28 Kasım 2017 Salı

"BİR LOKMA BİR HIRKA YETER"DÜŞÜNCESİNİN YANLIŞ/DOĞRU YORUMLARI

Bu söz çok defa "Dervişe bir lokma bir hırka yeter" tarzında kullanılır.Bu ifade muhtemelen Hz.Peygamber sözüne dayanır. Bu hadis-i Şerif:
"Şu üç şey müstesna, kıyamet günü her şeyden sorulacaksınız:Sırtınızı örtecek bir hırka, açlığınızı giderecek bir kaç lokma ve soğuk sıcaktan koruyacak bir yuva"(Ahmet Hanbel ).Barınma umumi yerler de de temin edilebileceğinden geriye sadece yiyecek ve giyecek kalır.
Bu ifade genellikle dinin ve tasavvufun aleyhine kullanılmakta  ve onunla insanın azla yetinmeyi, dolayısıyla tembelliğe ve pasifliğe yöneltildiği söylenmektedir.Oysa tasavvufun genel ilkeleri çerçevesinde düşünürsek durum böyle değildir.
Tasavvuf mensupları "bir lokma bir hırka" ölçüsünü ,kişinin kendi şahsı için yapacağı harcamalarla savurganlıktan kaçmak için benimserler.Bu; üretimde ,isarda ve infakta yani VERME ALANLARINDA  söz konusu bir ölçü değildir.Onlarda bu sınırlama yoktur.
İnsanın özünde hırs, tamahkarlık ve sınırsız arzular vardır.Bu yüzden ebediyyen kalacakmış gibi  ve taparcasına dünyaya sarılır.Bu hal manevi gelişmeye engeldir.Böylesi kötü hasletlerin etkisinden kurtulmanın yollarından biri , ihtiyaçları sınırlamaktır..Yukarıdaki hadisten kaynaklanan tasavvuf görüşü bu düşünceden doğmuş  ve ihtiyaçlara sınır getirmek istemiştir.Bu anlayış yaygınlaşırsa , sadece kendini düşünen bencil insanların yerini özgeci(diğergam), başkalarını da düşünen kimseler alacaktır.
O halde "Bir lokma bir hırka" anlayışı, bir üretim ölçüsü değildir.şahsi kullanım sınırıdır..Yani insan maddi varlığını  ve parasını, kendisinin ve ailesinin sadece zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadarını (bir lokma bir hırka)ayırdıktan sonra tamamen başkalarına verebilmelidir.
Gerçek tasavvuf anlayışı insanları pasifleştirmez.Tarihteki büyük sufiler , her bakımdan üretken ve diğergam insanlardır.Halka hizmeti Hakk'a hizmetle bir sayan anlayışın, insanları tembelleştireceği düşünülemez.Mensuplarını meslek erbabı yapmayı teşvik eden el emeği alın teriyle geçinmeyi kutsal bilen mürşitler,çevrelerinde yer alanları nasıl olur da pasifleştirebilirler?
Her devirde , her kurumun istismarcıları veya yanlış uygulayıcıları olabilir.Bunları genellemek yerine , temel ilkelere dikkat etmek gerekir.Gülün hastalıklarına değil, gülün bizzat kendisine bakılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder