26 Kasım 2023 Pazar

FAKR

fAKRI, suret ve ma'na fakirliği olmak üzere iki kısma ayırmışlardır.Tasavvufda asıl olan manevi fakirliktir.Ma'nen fakir olan , beşeri sıfatlardan sıyrılıp kendini bir şeye malik görmeyen kimsedir.Bunlar, sayısız mal , mülk ve mansıba sahip olsalar bile , hiçbirine gönül bağlamazlar, yani sahip oldukları mülkün v.s nin kulu olmayıp , onu kendilerine kul ederler. 

Dane ve harman müstağni olanın gözünde birdir.

İnsanlar arasında meydana gelen huzursuzlukların kaynağını, masivaya karşı duyulan aşırı rağbet teşkil eder.Hakikat yolu karanlık  ve aynı zamanda tehlikelerle doludur..İnsanların büyük bir kısmı, gerçeğe ulaşamadan , masiva tkuzaklarına yakalanırlar.Bu tuzakların insan ruhunda meydana getirdiği huzursuzluk cemiyete akseder.Busuretle fertler arasında birlik ve kardeşlik duuygusu , kısa zamanda basit çekişmeler le düşmanlığa dönebilir.Yaratılanı ,Yaratan'dan ötürü hoş görebilmek fakr sayesinde gerçekleşir.

Dünya lezzetlerinden tatmaya muktedir olduğu halde , hç birine iltifat etmemek ve kalbin bu husustaki meylini mahvetmektir.

RIZA

 Rıza lüğatta memnuniyet, hoşnutluk, izin ve müsade manalarına gelir.İslam'a göre insanın yaratlış amacı "Rabbine ibadet etmektir".kısaca O'na kul olmaktır.Kulluğun bir neticesi olan "Ubudiyet" ,Allah Teala'nın kazasına boyun kesmek, O'na razı olmaktır.

Rıza, tevekkül ve sabrı tamamlıyan ruhi bir yükseliştir.Allah'ın kazasına teslim olup , itirazı terk eden kimse , rıza makamına yükseldiği zaman,masiva ile ilgili her şeyin kaybından veya kazanılmasından dolayı, elem ve sevinci terk eder.O sadece yaşadığı müddetçe Allah'ın hoşnutluğunu kazanmaya çalışır.

Muhabbet sadece rıza ile kazanılır demişlerdir.

BAZI TARİHLER

 Medih ve zem arasında fark görmeyene ZAHİD, farzları vaktinde eda edene ABİD, fiil ve hareketlerinin bütününü , Allah Teala'nın bir lütfu olduğuna inanana da MUVAHHİD ismi verilir.

Medih ve zem den murat takdir ve tekdir edilmek endişesinden azade, sadece Hakk7ın rızasına yönelmektir.

25 Kasım 2023 Cumartesi

İSLAM TASAVVUF DÜŞÜNCESİ - Prof. Dr. Mahmut Erol KILIÇ – 20.10.2023

KUL'A VE HAKK'A DÜŞEN

 Allah Teala şöyle buyurdu ki :

"Ey Adem oğlu !Sana düşen tevbe, Bana düşen Kabuldür.

Sana düşen çabalamak , Bana düşen hidayettir.

Sana düşen dua, Bana düşen icabettir.

Sana düşen istemek, Bana düşen vermektir.

Sana düşen şükür, Bana düşen artırmaktır.

Sana düşen tevekkül, Bana düşen sana kafi gelmektir

Sana düşen tevfiz(işi Allah'a (c.c) bırakmak ), Bana düşen seni korumak ve sana yardım etmektir.

KUR'ANIN ON İSMİ

 Hakteala kitabını on isimle isimlendiriyor:

1- Kur'an

2- Furkan 

3-Kitap 

4-  Tenzil 

5- Hüda

6- Nur 

7- Rahmet

8- Şifa

9-Ruh

10- Zikir 

KALBİ TEMİZLEMENİN YOLU

 Kalbi temizlemenin yolu önce kötü ahlakın dört esasından talbi tahliye etmektir.Bu dört kötü ahlak ; tul-i emel ve acele ve hased ve kibirdir.Bu dört kötü husus nefislere ve akıllara kederdir(kirdir) ve kalbin huzurunu bozar, afetlerin annesi, hastalıklarıdır.Dört fazilet ile kalbini süsleyesin  bunlar kasr-ı emel, ve teenni fil umur(işlerde acele etmemek), halka nasihat etmek ve cümleye tevazu etmektir.

ALLAH'A NE İLE ULAŞTIN?

 Zünnun-i Mısri hazretlerine sordular:"Allah(c.c)' a ne ile ulaştın?".Hazret cevap verdi:"Korku ile hasta oldum, şevkle yandım, aşkla öldüm, Allah (cc) ile dirildim"

MEVLANA EFENDİMİZİN BEL EVLATLARI

 Hz.Pir Mevlana efendimizin bel evlatlarıyla alakalı bloğa ayrı bir bölüm açacağız.Burada ,evlatlarının biyoğrafisini kısaca aktaracağız.Resim vermek isteyen olursa resimlerini de ekleyeceğiz.İnşaaallahü Teala..

24 Kasım 2023 Cuma

HAKTEALA'NIN BAHŞETİTĞİ İLİMLER

 Hatay Dörtyol'Da yaşayan Necib Sultana 40 yıl hizmet eden Hacı Bekir Uzun abimiz nakletti.Bir zatın oğlu hafız yahut  müftü imiş.Kur'an dan bir bahir okurken bir yere geldiğinde ümmi olan babası demiş ki "Okuduğun yerde hata var?".Hafız tekrar okur imiş.Adama sormuşlar, "Amca sen ümmisin.Kur'an okuyan hafızın yanlış okuduğunu nasıl bilmektesin?.adam cevap vermiş;okunan yer benim ezberimde değil.Ben Kur'an okumayı bilmem.Ancak Kur'an okunurken okunan ayetlerdeki harfler secde etmekteler.Secde etmeyen bir harfe rastlarsam bilirim ki okuyan o kısmı yanlış okumakta,bu yüzden ikazı yapıyorum"

NECİB SULTAN'DAN

 Hatay Dörtyol da bulunan Hacı Bekir Uzun nakletti.Necib Sultanımın oğlu Hava astsubay Ali Feyyaz, Kütahya'da bulunurken ziyaretine gitmişler. Öğle namazını Dönenler camisinde kıldıktan sonra namazdan çıktıktan sonra yaşlı birisi Necib efendi ile selavatlaşıp kucaklaştılar..Necib efendi adama dedi ki;"Kızından doğan  çocuğundan devam edecek" dedi.Adam o kadar memnun kaldı ki ,bizi evine yemeğe davet etti.Ben durumdan bir şey anlamadım. Bir ara adama Necib efendiyi nerden tanıdığını,kızının çocuğunun meselesini ne olduğunu " sorduğumda şu cevabı verdi.Ancak bu zatın hali vaktinin yerinde olduğunu Dönenler camisinin inşa işiyle ilgilendiğini söylemişti.Bu zat şöyle devam etti.Ben Hazreti Mevlananın soyundan gelmeyim.Yaşım ilerlediği için acaba benden sonra kimin bu yol ile ilgileneceğini merak etmekte idim.Necib efendi benim bu müşkülümün cevabını verdi.Kızımdan doğacak torunumdan bu yolun devam edeceğini söyleyince müşkülüm çözüldü ve bundan dolayı çok memnun kaldım 

19 Kasım 2023 Pazar

VERA

 Vera', ağızdan kalbe giren ve çıkanın Allah ve Resulünün sevdiği şeyler olmasına dikkat etmektir.Vera', helal yemek ve insanlara hizmet olarak da tarif edilmiştir.Tasavvufun gayesi , insanların masiva ile olan kalbi bağlarını koparmak,Hakk için halka hizmeti gerçekleştirmektir.tASAVVUFUN GAYESİ , MÜSLÜMANIN SAHİP OLDUĞU İMANIN MALİYETİNİ ARTIRARAK, DİNİNE DUYDUĞU DEĞERİ YÜKSELTMEKTİR.kÜLFETSİZ NİMET DÜŞÜNÜLEMEZ.hASTALIĞIN NE OLDUĞUNU BİLMEYEN BİR KİMSE İÇİN , SIHHATİN NİMET KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.eMEK VERDİĞİMİZ BİR ŞEYİN DEĞERİ DE BÜYÜR.iMANIMIZI DA PAHALIYA MAL ETMEMİZ , DİNİMİZE KARŞI BESLEDİĞİMİZ SEVGİYİ ARTIRACAĞI GİBİ , FEDAKARLIĞIMIZI DA ZİYADELEŞTİRECEKTİR.zÜHD BU MALİYETİN ARTMASINI TEMİN EDEN BİR MAKAMDIR.Bir kimse dünya malını, nefse ait hevesleri, şöhret ve mansıp hırsını gönülden çıkarmadığı müddetçe zahid olamazZahidden murat, gönül hanesini ağyardan temizlemektir.

Zühd ile Vera' arasındaki fark:"Vera' şüpheli olanı terk etmek, zühd ise , ihtiyacından fazlasını bırakmaktır"

İbrahim Ethem hazretleri  ifade etmiştir:" haramdan yüz çevirmek farz, helalden fazla olanı terk fazilet, şüpheli olan şeylere yaklaşmak ise keramet alametidir.

Abdülkadir Geylani hazretleri buyurur:2 Dünyayı kalbinden çıkar, onu elinde tut yahut cebine koy.Zira o haliyle dünya sana zarar veremez"

18 Kasım 2023 Cumartesi

ŞÜKÜR

 Şükür nimet vereni düşünüp , nimeti itiraf ile ikrar ederek ,Hakk'ın bu lütfundan dolayı O'na teşekkür etmektir.Kur'an da "Kullarım içinde hakkıyla şükreden azdır" buyrulmaktadır.

Şükür kulun, Hakk'ın kendisine bahşetmiş olduğu göz, kulak diğer aza ve çeşitli nimetlerini yerinde sarfetmektir.Mesela Zenginliğe şükür,fakire infakla, sıhhate şükür , hastaları ziyaret ve onları gözetmekle, ilme şükür insanlara öğretmekle, tokluğa şükür açları doyurmakla yerine getirilmiş olur.

TEVEKKÜL

Tevekkül, müminin sıfatı ve imanının meyvesidir.Bu meyveden mahrum olan insanın kuvvetli iman sahibi olması düşünülemez.Tevekkül sebeplere sarıldıktan sonra başlar.Zira, o kalbin Allah'a olan güvenidir.Tevekkülün mahalli kalbdir.Bir kimse evinden çıkarken besmele çekip "Ben Allah'a tevekkül ettim" derse ona şöyle cevap verilir:Hidayete yöneltildin ihtiyacın giderildi, sakındırıldın ve şeytandan uzaklaştırıldın"Tevekkülün başlangıcı , her müminin sıfatıdır.Ortası teslim, sonu ise tefviz(Allah'a bırakma)' dir

EMRİ BİL MARUF

 RESULULLAH EFENDİMİZ BUYURMUŞTUR:" Bir kimse kötülüklerden bir şey gördüğünde eliyle tağyir etsin(düzeltsin).Eğer eliyle tağyire gücü yetmez ise , diliyle tağyir etsin.Eğer diliyle detağyire mani olamaz ise kalbiyle buğz etsin" buyurmuştur

Ebu Bekir sıddık efendimiz:"Ey Nas ! Siz bu ayeti okursunuz, lakin mevkii layıkına vaz etmez( layık olduğu şekilde amel etmezsiniz) ve maksadın neden ibaret olduğunu anlamazsınız.Ben Resulullah'dan işittim.Eğer bir kimse zalimi görür onu zulumden men etmez ise , Allah Teala o zalimin zulmü sebebiyle, azabını umuma tamim eder(genelleştirir)"

Günah işleyen kimse ile işlemeyip  menine çalışmayarak sükut eden kimse , dünya azabında müsavi  ve müşterektir.

MÜSLÜMANLARIN DÜŞMANI OLAN MÜSLÜMANLAR

 Maide suresi51 nci ayette buyrulur:"Ey iman edenler!* Yahudileri ve Hırıstiyanları dost edinmeyin.onlar birbirlerinin dostudur.Sizden kim onları dost edinirse , şüphesiz o onlardan olur.Şüphesiz Allah (cc) , zalim kavmi doğru yola iletmez" 

Gazze savaşında görmekteyiz.Hırıstiyan Yahudiye yardım ediyor.Ancak Yahudiyi kınayamayan bir müslüman gurubu var.İsrail ile dostluk uğruna bu savaşta taraf olamıyor.Türkiye dahil.Ayetin kasteddiği bizleriz, Suud,Katar,Ürdün ,Mısır v.s.Biz müslümanların düşmanı olan müslümanlarız.

ZİKRULLAHIN KALBE TESİRİ

 İksir'in bir zerresi bakıra dokunsa , o bakır halis altın olur.altın olduğu halde baki kalır.Asla değişmediği gibi azameti ilahiyye ekseri kalbi mümine tesir edince ahlakı fasideyi tasfiye ederek kalbi bir cevahiri nurani şekline kalbeder.Asla tebeddül (değişme) kabul etmez.Zikrullahın kalbi mümine tesiri, iksirin madenilerinde tesiri gibi olduğundan kalbi tasfiye zikrullah ile olur. 

RIZK DUASI

 Her kim rızkı dar olsa sabah namazının farzı ile sünneti arasında yüz defa şu duayı tesbih ederse rızkı bol olur.

"süphanallahi ve bi hamdihi süphanallahül azim.ve bi hamdihi estağfiruullah"

HELAL VE HARAM KONUSU

 Şeriatta beyan olunandan başka bir şey için ümmetin önde gelenleri tarafında nhelal ve haram demenin caiz olmadığı beyanının delili:

"Dilleriniz yalana alışılageldiğinden dolayı , Allah (c.c) 'a karşı yalan uydurmak için , "Şu helaldir", "Şu haramdır" demeyin.Şüphesiz Allah'a (c.c ) karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler"(Nahl 16/1216).

Bir şeyin helal yahut haram olduğunu beyan etmek Resulleri vasıtasıyla Allah Teala'ya mahsustur.

16 Kasım 2023 Perşembe

SABIR

 Sabır, elem ve belalara şikayeti terk manasına gelir.Sabrı, nefse haz veren şeylerden uzaklaşmak şeklinde de tarif edebiliriz.Sabır makamına ulaşmış bir kimse musibetlerden müteessir olmaz.Çünkü kişi belaya sabretmekle , kazaya razı olur İslamın esasının rıza, imanın ise sabır olduğu ifade edilmiştir.Hz.ali efendimiz "İmanda sabır, cesetteki baş gibidir" demiştir.

İHLAS

 Nefsin en büyük düşmanı ihlastır.Suhl b.Abdullah Tusteri'ye, nefse ağır gelen şeyin ne olduğu sorulduğu zaman o: "İhlastır. zira bu hususta nefsin nasibi yoktur. "

İman bereketini amelin çokluğundan ziyade, ihlasta aramalıyız.Çünkü ihlas , salih amelleri hatırlayıp gözde büyütmeyerek , mükafatını sadece Allah Teala'dan istemektir.

Fudayl b.İyaz buyurmuştur:"İnsanlar yüzünden ameli terketmek riyadır.İnsanlar için yapılan amel ise şirktir.İhlas her iki davranıştan da Allah'a sığınmaktır"

15 Kasım 2023 Çarşamba

EVLİYAYA MUHABBET

 Birisi Hz.Beyazid-i Bestami'ye irşad için gelir ve  "Bir amele beni delalet buyurun(Bana bir iş gösterin) , onunla Rabbime takarrub edeyim (yaklaşayım) dedi.Hazret:

" Evliyaullaha muhabbet eyle ki Hak Teala sana muhabbet ve merhamet eyleye.Zira onların kalpleri nazargahı ilahi  olmakla me'müldür ki Cenab-ı Feyyaz , velisinin kalbinde ismine nazarı manevisi taalluk etmekle(ilişmekle) seni mağfiret eder."cevabını verdi.

SALAVATLA ULAŞACAĞIMIZ ON KERAMET

 Kim, Cenab-ı Peygamber(SAV) 'e selavat vere on keramete vasıl ola;Bunlar

1-Salavat Mülk-i Gaffar'dır( Gaffar'ın mülküdür)

2-Şefaatı Nebiyyi Muhtar( Peygamberimizin şefeatına nail olur)

3-Melaikeye iktida(Meleklere uyar)

4-Münafıklara muhalefet(İkiyüzlülere karşı çıkar)

5-Mahvi hata(Hataları siler)

6- İcabeti dua (Duanın kabulüdür)

7- Zahir vebatını pak olur (içi dışı temiz olur)

8- Cehennemden necat (ateşten kurtulur)

9- Cennete dühul (Cennete girer)

10-Hak Teala'nın didarını (cemalini, güzelliğini) görmek 

13 Kasım 2023 Pazartesi

EDEP

 Edep iki tanedir.Gizli edep, açık edep.Gizli edep kalb temizliği, açık edep cevarihin(vücut azalarının)günahlardan korunmasıdır.(Cüneyd Bağdadi).

Şeyh hazretlerini elinde tesbih ile gördüklerinde ;"Hak Tealayı şühud makamınız var Elinize niçin tesbih alma ihtiyacındasınız? diye sual sorulduğunda hazret: Vasıl olduğum feyzi azimeye tesbih ile vasıl olduğumuzdan dolayı tesbihi edeben terk edemeyiz." buyurdular.

RIZA MAKAMI ÖLÇÜSÜ

 Abdülvahid bin Zeyd'e(ö:793) sual olundu da:""Abde(Kula)ni'met ne gune(çeşit) meserret (sevinç) verir ise musibet dahi öylece surur(sevinç) verir ise Rabbinden ol zaman mertebe-i rızada olmuş olur(rıza makamındadır) diye cevap verdiler.

12 Kasım 2023 Pazar

KALBİMİZİNDİRİLMESİ İÇİN

 sABAH NAMAZININ SÜNNETİ İLE FARZI ARASINDA ON KERRE:

Ya hayyü ya Kayyum ya zelcelali vel ikram.Allahümme inni eselüke en tahyikalbi bi nuru ma'rifetike ebeden Ya Allah, Ya Allah,Ya Allah 

duası okunursa kalb canlanır.

(Ya Hayyu Ya Kayyum, Ey celal ve ikram sahibi Allahım! Senden marifetinin nuruyla kalbimi ebedi diriltmeni istiyorum.Ya Allah, Ya Allah, Ya Allah

DÜNYANIN SÜRURU

 Büyük İskender'e (ö:MÖ 323) dünyanın süruru nedir? diye sual olunduğunda :"Dünyada neye merzuk olundun ise onakanaat(etmen) ve rızadır(razı olmandır) diye cevap verdi.Dünya'nın gam ve gussası nedir diye istisfar olundu da( açıklama istendiğinde) "Dünya hırs ve tamadır"  dedi.

NAZAR DUASI

 Bu duayı okuyana hiç nazar değmeye.

ALLAHÜMME ENTE RABBİ.LAİLAHE İLLA ENTE TEVEKKELTÜ  VE ENTEL RABBİL ARŞİL AZİYM.

MAŞAALLAHÜ KANE VE MA LEM YEŞE'LEM YEKÜN.LA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAHİL ALİYYÜL AZİM

İ'LEMU ENNELLAHE ALA KÜLLİ ŞEYİN KADİRUN VE ENNELLAHE KAD AHATA BİKÜLLİ ŞEYİN ILMA

(Allahım! Sen benim Rabbimsin, Senden başka ilah yoktur.Sana tevekkül eyledim.Sen yüce arşın Rabbisin, Sen dilemezsen hiçbir şey olmaz, büyük ve ali olan Allah(c.c)'dan başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur.Bil ki Allah Teala herşeye kadirdir ve Allah'ın ilmi herşeyi kuşatmıştır".

KURB-I ŞİDDET DUASI

 LA İLAHE İLALLAHÜL HAKİMÜL KERİM

LA İLAHE İLLALLAHÜL ALİYYİL AZİM

SÜPHANE RABBİSSEMAVATÜ SEB'I VE RABBÜL ARŞÜL AZİM

ELHAMDÜLİLLAHİ RABBÜL ALEMİN.

Bu duayı Hz.Hasan hazretleri okuyup  sonrasında halas buldu(kurtuldu)

FAKİRLİKTEN KORKMAK

 Ebu Hazım rahimehullahü Teala :"kim fakrdan(fakirlikten) korkarsa ameli(salih amelleri) semayayükselmez.Çünkü fakir, Rabbine töhmette bulunmaktan başka bir şeyden korkmaz.Allah'ı töhmet altında bırakan, Allah'(c.c)ın düşmanıdır."

LOKMAN HEKİM'İN VASİYETİ

Hazreti Lokman oğluna vasiyetinde.Oğulcuğum Hanzalı(acı kavunu) yedimve sabrı tattım.Fakrdan ziyade acı bir nesne görmedim.Maksudunu(isteğini) Allah Teala'dan sual ve talep eyleHangi kimsedir ki Allah Teala'dan sual ede de i'ta buyurmaya (vermeye) ve dua ede de icabet etmeye ve tazarru ede de (yalvara da) devasını ve edrdini keşf ve ref etemeye (sıkıntısını kaldırmaya).Yani Hak Teala bab-ı ktalebi feth edip hulus üzerine yalvaran kullarını meyus etmez.Hemen Hüda'ya yalvar" demiştir.

KELAM

 hZ.aLİ EFENDİMİZ BUYURMUŞTUR:"sAMT VE SÜKUTU ZİYADE OLANIN MEHABETİ ARTIK OLUR(SUSANIN HEYBETİ ARTAR).

Kelam deva gibidir ki iktizası miktarı(gereği kadar) istimal olunursa (kullanılırsa)nef'(fayda) verir.Yok, miktarı lazımından ziyade kılınırsa devası badi-i helak(helak sebebi) olur.

Lokman hekim oğluna vasiyet etti:"Samt(susma) ve sükutu n ile iftihar eyle.zira lisan, her akşam ve sabah , sair aza ve cevarihe ne haldenisiniz diye istifsar eyeldiğnde (sorduğunda) sair aza ve cevarih(diğer vücud organları) ;sen bizleri halimize terk eder isen hayır ve salah (iyilik) üzereyiz diye cevap verirler"demiş.

KONUŞURKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

 Abbasi halifelerinden Mansur, oğluna şu vasiyyeti  yaptı: "Benden iki faide al.onlar ne ki matluptur.Biri her ne ki tekellüm ve teveffüh eder isen(konuşur ve ağzına alır isen) , rivayet ve fikirsiz tekellüm eyleme..(bir kaynağa dayanmadan ve düşünmeden konuşma).İkincisi ne işler isen rey (görüş,kanaat) ve tedbirsiz işleme.

KRALLARIN DAVRANIŞ SEBEBLERİ,

Malik bin Dinar  hazretleri; Hadis kutsinin meali:

" Hak Süphan ve Teala , Ben azimüş-şan cem'i mülukun Melik-i Halıkı olan Azimüş şanım.Cümle mülukun kalbleri dest-i kudretimdedir.Kullarımdan kangi(hangi) kimse ki Bana ibadet ve taatte ola , mülukü(kralları) onun üzerine rahmet ederim(merhametli kılarım)Ve bana isyan edenlere nikbet(bela, ceza) ederim" 

DOĞRULUĞUN MERTEBELERİ

İmam Gazali, doğruluğun mertebelerini altı esasta toplamıştır.Onlar da sırasıyla:SÖZDE/ NİYET VE İRADEDE / AZİMDE / VEFADA  / AMELDE/ DİNİN BÜTÜN MAKALARININ TAHAKKUKUNDA  doğru olmaktır.Kim bu sıfatlarla muttasıf olursa  o , doğrulardandır. 

TEVBE

 Tevbe, tasavvufi vahdet hayatının kapısıdır.Ruhun selameti  için günahın zararlı olduğunu  idrakten doğar. Zira  Günah mümini gayesinden , yani Allah'ından ayırır.Allah'la insan  arasındaki hicapların kalkmasına vesile olan ilk makam tevbedir.Tevbe ruhi bir hadisedir.Kulun kusurunu Hakk7a götürmesi , günahlarını itirafla , pişmanlığını beyan edip , O'na sığınmasıdır.

Ehli sünnet alimleri tevbenin şartlarının üç olduğunu kabul eder.

Birincisi geçmiş günahlarndan dolayı pişmanlık duymak

İkincisi Hal-i hazırdakini terk etmek

Üçüncüsü Gelecekte bir daha yapmamaya karar vermek..Bazı alimlerde tevbenin bu şartlarına beş şart ilave ederek şartlarını sekize çıkartmışlardır .İnsanların haklarını korumak/ onlara reva görülen haksızlığı önlemek/ geçmiş farzlarını kaza etmek / nefisle mücadeleye devam ederek ,haram olan şeylerden kaçınmak, yiyecek ve içeceği helal yoldan temin etmek, kalbi uzum emelden, haset ve hileden temizlemek.

İnsanların bulundukları derecelere göre tevbe üç kısma ayrılır:1- Avamın tevbesi , günahlardan tevbe etmek 2- Havassın tevbesi , gaflet içinde geçen zamandan tevbe 3- Elhassul- havasın tevbesi , hasenatı bir an terkten dolayı yapılan tevbe.

Ebu Ali Dekkak tevbeyi , TEVBE,İNABE,EVBE diye üçe ayırır.Allah korkusu ile yapılana TEVBE, sevap arzusundan doğana İNABE, sırf Hakk7ın hoşnutluğunu kazanmak isteğine bağlı olana ta EVBE  ismi vermiştir.


11 Kasım 2023 Cumartesi

HALVETİN FAYDALARI

 1- Dilin afetlerinden uzaklaştırır.Çünkü halvette bulunduğu sürece konuşacak kimse yoktur.

2-Kalp, riya ve müdahane gibi hastalıklardan korunmuş olur.

3-Dünyadan yüz çevirme (zühd) ve kanaat meydana gelir.

4- Kötü kimselerle ülfet imkanı ortadan kalkar

5- İbadet ve zikrin çokluğu ile takva yolu aydınlanmış olur

6-Kalb huzura kavuşur.Zira dünyaya karşı duyulan aşırı rağbetin zayıflattığı ruh,bu tesirden uzaklaşmış olur.

7- Nefsi kin ve düşmanlıktan alıkoyar

8-Halvet sırasında devam eden tefekkür,kulu Allah'a yaklaştırır

HALVET

 Tasavvuf ıstılahında halvet, tarikata intisap eden bir müridin , muayyen bir zaman sonra , şeyhinin isteğiyle, insanlardan uzaklaşarak , yalnızca bir yerde(tekkelerin özel bölümlerinden bir yerde) inzivaya çekilmesi ve bir süre (umumiyetle kırk gün) devamlızikretmesidir.

Halvetten murat, kalb evini Allah'ın gayrından temizlemektir.

Uzlet kalbin Allah Teala'ya yakınlığı, uzlet ise maddi varlığın insanlardan uzaklaşmasıdır.Kalbin Allah'a yönelmesi , insan vücudunun yalnızlığına bağlıdır.Tefekkürü olmayan uzletle, zikri ve tezkiyesi olmayan halvet insana faydalı olmaz.İnsan uzlete devam ederken kendisini halkın şerrinden koruduğuna değil, bilakis insanların kendi şerrinden kurtulduğuna inanmalıdır.Zira halkın şerrinden korunmak gayesi ile hareket eden mürid, insanlardan üstün bir meziyete sahip olduğu inancına kapılır bu hal müntesip olduğu mesleğiyle kabili telif olamaz.

Bir sofiye sormuşlar:"Sen sofilerden misin?"Adam cevap vermiş:"Hayır değilim.Belki bir köpeğin bekçisiyim.Nefsim bir köpektir.Ben , insanların selameti için , onu aralarından çıkardım".

Bazı kimseler kendilerinde garip ve acip haller meydana gelsin için halvete girerler.Bu hareket doğru değildir.Çünkü halvet ve vahdet imanın güçlenmesi ve nefsi kontrol için bir vasıtadır.

KARABET(YAKINLIK)

 Karabet, meveddet ve muhabbete  muhtaçtır.Madem ki hub ve vidad olmaya( eğer sevgi yoksa),akraba ile ecanibin(yabancının) farkı yoktur.Belki ecnebiyyi muhib(yabancı dost) akrabadan evla ve ehabdir( akrabadan evla ve sevgilidir)

İKİ MÜMİNİN MUSAFAHA ETMESİ

 Hz.Bera (ra) anlatıyor:" Resulullah (As) buyurdular ki:"İki müslüman karşılaşıp musafahada bulununca, ayrılmalarından önce küçük günahları mutlaka affedilir"(Ebu Davut -Edep).


ZİKİR ÇEKENE YILDIRIM İSABET ETMEZ

 İbni Abbas hazretleri havanın gürültüsünü işitince "Sübhane men yüsebbihu 'ra'dü bihamdihi vel melaiketi men hıyfetihi"(O Süphan ki , gök gürültüsü  Allah(c.c) 'ı hamd ile tesbih eder, melekler de korkusundan tesbih eder".

Zikrullah ve tesbih ile meşgul kimseye saika(yıldırım) isabet etmez.Zira saika(yıldırım), eser-igazaptır(öfke sonucudur).zikrullah ise rahmeti calip, gazabı dafidir(def edicidir).

YENİLENEBİLMEK

 Fıkıh sahasında ilim tahsin edenler kaynak olarak kendinden önceki isimlerin kitaplarındakileri nakille meşgul olmuşlardır.Halbuki günümüz şartlarına göre dinin yeni çözümler üretmesi gereklidir.Eski fıkıh alimleri ilmi ikiye ayırıp Ulvi ilimler, süfli ilimler ayrımını yapmışlardır.Süfli ilimler olarak fizik, matematik,astronmi v.s gibileri gösterdikleri  için islam dünyasındaki teknik geri kalmıştır.Halbuki ,fiziki ilimlerde Allah'a aittir ve Hak teala eşyanın tabi olduğu kuralları koymuştur.Matematiğun,fizikin,geometrinin formülleri ilahidir.Kimyanın formülleri ilahidir.Bu ilimlere de ilahi gözle bakılsa İslam dünyası teknik olarak ilerliyebilecektir.

SÜKUTUN NEDENİ

 Hz.Ali efendimiz buyurmuştur:"Akıl tamam olduğunda kelam nakıs olur".İnsanın aklı arttıkça konuşması azalır.Yine hz.Ali efendimiz buyurmuştur ki:"Samt ve sükutu ziyade olanın mehabeti(heybeti) artık olur(artar)"

Sabır sıkıntıyı örter, istediğine ulaşmaya yardım eder.

İHVANiyet devri

 İhsan Kerimoğlu isimli bir kardeşimiz anlattı.Gençliğimde Manisa tarafında idim.Bir Mevlevi şeyhi aramakta iken oralardan birisi Karaman'da Hasan Efendi denilen Mevlevi bir r şeyhin olduğunu söylediler.Ev telefonunu edindim.Aradığımda karşıma çıkan bayan bana "Hasan Efendi hasta ancak şu saatlerde uyanır ilacını içer bir kaç saat etraf ile sohbet ettikten sonra tekrar uyku haline geçer.o  saatte ara" diye cevap verdi.Belirtilen saatte aradım. Hasan efendi ile bu şekilde iki defa konuştum.Ancak konuşmam uzun sürmüş olacak ki sesi yorgunlaşmaya başladı.Ben meramımı söyleyip bir mevlevi şeyhine bağlanmak istediğimi ve ders almak istediğimi söyleyince; hazret "Evladım biz uzun bir zamandır mürit ve intisap kabul etmiyoruz. Tarikatlardaki mürşitlik ve irşad defteri kapatıldı. Zaman artık ihvanın ihvanda tecelli ve tekamül zamanıdır. Bulunduğunuz mahallede hiç kimseyi bulamazsanız dahi, aynı sancıyı çeken, ruhunuza uygun bir-iki arkadaşınız ile birlikte Mesnevi okuyunuz, fıkıh ve tefsir kitapları okuyarak birlikte Allah'a doğru seyr-i sulük ediniz. Şu an bir müminin vasıl-ı  İlallah olması için en kestirme ve en muteber yol budur. Kısacası evladım Şeyhlik devri kapandı, ihvaniyet devrine girildi....Daha sonra üçüncü kez aradığımda telefondaki bayan, ağır hasta olduğunu belirtti.

Bugün tarikat bağlamında mürşitlerin dünyayı değiştiği, yerine yenilerinin yetişmediğini gözlemliyoruz.Bu da tarikat devrinin bittiğini yahut şekil değiştirdiğini göstermektedir.

5 Kasım 2023 Pazar

SOHBET

 Sahabe efendilerimiz cehalet karanlığından yüce makamlara Resulullah efendimizin sohbetlerine devam ederek ulaşmışlardır.Mürşidlerin sohbetleri , gönüllere şifa sunan manevi bir ilaçtır.Sohbetlerde göz önünde tutulması gerekli hususlardan biri  de karakterlerin imtizacıdır.Tarikatların çok  veçeşitli olmasının esas sebeblerinden biri , insan karakterlerinin değişik oluşundandır.

Resulullah efendimiz  sahabenin kalblerini tedavi  ve nefislerini tezkiye için sık sık sohbet ettikleri  ve sohbetleri teşvik ettikleri bilinmektedir.Kur'an da şöyle buyrulur:"O, ümmiler içinde kendilerinden, kendilerine peygamber gönderendir ki, bu onlara ayetlerini okur, onları temizler, onlara kitabı, hikmeti öğretir.Halbu ki onlar daha evvel gerçekten apaçık bir sapıklık içinde idiler"(Ahzap 21)

Ey iman edenler! Allah'tan korkun.Bir de doğrularla beraber olun(Tevbe 119)

Müminler içinde , Allah'a verdikleri sözde sadakat gösteren nice erler vardır(Ahzap 23)

"Bana uyanların yoluna uy"(Lokman 15)

"O gün her zalim, pişman olarak her iki eliniısırıp : "Ne olurdu , ben o peygamberin mahiyetinde Allah'a bir yol edineydim" diyecektir."Ne yazık bana! Keşke filanı dost tutmayaydım" Andolsun ki bizi zikirden, hem o bir devlet gibi bana Allah tarafından geldikten sonra saptıran odurŞeytan insanı başına bir bela gelince yapayalnız ve yardımsız bırakandır"

İnsanlar tek başına yaptıkları ibadetlerde çok kerre şeytana mağlup olurlar.Onları böyle tehlikelerden kurtarack olan Allah ve Resulünün ahlakı ile süslenmiş kimselerle yapacakları sohbetlerdir.

ZİKRİN FAYDALARI

İbn Kayyimu'l-Cevzi, bir eserinde zikrin yüz faydasından bahsetmiştir.Bazılarını zikredelim:

1- Zikir şeytanı yanından uzaklaştırır, ve Hak Teala'nın hoşnutluğunu kazandırır.

2- Kalbden gam ve tasayı giderir.

3-Kalbe ferah, sevinç ve rahatlık bahşeder.

4-Kalbi ve yüzü nurlandırır.

5- Bedeni ve kalbi güçlendirir.

6- Zikir islamın ruhu olan sevgi ve muhabbeti temin eder.Hak Teala her şey için bir sebeb yaratmıştır.Sevginin husulünesebeb de zikirdir.

7- Zikir murakabeyi temin eder ve ihsan kapısının açılmasına vesile olur.

8-Allah Teala'ya kurbiyyet sağlar.Mağfiret kapılarından en büyüğü o sayede açılır.

9-Zikir kalbin hayatiyeti için balığın suya duyduğu ihtiyaç gibidir.

10-Zikir, kalbi cilalandırır.Her şey paslanabilir.Kalbin pası gaflet ve hevadır.Cilası ise zikir, tevbe ve istiğfardır.

11- Zikir hataları önler, hatta giderir yok eder.Çünkü zikir iyiliklerin en büyüğüdür; iyilikler ise kötülükleri ortadan kaldırır.

12-Zikreden kimse zikrettiği varlığa yaklaşır.Hatta O'nunla beraber olur.Bu , hususi bir beraberliktir.Velayet, muhabbet, nusret ve tevfik bu suretle gerçekleşir.

13- Zikir kalbin şifa ve ilacı, gaflet ise marazıdır.Kalbler umumiyetle hastadır.Onun devası ve şifa bulması Allah Teala'yı zikirdir.

14- Zikir cehennem ile kul arasında bir duvardır.

15- Zikir , dilin,gıybet, yalan v.s gibi batıl ve haram şeylerle meşguliyetini önler 

ZİKİR

 Zikir nisya'nın(unutmanın) zıttıdır.Kur'an da müminleri Hakk'ı zikre davet vardır.Tasavvufun en önemli özelliklerinden olan zikir, kulu gafletten koruyan, manevi bir zırhtır.Kişi ancak zikir sayesinde huzur bulur.Zikredevam eden kimsenin kalbinde dünyaya rağbet zayıflar  ve yerini Allah sevgisine terk eder.

Gençler nefsaniyetinin esiri olur.Yaşlılar da alışkanlıklarının esiri olurlar.Tarikatların tatbikat mahalli olan tekkeler, insanların boş vakitlerini değerlendiren, aynı zamanda kişiyi faydalı bilgilerle donatan yerlerdir.Zikir kelimesi Kur'an da ve hadislerde muhtelif manada kullanılmıştır.Kuran-ı Kerim de;

1-Kuranı kerim "Zikir" kelimesiyle ifade edilmiştir.

Kur'anı biz indirdik, onun koruyucuları da şüphesiz biziz(Hicr 9)

2-Cuma namazı kılmak manasına gelir:"Ey iman edenler Cuma günü namaz için çağrıldığınız zaman hemen Allah'ı zikretmeye gidin.alış verişi bırakın.Bu bilirseniz sizin için daha hayırlıdır"(Cuma 9)

3- İlim yerine kullanılmıştır.

-Biz senden evvel de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermiş değiliz.Eğer bilmiyorsanız , ehlikitabın ALİMLER ine sorunuz.(Enbiya 7)

4- Bizzat Zikir manasında kullanılmıştır.

Ey iman edenler ! Allah'ı çok zikredin.O'nu sabah akşam tesbih edin (Ahzap 41-42)

KERAMET

 Keramet

Keramet lüğatta ikram manasına gelir.Istılahda ise mümin ve salih bir kimseden zuhur eden harikul-ade hallerdir.Keramet, velayetin şartı değildir.Yani kerametin her velide mutlaka olması gerekmez.Salih kimselerin dışındaki kimselerde gözükebilir ancak bu istihraç ve sihirdir.

Keramet hak olmakla beraber esbab-ı ilimden sayılamıyacağı ve başkalarına delil olamıyacağını hatırda tutmak gerekir.Keramet ihtiyari ve gayriihtiyari olmak üzere iki kısımdır.İhtiyar dışı olan kerametin ızharı zaruridir.İhtiyari olan din için faydalı ise caiz görülmüştür.

Keramet ayrıca MANEVİ ve HİSSİ olmak üzere ikiye ayrılmıştır.Halkın arzuladığı ve dilinden düşürmediği hissi, yani maddikeramettir.(Kerameti kevniyye).Gönüllerden geçeni bilmek, su üzerinde yürümek, havada uçmak, tayyi mekan v.s gibi hususlar hissi keramet cümlesindendir.Manevi veya ilmi kerametleri (keramat-ı ilmiyye) avam değerlendiremediği için fazla iltifat etmemiştir.Mesela güzel huylu olmak, kötülükleri terketmek, ibadetleri zamanında eda , insanlara hizmet, insanların kusurları ile değil de dertleriyle ilgilenmek, örnek ahlakıyla , hayat iksiri olan söz ve davranışlarıyla, bilhassa eserleriyle beşeriyete rehberlik etmek, onların hidayete ermelerine vesile olmak v.s hususlar da manevi keramettir.

Mucize peygamberlerin, peygamberliğini ispat için –Allah’ın izniyle meydana getirdiği olağanüstü şeylerdir.Mucize ile keramet arasındaki fark mucizenin ızharının, kerametin ızmarının vacip olmasıdır.

Ebu Ali Rudbari :” Allah Teala peygamberlerine mucizenin ızharını farz kıldığı halde, halk arasında fitneye vesile olmasın için velilerin kerametini ızmarını(gizlemesini) farz kılmıştır” der.Keramet ızharına  “hayz-ı rical” ismi verilmiştir.Velayet mertebesine ermiş kimselerin örnek hayatı, sözleri, eserleri bir tarafa bırakılıp kevni kerametlerine itibar etmek, irşad için faydalı olmaz.Zira Veli’nin alamet ve kerameti:”1-Allah Teala’nın emrine ta’zim. 2) Bütün mahlukata şefkattir.Yani Mevla’nın hukukunu eda  ve O’ nun mahlukatına şefkat ve muhabbettir.Yetmiş iki millete bir göz ile bakmaktır.

Hz.Mevlana kevnikeramete itibar etmediğini  gerçek kerametin Allah Teala’nın kudretini idrak olduğunu  şu sözleriyle anlatıyor:”Bir kimse şayet buradan, bir günde veya bir anda Kabeye gitse, o kadar şaşılaak bir işi olmadığı gibi, keramet de sayılmaz.Çünkü samyeli bile aynı kerameti gösterir.Keramet, Hakk7ın seni aşağı bir halden, yüksek bir hale getirmesidir” 

ŞEYH'DE BULUNMASI GEREKEN VASIFLAR

 Güzel ahlak sahibi olurlar..Mevki ve mansıp hırsından uzaktır..Müridlerini meskenet ve zillete sevketmez..Her türlü elem ve kederi teselliye her an hazırdır..Her halinde itidali ihtiyar eder..Ma’laya’ ni ile vakit geçirmez.Bütün zamanlarını insanların güzel ahlak sahibi olmalarını temine sarfeder.Zira İslam güzel ahlaktan ibarettir..Yüzü nurani sözü Rabbanidir… Sohbeti dinleyenleri adeta büyüler…Bulunduğu mahalde zevk, tevhid, sevgi ve kardeşlik etrafı kuşatmıştır…Zarif ve Latif kimsedir…Kin,düşmanlık,garaz gibi kötü huylardan arınmıştır.İnsanların ayıplarını yüzlerine vurmaz..

ŞEYH

 Şeyh dergahta hoca’nın vazifesini yüklenen kişidir.Okumak için bir öğreticiye ihtiyaç duyulduğu gibi , terbiye için de bir mürşide ihtiyaç vardır.Şeyh,din ve ahkamını, mürit ve talebelerinin kalblerine takrir eden kimse olduğu söylenir.Öğretmen nakli akla tatbik eder, ekseriyetle akla hitap eder, dersi ile ilgili açıklamalar yapar; bilgisi ölçüsünde tahlile girişir,vazifesi burada biter.

Şeyh ise mürşittir, ruh ile meşgul olur.Mürebbidir.Kendisine intisap eden müridin bütün özelliklerini kabiliyetini göz önünde bulundurarak herkese ayrı ayrı yol gösterir.Yaratılışndaki firasetin ve sahip olduğu ilmin derecesine göre, müridin kalbindeki , mizacındaki sertliği , ahlakındaki fesadı yavaş yavaş gidermeye çalışır.Bu faaliyetlerindede örnek, her zaman olduğu gibi siret-i nebidir.

Şeyhler, müridlerini terbiye için üç usul kabul etmişlerdir:Seyahat, sohbet, ve halvet.

4 Kasım 2023 Cumartesi

PEYGAMBER VE ŞÜHEDA'NIN GIPTA ETTİĞİ KİMSELER

Hz.Ömer efendimizden bir rivayettir:Cenab-ı Peygamber (SAV) şöyle demiştir."-Allah'ın kullarından bir takım insanlar vardır ki nebiler ve şehidler olmadıkları halde ,kıyamet gününde Allah katındaki makamlarından dolayı onlara enbiya ve şüheda gıpta edecektir"

-Bunlar kimlerdir ve amelleri nedir? Bize haber ver ki , bu suretle biz de onların dostu oluruz ya Resulallah! dediler.

Peygamber (SAV):"-Bunlar , aralarında ne akrabalık, ne de birbirleri ile alıp verecekleri olmadıkları halde Allah ruhiyle Allah'da sevişen kimselerdir.Allah'a yemin ederim ki yüzleri bir nur ve kendileri nurdan bir mimber üzerindedir.İnsanlar korktuğu zaman bunlar korkmazlar, mahzun olduğu zaman ,üzüntü duymazlar" buyurdu ve şu ayeti okudu:"Haberiniz olsun ki Allah7ın veli kulları için hiçbir korku yoktur.Onlar mahzun da olacak değiller"(Yunus 62)

 

FARZLAR

Farzlar iki türlüdür.Zahir farzlar, Batın farzlar.Zahir farzlar İslamın beş temel şartı ve cihaddır.

Batın olan farzlar şöyle özetlenebilir:

a) İbadetleri yerine getirmede ihlas(samimiyet)"Ameller niyetlere göredir"

b)Su-i zandan uzaklaşmak.Haset, kin ,buğz gibi mezmum sıfatları terk.Efendimiz buyurmuştur:"Suizandan sakının, çünkü su-i zan sözlerin en yalanıdır.

c)Gurur ve kendini begenmekten kaçınmak.Hadis-i şerifte buyrulmuştur:"Kim kibirden temizlenmiş olarak ölürse cennete girer"."Kalbinde bir hardal tanesi kadar kibir olan kimse cennete giremez.

d)Doğruluk (nifaktan uzaklaşmak)

e)Emanet  (hıyanetten uzaklaşmak)

f) Muhabbet ve buğz (Allah'a karşı sevgi besleyip, Hak'dan yüz çevirene buğzetmek)

g)Tevbe , Hak'dan haşyet ve korku, hüsn- zan,emeli ihmal,amele devam ve sabır. 

VELAYET/VELİLİK/KURBİYET

 Allah'ın gözettiği, koruduğu ve bir an bile kendi nefsiyle başbaşa bırakmadığı kimse" tarif edildiği gibi ,"karib manasına " geldiğinde Allah7a ibadet ve taat işini uhdesine alan kimsedir" de denir.Allah'a kurbiyet mekani bir yakınlık değildir.Bundan murat marifetullahda istiğrak, O'nun kudretine iman ,O'nu anmak ve O'na ibadet etmektir.Kurbiyet bu suretle gerçekleşir"Allah iman edenlerin yardımcısıdır.Onları karanlıklardan kurtarıp, nura çıkarır"

TASAVVUF

 Nefsi dine ram, dini nefs için vicdan kılmak hal ile mümkündür.Bu yüzden tasavvuf kal 'den ziyade hal dir.tatmak ve sevmek seyr ü süluk neticesinde hissedilir.Felsefi düşünce akla dayanır.Tasavvuf aklın ötesinde keşifle marifetullah7a ulaşmaktır.Kalb gözüyle Hakk'ı müşahede eden ilmel yakinden, aynen yakine yükselmiştir.Tasavvufda gaye seyr-i cemal vekesb-i kemaldir.Hakk Teala ya yakınlık müslümanın miracıdır.Tasavvufda şeyhlik makamı manevi bir silsile ile Hz.Ebubekir  ve Hz.Ali efendimizle Hz.Peygamber'e (SAV) ulaşır.Tarikata girmiş insanlar, talib, mürid, salik ve vasıl dereceleri ile tavsif olunurlar.

TARİKATLARIN ÇOK OLMASININ NEDENİ

 Hakk Teala insanları çeşitli karakterlerde ve kabiliyetlerde yaratmıştır.Her müslüman kendi durumuna göre sorumluluk taşır.Hz.Ebubekir, Hz.ömer,Hz.osman ve Hz.Ali efendilerimizinde meziyetleri ve karakterleri farklı idi.Tarikatların çoğunluğundan murat da insanlardaki bu karakter ayrılıklarından neşet etmektedir.

TASAVVUFUN ÖZELLİKLERİ

 İnsanların yerine getirmesi gereken dini hükümleri , zahiri ve batıni ameller olmak üzere iki kısımda mütala etmek mümkündür.Fertlerin maddiyapılarını ilgilendiren hükümler ile , kalbini alakadar eden ameller olarak tarif edebiliriz.

zahiri hükümler , emir ve nehiy olmak üzere iki kısımdır.Emirler, namaz-oruç-haczekat  v.s.Yasaklar ise adam öldürmek, hırsızlık,içki içmek v.s olarak zikredilebilir.

Kalb ile ilgili hususlarda da emir ve yasaklar vardır.Emirler; amentü'nün esasları, ihlas, rıza, doğruluk, huşu,tevekkül v.s. Yasaklar da küfür, nifak, riya , gurur , haset v.s gibi.

İbadetler imanımızın kemale ermesini temin eden vasıtalardır.İnsanın yaratılış sebebi ,Rabbini tanımak ve O ' na ibadet etmektir.İbadet müptedi için bir sabır işidir.Ancak ubudiyet makamına erişmiş kimseler bunu bir zaruret olarak benimserler.Bu hal onlarda yemek içimek , uyumak, hatta onlardan da öte ihtiyaç duyulan bir durum arz eder.

İnsanların mezmum(kötü) sıfatlardan kurtulup güzel ahlak sahibi olmaları, kalb temizliğine bağlıdır.Kur'an şöyle buyrulur:"O gün ne mal, ne evlat fayda verir.Ancak, Allah'a ktemiz bir kalb ile gelenler(kurtulurlar)"(Şura 89..Peygamber efendimizde buyurmuştur:"Allah sizin madi varlığınıza  ve suretlerinize değil, kelplerinize bakar"

Taszavvufda aslolan , kalbin çeşitli hastalıklardan temizlenerek şifa bulmasını temin etmek , onu güzel sıfatlarla süslemektir.Allah'a ulaşmanın yolu tevbe, muhasebe, havf ü reca, v.s gibi kalbi makamlarla sıdk, ihlas, sabir v.s gibi güzel hasletlerdir.

Allah Teala'ya ulaşan yollarda seyretmek , salih müminlerin vasfıdır.Bu yolu peygamber göstermiş, onların varisleri olan alim  ve mürşitler  de insanları bu yola sevketmiştir.

İinsanlar ulvi ve süfli olak üzere iki kısımdır.Ulvi olanlar Hakk'a ulaşan yolları bilenler ,y süfli ise bu yolları bilmezler , bilemezler.daha doğrusu bilmek istemezler.Bu kimseler için Kur'an buyurur:Hak Teala kimi hor kılarsa , onu yükseltecek bir kimse bulunmaz.Şüphesiz ki Allah dilediğini yapar" İmam malik Muvatta

2 Kasım 2023 Perşembe

FARZ VE SÜNNET

 Beyazid-i Bestami hazretlerine  Farz ve Sünnetin ne olduğu sorulduğunda O: Sünnetin dünyayı terk, farzın da , insanın mevlası ile sohbet etmesi olduğunu , zira sünnet  tamamen dünyayı terk etmeye delalet eder; Kitap(Kuran) ile meşgul olmak ise , insanı Mevlasıyla sohbet haline getirir; kim sünnet ve farzı yerine getirirse kemale ermiş olur.

TEVEKKÜL

Şakik-i Belhi hazretlerine göre tevekkül, Allah'ın va'dine razı olmaktır .O , zahidin zühdünün fiiliyle, zahid geçinenin zühdünün ise lisanıyla olduğunu, dünya arzularından kalbin temizlenmesi nisbetinde oraya ahiret sevgisi ve Allah rızasının girebileceğini , emniyet, korku,ızdırap ile mahmul olan kimsenin cehennem ateşinden kurtulacağını, ibadetin evvelinin sabır, sonunun rıza olduğunu söyler.Şakik'e göre Allah kendisine itaat eden kimseyi ölümünde ihya eder; asi olanı da hayatında öldürür. 

ZÜHD YOLUNU TERCİH EDENLER

 Şakik-i Belhi hazretleri (şehadeti 790 yılı),zengin bir ailenin çocuğu idi, ticaret için seyahata çıkmıştı.Gittiği şehirlerde put dolu bir mabede girdi.Orada, başını ve sakalını traş etmiş, putlar hizmet eden bir hizmetçi görmüş, ona:

"Senin , diri , alim ve herşeye muktedir olan Halık'ın var.O'na ibadet etsene; sana hiçbir zarar ve faydası bulunmayan bu putlara tapınma, demiştir.

Bunun üzerine hizmetçi :

-Eğer dediğin gibi ise, O sana memleketinde rızkını vermeye kadirdir;niçin bunca zahmetler çekip ticaret için buralara geldin?

Bu sözü işiten Şakik, maddeye karşı olan muhabbetinden uzaklaşarak , zühd yolunu seçmiştir.

Yine Şakiki Belhi için şu hadise anlatılır:Zamanında halkın kıtlıktan gam ve keder içinde bulunduğu sırada, bir kölenin çılgınca eğlendiğini görmüş ve ona:-Bu sevincin nedir? Halkın kıtlıktan dolayı ne durumda olduğunu görmüyormusun? dediğinde köle:"Bu hadisenin kendisini ilgilendirmediğini, zira efendisinin köyünden bütün ihtiyaçlarının karşılandığını söyleyince, Şakik kendi kendine:- Fakir bir mahluk olan efendisinin köyü olduğu için o kendi rızkını düşünmüyor da , efendisini ganiyyi mutlak olan bir müslümana, kendi rızkından endişe etmek yakışır mı?" demiştir