Cenab-ı Peygamber Efendimiz (sav)'in nübüvveti zahire ve velayeti batına müteveccihtir. Nübüvveti cihetinden zahire ve halka teveccühü zamanında isneyniyete ve keserata müstenit olan şeriatla konuşurlar. Ve velayet cihetinden batına ve Hakk'a teveccüh zamanında vahdeti vücud ile hakikatle mütekellim olurlar. Efendimiz buyurur: "Eğer siz ipinizi arzı süfliya sarkıtsanız elbette Allah'ın üzerine düşerdi", ve "Benim ümmetimde şirk mücella bir taş üzerinde karıncanın yürüyüşünden daha gizlidir", " Dehre sövmeyin "zira dehr ancak Allah'dır" buyurdukları hadisler velayetleri cihetinden buyurduğu hadisler olup şeriata bakan zahir ulemasına vahdeti vücuda dair olan hadislerin manaları müşkil gelir ve "müteşebbihattandır" deyip manalarını anlamaya uğraşmazlar. Varisi Kamil olan evliyaullah" Benim ümmetimin alimleri Beni israil enbiyası gibidir" hadis gereğince halka teveccüh ettiklerinde şerikatı takviye için şeriatla ve velayet cihetleri ile Hakk'a teveccüh ettiklerinde hakikatle mütekellim olurlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder