9 Haziran 2023 Cuma

İNSANIMIZIN UMURUNDA OLMAYANLAR

 Kabul etmek gerekiyor ki ülkemizde cari olan Müslümanlık anlayışı, rahmet dini olan İslam’ın fulü bir kopyasından ibaret… Şu bir gerçek ki bugün camileri dolduran insanların büyük bir bölümü için namaz önemlidir, cami önemlidir, Ayasofya’nın açılması, yeni camilerin yapılması önemli bir Müslümanlık göstergesidir. Ama alnı secdeye varan yöneticilerin, Allah’ın Kur’an’da açık bir şekilde emrettiği gibi adaletle hükmetmemeleri, liyakat ve ehliyete riayet etmemeleri, yolsuzluğu alışkanlık haline getirmeleri camileri dolduran insanların umurunda olmaz. Çünkü onlar için önemli olan namaz kılmalarıdır, gerisi teferruattır.

İşte tam da bu, camilerin içini boşaltan, rahmet dini olan İslam’ı belli ritüellere hapseden arızalı bir Müslümanlık anlayışının ta kendisidir…

Eğer Müslümanlar ahlaklı ve erdemli olmayı hayatlarının merkezi haline getiremezlerse, geleneksel İslam kültüründen devralınan ‘görsel dindarlık’ anlayışını bir din gibi bellemeye devam ederlerse korkarım gelecek nesillere taşıyacağımız gerçek bir din anlayışımız da olmayacak.

Oysa sağlıklı İslami kaynakların bize gösterdiği gerçek şu ki: “Ahlak, din duygusu gibi insanın yaratılış/ fıtrattan getirdiği asli bir duygudur. XI. Yüzyılın din alimlerinden Ragıp el- Isfehani’nin ifadesiyle Allah insanlara iki elçi (resül) gönderdi; birinci elçi akıl, ikincisi de Peygamberlerdir. İnsana temiz bir fıtrat verdi. Bunda akıl, vicdan, merhamet, düşünme, haya, adalet ve hakkaniyet gibi insanı insan yapan kabiliyet ve değerler mündemiçti. Yüce yaratan ayrıca rahmet ve şefkatin tecellisi olarak insanlığa değişik aralıklarla peygamberler gönderdi, dünya hayatımıza dair muradını içeren vahyini gönderdi ve bizlere bu hayatta rehberlik etti. Böylece insan bu dünyada düşünerek doğruyu yanlıştan ayırsın, yaratanını tanısın, edep ve ahlakı, hakkı ve hukuku gözetsin ve mutlu bir hayat sürsün istedi.” (Prof. Ali Bardakoğlu, Yüzleşme, s.287)

Şimdi geldiğimiz noktada oturup Müslümanlık anlayışımızı yeni baştan sorgulamak zorundayız, aksi taktirde bütün bir Müslüman dünya olarak hukukun, ahlakın, özgürlüklerin olmadığı, otoriter zihniyetin hakim olduğu topluluklar olarak, özgürlük ve refah toplumlarına gıpta ile bakmaya devam ederiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder