25 Aralık 2020 Cuma

İSTİKAMETİMİZ ALLAH'IN ZATINA DOĞRU

– İstikametimiz Allah’ın Zâtına doğru mu? – Evet. Sual – Sıfatlarla uğraşmayacağız değil mi? – Ne işimiz var sıfatlarla… Ama bulunduğumuz yer, sıfatların içi. Oradan yürüyoruz kelâm ve ilim adımlarıyla, zâtına doğru. Anlamasaydık bu sıfatların içinde kaybolacaktık. Bunların içindeyken felâketimizi göremeyiz. Dolabın içinde dönen bir insan, döndüğünü göremez. Küre nasıl dönüyor, farkında mıyız? Gece ile gündüzden anlıyoruz ki dönüyor. Küre’den uzaklaşsak da baksak ne kadar sür’atle dönüyor.,. Sual – Nasıl çıkacağız bunun içinden? Nasıl atmalı bu benliği? – Allah’a teslim etmeli, Vahid-ül-Kahhâr olan Allah’a. Ediyoruz yavaş yavaş. O da birdenbire teslim almaz zaten. Demin bir âyet okudu Celâl Efendi: “İkra’bismi Rabbike…” Sual – Mânâsını anlayamıyoruz. – Araplar anlıyor mu ki? Lezzet, kelâmla, ilimle alınmaz, ancak yemekle alınır. “Hâl” ise hazmetmektir. Nedir o âyetin mânâsı? – Seni halk eden Rabbının ismiyle oku! Emre – Rab, Allah mıdır? Şimdi Rabbı Allah’tan ayırdık amma, sonra birleştireceğiz. Rabbı Allah zannederdik. Kur’ân’da en çok (Rab) ismi geçiyor. (Rab), Allah’ın mürebbîlik sıfatıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder