24 Ocak 2017 Salı

HASSAS NOKTA

Dördüncü Murat Han huzurunda yapılan musiki meşkinden sıkıldı..Elini çırparak,
-Bre medet, çağırın evliyayı!.Evliya çelebi yer öperek huzura girdi. Murat han:-Yaklaş evliya dedi.Tahtın önüne kadar gelip el öptü.Daireyi verin oradan diye ferman buyurdu.
-Al şimdi sana izin.Bu daireyi sana hediye ettim, amma sakın bu daireden çıkma, dedi.Tahtın ayağını ve eteğini öptüm."İnşaallah padişahım, bu daireden çıkmam, haddimi bilirim"dedim ve şu beyti okudum;
Kişi haddini bilmek pek revadır
Eğer derviş eğer bay eğer gedadır.
Sonra dizlerimin üzerine çökerek edeble bekledim.Allah'dan yardım isteyip segah makamında "Ya hazret-i Kelim-i Gülşeni Hu "diyerek yüksek sesle giriş yaptım.
Bestenigar makamlarından gezerek karar edip Murat Han'ın öldürülen kardeşi Musa Çelebi hakkında şeyhim Ömer Ruşeni'nin bestelediği şu varağı okudum:
Yola düşüp giden dilber
Musa'm eğlendi gelmedi
Yoksa yolda yolmu şaşdı
Musam Eğlendi gelmedi"
Hazin bir sesle okurken Murat Han mendilini yüzüne tutup ağlamağa başladı
- Hay çocuk! Taksimin ruhumu canlandırdı,dedi.
Musa Çelebinin ruhunu yad etti,sonra bana:
-Çabuk söyle ,ben bu şiiri yazdığıma pişman olup yasak ettim.okuyanın boynunu vururum dedim.Sana padişah huzurunda kim oku dedi?Kimden öğrendin? diye ısrar etti
Ben de:"Padişahım, ömrün uzun olsun !Babamın Ferruh ve Behzad isminde iki kölesi vardı.veba salgınında öldüler, onlardan öğrenmiştim.Başka kimselerden duymadım.,hiç kimse de padişah huzurunda oku demedi.Allah bilir.."deyip sustum
Murat Han:
-Hay evliya!ne kadar bilgiçmişsin, suçu ölmüş adamların üzerine yıktın, artık onlara sual sorulmaz.Eğer hayatta olan adamlardan öğrendim desen, belki benim zararım dokunur düşüncesi ile ölülerin ağzından naklettin.Faslı tamamla, deyince yine segah makamından devam ettim.Tebessüm edip başım eğik ayakta durdum.Murat han bir avuç altın verdi"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder