28 Şubat 2018 Çarşamba

RUHLAR ALEMİNDEKİHAYATIMIZ

Bu dünyaya gelmeden evvelki hayatımız konusu merak edilen bir konudur.İnsan ruhu,muayyen vücuda girmeden önce herhangi bir varlığa malik midir?.İnsan bu dünyaya gelmeden önce vücudu ruhisi ile (Alem-i Ervah)da (Alemi Emir)de idi."ELESTÜ BİRABBİKÜM"(Araf 7/172) hitabı ızzesine  de o alemde cevap verdi.Ve o cevabın imtihanı için (Dünya) denilen bu aleme sevkedildi.Bütün beşeriyet  Ruhlar alemindeki hayata sahip olarak bu aleme gelmişlerdir.O hayatta yaşadıklarını tamamen idrak eden büyük zatlar da mevcuddur.Bunların hepsi bu alemde bulundukları halde, Alem-iErvah'daki hayatlarının idraklerini hiç unutmamışlardır.Hz.Ali (kv):"Her an (Elestü birabbiküm"hitabı izzesi kulağımdadır"buyurmuşlardır.
Böyle bir hayatı hatırlamayan otuz yaşındaki adama,otuz bir sene evvel neredeydiniz diye bir soru sorulursa ne cevap verebilir?
İnsan, muhabbeti ilahiyyenin suretinin suretidir.Muhabbeti ilahiyyenin sureti (Nurül Envar) dır.Cenab-ı Hak,sevgisiyle tecelli ettiği vakit Nurul Envar zuhur etti.Bütün varlığın sahibi olan Zat-ı Mutlak, bu (Nur)u bütün eşyanın annesi yaptı ve rütbelerin en yükseğinin de (muhabbet) rütbesi olduğunu izhar etti.Binanaleyh vücudu insani Hakkın muhabbetinin bir mazharı olarak teayyün etti.
Onun için bir insanın , hayvaniyetini fethederek insaniyete kadem basıp, kendi hakikatına marifet peyda etmesi,Rabbisinin marifetine bir başlangıç teşkil etti.
VE NEFAHTÜ FİYHİ MİN RUHİ"(Hicr 15/29) sırrına mazhar olan , yani neha-i ilahi ile sair sınıftan mümtaz kılınan bu(insan), Rabbisine kavuşmak aşkı ile mücehhez kılındı.
Bu bahis biraz daha açılacak olursa:
Cenab-ı Hak, ruhu küllisinden ; keyfiyeti bizce mechul olan (nefha-iruh) ile insanda aslına karşı meyl u iştiyak hasıl etdi.
Onun için beşerin fıtratında aslına kavuşmak aşkı vardır, bu cibillidir(yaratılışta mevcut,hücrelerinde kodlanmışdır).Ve ismini koyamadığı bütün muhabbetler , hakikatta Allah'adır..fakat gafildir, ismini koyamaz, onu eşya ile kayıdlar da ayağı kayar.
Eğer Hakk'ın kuluna muhabbeti olmasaydı, kul Rabbisine muhabbet edemezdi.Aynı zamanda Hakk2ın abdine (kuluna) muhabbeti KÜLLİ, abdin Hak'ka muhabbeti ise CÜZ'İ dir.Çünkü >Hakk'ın abdine muhabbeti, kendi nefhettiği ruhuna muhabbetidir.
Bu alemde kesafetini izale edip, letafete inkılab ettirmeyen kulun, kendi beşeri vücudu, Rabbisiyle arasında perdedir.Ne zamanki vuslat olan ölüm, bu perdeyi kaldırır kaldırmaz Rabbisiyle kavuşma hasıl olur, o zaman kendisinin nefesi rahmaniden meydana geldiğini açıkca görür.İşte nefesi rahman kimde var ise onun insan olduğu tahakkuk eder.Bu alemde kesafetini letafete döndürenler, bedenin ölümü gelmeden evvel bu sırra vakıf olurlar.
Cenabı Hakk, hubb-ı Sübhanisine (ilahi aşka) Adem'i ayna kılmıştır.
İyi dikkat edersek;Cenab-ı Hakk'ın insana olan muhabbetidir ki ; işte melaike o muhabbetin nuruna secde etmeye emir almıştır.FESECEDEL MELAİKETUKÜLLÜM ECME'UN"Hicr 15/30)
Adem, nasıl mazhar-ı Hak olup O'na şevk ve muhabbet etdiyse, Cenab-ı Hakk'ın ona şevkı daha şiddetli oldu.Ve muhabbetde kemale erenlere kendi likasını (kavuşmasını) has kıldı.Bütün nedimanı ilahinin (hakkın dostlarının) aradıkları budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder