17 Aralık 2017 Pazar

TARİKAT VE TEKKELERDE GERİLEME SEBEBLERİ

Toplum; okulu, tekkesi, kışlası, dini ve ekonomik hayatıyla bir bütündür.Kurumlar aynı insan malzemesine dayandığından , ilerlemede ve gerilemede aynı ölçüde pay alırlar.Kurumları temsil eden insanlardır.Toplumun kültür ve fikir seviyesi düşmüş se veya çağı yakalayamamışsa  elbette bundan her kurum gibi tarikatlarda nasibini alacaktır.Yani devletteki gerilemenin izleri tarikatlara da yansır.
Tasavvuf çevreleri taassubun karşısında olmuşlar,serbest düşünceyi ve yeniliklere daha çok taraftar görünmüşlerdir..
Genel sebebler dışında tarikatlardaki gerileme belirtilerinden birisi de şudur:Tekke şeyhlikleri "yoldan gelme" esasına göre değil de "belden gelme"usulüne göre belirlenmeye başlamıştır.Ehil olmayan kişilerin, sadece şeyhin çocuğu olmak avantajı ile tekkelere şeyh tayin edildiği görülmüş,bu durumda tasavvvuf eğitiminde seviye düşüşe yol açmıştır.
Tasavvuf mantığına göre düşünüldüğünde bunun ne kadar yanlış olduğu ortadadır.Yeterli olmayan bir kişinin oraya getirilmesi , daha çok tekkenin vakıfları,maddi imkanları ve sosyal konumundan faydalanma amacı güder.Oysa tasavvuf bütün bunlara kapılmamayı isteyen , kişisel menfaatların üstüne çıkılmasını öğütleyen bir anlayıştır.
Meselenin özünden ve manevi derinliğinden uzak bir takım parazit insanlar, bir kolay geçim aracı olarak tekkelere devam eder olmuşlardır."Tekkeyi bekleyen çorbayı içer"  sözü bu anlayışın eseridir denilebilir.Kuruluş yıllarındaki dinamik, yapıcı ve almaktan çok verici derviş tipleriyle bunları kıyasladığımız zaman yanlışlıkları ortaya çıkar.
Elbette bütün tarikatlar, veya bir tarikatın bütün mensuplarını aynı şekilde değerlendiremeyiz.Kötüler ve yanlışların yanında iyi ve doğrular her zaman vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder