin.Herkesin sana sığınması vaciptir.Sana kulluk eden hakikatte padişahtır.Kulun olmayan şah cezaya layıktır.Sana secde etmeyen baş nankörlük etmiştir.; Eğer şah ise ayaklar altında sürünmeyi hak etmiştir.Günahları yüzünden hasta olan gönül ancak senin zikrinle şifa bulur.Günahlarımız için bize lazım olan sana yalvarmaktır.Esas davamız, aman Rabbimiz, diye ağlamaktır.Nefsime zulmedip yüzümü kara eyledim; ağartmaya senden başka çare bulamadım.Naçarları kurtarmak için yarattığın has kulunu alemlere rahmet olan Resulü bizlere imdatçı kıl!

KALB İLE SEVİLEN ŞEY TEKTİR

 Bir kalb ile birkaç şeyi hakkıyla sevmek mümkün olmadığından Rabbimizi ruhumuzla, Resulü Ekremi kalbimizle, ehlimizi nefsimizle,ana,baba ve evlatlarımızı aklımızla sevmiş oluyoruz.

İMANIN HAKİKATI

 İmanın hakikatı : Ancak Allah tealadan korkmağı, ancak onu sevmeği, ancak ona tazim etmeği, ancak ondan istemeği icab ettirir.

1-Allah teala herkese korktuğunu musallat kılar.Kimin kalbinde Allah korkusu varsa  onun iki cihanda yardımcısı Allahtır.Allah'dan korkmayanın ise hasmı Allah Teala'dır.

2-Kalbe yabancı sevgi sokulunca sirke, soğan , sarımsak katılmış bal veya süt gibi kalb fasit olur.Yalnız başka şeylerle meşgul olan kimse , Rabbi tarafından terkolunur.Rabbi Tealaya kavuşmak cennetteki nimetler büyük, Rabbi Teala tarafından terk edilmek cehennem azabından şiddetli bir azaptır.

3- Ahiret işlerine daima dünya işlerinden ileri tutmalıdır.

4- Herkes lütuf beklediğine terk edilir.Başkasından ummayanı Rabbi Teala başkasına muhtac etmez.Aziz Mahmut Hüdai hazretlerinin beyti:

Anladın mı Rabbini , ey kendini bilmez kişi 

 Hazır iken halıkın etrafa bakmak yol mudur? 

 Ko sivayı sıtk ile gel Hakka eyle itizar 

 Her muradı Hak verir , sen gayre bakmak yol mudur? 

SÜLEYMAN DEMİREL

 Cumhurbaşkanı olduğu zaman, adamın biri Demirel'e küfretmiş.Savcının birisi hemen adamı tutuklamış.Demirel'in haberi oldu.derhal ilgili yerleri arayıp adamın serbest bırakılmasını istedi ve şu sözü söyledi:"Kim bilir ne hatamız oldu da adam bize küfretti"

Bu zamanları gördük amma şimdi Cumhurbaşkanına hakaretten onbinlerce dosyanın mevcut olduğu bu güne geldik.Ceza kanunundaki bu madde otoriteyi teminde sopa olarak kullanılmakta.Daha acıklı olanı şu ki, böyle bir suçlama ile dosyaönüne gelen hakim ifade hürriyeti içinde kalan beyanlar olsa bile "Acaba hakkımda ne düşünürler.Ben cezayı basayım ki hakkımda menfi düşünmesinler"

BEDİR BABA HAZRETLERİ

 Doğan isimli bir dervişi anlattı.Bedir baba hazretlerine hizmet etmekte idim.Tuvalete gittiğinde taharet için ibrikle su taşıyorum.Hazret'i ayakta iken bevl yaparken gördüm.Bu benim içime zararlı bir düşünce soktu.Bu mübareğin bu kadar dervişi var, bu kadar keramet sahibi olduğu söyleniyor.Ayakta bevl olur mu? diye düşündüm.Daha sonra bu içimden geçen düşünceyi hazret tokat gibi yüzüme vurdu:"Adamın biri içinden geçiriyor ki kendisine evliya denen, keramet sahibi bir şeyh efendi ayakta nasıl bevl eder?." Tabi ki söz bana idi.Utandım

BEDİR BABA HAZRETLERİ

 Necib sultanım anlatmıştı.Bedirbaba hazretlerinin bir bayan müridesi var idi.O kızın ,Necib Sultanımın büyükoğlu ile nişanlılğı söz konusu olmuştu..Necib Sultanım şöyle buyurmuştu.Ben manen hazret'e şöyle dedim;Bu evlenecek olanların yükünü alırsan olur" diye.Hazret manen duyduğu bu soruya şöyle cevap verdi.Ben doksan yaşındayım.Vücudum kaldırmaz dedi.

Evliyaullah, kendisine tabi olanların yüklerini alıp kendi bedenlerinde  çekerler imiş.

2 Mayıs 2022 Pazartesi

İMANIN ELDEN ÇIKMAMASININ BAŞLICASEBEBLERİ

 1-Gayba inanmak    2-) GAYBI ANCAK ALLAH TELA BİLİR DİYE İTİKAD ETMEK

3-)Haramı Haram Bilmek  4-)Helalı Helal bilmek  5-)Azaptan daima korkmak ve kendini azaptan kurtulmuş saymamak 6-Cenabı Hakk'ın rahmetinden asla ümidini kesmemek.

İmanın hakikatı:Ancak Allah Teala'dan korkmağı, ancak O'nu sevmeği, ancak O'na tanzim etmeği, ancak O'ndan istemeği icab ettirir.Kalbe yabancı sevgi sokulunca  sirke, soğan sarımsak katılmış bal yahut süt gibi kalb fasit olur.Yalnız başka şeylerle meşgul olan insan, Rabbi tarafndan terkolunur.


İMAM MATURİDİ TÜRK'TÜR.

 İtikattaki mezhep imamımız İmam Maturidi hazretleri İmam Azam hazretlerinin üç batın sonrası talebesidir.Hicretin 333 yılında vefat etmiştir.KendisiSemerkantlı olup Matürid Semerkantta bir mahallenin ismidir.

ELEST MECLİSİNDEN GELENLER

 Elest meclisinde söz verenler sırası gelince bu alemde boy göstermekteler.Maddi şeylerden önce Levhi Muhfuz'u yazan kalem, maddi olmayanlardan da Hz.Peygamber'in(SAV) nuru yaratılmıştır.En evvelki ahit(Elestü bi rabbiküm) ahdidir.Orada hiç hayır değilsin diyen yok.Kafirlerde evet demişler.Fakat insanların çoğu bu ahitlerini dünyada bozdular

ŞEYTANI BİLMEK

 Kamillerden bir zat bir ramazan günü talebesi ile yolculuğa çıkmıştı.Hepsi oruçlu idi.Yolda susuzluktan çok sıkılmışlar.Üzerlerinde parlak bir bulut zahir olmuş."Kullarım size iftarı helal ettim" diye, bulut istikametinden bir ses gelmiş.Alim olan zat "Çekil oradan ya melun şeytan" deyince bulut kaybolmuş ve hemen şeytan onların yanında peydah olmuş.Şeytan , O Zat'a "Benim olduğumu  nasıl anladın?" Alim olan o zat cevap vermiş:"Bulutun ve sesin şeytani olduğunu üç ilimle anladım.Bir tevhid ilmi ile ki bulutun mekanı ve rengi, sesin ciheti ve lafzı vardı. İkincisi Tasavvuf ilmi ile ki ; insanlar kendinden geçmeyince Hakk'ın tecellisine vasıl olamaz.Halbuki biz kendimizden geçmiş değil idik.Üçüncüsü ise fıkıh ilmi ile:"Oruçluya açlık ve susuzluktan bayılmayınca iftar helal olmaz" Biz ise bu halde değil idik.Onun için sesin rahmani olmayıp şeytani olduğunu anladım.

FARZLAR İMANIN MUHAFAZACISIDIR

 Farzlar imanın muhafazacısıdır.Yoksa onu bekçisiz mal gibi hırsızlar çalar,İmanın bekçilerinden biri de doğruluktur.İmanın kökleri kalbdedir.Hayırlı ameller kalbdeki iman ağacının dalları ve meyveleri mesabesindedir.İmanla birlikte farz olan hükümler inanmak hususunda bir bütün olup  bunlardan biri zayi olduğunda hepsi yok olur.İbadetsiz cennet bekleyen , dünyada tarlaya ekmeden mahsul bekleyen gibidir.

1 Mayıs 2022 Pazar

KUREYŞ'İN ZINDIKLARI

 Kureyşin zındıkları diye anılan bu kişiler Ebu Süfyan b.Harb, Übey b.Halef, Nadr b.Haris, As b.Vail, Velid b.Muğire , Ekbi b.Ebi Muayt, Nübeyh b.Haccac, Münebbih b.Haccac gibi isimlerden oluşan küçük bir guruptur.Ebu Süfyan dışında Mekke fethine kadar yaşamamıştır.Bedir savaşında bütün esirler fidye karşılığı serbest kalırken Efendimiz özel talimatıyla öldürüldüler.bunlar Ukbe b.Ebi Muayt ve Hadr b. Hars idi.

SABİİLİK

 Sabiiler, Hz.İsa öncesi dönemde resmi yahudilik anlayışınakarşıçıkan Hz.Yahya'nın cemaatidir.Basra bölgesine yerleşmiş ve mabetler inşa etmişlerdir.Müslümanlar tarafından Ehli Kitap muamelesine tabi tutulmuşlardır.Sabiilerin kendilerine özgü dua, abdesbt, oruç, kurban , kutsal günler, bayramlar ve mabetler vardı.Sarhoşluk veren alkollü içeceklerin içilmesi haram, heykel ve suretlere tapınmayı da büyük günah sayarlardı.Onlar Müslümanlar gibi dinlerinin Hz.ademle başladığını iddia eder ve ahiret inancına sahiptirler.Sabiiler kur'an da Ehli kitapla birlikte anılmış ve onlar içinden ," Allah'a ve ahiret gününe inanıp salih amel işleyenler için rableri katında mükafat bulunduğu, korkularının olmayacağı ve üzüntü çekmeyecekleri " bildirilmiştir.(Maide 69)

KARYETEYN

 Zuhruf suresi 31. nci ayette şu ifade vardır:"Bu Kur'an , iki şehrin birinden bir büyük adama indirilmeli değilmiydi? dediler". Karyeteyn olarak ifade edilen bu iki şehirden birisi Mekke, diğeri Taif idi.Taif, serin iklimi, mümbit arazisi nedeniyle Mekkeli zenginlerin sayfiye olarak tercih ettikleri yerleşim yerlerindendir.Sakif kabilesinin merkezidir.