KABETÜ'L-UŞŞAK BAŞED İN MEKAM
HER Kİ,NA-KES AMED İNCA ŞOD TEMAM.........
Bu makam Aşıkların Kabe'si oldu. Noksan gelen tamamlanır.
ALLAH İÇÜN ALLAH İLE ALLAH'A GİDERSİN
ALLAH'TAN ALLAH İLE ALLAH'A GELİRSİN
31 Ekim 2020 Cumartesi
HACI VEYİSZADE MUSTAFA EFENDİ
Atatürk'ün Diyanet işleri başkanlığı teklif ettiği ama mübareğin kabul etmediği bir vakıadır. Necib Sultanım bu zata 19 yaşında mülaki olduğunu ifade ile Konya'nın zengin müslümanlarının zekat ve sadakaları konusundaki önemsememe hali için onlara "Müslümanlar kendimizi mi aldatıyoruz yoksa Allah'ı mı "derken, Allah aldatılamayacağına göre müslümanların kendilerini aldattıklarını ifade etmekte idi.kullandığı üslup kişilerin tefekkürle düşünmelerini, ima idi. Necib Sultanım buyurur ki bugün için beş şeyi(Namaz,oruç,hac,zekat,kelime-i şehadet) yapabilirsek ne mutlu. İslam'ın diğer ahkamlarının yaşanmasının oldukça zor olduğunu ifade ile Ekonomik v.s her türlü yönden zor günlerin geleceğini ifade buyurdu.
RESULULLAH'IN HOŞLANMADIĞI ŞEYLERDEN
"Ashabımın aleyhimde konuştuklarını bana duyurmayın; zira gönül hoşluğu içinde aranızda bulunmak isterim"buyurmuştur.
RESULULLAH'IN YEMEK ADABI
Yemek yerken namazda oturduğu gibi otururdu. Sıcak yemekte bereket olmaz, Hak Teala bize ateş yedirmez, yemeği soğutunuz" buyurdu. Daima önünden yerdi. Arpa unundan pişen ekmeği yerdi. Salatalığı, taze hurma ve tuz ile yerdi. Bazen üzümü, salkımı ağzına götürerek yediği de olurdu. Ekseriya yemeği su ile hurma idi. Hurma ile sütü bir arada yer "En iyi yemeklerdir" derdi.En çok sevdiği et yemeği idi. Tirid yemeğini kabak ile yerdi. Kabak kalbi takviye eder buyurmuştur. Kendisi avlanmaz ama avlanan kuş etini yerdi. Sirkeye doğranmış ekmeği, Acve hurmasını severdi."Bu hurma cennet meyvelerindendir. Zehir ve sihire karşı şifadır" buyurdu. Koyunun yedi azasını yemezdi: Zekerini, torba ve içindeki husyeleri, sidik kabını, öd kabını, et ile deri arasında biten bezeleri, ferci ve kanı. Soğan, sarımsak ve pırasa yemezdi. Suyu üç kerede içer Besmele ile başlar Hamdele ile bitirirdi. Suyu akıtarak değil, sorarak içerdi.
Yemek esnasında sağ tarafına yaşlıları oturtur, küçük olanları sol tarafına oturtur idi. Yemekler dağıtılırken önce ihtiyarlara verilirdi. Su dağıtılırken önce çocuklara verilirdi. Bu nedenle sofra büyüğün, su küçüğün denilmiştir.
RESULULLAH'IN KONUŞMA TARZI
Efendimiz insanların en fasihi ve en tatlı sözlüsüdür. Cennet halkı Efendimizin şive ve lehçesi ile konuşacaktır. Fazla konuşmaz, az ve şümullü konuşurdu. Sözleri arasında duraklar, fasıla verir ve dinleyenler konuştuğunu ezberleyebilirlerdi. Açık sözlü idi. Ekseriye sükut ederdi. Kötü konuşmazdı.İster hiddetli ister hiddetsiz, her halinde hakkı söylerdi. Güzel konuşmayanlara iltifat etmezdi. Konuşulması zaruri olan bazı şeylere kinaye yolu ile işaret ederdi. Sahabenin yüzüne en çok gülümseyen bir insandı.
GÜZEL AHLAK FARZ/KÖTÜ AHLAK HARAMDIR
Başlık haramları artırmak yahut farkları çoğaltmak değildir. İnsanımız farz olarak beş vecibeyi(namaz,oruç,hac,zekat,şehadet kelimesi) bilmekteler diğer hususları bu derecede tutmamaktadır.Halbuki İslam güzel ahlaktır. Tayy kabilesinin esirleri Allah Resulü'ne arz edildiği vakit içlerinden genç bir kız Efendimiz'e(SAV):
-"Ey Muhammed, ben kabilenin reisi olan Hatem-i Tai'nin kızı Sufane'yim. Babam hakkı sever,eli altında bulunanlara iyi muamele eder, esirleri serbest bırakır,açları doyurur, ekmek yedirir, selam verir, ihtiyaç için geleni boş çevirmez, cömertlik ve sehavetiyle meşhur bir zattır. Benim rezil ve sefil olmamı istemezsen, beni serbest bırak gideyim, dedi. Efendimiz(SAV):
"Ey cariye! Bu dediklerin doğrudan müminlerin vasfıdır. Eğer baban Müslüman olsaydı, ona rahmetle dua ederdik. Bu kızı serbest bırakın çünkü bunun babası ahlaki faziletleri sever. Allah Teala da güzel ahlakı sever" buyurdu.
İNSANLARLA GÜZEL GEÇİNMEK, ONLARA İYİ MUAMELEDE BULUNMAK. ALÇAK GÖNÜLLÜ OLMAK..YEMEK YEDİRMEK. SELAM VERMEK. KÖTÜ ADAM DA OLSA MÜSLÜMAN BİR HASTAYI ZİYARET ETMEK. MÜSLÜMANIN CENAZESİNİ TEŞYİ. MÜSLİM GAYRİ MÜSLİM KOMŞULARLA İYİ GEÇİNMEK. YAŞLI İNSANLARA SAYGI GÖSTERMEK. DAVETE İCABET. DAVET SAHİBİNE DUA ETMEK..BAĞIŞLAMAK. ARABULMAK. CÖMERTLİK..KEREM VE SEMAHAT. SELAM VERMEĞE ÖNCE BAŞLAMAK. HİDDETİNİ YENMEK. İNİSANLARIN KUSURLARINI BAĞIŞLAMAK. İSLAMIN HARAMLARINDAN KAÇINMAK .GIYBET-YALAN-CİMRİLİK-EZİYET-HİLE-HİYANET-SÖZ TAŞIMAK-ARABOZMAK-AKRABA İLE ALAKAYI KESMEK-KÖTÜ AHLAK-KİBİR-DİL UZATMAK-FAZLA ÖVMEK-KUSUR ARAŞTIRMAK-KİN-HASED-AZGINLIK-DÜŞMANLIK -ZULM gibi kötü ahlaktan sakınmak gereklidir.
EFENDİMİZİN SAHİP OLDUĞU EŞYA VE HAYVANLARIN İSİMLERİ
Süslü bir kılıcı vardı. Sapı gümüştü. Gümüşten halkası da vardı. Adına Zülfikar deniyordu. "Züssedad" adında bir ok atılan yayı vardı."Zül-Cümu" adında bir ok kabı vardı."Zatül Füdul" adında bir silahı vardı.Bakırla kaplamalı idi."Neb'a " denilen kısa bir mızrafı ve "Zeker" adında bir kalkanı vardı."Murtecez" denilen kırmızıya çalan bir atı vardı."Sekb" denilen koyu siyah bir atı vardı."Rac" denilen bir eğeri vardı."Düldül" denilen şeyba bir katırı, "Kusva" denilen bir devesi vardı."Ya'fur" adında bir merkebi vardı."Küz" denilen bir döşeği (ya da yastığı) vardı.(Nemr) denilen ucu demirli bir bastonu vardı."Sadr" adında bir ibriği vardı."Mudalle" adında bir aynası ve "Cami" adında bir masası vardı."Memşuk" adında bir değneği mevcuttu.
GÜNAHKAR OLAN MÜSLÜMANLAR
BİR MÜSLÜMAN ON KAFİRDEN KAÇARSA GÜNAHKARDIR. YİNE BİR MÜSLÜMAN YÜZ KAFİRDEN KAÇARSA GÜNAHKARDIR. YİNE BİR MÜSLÜMAN BİN KAFİRDEN KAÇARSA GÜNAHKARDIR. YİNE BİR MÜSLÜMAN YÜZ BİN KAFİRDEN KAÇARSA GÜNAHKARDIR. BUNLARIN HER BİRİ DERECESİNE GÖREDİR. YÜZ BİN KAFİRDEN KAÇARSA GÜNAHKAR OLUR DENİLEN İLAHİ TECELLİYE MÜSTAĞRAK OLAN KİŞİDİR. UHUD, HUNEYN GAZVESİNDE SAHABE BOZULUP KAÇTIĞI VAKİT EFENDİMİZ (SAV) TEK BAŞINA KARŞI DURMUŞ VE SAVAŞMIŞTIR.
İNSANLARIN FESADA GİTTİĞİ ZAMAN
Efendimiz (sav)'in bir hadis-i vardır:"İZA NETAKAL HADİD, EFSEDEL HALK):Demir konuştuğu vakit , insanların fesada gittiği zamandır" Bu teknoloji ile alakalıdır.Radyo, telsiz, telefon, video, televizyon, internet hepsi madenlerin(demir, gümüş, altın, kurşun, kalay v.s) teknoloji ile insanların haberleşmelerine vasıta olmasıdır. Bir başka hadis-i şerif de de:"Demir yürüdüğü zaman, Nas'ın fesada gittiği zamandır" hadisi şerifi mevcud olup bu hadisten kara, hava, deniz vasıtalarının ve silahlarının varlığı anlaşılmaktadır. Bu hadisi İbni Arabi hazretleri: Demirin demir üstünde yürümesi" diye yorumlamıştır. İlk bakışta trenyolu vasıtası olarak algılansa da karayolu vasıtaları da buna dahildir. Tüm bu teknolojilerin açığa çıkması 19.ncu yüzyıl da başlayıp devam etmektedir."Ahir zamanda havadan yağandan, yüksek binada oturamazlar, çukurların kazıp içine otururlar " hadisinden bugünkü uçakların varlığını ve uçakların bombalamasını , insanların bunlardan kurtulmak için yeraltı sığınaklarını anlamak gerekir.
CANINDAN VAZGEÇMEK
En yüksek bir duygudur.Harp cephesinde sık görülür.Aşıklarda ise bu daim mevcuttur.Özünde Hak Teala'ya kavuşmak için bu dünyaya ait en değerli varlık olan cesedini feda etmektir.En sevgili uğruna kişinin sahip olduğu maddiyatı(cesedi) feda etmesidir.Tasavvufda bu işin en zirve örnekleri yaşanmıştır.Hallac,Nesimi,Muhyiddin ibni Arabi hazretleri buuğurda canlarını feda etmişlerdir.Dünya diktatörlerinin en korktuğu haldir.Mirac esnasında Efendimiz (sav)'e rehberlik eden Hz.Cibril, bir yere gelince durmuş ve benim sınırım buraya kadar demiştir.Buradan öte bir adım atsam "yanarım" deyince Alemlerin Efendisi "Yanar isem ben yanayım" deyip ileri geçmiştir.Bunu yaptıran aşkdır.Hz.Cibril melaike olup melaike'de aşk yokdur.Vazife adamlarıdır.Aşk olmadığı için can feda edememiştir denilebilir.Allah'ü a'lem.