29 Aralık 2020 Salı

TAMAHKARLIK VE CÖMERTLİK

Emre – Bazı insanlarda sevgi hassası yok. Tamah, hırs, haset gibi kötü huylar bu sevginin düşmanıdır. Akıl bu huylardan gıda alamaz. Mûsâ, Allah’a sormuş: •Yârabbi! Senin sevdiğin insan kimdir? •Cömert insan. •Ya sevmediğin? •Tamahkâr. •Bunlar şimdi nerede yaşıyorlar? •Nil boyunca git; bunların ikisine de rast gelirsin. Mûsâ yola düşüyor. Giderken, bir yerde kulağına bir hımırtı, bir ses geliyor; bakıyor ki bir derviş Allah! Allah! diye zikrediyor. Adam Mûsâ’yı tanımış, yanına çağırmış: •Buyur yâ Mûsâ! Mûsâ adamın yanına oturmuş. O sırada Allah tarafından iki nar yuvarlanmış. Adam, Mûsâ görmedi zannederek narın birini minderinin altına saklıyor. Diğer narın yarısını kendi yiyor, yarısını da Mûsâ’ya veriyor. Mûsâ ordan ayrıldıktan sonra şen bir köye geliyor. Mûsâ’ya aldıran olmuyor. Yalnız, bir fakir adam Mûsâ’yı evine davet ediyor; izzet, ikram ediyor; amma, onun Mûsâ olduğunu bilmeden, sırf Allah rızâsı için yapıyor bu misafirperverliği. Mûsâ da kendisinin kim olduğunu saklamak için sağ elini göstermemeğe çalışıyor, sol eliyle yemek yiyor. Ev sahibi soruyor: •Ey misafir! Niçin sol elinle yiyorsun? Mûsâ cevap veriyor: •Elimde yara var. •Bakayım! •Gösteremem. •Neden? •İkrâh edersin. •Zararı yok canım, belki bir ilâcını buluruz. •Var amma, bulunması çok zor o ilâcın. Mûsâ’nın maksadı müşkülât çıkararak ev sahibini ısrarından vazgeçirmek; Fakat iyi kalpli ev sahibi ısrar ediyor: •Neymiş ilâcı? •27 yaşında bir adam bulunacak; karısı 21 yaşında olacak; karı, koca ikisi ayrı memleketlerden olacaklar erkeğin babasının adı şu, anasının adı, bu olacak; adamın sırtında bir yara yeri olacak. Bunların üç yaşında bir çocukları olacak; o çocuğun sağ elini keserlerse, o kan benim elimdeki yarayı tedavi edebilir. Mûsâ bulunmasına imkân olmayan bu ilâcı tarif ettikten sonra rahatlıyor, (artık ev sahibi ısrar edemez..) diyor. Hâlbuki Mûsâ, bilmeden, ev sahibini ve karısını, çocuğunu tarif etmiş. Ev sahibi sofradan kalkıp karısına: (Bu, hayırlı bir misafirdir. Gel bizim çocuğun elini keselim de şu adamın elindeki yara iyi olsun!) diyor. Karısı da (Sen bilirsin…) deyince, adam çocuğun elini kesip kanı misafire görütüryor. Mûsâ soruyor: •Bu ne? •Ey misafir! Sen büyük bir adam olmalısın; çünkü tamamen bizi tarif ettin; ben de senin yaranı iyi etmek için çocuğun elini kestim. Mûsâ ağlamaya başlıyor. •Ben sana elimin beyaz olduğunu göstermemek, kendimin Mûsâ olduğumu anlatmamak için böyle bulunması imkânsız bir ilâç tarif etmiştim; vah, vah… •Sen kimsin? – Ben peygamberim. Allah’ın emirlerini tebliğ ederim. Mûsâ Allah’a yalvarıyor çocuğun eli tekrar yerine geliyor. O zaman Allah Mûsâ’ya (O tamahkâr zâhitle bu cömert insanın arasındaki farkı anladın mı?) diyor. Allah’a bitişirsek, onun kudretiyle bütün kötü huylarımızın değişmesi mümkün olur. Sual – Amma bitişebilsek. – Bitişmesek emrini dinleyemeyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder