20 Haziran 2016 Pazartesi

İSTANBULUN RUHU

Toprağın da ruhu varmış.Bu nedenle İslamdan evvel,Anadolu ve İstanbul'un hıristiyan mistiklerinin Bursa'daki "Keşiş Dağına(şimdki Uludağ)çekilip münzevi bir hayat yaşadıkları bir vakıadır.İlginç olanı bu dağın Sufiler yaylası denilen bir bölümü şayanı dikkattir.Dağın sanki kalbi yahut idare merkeziymiş gibi mistiklerin yaşadıkları yer ve kabirleri dağın bu bölgesinde yoğunlaşmıştır..İstanbul Asya ve Avrupayı birleştiren köprü konumunda olduğu için inşa edildiği Yedi tepe için nefsin yedi mertebesini simgelediğini söylerler.İstanbul'a ,Müslümanların bu kadar önem vermesinin mutlak bir sebebi vardır.Efendimizde onun fethine işret buyurmuş ve sahip çıkılmasını istemiştir.Kutsal bir şehrin küffar elinden kurtarılması muamelesi görmüştür.Fetihte ricalül Gayb'in bulunması ve şehit düşmeleri,İstanbul surlarındaki mezarlarnın türbeye dönüştürülmesinin altında gizemli bir hakikat yatmaktadır.
"Dervişliğin bu şehrin tarihinde her zaman için kaçınılmaz bir yazgı olduğu anlaşılmaktadır"
sözünden bu şehir Dervişlikle iç içe girmiştir.Çünkü 30 Kasım 1925 'de dergahların kapatılmasına ilişkin kanun çıktığında sadece İstanbul'da bulunan dergah sayısı 374 adettir.Türkiye Cumhuriyeti geçmişi ile yüzleşip özür dileyecekse kapatılan dergahların Pirlerinden özür dileyip onların itibarını iade etmelidir.Gerçi yetersiz olmakla beraber son beş yıl içinde Devlet bu arınma ocaklarının meşhurlarından başlayarak tamir ve tadilatlarını yapmış ancak içini dolduramamıştır.Bu kadarcık hassasiyet bile gönlümüzü ferahlatmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder