26 Aralık 2020 Cumartesi

İSMAİL EMRE HAZRETLERİNİN HİKAYESİ

İsmail Emre hazretleri cezbedar bir zattı.1900-1979 yılları arasında yaşamıştır.Ümmi bir zat idi.Babası vefat edince 17 yaşına kadar amcazadesinin yanında nalbantlık yapmıştır.21 yaşında Pozantı-Halep demiryolu inşaatında kaynakçı olarak Şimendifer idaresinde işe girmiştir.Kayseri'de yaşayan ara sıra Adana'ya gelen Nakşibendi şeyhi Halil Delelioğlu'na intisap etmiştir.Şeyhi "Ölmeden evvel ölmek lazım" sözünü söyleyince ölmenin çarelerini araştırıyor.Ancak bunu fiziksel ölüm şeklinde algılıyor.Günlerce ölmek için aç kalıyor.Çalıştığı demiryolu idaresinin alman doktoru kendisine acıyor hastahaneye yatırtıyor.İlaç ve pirinç lapası veriyorlar.İlaçları içmeyip dolaba saklıyor.pirinç lapasını da pencereden dışarı döküyor.Bir Ermeni kız her gece tek şekerli çay veriyor.20-25 gün geçince keşfi açılıyor.Kainatın bütün iç alemini görmeye başlıyor.Bu halden mest oluyor."Beni hastahaneden çıkartın "diyor.Doktor:"İsmail sana faydalı olamadık.Sana ilaçlar da fayda etmedi" deyince İsmail Efendi:"Ben ilaçları içmedim ki" diyor.Hastahaneden çıkıyor.Okuma yazması olmamasına rağmen kendi kendine okuma yazma öğreniyor.Prof Dr.Annemarie Schimmel, Tasavvufun boyutları kitabında onunla ilgili anısından söz ediyor."Soğuk bir kış günü , bir dolmuşla Adana'dan Kayseri'ye gidiyorduk.Dolmuşun kaloriferi çalışmıyordu.Yolcular arasında İsmail Emre diye birisi vardı.Ona vahiy gibi bir doğuş geldi.Doğuş gelince adama ateş bastı.Bütün camlar buharlaştı.Biz sıcaktan ceketleri çıkarttık" diyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder