30 Nisan 2017 Pazar

SAYMAYLA BİTMEYECEK NİMETLER

 İbni Ata der ki:”Senin nefsin,kalbin, aklın, muhabbetin, dinin, dünyanın, taatin,masiyetin başlangıç ve sonun ve bir zamanın ,aslın ve faslın vardır.
Nefsin nimeti itaat ve ihsanlardır.Nefis bunlar arasında dönüp dolaşır.
Kalbin nimeti,yakin ve imandır.O da bu ikisi arasında dönüp dolaşır
Ruhun nimeti havf ve recadır(korku ve ümittir).O da bu ikisi arasında dönüp dolaşır.
Aklın nimeti hikmet ve beyandır.O da bunlar arasında dönüp dolaşır
Marifetin nimeti zikir ve Kur’an’dır.O da bu ikisi arasında gidip gelir.
Muhabbetin nimeti ülfet,vuslat,ayrılıktan emniyette olmaktır.O da bunlar arasında dolaşır”işte “Allah’ın nimetini saymaya kalksanız, onu sayamazsınız” ayetinin tefsiri budur(Nahl 18)


YOL BULMA

Dış alemde yol bulma hususu gökyüzündeki yıldızlar vasıtasıyla olur ki yol bulacak kadar yıldız ilmi öğrenilmesine cevaz verilmiştir.Bir yerden diğer yere giden bir kimse için bu gereklidir.İç alemde yol bulma ise bir halden bir diğer hale  geçen kimse için gereklidir ki hadis-i şerif’te belirtien:Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uysanız hidayete erersiniz.”Bu iktida ve ihtida, her asırda tevarüs yoluyla dünyanın sonuna kadar devam eder.Ancak mutlaka bir delil gerekir.Bu da basiret ve velayet sahibi , hidayet konusunda tasarrufu kamil ve inayet(Allah7ın yardımı)kendisine tahsis edilen kimsedir.
Hafız şöyle der:
Aşk köyünün yoluna delilsiz ayağını basma
Ben delilsiz yüz ihtimam gösterdimse de maksat hasıl olmadı.


ZAHİRDEKİ DENİZLER VE GEMİLER-BATINDAKİ DENİZ VE GEMİLER

Hat teala zahirde yeryüzünde Kızıl deniz,Umman Denizi, Akdeniz, Büyükokyanus gibi deryalar yarattı.O denizleri geçmek içinde gemiler var etti.Batında da insan nefsinde meşguliyet, gam, hars, gaflet ve tefrika(ayrılık,dağınıklık)deryaları zahir eylemiştir.Onları geçmek için gemiler tayin edip göstermiştir.Kim tevekkül gemisine binerse meşguliyet deryasından boşluk sahiline ulaşır.Kim rıza gemisine binerse gam denizinden sevinç sahiline ulaşır.Kim kanaat gemisine binerse hırs denizinden zühd sahiline varır.Kim zikir gemisine oturursa gaflet deryasından uyanıklık sahiline ulaşır,Kim tevhid gemisine gelirse tefrika denizinden cemiyet sahiline ulaşır,Tefrikanın hakikatı bekadır ve cemiyyetfenadadır.O’nun vücuduyla tefrika memleketinde ve kendinden geçerek cem mertebesindedir.
BENLİK HESABININ ÜZERİNE KALEM ÇEK
KENDİNDEN GEÇME YOLUNDA SANCAĞI ÇEK
“LA”SÜPÜRGESİYLE YOLU SÜPÜRMEZSEN
“İLLALLAH” SARAYINA NASIL ULAŞIRSIN



29 Nisan 2017 Cumartesi

İBNİ ARABİ'NİN ,HALLACLA ALAKALI BİR MÜŞAHEDESİ

Şeyhi Ekber anlatır:Kurtuba'da iken bir müşahedem oldu.Allah bana Adem(a.s) dan Peygamber (sav)'e kadar gelen resullerin zatlarını gösterdi.onlardan Hud (a.s) bana hitab etti ve neden toplandıklarını haber verdi..Onlar , peygamber Efendimizin (sav) nezdinde Hallac için şefaat etmek üzere toplanmışlardı.Çünkü O, dünya hayatında iken Resulullah (sav)himmetinin mertebesinden aşağı olduğunu söylemek suretiyle sui edepte bulunmuştu.Ona "neden böyle?"dedi.O da şöyle dedi:"Çünkü Allah Teala "Rabbın sana verecek , sen de razı olacaksın"(Duha 93/5)buyuruyor.Buna göre O'nun her mümin ve kafire şefaat etmesini Allah Teala'nın kabul etmesinden başka  bir şeye razı olmaması onun hakkı idi.Fakat O şöyle buyurdu "Benim şefaatım ümmetimden büyük günah işleyenler içindir"
Hallac'dan bu söz sadır olunca Resulullah (sav)bir vakıasında/rüyasında ona geldi ve :"Ey Mansur ! Senmisin , bana verilen şefaatı inkar eden?" dedi.Mansur da "Ya Resulullah ! bu söz benden çıkmıştır" diye cevap verdi.Bunun üzerine Resul i Ekrem (sav):
"Sen benim Rabbimden rivayet ettiğim  şu hadisi işitmedin mi? "Ben bir kulu sevdiğimde onun kulağı,gözü,dili ve eli olurum"
Mansur:"Evet işittim , ya Resulullah" dedi. Resulullah (a.s)
"Benim Allah'ın habibi olduğumu bilmez misin?"buyurdu.
O da:"Evet ya Resulullah"dedi.Bunun üzerine peygamber (a.s)
"Ben Allah'ın habibi olunca  O, benim konuşan dilim olur.Böylece şefaat eden  ve kendisine şefaat için başvurulan aslında O 'dur.Ben O'nun varlığı içinde yok olmuşum.Bana yaptığın bu terslik nedendir,ey Mansur"buyurdu.
Mansur:Ya Resulallah ! ben bu sözümden tevbe ettim.Günahımın keffareti nedir?dedi.Resulallah (sav)de
"Nefsini Allah için kurban et ve onu şeriatımın kılıcıyla öldür" buyurdu.
İşte Hallac'ın durumu budur.Sonra Hud (a.s)dedi ki:
"Hallac dünyadan ayrıldığından beri Resulullah'a(sav)mahcubdur.Şu toplantı,Resulallah(as)nezdinde O'nun hakkında şefeat etmek içindir"

NEFSİNDE KİBRİ TEMİZLEMENİN YOLLARI

Efendimiz buyurmuştur:"Kim yün elbise giyer,koyun sağar ve merkebe binerse ,kalbinde kibir olmaz."

SALİK EDEPLERİ

Salikin uyması gereken edeplerinden birisi tabi olduğu kişinin elbisesini giymemek,binitine binmemek,oturduğu yerde oturmamak ve hanımıyla evlenmemektir.

PEYGAMBER BİNEKLERİ

At,Merkep ve Deve .
At büyük peygamberlerin,Deve Hud,Salih,Lut Şuayb ve Hz.muhammed (s.a.v.)'in9,merkep ise Hz.isa ve Uzeyr(a.s)'ın bineğidir

AT-DEVE-KOYUN VE HAYVANLAR

Kur'an da hayvanat ile alakalı olarak Nahl suresinde beyanlar mevcuttur
*Hayvanları da O yarattı.Onlarda sizin için ısıtıcı(şeyler) ve bir çok faydalar vardır.Onlardan bir kısmını da yersiniz.
*Bu hayvanlar sizin ağırlıklarınızı,ancak güçlüklere katlanarak varabileceğiniz bir memlekete taşırlar.Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatli, pek merhametlidir.
*Atları,katırları ve eşekleri binmeniz ve (gözlere)ziynet olsun diye (yarattı)Allah şu anda bilemeyeceğiniz daha nice (nakil vasıtaları)yaratır.
İnsanımız,binek aracı olarak kullandıkları otomobillere düşkündür.Herkes lüks ve pahalı araç sahibi olmak ister.Bunun nedeni yukarıdaki ayette geçen (gözlere ziynet olsun diye"bölümüdür.Bu nedenle insanlar yeni modelleri sürekli takip ederler.
İlk defa ata binen Hz.İsmail (a.s) dır."Atlara binin,çünkü onlar babanız İsmail'in mirasıdır"buyrulmuştur.
Geceleyin en iyi gören hayvan attır.Atların içinden dişi olanıdır.Dişiler içinde doğurmamış olanıdır.Zülkarneyn karanlıklar içinde abı hayatı bulabilmek için bu bineği tercih etmiştir.
Peygamberimizin yedi tane atı vardı.Bunların hepsine sahip oldukları özelliklerden dolayıfarklı isimler verilmişti.
Sekb:şiddetli koştuğu için
Mürteciz:güzel kişnediği için
Lühayf:kuyruğu yeri örttüğü için
Lezzaz:süratle koştuğu için
Verd:açık kumral,doru renkte olduğu için
Tırf:soylu olduğu için
Sebha:sürati olduğu için

CENABI PEYGAMBER(S.A.V.)'İN BİNEKLERİ

Efendimizin binek olarak kullandığı bazı develeri vardı.Birisinin ismi "KUSVA",diğerinin "CED'A" bir diğerinin ke "ADBA" idi.Adba,girdiği yarışlarda hep galip olurken bir defasında geçildi.B ashaba çok ağır geldi.Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:"Dünyada yücelttiği bir şeyi mutlaka düşürmesi Allah üzerinde bir haktır"
Bu deve Efendimiz(s.a.v.)'in vefatından sonra yememiş ,içmemiş sonunda ölmüştür.Hz.Fatıma annemizin bu devenin üzerinde haşr olunacağına rivayet vardır.

YARDIM EN SONDADIR

Necib Sultan buyurmuştur ki :Seveceksin,sayacaksın,hürmet edeceksin,hizmet edeceksin.sonrasında Himmet edilir.ilk dört husus insana aittir.Beşinki kısım(himmet)Allah teala'ya aittir.İnsan kendisine ait olanları yapmalı ki himmeti beklemeye layık olabilsin

MURTAZA EFENDİ

Mezarı Dörtyol'da bulunan "Kırklar" dan bir zat.1856-1946 yıllarında yaşamış.Dörtyol'da mutlaka her devirde Kırklar'dan bir zatın  bulunduğunu Necib Sultanım söylemişti.Murtaza Efendi'den sonra bu görev verilenlerin içinde oğlu Ali Şir Hoca 'da var.Bu zat da 2002 'de dünyasını değişti.
Allah'ın velileri de meşrep meşrep  olduğundan esprileride farklı  nükteleri içerir.
Dörtyol Özerli' mahallesinden Şıh Hasan lakaplı bir zat Necib Sultanıma nakletmiş."Benim Babamla Murtaza Hoca birlikte Yemende savaştıklrından  bana hep "Kardaşımın oğlu "diye hitap ederdi.Kendisi hanımı ile birlikte Amanos dağlarında yayla tabir ettiğimiz bir yerde kalır keçilerini besleyerek geçimini temin ederdi.Çocukları dadan şehre inmiş yukarı dağda  karı koca yaşarlardı.Ben zaman zaman sırf onu görebilmek için yürüyerek ziyaretlerine giderdim.Yine böyle bir ziyaret esnasında Murtaza Hoca ,karısı,ben otururken Nüktedan olan Murtaza Hoca kendisi gibi ileri yaşta karısına bakarak "Kardaşımın oğlu , bu hanım gençliğinde mis gibi kokardı" diye bir nükte yaptı.Bunu duyan hanımıda cevaptan geri kalmadı:"Hadi oradan bitli Murtaza"..
Bit kan emen bir hayvandır.Eskiden sıcak su,sabun çamaşır ilacı v.s olmadığı için bu haşereler insana musallat olurdu.Bit insandaki pis kanı emen bir hayvandır.Bugünün insanı Bit'den nefret etse de Cenab-ı Hakk'ın yarattıkları içinde abes ,lüzumsuz, faidesiz bir nesnenin olmadığı bilinmelidir.İnsandaki pis kanı emen bu haşereler acaba insan vücuduna yardımcı olmuyorlar mı?

KAŞ GÖZ İŞARETİ İLE PEYGAMBERLE ALAY EDENLERİN AKİBETİ

Resulullah (s.a.v.) le kaş göz suretiyle, söz ile alay eden ve alaylarında ileri giden şan ve nüfuz sahibi beş kişiyi Cenab-ı Hakk aynı günde helak etmiştir.
1-Onlardan birisi Amr b. As(r.a)babası As b. Vail idi.Resulullah'ın (s.a.v.)arkasından onunla alay etmek için ağzıyla, burnuyla bir takım hareketler yapardı.Yağmurlu bir günde iki oğluyla birlikte bineği üzerinde giderken , oradaki vadilerden birinde konakladı.Ayağını yere koyar koymaz:"Beni bir şey soktu"dedi.Neyin soktuğunu aradılar bulamadılar.Ayağı deve boynu gibi şişti ve orada öldü.
2-Onlardan birisi Haris b. Kays idi.Bu adam tuzlu balık yemişti.Şiddetli bir susuzluğa düçar oldu.Karnı patlayıp yarılıncaya kadar su içti ve olduğu yerde öldü.
3-onlardan birisi Esved b.Muttalip b.Haristi.Kölesi ile birlikte yola çıktı.Bir ağacın gövdesine yaslanmış vaziyette iken Cebrail (a.s)geldi ve başını ağaca vurmaya başladı.Kölesinden yardım istedi."Ben sana kendinden başka bir şey yapan görmüyorum"diye cevap verdi.O da olduğu yerde öldü gitti.
4-Onlardan birisi Esved b.Abdiyeğus'tu.Ailesinin yanından ayrılıp sefere çıktı.Samyeline kapılıp yüzü kapkara oldu.Ailesinin yanına döndüğü zaman onu tanıyamadılar ve kapıyı yüzüne kapadılar.ölene kadar da evine sokmadılar.Hz.Peygamber (s.a.v.)'in dayısının oğludur.Müslümanları gördüğünde onlarla alay ederek arkadaşlarına:"Bakın, yanınıza kisra ve Kayser'in devletlerine varis olacak krallar geliyor"derdi.Çünkü sahabilerin giysileri eski-püskü, geçimlerini ise zor sağlıyorlardı.
5-Onlardan birisi Halid (r.a)'ın babası Ebu Cehil'in amcası Velid b. Muğire idi.Bir seferinde çalımlı çalımlı yürürken ok yapan bir adamın yanında durdu elbisesine bir ok takıldı.Kibrinden dönüp oku çıkarmadı.Ridasının ucunu omuzuna atmak için kuvveetle çekince ok bileğindeki damara isabet etti ve onu kesti.Kan durmak bilmedi ve nihayet öldü."SENİNLE ALAY EDENLERE KARŞI BİZ SANA YETERİZ"(Hicr 95 ayeti)

AÇIKLAMAKLA EMROLUNAN HUSUSLAR

Hicr Suresinin 94 ayetinde:"Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir"emri vardır.Hz.Peygamber (s.a.v.)marifet ve hakikat türü şeyleri değil, hüküm ve şeriat kabilinden olan şeyleri açıklamakla emrolunmuştur.Çünkü o, ümmetin havassı dışındakilere bu tür şeyleri açıklamamakla memurdu.B tür şeyleri ,Allah'ı bilenler günümüze kadar birbirlerinden tevarüs edegelmişlerdir.Nitekim Molla Cami şöyle der:
Can dudağa geldi nefes almaya kadir değilim
Çünkü korkarım ki aşk sırrı aşikar olur.

KURTULUŞA ERDİRECEK ÜÇ HASLET

Alimler şu üç haslet tam ve doğru bir şekilde bulunduğu zaman kurtuluşa erileceği ve bunların da ancak birlikte olduklarında tamama ermiş olacağı hususunda ittifak etmiştir.
ZULÜMDEN ARINMIŞ BİR MÜSLÜMANLIK
HELAL GIDA
AMELLERDE ALLAH İÇİN SAMİMİ OLMAK(SIDK)

"MÜMİNLERE ALÇAK GÖNÜLLÜ OL"AYETİ

Bu ayet Hicr suresi 88 ayetidir:Medine valisi Cafer b. Süleyman İmam Malik hazretlerini dövdürüp ona yapacağını yaptı.Malik baygın olarak alınıp götürüldü.Daha sonra ayıldığında şöyle dedi:"Sizi şahid tutuyorum ki ben, beni döven kişiye hakkımı helal ediyorum.".Sonra bunun sebebi sorulunca şöyle cevap verdi:"Ölüp Nebi (s.a.v.)ile karşılaşmaktan ve onun ailesinden olan bir kimsenin benim yüzümden cehenneme gitmesinden haya ettiğim için hakkımı bağışladım"
Halife Mansur Medineye gelince Cafer'den kısas yoluyla İmam Malik'in hakkını almak için onu davet ettiği zaman da şöyle demiştir:"Allah'a sığınırım.Vallahi , Resulullah (a.s)'e yakınlığından ötürü bana vurmuş olduğu tüm kamçıları kendisine helal ettim."
Hilm/yumuşak başlılık ahlakın tuzudur."denilmiştir.

28 Nisan 2017 Cuma

TEVHİD İNSANI KAMİLE ULAŞMAKLA TAMAMLANIR

İnsan makam-ı Muhammedde yani insanı kamile ulaşınca tevhidi tamamlar.Mazharı tamm,Resulullah(s.a.v.) dir.İnsan bunun dışında hangi makamda olursa olsun gönül evini ikilikten , putlaştırdığı düşünce ve makamlardan yahut kendisini Hak'dan gaflete düşürecek ,Hakk'ı nefsinden örtecek varlık ve benlikten kurtaramaz.

İHTİYAÇ VE KARŞILIK BEKELEME DÜŞÜNCESİ

"De ki Rabbimin rahmet hazinesine eğer siz sahip olsaydınız, harcanır korkusuyla kıstıkça kısardınız.İnsanoğlu da pek eli sıkıdır!"(İsra 100) buyurulmakla insanın geninde ihtiyaç ve ihtiyaç duyduğu şeyde cimrilik etme ve harcadığı şeyin karşılığını bekleme düşüncesi mevcuttur.Cimrilik ve ihtiras kötü sıfatlardandır.Nefsi bunlardan temizlemek; cömertlik,kanaat ve uzun emelleri terk etme sıfatları ile süslenmek gereklidir.Çünkü şeytan itaatkar da olsa cimriyi kendine köle yapar, günahkar da olsa cömertten uzak durur.İnsan cinsi her ne kadar cimri, toprak gibi sımsıkı ve kuruluk üzerine yaratılmış olsa da içlerinden Allah'ın sıfatları ile sıfatlanan, zatının sırlarının hakikatına eren has kullar vardır.
Hassan b.Sabit (r.a) Hz.Peygamber (s.a.v.)hazretlerini methederken şöyle demiştir:
Öyle bir eli var ki O ' nun ;cömertliğinin onda biri
Eğer toprakta olsaydı denizden daha yaş olurdu.

SESİN TESİRİ

Salih peygamberin kavmi,Şuayp peygamberin kalbi ses ile helak edilmişlerdir.Bu ses Cebrail (a.s)'ın çıkardığı bir ses olup bu sesin tesiri ile insanda bulunan kalbin parçalandığı belirtilir.Bu nedenle havanın sıkıştırma kuvvetinin yıkıcılığına ve tahribatına  bu günkü teknik ulaşamamıştır

KULLUK VE RİYASET ASLA BİR ARADA OLMAZ

Sadık bir salik mana alemine ulaşmayı istemesi gerekir.Çünkü en yüce gaye orasıdır.Oraya ancak ilim,amel ve tevazu ile toprak haline dönmekle ulaşılabilir,İsa (a.s):"Dane nerede biter?"diye sordu."Yerde"dediler.Bunun üzerine şöyle dedi:"Hikmet de böyledir.O da ancak toprak gibi bir kalbde biter."Bu sözüyle o tevazua ve kibri terk etmeye işaret etmektedir.insanlığın Efendisi (s.a.v.)"Hikmet pınarları kalbinden çıkıp lisanından zuhur eder."sözüyle buna işaret edilmiştirKaynaklar ancak yerde olur.Bu makam ancak riyaseti terk ile elde edilir.Bu ise nefsi ve kulluğu nu bilmekle olur.KULLUK VE RİYASET ASLA BİR ARAYA GELMEZ.AYNI ANDA HEM SULTAN HEM TEBEA OLUNMAZ
MOLLA CAMİ ŞU SÖZLERİ İLE BUNA İŞARET ETMİŞTİR:
FAKR LİBASIYLA ŞAHLIK HİLATI BİR YERDE DOĞRU OLMAZ
YARISI ATLAS, YARISI PALAS ELBİSE PADİŞAHLARA YARAŞMAZ
Hasan Hüda hazretleri Turgut Özal rahmetli ile alakalı bir mevzuu anlatılırken:"Mürşid kuvvetli olursa,müridini cumhurbaşkanlığı makamını terk etmeksizin irşad edebilir"buyurmuştu.

CARİYENİN ZÜNNUN'U ELEŞTİRMESİ

Zünnun Mısri (r.a)der ki:Yolculuk sırasında bir gün bir şehrin kapısına ulaştım.Şehrin içine girmek istedim.o şehrin kapısı üzerinde bir köşk gördüm.Onda bir ırmak akıyordu.Irmağın yanına gittim ve abdest aldım.Gözüm köşkün damına düşünce ayakta duran gayet hoş ve güzel bir cariye gördüm.Cariye beni görünce şöyle dedi:
"Ey Zünnun, seni uzaktan görünce mecnun zannettim.Abdest alınca bir alim olduğunu düşündüm.Abdest alıp önüme gelince bir arif olduğunu zannettim.Şimdi kesin olarak anladım ki ne mecnunsun,ne alimsin, ne de arifsin"
Zünnun:"Neden?"  diye sordu.cariye şöye dedi:"Eğer divane olsaydın abdest almazdın.Alim olsaydın başkasının hanesine  ve namusuna bakmazdın.Eğer arif olsaydın , Allah'dan başkasına meyletmezdin"
Kemal Hocendi der ki:
O salike "pak yüzlü"demezler
O ki masivadan uzak değildir.Entarisinin yeni kısa olmak ona ne fayda verir
Ki onun eli dünyadan kısa değildir.

MEKANLARIN İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİNLİĞİ

Resulullah (sav) Tebuk gazvesine giderken Hicr bölgesi denilen ve geçmişte Salih peygamber'in kavminin yaşadığı bölgeden geçerken bineğini oraya gitmekten men etmiş,bölgeden geçene kadar bineğini hızlı hızlı sürmüştür.Cabir (r.a)' den rivayet edildiğine göre:"Kendilerine zulmedenlerin yurtlarına girerken, onların başına gelen belaların sizin başınıza  da gelivereceği endişesiyle , mutlaka ağlaya ağlaya girin" buyurmuştur.Rebulullah,bu bölgeden geçenlerin,geçmiş ümmetlerin bu hallerinden öğüt almadan geçecekleri endişesiyle böyle davranmıştır.O bu hareketiyle insanın başına bir bela geleceği  ya da karakterinin onların karakterinden etkileneceği korkusuyla zalimlerin yaşamış olduğu yerlerde- buralar boş olsa bile- yerleşmemesi gerektiğine dikkat çekmiştir.Çünkü onların kalıntıları , hallerini hatırlatır.Belki de kalb katılığına ve zorbalığa sebeb olur.
Zalimlerin yaşadığı yerlerde, mümin birisinin yerleşmemesi gerektiği ,oralarda namaz kılınmaması,mümkün olduğu kadar çabuk terkedilmesine işaret olabilir.Allah Teala zamanları farklı yarattığı gibi mekanları da farklı yaratmıştır.İnsan zahir organlarını serbest bıraktığı zaman , batıni kuvvetleri de serbest bırakmış olur.Bu durumda hali bozulur.ve kalbi Yüce Allah'dan başka şeye meyleder.İnsan o yüce huzuru yöneldiği zaman arif olabilir.

PEYGAMBERLER VE VELİLER ARASINDA İHTİLAF YOKTUR

Şeriatların asıl kuralları bakımından peygamberler arasında ihtilaf olmadığı gibi hakikatların asıl kuralları açısından da veliler arasında her hangibir ihtilaf yoktur.İhtilaf bir kenara kullandıkları ibareler dahi aynıdır.Çünkü hepsi de tek bir pınardan almakta , Allah'ın zatını sıfat ve fiillerini mükaşefe etmektedir.Veliler arasında ayrım yapan tamamını yalanlamış olur

SABAH EZANI VAKTİ BİR ÇİFTLİK

İskenderun'da bir sabah ezan vakti şehir ortasında geniş bir bahçe içinde bulunan köpekler şehrin minarelerinde başlayan ezanla birlikte ulumaya başlarlar.Bunlar aslında bu hayvanların  hayvanlıktan kurtulup insanlığa geçme isteklerini yaratanına ifade sesleridir.Ya Rabbi,bizi hayvan olarak halk ettin ve idrak vermedin.İbadet emretmedin.Ne olurdu insan mertebesine gelse idik te sana ibadet edebilseydik.! bir yandan bu şekilde bağrışan hayvanatın arasında derin bir uykuya dalmış ve ezandan habersiz insanların bu uğultuları uğursuzluk telakki edip güneşin doğuşundan sonra uyanmaları ve kendilerine bu nimeti verenden habersiz şekilde sanki kendisi kazanmış gibi tekrar hırs ile dünyada bir güne başlaması.Halbuki sistem devam ediyor.Güneş yine bilinen yerden boy gösterecek ve akşam olduğunda da deniz üzerindeki ufuktan kaybolacak.Tabiat olaylarının en küçükte olsa hiçbirine karşı koyamayan insanlara en zor soru:Gücünüz varsa güneşi batıdan yükseltin.!Buna rağmen iman etmeyenlerin Peygamber (sav)'en istekleri:Yerimizi daraltan şu mekke dağlarının kaldırılıp mümbit toprakların oluşması,içinden sular akan bahçelikler haline gelmesi,Melekler ordusunun gözükmesi,altından bir ev in olması v.s.Hepsi görsellik.Mucizeler kafirlerdeki küfrü gidermedi.Sadece onları aciz bıraktı.Mucizeler sahabeyi iman ehli kılmadı.imanını artırmaya sebeb oldu.Cenab-ı Hakk bu şekilde imanın onların kalplerinde kök salması için lütufta bulundu.Dün peygamberin varlığı nasıl bir fırsat idiyse bugün mürşitlerin varlığı da aynı şekilde bir fırsattır.Kaybolduklarında değeri ortaya çıkar

27 Nisan 2017 Perşembe

KURAN'IN HİTAP ETTİKLERİ

İmam Cafer'i Sadık hazretleri buyurmuştur:"Kur'an'ın ibaresi Avama, işareti havassa, letaifi(incelikleri) evliyaya, hakikatları ise nebileredir"der.
Mesnevi'de şöyle geçer:
Gazneli Hakim Senai , perde ardında kalanlara
Ne güzel manevi bir misal getirdi.
Kur'an'da sözden, laftan başka bir şey görmezlerse
Sapıklık  yolunda olanların bu haline şaşılmaz
Nurlarla dolu güneşin işakları gelmez de
körün gözüne , yalnız bir hararet gelir
Oğul sen Kur'an'ın dış yüzüne/zahirine bakma !
Şeytan'da Adem'i topraktan ibaret gördü,hakikatına eremedi !
Kur'an'ın zahiri insana benzer
Sureti görünür, meydandadır da canı gizlidir

KURAN'IN ŞİKAYETİ

Abdullah B.Amr b.As(r.anhüma) şöyle demiştir."Kur'an indirildiği gibi kaldırılmadıkça kıyamet kopmaz.Onun arş etrafında arı uğultusuna benzer bir uğultusu vardır.Rab teala:"Neyin var?" diye sorar.O da şöyle cevap verir:"Ey rabbim ! Okunuyorum, amel edilmiyorum."

DİNİMİZDEN KAYBEDECEKLERİMİZ

iBNİ MESUD'DAN RİVAYET EDİLMİŞTİR:"DİNİNİZDEN İLK KAYBEDECEĞİNİZ ŞEY EMANET,SON KAYBEDECEĞİNİZ ŞEY İSE NAMAZDIR.KİMİLERİ NAMAZI KILAR, HALBU Kİ DİNLERİ YOKTUR.BİR GÜN GELECEK AĞZINIZDAN BU KUR'ANDAN BİR ŞEY OLMAYACAK"Adamın birisi "Bu nasıl olur?Oysa biz onu kalbimize yerleştirdik,mushaflarımıza kaydettik,çocuklarımıza öğretiyoruz, onlarda kendi çocuklarına öğretiyorlar"dedi.Bunun üzerine şöyle karşılık  verdi:"Bir gece alınıp götürülür ve insanlar ondan mahrum olarak sabahlar.Mushaflar kaldırılır, kalplerdeki de sökülüp alınır."

EVİMİZDEKİ GARİPLER

Hadis-i şerifte buyurulmuştur:"Üş şey dünyada gariptir:Salimin göğsünde Kur'an, kötü bir topluluk içindeki salih kişi, bir evde bulunup da okunmayan Mushaf"
bu hadis-i şerif her zaman her gün yaşanmaktadır.
Hz.Hüseyin efendimizi katledip saltanat mücadelesinde bulunan Yezid,Şamda Emevi Camiinde Müminlerin halifesi sıfatı ile Cuma namazı kıldırıyordu.Bugünde aynı topraklarda İŞİD,DEAŞ  nam altında insanlara zulmeden bir gurup ellerinde güya Cenab-ı Peygamberin mührünü taşıyan bayraklarda şeriatı yaşadıklarını ve yaşattıklarını iddia ederek zulüm yapmaktalar.
 Toplumda küfür,kötülük,günah tüm evlere kadar yaygın.Böyle bir hayatı eleştiren,İslam olduğunu iddia eden insanların idareci olduğu ülkede haramların devlet eliyle icra edilmesinin tezadını söyleyenler çok az.ve evlerimizdeki mushafı en son ne zaman hatmettiğimiz konusu ise içler acısı

RUHUN BEŞ HALİ

1-Yokluk adem hali.Allah şöyle buyurur:"İnsanın üzerinden henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi?"(el-insan 76/1)
2-Ruhlar alemindeki varlık hali.Allah şöyle buyurur:"Ruhları,cesetlerden ikibin yıl önce yarattım"
3-Ruhun bedenle alaklanması hali.Allah şöyle buyurur:"Ona Ruhumdan üflediğim zaman"(Hicr 15/29)
4-Ruhun bedenden ayrılma hali:"Her nefis ölümü tadacaktır"(Ankebut 29/57)
5-Ruhun tekrar bedene iade edilme hali:"Biz onu yine ilk durumuna sokacağız (Taha 20/21)

RUH KONUSUNDA BİLGİ NİÇİN AZDIR?

"RUH HAKKINDA SİZE ANCAK AZ BİLGİ VERİLMİŞTİR"AYETİ OKUNUNCA,Müşrikler,PEYGAMBER (sav)'E SORMUŞLAR:"BU HİTAP BİZE Mİ MAHSUS MU YOKSA SİZDE BU HİTABA DAHİL MİSİNİZ?"diye sorunca Hz.Peygamber (sav):"Bilakis bize de size de ilimden pek az bir şey verilmiştir."buyurdu.Bunun üzerine "Ne tuhaf bir halin var.Bir gün "Kime hikmet verilirse , ona pek çok hayır verilmiştir(Bakara 2/269)diyorsun, başka bir gün ise böyle diyorsun "dediler.Bunun üzerine şu ayet nazil oldu:"Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz katılarak(mürekkep olsa)yine Allah'ın sözleri (yazılarak)tükenmez"(Lokman 31/27). Yani onların söyledikleri batıl ve merduddur..Çünkü hadisin bilgisi, kadimin bilgisi yanında azdır.Kulların bilgisi sonlu,Allah'ın bilgisi sonsuzdur.
Büyüklerin birisi buyurmuştur ki:Evliyanın bilgisi peygamberlerin ilmine nisbetle yedi denizden bir damla gibidir.Peygamberlerin ilmi Muhammed (sav)'in ilmine,O'nun ilmi Hak Teala'nın ilmine nisbetle aynı şekildedir.
Şeyh Ebu Medyen hazretleri buyurmuştur ki:Hak Teala'nın verdiği bu az ilim bizim değildir, belki bizde emanettir.Bu ilmin bile çoğuna ulaşamamışız.Devamlı olarak cahilleriz.Cahile ise bilme iddiası düşmez"

TÜM NİŞANLARDAN KESİLMEK

Murad ve maksadın sadece Allah Teala olmasıdır.Molla Cami (k.b)şöyle der:
AŞKIN NİŞANINI SORARSAN, HER NİŞANDAN KESİL
ÇÜNKÜ NİŞANA ESİR OLAN NİŞANSIZ  OLANA ULAŞAMAZ

HZ.İBRAHİM'İN ÜMİTLENDİRMESİ

Cebrail(a.s) dahil 11 melek genç delikanlılar şeklinde gelip selam vererek misafir olduklarında önlerine ikram edilen kızartılmış buzağı eti gelince misafirlerin yemeğe el uzatmaması üzerine Hz.İbrahim çekindi ve korku duydu.Çünkü,ikram edilen yemeği yememek,kişinin kötü niyet taşıdığının alameti idi.Bunun üzerine elçiler:"Korkma , biz sana ilim sahibi bir oğul müjdeledik".Bu haber üzerine yaşlı Hz.İbrahim kendisinin çocuğunun olabileceğine ihtimal vermiyordu.Çünkü "müjde" çok tuhaftı.İhtiyarlık ve yaşlılığa duçar olduktan sonra çocuk sahibi olmakla müjdelenmek hayret edilecek bir husustu.
Cenab-ı Hakk en olmayacak bir hususlarda , hayret verici işler yapandır."Allah her şeye muktedirdir"(Kehf 18/45)

KORKU MU? ÜMİT Mİ?

Bir mümine faydalı olan korku mu? ümit midir?.Ahiretine hangisi faydalıdır? gibi sorular akla gelebilir.Bu hususta denmiştir kiKorku , ümitten önce gelir.Çünkü Allah teala , cennet ve cehennemi yarattı.Ama cennete , ancak cehenneme uğradıktan sonra ulaşabilirsin.
Kulun öne alması gereken , korkudur.Çünkü aslolan odur.Bozuk düşünceler gönülden ancak korku sayesinde tahliye edilir.Ümide sebeb olan ,Allah'ın geniş rahmetinin  gazabından önce gelmesi, buna ters düşmez.Çünkü o asıldır.Korkunun ise Allah'ın zatına değil , sıfatlarına nisbetle var olması gerekir.Bu sebeble bir hadiste buyurulmuştur:"Eğer kul Allah'ın ne kadar merhametli olduğunu bilseydi, hiçbir haramdan kaçınmaz.Allah'ın azabının miktarını bilmiş olsaydı , o zaman da kendini yiyip bitirirdi."Yani Allah Tealaya ibadette kendini helak eder ve hiçbir günaha teşebbüs etmezdi !
Bağışlanmanın bir çok yolu vardır.En büyüğü aşk ve muhabbettir.Çünkü Allah Teala insanları ve cinleri ilahi marifete  ve rabbani cezbeye ulaştıran ibadet/kulluk için yaratmıştır.
Hafız şöyle der
Altı yönden günah denizinde gark olmuşsam da,
Aşka aşina olursam rahmete gark olanlardanım.
SUFİ MEZHEBİ OLMAYAN KİŞİDİR" denilmiştir.Yoldaki kişi ise Rahman'ın iki parmağı arasındadır.İzafetlerden kesilip kurtuluncaya kadar halden hale, emniyetten korkuya ve tersine döner.İzafetlerden kurtulunca  hali mutedilleşir, ilminin ve amelinin terazisi, istikamet kazanır.Allah Teala'ya , kendisine yakin yani ölüm gelinceye kadar ibadet eder. 

26 Nisan 2017 Çarşamba

EFENDİMİZ (sav)'E SORULAN ÜÇ SORU

Arap kafirleri,Peygamberimizin durumunu Yesrib Yahudilerine sormak için üç kişilik bir heyeti Medine'ye gönderdiler.Yahudilerle görüşüp Peygamberimizin durumunu anlatınca Yahudiler hayret ettiler.onlara şöyle dediler:"Ey Arabın uluları, biz bir peygamberin zuhur etme zamanının yakın olduğunu biliyoruz. Sizin sözlerinizden o peygamberin hallerinin kokusu geliyor.Siz sınamak çin ona:"Doğuyu ve Batıyı kim dolaşmış,eski zamanda kaybolan gençlerin durumu ne oldu ve ruh nedir?diye sorun.Eğer bu üç soruya cevap verir; ya hiç cevap vermezse  bilinki o peygamber değildir.Eğer iki soruya cevap verir, ruhtan bahsetmezse peygamberdir" dediler.onlar Mekkeye geri döndüler, O' nun yanına vardılar ve üç şeyi sordular:O da iki soruya cevap verdi.Ruh Konusunda ise İsra 85 ayetin nazil oldu:"Sana ruh hakkında soru sorarlar.De ki :Ruh ,Rabbimin emrindedir.Size ancak az bir bilgi verilmiştir.i okudu.
Beyzavi şöyle der:Ruh,insan bedeninin organları gibi bir maddeden, bir asıldan türemek şeklinde olmaksızın "Ol"emriyle yaratılmış varlıklardandır."

MALVARLIĞININ KONUŞMASI

Hikaye edilir ki debdebeli bir saltanatın ,geniş ülkenin,zengin hazinenin sahibi hükümdar kendisine çeşitli yiyeceklerle süslü bir ziyafet hazırlattı,tüm idarecileri davet etti.Tam yemeğe başlanacağı zaman kapı şiddetli bir şekilde çalındı.Hizmetçiler  kapıyı çalana "Bu ne hırs,bu ne edepsiz davranış ey fakir.Sabret yemeğimizi yiyip senin de karnını doyurcağız"dedilerse Adam:"Benim sizin yemeğinizle alakam yok.Benim hükümdarla işim var!"diyerek  daha şiddetli bir şekilde kapıya vurmaya başladı.Bunun üzerine askerler ellerinde silahlarla adama hücum ettiler.adam:Yerinizde durun! ben ölüm meleğiyim,Fena aleminin hükümdarının ruhunu kabzetmeye geldim"deyince hepsi oldukları yerde hareket edemez hale geldiler. Hükümdar bir müddet süre istemişse de o buna razı olmadı. Bunun üzerine hükümdar "Allah mala lanet etsin.zira o beni aldattı.İşte bugün eli boş bir halde bu dünyayı terk ediyorum. Mallarımın faydası düşmanlara, hesabı ve azabı ise bana kaldı" diyerek hayıflandı.
Allah Teala mala konuşma kabiliyeti verdi ve o da:"Bana değil kendine lanet et. Çünkü ben senin hizmetine amade edildim.ve sende istediğini yapma kabiliyetine sahiptin.Şimdi bile alışık olduğun zulmü terk etmiş değilsin.Suçlu sen olmana rağmen masum olana küfredip duruyorsun." dedi.

HERKES MİZAÇ VE MEŞREBİNE GÖRE İŞ YAPAR

"İnsana" sıhhat ve genişlik şeklinde  "nimet verdiğimiz zaman"bizden, bize şükretmekten "yüz çevirip yan çizer;", kendi nefsi ile kalıp uzaklaşır, salına salına yürür, yani tekebbür ve büyüklük gösterir, hak yoldan uzaklaşır.Kur'an da İsra suresi 83-84 ayetinin ifadesidir."ona bir de zarar ziyan dokunacak olsa iyice karamsarlığa düşer.De ki. Herkes kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar .Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu Rabbiniz en iyi bilendir."

HAZRETİ YAHYA VE HZ.İSA KARŞILAŞMASI

Yahya (a.s),İsa (a.s) ile karşılaştı.İsa (a.s)'ın kendisine tebessüm ettiğini görünce :"Bana ne oluyor ki emniyetteymiş gibi seni neşeli görüyorum?"dedi.İsa (a.s):"Peki bana ne oluyorda  seni her şeyden ümidini kesmiş gibi üzüntülü görüyorum?"diye cevap verdi.Bunun üzerine :"Bize vahiy nazil olana dek buradan ayrılmayalım" dediler.Allah onlara:"Sizin bana en sevimli olanınız , Benim hakkımda zannı daha güzel olanınızdır."diye vahyetti.Bir başka rivayette ise:"Sizin Bana en sevimli olanınız , güler yüzlü ve mütebessim olanınızdır." diye vahyetmiştir.
Zekeriya (a.s)oğlu Yahya'nın devamlı üzüntülü, ağlayıp sızlayan kendisiyle meşgul biri olduğunu görünce :"Ya Rabbi ben senden istifade edebileceğim bir evlat niyazında bulunmuştum?" dedi.Allah Teala şöyle cevap verdi:"Sen onun veli bir evlad olmasını niyaz ettin.Veli de ancak böyle olur"

GERÇEK HÜRLER KİMDİR?

Kendilerini Allah'ın kulluğuna tahsis edenler,O 'nun dışında heva, dünya,ve ukba gibi tüm varlıklara (masiva) kul olma boyunduruğundan hür olanlardır.Onlar, O' nun lütuf ve rahmet sıfatlarının mazharıdırlar.Azab ise heva,dünya ve masivanın kulu olanlara mahsustur.Onlar da D 'nun kahır ve izzet sıfatlarının mazharlarıdır.

TEHLİKELİ GİDİŞAT

Darbe ertesi günü bloğ yazıları okunursa, yazıda,  Yunanistan'a helikopter ile kaçan darbecilerin iade edilmeyeceği belirtilmişti.Bu bir duygu ifadesi idi.Çünkü küfür tek milletti.Ümmetin,tekrar bayraktarlığını bu ülkenin yapacağını biliyorlardı.Bu nedenle ülke üzerinde büyük oyunlar oynanmakta idi.Küfrün güçleri ne kadar büyük olursa olsun,mümine yardımcı Cenab-ı Hakk idi.İzzeti ,şerefi , yardımı Allah'a hizmette aramalıyız.Kur'an'ın belirttiği yolda yaşama gayreti içinde olmalıyız.Bugün maalesef müminler arasındaki yardımlaşma,sevgi ve muhabbet devlet eliyle kesilmiştir.Fetö soruşturmaları nedeniyle toplumda bir korku gerginliği mevcuttur.İnsanlar iftiradan korkmatadırlar.Bu nedenle kardeş,kardeşin arkasında gidememektedir.Bunun sonucu ülke insanı huzursuzdur.Devletin imkanları açısından deniz bitmiştir.Üretimin olmadığı bir yerde hazıra hiçbir şey dayanmaz.En büyük kaynak israfın önlenmesidir.Kanaattır.Bunu da devlet büyükleri günlük yaşantılarında göstermelidirler.

25 Nisan 2017 Salı

KALBLERDEKİ KİNİN SÖKÜLÜP ATILMASI

Hicr suresi 47 ayeti:"Biz, onların gönüllerindeki kini söküp attık; onlar artık köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklar" 
Beşeriyet vasıflarının kini, nefsin emmareliğinden/durmadan kötülüğü emretmesinden  ve nefsin kötü sıfatlarından ileri gelmektedir.
Bu kin nefislerden ancak Allah Teala'nın çıkarıp atması ile çıkar.Kimin kini sökülüp atılmazsa cennete girdikten sonra çıkmaktan emniyette olmaz.Nitekim Adem (a.s) nefis tezkiyesinden  ve nefsin sıfatlarından arınmadan önce cennete sokulduğu için şu sözlerin söylenmesine sebeb olan gıll u gış yüzünden oradan çıkarıldı:"Adem Rabbine karşı gelip yolunu şaşırdı".(Taha 20/121)
Bugün de aynı şey yaşanmaktadır.Nefis tezkiyesini yapmamış bir kişiye dünyevi makam ve mevkiler,maddi güçlerin tamamı verildiği zaman bu kişi tıpkı Hz.Adem babamızın cennette nimetler içinde Rabbinin emirlerine karşı gelip cennetten çıkartılması gibi yoldan çıkmaktadır.
Kinin kalbden çıkartılması ya dünya'da olur ki kamil insanlara mahsustur.Kamil insanlar dünyada iken nefsin kötü sıfatlarından temizlenirler ve kalbi kötü ahlaktan boşaltırlar.Ya da ahirette olurki nakıs insanlar ahiretin şiddeti karşısında kalplerindeki kin boşalır.Musibetlerin,zorlukların insanları bir birine daha yakınlaştırması bundandır.

EZAN VE İKAMET

Ezanda yedi , ikamette ise sekiz cümle vardır.Ezan okuyup, ikamet getirene , cehennem'in yedi kapısı kapatılıp cennetin sekiz kapısı açılır.

FÜTUHATTA CEHENNEMİN YEDİ KAPISI

İbhi Arabi'nin fütuhatında  cehennem kapılarının yedi olması  mükellef tutulan yedi organa göredir.Bu organlar ise Kulak,göz, dil, el,ayak,cinsiyet organı ve karındır.Bu yedi organ , cehennem kapılarının sıralanışını oluşturmuş oluyor.Öyleyse bu organların hepsini Allah'ın yasaklayıp haram kıldığı her şeyden koru.Aksi halde lehine olan aleyhine dönüşür, nimet nikbete(azaba)döner.
Necmeddin-i Kübra hazretleri Tevilatün Necmiyye isimli eserinde buyurmuştur ki :"Muhakkak cehennem Allah'dan uzak olma ve ayrılıktan yanıp tutuşma cehennemi onların hepsine vaad olunan yerdir.Cehennemin yedi kapısı vardır."Bu kapılar;Hırs, oburluk, kin, haset,öfke , şehvet ve kibirdir.

CEHENNEMİN YEDİ TABAKASININ MUKİMLERİ

En üstte bulunan birinci tabakada müslüman olup ta günah işleyenlerin tabakasıdır.Şeyh-i Ekber İbni rabi hazretleri "cehennem boş kalacaktır"dediği rivayet edilir.maksadı bu üst tabakadır.Kalbinde zerre kadar iman ,yani marifetullah bulunanlar burada sürekli kalmayıp çıkacaklar bu nedenle bu tabaka boşalacaktır
İkinci tabaka Yahudiler
Üçüncü tabaka Hırıstiyanlar
Dördüncü tabaka Sabiiler
Beşinci tabaka Mecusiler
Altıncı tabaka Müşrikler
Yedinci tabakaya da Münafıklar girecektir.
Cehennem kelimesi farsça asıllı arapçalaşmış bir kelime olup "dibi uzak kuyu"manasındadır.Cehennem denmesinin sebebi dibinin uzaklığından dolayıdır.
Şiddetli yakıcılığından dolayı "leza",kırıp parcaladığından dolayı "hutame",tutuştuğunda "sair", ateşin alevi şiddetli olduğunda "sekar", derinliği sebebiyle "cahim", derin ve alçak olmasından dolayı "haviye" ismi de verilmiştir.

24 Nisan 2017 Pazartesi

ŞİFA AYETLERİ

Üstad Ebü'l-Kasım Kuşeyri nin çocuğu ağır bir hastalığa yakalanmış ve iyileşmesinden ümit kesilmişti.Bu Üstad'a ağır geldi.Bir gün rüyasında Hakk Teala'yı gördü ve durumu şikayet etti.Hak Teala ona şöyle buyurdu:"Şifa ayetlerini bir araya getir, onları hastaya oku.Onları bir kabın içine yaz ve içine bir içecek dök.Sonra onu hastaya içir."
Üstad söylenenleri yaptı ve çocuk hastalıktan kurtuldu.
KUR'ANDA ŞİFA AYETLERİ ALTI TANEDİR
VE YEŞFİ SUDURA KAVMİN MÜ'MİNİN.
"Müminler toplumunun göğüslerine şifa versin"(Tevbe 9/14)
VE ŞİFA ÜN LİMA FİS SUDUR
(Yunus 10/57)"Göğüslerde olana şifadır"
Fİ Hİ ŞİFAÜN LİNNASİ (Nahl 16/69)
 "Onda insanlar için şifa vardır."
VE NÜNEZZİLÜ MİNEL KURANİ MA HÜVE ŞİFAÜN VE RAHMETÜN LİLMÜMİNİN(iSRA 17/82)"BİZ Kur'an'dan MÜMİNLER İÇİN ŞİFA VE RAHMET OLAN ŞİYLER İNDİRİYORUZ
VE İZA MERIDTÜ FEHÜVE YEŞFİ (Şuara 26/80)
"Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur"
KUL HÜVELLEZİNE AMENÜ HÜDEN VE ŞİFAÜN(Fussilet 41/44)
"De ki:O Müminler için bir hidayet ve şifadır."
Tacüddin Sübki Şafii Tabakatında:"Bir çok meşayihin hastalarının şifa bulmaları için bu ayetleri kaplar içine yazdıktan sonra suyunu hastalara içirdiklerini gördüm"der.Hz.Peygamber (sav):"Kuranda şifa aramayana , Allah şifa ihsan etmesin"sözü hem cismani hem ruhani hastalığa şamildir.
Fatiha suresi bir kabın içine yazılır temiz bir su ile bu yazı imha edilip hasta yüzünü bu suyla yıkarsa Allah'ın izni ile şifa bulur. Kalbinde düzensizlik, rahatsızlık, sıkışma ve çarpıntı olan kimse bu sudan içtiği takdirde bu rahatsızlıkları geçer

ŞİFA KAYNAĞI KURAN'DIR

"BİZ,KUR'AN'DAN ÖYLE BİR ŞEY İNDİRİYORUZ Kİ O, MÜMİNLER İÇİN ŞİFA VE RAHMETTİR;ZALİMLERİN İSE YALNIZCA ZİYANINI ARTIRIR."Kalblerdeki şüphe ve evham hastalıklarına şifa ve rahmet olan Kur'an ın bu özelliği müminler için caridir.Müminlerin nefislerinin hastalıklarını düzeltir.
Zafirlerin ise yalnızca ziyanını artırır."buyurulmuştur.
PEKİ MÜMİN OLDUĞUNU İDDİA EDİP ZULÜM YAPANIN DURUMU NEDİR?
Kendisinin Allah Teala'ya inandığını iddia edip zulüm yapan bir kimsenin Kur'an'ın şifacılık yönünden nasibi yoktur.Aksine ,zulmü nedeniyle azgınlığı artar. Bu nedenle en büyük vahşetler,zulümler,adam öldürmeler dindar olduğunu iddia edip,din adına yapanlarda görülmektedir.

HAK NEDİR? BATIL NEDİR?

İMAM KUŞEYRİ (K.S)ŞÖYLE DEMİŞTİR:"HAK,ALLAH İÇİN OLAN ŞEYDİR.BATIL İSE ,O'NDAN BAŞKASI İÇİN OLAN ŞEYDİR.

İBNİ ABBAS (r.anhüma)'nın ŞÖYLE DEDİĞİ RİVAYET EDİLİR:

Yemek çoğaldığında beni uyarın
Çünkü çok yemek kalbi ifsad eder.
Uyku çoğaldığında beni uyandırın
Çünkü  ömrü uyku kısaltır
Söz çoğaldığında beni susturun
Çünkü dini söz yıkar
Aklar çoğaldığında beni uyarın
Çünkü akların ardından ölüm gelir.

PEYGAMBERLERE DÜŞMAN ÜRETMEK

Nebilerin ve Peygamberlerin terbiyelerindeki ezeli yüce hikmet kanunu uyarınca peygamberlerin som altından olan rabbani-ruhani cevherlerini , dünyevi-nefsani vasıflarıkötülüklerinden temizlemek için , kendilerine düşmanlar ihdas etmek ve böylece onları imtihan etmek Allah Teala'nın sünnetlerindendir..Bu imtihan asla değişmez.Çünkü hikmet, maslahat ve Allah Teala'nın ezeli iradesine dayanır.
Büyüklerden birisi şöyle der:"İnsanların şerrinden kaçtığından daha çok hayrından kaç.Çünkü onların hayrı senin kalbine, şerleri ise bedenine isabet eder.Bedenin yaralanması , kalbinin yaralanmasından daha hayırlıdır.Sayesinde Mevlana döndüğün düşman, seni Mevla'ndan alıkoyan dosttan daha hayırlıdır.Her bela seni tevhidin hakikatına yönelten ve dünyevi alakaları ortadan kaldıran Allah'ın kamçılarından bir kamçıdır.O elem suretinde bir lezzettir.
Hafız şöyle der:
Seni kötülüklerle vasfedip duranın hükmü yoktur, sus
Ki bizim sakimiz her ne ederse lütfun ta kendisidir
Bilesinki Nebi (a.s)zahirinde ve batınında ancak Allah'ın hareket ettirmesiyle hareket etmiştir.
Bir kutsi hadis'de buyurulmuştur ki:"Benim ve veli kulumu hor gören bana açıkça savaş ilan etmiş olur"
Veli Allah'ın dinine yardım eder.Allah'da onun yardımcısıdır.Allah'ın yardımcısı olduğu bir kişiye düşmanlık edense Allah'&a düşmanlığa kalkışmış olur.

ALLAH TEALANIN SÜNNETİ

Sünnet adet demektir.Yani , Allah(adet,kanun)kanun koymasının,kurala bağlamasının adı sünnettir.Allah'ın sünneti.Sünetullah ifadeleri aynı manadadır.Cenab-ı Hakk'ın sünnetinden birisi de Kim bir Peygamberi yurdundan çıkartırsa,Cenabı Hakk çıkartanları o şehirde fazla barındırmaz ve helak eder.Nitekim Efendimiz (s.a.v)'i Mekke'den çıkması hususunda akıl almaz davranış sergileyen müşrikler en sonunda canına kasteddiler.Sonra Efendimiz Mekke'yi terketti.Şehirden çıktığı zaman şehre dönerek şunları söyledi:"Allah'a yemin olsun ki  senin Allah katında en sevgili ve en değerli belde olduğunu bildiğim halde senden çıkıyorum.Vallahi senin halkın beni çıkarmasaydı senden çıkmazdım."
Efendimizi,Mekke'den çıkartanlar çok geçmeden Bedir'de helak edildiler.Efendimiz daha sonra şeref ve izzetle birlikte Mekke'ye girdi ama orada ikamet etmedi.Medine'yi yurt edindi.Şüphesiz bu davranışta bizler içn mutlaka bir çok hikmetler mevcuttur.

SENİ SEBATKAR KILMASAYDIK,NEREDEYSE MEYLEDECEKTİN

Bu hitabı Cenab-ı Hakk Teala efendimiz,Peygamber (s.a.v.)'e söylemiştir:İsra suresi 74 ayetidir:"Eğer seni sebatkar kılmasaydık,gerçekten neredeyse onlara birazcık meyledecektin."Müşrikler Efendimizin kendilerine karşı toleranslı davranmaları için onların inanç konuları hususunda hoşgörülü davranması talep eder mahiyetteki isteklerine Efendimiz biraz olsun uygun davranma niyetine girmiş ki Cenab-ı Hakk,O'nun kalbini sebatkar kılarak "meyletmekten"dahi Onu korumuştur.Bugün Bir İsrail Başbakanı,Amerikan,  Rus devletlerinin yüksek idarecileri ile yapılan görüşmelerde bir hayranlık,bir yardım umma pozisyonunda olduğumuzu kabul edelim.Bu bizim eksiğimizdir.Hidayet nurundaki azlık,ruhaniyet nurunun galebe olmaması gibi zafiyetler zahirde de idarecilerimizi maalesef bu duruma düşürmekte.Hatta bizler dahi,kişi zengin diye,kişinin siyasette bir makamı var diye bir fakire,bir miskne gösterdiğimiz muamelenin üstünde davranış sergilememiz bu eksikliğmizdir.Cenab-ı Hakk bu kötü huydan bizleri korusun ve muhafaza etsin 

23 Nisan 2017 Pazar

DEVLET ELİYLE İŞLENEN GÜNAHLARA KİM KARŞI ÇIKACAK

Cenab-ı Hakk mehil verirmiş.ancak verilen bu mehilden maksat "mazeret kalmasın"maksatlı imiş. Akparti iktidarının dördüncü devresinde hiçbir gün duymadık ki,Devlet eliyle icra edilen milli piyango ve şans,kumar oyunlarını yasaklıyacağız,yahut içkiyi imal etmek devlet tekelinden çıkartılacak ..Bugün hiçbir müslüman bu konular için "Sahi ne düşünüyorlar?"!demiyor.Cumhurbaşkanı akla gelecek her konuda konuşuyor ama Kur'an'ın yasak ettiği,haram konuların devlet eliyle icra edilmesi hususuna hiç değinmiyor.Acaba alınmış bir fetva mı var.Acaba darül harp fetvası verip bu konulara müsade eden otoriteler mi var?Hakiki iman sahipleri bunları düşünüyor ve endişeleniyor.Cumhurbaşkanının bir vesile ile camide yahut cenazede Kur'an tilavet etmesi gerçek müminler nezdinde cezbedici değil.Kanunlarımızda zina fiilinin suç sayılmama hadisesi acaba kimlerin dayatması ile gerçekleşti.Bir gecede istenilen kanun çıkartılabilirken Allah'a düşmanlık olan bu günahlar devlet eliyle işlenmesi,müslüman kimliğe karşı inandırıcılığı ve güveni çökertmektedir.Vatanın bekası konusu "in" evet ama dini inanç ve yaşama konusunda "out."

AHMET B.HANBEL DER Kİ:

Senin dört düşmanın var.
BİRİNCİSİ dünyadır.Dünyanın silahı insanlarla birlikte olmak,hapishanesi uzlettir."
Ey Cami, her sefil gibi mülk ve mala gönül bağlama
Ferağat ve kanaat hazinesi sana yeter.
"İkincisi şeytandır.Şeytanın silahı tokluk, hapıshanesi açlıktır."
Safa ehlinin gıdası olan açlık
Mihnet ve iptiladır ehli hevaya 
"Üçüncüsü nefistir.Nefsin silahı uyku, hapıshanesi uykusuzluktur."
Nergis gaflet uykusunda iken bülbül yüz vuslata erdi
Uyuyan uyanıncaya kadar devlet uyanıklara ulaşır
"Dördüncüsü hevadır.Hevanın silahı konuşmak, hapishanesi susmaktır."
Eğer çok biliyorsan az söyle
Bire yüz söyleme, yüze bir söyle

GÜNAHLARIN SÜSLÜ GÖSTERİLMESİ VE AZDIRMAK

Hicr suresinin 39 ve 40 ncı ayetinde buyrulmuştur:"(İblis )Dedi ki:Ey Rabbim ! Beni azdırmana yemin ederim ki ben de yeryüzünde onlara(günahları)süsleyeceğim ve hepsini azdıracağım."."Ancak içlerinden ihlaslı kulların hariç"
Günahları,masiyetleri , şehvetleri ve lezzetleri süslü göstermek şeytanın işidir.Dünya bu yüzden aldanış yurdudur.
Allah Teala , düşmanı dostundan, cehennemliği cennetlikten ayırdetmek için yarattı.Peygamberleri yarattı ki cennetlikler onlara uysun , İblis'i yarattı ki cehennemlikler de ona uysun ve aralarındaki fark ortaya çıksın.Şu halde iblis cehenneme ve hakk7a karşı koymaya sürükleyen bir rehber ve simsardır.Sermayesi ise dünyadır.
Dünyayı kafirlere sunduğu zaman onun fiatının ne olduğunu sorarlar. O da:"Dininizi terk etmektir"der.Kafirler dine karşılık dünyayı satın alırlar.Zahidler ise dünyayı terk edip ondan yüz çevirirler.
Dünyaya rağbet edenler ,kalblerinde ne dünyayı ne de dini terki bulurlar.İblis'e :"Bir tadımlık ver de nasıl bir şey olduğunu anlıyalım"derler.İblis "Bana bir rehin verin de vereyim"der.Onlarda işitme ve görme duyularını rehnederler..
Bu sebeledirki dünya ehli dünyalık zevk ve haberleri dinlemeyi, dünyanın ziynetini görmeyi severler.Kulak ve gözleri iblisin elinde rehindir."Bir şeyi sevmek, insanı ona karşı kör ve sağır eder"sözü bundandır

MÜHLET VERİLENLER

İblis'e mühlet verilmiştir.Kıyamete kadar yaşayacaktır.İbni Abbas (r.a)'dan rivayet edildiğine göre İblis çok uzun müddet yaşayıp iyice yaşlanınca tekrar otuz yaşına döner.
Cenab-ı Hakk Hz.Hızır'a.s) 'ın bedenini her yüzyirmi senede bir yeniler.Tekrar genç haline gelir.Hz.Hızır'da ertelenenlerden"biridir.
Erkeklik ve dişilik  şeytanlarda ve cinnilerde mevcuttur.
Meleklerde erkeklik ve dişilik yoktur.
Şeytanlarda erkeklik ve dişilik mevcut olup çocukları olur,ölmezler tıpkı iblis gibi bir edebidilikleri olur.Cinlerin de çocukları olur.Erkek ve dişileri vardır.Onlar ölümlüdürler.

HİLAFETİN GİRİŞ KAPISI

Hilafet Osmanlı'da iken kaldırılmıştır.Türk milleti Selçuklular dahil Bin yıla yakın İslam davasının bayraktarlığını yapmıştır.Yük indiği yerden kaldırılır.Bu nedenle Türkiye tekrar İslamın bayraktarı olacak ve Dünya üzerindeki tüm müslümanların sözcüsü konumuna gelecektir.Başkanlık sistemi hilafetin giriş kapısıdır.Herkes fanidir.Kimin ne zaman öleceğini Hakk Teala bilir.Anayasa değişikliği ile Tayyib beyi özdeş tutmamak gerekir.Tayyib bey fanidir.Herkes fanidir. Türkiye devam edecektir.Bu nedenle hayırlı bir iş yapılmıştır.Hayırlı bir işe mani olmak için bir faniyle özdeş tutulmak çabası  art niyetlilerin kafa karıştırma istekleridir.

DOĞRU BİR SÖZ:YİTİK KAYBEDİLDİĞİ YERDE ARANIR

Cumhurbaşkanımız,kutlu doğum haftası münasebetiyle konuşurken kullandığı cümleler,ülkenin,İslam aleminin ve dünyanın geleceği ile ilgili işaretlerdi. Yitik, kaybedildiği yerde aranır. İslam dünyası izzetini nerede kaybettiyse orada aramak ve bulmak zorundadır.Dinin sahibi Allah'tır. İzzetini korumak müslümanların görevidir. Bize düşen yeniden takvanın, vahdetin peşinden koşmaktır. Bize düşen, gönüllerimizi birbirine perçinlemektir.Menfaatin değil merhametin, ayrışmanın değil, dayanışmanın mücadelesini vermemiz gerekir

22 Nisan 2017 Cumartesi

ŞEYTANA NİÇİN "KÖR ŞEYTAN"DERİZ

Çünkü Şeytan Hz.Adem'in bir yönünü görmüştü.İç yönünü göremediği için "Kör"tespiti yapıldı.İblis, Allah'ın Adem'i secde edilmeye ,sırf kendisindeki hilafet sırrından dolayı , müstehak kıldığını anlamaktan oldukça uzak  bir kavrayışta idi.Bu hilafet sırrı,Adem'in ruhuna tevdi edilmişti.Bu ruh Allah'a izafe edilmek şerefiyle müşerref olmuş ,O 'nun nefhası kendisine tahsis edilmekle özel kılınmış ,bütün isimler kendisine öğretilmiş,Allah'ın cemal ve celal sıfatlarının tecellisine istidatlı kılınmıştı.işte bundan dolayı İblis'e şaşı(kör şeytan)denilmiştir.Çünkü o gözlerinden sadece biriyle Adem'in beşeri yapısını ve bu yapıdaki bozgunculuk  ve kan dökmenin kendilerinden doğduğu kötü,yırtıcı hayvani sıfatları görmüştür.Adem'in ruhani yapısında mevcut bulunan hilafet sırrını , sayesinde çok büyük değer kazandığı isimler ilmi'ni ,özel olarak nail olduğu ilahi nefhayı, Allah'ın bizzat kendisine izafe edilme şerefini  ve diğer seçilmişlik, beğenilmişlik hallerini görecek  bir gözden yoksun olduğundan bir gözü kör bulunuyordu.

SECDE ÜZERİNE

Şeyh-i Ekber İbni arabi hazretleri Ruhul Kuds te der ki:Bil ki Ademoğlu’nun namazdaki hareketleri arasında secde etmesi kadar İblis’i perişan eden bir şey yoktur.Çünkü onun hatası secde etmemekti.Bu bakımdan çok secde etmek, ve secdede uzun süre kalmak şeytanı üzer.İnsan secde dışında namazdaki hiçbir hareketinden şeytandan korunmuş değildir.Çünkü insan secde ettiği zaman şeytan işlediği masiyeti düşünmeğe başlar  ve kendisiyle meşgul olduğu için secde eden kimseyi unutur

BİR RÜYA

İsmail Hakkı Bursevi hazretleri bir rüyasını anlatmıştı:”Rüyamda şeyhim Osman Fazlı Atpazari hazretlerini son derece neşeli bir vaziyette gördüm.Ona ölümle alakalı bazı şeyler sordum.Bana şöyle cevap verdi:”Ben son nefesime kadar tam bir taharet üzere yaşadım.Ruhum kabzedildiğinde de ortasında bir pınar bulunan bir yola girdim.Ruhumu teslim etmiş olmamdan dolayı abdestim bozulduğu için bu pınarda abdest aldıktan sonra gök yüzüne yükseltildim.Daha sonra cenazemin yanına dönerek hazır olanlarla birlikte kendi cenaze namazımı kıldım.”Bunun üzerine kendisine “Bu dünyevi yaratılıştaki akıl ve idrak olduğu hüal üzere kal dı mı?”diye sordum.”Evet” dedi.Sonra gülümser bir vaziyette elimden tuttu.İki kere:”Bana inan”dedi.Sanki kendisine karşı olan güzel itikadımdan duyduğu sevinci bu şekilde gösteriyordu.Daha sonra uyandım.
Akıl idrak dünyada olduğu üzere kalır.Çünkü akıl, iman, velilik ve benzerleri ruhun sıfatlarındandır.Ruh ise ölümle değişime uğramaz.
Kamil ruh kendi cenazesine katılır.Namazda insanlara örnek olur.Onun kendi namazını kılması , hakikat mertebesinde kamilin hem secde eden  hemde kendisine secde edilen olduğuna işarettir.Dolayısıyla yaptığı ibadet başkasına değil yine O ‘nadır.İnsanın kendi cenaze namazını kılması,meleklerin Adem (a.s)’a secde etmesine işarettir.
Azizim ,Sultanım Necib Efendi anlatmıştı.Seyyid Ali baba hazretlerinin cenaze namazını beklerken cami dışında serilen sergi üzerinde vakit namazını bekliyorum.Arka safta Ali baba hazretleri seslendi.Tabutun üzerindeki seccadeyi verde şurada namaz kılayım.Sesi tanıdım ama dönüp bakmadım.Sağlığında bir şeyine elimi sürmemiştim ki Taputu üzerindeki halı seccadeyi alayım.


ŞÜKRE DAİR

84 yaşındaki,"Deli doktor"lakaplı Dahiliyyeci  Yücel Yalçın abimiz şunları itiraf ediyor."Yarabbi sana şükrediyorum.Beni ateşinden koru.Ancak cennetinden bir yer istemeye utanıyorum.Çünkü oraya layık olacak bir namazım,orucum yok."diyor.Acaba yanlış mı yapıyorum?.Bu soruya ve endişeye melami meşrepli ehli tasavvufun mürşitleri  şüphesiz şu ortak cevabı verir:Ülen,iste.Zenginden istenir.Kendisinden korkan,mesleğini eniyi surette yapan ve insanlara yardımcı olmak yolunda parayı düşünmeyen , eksiklik ve kusurları için gözyaşı akıtan yaşı sekseni geçmiş birisinin amel eksikliğine niçin Cenab-ı Hakk baksın ki.Diğer insanlara karşılık beklemeksizin bakan,Hakk Teala'dan kendisine verdiklerinden dolayı şükreden ve ibadetindeki kusurdan dolayı utanan birisi yüzüne Cenab-ı Hakk hiç utancını yüzüne vurur mu? Cennet arazisi kısıtlı mı ki?Varsın bir Dr.Yücel Yalçın'da bulunsun.Cennette nimet istemiş olsun.
Ancak,doktorumuz Hakk'ın cemaline talip olsa idi şüphesiz cevap biraz değişecekti.

YARATILIŞ İTİBARIYLA İNSAN

Yaratılış sırasına göre önce mülk alemi,akabinde cinler,akabinde de insan yaratılmıştır.Cin ile insan arasındaki yaratılış süresi 60.000 yıldır.Öncekilerden ibret alması,tüm yaratılmışlardan sonra yaratılmakla onlardan hepsinden üstün olduğu ortaya  çıkması için dünya mülkü/hükümranlığı Adem (a.s)'a intikal etmiştir.Hz.Adem,yaratılmışların sonuncusu, kainatın neticesi, hissedebilir ve akledebilir şeylerden ibaret olan külli varlıkların bir nüshasıdır.Cemkal-celal,lütuf-kahır vasıfları kendisinde gerçekleşmiş olması sebebiyle varlık onunla kemalın zirvesine ulaşmıştır.Melekler ise böyle değildir.Onlar tek bir kanat üzere yaratılmış varlıklardır.Bu kanat ise lütuftur.
Molla Cami şöyle der:
Güzel ibadet ve taatten meleklere ne fayda var?
Adem(a.s)'ın üzerine aşkın feyzi döküldüğünden beri. 
Hz.Adem'den önce topraktan yaratılmış kimse yoktu.Adem (a.s)topraktan yaratıldı ki secdeye meyyal, alçak gönüllü, oldukça zelil ve boynu bükük bir kul olabilsin.Çünkü secde tam ubudiyyet makamıdır.Hasılı her cins kendi cinsine meyleder.Bu sebeble adem (a.s)Allah Tealaya karşı alçakgönüllülük arz ederken ,İblis ateşten yaratılmış olduğundan cinsine meylederek  tevazu göstermedi.Büyüklendi(secdeden)yüz çevirdi ve büyüklük iddiasında bulundu.
İnsanı özel bir maddeden ,özel görünümde özel bir surette yaratma gücü Hak Teala elinde iken onu önce topraktan, sonra çamurdan, sonra pis kokulu cıvık bir bayçıktan sonra da pişmiş çamura benzeyen bir balçıktan yaratmıştır.Bu ya her şeyi kapsayan sırf hikmetten ibaret olan ilahi meşietten ötürü böyle olmuştur.

İDRAKİNDE OLABİLMEK

Gençliğini,güçlülüğünü ,imkanlarını ve ihtişamını hatırladığımız insanları yaşlandığı zaman görmenin ayrı bir ibretlik durumu vardır.Yürümekte zorluk çektiği,konuşmakta zorlandığı ,zati ihtiyaçlarını görmekte aciz kaldığı nı gördüğümüzde aslında dünyanın bir imtihan yeri olduğu hatırlanmalı,gençlere bu yönde nasihatlar yapılmalı,tevbe için geç kalınmadığı,infak ve harcama için zamanın kalmayacağı bilinmeli ve buna göre davranılmalıdır.

DÜNYAYI MÜMİNİN GÖZÜNDE ÇİRKİNLEŞTİRMEK

Cenab-ı Hakk,dünyayı mümin kulunun gözünde değersizleştirmek için mümin kulunu ,bir takım belalar,olumsuzluklarla muhatap eder.Ki bu zahiri durumlar kulunun kalbinde dünya sevgisi ve meylini oluşturmasın.Ahiret yurdunun asıl ve kalıcı olması nedeniyle geçici güzellikleri barındıran bu dünya süslerinin  aldatıcılığını vurgulamak için bu gereklidir.Tüm bunlar Hak Teala'nın bir hikmete dayalı tasarruflarıdır.Gerek nimetten,gerek beladan yana olan tüm bunları Hakk'dan bilip sabreden ve şükreden olmak en büyük hazine olsa gerekir.

21 Nisan 2017 Cuma

"BANA NE YAPILACAĞINI BİLMEM " VADİSİ

Bu bir ayet tercemesidir.Ahkaf 46/9 ayetidir."Bana ne yapılacağını bilmem". Bu ayette anlaşılmalıdır ki hiç kimse  başına gelebilecek şeyler konusunda emin değildir.Anlatılır ki evliyadan biri Bağdad'daki erkeklerin Hülagu han tarafından helak edildiği gece rüyasında korkunç rüzgarların Bağdad'a doğru esmesiyle Irakayn dağlarının yeryüzünden silinip gittiğini görmüş.Bir vakit sonra kendisine Hülagu hanın o gece Bağdad'a girdiğini , evliya, ulema, salihler, komutanlar ve öteki insanlardan sayılamıyacak kadar kimseyi katlettiği haberi ulaşmıştır..

İRŞADÇILARI BEKLEYEN TEHLİKE

İsra suresi 73 ayetinde:"Müşrikler, sana vahyettiğimizden başka bir şeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, neredeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi" buyurulmuştur.
Bura müşriklerin Cenab-ı Peygamber(s.a.v.)den şu istekleri olmuştu:"Azap ayetinin yerine rahmet ayetinin konmasını,Hacer-i Esved'i selamlarken onların putlarına dokunmasını,zayıf ve fakirleri etrafından dağıtmasını ve benzeri isteklerde bulunup O 'nu Müslüman olacakları hususunda ümitlendirmeleri üzerine bu ayet nazil olmuştur.Rivayetlere göre Efendimiz (s.a.v.)bu isteklerin bazılarına sıcak bakmaya başlaması üzerine bu ayet inmiştir.
Bu nedenle bugünün irşad vazifelileri,dünyevi ve uhrevi maksatla şeriatın emirleri  hususunda titiz olmalı,günah işleyen bir kimseyi günahtan el çektirme yönünde telkin ve tavsiye dururken o kişiyi "Allah'ın affı geniştir "şeklinde gafletini,tembelliğini devam ettirmesi sonucunu doğuracak söylemlerden kaçınması gereklidir.Dünya asla eminlik yeri değildir.Peygamberler günah işleme yönünden masumdurlar.ancak bela ve musibetler yönünden korunmuşlukları ve mahfuziyetleri yoktur.Bela ve musibet geldiğinde de Peygamber ve Evliya dışındaki kişiler rahat olmamalıdır.Peygamber ve Evliya'nın bela ve musibetlere sabırları ilahi kaynaklıdır.Hak Teala onlara sabır hususunda  özel güç ve kuvvet vermektedir.

ŞEYTANLARA KAPATILAN SEMALAR

İbni Abbas (r.a)'dan rivayet edildiğine göre "Önceleri şeytanlara semalar perdelenmiş değildi.Hz.isa (a.s) doğunca şeytanlara üç sema kapatıldı.Hz.MUHAMMED (S.A.V.) EFENDİMİZ doğunca parlak ateş korları ile bütün semalar şeytanlara yasaklandı.Kimin hırsız olduğu,gizli bir yerde saklı şeyi bulma ve benzeri şeyler günümüzde bazı insanların ağızlarında dolaşan cin haberleri ise cinlerin yeryüzünde gördükleri  fakat bizim göremediğimiz haberlerdir.İleride olacak bir şeyi haber verirlerse yalan olur.
Bir hadiste şöyle buyurulur:"Melekler gök yüzünün alt kısmına inerek gökte hükmedilen şeyleri tekrarlarlar.Şeytanlar da buna kulak hırsızlığı yapıp kahinlerine telkin ederler.Onlar da buna bin yalan katarak insanlara söylerler."

KULAK HIRSIZLIĞI YAHUT GİZLİCE DİNLEMEK

Hicr suresi 18 ayetinde "Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna.Onun da peşine açık bir alev sütunu düşer"buyrulmuştur.Bu ayetlerin öncesinde gökteki burçlardan ve kovulmuş şeytandan bahsetmektedir.Anlamaktayız ki,şeytan kulak hırsızıdır.Yani gizlice dinleyendir.Bu gün insanları gizlice dinleyenler şeytanın bu meşrebi üzerinedir.Şeytan levhi mahfuzda yazılı konularla  alakalı gaybi bilgileri çalarak,gizlice dinleyerek öğrenme peşindedir.

20 Nisan 2017 Perşembe

GÖNÜL EHLİ DEĞİLSEN UYANIK OL

MESNEVİ-İ ŞERİFTE BUYURULUR:
ŞU ALEM, GÜNEŞİN ,AYIN NURUYLA DOPDOLUDUR DA
O, BAŞINI KUYUNUN DİBİNE EĞMİŞ
"AYDINLIK VAR DİYORLAR,NEREDE HANİ ?"DEYİP DURUYOR.
ALÇAK,BAŞINI KUYUDAN KALDIR DA BAK
BÜTÜN DÜNYA... DOĞU,BATI,O NURLA NURLANMIŞ
FAKAT SEN KUYUDAYKEN O NUR, SANA VURMAZ Kİ.
GÖZLERİ AÇIK,FAKAT GÖNLÜ UYKUDA NİCE ADAMLAR VAR.
ZATEN SU VE TOPRAK EHLİ OLANIN GÖZÜ NE GÖREBİLİR Kİ?
FAKAT GÖNLÜ UYANIK OLANIN BAŞ GÖZÜ
UYUSA BİLE GÖNLÜNDE  YÜZLERCE GÖZ AÇILIR.
GÖNÜL EHLİ DEĞİLSEN UYANIK OL, UYUMA
BİR GÖNÜL İSTE , MÜCADELEYE GİRİŞ
GÖNLÜN UYANDI MI GÜZELCE UYU
GAYRİ GÖZÜNDEN NE YEDİ KAT GÖK KAYBOLUR, NE ALTI CİHET
PEYGAMBER"GÖZÜM UYUYOR AMA
KALBİM NASIL UYUR, BUNA İMKAN MI VAR?"DEDİ.
BEKÇİ FARZET Kİ UYUMUŞ, FAKAT PADİŞAH UYANIK YA.
GÖNÜL GÖZLERİ AÇIK OLDUĞU HALDE UYUYANLARA CAN FEDA!

FİZİKİ ÖLÜMDEN SONRA TEKAMÜL VARMIDIR?

"BAZI KİŞİLER İÇİN ŞEKLİ ÖLÜMDEN SONRA TERAKKİ(YÜKSELME) VE TEYAKKUZ(UYANIKLIK)MÜMKÜN OLUR MU?"DİYE SORULURSA DENİLİR Kİ:TALEBİNDE SADIK OLAN SALİK KENDİ TABİAT VE NEFSİ MAKAMINDAN SEFERE ÇIKSA VE İHTİYARİ ÖLÜMLE MURADINA ULAŞMADAN ÖNCE ZORUNLU ÖLÜMLE YOLDA ÖLSE , ONA VUSLATA ERENLERİN ECRİNDEN BİR PAY VARDIR."KİM ALLAH VE RESULÜ UĞRUNDA HİCRET EDEREK EVİNDEN ÇIKAR DA SONRA KENDİSİNE ÖLÜM YETİŞİRSE ARTIK ONUN MÜKAFATI ALLAH'A DÜŞER(NİSA 4/100) ayetinde buna işaret etmektedir.Nitekim büyüklerden birisi şöyle demiştir:"Kabe yolunda ölen kişiye iki hac sevabı yazıldığı gibi kemale ermeden ölen kişinin muradı da kendisine ulaşır."O bu sözüyle Allah Teala'nın bu kişiyi berzah aleminde ruhlardan bir ruh vasıtasıyla veya bizzat kemale ulaştırıp mevhum noksanlıktan malum kemale erdireceğine işaret etmiştir.Şer'işerifte Allah Tealanın kabirde öğrenim esnasında ölen bazı kulları için onlara Kur'an okutan ve öğreten melekler tayin ettiği sabittir.Ancak salik olmayan ölümden sonra Hakk'ı bilme konusunda terakki edemez.Çünkü şer'an aklen ve keşfen üzerinde ittifak edilen gerçeklerden biri de şudur :Bu yaratılış ve dünyada insan sahip olamadığı her türlü kemale ölümden sonra ahirette de sahip olamaz.

BU DÜNYADA KÖR OLANLAR AHİRETTEDE KÖRDÜRLER

iSRA SURESİ 72 AYETİNDE:"^BU DÜNYADA KÖR OLAN KİMSE AHİRETTE DE KÖRDÜR; ÜSTELİK İYİCE YOLUNU ŞAŞIRMIŞTIR" ayetinde buyurulan "kör"kavramı fiziksel körlük değildir."Gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lakin göğüsler içindeki kalbler kör olur"(Hac 22/46) Ahirette  kalbte olanlar dışarıya çıkartıldığından Kalbinde iman olmayan kimse ahirette kör olarak hasredilir.

KİŞİNİN ANNESİNİN İSMİ İLE ÇAĞRILMASI

kIYAMETTE NER İNSAN (TOPLULUK)her ümmet,imamları ile çağrılacaklardır.İmam kelimesinin "ümm"(anne)kelimesinin çoğulu olduğuda söylenmiştir.Anneleri ile birlikte çağrılmasının hikmeti Hz.İsa (a.s)'ın büyüklüğünü göstermek,Hz.Hasan ve Hz.Hüseyen efendimize şeref bahşetmek içindir.Soy olarak Resulullah (s.a.v.)'e nisbetlerini ortaya koymaktır.
İnsanların,annelerinin ismiyle çağrılmasının bir hikmeti de zinadan olma çocukların ayıplarını örtmektir.Hz.Aişe ve İbni Abbas (r.anhüma'dan) rivayet edilen şu haber bunu teyit etmektedir:"Allah kullarının ayıplarını örtmek için kıyamet günü insanları annelerinin ismiyle çağırır".Bu nedenle cenazeye telkin verilirken annesinin ismiyle hitap edilir.

İNSAN CİNSİ NİMETE NANKÖRLÜKLE TESCİLLİDİR

Denizde fırtınaya tutulan bir gemidekiler tüm içtenlikleriyle Allah'a yalvarırlar da başka hiçbir kurtarıcı akıllarına gelmez.Yahut bir uçakta türbülans'a tutulduklarında korkuyla dua ederek selametle karaya ayak basmayı dilerler.Ancak karaya ayak bastıklarında ,kendilerini salimen karaya çıkartan Cenab-ı Hakk'a teşekkür etmek akıllarına gelmez.Bu nedenle insanoğlu nimete karşı tescilli bir nankördür.
Halbuki Ceneb-ı Hakk,karada da aynı tehlikeyi halkedebilir.
İnsan yediği lokmanın bedeni için güç kuvvet olacağı düşüncesiyle lokmayı boğazına atar ama o lakma boğazını tıkar ve ölümüne neden olur.Lokma hayatın vesilesinden biriymehn ölümün sebeblerinden biri olabilir.Allah yaşamasının vesilesi olduğunu düşündüğü şeyle o kişinin canını almıştır.Bu hayret verici işlerdendir.

ŞEYTAN NİÇİN KAFİRE VESVESE VERMEZ

Hikaye edilmiştir ki , bir Yahudi Hz.Peygamber (s.a.v.)efendimizin yanına geldi ve :"Ey Muhammed,biz Allah'a şeytanın vesvesesinden uzak bir şekilde kalb huzuru ile ibadet ederiz.Oysa senin ashabın vesvese ile namaz kıldıklarını duyuyoruz"dedi.Bunun üzerine Hz.Peygamber (a.s)Ebubekir (r.a.)'a :"Sen cevap ver" buyurdu.O da şöyle dedi:
"Ey Yahudi! iki ev düşün;biri altın,gümüş,inci ,yakut,değerli kumaşlarla dolu ; diğer ise harabe , içinde bu zikredilenlerin hiç bir şey yok.Hırsız,değerli kumaşlarla dolu olan eve mi,yoksa harabe olana mı girmek ister.?". Yahudi:"B şeylerle dolu mamur eve " diye cevap verdi,Bunun üzerine Ebu Bekir (r.a):"Bizim kalblerimiz tevhid, marifet, takva, ihsan ve diğer faziletlerle dolu.sizin kalblerinizde  ise bunlar yok.B sebeble de hannas/sinsi şeytan oraya girmez."
Bunun üzerine Yahudi Müslüman olmuştur.Böylece ortaya çıktı ki şeytan kasdeder, niyetlenir ancak muradına ulaşamaz.Çünkü Allah dostlarını korur.

MEŞREB-İ İBRAHİM

Meşreb-i İbrahim aleyhisselam  seha(cömertlik) ve tevekküldür.İtikad ve amel birbirinden ayrılırsa olmaz.Milletlerin en doğrusu Millet-i İbrahim'e tabi olandır.Bu sulp ve soy anlamında söylenmemiştir.Davranış,amel ve meşrep yönünden söylenmiştir.

EBLEH KİMDİR?

Ebleh, Allah'ı ve O' na yakınlığı değil,cennet ve cennet nimetlerini tercih eden kişidir.Çünkü o şer'i muamelelere göre kulluk eder.Arif ise ilahi sırlara göre kulluk eder.Arif ,abidden üstündür.Arifin makamı nurdan,abidin makamı cevherdendir.Nur,letafet konusunda cevherden üstündür.
Kemal Hocendi der ki:
Bize tuba gamı ve cennet temennisi yoktur
Ehil olmayan insanın himmeti alçak olur
Molla Cami şöyle der:
Ey elinde olan, tüm varlıkların manevi hükümranlığı!
Ne mutlu yarınki rızkı hususunda Sen'den razı olana
Gönlümün senden başka muradının olmaması bana yeter
Sen gönlümün muradını ister ver ister verme

19 Nisan 2017 Çarşamba

DUADA ÇOĞUL SİGASI KULLANMAK

Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:"Kim duasını  bütün erkek ve kadın müminlere genelleştirirse duası kabul edilir." Şu halde kişilerin sadece kendisi için dua etmemesi sünnettir.
Denilmiştir ki İmamın dua ederken çoğul sigası değil de tekil sigası kullanarak sadece kendisi için dua etmesi mekruhtur.
Resulullah (s.a.v.)efendimiz şöyle buyurmuştur:"Bir kul bir topluluğa imam olur da onları bırakıp sadece kendisi için dua ederse onlara hiyanet etmiş olur."
Kişi tek başına da olsa çoğul sigası kullanarak kendisine,ana-babasına, atalarına, çocuklarına , kardeşlerine, salih mümin dostlarına niyet ederek onları da duasına katarak , duasının bereketine onlarıda nail etmelidir.Bütün bu şahıslarının ruhlarının teveccühünün bereketi bu şahsa ulaşmış olur.

TÜ M MEYVELER AYNI ZAMANDA MEKKEDE BULUNMASI hZ.İBRAHİM'İN DUASIDIR

İbrahim (a.s.)"..halkından Allah'a ve ahiret gününe inanan ları çeşitli meyvelerle besle."(Bakara 2/126) ayetinde belirtilen duası nedeniyle Mekke'de ilkbahar, sonbahar ve yaz meyveleri aynı günde bulunabilmektedir.Hz.İbrahim peygamberin bu duası nedeniyle Mekke'ye üç konaklık mesafede bulunan Taif,bir filistin toprağı iken Harem'e rızık sağlaması için Hz.Cebrail tarafından Filistin'den kaldırılıp buraya yerleştirilmiştir.

PUT KIRMAK

Kemal Hocendi der ki:
Gurur putunu kır ki aşıkların dininde
Bir put kırmak yüz ibadetten iyidir.

PEYGAMBERLERİN İSMETİ(GÜNAHSIZLIĞI )

Peygamberlerin ismeti,Allah Teala'nın muvaffak kılmasıyladır.İsmetin hakikatı ,kulun güç ve tercihi yine var olmakla beraber Allah Teala'nın kulda günahı yaratmamasıdır.Bu nedenle İmam Ebu Mansur Maturidi:"şöyle demiştir:"İsmet imtihanı, yani mükellefiyeti kaldırmaz.Şu halde müminin imanından emniyette olmaması  ve kendisini imanda sabit kılması için Allah'a yalvarıp yakarması gerekir.Tıpkı İbrahim (a.s.)'ın hem kendisi hemde oğulları için imanda sebat niyaz etmesi gibi.
Yahyu b,Muaz'ın şöyle dua ettiği rivayet edilir:"Allah'ın ! Bütün sevincim şu imanım sayesindedir.Onu benden çekip almandan endişe ediyorum.Bu endişem sürdüğü müddetçe imanımı çekip almayacağını da ümit ediyorum.

PUT CİNSLERİ

Nefsin putu DÜNYA'dır.Kalbin putu UKBA'dır.Ruhun putu YÜKSEK DERECELERDİR.Sırrın putu yakınlıkları(kurubat)marifettir.Hafinin putu ise mükaşefe, müşahede ve çeşitli kerametlere meyletmektir.
Osman Fazlı Atpazari hazretleri(İ.Hakkı Bursevi'nin mürşidi)buyurmuştur ki:"Dünya ehli çoktur.Ukba ehli azdır.Mevla ehli ise azın da azıdır.Onlar tıpkı sultanlar ve hükümdarlar gibidir.Onlar vezirlere nazaran azdır.Vezirler diğer makam sahiplerine göre azdır.Makam sahipleri ise  halka nispetle azdır.Halk çoktur.Onlardan azı makam sahibidir.Onlardan azı vezirdir.Onlardan da azı sultanlardır.Öyle ise mutlak olarak bütün putları terk etmek gereklidir.Hicabların ve putların en büyüğü ise Farsça ifade ile "hesti"yani varlıktır.

PUTLAR NİÇİN ALTIN VE GÜMÜŞTÜR?

İmam Gazzali hazretleri putların özellikle altın ve gümüş olduğunu belirtir.Bu iki madeni özellikler zikretmesi , insanları en çok yoldan çıkaran şey olmaları sebebiyledir.
Resulullah (s.a.v.)de dirhem ve dinar (gümüş ve altın)peşinde koşanları taşlara tapanlara benzetmiştir."Dinar ve dirhemin kölesi olan kişi helak olsun"buyurmuştur.Yoksa Heva ve heves kab ilinden olan her şey puttur.Nitekim Cenab-ı Hakk"Heva ve hevesini tanrı edinen kimseyi gördün mü?"(Casiye 45/239)buyurmaktadır.

18 Nisan 2017 Salı

FAKİRLİKTEN ŞİKAYET

Fakirlerden birisi seleften birisine fakirliğinden şikayet etti ve bunun kendisini ne kadar kederlendirdiğini belirtti.Bunun üzerine o zat:
“-Sen kör olsan,ama on bin dirhemin olsa bu seni sevindirir mi?”diye sordu.adam
“-Hayır” dedi.
“-Peki ellerin ayakların kesilse , ama yirmibin dirhemin olsa da sen ne dersin?” diye sordu.adam yine :”Hayır “dedi.
“-Allah’ın seni on bin dirheme sahip bir deliye çevirmesi seni sevindirir mi? diye sordu.Adam yine “Hayır” dedi.Bunun üzerin o zat  ona:
“-Kırkbin dirhemlik sermayen olduğu halde Mevla’ndan şikayet etmeye utanmıyormusun?” dedi.

NİMETİN İKİ TÜRÜ

İki tür nimet vardır:
1-Beden sağlığı,güven ve afiyet;yiyecek,içecek,giyecek, evlenme, mal ve evlattan lezzet alma gibi faydaları elde etme nimeti,
2-Hastalık, sıkıntı, fakirlik, ve bela gibi zararlı şeylerin bertaraf edilmesi nimeti.
En büyük nimet ise düzgün bir yatarılışa sahip olmak ve marifetin ilham edilmesidir.

MELEKLERİN KOKUSU

Cafer b.Muhammed şöyle demiştir:”Meleklerin kokusu gül kokusu, Peygamberlerin kokusu ayva kokusu, hurilerin kokusu ise mersin ağacının kokusudur.”
Peygamberimizin en sevdiği meyveler taze hurma ile karpuzdu.Karpuzu,hurma ile birlikte yer  ve şöyle buyururdu:”Bunun sıcaklığı şunun soğukluğunu ,şunun soğukluğunu da bunun sıcaklığı kırar”.Çünkü hurma sıcak ve yaş meyve iken,karpuz soğuk ve suludur.

KILMAK VE HARCAMAK

MÜMİNLERE SÖYLE diye başlayan İbrahim suresinin 31 ayeti,kulluğun şartlarının en önemlisini belirtir:"İman eden kullarıma söyle:Namazlarını dosdoğru kılsınlar, kendisinde ne alışveriş, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan(Allah için)gizli-açık harcasınlar." Bu ayetteki Kılsınlar ve harcasınlar kelimeleri emir mahiyetindedir.
En sevimli infak tarzı,nafileyi gizli,farz(ve vacibi)açıktan vermektir.Namazlar için de durum aynıdır.
İnfak'ın gizli ve açık yapılmasının emredilmesinden maksat, müminlerin mali ve bedeni ibadetlerle dünya metalarından istifadeyi kafirler gibi bunlara meyletmeyi bırakmak suretiyle Allah'ın nimetlerine şükretmeyi teşviktir.

CENAB-I HAKK'IN ŞİKAYETİ

Mirac hadisinde şöyle buyurulur:"Allah Teala bir kaç hususta ümmetimden şikayet etti:
Birincisi,Ben onları yarının amelinden mükellef tutmadım, onlar ise Ben'den yarının rızkını istiyorlar.
İkincisi:Ben onların rızıklarını başkalarına vermedim, onlar ise amellerini Ben'den başkasına yapıyorlar.
Üçüncüsü,onlar Ben verdiğim rızkı yiyorlar, hem de Ben'den başkasına teşekkür ediyorlar.Ban hıyanet ediyorlar ve yarattığım varlıklarla sulh içinde yaşıyorlar.
Dördüncüsü, izzet ve şeref Bana aittir.İzzet veren Ben'im.Onlar ise izzeti Ben'den başkasında arıyorlar.
Beşincisi, Ben cehennemi her bir kafir için yarattım.Onlar ise kendilerini oraya atmaya çalışıyorlar"

KAMİL BİR MÜRŞİDİN NEFESİ

Hayat sırrının zuhuru Kamil bir mürşit nefesi ile mümkündür.Mesnevi-i Şerifte buyurulur:
"Bilmiş ol ki veliler,vaktin İsrafilidirler.
Ölüler, onlardan can bulurlar, dirilirler.
Ölü canlar, ten mezarından kefenlerine bürünmüş yatarken
Onların  sesinden sıçrayıp kalkarlar.
Derler ki:Bu ses, öbür seslerden bambaşka,
Çünkü diriltmek Tanrı sesinin işidir.
Biz öldük, tamamen çürüdük, mahvolduk.
Fakat Allah'ın sesi gelince hepimiz dirildik kalktık.
O ses, Allah'ın bir kulunun boğazından çıksa da
Esasen ve mutlak olarak Padişahlar padişahı'ndan gelmektedir.
Allah ona dedi ki:"Ben dilim, sen vücudsun.
Ben senin hizlerin, memnuniyet ve gazabınım,
Yürü ! Benimle duyan, benimle gören sensin.
Sır sahibi olmak da ne demek? Bizzat sır sensin.
Sen mademki :"Kim Allah için olursa" sırrına erdin,
Bende senin oldum."Kim Allah için olursa Allah onun için olur."
Sana bazen "Sensin"derim,bazen de "Benim' derim.
Ne dersem diyeyim, ben aydın ve parlak bir güneşim
Her nerede benden bir nur parlasa
Orada bütün alemin müşkülleri hallolur.
Güneşin bile gideremediği , aydınlatamadığı karanlık,
Bizim nefesimizden kuşluk vakti gibi aydınlanır.

İYİLERİN ARKASINDAN

Dün, Bahri Baba alem-i cemale yürüdü.Haruniye(Düziçi) kör kuyu mezarlığna defnedildi.Yigit namıyla anıldığından KÜRT BAHRİ denirdi.Bahri Ersoy.Babası Elazığdan Musa Kazım efendi'nin halifelerinden imiş.Bahri Baba,en son Ağlar Baba/İrşadi Baba  kolunu devam ettirenlerden Niyazi Baba'dan Hasan Baba'dan,İstanbul'da Hilmi baba'dan feyz alan bir zat idi.Bloğun önceki yazılarında ismi ve zikrettiği olaylar geçmiş idi.Haruniye,yörede bulunun Köy Enbtitüsü(öğretmen okulu)nedeniyle solcu-kominist diye yaftaladığımız aslında vatanını seven,Amerikan mandacılığına karşı öğretmenlerin bolca yetiştiği bir yer olmakla "küçük Moskova"diye adlandırıldığı bir zamanda 1979 sıkıyönetim zamanında "Sağcılar Haruniye'yi basacakmış"şayıasıyla heber yapılınca Bahri Baba'nın evinin ikinci katında zikir çekmek için toplanan 25 erkek,iki bayandan müteşekkil bu sağcı topluluğu,sıkıyönetim sorumlusu olarak atanan solcu bir öğretmenin emri ile karakola çekilirler ve Adana Sıkıyönetim'e gönderirler.Savunma hazırdır:"Anamızın ruhuna mevlit okutmak için toplanmıştık".İnsanımız "zikre"yabancı kaldığı için avam nezdindeki son ibadet tarzımız olan "Mevlüt okutmak" elimizde ibadet şekli olarak  kalmıştı.Karakol,ele geçirdikleri bu şahısların başlarındaki takkeleri dahi saymış imiş.24 yahut 48 saatlik bir göz altından dolayı bu insanları sıkıyönetim serbest bırakmıştı.Kürt Bahri gibi ehli Beyt muhabbetine sahip kişiler Allah davasının çilesine muhatap olmuşlardı.Son sohbetlerinde demişti:Avukat ! biz bu yolun altın devrini yaşadık.kimleri görmedik ki Niyazi Babayı,Hasan Baba'yı Ahmet Babayı,Hilmi Babayı,Ali Babayı,Afyonlu Alişan Efendi'yi,Ziya Efendi'yi,Terzi Baba'yı v.s v.s bir çok ehli irfan ismini sayar.Zikir çekmek için benzin kıtlığı nedeniyle 15 Km yayan yürüyerek ramazan günü iftar etmeksizin yaya yürüyerek gittiği yolları ifade derdi.Rabbim,Rahmetiyle,Dahimiyyetiyle,Mağfiretiyle muamele edip Cennetini mekan etsin.
Türkiye nereden nereye geldi.Bugürnkü  kazanımlardan dolayı Cenab-ı Hakk'a şükretmek gerekir.Bu kazanımlara işaret ederek,bu kazanımları kendilerinin temin ettiğini siyaset meydanlarında söyleyenler bunları yaptıranın Cehab-ı Hakk olduğunu idrak edip,devlet nimetlerine sorumsuzca saldırmamalıdır.Çünkü Hakk Teala'nın en büyük mekirlerinden (hilelerinden)birisi de nimetle yaptığı imtihandır.

17 Nisan 2017 Pazartesi

KURAN/İNSAN/BİTKİ KARŞILAŞTIRMALARI

Hz.Peygamber (s.a.v.) buyurur ki:"Kur'an okuyan mümin portakal gibidir.Kokusu hoş,tadı güzeldir.Kur'an okumayan mümin hurma gibidir:Kokusu yoktur, tadı ise güzeldir.Kur'an okuyan münafık fesleğen gibidir;Kokusu hoş fakat tadı acıdır.Kur'an okumayan münfaık Ebu Cehil kurpusu gibidir.Kokusu yoktur ve tadı da acıdır".
(Hurma ağacı Adem(a.s.)'ın yaratıldığı toprağın arta kalanından yaratılmıştır.Hz.Meryem de hurma ağacı altında doğum yapmıştır.Bu yüzden hurma ağacının meyvesi diğer meyvelerden daha tatlı ve güzel olmuştur.

SELAM VERMEK SÜNNET,ALMAK NİÇİN FARZDIR?

Hz.Adem,Peygamber (s.a.v.)'in nurunun parlaklığını görünce Cenab-ı Hakk'a bunun ne olduğunu sordu:
Allah teala:
"-O senin çocukların arasından çıkacak olan Arap peygamber Muhammed'in nurudur.Bütün peygamberler O'nun sancağı altında toplanacaklardır"buyurdu.
Bunu duyan Adem (a.s)Muhammed (s.a.v.)'i görmek arzusuyla doldu.Bunun üzerine Nebi (a.s)'ın nuru, Adem (a.s.)'ın şehadet parmağının ucunda belirdi.O da bu nuru selamlayınca, Allah teala, Peygamber (a.s.)hesabına bu selamı aldı."
İşte bu selam Adem (a.s)'dan sadır olduğu için sünnet,selamı almak da Allah Teala'dan olduğu için farz olarak kalmıştır.

ŞEYTANIN SÜSLÜ GÖSTERME KUVVETİ

Süslü göstermede hep aldatıcılık vardır.Sahtecilik vardır.Kendini büyük gösterme vardır.İbrahim suresi 22 ayetinde açıkça ifade edilmiştir:"(hesapları görülüp )iş bitirilince şeytan diyecek ki "Şüphesiz Allah size gerçek olanı vaadetti,ben de size vaat ettim, ama size yayalancı çıktım.Zaten benim size karşı bir gücüm yoktur.Ben, sadece sizi(inkara)çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz.O halde beni yermeyin , kendinizi yerin.Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz..."
Nahl suresi 16/100 ayetinde:Onun hakimiyeti , ancak onu dost edinenleredir"ayetinde şeytanın hakimiyetinden bahsedilmesi davet etme ve süslü gösterme yönünden bir hakimiyet olup bunun da tesiri şeytanın yolundan gidenleredir.Allah'ın dostları olan müminlerde şeytanın vesvesesine tabi olmazlar.Şeytan Zat alemine giremez.bu nedenle gerçek iman sahipleri korunmuştur.

REFERANDUM SONUÇLARI

İdare şekli değişikliği üzerinden yüz yıla yakın bir zaman geçmekle bu değişim beklenmekte idi.Ancak değişim daha kötüye olmayacak.Görünüşte tek adamın kuvvetlenmesi şeklinde yorumlanabilirse de hiç kimse baki değildir.Babadan oğula geçen bir saltanata asla dönülmemiştir.Halk indirip,halk yükseltecektir.Karar halka terkedildiği sürece , halk nasılsa idarecileri de aynısı olacaktır.Hayr'lı olsun.

16 Nisan 2017 Pazar

HER SEÇİM ; SEÇİLMİŞ VE SECDE EDİLMİŞ=ONAYLANMIŞ BİR FERDİ=CUMHURİYETTİR İDRAKLERİ


HER SEÇİM ; SEÇİLMİŞ VE SECDE EDİLMİŞ=ONAYLANMIŞ BİR FERDİ=CUMHURİYETTİR İDRAKLERİ :) (* herkes hem FERD dir hem de CUMHUR..KENDİNİ BİLİP,KENDİ DEVLETİNE SULTAN OLAMAYAN VE KENDİNİ YÖNETEMEYEN BİRİ ASLA OY VERMEMELİDİR :) ) ben....sen...o..biz...siz..onlar = HİÇBİRİNİZ DEĞİLSİNİZ TEFEKKÜRLERİ.. ... artık sanal perde de pdf okumak yerine, halkın içüne iniİP, onca ezoterik mana ilminden öğrendiğim gibi;" NAZAR EYLEDİM ÖZÜME ALİ =RUHUM GÖRÜNDÜ GÖZÜME tekniğiyle, ALİ-RUH tekil AYNAMDAN ,ALEME YAYILAN ÇOKLU ZANNİ YANILSAMALARIMIN :) TEZAHÜRLERİNİ SEYREDÜÜP ,keni ümmetim olan halkımı okuyacağım ve safiye makamı tepe çakram -ak minareme inİP, kendi vücud iklimimin mehdisi-imamı olacağım.ve kendi yansımam olan VÜCUDUMU MEYDANA GETİREN delegeler meclisi- tümel yasama -yürütme-yargı konseyi ORGANLARIMA (ricaül gaybim yani :) ) ve onlara tabi olan ,hücre odacıklarım- hüccuratlarım- halklarımın sesine tercüman olacağım :)..

 ve bugün ki izdüşümlerimden yerel etnik halk tiplerim ve ilgi sahaları röportajlarımız :)
bundan gayri kendimin TAŞ,BİTKİ,HAYVAN ve İNSANAT TÜRLERİM HAKKINDA ÇOKLU TEFEKKÜRE DEVAM EDECEĞİM..bazen bir taşla,bazen bir otla,bazen bir hayvanla ve bazen bir insan görünen hallerimi tanıyıp anlamaya ve ne istediklerini,neden beni rahat bırakmayıp kendilerinin ALEMİN KRALECESİ YAPTIKLARINI ANLAMAYA ÇALIŞACAĞIM..


hücrelerim ve azalarım arasında adaletli olmak için ATEŞ-HAVA-SU-TOPRAK ADLI 4 YASAL EŞİMİ en eşit şartlarda memnun edip :) , hepsini doğru rüzgarla üfürüp döndüreceğim ...bu 4 yasal haram eşimin yanında ; bana bahşedilmiş ve vücud CARİ HESABIMA YATIRILMIŞ ve evime dahil olan, nefsimin her istediği cariyeyi alacağım :) ..ve diğerleri, aralarında rekabeti hırs yapıp-kıskançlıkla ve adaletsizlük ettiğüm içün BENİ KIZDIRIRLARSA , 7 İKLİMİ KARIŞTIRIP LODOS OLACAĞIM VE KEMİK SULARINA GİRİP ONLARI KEMİK AĞRISINDAN FELÇ EDECEĞİM :) ki, nefsim olan şeytaniyetim azapta gerek ne anlasınlar ...
..5 duyu organımın hakkını vereceğim..vücudu fezamda ki 12 kara ve ak delik buruç gezegenlerimden girenden ve çıkandan farkındalıklı olup,burçların beni değil -benim burçlarıma yönetici yaratıldığımı hatırlayacağım... kendi 3 ler,7 ler,40 lar cumhuriyetimde ,beden camimimde salat' ve selam üzere huzura duracağım..AZAMETİ HÜDA RA -TEKBİİİİİR-ALLAHÜ EKBER HÜÜÜ ve amiin :)
nur cihan
15 nisan 2017
***
Her yolun bir yolcusu vardır...
Bizim içimizde kâmil olan kişi, her yolu ve her yolcuyu tanıdığı halde, bu yolda, onların hepsinin dışında olabilendir...
İşte bunlar ricâlin ekâbiridir.
Muhyiddin ibn Arabî k.s
Fütûhât-ı Mekkiyye C.1 sh.472
**
"..Be inatçı; velîler, Eshab-ı Kehf’dir. Ayakta olsalar da, yürüyüp gezseler de uykudadırlar. Allah, onları, kendilerinin haberi olmadan işletir; sağa sola çevirir.
O sağa çevrilme nedir? İyi iş. Ya sola çevrilme? O da bedene, varlığa ait işler."
Mevlana Celaleddin-i Rumi (ks)



ÜLKEYİ BEKLEYEN İMTİHANLAR

Bir kağıt farkı kadar olacak referandum sonucu , ülkede değişimi başlatacak günlerin başlangıcı olacaktır.Ancak bu başlangıç ekonomide bizleri kötü günlerin bekleyeceğidir.Çünkü israfa o kadar özendirildik ki kapımızdaki tek araba yetmediği gibi,ilkokul çağındaki çocuklarımızın elinde akıllı telefonlar bu israfın geldiği boyutları göstermektedir.kanaat ın kalktığı bu toplumda din adına yapılacak fazlaca bir şey yoktur.Çünkü dini değerler çarpıtılmış,istismar edilmiş,din adına insanımız ekonomik olarak ta siyasi olarakta sömürülmüştür.Siyaseti ikbal olarak görenlerin akibetleri malumdur.hiç ihya olan,baki kalan olmamıştır.Ümeyye oğulları olan Emeviler'de zorbalıkla,zorla saltanatlarını devam ettirmişlerse de bu çok uzun olmamıştır.Abbasiler ,İslamın minberini yükseltmişlerse de her varlığın uğrayacacağı aynı akibete düçar olmuştur.Herşeyin süratle gelişip ceryan ettiği bu kıyamet öncesi son devirde Cenab-ı Hakk,İslamın bayraktarlığını ve hizmetkarlığını yaptıracağı bu millete merhamet etmesini niyaz etmekteyiz.HAYIR diyenler terörist olmayacağı gibi,EVET diyenlerde asla mevcut siyasi iktidarı tasvip anlamında evet demediklerini kabullenmek gerekir.Kendimizi değiştirmediğimiz takdirde evet çıksada  bu bizim sonumuzu ötelemeyecektir.Rabbimize sığınalım,Resulüllah Efendimizin(s.a.v.)'in hayatını yaşamaya gayret edelim.

15 Nisan 2017 Cumartesi

İNSANLARIN CEZASI NİÇİN GEÇ VERİLİR?

"İşittiği eziyet verici sözlere  Allah'dan daha fazla sabreden yoktur.O 'na ortak koşulur, çocuk edindiği söylenir, fakat O yine de bu sözlerin sahiplerini sağlık ve afiyet vererek rızıklandırmaya devam eder."(Hadis-i şerif)
Cezanın geciktirilmesinin bir takım hikmetleri vardır.Bunlardan biri de tevbekarların dönmesine imkan verilmesi , ısrarcılara da kendilerini savunabilecek bir delil bırakılmamasıdır.Akıllıya gereken , her halükarda Allah'dan korkmaktır.Çünkü O,kahır Kibriya(büyüklük)ve celal sahibidir.

HATİM-İ TAİ'NİN KIZI

Rivayet edilmiştir ki Tay kabilesinin esirleri Hz.Peygamberin huzuruna getirildiği zaman,esirler arasında bir genç kız şöyle dedi:
"Ya Muhammed ! Beni serbest bıraksanız da Arap kabilelerine rezil etmeseniz? Çünkü ben ,kavminin efendisinin kızıyım.Babam akrabasını koruyup kollar, zorluk çekenlere yardımcı olur, açı doyurur, yemek yedirir, herkese selam verir, bir şey isteyeni kesinlikle reddetmezdi.Ben Hatim Tai'nin kızıyım."
Resulullah (sav)ona şöyle karşılık verdi:"Ey cariye !Bu zikrettiklerin gerçek müminlerde olması gereken sıfatlardır.Baban müslüman olmuş olsaydı, elbette onun için rahmet dilerdik".Sonra:"Kızı serbest bırakın, çünkü babası, güzel ahlakı severdi. Allah'da güzel ahlakı sever "buyurdu.

YEPYENİ BİR HALK GETİRMEK

İbrahim suresi 19 ve 20 nci ayeti:"Allah'ın gökleri ve yeri hak ile yarattığını görmedin mi? O dilerse sizi ortadan kaldırır ve yepyeni bir halk getirir.Bu Allah'a güç değildir."
Cenab-ı Hakkın sünnetullahı,bir toplum kendisini değiştirirse o toplumun idarecileri değişir kuralı kıyamete dek geçerlidir.Değişimi toplum isteyecektir.Sonrasından da idareciler değişecektir.

KIYAMET KORKULARININ ÇEŞİTLERİ

AVAM:CEHENNEME GİRMEKTEN VE ORADA KALMAKTAN
HAVAS:BİR İKAMET YURDU OLAN CENNETTEKİ MAKAMLARI KAÇIRMAKTAN
EHASSÜL HAVAS:ALLAHA ERME/VUSLAT MAKAMINI KAÇIRMAKTAN KORKARLAR

ŞEYH SADİ-ZALİME SABRETMEK

Güçlü kimsenin zulmüne sabır ve tahammül et
Ki bir gün ondan daha güçlü olursun
Dudağı kuruyan mazluma gülmesini söyle.
Ki yarın o zalimin dişlerini koparırlar

KÖPEK VE AKREPTEN KORUNMA AYETLERİ

Arifler derlerki Allah Teala köpekten ve akrepten söz almıştır."Allah , köpekten "(VEKELBÜHÜM BASITÜN ZİRAAYHİ BİL VASIIDİ)Köpekleri de mağaranın önünde ön ayaklarını uzatmış yatmaktaydı" (Kehf 18/18) ayeti okununca eziyet vermeme  sözü almıştır.Yine Allah akrepten:"(SELAMÜN ALA NUHİN FİL ALEMİN)Bütün alemlerden Nuh'a selam olsun"(Saffat 37/79) ayeti okunduğu zaman eziyet etmeme sözü almıştır.

HALLACIN SON ŞİİRİ

Anlatıldığına göre Hallac elleri kesilmek üzere getirildi.Sağ eli kesilince güldü.Sonra sol eli de kesilince daha fazla güldü.Fakat kan kaybından ötürü yüzünün sararmasından korkarak ,akan kanı üzerine yüzüstü kapandı.Hem yüzü  hem de bedeni kana bulundı.Şu şiiri söyledi:
Allah biliyor ki telef oldu ruhum
Sana iştiyakından..Fakat ben bunu istiyorum.
Sen'in bir bakışın , ey emelim, ey sevgilim,
Dünya dan da içindekilerden o sevimlidir bana.
Ey kavmim, garibin biriyim yurdunuzda 
Ruhumu size verdim, hakkında istediğinize hükmedin diye 
Teslim ettim nefsimi , öldürücü hastalıklara 
Sırf Sana ermenin onu dirilteceğini bildiğimden
Sabreder sevenlerin nefsi, her türlü eleme
Bir gün iyi eder onu illete duçar eden belki diye 
Sonra başını göğe kaldırdı:"Mevlam , ben kulların içinde garip kaldım.Zikrin ise benden daha garip .Garip garibe ülfet eder"dedi.. O arada adamın biri:"Ya şeyh , aşk nedir?"diye sorunca şöyle cevap verdi:
"Aşk, görünüşte benim şu halimdir, ancak onun gerçek mahiyeti tüm mahlukattan gizlidir." 

14 Nisan 2017 Cuma

KENDİSİNE ALTI ŞEY NASİB EDİLEN ALTI ŞEYDEN MAHRUM OLMAZ

1-Şükür nasip edilen kimse nimetin artmasından da mahrum kalmaz.Çünkü Allah “Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi)artırırım”buyurmuştur.
2-Sabır nasip edilen kimse sevaptan mahrum kalmaz.Çünkü Allah Teala:”Yalnız sabredenlere, mükafatları hesapsız ödenecektir”(Zümer 39/10).Musibetin ecrini kaçırmak başka bir musibettir.
3-Tevbe nasip edilen kimse ,tevbesinin kabul edilmesinden mahrum kalmaz.Çünkü allah Teala :”O, kullarının tevbesini kabul edendir”(şura 42/25)buyurulmuştur.
4-İstiğfar bahşedilen kimse ,bağışlanmaktan mahrum kalmaz.Çünkü Allah Teala:”Rabbinizden bağışlanma dileyin .O çok bağışlayandır”(Nuh 71/10)
5-Dua nasip edilen kimse duasının kabul edilmesinden mahrum kalmaz.Çünkü Allah Teala “Bana dua edin, duanızı kabul edeyim.”El Mümin 40/60)Zira Allah Teala’nın bir kulunu duaya muvaffak kılması ancak onun duasını kabul etmek içindir.
6-İnfak nasip edilen kimse ,infak ettiklerinin yerine yenisinin gelmesinden mahrum olmaz.Çünkü Allah Teala:”Siz hayra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir”(Sebe 34/39)buyurmuştur.
Mesnevi de şöyle denir:
Peygamber Efendimiz buyurdu ki:”Daima öğüt vermek için,
İki melek, hoş bir şekilde, tatlı bir sesle seslenirler.
Derler ki:”Ya Rabbi , infak edenleri doyur, ihtiyaçtan uzak tut
Onların verdikleri her dirheme karşılık yüzbin dirhem ihsan et
Allah’ım, malını esirgeyenlere, cimrilere de dünyada

Ziyan üstüne ziyandan başka bir şey verme.!

AZABIN ŞİDDETİ

Dünyada azabın şiddeti nimetlerin çekilip alınmasıyla , ahirette ise cehennem azabıyladır.Şöyle denilmiştir:”Bana erme çabasını terk ederek Ben’den ayrı kalma azabı çok şiddetlidir.Çünkü dünya ve ahiret nimetlerinin elden kaçırılması nefislere çok ağır gelir.Allah’a erme nimetlerinin elden kaçırılması  da kalblere  ve ruhlara çok ağır gelir.

ŞEYTANIN ALLAH TEALADAN İSTEKLERİ

BİR HADİSTE ŞÖYLE BUYURULMUŞTUR:
"iBLİS YERYÜZÜNE İNDİRİLİNCE DEDİ:
"EY RABBİM : BENİ YERYÜZÜNE İNDİRDİN VE RAHMETİNDEN KOVULMUŞ EYLEDİN.BANA BİR EVVER."
ALLAH TEALA:"HAMAMLARDIR"BUYURDU.
iBLİS:"bANA OTURACAK BİR MECLİS(oturacak yer) VER"DEDİ.
ALLAH tEALA:"ÇARŞI VE YOL KAVŞAKLARIDIR"BUYURDU.
iBLİS:"bANA BİR YİYECEK VER"DEDİ.
ALLAH TEALA:"ÜZERİNE ALLAH'IN İSMİ ANILMAYAN YİYECEKLERDİR"BUYURDU.
iBLİS:"bANA İÇECEK VER" DEDİ.
ALLAH TEALA:"SARHOŞLUK VEREN HER ŞEY" BUYURDU.
iBLİS:"bANA BİR DAVETÇİ VER"DEDİ.
ALLAH TEALA :"ÇALGI ALETLERİ " BUYURDU.
İBLİS:"BANA BİR KURAN  VER"DEDİ.
ALLAH TEALA:"ŞİİR"BUYURDU.
İBLİS:"BANA BİR KİTAP VER"DEDİ.
ALLAH TEALA:"DÖVME" BUYURDU.
İBLİS:.,"BANA BİR HADİS/SÖZ VER" DEDİ.
ALLAH TEALA:"YALAN"BUYURDU.
İBLİS:"BANA ELÇİLER VER"DEDİ.
ALLAH TEALA:"KAHİNLER"BUYURDU.
İBLİS:"BANA AVLANMAK İÇİN TUZAKLAR VER"DEDİ.
ALLAH TEALA:"KADINLAR"BUYURDU.

SEÇİM PROPAĞANDALARINDA SESLİ MÜZİK YAYINLARI

Bu şekildeki konvoylar ve ses düzenlemeleri ile İsa suresi 64 ayetinin ne alakası vardır denirse:Ayet buyurmaktadır ki:(İblise hitaben)"Onlardan gücünün yettiği kimseleri davetinle şaşırt:süvarilerinle ve yayalarınla onları yaygaraya boğ;mallarına, evlatlarına ortak ol,kendilerine vaadlerde bulun."Şeytan insanlara aldatmaktan başka bir şey vadetmez"
Ayetteki "davetinle"ifadesini şarkı/gına ve çalgı aletleri(mezamir) olarak tefsir edilmiştir.Buna göre şarkı söyleyenler ve çalgı çalanlar İblis'in ordusundandır.
İblis,felsefecilerin uydurmaları, ehli heva ve bidatçilerin teşbihleriyle , metaryalistlerin hurafeleriyle , her şeyi mübah sayan İbahiyye'nin felaketleriyle ve tabiatçıların şeriata muhalif sözleriyle onları kaydırır ve harekete geçirir.
"süvariler ve yayalar"ise araç konvoyları ve karşılama mitingleri olsa gerektir.
Zamanları zayi edilmesi,istidatların dünyalık ve dünya riyasetini talep uğrunda ifsad edilmesi,nefislerin tezkiyesi yönündeki gaflet ve bu yolda teşvik şeytanın uslubudur.

ŞEYTANIN GAYRETİ

"Şu benden üstün kıldığına da bak .Yemin ederim ki eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan , pek azı dışında , onun neslini kendime bağlayacağım"dedi.(İsra 62)
"Senin izzet ve şerefine and  olsun ki , onların tümünü azdıracağım"(Sad 38/82)
İblis insanlarda şehvetlerin terkib edilmiş olduğunu ve bu şehvetlerin onaların haktan batıla meyletmesinin sebebi olduğunu biliyordu.Bunu da babaları Adem'in şehvet ile ağaçtan yemeye meyletmesinine kıyas ederek bilmişti.

HAZRETİ ADEM SECDENİN KIBLESİ OLAN KABE MESABESİNDEDİR

Meleklere "Adem'e Secde edin"demiştik.Allah ,Adem'i yarattı ve onda tecelli etti.Dolayısıyla secde hakikatta Allah Teala içindi.Adem (a.s.)'da secdenin kıblesi olan Kabe mesabesinde idi.Melekler hemen secdeettiler.İblis secde etmedi.Çünkü  o kibirlenip secde etmekten sakındı.Bu gösteriyor ki muhalefet , büyüklenme k ve kaçınmak ,ezeli şekavete delalet eder.Çünkü ebed, ezselin aynasıdır.Orada kişinin hali , said ve şaki olarak gözükür.

ŞÜKRE SABIR,SABRA ŞÜKÜR,SABRA SABIR,ŞÜKRE ŞÜKÜR NİMETLERİ

"Eğer tevfikıma "şükrederseniz ,elbette size ,"Bana yakın olma nimetini artırırım."Eğer bana yakın olmaya "şükrederseniz,elbette size " Benim size yakın olmam nimetini artırırım.Eğer benim size yakın olmama şükrederseniz elbette size muhabbet nimetimi artırırım.Eğer muhabbete şükrederseniz , elbette size "Bana cezbe nimetini artırırım.Eğer cezbeye şükrederseniz elbette size Baka nimetini artırırım.Eğer baka'ya şükrederseniz elbette size vahdet nimetini artırırım.Eğer vahdet'e şükrederseniz elbette size şükre sabır,sabra şükür,sabra sabır  ve şükre şükür nimetini artırırım.Böylece çok sabreden ve çok şükreden olursunuz.

13 Nisan 2017 Perşembe

ARTIRILAN NİMET ÇEŞİTLERİ

İbrahim Suresi 7 ayetinde:"Hatırlayın ki Rabbiniz sie :"Eğer şükrederseniz size (nimetimi)artırırım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şaphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti."Bu ayette artırılacak nimetlerin neler olduğu hususunda Şeyh Abdurrahman sülemi ,Ebu Ali Cürcani hazretleri buyururlarki:
"Eğer islam nimetine şükrederlerse , onlara ilave olarak iman veririm.Eğer iman üzere bana hamd ederlerse onlara ilave olarak ihsanı  veririm.Eğer ona şükrederlerse onlara ilave olarak marifeti veririm.Eğer marifete şükredenlerden olurlarsa onları vuslat makamına eriştiririm.Eğer ona şükrederlerse , onları kurbiyet derecesine yükseltirim.Yine o nimetin şükrü sebebiyle onlara üns ve müşahede halvetgahına ulaştırırım.Bu hakikatları bildiren bu sözden malum oldu ki şükür, terakkinin merdiveni ve manevi derecelere yükselmenin vasıtasıdır.