30 Haziran 2016 Perşembe

MAŞUK-AŞIK KONUŞMALARI

"Dedi ki:"Sen divane değilsin,git bu eve layık değilsin "Bende gittim divane olup zinciri ile bağlandım.
Dedi ki"Sen sermest değilsin,git"Bende gittim sermest olup neşe ile doldum.
Dedi ki:"Sen öldürülmemişsin"Can bağışlayan yüzüne karşı şehit oldum.
Dedi ki:"Sen zeki bir kişisin.Hayal ve şüphenin sarhoşusun"Ben hemen abdallaştım,hayal ve şüpheden sıyrıldım.
Dedi ki"Sen mum oldun,meclisin kıblesi oldun"."Ben mum değilim"dedim,yandım,yakıldım,duman oldum.
Dedi ki:Sen şeyhsin,önde gidenlerdensin,yol gösterensin""Hayır ben şeyh değilim"dedim."Önde gidenlerden de değilim.Kimseye de yol gösterdim yok .Ben senin emrine kul olmuş bir zavallıyım.Sen güneşin kaynağısın,ben söğüt ağacının gölgesi düşen yerim.Sen benim baş ucuma gelince ,alçalır ,erir,yok olur giderim.

TÜM RESİMLER O'NUN KALEMİNDEN ÇIKMIŞTIR

Sana karşı güzellerle çirkinler iğnenin ucundaki resme benzerler.Dilersen kağıda o iğne ile güzel resim yaparsın,dilersen çirkin yaparsın.Sonra onları ölümle,hastalıkla yırtar atarsın.
Resimler aynı kalemden çıktıklarını bilselerdi,her resim öbürü ile süt ve bal gibi karışır,birleşirdi.
Susayım ,dudaklarımı yumayım da şu dünya benim bu sözlerimden karışmasın,darmadağın olmasın.Zaten sen söze sığmıyorsun.artık fazla eksik ne söyleyeyim?(Divan-ı Kebir)

SARIKTAN KAÇARSAM HAKLIYIM

Ben marangozun elinde bulunan tahta gibiyim.Bu yüzden ne keserden korkarım,ne çividen kaçarım.
Tahta gibi kendimde değilim,tahtalığa aykırı düşüncemde yok.Marangozun elinden kaçarsam,ateşten başka bir şeye layık olmam,
Taş gibi katı sert bir hale gelirsem,lal olmaya yol bulamam.Sadık mağara dostundan kaçarsam ,mağara gibi dar ve karanlık kalırım.
Yapraksız kalmaktan kaçarsam ,şeftaliyi öpemem.Tatardan kaçarsam,tatar miskini koklayamam.
Kendimden şu yüzden incinip durmaktayım:Ben kabıma sığmıyorum,bir yerdeyim ki ,araya baş bile sığmıyor.Sarıktan kaçarsam haklıyım.
Bulunduğum halde,bu devlete ulaşmam için binlerce yıl gerek.Kıymetini bilmezde bu sefer kaçarsam ,bu devleti bir daha nerede elde edebilirim.?
Hasta değilim,namert de değilim.Niçin güzellerden çekineyim?Mide fesadına ugramadım ki meyhaneden kaçayım.

HU EFENDİM HU

Varlık aleminin nuru
İnsanlığın tek onuru
İdraki dupduru
Hu Efendim Hu

Gökte Ahmet'tir ismin
Yerde Muhammed densin
Hakkı en çok bilensin
Hu Efendim Hu

Sözündür Hak sesi
Kaldırdın cümle ye'si
Oldun gariblerin herkesi
Hu Efendim Hu

Tarifsiz güzelliğin
Alemlerin sebebisin
Gönüllere kıblesin
Hu Efendim Hu
05.05.2016

CELAL İLE TERBİYE

Seyyid Ebul Mevahib et-Tunusi (r.a)şöyle buyurmuştur:"Her kim Celal ile terbiye edilmeden ,Cemali müşahede ettiğini iddia ederse,onu reddedin;zira o deccaldır"

DEĞİŞEN KURALLAR

Kurallar dikey boyuta göre(tekamül derecesine göre)değişir.Yatay boyutta olanlarda kural aynıdır.Kesp(çalışma),tevekkül,rızk,kaza,kader ,zühd,takva v.s konularında kişinin tekamül derecesine göre ayrı kurallar vardır.Örneğin Kesb(çalışma)olmadan kullakla meşgul olmak  büyüklere mahsustur.Sebeblere tutunmak Resulullah sünnetidir."At üzerinde gelmiş olsa bile ,isteyene veriniz" hadisi şerifinin gereğini günümüzde kaç kişi yapabilir.Karşımızdaki kişinin beden sağlığı bile bizim vermemize manidir:"Kardeşim sağlamsın çalışıp ta kazansana"diye tersleriz ve çok çok yanlış bir kelimeyi kullanırız:"ALLAH VERSİN".Bu sözü kullanmakla manen neler kaybettiğimizin idrakinde dahi değiliz.At üzerinde gelip ihtiyaç isteyene ancak evliyaullah verir.

HALKIN EVLİYAYA MUSALLAT OLMASI

Halkın evliyaullaha yollarının başında iken musallat olması,Allah'ın sevdikleri ve seçtikleri üzerindeki bir sünnetidir.Şeyh Ebül'l Hasen buyurmuştur ki:Halkın şerrenden kaçışından daha çok ,hayrından kaç.Çünkü onların hayrı ,kalbine isabet eder,şerri ise bedenine.Bedenine isabet eden ise ,kalbine isabet edenden daha ehvendir.Allah'a kavuştuduğun düşman ,seni Allah'dan alıkoyan dosttan yeğdir.

EL HİKEMÜL ATAİYYE

Ataullah İskenderi hazretlerinin süluk yolundaki muhteşem kitabıdır.Şöyle denilir:"İhtiyaç ve yoksullukların gelişi,müritlerin bayramıdır."."İhtiyaç ve yoksulluklar ilahi ihsanların yayıldığı sergilerdir"."Bazen namaz ve oruçta bulamadığın halleri ,çaresizlik ve yoksullukta bulursun"
Bast'ta,neşede,nimette gözyaşına rastlamak zordur.İhtiyaç ve yoksulluk derinden "Allahh"dedirtirken gözyaşını da çağırır ki merhamet cuşa gelir.Cenab-ı Hakk'ın yardımları,insan sıkıntı içinde bocalma yparken gelir."Peşin yardım" diye bir şey yoktur.Çünkü zahmet ve sıkıntı çekilmeden,mevcut yardımın değeri idrak edilemez.şükrü ifa edilmedikçe yardım artık kesilir.Bu nedenle yardımlar,sıkıntıların içine sarılmıştır.

Ahir zaman şeyhleri

Ahir Zaman Şeyhleri
Durmaz keramet satar
Ahir zaman şeyhleri
Her gün battıkça batar, 
Ahir zaman şeyhleri
Farzı geriye atar,
Nafile oruç tutar,
Dini paraya satar,
Ahir zaman şeyhleri
Beline kuşak bağlar,
Sözleri yürek dağlar
Para toplarken ağlar,
Ahir zaman şeyhleri
Ağlaması göz boyar,
Her gün ayağı kayar,
Kendini adam sayar,
Ahir zaman şeyhleri
Başına sarık sarar,
Kendine mürit arar,
İlmi yok neye yarar,
Ahir zaman şeyhleri
Dünyaya kucak açar,
Zoru görünce kaçar,
Her yere küfür saçar,
Ahir zaman şeyhleri
Şeyhlik ulu bir iştir,
Hakka doğru gidiştir
Yaklaşılmaz ateştir,
Ahir zaman şeyhleri
Salih şeyhler nerdedir,
Kötüler her yerdedir,
Hak yoluna perdedir,
Ahir zaman şeyhleri
Ahmed Yesevi

KİMİN ELİ TUTULMALIDIR

Bu vakitte "Ben kimin elini tutmalıyım?.."arayışı içinde olan Tasavvufa meyletmiş insan ne yapmalıdır:Eskiler bu hususta boş bir mescidde yahut büyük bir zatın türbesinde bir,iki veya üç hafta beklesin,Bedeni,elbisesi ve bulunduğu mekan temiz olsun.Dili yalandan ,karnı haramdan uzak bulunsun.Ayrıca bu süre zarfında ya namaz kılsın,ya Kur'an okusun,yahutta Peygamber SAV 'e salatü selam getirsin yahut dilediği  kadar namaz,tilavet selatü selam getirsin.Külfet ve yorfunluk olmaksızın devam etsin.Allah onun hıkkında hak olanı gerçekleştirecek,batıl olanı yok edecektir"demişlerse de AZİZİM bu işle alakalı şöyle bir tarif vermişti:Perşembe günü gece saat iki'de kalksın.Kimseyi rahatsız etmeden abdest alıp iki rekat namaz kılsın.İlk rekatta Kafirun,ikincisinde ihlas surelerini okusun ve Cenab-ı Hakk'dan bu hususta kendisine işaret vermesini dilesin.Mutlaka rüyasında bir ikaz gelir.bu şekilde üç hafta üst üstü devam etsin.Rüyasında bu hususta açık işaret olmazsa altı ay sonra tekrar bu usulü denesin"buyurmuştu.Bugünün insanı bir türbede ç hafta kalmaya tahammül edemez.Çünkü türbede yatırmazlar.

"ŞEYHİ OLMAYANIN ŞEYHİ ŞEYTANDIR"

İnanmak,tabi olmak insanın hücrelerinde bir programdır.Bin Şeyhden el almak dediğimiz tabiiyet gerçekleştiğinde ne olur/O insanın bundan maksadı:"Şeyhe olan bağlılıkları ve muhabbetleri sayesinde Allah kendilerine rahmet etmesi" ise ki bu salih bir niyettir ve sahibi için hayır ümit edilebilir.Çünkü "Kişinin niyyeti ,amelinden hayırlıdır".Ayrıca sahih hadistir:"Ameller niyetlere göredir.herkese niyet ettiğinin karşılığı vardır".Ancak şeyhe bağlanmadan murat "KENDİLERİNİ HAKKA ULAŞTIRMALARI İÇİN BAĞLANMAK "ise Hakka vasıl olmuş sağ olan bir şeyhe mahsus olan bu hale ulaşabilmek için o kişinin ilmi olması gerekir.İlmi olmayanlar aldanır.Çünkü,bu durumda Efendimiz SAV dışındakilere ihtiyaç olmazdı.Efendimiz Kafi idi.Halbu ki hiçbir ilim üstadsız öğrenilemediği için ilim için üstad gereklidir.Hakk'a vasıl olma'da bir ilim olmakla bu ilmin talimi ancak sağ olan bir vasılla mümkün olur.
Şeyban-i Rai buyurmuştur:"Üstadı olmayan başıboştur.VASITALARI ATLAMAK DÜZENSİZLİK;FİİLİ ONLARA İSTİNAD ETMEK DELALETTİR".
Şeyhe ihtiyacı olmadığını zanneden kapıdan yüz çevirmiş ve duvara dönmüştür.Resulullah'ın bize getirdikleri üzere kalmış,bunlarane kalben ne de el ,ayak,dil gibi zahiri organlarımız ile muhalefet etmemiş olsa idik şeyhe ihtiyacımız olmazdı.Biz,değiştiğimiz,dönüşxtüğümüz için kalbimiz ve organlarımız karardı ve bulandı.Böyle birisinin nasıl şeyhe ihtiyacı olmaz ki!

GEÇİM ENDİŞESİ

Nefsani ve şeytani saldırılar içinde GEÇİM ENDİŞESİ kadar tesirlisi,süreklisi ve devamlı olanı yoktur.İnsanların çoğu bu çukurda boğulur.Dünyevi imkanlara sahip olanlar dahi fakirlikten şiddetle korkarlar.Evliyaullah bu korkudan kurtulmuştur.Allah ile meşgul olmanın verdiği hayırlardan haberdar olduklarından dünyevi araçları bütünüyle terk etmişlerdir.Taha suresi 132 ayet:"Ehline namazı emret ve onda devamlı ol.Biz senden rızk istemiyoruz,sana rızkı veren biziz.Akibet müttakilerindiR.
Böyle olmasına rağmen "TERK ET,ZÜHD ET,RAZI OL"dendiğinde değil avam,zühd içinde olduğunu iddia eden kaç kişi bu sözü dinleyecektir ki.En başta kendi nefsim muhalefet edecektir.Araf suresi 96 ayeti:"Şayet şehirler halkı iman edip takva sahibi olsalardı,onların üzerine gökten ve yerden bereketler yağdırırdık" buyrulmuştur.Gökten yağacak bereket sadece mevsimsel hadiselerin(Yağmur,sıcak,soğuk v.s)düzgün ve düzenli olması değil,insan kalbi üzerine inecek manevi feyz ve rahatlık olsa gerek.Çünkü maddi zenginlik,ruhi bunalımı gidermemektedir.Cenabı Hak bu şekilde kalplere manevi sükunet ve huzur indirdiği vakit ,topraktan olan kazanç hususunda paylaşım ve hoşgörü zirve yaparsa dünya cenneti acil haline gelir.

DİNDARLIK GÖSTERİSİNİN GELDİĞİ NOKTA

Bir ilçe Belediye Başkanı pankart astırmış şehre:"Kadir gecesi Atatürk anıtı önünde teravih namazı:SECCADENİ AL DA GEL"Yer manidar:Resmi törenlerin yapıldığı anıt alanı.50 metre ön tarafta şehrin en büyük camisi mevcut.Ama davet edilen yer cami değil meydan.Haydi bundan vazgeçtik:Davet eden şahsiyetin günlük yaşantısını her kes bilmekte.Seccade ile olan alakasızlığınıda.Ramazan etkinliği deyip geçilmeyecek kadar garaip.Davetçi acaba ıslah-ı nefs mi etti?yoksa hala halkı koyun sürüsü mü zannediyor.İbadetler Devlet eliylede yapılsa , dinin vakarı mutlaka korunmalıdır.

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN
Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

29 Haziran 2016 Çarşamba

Doğu Sembolizminin Temel Taşı Ayna Metaforu Muhyiddin İbn Arabi

MARİFET(ALLAH'I BİLME)İLMİ

Mevzuatül ulum isimli eseri yazan Taşköprülüzade 'nin oğlu Kemalettin Efendi, babasının kitabını Türkçeye tercüme ederken kitaba şu mukaddimeyi yazmıştır:"Bu ilim, yani Allah Teala'yı tanıma ilmi ,ilimlerin en şereflisi olduğu herkesin malumudur. Bir ilmi elde etmek ve ona vakıf olmak, birçok ilimleri elde etmeğe bağlı olduğundan din alimleri, müctehid din imamları  ve diğer nebi ve resullerin yani peygamberin varisleri olan ilmi ile amel eden alimler ve olgun üstadlar kalb ve kalıp mücadeleleri ,ruh ve beden riyazetleri ile ince ve garip ilimler çıkarmış ve o derecede güzel kitaplar yazmışlardır ki insanların akılları bunları anlamaktan acizdir.İlimlerin şerefi,bildirdiklerine göre olunca ve hepsinin isteği marifetullah olunca ,ona vesile olan ilimlerin de şerefi buna göre anlaşılmış olur.O ilimlerin meydana gelmesine ve devamına çalışan büyük alimler ve yüksek mutasavvıfların şeref ve izzetleri di zihin sahifelerinde yazılmış olur.Merhum babam,anlaşılmayan(işte o)ince bilgilere vakıf ,tarikat ehlinin hallerine ve hakikate vasıl ve arif bir kimse idi."

CENAB-I PEYGAMBERE SELAVAT ve SALAVAT GÜNÜ

"ALLAH VE MELEKLER ,Peygamber'e ÇOK SELAVAT GETİRİRLER.EY MÜMİNLER !SİZ DE ONA SELAVAT GETİRİN VE TAM BİR TESLİMİYETLE SELAM VERİN"(33/56)
Peki Bu farz olan emir halen devam etmektedir.Kıyamete kadar da devamı istenmektedir.Bu durumda Efendimiz ortada gözükmesede,bizim his gözümüzden gaiptir.Hakikatta mevcuttur.Alemlere rahmet olarak gönderildiği için el'an tüm alemlerde rahmet görevini ifa etmektedir.Bizim ona selavat getirmemiz onunla iletişim kurmamızın kodlarıdır.
"Yaklaşık on yıl evvel ailemle İran'da bulunurken çocuğumuz ufak bir rahatsızlık geçirdi.Ne olduğunu çözemedilerDediler ki:"Bir doktor var.Amerika'da yaşıyorda ;İran'a geri döndü.Bilirse o bilir,işin uzmanıdır ama çok pahalıdır".Gittik Doktora,muayene etti,ilaçları yazdı.Borcumuzu sordum.Dedi ki "Bugün benim salavat günüm."Önce anlayamadım."Tenzilatmı yapacaksınız?"dedim."Hayır,tek bir şey istiyorum,bu mekanda salavat getirirmisiniz"dedi.Sebebi ise "Benim dükkanıma feyz gelecek ,üzerimdeki nazar,bela,hastalık,sıkıntı salavatla yayılan pozitif enerji sayesinde kalkacak"(Prof.Dr.Mahmut Erol Kılıç)
Namazda,kişi peygambere selam eder ama ettiği selamın farkında değil sadece namazdan haberdardır.Ne yaptığını bilenle,ne yaptığını bilmeyen bir olmaz;aralarında byük fark vardır.Nitekim Allah Teala buyurur:"De ki:hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?Karanlıkla nur eşit olur mu?(Zümer 9)
Kişi Peygamberine ve Rabbinin mahlukatının en phayırlısına ;sadece bedeni,elbisesi,bulunduğu mekanı temiz;karnı haramdan,dili yalandan uzak olduğunda ve O'nun zat-ı şerifinin kalbinde hazır ettiğinde salat etmesi gerekir.

YAHUDİ'DE NİÇİN MERHAMET YOKTUR

Museviler ,geçen zaman içinde Hz.Musa peygamberin getirdiği şeriatı öyle hukuk kurallarına boğdular bir müddet sonra norm haline geldi.Hukukun kuralı kayarak insanlık bu hukukla eziyet çekmeğe başladı.Merhamet ve şefkata izin vermeyen bir kurallar manzumesi oluştu.Hz.İsa peygamber,yahudi idi ancak Musevi şeriatına yeni bir kural getirmedi sadece unutulan şefkat ve merhameti  hatırlattı.Yüzüne tokat atarlarsa diğer yüzünü çevir düsturu o tarafa da tokat vur anlamında değil.Karşı taraf bu davranıştan utanır anlamında bir terbiye metodu idi.Bu gün din şeriatının en katı şekilde uygulandığı yer israildir.Din adamının kesmediği bir hayvanın eti yenmez.Cumareasi gönü çalışılmaz şeklinde günlük hayatının tümünü tanzim eden bir kurallar manzumesi şeklinde dindardırlar.Ancak suret hakimdir.Dinin özünü,kurallarla perdelemişlerdir.

kürelerin-akılların-namosların-hikmetlerin kanunu

FELSEFE NİN KURULUŞU , hikmet =KÜRELER -akıllar-namoslar- kanunlar İLMİNİN ANLAŞILMASI VE AKIL KÜRELERİNİN SIRASI İLE DOĞUMUNUN KALEM-LEVHA misali anlatılabilmesiyle dünyamızda idrak edilip ANLAŞILABİLMİŞTİR..KÜRELERİN KANUNLARI VARDIR..KÜRELER YA SAĞA VEYA SOLA DÖNERLER...işte kişilerde ya sağ beyincidirler veya sol beyinci..bu iki beyini KALBİNE BAĞLAYANIMIZ İSE NADİR ÖTESİDİR..
****
o halde şimdi HÛ nefesin işletim sistemleri olan KUTUP DAİRELERİ -küreler ilmi olan DEVLETLER HUKUKUNA bir göz atalım mı lütfen ?
şimdi ben siyaseti takip edip- sevmeyip -oy da vermediğimden, sıradan bir avam olarak basitçe anladığımı özet geçeceğim.inanıyorum ki siz derinleşecek ve farklı farklı üstün algıları açacaksınız.zaten maksat ta budur..
şimdi havada yani gökyüzündeki hava siklon dairelerini kainatın vücudu ve işletim sistemleri olarak düşünün ve tüm gökyüzünün böyle çarkıfelek misali galaksi adacıkları olan hava siklon daireleri ile kaplı olduğunu hayal edin lütfen ?..evet!! başlıyoruz..havadaki her hava siklon dairesi bulutun, sağa veya sola kendi çevresinde de döndüğünü hayal edin lütfen..yani biri celal biri cemale dönüyor veya biri zahiri ilimlere, biri batıni ilimlere dönüyor olsunlar..ama ikiside dönüyor-nefesleniyor yani doğal olarak hay'lar ve yaratım yapıp, fiiler -hareketler halindeler....ve siz de bu siklon hava dairelerinden=KUTUP SİSTEMLERİNDEN birine girdiğinizi hayal edin şimdi lütfen..işte hepimiz kendi meşrebimize-kendi esma programımıza en uygun yuva dairesine girdik değil mi ?! Evet...çok güzel.burada anlamamız gereken ,Yaratıcımızın bizi meşrep meşrep,kavim kavim yarattığı ve bizlere ferdi ve umumi tecelli ettiğidir..her birimiz ait olduğumuz dairede kalırsak, kendi dünyevi cennetlerimizi inşa etmiş olur,daha yaşarken, ahenkle salınan daire cennetine gireriz....ama başka başka dairelere-evlere musallat olur, onlara verilenleride ister -tamah edersek eğer, sistem-düzen bozulur, kaos olur.o zaman dairelerimiz birbirleri ile kavga etmeye başlar,bizler helak oluruz.. oysaki ,hemen, iki deniz olan tatlı ve tuzlu suyun asla birbirlerine karışmadığı ayeti hatırlarsak ve ne yaparsak yapalım, başka dairelere fıtrat-yaratılış programımız gereği asla giremeyeceğimizi idrak ederiz..olduğumuz dairelerimizdeki güzellikleri çıkartıp zevk etmeye de başlarız değil mi? Evet!! sanırım dünya ve kainat nizamnamesi olan = ahenkle açılan daireler şifresini de böylece çözmüş ve huzuru ilahi için yapmamız gerekeni anlamışızdır... yani SENİN DİNİN SANA BENİM DİNİM BANA !!
nur cihan

SURETE SECDE

Şeriat,surete secde'den ne anlar?Yani fiziksel olarak bir insanın,bir başka insanın önüme giderek diz çöküp alnını onun ayakları dibinde yere koyması "secde"ise çok şükür bu secdeyi bugün yapan yoktur.Ancak Secdenin şekli değişmiştir.Eskiden köle sınıfı var idi ve bu snıf secdenin fizikselini yapıyor idi.Bugünün secdesi nedir?Bugünün secdesi dünyevi imkanı elinde bulunduran güce kayıtsız itaat etmektir.Yanlışlarını ifade edememektir.Surete secde şirktir.Meleklerin Hz.Ademe secdesi,fizisel secde olamaz.Çünkü Hz.Adem cismaniyet boyutunda bir varlık olup Melekler cismaniyette olmayıp Latif konumunda idiler.Bu nedenle Meleklerin secdesini Hz.Ademe itaat,baş eğme şeklinde telakki etmek gerektir.Melekler Hz.Adem'deki manayı görmüşlerdir.Yani Hz.Adem kalıbı içindeki Hakk'ı görmüşlerdir.Cenab-ı Hakk,İnsan-ı Kamil boyutunda tecelli ettiğinden sadece sureti görenler ikilikte kalır,manayı görenler ise tevhide vasıl olurlar.En riskli nokta burasıdır.Hak Teala'nın Adem şeklindeki tecellisi

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

BİR PADİŞAH Kİ;

Bütün padişahlar kullarını,aç gözlü olmadıklarından ,kanaat sahibi olduklarından ötürü öeverler.Benim Padişahımın bütün öfkesi ise ,onun lütuflarını yeter bulmamdır"(Hz.Mevlana-Divan-ı Kebir)

ACZİYETİ HİSSETTİRMEK

Mülkün sahibi her vesile ile insanın acziyetini insana itiraf ettirir.İtiraf edemeyenlere de seyrettirir.Tüm gücün kendilerinde olduğunu sananlar,alıştıkları hastalıklarını yine devam ettirirler:"Dış güçlerin oyunu".Efendim bir türlü anlaşılmayan yahut anlatılamayan bir konu var:MİKROBU BİZİM BÜNYEMİZ İMAL EDİYOR.Niçin mikrobun neden olduğu hastalığın nedenleri için dışarıda zaman tüketmekteyiz.Mesnevi-i Şerifte anlatılan Hz.Süleyman kıssaları okunsun.Hz.Süleymanın,eğri duran tacı ile konuşması yeterlidir.Mahallede adı kötüye çıkan annesini öldüren gence;"Niçin anneni öldürdün.onunla iş tutan zamparasını öldürseydin ya"diye soranlara genc cevap vermiş:"O zaman tüm mahalleyi öldürmem gerekir.Bir kişiyi öldürdüm tüm mahalle kurtuldu"demiştir.

Ey idareciler,nefislerinize bakın ! Beden temizliğini yapamıyorsunuz."Partimin adamı,partimin belediye başkanı"diyerek iç pisliklere göz yumdukça artan zulümler şüphesiz karşılıksız kalmayacakır.Toplum olarak hep birlikte zararlarını göreceğiz.Ateş düştüğü yeri yakar."Elleri kırılsın,Lanet olsun"gibi klişelerden vazgeçelim.Allah'dan özür dileyip toplumsal barışın tesisi için öfkeyi,kini,intikamı bırakalım.

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN
Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

fesbuk herkese mesaj çekti..sen o bölgedesin ,güvende olduğunu yakınlarına haber ver

fesbuk herkese mesaj çekti..sen o bölgedesin ,güvende olduğunu yakınlarına haber ver ..ve çok kişi anında emri yerine getirip,otomatikman tıkladı..evet..herkesi mimliyorlar ve yer tesbiti doğru mu diye kontrol ediyorlar
çünkü gelecekte bizi pc programı gibi yazılım gibi yönetebilmek için çalışmalar yapıyorlar
birgün OOOOO yazılımı keşfedildiğinde sen manen olduğu gibi madden de tıklandığın yere kayıtlı ve mankurt olacaksın !!!
henüz yarısına bile gelmediğim ve tabiiki ilimim olmadığından hemen hiç anlayamdığım ,dünyaca meşhur GENOM kitabımı bu olaylar oldukça seyr ederek tahsil etmemi çok ilginç buluyorum...
mendelin baskın bezelyeleri DNA -GEN ilminde önemli bir veri olduğu için ,hemen tüm çalışmalarda bu sayısız gen eşleştirmesi yapılarak verilere ulaşılıp kaydedilmiş tabii..
herkes ,ah ne kadar medeni ve modern dediği şeylerin perde arkasını ne yazık ki pek merak etmez..sadece vitrindeki süs bebekleri ile kafasını donuna sıkıştırıp-genelde refahın sapıklığına meyleder..zaten bu kesim bilim insanlarınca kale dahi alınmaz ve soyları bu şekilde kurutulması planlanır...
GENOM kitabında,insan dna sı genetik yazılımı ile pc yazılımlarının şaşılacak şekilde aynı olduğu tesbit edilmiş..
ve bilim insanları genomları -kader tabletlerimizi okumayı başarmış..
ve bizlerin sadece işe yarar baskın bezelyelerimizi birbirleri ile eşleştirip-diğer hastalıklı ve soyu onlara göre bozuk bezelyeleri yok etmeyi planlıyorlar..
çünkü bezelye deneyi ile aynı yapılan genom deneylerine göre ; sayısız bebekten örnek alıp- çocuk olarak yetiştirilen deneklerde de şunu anlamışlar..istediğin kadar iyi tahsil ve terbiye ver ,o yazılımın dışına çıkamaz ve ondaki mana neyse o birgün açılır..
KAZA VE KADER -AYANI SABİTE İLMİ YANİ..
ve "genom -matt rıdley "kitabı aynı tevrat gibi başlıyor.safhalarıda 23 harf üzerine..oysaki arabi hocanın füsusu 28 harf üzerine..yani büyük bir ümit hala var 
işte lütfen artık aklınızı başınıza alın..o yaptı bu yaptı diye suçlamak yerinde ,hepimiz kendimizi ve ilişkide olduğumuz yakınlarımızı tefekkür edin..kötüleri artık kollayıp-korumayın..
hiç bir ülke ve aile dışarıdan çökertilemez..ailenin içindeki mayası bozuk kişilerin hainliği ile çökertilir..
aşağıdaki resimde abd ye kaçırılan bebekleri göreceksiniz..ırak ta tırlar dolusu çocuk kaçırılıp organları amerikan- israilli dr larca alınmış...o dr lar korkunç zengin olmuşlar....türk mafyası ve rus mafyası da çocuk ticaretinde dünyanın önde gideni imiş..
çocuklar ya genom ilmi için,ya organ -doku nakli için veya soysuzlaşan avrupa ve amerika da üstün insan araştırılmaları için katliamla kullanılıyor..bunlara gözünüzü kapatmayın..
avrupa birleşip zirve yaptı ve tüm dünyayı sömürüp,hiç çalışmadan sefa yapıp medeni oldu...parasını hep yüksek tuttu..her üretim -o beğenmediğiniz -sürekli aşağıladığınız- bir türlü içinize sindiremediğiniz doğuda yapıldı ve paraları değersiz olduğu için yaptıklarına esasında bir karşılık alamadılar..ama ömür boyu çalışıp avrupa markalarına erişmek için ömür çürüttüler..
hakikatte bu madde de 3. dünya savaşı gözüksede metafizik bir savaşdır
BİR GÜN METAFİZİK ALEMİN MADDE ALEMİNE GEÇİŞ YAPTIĞI BU DEMLERİN ŞAHİTLERİ OLDUĞUMUZU VE SİSTEMİN-BİRLİĞİN-VAHİDİYETİN BİZ OLDUĞUMUZU ANLAYACAĞIZ..AMA VAKİT ÇOK GEÇ OLACAK..
bir gün kendimize -geçmişimize haksızlık ettiğimizi anlayacağız ve kendimizden özür dileyip BİZ OLMAYI BAŞARACAĞIMIZ ÜMİDİ İLE...

28 Haziran 2016 Salı

Vâsıl olmaz kimse Hakk’a cümleden dûr olmadan

Beyin kanaması geçiren Nöro-anatomist 'öbür tarafı' anlatıyor!

ÖL VE OL İLMİ
tüm kadim dinlerde ve öğretilerinde olan,yaşarken değişik metodlarla =seyrü sülükle ölmeden evvel ölmeyi yani, İDRAKEN-GÖREREK-BİREBİR DİRİ YAŞAYARAK deneyimlemeyi ve O BEYAZ IŞIKTA NE OLDUĞUNU HEPİMİZ MERAK EDERİZ DEĞİL Mİ :)? ewweeet..
işte binlerce seyrü sülük metodu ve ölmeden evvel ölme deneyim kaydı vardır ,ki, bu yoldan gelenler bir şekilde bu kayıtlara ulaşırlar ve kendilerini test edip-madden de yanlız olmadıklarını bilirler..
KİTABI SOL DAN VE KİTABI SAĞDAN VERİLENLER yani ashabı şimal ve ashabı yemin (ayet) İLMİ
bir defa bu deneyimi herhangi şekilde ,ister dini metodlarla veya kaza-kader olarak tıbbi deneyimlemiş olsun,o kişinin artık hayatı değişmiş ve aklı yeni akıl olmuştur..bu klipte de anlayacağınız gibi beynin sol TEK -BİREYCİ yanından ,sağ BİRLİK -BİZ ayarına geçerler..bu kişiler artık herşeyi brleştirebilen VAHDET-BİRLİK BİLİNCİNDEDİRLER..TEVHİD DENEN ŞEY YANİ..çünkü SAF BEYAZ IŞIK NURU -enerji olmuş ve atom altına dağılmış ve sonra bunu HİÇLİK DENEN FENAFİLLAH ı yaşadıktan sonra tekrar tekliğe-tekil ama kendisine CAMİ alemine dönmüştür..
bu bilgileri normal dervişler ve sıradan insanlar anlatsa hemen herkes alay eder ve hakaretle -aşağılayarak" deli" der gülerler..fakat taktiri ilahi bunu ,çok hayırsever ve başkalarının sağlığı için kendisini feda eden bir bilim kadınına lütfetmiştir ki,o anlatsın ve bizde bilimsel olarak anlayıp inanalım diye..sevgiler..
not: sakın bu anlamı deneyimlemek için madde ölümü deneyimlemek zan etmeyin lütfen.bu eski idrakten ölmek bir defa beden dışı deneyimi yaşayıp,kendisini ışıktan seyredip,yine kendi bedenine geri dönmektir..bir tür hologram başka alemlerin kaydı gibi

nur cihan


27 Haziran 2016 Pazartesi

AŞIK VEYSEL

"Beni hor görme kardeşim,sen altınsın ben tunçmuyum?
Aynı vardan var olmuşuz,sen gümüşşün ben sac mıyım?


Ne var ise sende bende,aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende,sen toksun da ben aç mıyım?


Kimi molla kimi derviş,Allah bize meler vermiş.
Kimi arı çiçek dermiş,sen balsın da ben cec miyim?


Topraktandır cümle beden,Nefsini öldür ölmeden,
Böyle emretmiş yaradan,sen kalemsin ben uc muyum?


Tabiata Veysel aşık,topraktan olduk kardaşık
Aynı yolcuyuz yoldaşık,sen yolcusun ben bac mıyım?
(Aşık Veysel Şatıroğlu)

ALİ'YE SAYDILAR BİZİ

Uyur idik uyardılar,Diriye saydılar bizi.
Koyun olduk ses anladık,sürüye saydılar bizi.

Sürülüp ksaba gittik,kanarayı mekan tuttuk
Didar defterine yettik,ölüye saydılar bizi.

Halimi hal eyledik,yolumuzu yol eyledik
Her çiçekten bal eyledik,arıya saydılar bizi.

Aşk defterine yazıldık,Pir divanına dizildik,
Bal olduk şerbet ezildik,doluya saydılar bizi.

Pir Sultanım eydür şunda,çok keramet var insanda,
O cihanda bu cihanda,Ali'ye saydılar bizi

TÜM OKUMALARDAN MAKSAT

Dünyaya gelmekten maksadın ahlaki Muhammediyyeyi kazanmak olduğudur.Bu Tebareke suresinde "güzel amel"olarak belirtilmiştir.Din güzel ahlaktır sözünden de güzel ahlakın en güzel amel olarak kabulü gereklidir.Güzel ahlaka ulaşmadığımız takdirde,tüm okuduklarımız bize yüktür.Bizleri bu dünyaya indirme nedeni Allah'ı sevme eyleminde bulunmamızdır.Seven ve Sevilen hadisesinin oluşması durumunda dünyaya gelmekten gaye hasıl olmuştur.Fabrika imal ettiği makinayı dener ve bu denemeden geçen makine piyasaya satış için arzedelir.İnsanda,Kontrol edilmiştir damgasını yemeyi,ancak bu dünya hayatı içinde kazanabilir.Bir anlamda Vize dediğimiz bu okeyi pasaportlarına işletemeyenler sınırı geçemez.

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

TEK BİR İNSAN İÇİN YAPILAN FEDAKARLIK

Bir santimetreküp insan menisinde milonlarca sayıda bulunan spermlerin hepsi yumurta hücresine yönelip,hücrenin kapısını çalmak için mücadele eder.Kapı sadece bir tanesine açılır.O içeri girdikten sonra kapı hemen kapanır.Geri kalan spermler ne yapar?İçeri girene yardım olsun diye erir ve yok olurlar.Mikroskop altında müşahede edilebilen bu olayın ilahi alemdeki örneği beşeriyet alemidir.Dünyada milyonlarca insanın oluşum nedeni,ancak kapıdan içeri alınacak o tek insanı meydana getirebilmektir.

Firavun binlerce beni İsrail'in yeni doğmuş çocuğunu öldürtmüştür.Öldürülen tüm o çocukların ruhaniyeti Hz.Musa'ya yardım için gelmiştir.

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

TEKRAR GELSEN YA RESULALLAH!

Efendimiz tekrar gelir mi?Tüm sahabesi ile ,sevdiği Evliyasıyla birlikte dünya arzına tekrar kadem-i şeriflerini bassa.Hayy olanlar için bu cisimleşme mümkündür.Tıpkı Hz.Cebrail'in bir sahabe kılığında cisimlenip huzuru Resulullah'a gelmesi,oturup konuşmasıgibi Efendimizde cesede bürünüp gelse ve tüm mazlumlara önderlik etse.İsmi Müslüman olanların ve islam davasında bulunanların ,islami devlet olduklarını iddia edenlerin dünyaya meyileri bizi bu duaya yöneltmekte.Zulüm ve kötülüğün zirve yaptığı bir zamanda ümmeti tekrar ayağa kaldıracak bir şahsiyete ihtiyacımız var.

AÇIK KONUŞANLAR

"BAŞIMIZ MEYDANA KOYUP KEŞFİ ESRAR EYLEDİK
ENBİYA VE EVLİYANIN SETR ETTİĞİ MANA BUDUR"(Hz.Sunullah GAYBİ)
Peygamberlerin ve evliyaullahın gizlediği mana "Allah Teala'nın Rab sıfatının insan'dan tecelli etmesi hususudur ki Hz.Gaybi bu sözleri ile:"Peygamberlerin ve velilerin kapattığını ortaya koydum.Bunu yaparken başımı da ortaya koydum"diye buyurmuştur.Bu kadar açık ve üryan konuşan bir veli,halk tarafından taşlanacaktır.'Aziz Mehmet Dumlu)
TAC MARİFET TACIDIR SANMA GAYRİ TAC OLA
TAKLİD İLE TOK OLAN LEDÜNNİDEN AÇ OLA

DÜŞE DÜŞ OLMA SAKIN DÜŞE ALDANIP KANMA
HAKK'DAN GAYRİ ne var ki tabire MUHTAC OLA

SANA ALEM GÖRÜNEN HAKİKATTA ALLAH'DIR
ALLAH BİRDİR VALLAHİ SANMAKİ BİR KAÇ OLA

BİR AĞAÇTIR BU ALEM MEYVESİ OLMUŞ ADEM
MEYVEDİR MAKSUT OLAN SANMA Kİ AĞAÇ OLA

BU SÖZLERİN MEALİ KİŞİ KENDİN BİLMEKTİR
KENDİ KENDİN BİLENE HAKİKAT MİRAÇ OLA

BU ADEM MEYVESİNİN ÇEKİRDEĞİ SÖZÜNDÜR
SÖZSÜZ ALEM ADEM BİR ANDA TARAC OLA

HAKK DENİLEN ÖZÜNDÜR ÖZÜNDEKİ SÖZÜNDÜR
GAYBİ ÖZÜN BİLENE RUBUBİYYET TAC OLA
(Hz.Sunullah GAYBİ)
(Kütahyadaki türbesi,Aziz Mehmet Dumlu hazretlerinin önderliğinde Kütahya Belediyesince yeniden ihya edilmiştir)

ŞERİAT MERTEBESİNDE ZAT'I ARZULAMAK

Şeriat mertebesinde Zat'ı bulmak ve ulaşmak mümkün değildir.Çünkü şeriat mertebesinde ikilik vardır.Sen ve Allah.Bu yüzden bu mertebede Allah'a kuvaşulamaz.Şeriat mertemesindeki Ben'in yok olması gereklidir.Benliğin yok edilmesi de  ancak Mutu Kable en Temutü sırrı olan Ölmeden evvel ölmekle mümkündür.Bu hale ulaşmak için fiziksel ölüm gerekli değildir.Nefsin sıfatlarından boşalan yere Hakk dolar ve kulun eli,gözü,dili olur.Zat o kulunda tecelli eder.Bu sıcak diyaloğ anlaşılamadığı için Zahir uleması Hep ahirette kavuşulacak bir Hakk fikrini söylerler.Onlara göre Hakk konuşandır ama konuşması ahirete mahsustur.Peygamberliğin devam ettiğine inanmamakla bu canlı diyaloğ yolu kapatılmıştır.
"Yeryüzünde Tanrı bizatihi Tanrı olarak kimsenin karşısına çıkmış değil.İnsan "Tanrı"tecrübesini dahi yine yeryüzünde bir insan üzerinden yaşadı.Bir Tanrı elçisine inandı,Tanrıya inanmış oldu.O insanı inkar etti Allah'ı inkar etmiş oldu.Allah yeryüzü planında insan üzerinden bilinir,tanınır.İnsanı tanımayan Rabb'i tanıyamaz"(Mahmut Erol Kılıç)

26 Haziran 2016 Pazar

HUZURU HAKKA ÇIKMAK

Zahir ehline göre bu ancak ahirette mümkündür.Peki "Fefirru ilallah"Allah'a kaçınız,"Vallahu yed'u ila dar'i sselam""Allah Teala sizi darüsselama davet eder"ayetleri bu dünyada,beşeriyet aleminde yaşayan insanlara hitap değilmidir.Hakk'ın bu davetini sadece "Ahirete mahsus"kılan nedir?Dünya hayatında Halık ile Halkın ilişkisine bir set koyup,Hakk ile görüşmeyi öteki aleme öteleyen şeriat erbabı dediğimiz zahir ehli,kıylu kal sahipleridir.Halbuki Tasavvuf,kulu,sahibine bu dünyada kavuşmaya davet eder.Gözlerin açılması bu aleme mahsustur.Bu alemde göz, kapalı gittiği takdirde o alemdede gözümüzün açık olacağının karinesi yoktur.Aksine o alemdede gözün kapalı kalacağına işaret vardır.

ALEMİ MANAYA UÇMAK

Mana alemine uçabilmek için Keşf ve zevk kanatlarının olması gereklidir.Bunlar yoksa.Zahiri ilim sahipleri ince sözlerle önce kendi kendilerine bir düğüm yaparlar sonrada bu düğümleri çözmeye delil ararlar.Bu şekilde bu dünya ömrü sürekli düğüm atıp çözmek suretiyle tamamlanır da  vakit akşam olmuştur.orta yerde  sadece halkın övgüsü kalmış el ve gönül bomboş.Ne öte alemleri müşahede edecek bir keşif açılmış ne de yapılan ibadetlerde zevk tatmış.

TARİHİ DÜŞMANLIKLARIN KALKMASI

dünya liderleri, son eserleri tablolarıyla
İki kabile arasında kadim(tarihi)düşmanlık nasıl kalkar?Medine-i Münevvereye Efendimiz hicret etmeden evvel bu şehirdeki iki kabile arasında tarihi düşmanlık var idi.Efendimizin bereketi ile Ensan arasında muhalefet ve düşmanlık kalkmıştır.Efendimize tabi olduktan sonra İslamiyet nuru bu insanların kalbini aydınlatınca,kalplerindeki pisliği gördüler  ve bu nefsani sıfatlardan vazgeçtikleri için düşmanlıklar da son bulmuştur."Müminler Kardeştir"hükmü tecelli etti.Müminlerin nefsi vahid haline gelmesine  efendimizin varlığı sebebdir.Çünkü Yılanın gözünü kör eden zümrüt taşının ışığıdır derler.Nefis yılanının gözünüde Enbiya ve evliya nazarı kör eder.Bu nedenle Peygamber varisleri,kendisine tabi olan ve inanan insanlar arasındaki düşmanlıkları giderir ve dost olurlar.
aynı kabileden ve sülaleden dahi olsalar nefislerinin hükmü altında olan kimselerin birlikteliği noksandır.Bu birlikteliğin kamil olabilmesi için o insanların ruhlarının ve manalarının birleşmesi gereklidir.Nitekim Cenab-ı Hakk zahirde birlik içinde gözüken münafıklarla alakalı olarak:"Haşr 59/14"Sen onları müctemi ve müttehid zannedersin ,Halbuki onların kalpleri ve manaları müteferriktir"buyrulmuştur.
Batı dünyasının meydana getirdiği ekonomik yahut askeri birliktelikler sağlam birlik değildir.Ufak bir menfeat çakışmasından derhal bozulacaktır.

Allah Ya Daim-Zikr

ESMAÜL HÜSNA Kanal 7

KUR’AN AYETLERİNİN BUGÜNKÜ KARŞILIĞI

Kur’an kıyamete kadar geçerli olacak örnekleri ihtiva eder.Yani Hz.Musa ile Firavun arasındaki mesele sadece belirli bir zaman diliminde oldu bitti hadisesi değildir.Kıyamete kadar her gün bu hadise tekrarlanmaktadır.Yani Hakk’a davet eden Hz.Musa makamında bir elçi bugünde vardır.Yarında olacaktır.Keza bu elçiye tüm güçleri ile karşı koyan,onu yok etmek isteyen dünyvei güçler firavunu temsil etmekle bugünde mevcut olup alnı gayeyi gerçekleştirme çalışması içindedir.Bu olumsuz güçler yarında olacaktır.Ama bugün Hz.Musa’nın işini yapan kişinin ismi ve cismi değişmiştir.Keza Firavunun ismi yoktur ama onun işlevini gören ismi ve cismi değişmiş başkaları mevcuttur.Tüm Kur’andaki ifadeler,Hadiseler her an dünya üzerinde olmaktadır.Tüm bu yaşanan tekrarlar içerisinde isimler ve resimler değişmekte ama muhteva aynı kalmaktadır.Hak ile Batılın mücadelesidir bu imtihan.Bu tekrardan murat Tebareke suresinde belirtildiği  “Hanginiz daha iyi amel edeceksiniz diye imtihan etmek”olarak açıklanmıştır.Hakk Teala efendimiz merhametinden dolayı bu kitabı indirerek bu tekrarları kitapta toplamış ve bizlerin bilgisine sunmuştur.Bu tekrarları okumuk ve hıfz etmekten ziyade bugün bizim başımızda da ceryan edecek hadiselerde kitaptan kopya çekmemiz istenmiştir.

SURETİN ALDATICI CAZİBESİ

Bir Hadis-i Şerifte buyrulmuştur:"Cennet ağaçlarından bir ağaca mülaki olduğunuz vakit,onungölgesi altında oturunuz ve yemişlerinde yiyiniz"Ashab-ı Kiram dediler ki ;"Ya Resulallah,dar-ı dünyada bu nasıl mümkün olur?"Aleyhisselam buyurdu:"Bir alime mülaki olduğnuz vakit güya ki cennet ağaçlarından bir ağaca mülaki oldunuz" Bu hadis-i şerif Mana7ya işaret ettiğinden bu manayı da Efendimiz açıklamıştır.Bahsettiği alim kişi,ilmini kitaplardan yahut sohbetlerden edinmiş olan değildir.Hakkın nihayetsiz ilmine ulaşarak ilmi Hakk'dan alan kamil kişilerdir.Bunların ilimlerinde eskilik yoktur.Vakte göre yeni şeyler söylemektedirler ki tamda ihtiyacımız olan zamanın sözleridir.Kibriti Ahmer denilen çok değerli inci hükmünde olan bu zatlardan yeryüzü hali değildir amma bulmak aramaya ve meşakkate bağlıdır.
Bu nedenle Efendimizinr sözlerindeki manaları,Kuran'ın ayetlerindeki Manaları çözmek asıldır ki her çağa hitap eden yönleri mevcuttur

ENDİŞE İÇİNDE YAŞAMAK

Bütün insanlar cismaniyet ve suret aleminden kalblerine akseden endişelerin etkisi altındadır.Acaba yarın şu ne olacak?.bu düşünce kalbi gamlandırmada ve insanda bu hal içinde yaşamayı itiyad edinmiştir.Sadece Veliyyullah bunun dışındadır.O beşeriyet olarak gam ve düşünce içinde gözükmekte ise de bize yardım için öyle gözükmektedir.İstedikleri zaman gam düşüncesinin üstüne çıkabilirler.Bu hal onlarda arizi değildir.Daimi olup ne vakit isterlerse bu etkinin dışına çıkabılırlar.

KAYYUM KELİMESİ

Hukuki bir terim olup,bir başkasının yerine iş yapan diye kısaca tarif edilebilir.Devletin, İktidarın,bazı şirketlerin,kurumların yasal temsilcilerine el çektirip kendisinin o şirketin idaresi için yönetici atamasıdır.KAYYUM ,Cenab-ı Hakk'ın ismidir.Hakk cümle mevcudatın Kayyumudur.Bizlerinde Kayyum Hakk'dır.Kayyım atayanlarında,atanan kayyımlarında Kayyumu Hakk Tealadır.Sonlu,nihayetli olan bu dünya ömründe Her şeyin yok olacağını,biteceğinin idrakinde olmak gerektir vesselam

25 Haziran 2016 Cumartesi

HALLAC BENİ DARAĞACINA ÇEKERDİ

"Dertliyim,hastayım.Biliyorsun da bana Fatiha okuyorsun.Fakat ey Dost görmüyormusun?Ben zaten Fatiha'dan hastayım,yani ruhların ilk yaratılışından ,ezelden aşığımda oradan ayrı düştüğüm için hastayım.
"Enelhakk"dediği ,gerçeğe işaret ettiği için halk gerçeği anlıyamadı.Hallaç'ı darağacına çekti.Hallaç sağ olsaydı sırlarımın azametinden ötürü ,o beni darağacına çekerdi."
(Divan-ı Kebir)

ALLAH'I İNSAN-I KAMİL MERKEZLİ ANLAMAK

Vücudu mutlak'ın cemi meratib ve etvarının meclası,alemi zatın zübdesi ve hülasası adem olmuştur.Hakikati Muhammediyye denilen insanı Kamil noktası her şeyin esasıdır.Yani Hak Teala insanı kamilde tecelli etmekle insanı Kamilsiz Hakk anlaşılamaz.Her işin merkezinde O, olmalıdır.İnsan-ı Kamildeki vücud sureti,diğer insanları hata'ya,galata,şüpheye,küfre düşürmektedir.Halbuki İnsan-ı Kamil Allah mülküne girişin kapısıdır."Evlere kapısından giriniz"ayetinin sırrıdır."Denizler mürekkep,ağaçlar kalem olsa Rabbinizin kelimelerini yazmağa yetmez"ifadesinde Hakk'ın kelamı sadece Kur'an değildir ki.Namaza durabilmek için nasıl şartlarından birisi Abdest dediğimiz necasetten temizlenmek ise,Hakk'ın mülküne, vaktinin insanı Kamil'i olan peygamber kapısından girileceğinden,temizlenmiş olanlar ancak vaktin insanı kamil kapısından bu mülke nüfuz edebilirler.Yenyüzündeki "Allah'ın ipi"vaktin velileridir.Ki o velilerin suretleri bizim gibi ise de manaları farklıdır.Tıpkı Efendimizin buyurduğu gibi:"Ben de sizin gibi beşerim ancak bana vahyolunmakta"diyerek manasının farklılığını belirtmiştir.Durum dün nasılsa bugünde aynıdır.Farkı bir şey yoktur.Evvelsi günün Firavunları Hz.Musa'ya itiraz ederken,Dün,xxxxebu Cehil Efendimize itiraz etmiş,bugünsü;vaktin velilerine aynı itiraz yapılmaktadır.Değişen bir şey olmamıştır.

MANEVİ UZAKLAŞMAK

Hz:Musa'nın Hz.Hızır'dan maddi olarak uzaklaşma nedeni çok söyleyici olması idi.Halbuki Hz.Musa şeriat ölçüleri dairesinde Hz.Hızır'a ,yapılan işlere itiraz etmişti.Mürşit-Mürit ilişkisindeki çizgiler gayet incedir.En ufak bir ayrıntı,detay dahi çok önemlidir.İnsan vücudu denge üzerine bina edilmiştir.Eski Tıpta vücudda sıhhati devam ettiren Kan,safra,balgam ve Sevda ifrazlarının birisinin dengesi bozulursa vücudda hastalık başgösterir fikri vardır.Bu nedenle bunlar arasındaki denge sıhhati devam ettirir.Keza İslam inancı orta yolu tavsiye etmekle Yememizde,içmemizde ve uyumamızda  vücudumuz için faideli olanı orta yoldur.Birlikte olduğun insanlar içindede sıfatta ileri olmamak gerekir aksi halde ayrılık husule gelir.Siyasi olarak başlatılan oluşumlarda bir müddet sonra birlikte yola çıkan yol arkadaşları arasında zuhur eden ayrılık da bundandır.İhtilaller içinde aynı şeyler söylenebilir.Mürşit-Mürit arasındaki ilişki gayet ince olmakla müridin dilsiz ve itirazsız olması gereklidir.Mürşidin yaptığı işlere veya kelamlarına kalben dahi itiraz etmek,karşı gelmek manevi olarak soğukluğa neden olacağından,kalıbı huzurda hizmette dahi olsa manevi olarak huzurdan tard edilmiştir.Mürit zahirde hazırdır ancak manada gaib olmuştur.Namazda iken hadesten taharet gerektirecek bir hal zuhur ederse derhal abdest almak gereklidir.Aksi halde namazın gitti.Mürşit huzurunda olmakta ibadettir.Bu nedenle ibadeti ifsat edici hadeslere dikkat etmek gereklidir.

AHMET HAMDİ TAMPINAR /Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün TRT Radyo Tiyatrosu Tarafından Seslendirilmiş Hali

Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün TRT Radyo Tiyatrosu Tarafından Seslendirilmiş Hali
1962 yılında aramızdan ayrılan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın bugün 115. yaş günü. Bugüne özel olarak Tanpınar'ın en ünlü romanlarından Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün TRT Radyo Tiyatrosu tarafından seslendirilmiş halini sizlerle paylaşmak istedik


https://seyler.eksisozluk.com/saatleri-ayarlama-enstitusunun-trt-radyo-tiyatrosu-tarafindan-seslendirilmis-hali

24 Haziran 2016 Cuma

Hem kamer hem zühre vû hem müşterî der âsman/Acem'lerin ve marifetname de burçlar

Marifetname’de Astroloji ile ilgili olarak özetle şu ifadeler yer almaktadır:
“Yıldızlar, meleklerin elinde mecbur ve hüküm altındadır. Melekler de Allah’ın (cc) emri altındadır. Hepsi de O'nun irade ve kudreti ile hareket ederler. Mesela, Güneş kuru, sıcak tabiatlıdır. Ay ise soğuk ve rutubetlidir. Yıldızlar bu keyfiyetleri ile alemde etkili olurlar. Fakat bütün bu işlerin sadece yıldızlara bağlanması yanlış olur, çünkü yıldızlar da, Hak Tealanın hükmüyle bu tasarrufu yapmaktadır.
Uzaydaki yıldızlar ve güneş sistemindeki gezegenler ateş, hava, su, toprak gibi unsurlar ile madenler, bitkiler ve hayvanlar üzerinde etkili olurlar. Gerçek etkili olan ise Allahü Tealadır. Burçlar ve gezegenler ise sebeptirler."
Bütün gök cisimlerinin yer cisimleri üzerinde çeşitli etkileri olduğuna işaret edilen Marifetname’de, insanların, şekil, hal, ahlak ve tavırlarının; henüz ana rahminde nutfe iken, burçlardan gelen kozmik ışınımın ihtiva ettiği mananın beyinlere işlenmesi ile meydana geldiğine işaret edilmektedir.
İlm-i ahkâm-ı nücûm’un temeli olan yedi gezegen (seyyâre) Kamer’e (Ay’a) olan uzaklıklarına göre, Zuhal (Satürn), Müşteri (Jüpiter), Mirrih (Merih), Şems (Güneş), Zühre (Venüs), Utarid (Merkür) şeklinde sıralanır. Bu yıldızların belirli özellikleri vardır: Zuhal nahs-ı ekber, Müşteri sa‘d-ı ekber, Mirrih nahs-i asgar, Zühre sa‘d-i asgar, Utarid debîr-i semâ, Şems neyyir-i a‘zam, 

KİBİR VE KİNİN ASLI ŞEHVETTENDİR !

Şehvet iki türlüdür.Açık olanı,kadınlar,muhteşem bina ve binekler,bağlar ve bahçeler,nefis yemek ve yüksek makam gibi zahir  şeklindeki nefse süslü gelen şeylerdir.Şehvetin gizli olanı da halkın kendisini tazim ve fiillerinin medhetmesinden dolayı nefsin aldığı hazdır.Bunlara nail oldukça nefsin kibir ve gururu artar.Keza bu isteklerine engel olanlara da kin duyar.Nefsani kimseler şehveti adet edindiklerinden kişi kolayca alışkanlıklarını terkedemez.Terk ettirene kin duyarlar.Çünkü iblisin huyu,Hz.ademe kin tutmak olmuştur.
Fihi ma fihte Hz.Pir buyurmuştur:"Bu halkın fiilleri ve davranışları baştan başa eğridir.Eğer bir kamil onlara eğriliklerinden bahsetse ,halk ona Tanrının selamını bile vermez olurlar.Bu nedenle onların halkı terbiyeleri mudara yoluyladır mesala  yazı öğretmeni bir çocuğa yazı ödevini verir.çocuğun yazısı hep eğridir,fakat öğretmen onun yazısına güzel deyip "Aferin çok güzel yazmışsın yalnız "elif"harfini şöyle yazarsan hiç kusurun kalmaz"der.Çocuk şevke gelir Elif harfine dikkat eder.Sonraki vakitlerde diğer harfleri tek tek düzelttirerek alfabeyi tamamlattırır.Buna mudara yolu denir.
Kötü huy bedenden ancak mudara yolu ile çıkartılabilir.

SESİ YÜKSELTMEMEK

Bu emir Hucurat 49/2 'dedir:"Ey Mü'minler ,seslerinizi Peygamber'in sesinin fevkine yükseltmeyin!Birbirinize bağırarak konuştuğunuz gibi O'na da bağırarak söylemeyin"buyurulmuştur ki bu bir emirdir.Kur'an canlı ve ruhu mevcut olmakla ve kıyamete kadar daimen nazil olmakla bugünün insanı bu ayetten ne anlamalıdır.Çünkü ortada Resulullah efendimiz yoktur.Peki bu ayetin hükmü sadece Resulullah efendimizin dünyada bulunma süresi ile kayıtlı olabilir mi?olmaz.Çünkü Kur'an Efendimiz'i merkez alsada hitabı diğer insanlaradır.Yani "Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla"kabilinde olmakla bugünün peygamberi,Peygamber varisleridir.Vaktin velileridir.Bu zatlara tesadüf edilip huzurlarında bulunulduğu zaman diğer insanlar kısık sesle ve imtihan maksatlı değil öğrenme maksatlı konuşmalı ve soru sormalıdırlar.

Besmele çek, gir çarşıya, selamı da unutma ha

Babadağlılar Çarşısının kapısından girmeden bir AHİLİK AHLAK YASASI levhası/Denizli
Besmele çek, gir çarşıya, selamı da unutma ha!
Kiloyu eksik çekme ha, metreyi kısa tutma ha!
Halka hizmet eylemektir Hakka hizmet eylemek,
İyi belle sen bu sözü, sakın yabana atma ha!
Alış derken, satış derken, ölçü, tartı, satış derken;
Paraya pula tapma ha, insanlığı unutma ha!

CAMERON ÖRNEĞİ

İngiltere Başbakanı,halk oylamasında kendi fikrinin aksi sonuç çıktığı için istifa etti.Madem %52 çoğunluk ,AB 'den çıkma yönünde oy kullandı,fikrim akside olsa artık temsil edemem dedi.Sonuçları ne olursa olsun madem halk istemedi,devam etmenin anlamı kalmamıştı.ülkemizde de Başkanlık hususunun Halka sorulması gereklidir.Hiç kimse halkın tercihleri konusunda kritik yapmamalıdır.ve dünyanın hiçbir yerinde Üniversitedeki akademisyenin oyu ile dağdaki Çoban'ın oyunu farklı görülmemektedir.Tüm insanların eşitliğini,Cenab-ı Hakk ifade etmiştir.Zeka,akıl,Kabiliyet v.s kişinin kendi kesbiyeti değildir.Eğitimin yeri ne oluyor?diye de bu fikre itiraz olunabilir.Eğitim idraki ve zevki artırır.Kaba yün kumaş giyen birisi ile kaliteli ipek giyen birisinin rahatlıkları aynımıdır?Değildir.İslamda üstünlük TAKVA iledir.Takva Kul ile Allah C.C arasında özel bir frekanstır.

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

"İNSAN BAŞIBOŞ BIRAKILACAĞINI MI ZANNETTİ?"ayeti

Kıyamet suresi 75/36 ayetinin mealidir başlık.Bu ,Yaratılan insanla,Yaratcı Allah arasında devam eden bir ilgi ve alakanın arlığının delilidir."Saldım çayıra ,Hak kayıra" anlayışı ve gerçeği yoktur.İnsan,his duygularının etkisi altında olmakla görünmeyen Var7ı algılamakta zorluk çekmektedir.O'na yönelme noktasındaki vurdumduymazlığı,gafleti işin cabası.Halbuki ,Yaratıcı ile olan bu diyaloğ canlı tutulsa,Kafirlerin dünyaları için ayette tarif edilen altın ve gümüşten müteşekkil yapıya,inananlar sahip olacaklar.Bu durum(Maddi refah)bu inanca sahip kimseler için nefsin çekimi olmayacak.Kendisine gayrimüslüm denilenler maddi refah çinde, Müslüman denilenler,yoksulluk içinde itirazını ortadan kaldıracaktı.Maddi refahı,yahut yoksulluğu inanç meydana getirmez,tembellik,ilkesizlik meydana getirir.

"NEREYE BAĞLISINIZ?"

Osmanlı toplumunda toplumun tüm fertleri arasında bu soru gayet doğaldı:"Nereye intisaplasınız?".Yani hangi meşayihle diyaloğunuz var diye sorulurda.Belki bu bağlılığın olmması garihsenir ve o kişi Avam muamelesi görürdü.Bugün,yasaklı devirlerin akabinde bu soru toplumun islam kesimi içinde  azıcıkta olsa  çekinilerek sorulabiliyor.Bir yere bağlı olmayı "Aklı kiraya vermek"şeklinde telakki eden bağnaz kesim her zaman var olacaktır.Ancak süluktaki galatlar ve yolun sahtelerine de şüphesiz dikkat etmek gereklidir.İnanma,tabi olma fıtri bir haldir.Bu nedenle camide müezzinlik vazifesi için imtihan düzenleyen devlet maalesef başın on kişiyi toplayıp kendisini şeyh diye lanse edenle alakalı hususlarda kayıtsızdır.
"Bağlı olmak"keyfiyeti olumludur.En azında "Vahşi"lik hukukunun dışına çıkmak olur.Bilindiği gibi Vahşi Hayvanın avlanması cezayı gerektirmez ancak ehli hayvanın vurulması suçtur.Ehli hayvan:İnsanla yaşan ve insanın mülkü olan demektir.Vahşi Hayvan ise insandan uzak yaşayan demektir.İnsanında bu şekilde bir yere intisaplı olması bir terakkidir.

RADİKALİZM NEDENDİR

Somalide adına Şebab denilen 19 yaşındaki Selefi gencin İslam devletinden anladığı nedir?Onun bunun elini kolunu kesmek.İslam bu mudur?Niçin bu ve benzer diğer devletlerde İslam'ı bu şekilde algılanmasına yol açan insanların bu tutumu nedendir?Tasavvuftan uzak kalmaktır.Çünkü Katı selefi anlayış İslam'ı ceza hukuku olarak algılar.Kıyafet olarak uygular.Osmanlı'da ilimler hiyerarşisi içinde Tasavvuf en başta yer almakta idi.Ne zaman Medreseden Tasavvuf tecrit edildi.Katı dindarlık yahut biraz ötesi dincilik zemin buldu.Bu duygunun birez ötesinde güç ve silahı yanına verirseniz ortaya Radiklizm çıkar.

"ALLAH GÜZELDİR, GÜZELİ SEVER"Hadis-i Şerifi

Bu hadis-i Şerifteki "Güzel"kavramından  fizisellik anlaşılmamalıdır.Sadece Cemal'e de hasretmemiyiz bu hadis-i şerifi.Çünkü Yaratılmışlardaki fiziksel gönütünün yegane yaratıcısı vardır.Bir varlığı yaratırken de kimseye sormaz.Tersten sorgulayalım.Bir insanın güzel ve veçhe ile,yahut çirkin bir veçhe ile yaratılmasında o kimsenin iradesi yoktur.Renk,ırk kişinin tercini değildir.Bu nedenle bu hadis-i sadece güzel insanlar,yahut güzel kadınlar'a hasretme galattır.Bu hadis-i Şerif açılmalıdır.Cenab-ı Hakkın Cemal,Cemil sıfatlrnın açılımı gereklidirCenab-ı Hakk'ın tüm yarattığı güzeldir.İnsanın işlerindeki güzelliği Hakk sever.İnsan,güzel işler(gerek sanatta,gerekse yaptığı vazifede,günlük davranışlarında,beşeri ilişkilerinde)yapma gayreti içinde olursa Hakk'ın sevdiği bu şeydir.Güzelliği sadece estetik olarak telakki etmemek gerekir.

23 Haziran 2016 Perşembe

TOYNBEE

İngiliz tarihçi ve Osmanlı hayranı.Ömrünün 51 yılını  kütüphanelerde Osmanlı eserleri için harcamş.1975 de vefat ettiğinden kitapları kendi boyunu aşmıştı."iki asırda bir defada olsa bir Dahi tarafından yönetilen bir ülke şanslıdır"derken Osmanlının peş peşe gelmiş 10 padişahınında dahi olduğunu belirterek "Bu kadar da düşeş gelmez"deyip hayretini  belirtmiştir.Osmanlı Medeniyeti için  bitmix,tükenmiş,ömrünü tamamlamış bir medeniyet diyenlere ,"Hayır !durdurulmuş bir medeniyettir.Dış güçler tarafından zorla ,kuvvetle durdurulmuş bir medeniyettir.ve durdurulma halen devam etmektedir.Tarihin bir anında ,bir hamle,bir atılım o durmayı yeniden gelişime ve dirilişe çevirecektir"demişir.AZZİM NECİB SULTAN'IN belirttiği gibi "Dünya iki kutba ayrılacak.Türkiye iki kutup arasında Hakem rolü üstlenecektir" Millet kavramına Irk olarak değilde medeniyet olarak baktığımızda Osmanlının zorla terkettirildiği islam dünyasının ve balkanların ve kuzey afrikanın insanlarının umudu Türkiyedir.

DEVLET BAŞKANLARININ-SULTANLARIN SÜLUKU

Bir derviş,tekkeye kapılanır ve orada şeyh efendinin nazarı altında eğitim sürecine girer.Peki Bir devlet başkanının/sultanın süluku nasıl olur?.Metli Dede'den yetişen merhum Hasan Hüda hazretleri Turgut Özal'la alakalı şunları söylemişti:"Mürşit kuvvetli olursa,müridi Cumhurbaşkanı olsa bile o makamdan indirmeden onu irşad eder "Şüphesiz  bir sultanın irşadı bir mürit gibi olamaz.Çünkü Devlet başkanının bir saat halkın işleri ile meşgul olmaları bir dervişin kırk gün çile çekmesine denktir.Çünkü Halka hizmet Hakk'a hizmettir.Bu nedenle devlet başkanı yahut yöneticilirle Şeyhler arasındaki ilişkiyi,şeyhin sıradan bir müritle olan ilişkisi gibi değerlendirmemek gereklidir.Mürşidlerin onlarla özel işlemleri vardır.Himmetleri her zaman onlarladır.Ancak ameli olarak onlardan çok büyük vazife istenmez.Çünkü sıradan bir müridin iki üç saatini alacak olan günlük özel işini,Yönetici yerine getiremez.Bu nedenle Akşemsettin ,Padişahın gönlü dervişlik alemine akmasın da devletin işleri aksamasın yahut zafiyet geçirmesin diye Fatih'ten ayrılarak Göynük'e çekilmiştir.Ebulvefa hazretlerinin,devrin padişahını dergaha kabul etmemesi gibi bu davranış devlet işlerinin selameti içindir.Nizamı alem daha önemlidir.

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN

Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

DÖLLENME ANİMASYONU (HÜCUM MARŞI EŞLİĞİNDE)



hayırlı cami cuma cima-i cem -i cem farkındalığı..halvet der encümen :) DERSİ TEVHİD

KADİM ZAMANLARDAKİ DNA -GEN -YARATIM SAFHALARI İLMİKAYITLARI..gen-genosis-cin-cenin-cinnet -cennet-cern-genom-geografya .....= DÜNYALILAR

XY

mısır da İSİS ve OSİRİS

sümer de LAHMU ve LAHAMU

yani TUZLU ile TATLI SU İLMİ

MARECEL BAHREYN BAHSİ ve iki suyun karşılaşsalarda asla birbirlerine karışmayacakları ama ikisinden de İNCİ ile MER-CAN çıktığı :)

**

RA-NUR -RUH-RAB

gen-dna -XY dir

PC yazlım dili prOfil resmİ ise 101010011 dir

hakikat ise NOKTA ve açılım zamanı DAİRE dir..bu boşluğa HALVET denir yazı ile O = HAMSE -5 dir..

********

mitolojik -hayal ürünü masallar zan edip,hiç bir şey anlamadan öylesine eğlenerek paylaştığımız bu sembolleri, bir vakitler sıradan halklar-avamlar asla göremez ,hatta bu manaların yanına bile yaklaşamazlardı biliyor musunuz ? ..o ,şimdi sanala alemden - 3D her yerini didik didik ettiğimiz kadim mabedlerin ,dış avlusundan içeriye bille ayak basamazlardı SIRADAN KİMLİKLER..insiyelikteki derecelere göre ,en iç mahrem mabedin kabine nadir rahiple rahibe girebilirdi..

günümüzde herşey bedava ve değersiz emek verilmeden elde edildiği için,herşey kolayca çöp malzemesine dönüşüyor..oysaki binlerce senedir kendileii en ince ayrıntınlarına dek kaydetmiş bu NAZAR- RA-NUR -GÜNEŞİN ŞUALARI İLE HAYAT IN NASIL BULDUĞU İLMİ TEKNOLOJİSİ bugünde kendisini en anlaşılır eşleştirmelerle güncellemeyi bilmektedir..iş ki, anlayan olsun ve alay edip inkar etmesin..

biz havadan gökte zembille inmedik..var olmayan hiç bir şey yoktan icad edilmez..kendimize geçirdiğimiz safhalara dejenere ve şımarık egolu yüzlerimizle değil, bizim bugün bu tekniklerle anlayamadığımız tüm sırları, o devrin bugünde geçerliliğini koruyan tekniği ile nasıl bu derece ince detaylı yazıp çizip anlatmışlar anlamaya çalışıp ,onlara saygı ile şapka çıkartmalıyız.

***

bugünki ilimle yılan sembolü en kolay anlaşılacak şeydir..size seviye seviye yazayım..hepsi yılandır mesela..ses dalgası-frekanslar.,soyut su havadırlar..sonra rahman yani yağmur -su -yılanlar ile yere iner...ve sonra babamızda sperm oluruz yani bir yılancık su damlası..sonra babamızın denizindeki biz yılancık spermeler ,illa hücum marşı ile annemizdeki dürri yekta denen inciye hücum ederiz..ve halvete sadece genelde bir sperm yılancık erişir ve içeri girerken nalınlarını yani kuyruğunu bırakır..yani halvet boşluğuna daha doğmadan eski hayatını -başını vermek zorundadır..başını içeri veren sperm insancık bu defa bir kurtçuk-larva olur ve annenin rahim çeperine yapışıp,onun kanını emerek beslenir :) 40 haftalık bir çile erbaininden sonra halvetten dünyaya insan olarak doğarız..ama o yılan omurumuzda hep vardır ve kuyruğu titretene dek bize kendinsini tahsil ettirir vesselam :)

GÜNÜMÜZDEKİ KORKUNÇ TEHLİKELİ BOYUTA ULAŞAN EGOLARIMIZI BİRAZ KIRIP ,GEÇMİŞİMİZDEN ÜZERİNE BASTIĞIMIZ GENETİK MERDİVENE SAYGI DUYMAYI ÖĞRENMELİYİZ..belki o zaman turuku aliye -ata direği -sıratel mustakim ASA YOLUNU -TARIK I anlarız vesselam....

MÜRİD MAHMUT-SULTAN MAHMUT

Osmanlı Padişahı 2.Sultan Mahmut Osman Selahaddin Efendi isimli bir Mevlevi şeyhe bağlı imiş.Onu ziyarete gidip geldikçe tekkedeki müritlere bahşiş dağıttırırmış.Gidiyor,sohbetten feyz alıyor çıkarkende vekilharcına emrederek dergahtaki insanlar görülüyor,Padişahın adamları ,herkesin avucuna birşeyler koyuyorlar.Şeyh efendi bundan rahatsız oluyor.Bakıyor ki müridan padişahın gelmesini beklemeye başlıyor.Bir sonraki ziyaretinde diyor ki :"Padişahım Mürit mahmut olarak gelecekseniz  eyvallah buyrun.ama Sultan mahmut olarak gelecekseniz lütfen gelmeyin"

CHP'NİN REFARANSI

Osmanlı'nın Nadir Şahla olan görüşmelerinde Osmanlı-iran arasındaki inançsal konulardan kaynaklanan ayrılıkların ortadan kaldırılması amcıyla Caferiliği beşince mezhep olarak kabulünü istemişlerdi.Osmanlı uleması bunu kabul etmedi.Milliyetçilik unsurları yükseldiği zamanlarda kişiler kendi milletlerinde bulunan erenleri referans alma yoluna gitmişlerdir.Ancak Osmanlı Manevi Referans olarak Sadece Yunus'u değil,İbni Arabi'yi,Ahmet Yesevi'yi ,Hacı Bektaş-ı Veli'yi alma noktasında tereddüt etmemiştir.Kemal Kılıçdaroğlu Partinin başına geçtiğinde "Biz Hacı Bektaşi Veli'nin yolundayız"derken Deniz Baykal'ın "Biz şeyh Edebali'nin yolundayız"diye karşılık vermesi kırılmanın mevcudiyetini gösterir.Halbuki hakikat ehli hepsini kabul eder.Tıpkı Bakara suresinin son ayetinde olduğu gibi "Resuller arasında ayrım yapmayız"ayetinin emrettiği gibi olmak gereklidir.Yunus'u seven Hacı Bektaşı,Ahmedi Hani'yi Hakim Senai'yi ve Attar'ı eş derecede sevmelidir.Şeyh Bedrettin'i sevmemek neden olsun.Bu zatların içinde bulundukları siyasal çalkantılar Evrensel yönlerini asla gölgelememeli.

Mevlana Vakfı  İSKENDERUN
Av.Şemsettin KESER
semsettin.keser@hotmail.com

İBNİ ARABİNİN OSMANLIYA REFARANSI

Bloğun önceki yazılarında mevcuttu.İbni Arabi hazretleri eş-Şeceretün-Numaniyye fi'd-Devletil Osmaniyye isimli eserde Osmanlı Devletinin kuruluşunu çok önceden müjdelemiş,kaç yıl ömür süreceğini ,sonunun nasıl geleceğini ve sonra nasıl tekrar ihya olacağını anlatmıştır.Bu kitap sonraki yıllarda Osmanlı Devlet Ricali arasında refarans kitabı olmuştur.Koca Ragıp Paşa'nın Tahkik ve Tevfik isimli kitabında bir hadise de anlatılır:
Nadir şahın heyeti ile bizim heyet barış görüşmeleri için bir araya geldiğinde,heyetteki kişilerden bir tanesi de Ragıp Paşa'dır.İstanbul ile alakalı hadis-i okur ve "Bu hadis-i Şerife mazhar olmuş bir devletiz.İkinci olarak büyük Arif ibni Arabi'nin geleceğini ve ne kadar muammer olacağını bildirdiği o muazzam devletiz.Peki ya siz kimsiniz?"
Osmanlı İslamın bütün veçhelerinin -ister tekke mensupları,ister devlet ricali,ister askeriye olsun-tasavvufi bir tarzda olmuştur. .

TÜM PEYGAMBERLERİN MİSYONLARI

Kenan Rifai hazretleri gökteki ayın tam bedr halini Efendimizin dünyevi vaktine hasrederek,ayın  bedir haline gelmeden önceki hallerini de tamamlanmamış İslam olarak belirtir.Tüm peygamberler ,görevlendirildiği vakitlerde yaşayan insanları ikaz ve uyarmak için gelmişlerse de İslam Binasının ikmal edilmiş hali içinde yapının hangi tuğlasını oluşturduğu da önemlidir.Efendimizden önce gelen Peygamberin misyonu neydi,hangi boşluğu doldurmak için gelmişti.Yani duvardaki hangi tuğla idi.İbhi Arabi hazretleri Füsusul Hikemde Peygamberlerin tamamladıklrı misyonu açıklayarak islam binasını oluşturan yapı elamanlarını anlatır.
İnsanlık bir bütün halinde iç içe kemalatın tüm evrelerini birlikte yaşadığından Mükemmel bina gezilirken tüm yapı elamanlarını görmek mümkün olmaktadır.Bunları da bize gösteren İbni Arabi gibi keşifleri açılmış yüce şahsiyetlerdir.Bugün insanlık yeni bir İbni Arabi,Mevlana,Yunus Niyazi çıkaramadı ama en azından onların eserlerine ve düşüncelerine saygılı olmak ve yollarını devam ettirmek bile Hakk yanında affımız için yeterli olabilir.Bu ümit içindeyiz.