21 Şubat 2018 Çarşamba

İBADET ADET OLURSA

İbadet "adet" olarak yapılırsa , o ibadetten hasıl olacak maksut,meydana gelmez.Namaz, kalıbı Kabe istikametine döndürmek demek değildir.Kabe addedilen bir makama kalıbı(nefsi) döndürme talimidir.Bu talim yapılmadıkça kişi o kabiliyeti kazanamaz.İbadetin Ruhu, manası ve gayesi mevcuddur.Bunlar anlaşılmadan ibadetten lazım olan netice alınamaz.Örneğin,Oruç , aç kalmak değil, aynı zamanda aç'ı arayıp onu doyurmak da orucun gayelerinden biridir.Oruç bütün azanın iman ettiğini isbat ve onların ıslahını beyandır.Mesela dil ile gönül kıran kimse:günlerce aç, susuz kalsa hakikatta oruç tutmamıştır.Belki bu örnekler İbadetin şeriat boyutu, tarikat boyutu ,marifet boyutu,hakikat boyutu şeklinde üçlü yahut dörtlü anlatılabilir.Şeriat boyutunu yerine getiremeyene, diğer boyutları anlatmak ne derece fayda verebilir.
Dinde müceddid beklenmektedir.Dolar denizi içinde yüzen Suud krallığı ,İslamın yaşayan örneği olamaz.Yahut,Allah'ın yasakları  devlet eliyle işlenirken bu uygulamaya karşı itiraz mahiyetinde olsa cılız bir şekilde ses çıkartmayan Diyanet teşkilatı , dini yaşamımızı yönlendiremez.Bu nedenle ortada garip kalmış Allah'ın dinine sahip çıkacak maddi ve manevi saltanat sahibinin varlığı her gün dahada elzem hale gelmektedir.Ve o geldiğinde,tüm meşreplerin, tarikatların ve mezheplerin tek'e inmesi umulmaktadır.Ortada sadece iman ve küfür kalacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder