İsmail
Hakkı Bursevi hazretleri bir rüyasını anlatmıştı:”Rüyamda şeyhim Osman Fazlı
Atpazari hazretlerini son derece neşeli bir vaziyette gördüm.Ona ölümle alakalı
bazı şeyler sordum.Bana şöyle cevap verdi:”Ben son nefesime kadar tam bir
taharet üzere yaşadım.Ruhum kabzedildiğinde de ortasında bir pınar bulunan bir
yola girdim.Ruhumu teslim etmiş olmamdan dolayı abdestim bozulduğu için bu
pınarda abdest aldıktan sonra gök yüzüne yükseltildim.Daha sonra cenazemin
yanına dönerek hazır olanlarla birlikte kendi cenaze namazımı kıldım.”Bunun
üzerine kendisine “Bu dünyevi yaratılıştaki akıl ve idrak olduğu hüal üzere kal
dı mı?”diye sordum.”Evet” dedi.Sonra gülümser bir vaziyette elimden tuttu.İki
kere:”Bana inan”dedi.Sanki kendisine karşı olan güzel itikadımdan duyduğu
sevinci bu şekilde gösteriyordu.Daha sonra uyandım.
Akıl
idrak dünyada olduğu üzere kalır.Çünkü akıl, iman, velilik ve benzerleri ruhun
sıfatlarındandır.Ruh ise ölümle değişime uğramaz.
Kamil
ruh kendi cenazesine katılır.Namazda insanlara örnek olur.Onun kendi namazını
kılması , hakikat mertebesinde kamilin hem secde eden hemde kendisine secde edilen olduğuna
işarettir.Dolayısıyla yaptığı ibadet başkasına değil yine O ‘nadır.İnsanın
kendi cenaze namazını kılması,meleklerin Adem (a.s)’a secde etmesine
işarettir.
Azizim
,Sultanım Necib Efendi anlatmıştı.Seyyid Ali baba hazretlerinin cenaze namazını
beklerken cami dışında serilen sergi üzerinde vakit namazını bekliyorum.Arka
safta Ali baba hazretleri seslendi.Tabutun üzerindeki seccadeyi verde şurada
namaz kılayım.Sesi tanıdım ama dönüp bakmadım.Sağlığında bir şeyine elimi
sürmemiştim ki Taputu üzerindeki halı seccadeyi alayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder