14 Aralık 2019 Cumartesi

ŞEHADET GETİRMEK

Kelimeyi şehadet olan  "LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDÜN RESULULLAH" sözünü lisanen her kes söyler. Bu sözü münafıklar ve kafirlerde lisanen söylerler. Lisanen söylemekle birlikte kalbi de tasdik etmek gerekir. Ancak kalbin tasdikinin mertebeleri vardır. Müminlerden bir taife "Allah birdir, peygamber haktır" dedikten sonra Hakk'ın vücudu ile halkın vücudunu ayrı görür ve iki vücud ispat eder. Bunlar zahir ülemasıdır ve bunlara tabi olanlara da müminlerin avamı denir. Eşyanın çokluğu bunların vücudun birliğini görmekten hicaba düşürmüştür. Diğer bir taife "Allah birdir, peygamber haktır"dedikten sonra "Varlık ancak Hakk'ın varlığıdır ve bu eşya Hakk'ın varlığında zahir olan o vücudu vahidi hakikinin sıfat ve esmasının mezahiridir ve vücudi mecazidir."derler. Binanaleyh eşyanın mecazi vücudunda zahir olan vücudu hakikinin vahdetini görmeğe mani olmaz. Bu kesafet alemindeki ihtilaflar, küfür ve nifak ve dedikodu hep bu vücudi mecaziyi görüp, Hakk'ın vücudunun vahdetini görmemekten kaynaklanmaktadır.
Vücudi mecazinin haricine çıkmak ikinci mertebedeki tasdik-i kalbi ile mümkün olur. Birinci mertebedeki tasdikte, varlık mülahazasında gizli şirk vardır.
İnsan, dünya dehlizinde Elestü birabbiküm sorusuna verdiği "Bela" cevabını ispat çabası içindedir. Ezeli ervah da "Bela=Evet" dedik, kavil ve fiilimiz ile ispat için bu dünyaya geldik. Bu dehliz(dünya) için de hapis durumundayız. Erkenden şehadetini ver, kurtul. Mutlaka bu şehadet verilecektir. İşi ahirete kalanlar ise azap içinde bu şehadeti kabul edeceklerdir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder