28 Şubat 2019 Perşembe

MANEVİYATIN HIRSIZLARI

Arifi billah olan insanı Kamil7in sözlerini çalıp halkı irşad davasında olan kimseler ,gerçi ehli tarikat elbisesini giymiş ve onların sözlerini söyleyegelmişlerdir.Bunlar maneviyat hırsızı oldukları için nasıl ki şeriat hırsızlarının ellerini kesmek gerekirse Hak teala'da maneviyat hırsızlarının kollarını kestiğinden onların elleri hakikat hazinelerine ulaşamaz.Bu nedenle senin ruhunun elini tutup Hak ve hakikata ulaştıramaz. 

VAAD ETMEK

Genellikle siyaset sahnesinde seçim için aday olup arzı endam edenlerde çok görülür.Vaadde bulunmak bir şeytan alameti ve davranışıdır.Şeytanların görünmeyeni cin sınıfından,görüneni insan sınıfından olanlarıdır.İsra suresi 17/64 'de buyrulur:"Beni-Ademden gücün yettiği kimseleri korkutarak ızdıraba düşür ve onların üzerine sürülerini ve avaneni celb et ve mallarda ve evladlarda onlara ortak ol ve onlara va'd et.Halbuki şeytanın va'di ancak aldatmaktır".Va'd eden sanki gerçekleştirme güç ve kuvveti kendisinde imiş gibi davranır.Mülkü kendi mülkü gibi görür.Halbuki Mülk Allah'ındır.Allah'ın mülkünde ortaklık davasında olanlar o mallarını hile,hırsızlık,kumar v.s gibi şeriatın haram ettiği şeylerden toplayanlar servetine şeytanı ortak ederler.ve sahih nikah dışındaki yaşantılarından doğan evlatları da şeytanla ortak evlatlardır.

LA HAVLE ÇEKMEK

LA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAHİL AZIYM"Alemde hiçbir hareket ve kımıldanma ve kuvvet yoktur;ancak o hareket ve kuvvet,Aliyy ve Azim olan Allah ile vaki olur".
Bu söz insana görünen insan ve görünmeyen cin şeytanları musallat olduğu vakit demek gerekir.Bunu sadece dil ve lafız ile değil,idrak ile candan söyle.Bu sözün manası idrak olunarak söylenirse  tevhid olur;Ve İblis'in tevhid alemine girmesi mümkün olmadığından ,tasallutu püskürtülür.Çünkü şeytaniyet, ancak vücutta ikilik görmek ve ayrı bir varlık ispat etmek zevkınden ibarettir.Ve bu görüş ve enaniyet(benlik)fasid(bozuk) düşünce doğurur.İblisin tasallutu(saldırısı) genellikle ikilik ve gayriyyet sabit olan müminlerin avamına ve süluk ehline vaki olur.Bütün idrak ile havl ve kuvvet aynı can olan Hakk'a döndürülürse, meydanda İblis'in vücudu kalmaz ki tasallut edebilsin.
Zira Tevhid nurdur ve İblis nardır.Nur ise narı söndürür

27 Şubat 2019 Çarşamba

FERAHLIĞIN KAYNAĞI İMANDIR

İnsan kalbine genişlik ve ferahlık imandan gelir.Zira hak teala hazretleri (İNNE MEAL USRİ YÜSRA)"MUHAKKAK Kİ ZORLUKLA BERABER KOLAYLIK VARDIR"(İnşirah 94/6) buyurmuştur.Bir kimsenin imanı kuvvetli olunca Hak Teala'nın sıkıntı mukabilinde ferahlık vereceğinden emin olur.ve başına gelen belanın geçici bir şey olduğunu bilerek sabr eder.Fakat imanı zaif olan bir kimse o beladan kurtulmaktan ümitsiz bir hale gelir ve içini sıkıntı basar.Büsbütün imansızlar ise intihara kalkışır.
Peygamber (sav) buyurdu:"Sabır imanın yarısıdır","Sabır imanın başıdır", "Sabrı olmayan kimsenin imanı yoktur".
Sabır imanı olana hoş,imansız olana boş görünür.Bir kimse birinin gözünde  yılan gibi menfur olur.Ve diğerinin gözünde de mahbub olur.Halbuki menfur ve mahbub olan aynı şahıstır.

FEFİRRU İLALLAH:ALLAH'A KAÇINIZ

Zariyat suresi 51/50 ayetidir.Malum olsun ki dünya Hakk'ın fiillerinin tecelli ettiği yerdir.Bu fiillerin menşei esmadır.Esma ise Darr ve Nafi', ve Kabız ve Basıt, ve Kahhar ve Rahman, ve Ma'ni ve Mu'ti gibi mütekabildir(karşıtlıdır).ve asar ve ahkamı esmanın zuhuru asla ta'til kabul etmez.Binanaleyh bu asar ve ahkama nazar edip, onların içinde çırpınanlar daima elem ve mihnet içindedirler.Bu esmanın müsemması ve bu efalin faili olan Hakk7ı müşahede edenlerin kalbleri müsterih olur.İşte (FEFİRRU İLALAH)'ın manası budur.

SUFİ ISTILAHINDA HÜR OLMAK

Sufi anlayışında "hür" kelimesi ile o kimseye derler ki her bir ihtiyacında insanlara boyun eğmekten kurtulmuştur.kemaliyle Hakk'ın kulluğunda kaimdir.Tama'dan müstesna kalan , muhebbeti ilahiyye şarabından sarhoş olan ve Hakk'ın tecelliyatı zatiyyesi ile dolmuş bulunan enbiya ve evliyadır.Onlara bir hazine teslim etsen altın ve gümüşün esiri olmazlar ve hakiki hürriyetlerini daima muhafaza ederler.Hazreti Süleyman ,salatanat sahibi bir peygamber olmasına rağmen zembil örüp satarak nafakasını tedarik ettiğini tefsir kitapları beyan eder.
Hırs insanda var olan bir hakikattır.Bu insandan zail olmaz.Asıl mesele bu hırsın yöneltilmesi icap eden ciheti tayin etmektir.Hırs faniye tevdi olunursa kötü ahlak olur.Eğer Baki'ye tevcih olunursa(yönlendirilirse)güzel ahlak olur.

BİR ALLAH DOSTU:HAMMAL ÖMER

Hamal ömerle 1996 yılında İSDEMİR lojmanlarında tanıştım bir Müdür arkadaşın evinde sohbet ederken arkadaşa şu anda 2 çocuğun yatakta uyuyor. Bir çocuğunda hanımınla birlikte duvarın arkasında bizim sohbeti dinliyor dedi arkadaş gerçekten baktı doğru. Aynı gün gece Dörtyola İsdemirde Şoför olarak çalışan  Celalın evine götürürken Dörtyol İstasyonuna yaklaştığımda dedim bir yardım yapsam cebimde mavi 250 tl var arabamın benzini kırmızıda diye düşünürken. Ömer efendi celal ile birlikte arabanın arkasında sohbet ederken bir anda "adamın cebinde 250 tl var yardım etmeyi düşünüyür oysa o da yardımı bir başkasına verir allah adamı yoldamı kor" dedi. İnerken parayı verdim. Arabamın göstergesi kırmızıda unuttum isdemire dörtyoldan döndüm daha sonra erzine gittim erzinden iskenderuna gittim kırmızıda benzinin olduğu aklıma geldi. Allah doslarını yazmaqya devam edeceğim inşallah. Hüseyin KARAÇAL

BİR ALLAH DOSTU :HAMMAL ÖMER

            Askerlik çağı gelince bağlı olduğu hocasından hocam bana dua et rahat askerlik yapayım diye yalvarır. Hocası git askerliğini yap der. Askerliği Ankara  Polatlı ya er olarak çıkar. Ömer EFENDİ askerliğinin ilk günü ikindi namazı kılmak için karın üstüne parkesini çıkararak seccade gibi kullanır. Hamal ömeri çorabını da çıkarıp kar üstünde namaz kıldığını gören bir asker namazını içerde mescid var git mescitte  kıl diye söyler. Hamal Ömer tamam çavuşum der. Asker tekrar dönerek kaç günlük askersin diye sorar Hamal Ömer 20 yıllık askerim diye hitap eder. Soruyu soran asker 4 adım atar tekrar döner. Sen kime bağlısın diye sorar. Ömer de hocasının ismini verir. İsmini sorar Ömer özmen olduğunu söyler.  Yarın sabah içtimada adını söyleyince çıkarsın der. İçtimada ismini söylerler meydana çıkar dün tanıştığı asker bundan sonra sen benim emir erimsin şu 75 kuruşu al bir ranza yatak al diye söyler.  Polatlıya gider ranza ve yatakları sırtına sarar getirir nizamiyede hamal mısın derler Ömer efendi mesleği hamallık olduğu için hamalım der. Günlerce subaya emir eri yani postası olarak görev yapar komutanı yatmayınca yatmaz. Uykusuzluk ömerin canına tak eder görev değişikliğide olmayınca şu komutanım ölse diye içinden geçirir komutanı 1 dakika sonra yanına gelir ben ölürsem sen ne kazanır sın çocukları özledin git izine der izine gönderir yıllar sonra birgün evde otururken yeğeni silahı çeker biri gelmiş ergani meydanında konuşuyor. Ben kovalacağım der. Dayısı Ömer dur kimmiş bakayım der meydana 20 metre yaklaşınca meydanda konuşan adam ömer efendi buyur der 20 yıl önceki subayı olduğunu görür. Sarılırlar hayırdır komutanım der. Komutanı parti kurduğunu onun çalışmalarını yaptığını söyler. Hamal ömerin 20 ay postalığını yaptığı subay Prof. Necmeddin ERBAKAN DIR.(nakleden:Hüseyin KARAÇAL)
           

BİR ALLAH DOSTU:HAMMAL ÖMER

  Bismillahirrahmanirrahim 
     Hamal ÖMER Özmen Diyarbakır Ergani de  dünyaya gelmiş babası hac görevini yerine getirmek için hazırlık yaptığını öğrenince  annesine babam benide hacca götürsün diye yalvarır annesi daha 10 yaşında çocuksun yolculuğa dayanamazsın oğlum diye söyler.  Eskiden  Develerle hacca gidildiği için aylarla süren çölde meşakkatli yolculuk olduğundan babası hacca götürmez. Fakat annesine devamlı babam şimdi şurada diye babasının kabe yolculuğunu anlatır hatta bir gün babam ayakkabısını kaybetti ben buldum babama verdim diye konuşur.  annesi Acaba oğluma bir şeymi oldu diye korkar. Aylar sonra babası hac görevini yapıp döner. Babası hamal Ömer’i  göstererek oğlum Ömer biz evden hac yolculuğuna çıktığımızda iki gün sonra bize yetişti bizimle Hacca gitti der. Annesi Ömer evden ayrılmadı diye söyler. Yok hanım bizimle hac görevini yaptı hatta bir ara ayakkabımı buldu getirdi diye söyler. Ömer’de bazı haller olduğunu anlarlar.(HÜSEYİN KARAÇAL tarafından aktarılmıştır.)

TAMA'

Dünyevi mala sahip olma isteğidir.Bu isteklerine uluşmak isteyenler asla doğruluk üzerine hareket edemezler.Bu isteklerini karşılayacaklarını umduğu kişi ve makamları methederler, onların yanlışlıklarını yüzlerine ifade edemezler.Rüşvetle, hırsızlıkla mülevves olmuş bir makam sahibine "Sayın başkanım" lafzını kibar bir eda ile söylerler.Ancak tama'dan kurtulmuş Allah adamları her kesin hallerini ve vasıflarını doğru olarak söylerler.

26 Şubat 2019 Salı

SEÇİMDE DİNİ ARGUMANLAR KULLANMAK

Sihir yapanlar kötü ruhlardan birinin ismi ile umuru hasisede tasarruf ederler;dinin taklidini yaşayanlar bir mangır mesabesinde olan enaniyetini tatmin için insanlar arasında meşhur olup, halkın tazimini kazanmak maksadıyla kürsüler üzerinde ismi celili Hak ile tasarrufa kalkışanlar,süfli mertebedeki sihirbazlardan daha aşağı konumda olurlar."Şeytan onlara amellerini süslü gösterir " ayeti tefekkür edilse işin aslı anlaşılır.

İMANDA VE AMELDE TAKLİT

İman ve amel taklid suretiyle de olsa iyidir.Fakat tahkik yolu dururken taklit ile iktifa etmek afet ve zarardır.Binanaleyh taklit ile olan iman ve amel, sureti zahirede dağ gibi kavi ve metin görünür ise de , temeli bir saman çöpü gibi kuvvetsiz ve metanetsizdir.Kör bir adam ne kadar kuvvetli ve gazap sahibi olursa olsun gazabının hükmünü icraya kadir değildir.Mukallit ,köre benzer.Eğer mukallit olan alim kıldan ince manaları beyan etse , bu mana onun beynindeki keza kuvvetindendir.O manaların sevkinden sırrı haberdar değildir.Mukallit kendi sözünden mest olur..Mukallidin mertebi his ve hayalden gelen sözlerinden sarhoşluğu vardır;fakat bu mertebelerden içilen zevk meyinden , diğer mertebelerin zevk meyine kadar çok yol vardır ki mukallidin bundan haberi yoktur.

İŞİN ÖZÜ

Bir gün vaizin birisi kıyamet hallerini ve o günün dehşetini halka karşı sayıp  dökmeğe  ve halk  da bu korku içinde ağlamaya başlamış.Hz.Şibli de o meclisten geçiyor imiş.Halkın feryadını görüp ,vaize hitaben demiş ki:"Ey vaiz niçin işi uzatıp bu halkı böyle ağlatıyorsun? Kıyamet gününde adama bir sual sorarlar da derler ki:"Biz senin için Allah olup , seni sayısız lütfumuzla besledik; sen de bize halis olarak kulluk ettin mi, yoksa bizim nimetimizi yiyip içip nefsine mi kul oldun?

BERRAK SUYA İŞEYEN EŞEK

Bu tabirden bir insanı Kamil bulup ,ırmak içine işeyen eşek gibi abes sözler ve beyhude konuşmalar cihetinden onun kalbinin parlaklığını kirletmeğe kalkışır.Eğer eşek ırmağın kıymetini bilseidi değil ayak koymak,başını koyar idi.İnsanı Kamil hayatı maneviyeyi besleyen bir ırmaktır.O'nu bulduğunuz vakit:Ey bey ! bizi "kün"emrinde diri et" deyin.

ÜCRETSİZ MASKARALIK

Dünya hayatında dağ gibi bir hırsla mal toplayıp ondan bir habbe bile yiyemeden dünyayı terk eden kimselerin halidir.Bu beyhude çabadan çok kimse kendini engelleyemez.Çünkü geçici hayatta bu tatlı bir iştir.oltaya takılan nimet gibi balığın helakine sebeb olur.Çünkü balık oltadaki nimeti aldığı zaman zaten tuzağa yakalanmıştır.o nimeti yiyip sindiremez bile.Hak Teala  eşyayı hakikat üzre gösterirse karımızı zararımızı görebiliriz.

İNSANI KAMİLDEN TALEP EDİLMEMESİ GEREKEN ŞEYLER

Dünya ahvaline ait olan şeylerdir.zira İnsan-ı kamil ,Hz,İsa (a.s) 'ın nefesi gibi ölmüş kalbleri diriltir.Hz.İsa her ne kadar ölmüş bedeni diriltse de ölmüş kalbin dirilmesi daha makbuldur.zira sonsuz bir hayatı bahşeder.Cesedin dirilmesi ise bir mana ifade etmez zira yine son bulacaktır.Bu nedenle salikler insanı kamilden manasız şeyler istememelidirler.

25 Şubat 2019 Pazartesi

İKTİDAR PARTİSİNİN FARKLI ADAYININ SEÇİM VAADİ

Düşünün ki iktidar partisi,bir ilçede eski başkanı aday göstermeyip yeni bir aday gösterse ve bu aday seçim propağandası için ne söyliyebilir?Yeni aday ne kadar temiz olsa bile ,geçmişin kirlerini silemez.Vaad edeceği her şey inandırıcı gelmez.Farklı parti için "onlar yapamadı,ben yapacağım" demek kolay iken aynı partinin adayı bunu diyemez.Dün zaten iktidardın ne yaptın ki bugün farklılığı gerçekleştireceksin ?"derler.Hırsız bizim hırsızımız diye ses çıkartmayanlar  seçilmeden temiz adaylarının sırtına bu yükü yüklemektedir.Bunu aşmanın yolu,"biz geçmişte hata ettik,farkettik bu hatadan döndük" diyebilmektir.Sahi siz hiç böyle bir nefis muhasebesi ile karşılaştınız mı?Zorla istifa ettirdikleri kişiler konusu bile kapalı bir dosya.Suçlu ise adalete teslim edin !Değilse değiştirme gerekçesini bari açıklayın.Bunlar yapılmayınca ,doğrular töhmet altında kalıyor ve bu da kan kaybettiriyor.

GÖZYAŞI NEYİN HABERCİSİDİR?

Niyazi Mısri hazretleri buyurur ki:"Bu Niyazi'yi ağlattığından,/Anlanır ki , ihsana kasdın var".Hz.Pir Mevlana efendimiz maksadın husulünü ağlamaya bağlamıştır.Göz ağlarsa,ilahi rahmet çoşar ve isteğine kavuşursun.Ağlamak bir hal işidir.Hal ise kişinin kendi iradesinde olan bir şey değildir.Fiziksel olarak ağlamak için acı duymak ,kederlenmek gerekirken,gülmek yahut neşeli olmak içinde iyi bir haber yahut bir nükte olmak gerekir.Ağlama haline ulaşan kişi maksadının husulüne yakındır.
Maksadımız nefsi hayvaninin zevkine ait konular ise değerli göz yaşını o uğurda zayi etme.Cesedin ihtiyaçları için olan fikirlerle ruhunu meşgul etme.zira takdir edilmiş miktardan rızkın eksik olmaz.Dergahı ilahide kulluk vazifesini ifa ile meşgul ol.

İNSANA EN ZİYADE ÜMİT BAHŞEDEN AYET

Hz.Şibli 'ye sormuşlar:"Kuran-ı Kerimde hangi ayet insana pek ziyade ümit bahşeder?".Hazret,İsra suresi 17/84 ayetini okudu:(KUL KÜLLÜN YA'MELÜ ALA ŞAKİLETİHİ) "Her bir kimse kendi halinin şakili olan tarik üzerine amel eder".Soruyu soranlar:"Bu ayet ne cihetle ümit bahşediyor?"deyince şu cevabı buyurdu:"Kuldan cefa ve hata ve bir leime layık olan şey zahir olur; ve Hak Teala'dan dahi ata ve bir kerime layık olan şey zuhur eder!".

AZ'IN ÇOK'A TE'SİRİ

Ebabil kuşları zayıf idi.ancak pençelerinden bıraktığı ufak çakıl parçası,en büyük cüsseli filin sırtından girip diğer taraftan çıkmakta idi.Mermi çekirdeğide küçücüktür.ama barut gazının fırlatma tazyiki ile binlerce kat tesir yapar.Hz.Musa firavunla savaşa sadece bir asası ile geldi.Galib geldi ."Ne kadar az taife vardır ki ,Allah'ın izni ile çok taifeye galip gelmiştir"(Bakara 2/249).
Hak Teala,peygamberine verdiği mucize yetkisi ile gök yüzündeki ayı ikiye ayırdı.Efendimiz ,Peygamberlerin sultanı olup kıyamete kadar geçecek devir O'nun devridir.Bu nedenle tasarrufu sadece dünyaya ait olmayıp semaya da caridir.
Hazret-i Ahmed'in devrinde daha öncekilere nasip olmayan "rü'yet" vardır.(LEN TERANİ)"Sen beni göremezsin"(Araf 7/143)hitabı yoktur.

TAYYİB BEYİ YİYEBİLİRLER Mİ?

Dışardaki şer güçleri ancak içteki işbirlikçileri yahut sureti Hak'dan görünerek kandırdıkları uzantıları vasıtasıyle yiyebilirler.Bu ihtimale karşı Tayyib Erdoğan ne tedbir almakta yahut neye güvenmektedir.Şahıs endeksli değilde İslam esaslı olarak düşünmek gerekirse İslam'a bayraktarlık yapacak bu devlettir.Yıkıldığında,mağdur edildiğinde altında birlikte kalacağız.Akparti iktidarının zengin ettiği insanların halkasını yararak geçmek mümkün değil.Yarın bir duraksama,ani bir fren halinde hepsi değil Reis'i ülkeyi terkedeceklerdir.Tüm mal varlığını nakte çevirerek İngiltereye yerleşenler kervanına katılacaklardır.Devleti savunma görevi yine fakir fukaraya,garip gurabaya düşecektir.Tıpkı yüz yıl öncesinde olduğu gibi 19 Mayıs 1919 dan sonra Anadolu'nun kurtuluş mücadelesi bir kez daha tekrar mı edilecek bilmek mümkün değildir.İş yine samimi , sessiz, güzel ahlak sahibi vatanseverlere düşecektir.

MUHAMMET ALİ APAK-MECMUATÜL HİKEM

Muunammet  Ali APAK hazretlerinin el yazısı notları Osmanlıca OLARAK uzun bir süre çantasıyla birlikte gizli kalmıştı.Beyazid-i Bestami Vakfı başkanı sayın Muhmut Durusoy'un gayretleriyle insanların faidesine sunuldu.Eserin bilimsel olması yönünde gayretler şayanı dikkattir.Emeği geçenlere teşekkür vaciptir.Bir ömür içinde her birisi bir anı yaşayanlara hitap olarak tespit edilmiştir.Aynı anlar değişen cesetlerce tekrar yaşanacağından isteklilerine ilaç mahiyetindedir.

MEHMET ALİ APAK HAYATI

Bloğumuz içinde söleri aktarılan Hatay Hassa Söğüt beldesinde yaşamış bir Allah dostunun hayatına ilişkin yazılan bu eser,ERKAM YAYINLARI arasında neşredilmiştir.Eserin neşrinde Hatay/Kırıkhan'da mukim Mahmut Durusoy hocamızın emeği ziyadedir.Başında bulunduğu Beyazid-i Bestami Vakfı (www.bayezidibistami.org)ihlas esaslı güzel işler yapmaktadır.Sultan-ı Arifin hazretlerinin tasarrufu ile bölgede merkez konumundadır.

24 Şubat 2019 Pazar

İHTİMALLER

Eğer Ak parti mahalli seçimlerde başarı sağlayamayıp muhalefetten aşağı bir oy alıp,büyük şehirleri kaybederse ülkede yeni bir tartışma başlayacak.Zira mutfaktaki yangın beraberinde sorgulamaları getirecek..Yaşlı bir zat şöyle buyurmuştu;"Kendi şahsi fikrim,seçimin yapılıp yapılmaması ortada.Eğer iktidar anketlerde kaybedeceğini anlar ise bir kararname çıkartarak seçimleri erteleyebilir.Bunun gerekçesi ise harp hali yahut kamu güvenliğinin tehlikede olması

SATILAN NEYİMİZ

90 yaşını geçmiş bir piri fani sorar:Seçim parasını temin için bir avrupa ülkesine beşyüzmilyon Dolar'a neyimiz satıldı?Bilemedim vede merak ettim;Doksan yaşındaki bu mübarek bu işlerle neden ilgilenip bilgi sahibi oluyor.Bu bilgiyi ancak Varlık Fonunun idarecileri bilir.Bir ihtiyar adamın bunu bilmesi için maneviyat cihetinden idareci olması gereklidir.Birde maneviyatın derin devleti var imiş.İşler zuhura gelmeden bilirler ama söylemezler imiş.

İMTİHANINI HESAP EDEREK NİMETE TALİP OLMAK

Dünyaya ait nefsin hoşlandığı zevklerin mutlaka bir imtihanı  vardır.Bela dediğimiz bu konumu hesap ederek nimete talip olmak gereklidir.Çünkü bela ve dünya nimeti ayrılmaz bir ikizdir.Ancak biz istemeden Hakk'ın bize bahşettikleri nimetlerin yükü(belası) olmaz imiş.Nimetin ya öncesinde zorluklar vardır yahutta ahirinde bela gizlenmiştir.Öncesinde olan imtihan zorluklar,çalışıp çabalamak gibi süreci yaşamak gereklidir.Bu gayretinden dolayı Hakk teala maksadının karşılığını verir.Vermez ise o kulunu sevdiğinden dolayıdır.Nimetin varlığı,insanların hasedini  ve akabinde o insanın hayatına kast edilmesi gibi zorluklarla sahibini hedef yapar.Ne gariptir ki, o nimete kendinden önce ulaşanların akibetleri göz önünde olmasına rağmen insanoğlu o nimete ulaşmak için esef üstüne esef eder.

KABAHAT:KENDİ HİZMETİMİZİ YETERLİ GÖRMEK

Biz ibadeti cennet nimetine tamaen ve cehennem azabından korkarak yaparız.Bu bizim nefsimizin hazzıdır.Mahbubi Hakiki indinde bu çirkin şeylerdendir.Biz hakikatte Hakk'a değil nefsimize tapmış oluruz.İbadet ancak Hakk'a tapmaktan ve O'nun azameti karşısında zelil olmaktan ibarettir.Kendi hizmetimizi(amelimizi) layık zannetmek kabahat bayrağını kaldırmaktır.Zira o hizmeti yapmağı,Hakk nasip etti ki biz yapabildik Zikir ve dua etmeyi bize Hakk nasip etmeseydi biz yapamazdık.Ancak sanmaktayız ki biz yapıyoruz.Dua nedeniyle Hakk ile konuştuğumuzu zannetmekteyiz.

DÜNYAYA MEYLEDENLER

Hakk Teala, Kuran-ı Mübin'de "Ashabı nar(ateş) ile ashabı cennet müsavi olmaz"(Haşr 59/20) buyurur.Cehennem ehli, dünyaya meyleden insanları ifade eder.Mesnev-i şerifte, bu hal,padişahtan kaçıp bir kocakarı olan çingene tarafına gidip ayağı bağlanan doğan kuşu olarak anlatılır.Doğan kuşunun mekanı,padişahın kolu iken orayı terk edip dünyaya meyleden ve  onun ipleri ile bağlanan insana acuze olan ihtiyar kanadını kısaltmak ve tırnaklarını kısaltmak suretiyle eziyet yapar.Çünkü doğan kuşu kanatları ile yükselir ve tırnakları ile avını yakalar.Bu özgürlükten mahrumiyet ,padişahın kolunu terktir ve kendi  zulm etmiştir.

23 Şubat 2019 Cumartesi

SIRAT-I MÜSTAKİM

Doğru yol demektir.Ki bundan Hakk Teala'nın razı olduğu yol anlaşılır.Güneş ve gölge arasını ayıran sınırdır da denilebilir.Bu bölüm ne güneşden ne gölgedendir.Ahiretteki cehennem üzerinde geçiş için kurulacak köprü olarak tarif edilirken ,kıldan ince olduğu belirtilerek kıl'a teşbih edilir.
Sıratı müstakimi örneklerle açıklamak gerekirse;"Sehavet/Cömertlik" güzel huydur ve "tebzir/israf" ile "buhl/cimrilik" arasındaki sınırdır.Aşırısı/ifratı tebzir,tefriticimriliktir."Şecaat/yiğitlik" güzel huydur.Aşırısı tehevvür/öfke,diğer ucu "korkaklık" tır."Tevazu" güzel huydur.Tekebbür ve zillet arasındaki sınırdır.İffet güzel huydur.Şehvet ve şehvetsizlik arasındaki çizgidir.İşte bu ayrım sınırları sıratı müstakimdir.Bu sıratı müstakim üzere yürüyenler dünya hayatının belalarından emin olacağı gibi ahirettede saadete nail olurlar.
Sırat köprüsü,dünyadaki şeriatın suretidir.Ahirette şeriat,sırat köprüsü şeklinde tasvir olunur.Dünyada şeriatın emirleri altında yaşayanlar ahirette bu köprüden yıldırım süratiyle  geçerler.Şeriatte istikameti az olanlar bir ok süratinde geçerler.istikameti daha az olanlar rahvan giden bir at hızıyla geçerler.Eğer şeriat hududlarına tecavüz edenler ise ilahi avf olmaz ise ayakları kayıp bu köprünün altına düşerler.

22 Şubat 2019 Cuma

KULLUK SEVİYE TESPİTİ

Sabır, dünya imtihanlarının sırrı olan kulluk seviye tespitinin iki önemli merhalesinden biridir.Diğeri nimetlere şükürdür.Bu iki cihetle yani nimete şükür  ve belaya sabırla kişi dünya hayatında kulluğunu izhar eder ve bu onun dini sorumluluğunun aslını teşkil eder.

SABRI ZOR ÜÇ ŞEY

"üç şey vardır ki her mert sabredemez;Sevilen ve rahat olunan beldeden ayrılmak, ahbab ve yarandan ayrılmak,gönül verilen yâri yitirme"
İnsanlara tevbe etmeleri farzdır lakin günahların terki vacib kılındı
Zorluklara sabır zordur lakin sevabı kaçırmak daha zordur
Zamanı boşa geçirmek ne tuhaf,lakin insanların gaflette olması daha tuhaf
Her gelen yakındır lakin ölüm o gelenden de yakındır.

TEVBE ÜÇ KISIMDIR

Ebud Dekkak demiştir ki:Tevbe üç kısımdır;Tevbe ,inabe,Evbe.Cezalandırılma korkusu ile tevbe edene "tevbe sahibi" denir."Sevab umudu ile tevbe edene" İnabe sahibi denir.Ceza korkusu yahut sevap umudu olmadan sırf Allah'ın emrini gözeterek tevbe edene "evbe sahibi" denir.
Tevbe umumiyetle müminlerin sıfatıdır.
İnabe , evliya ve mukarrebinin sıfatıdır.
Evbe, Enbiya ve Mürselinin sıfatıdır
Tevbe ruhi bir hadisedir.Kulun kusurunu Hakk'a götürmesi , günahlarını itirafla pişmanlığını beyan edip ona sığınmasıdır.
Bazılarına göre tevbe üç kısımdır:
SAHİH tevbede kul bütün doğruluğu ile günahından hemen döner.
EN DOĞRU TEVBE  Nasuh tevbesidirSütün memeden çıktıktan sonra tekrar memeye dönmesinin mümkün olamaması gibi yapıla ntevbeye nasup tevbesi denir
FESAD tevbesi ise günahın lezzeti düşüncesinde kalmış olduğu halde iken tevbe etmesidir.

İSTEKLERİ İFADE ETME EDEBİ

Hassalı Şeyh Muhammed APAK (k.s) hazretlerinin aile efradına karşı davranış ve tutumlarda izlenecek yol konusunda uyarıları olurdu:"Tavsiye olarak talebelerine;'Oğlunuza Ahmet, Mehmet sen sabah oduna git,demeyin.O çocuk o gün oduna gitmezse asi günahkar olur'derdi.'Ya nasıl diyelim hocam?! diye soran ahbaplarına:"Yarın oduna gidilse iyi olur diye ortaya konuşun.Zaten çocuk hemen anlar onu.O zaman giderse gider, gitmezse günahkar olmaz" derdi

KİN TUTANLARA KİN TUTMA

"Kin" denilen kötü huy ile muttasıf olanlara kin tutma.Eğer sen onlara kin tutarsan onların cinsinden olursun.Zira kin tutanların mezarını kin tutanların yanına koyarlar.Kahır ve intikam duygusu olan "Kin" ile "buğz fillah" denilen Allah için buğz etmek aynı şey değildir."buğz2 muhabbetin zıddıdır"buğz" hissi intikam olmaksızın kalbi nefrettir.Kin'in aslı cehennemdir.Kin , dinin düşmanıdır.Kin duygusu kalbe acı ve elem verdiğinden cehennemde elem yeridir.

DÜŞMANLIĞIN(ADAVETİN) SEBEBİ/KAYNAĞI NEDENDİR?

İnsan düşünür,insan cinsi arasında her düşmanlığın dayandığı bir sebeb olması gerekir.Düşmanlık göstermek yahut düşmanca davranmak için bir sebeb olmayınca insan kendi cinsinden bir diğerine vefalı olması gerekir.Akli olarak bu böyle olması gerekirken ,düşündüğümüzde Hz.Adem, İblis'e ne yapmıştı ki?bir kötülük mü etmiş ti?Hayır! Yılan ve akrep insanı sokmak ister.İnsan ona önceden bir şey yapma dı ki bu kötülüğe muhatap ola.Kurdun yaratılışı vahşet üzerinedir.İnsanda hased mevcud olduğundan düşmanlığın kaynağı hased duygusudur.İnsanda şeytanlık damarı vardır ve üzerinde nefsin hileleri etkilidir.
Bu nedenle İnsanların pek çoğu adam yiyicidir.onların "selamün aleyke"lerinden  az emin ol.Çünkü dillerinde olan bu söz kalblerinde yoktur.Onların kalblerinde şeytan tasarruf etmektedir.Suretlerinin insan olduğuna aldanma.
Dil ve kalb,söz/fiil bir olmazsa o kimse bu geçici hayatta ve manevi cihadda tepe üstü düşer.Cin ve insan şeytanları kötü şeylere, nefse hoş görünen elbiseler giydirir;insan şeytanları sadık bir seven gözüküp , seni tuzaklara düşürmek için hürmet göstererek hile yapar."Şeytan onların amellerini süslü gösterir"(Nahl 16/63).

20 Şubat 2019 Çarşamba

ENBİYA VE EVLİYALARIN RUHLARI

Mevlana Efendimiz bir gazelinde buyur idi ki;"Alemin bağı, meyi, üzümü mevcud olmadan ,şarabı yezaliden canımız mahmur idi.Biz can aleminin Bağdat'ında "enel Hakk"narasını vurur idik;Hallac-ı Mansur'un dar u gir  ve nüktesinden evvel ,nefsi kül suda ve çamurda mimarlık etmezden mukaddem, hakayık mertebesinde bizim ıyşimiz ma'mur idi"
bu söylemlerden anlaşılmakta ki Peygamber ve insan-ı  Kamil'in dünya yaratılmadan,insan halk edilmeden evvel külli ruh nezdinde bir yaşamı var idi.ervahı külliyye,alemi ervahtaki "Elestü bi rabbiküm-Ben sizin Rabbiniz değilmiyim" hitabını ve cesede taalluktan evvelki ahvali bilmekte idiler.Nitekim Hz.beyazıd bestami'ye sorarlar:"Elestü bi rabbiküm hitabı hatırındamıdır?" denildiğinde "Üzerinden hiç gün geçmedi" buyurmuşlardır.Ervahı külliye-i müdrike üzerinden zaman geçmez.Zamana tabi olan ceseddir.Ervahı cüziyye ise cesedle alakalandığı zaman öncesinde idrak sahibi değildir.Ruhi külli,ervahı cüziyyenin imamıdır.Mevcud olan bir çekirdek içindeki ağaçlar ve meyveler gibi.Bedendeki nefs,mizaçların husulünden sonra olup ,evvela hayvanlık mertebesinde zahir olurlar.Eğer onların meyli tabiat tarafına olursa, bedende müstevli ve mutasarruf olan ancak tabiat olup daima lezzet ve şehvetten istifade etmek arzular.Kötü ahlakın madeni ,kötü fiillerin menbaı ve kötülüklerin doğduğu yer olması nedeniyle ona nefsi emmare dendi.Eğer terbiye edilirse levvame,mülhime,mutmainne,razıyye,marziyye mertebelerini kat edip ,kendi küllü ve kemali canibine terakki eder.

İKİ İLİM

Kesbi ilim ve Vehbi ilim.Kesbi ilim ,kitapların mütalaasıyla hasıl olur.Bunda akıl faaldır.Bu ilmin istinat ettiği esasat ,zan ve kıyas ve akli delillerdir,Kelam alimleri ,şeriat alimleri bu sınıftadır.
Vehbi olan ilim , riyazet ve tasfiyeyi kalb ile hasıl olur.Binanaleyh bu ilmin dayandığı esas, doğrudan doğruya kalbevarid olan sıfat ve esmai ilahiyye nurlarıdır.Ve bu sınıf akli delile ihtiyaç duymaz.Meşayihi sufiyye bu sınıftandır.
Kitap alimi ,ceylanın izini süren avcı gibidir.zahiri laflarla meşgul olur.uzun zamandan sonra nasibi varsa müridine koku alma duyusunu veren bir Mürşid-i kamil'e yolu uğrarsa,bu mürşid ona rehber olur.
Zahiri şeriat alimi,sünneti seniyyeye riayet ve şeriata hizmet  maksadıyla meşgul olduğu vakit bunun şükrünü eda etmiş olur ki akabinde ceylanın ayak izini takipten vazgeçer, bu sefer ceylanın göbeğinden çıkan misk kokusunu algılamak olan bir başka "iz" takibine başlar ve bir mürşidi Kamil bulur.
Hz.Mevlana efendimizin hayıtını anlatan Menakıbı Sihepsalar isimli eserde nakledilir ki;Şemseddin-i Mardini isimle zahir ulamasından bir zat var idi ve Hz.Pir'in semasına hoş nazarla bakmazdı.Bir gece rüyada Efendimiz (sav)'i gördü.Selam verdi fakat Efendimiz yüzün çevirdi.Bunun üzerine dedi ki:"Ya Resulullah ! bu kadar sene zahmetler çektim ve hadis ve şeri hükümlerin tahkikine gayret edip , ehli islamın müşküllerine çalıştım.Şimdi bu zaif kulun mahrumiyetine sebeb nedir?" deyince Efendimiz (sav) Evet bunların hepsi doğrudur.Fakat sen bizim ihvanımıza nazarı inkar ile bakıyorsun.Bu ise bütün günahların üstündedir" o günden sonra Şemseddin-iMardini Hz.Pir hakkındaki olumsuz düşxüncelerinden vazgeçerek h0azrete mürid olmuştur.
Bize göre yeşil bir ağaç yaprağı Ariflerin nazarında marifeti ilahiyyeye mahsus bir kitaptır.

ŞEKAVET EHLİNİN İŞİ DİKEN EKMEKTİR

Şekaveti ezeliyye denilen cehennem ehlinin dünyada yaptıkları iş diken gibi sıfatı nefsaniyyeyi takviye etmektir.Bu tür insanlar ruhaniyyet içinde olmazlar.Nefsaniyet kaplı olduklarından ruhaniyyet alemindekilere zararlıdır.Bu tip insanlar yakın olduğu ,sohbet ettiği insanları zehirleyip helak ederler.

İSMİ AZAMI BİLMEK YETMEZ TEMİZ NEFES GEREKLİDİR

İsm-i a'zamın tesiri zahir olabilmek için bu ismi telaffuz edenin nefesi son derece saf ve berrak ve maksud olan manaya yetişip tesir etmesi için de nihayet  derecede letafet ve sür'atte bulunması icab eder.Bundan anlaşılır ki her okuyucunun nefesi müessir değildir.Nitekim üfürükcü tabir olunan dini paraya tahvil etmek isteyenlerin hali ortadadır.Bu alemde emmrelikile zuhur eden nefsin levvame,mülhime,mutmainne ,raziye, merziyye,mertebelerini katedip safiye mertebesinde temekkünü için çok seneler terbiye olunması gerekir.Nefis ancak mertebe-i safiyede temiz ve hazine-i Hakk'ın emini olur.
Hz:Musa (a.s)'ın asasını tutsan bile sendeki el, Hz.musa'nın eli değil ki! 

19 Şubat 2019 Salı

ŞEYTANIN ALDATIŞI TATLI SÖZ İLEDİR

iBLİS, HUZURU İLAHİDEN TERD EDİLEN ŞEYTAN,salikin batınına latif gibi görünen havatırı ilka eder ve senin batın kulağına sessiz ve harfsiz olan sözleriyle Hak'dan görünerek seni aldatmağa çalışır:Mesela .bir insanı kamil'e müntesip  ve musahip olan kişiye der ki:"Ey baba-canı gibi aziz olan kimse, sen hür bir insan iken , kendin gibi bir adamın iradesine tabi olup esir olmak layıkmıdır?Sen zeki, fatin,alim ve mütefennin bir adamsın.Hakk'a vasıl olmak istersen işte sana Kur'an .Kafi değilmidir?Şunun bunun esiri olman senin dirayet ve fetanetine yakışır mı?Nefsini Hak Teala'nın mübah kıldığı nimet ve zevklerden niçin men ediyorsun?Bir takım riyazat ile vücudü zaif düşürüp şeriatın amellerini yapmaktan aciz kalacaksın"
İblisin her türlü insana ilka edeceği havatırın sayısı çoktur.

PAHALI AYNA

İnsanın vücud suretini gösteren ayna ucuzdur.Ruhunu gösteren ayna pahalıdır.ki bu vücudu nadir olan insanı kamildir.Gerçi tarikatlardaki şeyhler çoktur , fakat salike ruhun sureti misaliyyesini gösterecek olan insanı kamil iksir gibi gizli  ve nadirdir.Kamil insan sır ve fazilet denizidir.sair şeyhler buna nisbetle nehirler ve dereler gibidirler.Nehirler gibi olanlardan iş bitmez ve salik onlardan muradı külli bulamaz.

ALEMDE CEZB (ÇEKİŞ) KANUNU

Dünyada her şey bir şeyi cezbetti.sıcak sıcağı ve soğuk soğuğu çeker.Batıl kısmı batılları çeker; bakiler de bakilerden sarhoşturlar.Cehennemlikler cehennemlikleri cezbeder.Nuraniler nuranileri çeker.Ehli delalet ehli delaletle, ehli hidayet ehli hidayetle birlikte olmaktan hoşlanırlar.
Hak Tealanın bir gurup melaikesi vardır ki bunların vazifesi iyilerle kötülerin karışmasını önlemek iyileri iyiler tarafına sevketmek,kötüleri kötüler tarafına sevketmektir.
İnsan gözünü kapatınca ışıktan(nurdan) uzak kalır ve sıkıntı duyar,hemen gözünü açıp rahatlamak ister.Kalb gözününde kapalı olması ilahi nurdan mahrumiyette kaldığı için ruha zarar verir.Mürşidi Kamil seni batın gözünü açmak için huzuruna davet ediyor.

MÜRŞİDİ DÜŞÜNMEK

Müridin kalben mürşidini düşünmesi ,kalbinde mevcut masiva hayallerinin temizlenmesinde tesirlidir.Bazen evlere Evliyayı kiramın resimleri asılır.Bundan maksat o resme bakarak o zatın ruhaniyyeti ile irtibat kurma ,hayaline getirme halidir.

KÖR'E TEKLİF YOKTUR

Kur'an da (LEYSE ALEL A'MA HARACÜN)(Kör'e güçlük yoktur"(Nur 24/61) buyrulur.a'maya teklif yoktur.Bu halde imanı gaybi ile iktifa etmesi gerekir.ve bu halde olanlara müşahade-i hakikat teklifi caiz değildir.Eğer talibi hakikat isen git tarikatta süluk edip mücahede zorluklarına sabret , muradına sevinirsin.Sabretmek kalb gözünün perdeleri olan zahiri beş duygunun hükmünü kaldırır.Güneş doğduğu vakit yıldızların kaybolması gibi.Güneş doğduğu vakit göğüsde genişler ve ehli suret gibi  alemin dertlerinden sıkıntı gelmez.İnsanlarn kaçtıkları bela ve musibetler seni etkilemez.

MUTEZİLE MEZHEBİNE MENSUP OLANLAR

Beş duyu dediğimiz hissi zahirin hükmü altında olan her bir kimse Mutezile mezhebine salik olan kimselerdendir.Zira o kimse beş duyusuna mağlub olduğu için ahvali batıneyi  ve müşahede zevkini inkar eder.Bu nedenle bu sınıfta olanlar hayvaniyet derecesindedir.Zira hayvanlar da hislerine tabi yaşarlar.İnsanda zahiri beş duyunun ötesinde batıni duyu olmasaydı insan oğlu nasıl şan ve şeref sahibi olurdu.Hayvan ile müşterek olan hislerde kalsa idi esrarı ilahiyyeye mahrem olur mu idi.
Suretten kurtalamayanların tenzih ve teşbih' den bahsetmesi hatalıdır.

İNSANI KAMİL'DEN GÖRÜLEN HAKK

His gözüyle insanı Kamilin suretine ve zahirine nazar edenler "Hakk'ın insanda zuhuru ne demektir?" der ve ehli hakikat mezhep ve mesleğinden ayrılırlar.Bu nedenle onun mezhebi itizal olur.Ruhun sıfatı olan aklın gözü, makamı ittihada vasıl olduğunda ehli hakikatın müşahedesini yaşadığı için sünni olur.Zira kitap ve sünnet ile rüyeti Hakk sabittir.Visal zevki bir haldir.onu tadan inkar etmez.Tatmayan zahir gözü ile bakar ve batın gözü kör olduğu için inkar eder.
Hz.Pir Mevlana efendimiz buyururlar:
Hak şecerden(ağaçtan), ben, dedi makbul-i alem oldu bu,
Gerbeşerden söylese körlükten inkar eyleme!"

İNSANI KAMİLDE GÖRÜLEN İKİ FARKLI HAL

İnsanı Kamil bazen öyle bir hal ile zahir olur ki , müşebbih olan kimse o hali görünce gayriyyet fikrinden vazgeçerek ayniyyete hükmeder.Ve bazen öyle bir renk ve suret ile zahir olur ki , muvahhid olan bu sureti görünce , yanıldığını anlayıp gayriyyetine hükmeder.Nitekim Efendimiz (sav) bu iki hale işaretle,"BENİ GÖREN HAKKI GÖRDÜ" ve "Ben ancak sizin gibi bir beşerim"(Kehf 18/110) buyurdular.Velhasıl insanı Kamil'in hem ayniyyeti ve hemde gayriyyeti sabittir.ve onun hakkında tevhid ve teşbih ile hükmedenler"hayret" den kurtulurlar.Zira bu ayniyyet ve gayriyyet mernatibi vücudun iktizasındandır.
Nitekim Cenab-ı Şeyhi Ekber  Fütuhatı Mekkiyyesinde şu beyit ile buna işaret eder:
"Rab Hakk'dır, abd de Hakk'tır.Mükellef olanın kim olduğuna şuurum olaydı  ne olurdu! Eğer sen abd dersen o ölüdür; ve eğer (Rab) dersen, teklif olunan nerede?"
Divani Kebir'de hz.Mevlana efendimiz buyurdular:
"Ey Yemen ahuları arasındaki ahu,sen bedende benim gözüm ve ruhumsun! Ey yaşı küçük ve bedeni taze, ey süt içen karibul ahd! İnsanlar arasında benim aşık olduğum sabit oldu; şukadar ki , aşkımın kime olduğunu bilmediler.Onun ruhu benim ruhum ve benim ruhum da onun ruhudur; bir beden de iki ruhun yaşadığını kim gördü?"
Demir, ateşte kalıp kıpkırmızı kesildiği vakit ona "ateş" dense yeridir.İnsanı Kamil bazen kendi kulluğunu kaldırır ve sıfatı Hakk ile zahir olup "Enel Hak" veyahut (Kendimi tesbih ederim , benim şanım ne büyüktür)gibi sözler söyler ve bu surette kendinin kendiliği kalmaz.
Fihi ma Fih eserinde Hz.Pir buyurur:"Enel Hakk" sözü azim bir tevazudur."Enel abd" davası büyüktür.Zira bu davada hem Hakk'ın ve hem de abdin vücudu iddia edilmiş olur."Enel Hak" davasında abd kendi vücudunu nefyetmiş olur."Enel Hakk" haline Muhakkıklar "ittihad" derler.Bu hal daimi değildir.Zira beşer takat getiremez.Bu hale Hz.Mansur,aşık olduğu için daimi olarak bu halde kalmak istemiş ve "Katlime say edenlere rahmet et" diye yalvarmıştır.
Mevlana efendimiz bu makamı ittihada işareten çok sözleri vardır.Nitekim buyururlar:"Ben tamamıyla herkesin üzerine yemin ettiği şey oldum"

18 Şubat 2019 Pazartesi

TEVRAT'DA YAZILI OLANLAR DAN

Tevrat'da şöyle yazılıdır:"Sultan, memurlarının yapmış olduğu zulmü bildiği halde susarsa,bu zulüm sonuçta ondan bilinir.Kendisinden hesap sorulur ve cezalandırılır.

ADALET TARİFİ

Ömer b.Abdülaziz bir alime "Bana adaleti tarif et" deyince ; o şunları söylemiştir:
"Sizden büyük olanların çocuğu,yaşça küçük olanların babası, denginiz olanların ise kardeşi olunuz.Her suçluya suçu miktarınca ceza veriniz.Sakın bir suçu yokken , şahsi kininiz ile hiçbir Müslümana tek bir  kamçı vurmayınız; çünkü bu sizi ateşe götürür"

LİDERLERİN AHİRETTEKİ YARGILANMALARI

EFENDİMİZ (SAV) BUYURMUŞTUR:
Başkanlar kıyamet günü Allah'ın(c.c) huzuruna getirilir.Allah (c.c):
Sizler benim yeryüzünde yarattıklarımın çobanları,mülkümün emanetçileri idiniz, buyurur ve sultanlardan birisine:
-Niçin kullarıma emrettiğim cezadan daha fazla ceza verdin? diye sorar.sultan:
-Ey Rabbim ! Onlar sana asi oldular,der.Cenab-ı Hakk:
-Senin kızgınlığın benimkinden daha fazla olması gerekmez.Daha sonra bir diğerine:
-Niçin kullarıma benim emrettiğim cezadan daha azını uyguladın? diye sorar.o:
Ey Rabbim ! onlara merhamet ettim, diye karşılık verir.Hak teala:
-Sen nasıl benden daha merhametli olabilirsin? der ve meleklerine:
Benim hükmümü fazlalaştıran  ve noksanlaştıran bu kimseleri alın cehennemin derinliklerine atın, buyurur

MUTLAK YAPILMASI GEREKLİ ÜÇ ŞEY

Resulullah (sav) bazı günler Kabe'nin kapısındaki halkayı tutar ve etrafındaki Kureyş topluluğuna şöyle seslenirdi:
"Ey Kureyş büyükleri! Emriniz altındakilere üç şeyle muamele ediniz:
1.Sizden merhamet istedikleri  zaman merhamet ediniz,
2.Hüküm verdiğiniz zaman adaletli olunuz
3.Söylediklerinizi yapınız
Kim bunları yapmaz ise,Allah'ın, meleklerin laneti onun üzerinedir.Onun, farz ve nafile ibadetleri de makbul olmaz"
Allah (c.c) şu üç kişiye bakmaz:
1.Yalancı ve zalim başkana,
2.Zina eden ihtiyara
3.Kibirli fakire

DEVLET İDARESİNİN KIYMETİ VE TEHLİKESİ

Liderlik büyük bir nimettir.Eğer o iş hakkıyla yerine getirilirse kendisinden sonra başka bir mutluluk düşünülemeyen bir saadete ulaştırır.Onun hakkı yerine getirilmeyip zulümden geri durulmaz ise , kendisinden sonra ancak kafirliğin olabileceği bir bedbahtlığa düşürülür.
Cenabı peygamber (sav) buyurmuştur:"Sultanın bir günlük adaleti , Allah (c.c)'a karşı yapacağı yetmiş yıllık nafile ibadetinden daha üstündür"

ZALİM KİME DENİR?

Zalim, başkasının mülkünde tasarruf eden demektir.Allah tek yaratıcıdır.Sıkıntı, hastalık,fakirlik,acizlik ve cehalet nevilerinden her ne yarattıysa bu O'nun adaletindendir.Çün tüm mülk kendisinindir.Bu mülkte O'nunla birlikte bir ortak yoktur.Bu nedenle Hakk'ın yaptıklarına, tecelli ve hükümlerine "niçin ve nasıl" şeklinde bir itiraz hakkı yoktur.Bütün kulların O'nun yaptıklarına ibret ve teslim nazarıyla bakıp hükmüne karşı rıza göstermekten başka çaresi yoktur.

İMAN AĞACINI BÜYÜTMEK

İbrahim Suresi 14/24 ayetinde:Görmedinmi Allah nasıl bir temsil yaptı?Teiz kelimeyi/tevhidi, hoş bir ağaca benzetti.O ağacın kökü yerde sabit, dalı budağı gökyüzündedir"
İman ağacının kökü yerde sabitleşmez, dalları da itaat  ile kuvvetlenip sağlam hale getirilmezse , üzerine ölüm rüzgarları estiğinde , yıkılma tehlikesinden korkulur.Allah muhafaza kul imansız kalır.
Ağacın kökü kalb ile iman,dalları ise azalarla amel etmektir.

GERÇEĞİ ARAYAN DÖRT SINIF

Kelamcılar,Batıniler,Felseeciler ve Sufi'ler.Bu dört fırka içinde sadece Sufiler tasavvuf yoluyla hakikata ulaşabilirler.Diğerleri tutarsız ve zarar içindedirler.

KUTBUL AKTAB METLİ BABA'NIN EL YAZISI DUASI

Duanın tercümesi.
Her kim ki bu kuranı kerimi okur hatmederse Allah ömrünü uzun eylesin. Ve vucüdunu afiyette kılsın, ve Namerde muhtaç etmesin. Ve tariki müstakimden ayırmasın. ve ahir nefesinde imanı kamil nasip eylesin. Ve cenneti alada makamını görmeden ruhu kabz olunmasın. hasbeten lillah duam budur. Muhammed Fikri Metli

Tarih: 1388 ŞEVVAL 7

Fotoğraf, Metli Sultan tarafından basımı yapılmış ( bloğun önceki yazılarında hikayesi anlatılmıştır) 6666 adet cep boyutunda bastırılmış Kur'an nüshalarının sonuncusuna hazretin kendi el yazısı ile ilave ettiği duasının orijinal halidir.

17 Şubat 2019 Pazar

BİR ÖZELEŞTİRİ

BİR SÖZÜM DE BİZİM MAHALLEYE
Bu yorumuma bizim mahalleden bazı arkadaşlar tepki gösterdi. Şöyle diyorlar: "İyi ama falan partinin belediye başkanları deveyi hamutuyla yutuyor, biraz da bizimki çalmış, çok mu? Bizimkilerin yanlışını yazma, sessiz kal!"
Arkadaşlar, hırsızlığın şaibesi bile kötüdür… İnsan, "hırsızlık" gibi bir iddiaya muhatap olmuş veya kendisine iftira edilmişse, bu söylentileri çürütmesi gerekir. Hatta bununla da yetinmez, iddia sahibi “müfteriler” hakkında ceza ve tazminat davası açar. 
Yapılacak iş budur değerli canlar. Ben, Türkiye'nin - Alevilerin meseleleri hakkında yazılar yazıyor, yanlışları-kötüleri, hırsızları eleştiriyorum. En çok da ırkçı-dinci-hırsız, tecavüzcü devlet görevlileri hakkında yazıyorum. Hakkımda davalar açılıyor, mahkemelerde cebelleşiyorum. 
Sen diyorsun ki; “onları yaz, bizimkileri yazma!
İyi de, onları yazıp, "bizim mahalleden" diyerek, bana gelen belge ve iddiaları görmezlikten gelir, yazmazsam, bu ikiyüzlülüğü vicdanıma nasıl anlatacağım? Elim kaleme gider mi, tutarlı olduğumu, dürüst olduğumu söyleyebilir miyim? İnandırıcı olur muyum?
Özetle:
Bu nevi tepkilere şaşırdığımı, canların, bu kötü şayiayı "mahallenin" değerleriyle nasıl bağdaştırdığını ve nasıl sahiplendiğini anlayamadığımı… Değerlerimizin geleceği adına derin üzüntüye kapıldığımı… “Allah Allah, bu nasıl bir Alevilik anlayışıdır, değerler bitmiş, ahlak çökmüş, bu ülke iflah olmaz” diyerek dizlerimi dövdüğümü, “acaba ben mi abartıyor-boşuna dert ediyorum” diyerek şüpheye düştüğümü söylemek ve paylaşmak istedim.
Abartmıyorum dostlar; uykularım kaçtı!
“Aleviyim” diyenler de çalar, onlar da rüşvet alır, yolsuzluk yapar tamam; eyvallah da Yolumuza-öğretimize göre o kişinin Aleviliği düşer; yani “döktüğünü dolduruncaya, ağlattığını güldürünceye” değin düşkün olur… Sahip çıkmak bir yana, selam da verilmez! Benim atadan, dededen, ecdattan gördüğüm-işittiğim bu. Cemlerde, dedelerim böyle nasihat ederdi…
Galiba hep birlikte özümüzü dara çekmeye ihtiyacımız var; yani özeleştiriye…
Kendimizi sıfırlayıp, din-mezhep, Alevilik-Sünnilik üzerinden değil, insani değerler ve evrensel ahlak üzerinden yeniden formatlamamız lazım. Aksi halde Trump’a, Putin’e, İsrail’e, Yunan’a gerek kalmayacak, biz bizi tüketip-sıfırlayacağız…
Muhabbetle kalın...
Murtaza Demir

KOPERNİKTEN ÜÇ YÜZ EVVELhZ.MEVLANA'NIIN KEŞFİ

Kopernik 962 yıılında dünyanın kendi etrafında ve güneşin etrafında devrini ilk defa keşfetmişti.Kopernikten üçasır evvel Hz.Mevlana Efendimiz Mesnevi-i şerifte:"Ey güneş, arzın altını aydınlatmak için bu gülşeni terk edersin" buyurarak bu dönüşü söylemiştir.
Suri güneş doğudan doğup batıdan batmak suretiyle intikali olduğu gibi, ruh güneşinin dahi maşrıkı cismaniyetten doğup mağribi ruhaniyyete batmak suretiyle intikali vardır.Fakat marifeti ilahiyye güneşi için asla intikalyoktur.Zira onun maşrıkı ruh ve ruhun sıfatı olan akıldır.Ruh ve akıl ise , gerek cismaniyet ve gerek ruhaniyet alemlerinde mevcuttur.Bir ikmesinin akıl ve canında marifğeti ilahiyye güneşi parlarsa, hiçbir mertebede gurup ve intikal etmez.

ASHABI KEHFİN UYKUSU

Her türlü fitnenin kol geezdiği,İslam adına nefislerin şaha kalktığı bugünde Dakyanüs'ün sarayında olmaktansa ashabı Kehf gibi mağaraya çekilip uykuya dalmak dahaevladır.Sonbaharda ağaçlar bile püsküllü belayı gördüğü vakit,hemen kendilerini yorgan altına çekip uyurlar.çiçek meyve ve yapraklarını döküp hünersiz bir konuma geçerler.Taki bahar gelene kadar.Zira küfür ve küfre hizmet , marifeti rabbaniye için mahluk olan insanlığın namusuna ve kanununa mahaliftir.Ashabı kehf ise küfürden ve küfre hizmetten kaçtılar ve uykuya yattılar.Uykuları, uyanıklıklarından daha hayırlı oldu.Uyku ilim ile olduğu vakit uyanıklıktır.Cahil ile oturan uyanığın vay haline.Kış gelip kargalar öttükleri vakit , bülbüller saklanırlar ve ötmez olurlar."Karga" dan murad ehli zahir ve ehli dünya; "bülbül" den murad ise ehli batın ve ehli Hak'tır.Yani bir  munitte ehli batın ve ehli zahir çoğaldığı vakit ehli Hak ihtifa ederler (saklanırlar) ve hakayıkı ilahiyyeden bahsetmezler.

DİL SÜPÜRGESİNDEN TOZ KALDIRMAK

"dİL SÜPÜRGESİNDEN" MURAD,SAHİBİ ESRAR OLAN MÜRŞİDİN HUZURUNDA CAHİLANE VE EDEBE AYKIRI ŞEKİLDE SÖZ ETMEYE CÜRETTİR.İlmi Ledün menbaı olan mürşidin huzurunda cahilaneve bi-edebane sözlerde malumat-füruşluk etmektir.Bu hal mürşidin kalbinden ,kişinin kalbine feyz aksetmesine mani olur.Aynanın yüzüne nefes vurursan buğulanma meydana gelir ve ayna vazife yapamaz.Cismaniyet gam ve endişesinde olanlar kendi aslından gafil olmakla kendilerini ancak mürşidi kamil ayinesinde müşahede edebilirler.Onlara itiraz etmekte ayineyi bulandırır.

HALVET ÜZERİNE

Selçuklu idarecilerinde nolup Hz.Mevlananın ashabından olan Mecdüddin Atabek daima halvete girmek için Mevlana efendimizden rica eder idi.ısrar üzerine bir gün,bir mürid ile birlikte birbirine bitişik iki hücre için bunları halvete soktu.bir kaç gün sonra açlık dayanılmaz hal aldı ve arkadaşıyla birlikte hücreden çıkıp geceleyin civardaki bir tanışın konağına gittiler.Konak sahibi onlara bir kaz dolması pişirdi .Yemekten sonra onlar tekrar gelip hücrelerine girdiler.Hz.Hüdavendigarın adedi gereği her sabah hücre kapısına geldiler ve mübarek parmaklarını hücrenin kapısına sürüp kokladılar ve ondan sonra buyurdular ki:"Ashabuna, bu hücreden riyazat kokusu değil, kaz dolması kokusunu geliyor".Her ikisi de mübarek ayaklarına kapandılar ve tövbe istiğfar edip:"Böyle bir rahmet denizi dururken insanın kendisini halvet köşelerinde hapsetmesi saadetsizliktir" dediler
Kürk,kış için lazımdır.Bahar için değil.Mürşidi Kamil'in yüzü bahar vaktidir.Kürk lazım olduğu vakit giyilir.

HALVETE ÇEKİLMEK

Eskiden tarikat terbiyesi içinde,müridin halvete çekilmesi işi vardı.Tekke'de mürşidin izni ile kapalı bir hücreye girer,pek az yiyecek ve içecekle belli bir gün orada dünya kelamı konuşmaksızın Hakk'ın tecellilerini bekler idi.Bu süreç içinde nefis zayıflar ruh kuvvetlenir idi."Erbain çıkartmak" manasında bu işlem kırk gün sürer idi.Bu halvet izinle ve mürşit terbiyesi altında yapılır idi.Çünkü mürit kendi başına bu işe kalkışırsa  halvet esnasında rahmani  ve şeytani tecelliyatı tefrikten aciz kalıp ayağı kayabilir , manevi helaka uğrayabilir di.Anlatılır ki Sadreddin Konevi hazretlerinin bir müridi kendi başına izin almaksızın halvete girmiş idi.Müridin ortalıkta görünmemesi üzerine hazret sorduğunda bu cevabı aldılar.Cenabı Sadrettin o müridin halvette olduğu mahalle gittiğinde , elinde kağıt ve kalem bir çok şeyler yazmakta olduğunu görmüş ve aralarında şu konuşma ceryan etmiş idi:
Hz.Sadrettin:"Ne ile meşgulsun?
Mürid:Vaktaki halvete girdim.Hz.Cibril zuhur etti ve "Sana ulumü ledünniyeyi getirdim" dedi, ağzıma tükürdü.Kalbinde bir çok acaib ilim dolmaya başladı.Onlar zayi olmasın diye yazıyorum.
Hz.Sadreddin:Sen halvete girdiğin vakit ne ile meşguldün?
Mürid:Zikrullah ile meşguldüm.
Hz.Sadreddin:Hiç Cibril zikrullah ile meşgul olan bir kimseyi zikrinden çevirir mi?Sana zuhur eden İblis idi.Seni zikrullahdan alıkoymak için sana karşı bu hileyi yaptı.Bu yazdıklarının hepsi ulumi şeytaniyyedir.O lain ben halvette iken bana da gelmiş idi.Fakat ben halvete mürşidimin emri ile girmiş olduğum için hilesi bana tesir etmedi, ben ona galebe geldim.Şimdi halvetten çık ve yazdıklarının hepsini yak!

AKIL

Akıl bir sıfattır ki , hem ruha ve hem de nefse taalluk eder.Ruha taallukeden sıfata "akl-ı maad" ve"akl-ı meleki"; ve nefse taalluk eden sıfata da "akl-ı maaş" derler.İnsan her iki sıfatı da camidir.Aklı maaş insanı nefsin zevkleri tarafına ve aklı maad da ruhun zevkine davet eder.İnsan, aklı maaş kendisini nefsin zevklerine davet ettiği zaman, aklı maad ile müşavere ve muhakeme etmek lazım gelir.Hz.Adem (a.s) melyek ile müşavere etse idi yapacağı işi (buğday yeme işini)yapmaktan çekinebilirdi.Bir akıl, bir akıla eş olduğu vakit ,fena işin ve fena sözün manii olur.İki nefsani kimse herhangibir işte meşveret etse , nefsin hazzına müsteniden karar verirler ve o halde aklı cüz'i muattal kalır.Eğer sen yalnızlıktan ümitsiz olursan,hakikat gölgesi olan mürşidin gölgesi altına gir.Geçici ömrün sona ermeden vasıl olmuş mürşid-iKamil'i ara ki Hüda senin muinin olsun.Dostlarından birisini sana buldurur ve seni kendine cezbeder.

KAÇAKÇILIKTAKİ DEVLET İKRAMİYELERİNİN PERDE ARKASI

Azizim Necib Sultanım anlatmıştı 1950 li yıllar.....ilindeki mit şefi ile aram iyi.Bana bir teklifte bulundu Amerikadan kalkıp iskenderun'a gelen ve oradan da İstanbul'a yükünü boşaltacak  Kadeş isimli  gemide gayri yasal mal var.Bunu ihbar et.ikramiyeyi al zengin olursun.Düşündüm kabul etmedim.Çünkü gemi içinde çalışıp bu durumdan haberdar olmayan masum insanların hapse girip hayatınının kararması mesuliyeti var.Nitekim hadise daha sonra basına aksetti.Gemi İskenderun'dan ayrıldıktan sonra İstanbul'da yasak yük ile yakalandı ve gemidekiler hapse girdi.
Yine aynı devlet görevlisi daha sonra şunu teklif etti İlçenin filan yerinde yol kenarında on tonluk kırmızı bir man kamyonu göreceksin.kamyonun önünde ve arkasında iki Ankara plakalı taksi olacak bu kamyonu'da ihbar et.Merakımdan bir taksi tuttum o güzergahta devam ettim.Dedikleri yerde aynı vasıflara uyan araçlar mevcuttu.Ben ileriye gittim.hiç ihbar etmedim.Aynı güzergahtan dönerken araçların hiçbirisi yoktu.Yol kes bel kes vicdanı elden bırakma.Masum insanları töhmet altında bıracakacak bir işe asla kalkışma."

NACİB SULTAN'DAN

Çalışmak için padişahın yaşadığı şehre gelen iki arkadaş bir gün bir kalabalık görürler.sorarlar.Padişah ölmüştür,saraydan bir güvercin uçurulacak kimin başına bu güvercin konarsa o kişi ülkenin  padişahı olacaktır.arkadaşı derki haydi bizde gidelim.Diğeri derki yoksulluğumuz diz boyu kimse bize işte vermiyor.Halimizle ilgilenen de yok gitmeyelim."Eğer ben padişah olursam emir yayınlarım,ölülerinizi evin kapısından değil bacasından çıkartacaksınız".Sonra kalabalığa karışırlar saraydan güvercin uçurulur,güvercin bir hayli dolaştıktan sonra gelir o fakirin başına konar.Halk onu yeni padişah olarak saraya götürür tahta oturur.Arkadaşıda kendisine danışman olur.Bir iki sene sonra halk iyice azıtır.Bir iki sene sonra yeni padişah bir ferman yayımlar "Artık bundan sonra ölüler bacadan dışarıya çıkartılacak".
Necib sultan bu hikayeyi şuna getirdi:30 Mart mahalli seçimlerden sonra satılacak ülkenin birşeyi kalmadığından bizi yönetenler halkın elindekilere göz dikecekler ve ekonomik olarak sıkıntılı günler gelecek."
Muhtemelen de iktidarın zengin ettiklerinden işe başlanacak(Not:son cümle dinleyicinin yorumu)

16 Şubat 2019 Cumartesi

İNSANDA NUR İLE NAR BİTİŞİKTİR

İnsanda nuru ruhaniyyat ile narı nefsaniyet birbirine bitişiktir."Melek" havatırı mahmude ilka eden ervahı nuriyye, "şeytan" havatırı mezmume ilkaeden ervah-ı nariyyedir.İnsan Nur ve nar(ateş)'ı camidir.Hangi tarafa meylederse , o tarafı galib olur ve diğer taraf ondan kaçar.Zira iki zıt ictima etmez.İğvayı şeytan ile nefsinin zevkine adım atan adamdan melek,kendinin zıddı olan şeytandan kaçtığı gibi kaçar

MESNEVİ-İ ŞERİF

Mesnevi-i Şerif ruhların cilasıdır.Bu nedenle kıyamete kadar tarikatı Mevleviyye'nin kapısı talep sahiplerine açıktır.Hz.Pir efendimiz buyurmuştur ki:"Şeyh bulamayana,bizim mesnevimiz buluncayana dek mürşidlik yapar"
İnsan ağzını lüzumsuz lakırtıları söylemekten, boğazını ise  fuzuli olan yemek ve içmekten bağlamalı ki alemi melekutu açıkça görebilsin.Ağız ,nefsin kuvvet aldığı mahaldir.lüzumsuz yeme ve içme ve heva nedeniyle lüzumsuz konuşma nefis cehenneminin ateşini artırır.

15 Şubat 2019 Cuma

ŞERİATLARIN NESHEDİLMESİ

Bakara suresi 2/106 ayetinde "Biz taayyünat aleminden birini bozarız; veyahut onu unutdururuz; ondan hayırlısını yahud onun mislini getiririz" buyrulmaktadır.Hak Teala her bir peygamberin şeriatını,ondan sonra gelen bir peygamberin şeritaı ile bozduğu vakit, önceki şeriattan daha yüksek bir şeriat getirmektedir.Zira neshi şeriat ,ümmetlerin istidatlarına tabidir.Ümmetlerin istidatları tekemmül ettikçe , onların istidatları ile münasip kurallar ile terbiyesi gerekir.Terakki etmiş istidat,daha aşağıdakine göre üstündür.Hzİsa şeriatında tevazu vardır.Birisi yanağına bir tokat vurursa diğer yanağını çevir denir.Hakka yakınlık için ruhbanlık vardır.Şeriatı muhammediyyede tecavüze mukabele caizdir.Bugün şeriatı iseviyyeye tahammül zordur.
Cenabı Peygamberimiz öğretisinde sulh esastır.Emniyet ve asayişi temin için cihada çıktı.Şekavette ısrarcı olanların vücudlarını ortadan kaldırdı.Bahçivan,ağaca zarar veren otların kökünü çıkartır.Tabib,çürümüş dişi,ağrı verip vücudu huzursuz ettiği için çeker

İSKENDERİ ZÜLKARNEYNİN ARADIĞI ABI HAYAT/ÖLÜMSÜZLÜK İLACI

İskenderi Zülkarneyn karanlıklar ülkesinde ölümsüzlük ilacı olan abı hayatı aradığı nakledilir.Aslında bu hikaye bir remzdir.ab-ı hayattan murad , vücud hakiki-i Hak'dır.zulmetten(karanlıktan) murat bu dünya hayatıdır.Zülkarneyn ,bu alemde mahfi ve gizli olan Hakk'ı aramakta idi.

OZAN ARİF'İN ARKASINDAN

[19:55, 14.2.2019] Şaban Kumcu fransa: Yıllar önce, Almanya'da ve Fransa'da, yakın sohbetler yapıp, dertleştleşme fırsatı bulduğum Ozan Arif ;
pamuk gibi yumuşak, zarif, ince, duygularını içinde yaşayan, gözlerine baktığınızda derinliği görebildiğimiz, bir çocuk gibi saf, temiz, muhabbetle dolu bir şahsiyetti..
Zor günlerin, hızlı, heyecanlı dönemlerin, yüksek irtifasında sarsılan ; ülkücü gençliğin sesiydi...
Millet ve memleket sevgisi ile ülküdaşlarına kendini feda etmiş bir muhabbet fedaisiydi..
Heyecanları, acıları, hüzünleri dolu dolu yaşamaktan, fildişi kulede bir nebze olsun, konaklayacak vakti, hiç olmadı...
O hep ilk günün, ilk heyecanın ozanı oldu..
Onu daha çok yetmişli ve  seksenli yıllarda milletimizin yaşadığı, zor yılların çığlığı olarak hatırlıyoruz..
Son gününde bile, ilk günkü bakışı, duruşu, okuyuşu ve
tebessümü ile sevenlerine veda etti...
Sözlerindeki samimiyeti, inancı, imanı ve vatan sevgisi ; mümin gönüllerin ferasetine ve basiretine emanettir..
"Ozanım, öyle besteler, yapmalısınki, milletimizin tamamının dilinde, şiir olsun, şarkı olsun, türkü olsun, hafızalarda bir nağme olarak yer etsin, silinmesin" demiştim...
Çok istiyordu... Buhranlı yıllar, olaylar, yaşananlar, ona bu fırsatı vermedi..
Bir davanın en önde giden neferiydi..
"Önkuzu, Önkuzu, önde gider ön kuzu" diye ağıt yakıp, çığlığımızı o duyuruyordu..
O şiirleri ve marşları ile, yaşıyor, duyuyor, hissediyor ve içi kanıyordu..
Onun sesi ve soluğu ile büyüyen, yetişen, ağlayan, acı çeken, gençlerin, ihtiyar delikanlıların en  hüzünlü günüdür bugün..
Ozan deyince akla ilk gelen;
Ses, soluk, çığlıktır..
Bir devrin sesi oldun..Ruhun şad olsun..
Mekanın cennet olsun..
[19:56, 14.2.2019] Şaban Kumcu fransa: Rahmetli Ozan Arif, bu mazlum milletin yaralı yüreği, haksızlığa zulme isyanı, kanayan vicdani idi. O, fenafilmillet olmuş bir Anadolu dervişi idi; kabri nur makamı cennet olsun...Selam ve M uhabbetlerimle.
[19:56, 14.2.2019] Şaban Kumcu fransa: Ali Çelikbaş Hoca'mızdan..

SIRRI KADER

Sırrı kader mevzusu ikilik içinde olanlar için büyük bir üzüntü olur, insanı bu elemden ancak zevki vahdet kurtarır.Enbiya ve evliya sözünden etkilenmeyen kalb,nefsani isteklere dalma nedeniyle katı hale gelmesinden dir.Gaflettendir.Dünya masivası ile ziyade uğraşmasındandır.Katılık,gaflet ve meşguliyet arizidir.Bunların çaresi sabır ve enbiya ve evliyanın sözlerini dinlemek ve terki meşguliyettir.

ALLAH ADAMLARININ HER ŞEYİ ALLAH İÇİNDİR

Allah adamları,nefsten boşalıp ilahi aşkla doldukları için onların tüm işleri(öfkeleri,ihsanları Allah içindir.Onlar içtihattan kurtulmuşlardır.Çünkü aydınlıkta gören göz başka delile ihtiyaç duyar mı? duymaz.Eşyanın hakikatına ulaşmış Hakk'ı ve Batıl'ı tanımış olan bu insanlar sırrı kaderdeki hikmeti ilahiye ağah oldukları için halka bir dereceye kadar konuşurlar.Daha fazlasında susarlar.Akılların din mertebesine göre konuşurlar.Avam çin kuş dilini kullanırlar.
Nefsinden kurtulmuş kişiler hür kişilerdir.Şeriatte kölelerin şehadetinin kıymeti yoktur.Nefis kölelerinin de şehadeti kıymetsizdir.Bunların şehadetleri görmeye değil duymaya müstenittir.Hakk indinde şehvetin köleliği harpte esir alınarak köle yapılmış kişilerden daha aşağıdır.İnsan kölesi,efendinin bir sözü ile azad olurken,şehvetin kölesi tatlı yaşar acı ölür.

KALBE ESEN RÜZGARLAR

Nefsin hevası ile Hakk'a taatten ayrılan kimsenin kalbinde muhtelif rüzgarlar vardır.Nefsin gazabı ve şehveti ve hırsı muhalif esen rüzgarlardandır.Bu rüzgarlar, ahlaki ilahiyye ile ahlaklanmamış olan kimseleri esfeli safiline kadar götürür.Sıfatı nefsaniyetten kurtulmuş olan kimseler ehli temkin olan evliyaullahtır ki onlar için Salatı daim (Devamlı namaz) hali vardır.Salatı daim Mearic 70/23 ayetinde geçer.Çünkü Namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar ayeti kerimesindeki (Ankebut 29/25)fahşadan ve münkerden nehy eden namaz bu namazdır,yoksa avamı mümininin bin türlü masiva(dünya meşgalesi) hatırasıyla kıldıkları namaz değildir.Avamı müminin namazı ancak ahirette emri ilahiye itaat ecrini kazandırır.

GÖNÜLLÜLER TANITIM - 2018

Değerli Dostlarımız,
2005 yılından bu yana sizlerin desteği ve güveni ile yürüttüğümüz insani yardım çalışmalarımızda; Afrika'daki 14.yılımızda, 24.Nijer Seyahatimizi gerçekleştirmek üzere hazırlıklarımızı tamamlıyoruz.
Önceden tespit edilen dul, yetim ve çok fakir ailelere 3 sÜt keçisinden oluşan aileyi bağışlayarak kardeş aile olabilirsiniz. Bu keçiler 6 ayda çift yavruluyorlar, aile el açarken el açanlara yardım eder duruma geliyor. 3 keçi 1 keçi ailesi yapmaktadır. Üç keçiden oluşan bir keçi ailesinin fiyatı 975 TL. dir. Bu güne kadar 22.617 Keçi teslim edildi.
Cerrahi Ameliyatlara malzeme desteğinde bulunabilirsiniz. 
Desteğinizi bekliyoruz.
www.gonulluler.org/bagis/4/kardes-keci-ailesi-yardimlari linkinden kardeş aile olabilirsiniz.
http://www.gonulluler.org/bagislar linkinden bağışları görebilir,
bağış yazarak 4371 e sms gönderip 10 tl katkıda bulunabilirsiniz.
0(216) 0505 17 37 ve 0(533) 052 64 64 numaralı telefonlarımızdan
bilgi@gonulluler.org mail adresimizden bilgi alabilir,
www.gonulluler.org sayfamızı inceleyebilirsiniz.

Desteğiniz Bekliyoruz :
Bir İnsan Dünyaya Bedeldir Sağlık ve Eğitim Köyleri Gönüllüler Derneği
Halk bankası / İmes şubesi
Iban no:TR28 0001 2009 8550 0016 0000 37

14 Şubat 2019 Perşembe

AHİRETTE TERAKKİ VAR MIDIR?

Şefeaat hadisesinin varlığı, ahirette terakkinin olduğunun delilidir.Zira şefeat sebebiyle bir kimse , bulunduğu halin üstüne çıkar.Ehli cehennem şefeat ile cennete dahil olur ki bu terakkiden başka bir şey değildir.

EVLİYAULLAH SÜKUTLA DA İRŞAD EDER

aY MESABESİNDE OLAN Mürşid-i kamil, bir şey söylemeyip sükut etse, ona tabi olanlar tıpkı gece parlayan aydan istifade ederek yollarını görürler.Fakat Mürşit, söze gelip kelam ederse lafız ve suretle irşad ederse ehli küfür ve inkarı çabuk hidayet yoluna getirir ve onların fikirlerinde açıklık peyda olur.Şüpheden,yanlış anlamaktan kalplerine vaki olan gafletten eymin olurlarİnsanı Kamilin kalbi şerifinin sadası,şeytanın ilkaına galip gelir.

ÜÇ GURUP İNSAN

üÇ KİŞİ AYA BAKARbİRİNCİSİ AYI GÖKYÜZÜNDE AŞİKAR GÖRÜR
iKİNCİSİ AYI GÖREMEZ VE KARANLIK DER
üÇÜNCÜSÜ DE ÜÇ AYI BİRYERDE CEM OLMUŞ GÖRÜR.
Bu üç guruptan ilki Fark makamında olandır ki.His gözü ile zahiri görür ancak batını göremez .Fark makamındadır.
İkincisi zahiri görmez batını görür.Bunlar ehli cemdir.Alemi mahvolmuş görmek Fenafillah makamıdır.
Üçüncüsü üç ayı yani efalin,sıfatın ve zatın vahdetini görür ki bu da "baka-billah" halidir.

KILIÇSIZ ÖLDÜRMEK YA DA TAHTA KILIÇLA FETİH

Diyarı Rum olan Anadolunun aydınlanması için buraya sefer eden Horasan erenleri ,nefsi hayvani sahiplerini kılıçsız öldürmüşlerdir.Keza,Anadoluyu tahta kılıçla fethetmişlerdir.Bu erenler,bulundukları yerde ışık saçmışlar,irşatlarıyla insanların gönüllerine girip o insanları derviş yapmışlardır.En etkili yol budur.Peygamberler gönderildikleri topluma örnek olan ustalardır.Peygamber varisi olan evliyaullah hazeratı da aynı mesleği icra ederler.

EVLİYA SÖZLERİ NİÇİN BİRBİRİNİ TEKZİP ETMEZ ?

Aklın, aklı kül mertebesine kadar bir çok mertebesi vardır.her bir mertebede istidada göre çeşit çeşittir.Mesela aklı maaş (dünyevi akıl) arasında derece derece farklılıklar vardır.Ahiret aklı dediğimiz aklı maad mertebesinde bulunan akıllar arasında istidatlarına göre çeşitlilikler vardır İlim ve zevk arasındaki farklılıklarda bundan doğar.İlim ve ezvakın ittihadı ancak aklı kül mertebesine ulaştıkta olur.Onun için insanların seçkinlerinden olanların özü olan Evliyaullahın beyan ettikleri hakikatlar ve ilahi bilgiler arasında asla ihtilaf vaki olmaz.Aklı kül içtir,aklı cüziyyeise kabuktur.

SEVGİLİLERGÜNÜ

Senede bir gün 14 Şubat..Hatırının hoş edilmesine layık sevgili kimdir?Varlık sralamasındabizleri en üst merdivenine oturan ve bizleri O(sav) nun nurundan halk eden Cenab-ı Resulullah'dan daha layık varmıdır.Ey kutlu insan!Tüm sevgiler senin için.Bufakire de bir nazar kılsan da gönlü hoş olsa,ve o anın hoşluğunu bir daha yaşamak için beklese çok şey şey istemiş olur mu?Ne eksilir ki?YA ĞANİYYÜ YA HAMİD! YA MÜBDİU YA MUİD! YARAHİMÜ YA VEDUD

Mohsen Namjoo - Nameh [Türkçe altyazılı]

13 Şubat 2019 Çarşamba

İLAHİ SOFRA DEVAM ETMEKTEDİR

Tih sahrasında Hz.musa'ya tabi olan kavmine 40 yıl boyunca gökten hazır sofra inmiştir.Ümmeti Muhammed'in ehli velayeti olanlara da külfetsiz nazil olan taamı ilahi  kıyamete kadar bakidir.Efendimiz (sav) bu hal ile alakalı olarak "Ben Rabbimin indinde gecelerim; bana yedirir  ve içirir"hadisi şerifini buyurmuştur.
Hz.Pir Mevlana efendimiz Divanı Kebir'inde beyan buyurur:
"Bir kimse ki geceyi "Kabe kavseyn" meyhanesinde geçirmiştir;onun nur dolu olan gözünün içi lika ve visal mahmurudur.O meyhanenin adı "Ebitü inde Rabbi'dir."Yut'imu ve yüskini" bizim peygamberimizden bizlere nişan ve alamettir"
Bu hadisi şerifi tevilsiz kabul etmek gerekirZira alemi ruhaniyette de yemek ve içmek vardır, ve o taamın ve şarabın tesiri vücudu cismaniminin kıvamına sebeb olur.Ruzbihan Bakli hazretlerinin kabrini ziyaret eden evliyaullahdan bir zat,kabre dönük olarak vecd halinde iken dışarıdan gelen birisi selam verir amao zatselamı almaz.Bir müddet sonra istiğraktan fariğ olduğunda ziyaretçi:Niçin selamımı almadın? diye sorar.Abdullah Balyani isimli bu zat "Ruzbihan elime bir nar vermiş idi onu yemekle meşgul idim" diye cevap verir.

MALI KİME DAĞITMAK GEREKİR

Sadakayı ve infak'ı kime yapmak gerekir.İnsanlar genellikle nefsine faydalı olacağı düşüncesiyle kendine mensup olan taifeye bunu dağıtır.Bu nefsin aldatmasıyla olan bir cömertliktir.Böyle yapan kimse ahmaktır.Cömertlik ve infakta bulunduğunu zanneder.Rızayı Bari için olan seha8cömertlik) , kavmiyyet ve karabet düşüncesinden ari ve herkese şamil olmalıdır.Hükümet erbabından olan zenginlerin cömertliği ekseriya kendi çevresinedir1vechillah olmak iktiza eder

İŞİN ÖZÜ

Ehli din ile ehli kin'in farkları vardır.bunları açık olarak tefrik edip ehli nefs olan ehli kin ile sohbetten vazgeçmek gereklidir.Daima Hak ile oturup kalkan evliyayı isteyip onunla sohbet etmek gereklidir.

VÜCUDUMUZDAKİ NEFS CEHENNEM ATEŞİ GİBİDİR:DOYMAZ

Nefsin isteklerini vermekle onun istek ateşi sönmez.insan vücuduna azap etmekte cehennem tabiatlıdır.ayeti kerimede buyurulmuştur ki:"O gün cehenneme biz doldun mu? deriz; o ise daha varmı der".Nefsin isteklerini verdikçe ; daha varmı der.
Şehvetin ateşini dinin nuru söndürür.Hadis-i şerifte buyurulmuştur:"Kıyamet günü  cehennem der ki , ey mü'min geç; zira senin nurun benim ateşimi söndürdü".Hakk7ın nuru,Hz.İbrahim'e mensup bir nurdur.O nuru kendimize usta ve rehber yapıp, o nuru taşıyan insanı kamile tabi olmak gerekir.Taki Nemrud'a benzeyen nefsin ateşinden cismimiz daima yanmaktan kurtulsun.
Nefse ait olan istekleri vermemekle o ateş eksilir.Odunu ateşten geri tutarsan söner.Takva ve perhiz şehvet ateşini söndürür.

"ASHABIM YILDIZLAR GİBİDİR"HADİSİ ŞERİFİ

"Ashabım yıldızlar gibidir,hangisine tabi olursanız , hidayet bulursunuz" hadisi şerifi mevcuttur."Yıldız" yön bulma ilminde merkez konumundadır.Ali imran 3/18 ayeti:"ŞEHİDALLAHÜ ENNEHU VEL MELAİKETÜ VE ULÜL I7LMİ)Allah Teala ve melaike ve ilim sahipleri şehadet eder ki , Allah Teala'nın hüviyeti mutlakasından başka ilah yoktur"."İlim sahipleri" kimselerdan maksat hakikat ilmine sahip evliyaullahlardır.Bu ayet ve hadisi şerif birlikte mütelaa  edildiğinde Hak teala bir takım kullarına özel kılmıştır.(LEKAD CAEKÜM RESULÜN MİN ENFÜSİKÜM)"Size, sizin nefsinizin cinsinden resul geldi"(Tevbe 9/128) buyrulur.Bugün güneşe bakmaya bile tahammülümüz yok  iken, her insanın hakikatı muhammediyyenin nuruna takat getirecek insan pek azdır.ve bunlarda Evliyaullah hazeratıdır.Hadisi kutsi de buyrulmuştur:(ÜHRUC Bİ SIFATİ İLA HALKI MEN KASADEKE  KASEDENİ):"BENİM SIFATIM İLE HALKIMA ÇIK, SENİ KASD EDEN, BENİ KASD EDER"

12 Şubat 2019 Salı

GAYBA İMANIN KIYMETİ

Bakara suresinin ilk ayetlerinde mümini tarif ederken "gayba inanırlar" buyrulur.Gayb zahir gözümüzün görmedikleri alemdir.İbni Mesud hazretlerinden rivayet edilen bir hadisi şerifte:"Kendisinden başka ilah olmayan Zatı ecel ve a'laya yemin ederim ki,hiçbir kimse gayba imandan efdal bir iman etmedi, buyurmuş ve sonra resulullah :VELLEZİNE YÜ'MİNUNE BİLĞAYBİ)"o KİMSELER Kİ GAYBE İNANIRLAR AYETİNİ OKUMUŞTUR.
Bir kölenin efendisinin huzurundaki hizmetine riya karışabilir.Ancak Efendi yok iken onun menfeatı lehine yaptığı işlere riya karışmaz.Şahın huzurunda şahı metheden nerde,şahın gıyabında şahdan haya eden kimse nerde!Şahın huzurunda sadık ve muhib görünmek kolaydır;bu sıdkı muhabbeti ,onun gıyabında göstermek herkesin karı değildir.Gaybette yarım zerre az bir iş görmesi,huzurdaki bir çok iş görmesinden daha değerlidir.

KAMİL ZANNEDİP NAKISA HİZMET ETMEK

Çok kimseler , suret perdesi arasında kamil zannedip,nakısa hizmet ederler.Beyazid-i Bestami hazretleri buyurur ki:"Üç yüz zındıka hizmet ettim; nihayet bir sıddika eriştim.Hakikat mestur olan bu alemi surette , ahkamı suri zail oluncaya kadar bir müddet işler tersine olur.

SÜLEYMAN MÜHRÜNÜ ÇALAN CİN'İN TAHTA OTURMASI

Hazreti Süleyman'ın mührünü çalan bir cin'in taht'a oturarak hüküm sürmesinden bahsedilir.Gerçek Süleyman  mühürden yoksun olduğu için aciz kalmıştır.Hak Teala insanı,yeryüzünde kendi halifesi olmak üzere yarattı.Eğer bu istidad ile yaratılan insan ,hilafet mührünü şeytana kaptırırsa tasarrufu suri ve maneviden mahrum kalır ve parlak olan talihi söner.Şeytanın tezviratına kapılan kimse kıyamete kadar "ya Hasreta" nidasını söyler ama iş işten geçmiştir.Zahirdeki beş duyumuz ve vücud azalarımız,batındaki beş duyumuz kalbin hükmü altındadır.Kalbi şeytan ele geçirirse vücudumuzda hüküm süren şeytan olur.ve kıymetli bir hazine kaybedilmiş olur.

HELAKA NEDEN OLAN YEDİ KÖTÜ İŞ

Cenab-ı Peygamberimiz (sav) buyurmuştur:"Helaka neden olan yedi durumdan sakınınız:
Allah'a şirk koşmak,
Allah'ın haram ettiği bir nefsi öldürmek,
Faiz yemek,
Yetim malını yemek,
Savaş zamanında ehli islam tarafından kaçmak,
İffetli bir kadına zina isnat etmek

11 Şubat 2019 Pazartesi

KENDİ HAKİKATINI ZEVKEN MÜŞAHEDE ETMEK EVLİYAYA MUHSUSTUR

Eskiden demire cila sürerek parlatıp ayna yapılırdı.Şimdiki krom tepsiler gibi.Cila gibi,insan kendi enaniyetini temizleyenler passız ayna gibi olurlar.ve bunlar kendi pak olan zatını görürler.ve bu kimseler kendi varlıklarının mevhum olduğunu ,mevcut olan vücudun ancak Zat-ı Hakk'ın vücudu olduğunu anlarlar.Kitap okumadan ve bir öğreticinin takririne gerek kalmaksızın kalbe ,aslıhakikatten Enbiyaya varid olan ilimlerin dolduğunu görürsünKendi mevhum varlığından kurtulup,kendi hakikatlarını zevkan müşahede eden evliyaullahdır.Peygamberin nuruyla peygamberini görüp onunla konuşurlar,danışırlar.Çok evliyaullah vardır ki müşküllerini(problemleri) Cenab-ı Peygamber'e sorarak hallederler.Kibarı evliyaullahın eserlerinde naklettikleri hadisler sahihdir.Keşfen zaptedilerek söylenmiştir

RUHUN ASLINA URUCU(YÜKSELİŞİ)

Her bir şeyin melekutu Hakk'ın yedi kudretindedir ve O'na rücu ederler"(Yasin 36/83).Ervah hangi sınıftan olursa olsun ,kendi asılları olan Hakk'a rücu ederler.bu rücu ne kadar zamanda olur:Ahiretin bir günü bizim dünya senemizle alakalı olarak 1000(bin)seneye denk gelir.ve melaikenin urucu ellibin yılda hasıl olur.Ellibinyılın bir gününü bin sene ile çarptığmızda milyonlarca seneye ihtiyaç duyulur.Ancak bu uruc,bir insanı kamilin terbiyesi altında şeri ahkama dikkat ederek ömrü beşer süresinde de olabilir.Evliyaullah'ın bu urucunun süratinin büyüklüğüne melekler gıpta ile titrerler.Evliyaullahın cisimleri ve suretleri , ruhları ve manaları üzerine binip,himmetlerinin atını koşturarak dokuz felekten geçip Hakk'a vasıl olurlar.Bir takım kullarda vardır ki onların ruhlarına ve manalarına cisimleri binmiş,bu suret aleminin suretlerine alaka göstererek onlara muhabbetle mahpus kalmışlardır.Bunlar esfeli safilinin tabiatına esir olmuşlardır.Hafız Şirazi (k.s) buyurur ki:"Sen tabiat evinden dışarıya çıkmıyorsun; hakikat mahallesine sefer edebilmen nerede!"

TEMİZLİĞİN(TAHARETİN) ÇEŞİTLERİ

Müminin teharetinin zahirisi ve batınisi vardır.Zahiri taharet; gusul ve abdest ve istince ve istibra suretiyle temin olur.Tehareti batıni ise;ancak ruhun alemi süfliye olan muhabbet ve alakatını kesmek ve onun yerine Allah sevgisini ikame etmek ile olur.Ey zahirini temizleyen salik! ruhunun dünyevi lezzete  olan meylini temizliyemezsen tahir olamazsın.

HAL SAHİBİ OLANLARA

Hakim Senai (k.s) hazretleri buyurur ki;"Sarhoşluk makamından ayak kaldırma; başını da mey içtiğin mahalle koyasbın."Bir sarhoş meyhaneden ayrıldığı vakit , çocukların maskarası ve oyuncağı olur.Yol üzerindeki çamurlara düşer ve herkes ona güler.Manevi hal sahibi olanlar bu hallerini cahillerden gizlemeleri gerekir.Allah sarhoşundan gayri olan halk çocuktur.Hevadan kurtulmuş olanlardan gayrisi baliğ değildir.Sıfatı nefsaniyyenin vesayeti altındadır.Allah sarhoşları sıfatı nefsaniyyeden kurtulanlardır.."Dünya hayatı oyun ve eğlencedir"(Hadid 57/20, Enam 6/32.
Dünyanın lezzet ve şehevatına müstağrak olan insanların çocuklardan farkının  olmadığını Hak teala ,kitabında belirtmektedir.

YÜKSEK MAKAMLARDAN DÜŞMEK

Yüksek makamlarda yer tutanlar, o makamdan düştükleri vakit hasarları yüksekliğine bağlı olarak ağır olur.Zahirde bir söz, yahut aksi hareket bu makamdan azline neden olur.Maneviyat alemi için de aynı şey geçerlidir.Zira zahir/batın aynıdır derler.Enbiya ve evliyadan bizim kalbimize bir mana ve bir zevk aksettiği vakit , bunu kendi faziletimiz zannedip ucb'e(kendimizi begenmeye) düşersek,yahut onların sözlerine karşı bir kıyası hayali yapıp kötü fikre sahip olursak  bu hal bizi maneviyattaki  yüksek makamdan düşük seviyelere inmemize neden olur.
Bu nedenle kötülerin kötülükleri gördüğümüz vakit onları hakir görüp kendimizi onlardan büyük ve faziletli görmek bir benliktir.Ehli fıska hakaretten sakınalım.Olmaya ki pusuda bir gayreti ilahiyye zuhura gelirde bizi bir imtihanla kahredebilir.
Hz.İsa (a.s) zahit olan bir havarisi ile gezerken, yolda fıskı fücuru ile meşhur birisine rastlamış.Fücur sahibi onların nuraniyetlerine ve letafetlerine hayran olarak içinden "Bunlar ne nurani adamlardır,günahkarlığım meşhur olduğu için beni refakatlarına kabul etmezler ki , sohbetlerine iştirak edeyim" demiş ve bir kaç adım bu düşünce ile arkalarından gitmiş.Zahid olan havari arkasına baktığı vakit bu adamı görmüş  ve hiddet ederek adamı kovmuş.Bu biçarenin kovulmadan kalbi kırılmış ve durmuş.Derhal Hz.İsa (a.s)'a o havarinin tardıyla o fasıkı refakatına alması için hitabı izzet vaki olmuştur.

10 Şubat 2019 Pazar

İBLİS VE ZAHİR ULEMALARIN BATIN GÖZLERİ KÖRDÜR

İblisin ve zahir alimlerin batın gözü kör olduğu için kıyası  mantık onlarda esastır.Adem topraktan yaratıldı ben ise ateşten yaratıldım.ateş topraktan hayırlıdır.ve üst sınıfta olan alt sınıfta olana secde etmez" kıyası İblisindir.Sureti zahireye göre ateş asıl ve toprak fer'dir.ve keza ateş latif  ve nurani, toprak kesif ve zulmanidir.nisebi surisi itibarıyla toprak ateştendir.İblis lisanında "ma"(biz) tabiri, onun kibir ve gururunun işaretidir.
Hakk Teala buyurdu:(LA ENSAB)Kıyamet günü suretler yok olup hakikatlar meydana çıkar.Dünyaya ait bir şey kalmayacak ki onu suret nisbetleri ile ispat edebilesin.fazilet mirası ruhani ve manevidir.Nisebi ruhani ise enbiyanın manayı ulvilerine olan ittisaldır.Bu fazl peygamberlerin ve peygamber varislerinin canlarıdır.Ebu Cehil'in oğlu İkrime (r.a) aşikaren mümin oldu,Hz.Nuh'(a.s) ın oğlu ehli küfür ve delaletten oldu.Hz.İkrimeye ,Ebu Cehilin oğlu olmak zarar vermedi,Kenan'a ise babasının peygamber olması faide vermedi.
Kabe'yi gören kimsenin kıble için yön araması olmaz.Kabe'yi göremeyen zahir uleması yön aramalıdır.
Allah adamlarının bazı ıstılahları vardır ki zahir ehli itiraz ederler.Allah adamının şarab demesi muhabbetullahtır.kokmuş üzüm suyu değildir."Mahbub"(sevgili) demesi kadın cinsi değildir

ŞEYH NASSAÇ YAHUT ÜMMİ MÜFESSİRLER

Şeyh Nessac (k.s) ümmi idi.Ehli ilim olan kimseler , huzuruna gelip bize Kur'an'ı tefsir et, derler ve o da,ben lisanı Arabiye vakıf değilim , siz ayeti kerimenin manasını söyleyin , ben de tefsir edeyim, buyururlar idi.ve Ayetin manasını söyledikleri vakit , buyurur idi ki:Bu ayet, Risaletpenah efendimiz şu makamda iken nazil olmuştur ve bu makamın ahvali şöyledir, böyledir.İmdi batın kulağı sağır olan ulema-i zahire , evliyaullahın beyan ettikleri maaniyi inkar etmemek icap eder ve insaf yolu budur.

MASİVANIN ÇEŞİTLERİ

Masivanın kimi dünyevi olur kimisi uhrevi.Dünyevi olan masiva riyave ucb; ve uhrevi masiyyyet cennet ve ahiret mükafatlarıdır.Bunların her ikisi de Zat'ı Hakk'dan uzak düşmeye sebeb olur.Halkın çoğu bu hicablara müpteladır.Bu nedenle Hz.Pir mevlana efğendimiz der ki:"Nazarınızı Hakk'ın gayrine atfetmekten dolayı yaktığınız ateşi maneviden sakınınızMuhakkak siz ibadet şeklindeki masiyeti çoğaltmaktasınız.Bu nedenle İbni Arabi hazretleri der ki;Seni Hakk'dan uzaklaştıran her bir ibadet ,ayn-ı masiyyettir.ve seni Hakk'a yaklaştıran her bir masiyyet , aynı taattır"Zira riya için yapılan  ve kıymetine itimat edilen ibadet, hakikatta masiyyet olur ve icra edilen masiyyeti müteakip kendini suçlu ve zelil görüp af için ağlamak  ve Hakk'a yalvarmak , aynı ibadettir  ve yakınlığa sebebdir.
Bu korkular nedeniyle Fatiha suresinde "İhdina"(Ya rab bizi sıratı müstakim'e hidayet eyle" münacaatında bulunmak lazım geldi.

İBADETTEN DELALETE DÜŞENLER

Çok kimseler vardır ki , taatten delalete düşmüşlerdir; çünkü onlar taatı, Allah için yapmayıp, cennetin nimetlerine nailiyet  gibi bir ücret mukabilinde icra ve ibaretlerinde (VELA YÜŞRİK Bİ İBADETİ RABBİHİ EHADA)"Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın"(Kehf 18/110) ayetinin hükmüne muhalefet ederler ve Rabblerinin ibadetine kendi nefislerinin hazzını ortak ederler.
Hakk'a ücret mukabilinde tapmak , hakikatta gizli bir günahtır.Çok bulanık ameller vardır ki , ey abid sen onu safi ve ibadet zannedersin.Manevi hicablar içinde ömrü zayi edersin.Tarikatta dahi gayretin manevi hallere uulaşmak,(keşfü keramet) olmasın,mevhum olan varlığını Hakk'ın yolunda fena etmek kastıyla gayret etmek gereklidir.
Ücretle ibadet edenler ahiret nimetlerinden cenneti ef'al'e ulaşırlar ise de şirki hafileri sebebiyle cemal-i Hakk'dan mahrumiyet ateşi ile yanarlar.

FENA SÖZLER

Fena sözler ,kokmuş yiyecek gibidir.Kokmuş taamı yiyen kimse nasıl istifrağ etmek isterse ,fena sözler işiten kimse de ,öyle sözleri söyleyene iade eder.Öfkeyi yutmak fena sözlere maruz kaldığı vakit,onu yutmak ve hazm etmektir.Ta ki sana fena muamelede bulunan , senden mukabele görmeyince utanıp senden özür dilesin , işte öfkeyi hazmetmenin dünyevi mükafatı budur.Ahiretteki mükafatı ise muhabbeti ilahiyyeye nailiyettir.Ali İmran suresi 3/134 ayetinde;"Cennet, meserret ve meşakkat içinde infak edenler ve öfkesini yutanlar ve insanları afvedenler için hazırlanmıştır.Allah Teala muhsin olanları sever" buyurur.

TÜM FAZİLETLERİ hAK tEALA'DAN BİLMEK GEREKİR

İnsan kendisinden sadır olan tüm iyilik,güzellik ,ibadet ve riyazatı Cenab-ı Hakk'dan bilmelidir.ve kendisini şehvet ve kadın fercinden kurtardığı için Hakk'a şükretmelidir.Eğer faziletleri kendi fiili ve iradesi bilirse "En Hayrun" diyen şeytan vücudunda halen faaldir.Eğer bu güzellikler bendendir duygusu olursa şeytan o vücudda mutlaka galib gelir.
Resululah (sav)'in vahiy katibi , hikmeti ve vahyin nurunu kendinde gördü ve kendinden bildi.Evliyaya mahsus sözler söylesen bile bu sözler,avcının tuzağa düşürmek için çıkardığı kuş sesine benzer.Ancak ahmak kuşlar bu sese gelir.ve tuzağa yakalanır.
Sende enbiya ve evliyaya mahsus Fenafillah ve Bekabillah  gibi halleri hakkında sende fikir ve idrak hasıl olsa bile bu anlayış zan ve tahmindir.Bu hususu Hz.Pir mevlana efendimiz sağırın ,hasta olan komşusunu ziyarete gitmesi hikayesi ile anlatmıştır.

HAMİYETİ DİN YAHUT DİN GAYRETİ

Bir insan kendi nefsinin kafirliğini görmez,dışardaki bir adamdan sadır olan küfrü görerek din gayreti diye o şahsı öldürmeye kalkar.İçteki gazap ve öfke kanın hararetidir.Çirkin nefsindeki ayıpları görmeyipte başkalarındaki ayıbla gayrete gelen kimse bu şahısla bir mücadele içine girer adına din gayreti der.
Din gayretinin makbul olanı Evliyaullah'ın adetidir.Muhitlerine kendilerini sevdirirler.Bunda halkı ıslah gayesi görürler.Günah içinde olana kızmaz,"Sen böylesin,şöylesin "diyerek günah içinde olanın öfkesini alevlendirmez.Günah içinde olanı kendi irşad mahalline çekerek ondaki ateş gibi olan hali yemyeşil bir hale getirerek ıslah eder.
Fihi ma Fih de Hz.Mevlana buyururki ;"Bu halkın efali eğridir.eğer onlara bu eğriliklerden bahs olunursa , Tanrı selamı vermezler.Onların terbiyesi  mektebi sıbyana (ilk okul) benzer Mesela bir yazı hocası çocuğa meşk verir.Başlangıçta bu çocuğun tüm yazısı eğridir fakat hoca çocuğun yazısını gördüğü vakit aferin der önce elifden başlayıp bu yazının hepsi güzel olmuştur amma şu elifi eğer dikkat edip böyle yazarsan , yazın daha güzel olur., der.Çocuk elifi ıslah edince , böylece "be" harfine geçer. ve sonuna kadar böyle yumuşak bir şekilde terbiye eder

9 Şubat 2019 Cumartesi

KUVVETTEN LAF EDENLER

Çok güçlü olduğunu ifade edenler ! Kahrı ilahinin pek sert esen rüzgarları vardır.Bunlara dayanmak imkansızdır.Çok güçlü ağaçları yerinden söküp atar.Balta, ağaçların ve dalların sıklığından hiç çekinir mi?Odun çok olsa bile ateş için nedir ki?
Zaif olduğunu idrak eden nebata karşıda kahrı ilahi rüzgarları hafif eser onlara hafif zarar verir ki bu onlara bir ihsandır.

MERTEBELERDEKİ DÜŞÜŞ ÖRNEKLERİ

Meleklik mertebesinden düşüş örneği Kur'an daki Harut ve Marut  kıssasıdır.Buiki melek mertebe-i melekiyetteki ismetlerine mağrur olmaları yüzünden, kahrı ilahinin zehirli okunu yediler ve mertebe-i akıldan hayvaniyet mertebesine tenezzül ettiler.Onların kendi taharetlerine itimatları var idi.Yani abdestlerinden şüpheleri yoktu.Ancak kudsiyyet sadece Zat'ı Hakk'a mahsustur.Hakk'ın bu kudsiyeti karşısında tenezzül etmeyip ucbve kibre kapılanın neticesi kahrı ilahidir.En'am suresi 6/18 ayeti:"O kullarının üstünde kahirdir"Yaban öküzü boynuzlarına güvenerek aslan'a karşı durursa Aslan onu parça parça eder.Boynuz mertebesindeki tedbirlerinin hiçbiri faide etmez.
Baur oğlu Bel'am ve Rahip Bersisa hikayeleri manevi yönden varlık ifade edenlere örnektir.
Vahiy Katipliğini yapan kimsenin akibeti ,
Hz.Nuh'un oğlu,Hz.Hud'un,Hz.Lut'un  karısı örnekleri.
Sahabeden "cami kuşu" denilecekkadar camiye düşkün olan Sa'lebenin zenginliğe kavuştuktan sonra düştüğü hal örneği.

AKIL MERTEBESİNDEN HAYVANİYET MERTEBESİN'E İNMEK

Melekiyyet/insaniyyet,ehli hayvaniyyet ve vahşi hayvaniiyyet şeklinde bir sıralama yapar isek;Meleklik insanın üstündeki bir konumdur.Meleğin varlığı, sırf Hakk'a ibadet ve Hakk'ın verdiği vazifeyi ifa etmektir.Sonra insaniyyet kademesi gelir ki Bu kademedeki varlık akıl ve nefis taşır.Varlığını Hakk'a fena eylemiş olanlar Peygamber ve evliyaullahtır.Bunlar akıl sahipleridir.Bunların dışında hem ibadetini yapıp hemde nefsinin sınırlı etkisinde olan kişilerle sırf nefsinin  peşinde dolaşan nefsaniler mevcuttur.İinsaniyetin bir altındaki sınıf ise hayvaniyet olup bunlarda kendi içinde iki kısımdır.Ehli hayvanlar ve vahşi hayvanlar.Hayvanlardaki bu iki ayrımın ölçüsü hangisi insanlara yakınsa ve onun emri altında bulunuyorsa ona ehli hayvan,insandan uzak kalan ise vahşi hayvandır."Akıl" a yakın olan ehli hayvan,akıl'a uzak olan ise vahşi hayvandır.Peygamber ve evliyaullah ise insan sınıfının aklı konumundadır.Peygamber ve evliyaya yakın olanlar ehli  hayvan hükmünde,uzak olanlar ise vahşi hayvan hükmündedir.Vahşi hayvan akla zarar verdiği için öldürülmesi caizdir.
Ehli hayvan insana faidelidir.Zira insanın hizmetindedir. Bir üst rütbeden  alt rütbelere inmek zarardır.Alt rütbe hep üst rütbenin hasretini çeker.Çünkü üst rütbenin imkanları geniştir.Hayvaniyet mertebesinde olanlar,insanlık mertebesine geçememenin hasretini duyarlar ve sabah ezan vakitlerinde uluyan köpeklerin ulumalarında bu esef vardır.Belki de Hakk Teala'ya niyazları vardır:"Ya Rabbi bizi hayvanlıktan kurtar,insanlık mertebesine ulaştır." diye.
İnsanlık mertebesine ulaşmış olanlar ise kendilerine bahşedilmiş akıl nimetinin yoluna değilde nefis gücünün hizmetine girerlerse tekraren hayvaniyet mertebesinde bir hayat tamamlamış olurlar vesselam.

8 Şubat 2019 Cuma

BAUR OĞLU BELAM

Hz.Musa devrinde yaşamış,Hz.İbrahim (a.s)'ın suhuflarını okuyan ve ismi azam'ı bilen birisi olup,Hz.Musa onun bulunduğu şehri ele geçirmek için muhasara edince şehir halkı ona gelip Hz.Musa'nın muvaffak olmaması için dua istemişler ve ona mal  ve nimet arz etmişlerdi.Manevi olarak ikaz edilmesine rağmen dua etmeyi kabul etti.Duası müstecap oldu.Bunun üzerine Hz.Musa ona nez-i iman ile beddua etti.O sebeble Hak teala onu reddetti,iman ve ismi azam'dan tecrid olundu.

ARZ'IN VERDİĞİ HABERLER

Zilzal suresinde ,Arz (yeryüzü) bir sarsıntıyla sarsılıp haberler söyler.Bu haberlerin ne olduğunu soran bir sahabeye Efendimiz (sav):"Onun haberleri kendi üstünde her bir kulun ve ümmetin işledikleri şeye şehadetidir.yani benim üzerimde şu günde şunu ve şunu işlediler; işte arzın haberleri budur"Bu hadisten anlaşıldığı gibi arz, kendi üzerinde secde eden kullarının secdelerine de şehadet eder.

HİZMETİN MÜKAFATI

Dünyadan göçen Hassa Söğüt beldesinde yaşamış Şeyh mahmut Apak hazretleri ile alakalı birisi anlattı:Celal ismindeki arkadaş dergaha yeni başlamıştı.mutfak bulaşık yıkama hizmetini yapıyordu.Mahmut Efendi'yi götürecek arkadaşın işi çıkınca müsaade aldı gitti.Mahmut Efendiyi götürmek işi Celal'e kaldı.Mahmut Efendi'yi götürürken yolu babasının mezarının bulunduğu mahalleden geçerken şeyh Efendi'ye rica etti:"Efendim bu mezarlıkta babamın da mezarı var.bir ziyaret edip okusak" deyince Efendi biraz düşünür.Yok şimdi olmaz gidelim der ve ekler:Yakında Baban sana halini anlatır.Aradan bir zaman geçer ama bu söz Celal'ın aklından çıkmaz.Babası ile alakalı haberi beklerken bir gün rüyasında babasını görür.Babası neşelidir.Oğluna sarılır ve "On yıldan beri bir suçdan dolayı Antakyada cezaevinde idim.Şükür beraat ettim ve cezaevinden çıktım".Celal uyandığında o gün babasının vefatının üzerinden on yıl geçmiş olduğu hatırına gelir ve dergahtaki bulaşık yıkama işine daha sıkı sarılır.

HALKIN AYIPLAYACAĞI KORKUSU ÇOK KUVVETLİ BİR BAĞDIR

İnsanın batınını takyid eden bir takım gizli bağlar vardır; onlardan birisi de halkın kendisini ta'yip edeceği düşüncesidir; bu düşünce ekseriya kendisini Hak ve hakikatı kabul etmekten vazgeçirir.Kibir ve inkar ,nedamet ve tevbe yolunu öyle bağlayışla bağladı ki , nadim olan kimse batınındaki ahı ve nedameti izhar edemez.Yasin-i Şerifte buyurulur:"Biz onların boyunlarına, çenelerine kadar zincir taktık; binanaleyh onların başları yukarı kalmış ve gözleri kapanmıştır"(Yasin 36/8).Bu zincirler bizim vücudumuzun haricinde değildir.Bu zincirleri biz batınımızda kendimiz icad ettikBu zincirlerin kimi kibir ve inkar ve muhtelif dünya işleri ile meşguliyet ve kimi haysiyet(namus,şeref) mevhumudur.Bu nedenle başımız gurur ve enaniyet ile yukarıya kalkmış ve gözlerimiz Hakk ve hakikatı görmekten kapanmıştır.
"Ve biz onların önlerine  ve arkalarına sed ve hail koyduk; onların gözlerini örttük , binranaleyh onlar görmezler".Bu sedlerin rengi ar,namus ve kibir ve inkar ve taassub ve davayı enaniyet  sıftlarıdır ki bunların herbiri kişinin etrafındaki Hak ve hakikatı görmeğe mani engellerdir.

KILIÇ KENDİ SAPINI YONTABİLİR Mİ?

Bir kimse kendi kalbini kendi kendine temizliyebilir mi?Bir kimsenin beş duyu vasıtasıyla kalbine gelen bilgileri ilmi Hakk'a tebdil suretiyle kalbini temizleyecek bir mürşid-i Kamil bulması lazımdır.Kılıç kendi sapını imal edemez.Mutlaka ustaya ihtiyaç vardırKişinin kendi yarasını ancak bir cerrah tımar edebilir.Kalbimizdeki nefsaniyyetle alakalı yaraların tedavisini ancak cerrah mesabesindeki mürşid-iKamil tedavi ederMal,şan,şeref isteği nefse ait yaraların üstüne konan sinekler gibidir.Mürşidin terbiyesi bu yaraları tedavi eden merhemdir.Bu merhemin etkilerini zamanla mürid hisseder ancak sabretmez ise bu yaralar bir müddet sonra tekrar nüksederler.

"OLDUM" VEHMİ

Kendini ehli kemalden olduğunu zan ve tevehhüm eden kimse berbad bir hastalığa yakalanmıştır.İnsan kendini kemal görürse , asla noksanına vakıf olup düzeltme cihetine gidemez.Kendini beğenme duygusu  insanın içinden çıkıncaya kadar çok sıkıntı çeker, çok göz yaşı döker.İblisin hastalığı "Eni hayrun"(Ben hayırlıyım) olmuştur ve bu hastalık her insan da vardır.Ancak bu hastalık kiminde zahirdir,kiminde hafidir, kiminde ahfadır.
Enaniyeti gizli olan kendini halka karşı kırık ve mütevazi gösteren kimse,imtihan zamanı belli olur.Dibinde tortu olan su suyun tortusu sükunet zamanı meydana çıkmaz.İmtihan zamanı karıştığında dibindeki tortu hemen suyu kaplayıverir.

EVLİYANIN HALİ ASHABI KEHFİN HALİ GİBİDİR

Kehf suresi 18/18 ayetinde "Sen onları uyanık zannedersin, halbu ki onlar uykudadırlar"ayeti kerimesinde ashabı kehfi anlatır.Evliyanın hali,ashabı kehfin hallerinin aynıdır.Uykuda olanların hareket etmesi ve sakin durması onların iradelerini kullanmalarıyla olmamaktadır.Tıpkı uykudaki insanların hali gibi evliyaullah'ın halide,ayakta durmaları,sağa sola hareket etmeleri kendi iradeleriyle değil Allah Teala'nın yönlendirmesiyle olmaktadır.Hak Teala habersiz oldukları halde evliyayı sağ yanına,sol yanına tekellüfsüz fiillere çeker.Zahirde insanı Kamil'i şeriat hükümlerinde, yeme içme gibi cesed için gerekli meşguliyetlerde Hak onları hıfz eder."Biz onları sağ ve sol taraflara çeviririz.Sağ yan güzel fiildir,güzel ameldir.Sol yan;yeme,içme,nikah gibi cesedin meşgaleleridir.Ruha ve cisme aid olan her iki fiil enbiyadan ve onların varisleri olan evliya dan sadır olur.Onlar bu iki fiilden , dağlardan çıkan aksi sadadan dağlar nasıl habersiz ise , öylece habersiz olurlar.Zira iradelerini Hakk'ın iradesinde mahvetmişlerdir.
Eğer sana hayır ve şer olan sadayı işitdirir ise ; dağın zatı her ikisinden habersizdir.Kamilin vücudu dağ gibidir ve onun nida edeni Hakk dır.Ondan sudur eden hal ve kalden onun haberi ve iradesi olmaz.Böyle olunca kamilin söz ve fiiline itiraz , Hakk'a itiraz olacağı için ondan sakınmak gerekir.Kamili kendi hallerine kıyas eden nakıslar aldanırlar.

7 Şubat 2019 Perşembe

İNSANI KAMİLE EN FAZLA AŞIK OLANLAR

Sulbi fıtrattan güzel olarak doğanlar , ayna mesabesinde olan insanı kamilin aşıkı olur.Canların cilası da kalb temizliğinden ve kalbin tehareti  de şeriata riayetten olur.Beş duyu şeriat hududu dahilinde kullanılırsa kalp kötü havatırdan pak olur .Kalp pak olunca ruh parlar.

İİNSANLARI OTURTMA ŞEKİLLERİ

Geçmiş saltanat sahipleri pehlivanları,askerin komutanlarını sol tarafına oturtmaları adetti.çünkü kalbi insani sol tarafına bağlıdır ve pehlivanların kalp tarafında oturmaları , onların kuvvet ve şecaatlerinin padişahın kalbine aks etmesi içindir.Nitekim yemek yiyenlerin iştahları birbirlerine sirayet eder.

ALLAH(C.C),DÜNYAYI DA AHİRETİ DE İNSAN İÇİN YARATTI

Haktealanın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.Dünya ve içindekiler sinek kanadı değerinde değildir.Böyle iken niçin dünyayı yarattı,niçin ahireti yarattı.Tama'ından dolayı değil belki esmasına ve sıfatına  ve onların tecelli ettiklerine rahmeti rahmaniyesi olduğu için yarattı.Cennet insan içindir.İçindeki nimetler insan içindir.Hepsi yoklukta idi.Tıpkı çekirdeğin içindeki ağaç ve meyvesi gibi.Nimeti yaratanın nimete ihtiyacı var mı?Zat'ı, kemal-i istiğnadır.Bu nedenle Hak Teala için suizanda bulunmayınız.Hakk'ın halifesi olan evliyaullahı hakkında da sui zan etmemek gerekir.Aslında bizim varlığımız yoktur,tecelli eden onun esma ve sıfatlarıdır.yaratılanların, Hakkı'ın dışında bir varlık görmek insana enaniyet,varlık ve gurur verir.Ancak insan,eşya Allah'dır diyerek teşbih etmek Cebriyye ve Kaderiyye mezheplerinin düştüğü duruma düşürür.Bu iki zıt düşünce Hakk hakkında sui zandır.Kalbimizi sui zandan korumak gereklidir.
Huzuru Hakk da kalbi muhafaza etmek gerekir.çünkü O,"Zira O sırrı ve ahfayı bilir"(Taha 20/7.

İNSANI KAMİL YERYÜZÜHDE HAKK'IN NİKABIDIR(ÖRTÜSÜDÜR)

Surete takılanlar peygamberi,Hakk'ın yeryüzündeki halifesini,İnsanı Kamil'i hep kendileri gibi beşer olarak gördüler ve yanıldılar.Hakk'ı ayrı,peygamber ve Veli'yi ayrı sandılar.Cisimlerdeki ayrılık onları yanılttı."Halife yaratacağım" kelamı aslında işin mahiyetini izah ediyordu.En basit Kabile devlet yönetiminde dahi bir reis var idi.Bu Reis,kabilenin herşeyinden sorumlu idi.Tüm Kabile bir anlamda onun mülkü idi.Reisin dediği olur idi.karşı gelen cezalandırılır idi.Bu bir zaruretti.Modern toplumlarda da seçim usulü ile bir kişiye yetki verilerek yönetim devam etmektedir.
O tek kişi,Yeryüzünde Allah'ı temsil etmektedir.Allah adına iş görmektedir.O'na iş gördüren Allah'dır.O'nun ağzından konuşan Allah'dır.
Bunlar tasavvufun çok ince bahisleridir.Maazallah şirke düşülüp ayak kayabilir.Hakk'ın halifesi olabilmek , seçilmiş olmak Hakk'ın elindedir.Kişinin kendine bir rütbe biçmesi tasavvufda yoktur.Kişinin kendisine rütbe verebileceği en münasip rütbe "Er" olabileceğini idrak ve er'liği istemektir."Er" lik bir rütbe olmayıp rütbelerin çıktığı kaynaktır.Acziyet,saygı ve hizmet makamıdır.Sanatkarın deposuna layık bir malzeme olabilme durumudur.Sanatkarın seni alet olarak deposuna alması bile bir şereftir.
Bu nedenle Allah adamlarının cismaniyeti görülmemeli,hele kendimizle kıyas asla yapılmamalıdır.
hAZRETİ nUH (A.S) kavmine demiştir ki:Ey serkeşler.Ben, ben değilim.Bende Hakk'ın sırrı zahir oldu.Hakk'ın sıfatı ile kaim oldum ve o hayat ile yaşıyorum.İnsana mahsus olan beş zahir ve beş batın duygunun hüküm ve tesirinden kurtuldum,bendeki izafi sıfatlar gitti yerine Hakkın sıfatları geldi.Ben ben değilim, bu nefes Hu'dandır;Her kim bu nefes önünde söz söyler ve  varlık ifade ederse o kimse kafirdir.

6 Şubat 2019 Çarşamba

HAZRETİ DAVUD LİSANINDAN İNSANI KAMİL

İnsanı Kamilin zahir ve batın tüm kemalatları talibler ve müridler içindir.ve illa onun için bunlara ihtiyaç kalmamıştır.Zira insanı Kamil Hakk'ın zatında istiğrak sebebiyle zat olmuştur noksanlık ve beşeri kemalattan münezzeh ve pak olmuştur.Hz.Davud lisanından:"Ben güneş gibi bir nur içinde garkım; kendi muhitimi nurdan ayrı bilmiyorum.Benim namaz ve halvet tarafına gidişim , halka yolu talim içindir"
İnsanı Kamil,halkın irşadı ve kemalatı için vardır.O kemalatla halkı kendisine çeker.onu görmek ayniyle Hakk'ı görmektir.Hak teala ,Hz.Beyazid-i Bestamiye hilafetini ve niyabetini giydirdi ve buyurdu ki:"Benim suretim ile benim halkım tarafına git; seni görmek isteyen kimse, beni görmek ister; ve halkı benim tarafıma davet et".Beyazid hazretleri bayıldı ve bi-huş oldu.Sonra nida geldi:"Benim habibimi tekrar bana getiriniz ki onun benim ayrılığıma sabrı ve takatı yoktur."Hz.Beyazid müstehleklerden olmuştur

MAKSADA VÜSUL İÇİN

Maksada vüsul için nefis mertebelerinin tamamıyla geçilmesi lazım gelir.Nefis mertebeleri:emmare, levvame,mülhime,mutmainne ,razıyye,marzıyye ve bakıkıye'dir.Bu mertebelerden Mutmainne mertebesinde olana Hakk'ın hitabı erişir.Bu mertebeye çıkan selamete çıkmış tehlikeden kendini muhafaza etmiştir.

AYTUNÇ ALTINDAL Dünya Yöneticileri

5 Şubat 2019 Salı

HER NEBİNİN VE HER VELİNİN BİR MESLEKLERİ VARDIR

Her bir peygamberin kendi zamanlarında bir şeriatı ve tariki Hak'da bir mesleki vardır ki,ümmetinin istidadına göredir.Ve her bir veli de böyle ayrı bir meslek sahibidir.Kimi Kadiri,kimi Mevlevi, kimi Nakşi ve kimi rifai'dir.Sülukta kimi ruh kimi nefis yollarından gider ve hepsi başka başka üslup ve adap üzeredir.,fakat cümlesi salikleri Hakk'a götürür.Surette üslup ve adabın ihtilafı, Hakk7a vüsul neticesine mani değildir.