17 Ekim 2020 Cumartesi

DERGAHA HEDİYE EDİLEN ÇALINTI ÖKÜZ HİKAYESİ

Hadise Hacı Bektaş Veli hazretleri zamanında geçtiği söylenir. Hz:Mevlana efendimiz ile Hazreti Hünkar arasında geçtiği söylendiği gibi, Hacı Bayram Veli hazretleri ile hazreti Hünkar arasında geçtiği rivayet edilir. Adamın biri bir öküz çalar Hacı Bayram Veli efendimizin tekkesine getirir hediye eder:Bakalım çalıntı malı yiyecekler mi diye. Hazret: Ben bu öküzü yiyemem der. Bu sefer aynı şahıs o öküzü Hacı Bektaş-ı Veli dergahına getirir. Hediye etmek istediğini bildirir. Hazret beş dakika huzur yapar ve tamam öküzü kesin, pişirelim ve dervişler yesin der. Öküzü çalan adam kendi kendine : Bu şeyh değildir. Haram malı yedi diye kendi içinde geçirir. Sonra Hazret-i Hünkar'a gerçeği itiraf ederek: Bu çalınmış bir maldır. Sizden önce Hacı Bayram Veli hazretlerine ikram ettim haram diye yemedi ama siz yediniz" deyince Hz. Hünkar: Hacı Bayram Veli bir anka kuşuna benzer. Anka kuşu daima yükseklerde uçar. Yemek olarak seçtiği kuş ise yükseklerde uçan, yeryüzünün pisliğinden uzak turna kuşudur. O ve onun gibi yükseğe çıkan kuşları avlar. Bizde leş kargası gibiyiz, her bulduğunu, her leşi yiyen bir karga gibi bizde yiyoruz" deyince adam tekrar Hacı Bayram Veli hazretlerine gider ve bu sözleri nakleder. Hacı Bayram Veli şunları söyler: Hacı Bektaşı Velinin maneviyatı bir deryaya benzer, okyanus denizi gibidir. Okyanusu bir öküz leşi pisletmez ki. Bizim maneviyatımız ufacık bir göle benzer. Bir öküz düşerse onu kirletir, suyu içilmez, murdar olur"der. Her ikisi de birbirlerini övmüş ,yüceltmişlerdir. Adam şaşırmıştır.Tekrar Hacı Bektaşı Veli dergahına gelir. Çalınan öküzün sahibi de sora sora oraya gelmiştir. Bu öküzün tekkede kesilip yendiğini duyunca hazretin huzuruna çıkar ileri geri konuşmaya başlar: Sen nasıl bir şeyhsin, Benim öküzü mü nasıl keser, yedirirsin. Hazret öküz sahibine der ki :Sen öküzünü tanır mısın? adam tabi ki der.Bak bakalım der hazret: ağzını açar ve adam hazretin ağzında binlerce öküz gezdiğini görür. Bu hal geçtikten sonra tanıdın mı? diye tekrar sorar:adam tanıyamadım der ve bu keramet karşısında hazretin elini öper ve müridliğe kabulunü diler. Hazret helal edersen müritliğe kabul ederim deyince adam helal ettim der. Hırsız bu sefer Hazreti Hünkar'a der ki: Bu nasıl oluyor? Sen hem haram çalınmış öküzü yiyorsun, hem keramet gösteriyorsun. Hazreti Hünkar şunları söyler: "Sen öküzü çalıp getirdiğinde ben beş dakika huzur ettim.Öküzün sahibini buldum.Zahirinin haberi yok iken , onun maneviyatıyla konuştum"Öküzü helal et" dedim."Beni müridliğe kabuledersen helal ederim" dedi.Zahirinin haberi yokken helalleştik. Öküzü helal kestirdim. Maneviyatını da tekkeye aldım, müritliğe kabul ettim. Zahiri döndü dolaştı, öküzünü arama sebebiyle buraya geldi. Maneviyat mürid olunca, zahiri hemen kendinden mürid oldu. Ben haram olacak öküzü ne kestirdim, ne yedim, ne de yedirdim. Sen zahirini görüyorsun maneviyattan haberin yok.Öküzün sahibi de zahiri görüyor maneviyatından haberi yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder