15 Mayıs 2022 Pazar

ESKİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANINDAN CESUR ÇIKIŞ

Eski Diyanet işleri başkanı Prof Dr.Mehmet GÖRMEZ ,Açıkdeniz isimli dergiye bir röportaj vermiş. 

Biz şu bedenin sünnetlerini çok seviyoruz da, kalbin sünnetlerini, dilin, aklın, ruhun sünnetlerini ihmal ediyoruz. Öyle olduğu için de, kullandığımız din dilini bir türlü rahmetle buluşturamıyoruz.

“Güç ve iktidar sahibi olmak, bizatihi ümmeti inşa etmenin önüne geçti. Bu da beraberinde gündelik politik ve ideolojik bir şey doğurdu. Bu söylemin kendisi dinin sırtında yüke dönüştü aslında. Ve bu sefer o gücü kaybetmemek bir gayeye dönüştü. Bunun için de en ağır, en hoyrat dil kullanılmaya başlandı.

“Dinin siyasileşmesi, dinin salt politik bir mekanizmaya dönüşmesi ne kadar büyük bir hata ise, siyasetin dinileşmesi, siyasetin din gibi takdim edilmesi de o kadar büyük bir tehlikedir. Bu iki büyük tehlike şu anda dinin sırtındaki iki büyük yüktür. Bu hepimizin dilini de, kalbini de, ilişkilerimizi de etkiliyor. Bütün kutuplaşmaları da bu doğuruyor.

“Pek çok yangında, ölen insanların çoğu acemi itfaiyecilerin hatalarıyla ölürler. Eğer itfaiyeci acemi ise insanları tahliye etmeden önce suyu oraya basar ve insanların dumandan ölmesine yol açar. Aslında acemi olduğu halde kendisine usta itfaiyeci rolü biçip bu ateşleri söndürmek isteyen pek çok âlimimiz, mütefekkirimiz, aydınımız var. Bu nedenle biz dumanda boğuluyoruz.

“Bir adama dindar dendiği zaman aklımıza ilk gelecek şey, âdildir, emindir, ahlaklıdır, dürüsttür olmalı. İslam ümmeti teknolojiyi kaybetmekle üstünlüğünü kaybetmez. Ama ahlakî üstünlüğümüzü kaybettiğimiz zaman biz kaybederiz. Şu anda ahlakî üstünlük noktasında sorunlar yaşıyoruz.” 

Kimler ilgilenmeli bu tespitlerle? Kimler altını çizmeli bu tespitlerin? Doğru veya yanlışlığına dair kimler kafa yormalı? Yanlış ise, kim yanlış demeli, doğru ise, kim buna yol açılan zemini tahlil edip, sorumluları görüp, çareler üretmeli?Bir süredir islami alanda çalışan ilim adamlarımıza seslenip duruyorum. Benim sesim yetmedi biliyorum, ama işte onların içinden biri -tabii ki cesaret edip- can damarı niteliğindeki şeylere işaret etti. “Ahlaki üstünlük noktasında sorunlar yaşıyoruz” diyor bu Hadis alimi… Hadi benim siyasi zeminde “Ahlaki üstünlüğün kaybedildiği” tespitim, ıskalandı, görülmedi, görülse bile tepki ile karşılandı, şimdi ne denecek bu Hadis aliminin tespitine? Ahlakta zaaf yaşıyorsak, başka hangi alanda iddia sahibi olabiliriz ki?(AHMET TAŞGETİREN)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder