18 Ekim 2020 Pazar

AŞK HASTALIĞINA DÜŞENLER

Tasavvufda aşkın en alt katmanı insanın bağlı olduğu dergaha devam eden mürit arkadaşlarına olan muhabbettir. Bu aşk tekamül ederek dergahın Şeyh'ine olan sevgi başlamıştır. Bu aşk tekamül ederek büyüdüğünde Şeyhin bağlı olduğu silsiledeki Pir sevgisi devreye girer. Sonra Resulullah efendimizin sevgisi devreye girer ve sonrasında da Hak Teala'nın aşkı başlar. Bu aşk silsilesini bitiren kimsenin halini Seyyid Seyfullah hazretleri şöyle anlatmıştır: BAK ŞU MANSUR'UN İŞİNE HALKI ÜŞÜRMÜŞ BAŞINA ENEL HAKKIN FİRAŞINA DÜŞENLERE TIMAR OLMAZ. KIYAMAZSAN BAŞA, CANA GERİ DUR, GİRME MEYDANA BU MEYDANDA NİCE BAŞLAR KESİLİR HİÇ SORAN OLMAZ. EĞER AŞIK İSEN YARE SAKIN ALDANMA AĞYARE DÜŞ İBRAHİM GİBİ NARE BU GÜLŞENDE YANAR OLMAZ. SEYFULLAH SÖZÜNDE MESTTİR. ŞEYHİNDEN ALDIĞI DERSTİR DİVANELER AKLIM MİSTİR NE SÖYLERSEN KANAR OLMAZ. (Seyyid Nizamoğlu) Aşkı mecazi: Allah (C.C) 'ın sıfatı ile tecelli etmesi ve aşkı Hakiki zatı ile tecelli etmesidir. İnsan sıfattır. Zat değildir. Onun için yüz sıfatullahdır. Aşk-ı mecazi insanda tecelli eder. Aşk- hakiki zattır. Allah Teala , insana evvela sıfatıyla; sonra zatıyla tecelli ediyor. Aşk-ı hakiki doğrudan olursa, insan dayanamaz ölür. Doğrudan, Allahu Tealaya kavuşmak can pahasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder