19 Kasım 2022 Cumartesi

DOSTLARI ANLATIYOR/FETHİ GEMUHLUOĞLU

 Dostlarından Enver Güreli Bey’de onu, şöyle anlatır: “Fethi’ye baktığınız zaman karşıdan onun dış hayatıyla iç alemini anlayamazdınız. Bu onun yetişme tarzıydı. Küçük yaşta büyük üstadların ellerinden aldığı terbiyenin sonucuydu. Mesela, vakıfta çok kere şahit olmuşumdur, görmüşümdür. Vakıf onun hayatıydı. O çocuklar, o bursiyerler onun kendi çocuklarıydı, onların üzerine titrerdi. Fakat o çocuklardan bir tanesi derslerinde başarılı olamazsa veya gidişatında ufak bir bozukluk olsa titizlenirdi. Çocuğu o kadar sıkıştırır ve o kadar azarlardı ki, ben bazen isyan ederdim. “Fethi niçin olduğun gibi görünmüyorsun?” Bana cevap vermez, boynunu bükerdi. Fakat çocuk gittikten sonra onun için gözyaşı döker ve onun başarılı olması için dua ederdi. Ben bunun neticesini cenaze günü görmüşümdür. Oraya gelen çocuklardan bir tanesi, “Eğer, Fethi Ağabey, öyle davranmasaydı, ben fakülteyi bitiremezdim” dedi.

O, muhatabına sorduğu sualin tepkisini de beklerdi. Ramazan ayında muhterem eşiyle birlikte bizim eve iftara gelmişlerdi. Ailece sevdiğimiz, faziletine hayran olduğumuz, bu memlekette on dokuz sene yetimlere zamanını harcamış, hasretmiş bir öğretmen hanımefendi de iftarda bulunuyordu. Fethi ve hanımefendisi, ilk defa öğretmeni tanıyorlardı. Sohbet esnasında Fethi birden, “Hanımefendi hayatınızda hiç âşık oldunuz mu? Dedi. İlk karşılaşmada

hele tasavvuf bilgisi yoksa ve muhatabının ne olduğunu bilmiyorsa; haklı olarak tedirgin oldu öğretmen hanım, kızarak “Hayır efendim,” dedi. “O halde Allah’ı bulamazsınız”, dedi. Fakat birden mevzuyu kesti.

Zannederim Fethi’nin eşi doktor hanım ve ben, ona bu suali niçin sorduğunu çok iyi anlıyorduk. O tasavvufun ince bir bahsine konuyu çekmek istiyordu. Allah bu alemi yaratmıştır ve bu alemi sevmektedir. Bu alemdeki varlıklar, onun tecellisinden (yansımasından) başka bir şey değildir. Aşk mevcudun sıfatıdır. Vücut bulan ise, onun yansımasıdır. O halde insanların bu alemi sevmeleri, bir ilahi emrin neticesidir. Konuyu buraya getirmek istiyordu. Fakat birden kesti. Sevgi onun her şeyiydi. “Sevmeyen Allah’ı bulamaz. Sevgi, onun şekil değiştirmesidir. Şefkat ve merhamet bir gönülde olmadıktan sonra, insanların Allah’ı bulmasına imkân yoktur,” derdi. Hayatını insanlara adamıştı. Bu, sevginin tabii bir neticesidir.

O inanıyordu ki, insanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Herkesin, bir çaresizin yardımına koşması mümkündür. Ama onun ızdırabını gönlünde yaşamak ve bunu yapabilmek, insan ömrünün azalmasına sebep olur desem, yanlış söylememiş olurum. Ve onun gibi kendini adayan insanların gündemi asla bitmez. Bunlar mütemadiyen birikir, her gün yenisi ilave olunur. Muallim Cudi Efendi’nin;

Yadında mı doğduğun zamanlar,

Sen ağlarken gülerdi alem.

Öyle bir ömür geçir ki, olsun,

Mevtin sana hande, halka matem.

Evet, Fethi huzura gülerek, tebessümle çıktı. “


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder