17 Aralık 2020 Perşembe

BİLENLER NİÇİN SUSAR

Aşk deryasına dalanlar bildiklerini söylemezlermiş.Birisi de sormuş:Niçin söylemiyorlar? diye.Şu hikaye anlatılmış: " Amasya’da Deli Mehmet isminde birinin türbesi varmış. Türbenin önünde büyük ve göğdesi kalın bir dişbudak ağacı varmış. Ağaçta da, bir taraftan girip öbür taraftan çıkmış bir kama saplı imiş. Şimendiferde Ali Bey isminde görmüş geçirmiş bir bekçi vardı; o anlatmıştı: Hangi padişah zamanındaysa, Amasya’da hem zâhirî hem de bâtınî ilmi bilen bir müderris varmış. Bu müderris gündüzleri medrese dersi verir, gece de, yalnız bir talebesine mânevî ilmi öğretirmiş. Hoca ile talebe, sabaha kadar oturur, sohbet ederlermiş. Müderris’in Deli Mehmet isminde bir de hademesi varmış. Deli Mehmet bunlara, sabaha kadar kahve pişirirmiş. Bu hâl, yedi sene böyle devam etmiş. Birgün sabaha karşı hocayla talebesi sarıkları bir tarafa atıp cüppelerinin etekleri havalanarak şıkır şıkır oynamaya başlamışlar. Talebe, hocasına: (Niye şimdiye kadar bunu söylemedin?) diyormuş. Hocası da ona (Yedi seneden beri hep bunu söylüyordum amma, sen anlamıyordun!) deyip deyip oynuyorlarmış.d7 Deli Mehmet şaşırmış. Bakıyor ki hocayla talebesi büyük bir zevk içindeler, kendisi de o esrârı duyup zevke ermek istiyor. Amma serde delilik var; kamasını çektiği gibi, gidiyor, müderrisin başına dikiliyor: (Bu talebeye söylediğin sırrı ya bana da söyleyeceksin, yahutta seni öldüreceğim!) diyor. Müderris: (Oğlum, bu talebe o sırrı birdenbire öğrenmedi; yedi senedenberi sabahlara kadar hizmet etti. Senin bu yolda hiçbir emeğin yok.) deyince, Deli Mehmet (Nasıl yok? Ben de size yedi sene sabahlara kadar kahve pişirmedim mi?) diyor. Hoca gülüyor, (peki Mehmet, diyor; fakat bu esrârı sana söylersem ölürsün; buna râzı mısın?) diyor. Deli Mehmet: (râzıyım!) diye cevap veriyor. Müderris: (Öyleyse mezarını kendi elinle kaz bakalım) diyor. Deli Mehmet mezarını kazıyor, elinde kamayla bekliyor. Müderris Deli Mehmedin kulağına esrârı söyleyince Mehmet “âh!” diye bağırarak elindeki kamayı fırlatıp atıyor. Kama, o dişbudak ağacına saplanıyor ve Deli Mehmet derhal ölüyor. Mehmedi, kendi eliyle kazdığı mezara gömüyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder