19 Kasım 2022 Cumartesi

DOSTLARI ANLATIYOR/FETHİ GEMUHLUOĞLU

 Ergun Göze… Fethi Ağabey’in asıl mesleği neydi? O, bir insan mühendisiydi. Statiği, dinamiği ve bilhassa iç mimarisiyle… Şantiyesi, bir kahve masası, bir ziyafet odası ve son yıllarda başında bulunduğu vakıftı. Kendisini, başında bulunduğu vakfa, vakfetmişti. Burs verdiği çocuklar Türkiye’nin istikbaliydi. Rüyasında bile onlarla meşguldü. Onların rüyalarıyla meşguldü. Kadirbilmezlik onun kalbini en çok yaralayan şeydi. Çünkü bu, bir cemiyetin felaket sebebiydi.

Onun, en büyük tarafı, “Ehl-i Tevhid” oluşudur. Nitekim cenaze merasiminde bunu göstermiştir. Belki aynı inançta oldukları halde birbirleriyle kanlı-bıçaklı olanlar onun cenaze merasiminde birleştiler. Eğer bundan ibret alabilselerdi, Fethi Ağabey yine cenazesiyle de en büyük hizmeti tamamıyla yapmış olurdu. İnşallah almış olsunlar. Mesela ben orada Cahit Tanyol’u gördüm. Onun için Sosyalist Kültür Derneği Başkanı değil, 1960’tan önce beş yüzüncü Fetih yıldönümü sıralarında Yeni Sabah gazetesinde Fethe dair, Türk Edebiyatının en güzel makalelerini yazan adamdır. O bunu unutmazdı. Bir insan kırk sene Müslümanlık namına her şey yaptı da bir ayağı sürçse silip atıyoruz. O ise tam aksine, bir defa İslam için bir şey yapsa onu unutmayan bir Muhammed’i yürekdi. Tabii bir anlayış ve bu vefa içerisindeydi. Dostluğu da düşmanlığı da bu çerçeve içindeydi.

Haşet Yayınevi’nden çıkarken rastladığı Feridun Cemal Erkin’i durdurur. “Beyefendi, sizin o “Boğazlar Meselesi” kitabınız ne kadar güzeldir. Tebriklerimi kabul ediniz, bu toplum sizin kıymetinizi bilmelidir, “der. Muhatabını memnun ve şaşkın bırakıp ayrılırken adeta cemiyetin unutkanlığını ferden ve şahsen telafiye uğraşırdı. O, güzelin, iyinin, doğrunun insan

için, insanlık için takipçisiydi. Ne kadar güzel konuşurdu. Anadolu kadar garip, Anadolu kadar zengin, Anadolu kadar verici, Anadolu kadar itilmiş o içli ve zarif insan, bu vatanın, bu vatanın insanlarının dostu, hemderdi, aşık-ı şeydası, “tutkunuydu.” İşte şimdi bütün Anadolu bir musalla taşı olmuş, onun üzerinde; Allah, sahib-i beyt ve ehli beyt muhabbetiyle kalbi dolu olan, bir “Türkmen Kocası” yatıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder