11 Şubat 2019 Pazartesi

YÜKSEK MAKAMLARDAN DÜŞMEK

Yüksek makamlarda yer tutanlar, o makamdan düştükleri vakit hasarları yüksekliğine bağlı olarak ağır olur.Zahirde bir söz, yahut aksi hareket bu makamdan azline neden olur.Maneviyat alemi için de aynı şey geçerlidir.Zira zahir/batın aynıdır derler.Enbiya ve evliyadan bizim kalbimize bir mana ve bir zevk aksettiği vakit , bunu kendi faziletimiz zannedip ucb'e(kendimizi begenmeye) düşersek,yahut onların sözlerine karşı bir kıyası hayali yapıp kötü fikre sahip olursak  bu hal bizi maneviyattaki  yüksek makamdan düşük seviyelere inmemize neden olur.
Bu nedenle kötülerin kötülükleri gördüğümüz vakit onları hakir görüp kendimizi onlardan büyük ve faziletli görmek bir benliktir.Ehli fıska hakaretten sakınalım.Olmaya ki pusuda bir gayreti ilahiyye zuhura gelirde bizi bir imtihanla kahredebilir.
Hz.İsa (a.s) zahit olan bir havarisi ile gezerken, yolda fıskı fücuru ile meşhur birisine rastlamış.Fücur sahibi onların nuraniyetlerine ve letafetlerine hayran olarak içinden "Bunlar ne nurani adamlardır,günahkarlığım meşhur olduğu için beni refakatlarına kabul etmezler ki , sohbetlerine iştirak edeyim" demiş ve bir kaç adım bu düşünce ile arkalarından gitmiş.Zahid olan havari arkasına baktığı vakit bu adamı görmüş  ve hiddet ederek adamı kovmuş.Bu biçarenin kovulmadan kalbi kırılmış ve durmuş.Derhal Hz.İsa (a.s)'a o havarinin tardıyla o fasıkı refakatına alması için hitabı izzet vaki olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder