7 Aralık 2017 Perşembe

TASAVVUF VE TARİKATTA ŞEYH'E İHTİYAÇ VARDIR

Tasavvuf ve tarikat bir tür özel alandır.Herkesi de ilgilendirmeyebilir.Özel alanların bir takım özellikleri olacaktır.Bir müslüman bir şeyhe bağlanmadan ve bir tarikata girmeden de kamil bir mümin olabilir.Fakat tasavvuf inanışına göre , bu yola giren veya girmek isteyen kimsenin mutlaka bir mürşit(irşad edici, yol gösterici)bulması gerekir.Mürşid ona bu yolun tehlikelerini ve çıkmazlarını gösterir.Tasavvvuf bir öğretimden çok eğitim işidir.
Mürşid bir mimara benzetilir.Mimar, bina yaptırmak isteyen kimseye, arsasına ve malzemesine göre , nasıl en uygun yolu ve planı gösterirse , mürşid de müride en uygun ve kestirme yolu gösterir.O da mürşide uyarak iç dünyasını inşa ve imar eder.İdeal olarak böyle düşünülür.
Tasavvufun amaçladığı ahlak olgunluğuna erişmek son derece ciddi bir iştir.İnsanın kendi hatalarını görmesi zordur.Bu hataları kendi kendine düzeltmesi ender olarak görülür.Mürşid bu hataları ve eksikleri ,onları düzeltme yollarını gösterecektir.Kişide sürekli bir gelişme söz konusudur.Bu süreçte mürşid onu pek çok faydasız deneyden alıkoyar.
Teorik bilgilerden sonra bir uygulama alıştırması yaptırılır.Bu durum manevi ilimler için de geçerlidir.Okuyarak öğrenilemeyecek çok şeyler vardır.O bakımdan deneyimli bir üstadın gözetimi altında yapılacak uygulama, mutlaka gerekli değilse bile yararlıdır.Bilmek yetmez, bilgiyi özümsemek ve tabiat haline getirmek amaçtır.
Mürşidin işi tarladaki dikenleri ve ayrık otlarını söküp atan çiftcinin işi gibidir.Kendi kendine biten ve budanıp bakımı yapılmayan ağaç istenilen kalitede meyve vermez.Nefisle mücadele içimizde olan bir savaştır.Düşmanla savaşacak askerin görevi komutanı tarafından, hastalanan kişinin nasıl tedavi göreceği hekimi tarafından belirlenir.Hak yolunda ilerlemek isteyen bir kişiye  de mürşid gerekir.Bir model şahsa uymaya çalışmak eğitimi kolaylaştırır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder