28 Aralık 2020 Pazartesi

HAL İLMİ

Sual – Hâl nedir? – Ahlâk ve bilgidir. Mûsâ’nın ilmi; (Fir’avn)dan yani nefsin elinden yakayı zorla kurtarabilmekti. Tevrat’a bak: Kötülük yapmayın! diyor, o kadar. Kur’ân kadar hakîkati tarif edebiliyor mu? Hz. Musa, Hz. Muhammed gibi kendini unutabilmiş mi? Hz. Muhammed ise, doğdu (ümmetim!) dedi; öldü (ümmetim!) diyerek. (Bana kıy, onlara kıyma yâ Melek!) diyordu Azrâile. Mûsâ’nın aklı buralara kadar gelememişti. Bu tekâmül mevcuttu amma, Mûsâ’nın aklı o tekâmüle varamamıştı. Kim Hz. Muhammed gibi (Elhamdülillâhi Rabbil’âlemin) derse, yani âlemin iyiliğini isterse o, Hz. Muhammed’den ayrı değildir Sual – Tekâmülü niçin tedrîci yapmış? – Bizi pişirmek için. SUAl – Mûsâ’da tecellî edemez miydi? – Kanunu böyle: İlânihaye tekâmül edecek. Bu elektrik 500 sene evvel olsaydı, insanlar bunun kıymetini bilebilir miydi? Her şey zevka ve rahatlığa doğru gidiyor. Tadı devrindedir. Küre dönmese, herşey mahvolur. Bu devir, kemâlâtın devridir. Hıristiyanlar arasında Muhammed ümmeti yok mu? Müslümanlar arasında Mûsevî tabiatlılar yok mu? Havada “Dört unsur”un üçü, yani ateş, su, toprak vardır; fakat az miktarda. Su’da diğer unsurlar, ateş’te de hava, su ve toprak vardır. İşte buna benzer bu iş. Lâkin bütün bu unsurların hülâsası insan, onun da hülâsası dimağdır. Dimağ’dan bir damla kan alsak, onun da dimağı vardır. Onun da Tûr dağı var; onun da üstünde bir Mûsâ var. Şahmaran hikâyesinde “18000 âlemin her birinde bir Tûr dağı, her dağın üstünde de bir Mûsâ var” diyor; doğrudur. Hz. Mûsâ peygamberdi; Hz. Muhammed de peygamberdi. İkisi de DÜNYAYI DEĞİŞTİRDİLER.; fakat hâlleri bâki. Mûsâ ve Muhammed isimleri derece farkını anlatmak içindir. Nefer de askerdir, mareşal de. Nefer ve mareşal, her ikisi de fânîdir; iş, askerlikte, yani ilim ve (hâl)de. Avrupa’dan ne kadar ilimler tecellî etti… Fakat tasavvufa yeni merak ediyorlar. Amma Hâl-i Muhammedî’yi kabul etmezlerse Allah’ı bilemezler. Maddî ilimler başka, bu ilim başka. Onlar Îsâ’ya murâbıttırlar. İyice murâbıt olanlar yani rahipler meydanda: evlenmiyorlar, onunla iftihar ediyorlar. İslâmiyet “aşk” dinidir. İslâm dinindeki tasavvuf hiçbir dinde yoktur. Amma onlar İslâm dinini ve namazı hak olarak kabul etmedikçe “mânevîyyet”e geçemezler. Tecellî ve tekâmül işte böyle tedrîci oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder