29 Ağustos 2020 Cumartesi

MALAZGİRT SAVAŞINA KATILAN ASKERLER KİMLERDİR?

Ayrıca Malazgirt, bir ırk veya milletin diğer bir millete karşı savaşı değildir. Bu savaş İslâm ümmetinin bir başarısıdır; Hristiyan Bizans karşısında kazandığı bir savaştır.
Aşağıda tarihi kaynaklardan, temel metinlerden özetleyerek vermeye çalıştığımız bilgilerden de anlaşılacağı üzere, Sultan Alparslan Malazgirt’e çok az bir kuvvetle, “buyruğunda 4 bin memluk askeri” (veya “4 bin kişilik hassa askeri”) ile geldi; ancak savaş günü, Kürtlerin de katılımıyla sultanın ordusunun 15 bine, en fazla 20 bine çıktı.  Yani Mervani Kürt Beyliği toprakları dâhilindeki Malazgirt’te, Sultan Alparslan’ın komuta ettiği askerlerin ana gövdesi, aşağı yukarı üçte ikisi Kürttü.  Kimi tarihçilerin verdikleri rakamlar doğru ise, Roman Diyojen’in ordusundaki Türklerin sayısı (İbn’ül Cevzi 15,000 Oğuz diyor), Sultan Alparslan’ın ordusundaki Türklerden çok fazlaydı. Sultan Alparslan,  alelacele çıkmak durumunda kaldığı bu seferde kendi ordusunu toplama zamanı bulamamıştı. Zira Halep’teyken, Halep’i kuşatma altına aldığı bir sırada, imparatorun büyük bir ordu ile Malazgirt’e geldiği haberini almıştı.
Gerek Malazgirt’i, gerekse Sultan Alparslan gibi vicdanlı, adaletli, merhametli ve savaştığı düşmanına ağlayacak kadar şefkatli bir komutanı değerlendirirken, daha dikkatli ve nesnel olmak durumundayız.  Alparslan, savaşın olacağı Cuma günü askerleriyle namaz kılıp ağlayan; beyaz elbiseler giyip, güzel kokular sürüp, ardından “ölürsem kefenim bu olsun” diyecek kadar dindardı. Savaş günü askerlerine dönerek, “gitmek isteyen gitsin, burada ne emir veren ne de yasaklayan bir hükümdar var” diyecek kadar civanmert ve eşitlikçiydi. Düşman yaklaşırken atından inip secdeye kapanan ve toprağa yüz sürerek ağlayıp dua eden imanlı ve mümin bir komutandı.
 Sultan Alparslan kuşkusuz etnik bakımdan Türktü; ancak savaş meydanında, “Biz Müslümanların eskiden beri yaptıkları gazayı yapmak istiyoruz” diyen bir komutanın dâvâ ırki değil, İslâmî sayılmalıdır. Malazgirt bir ırk savaşı değildi; kaba bir değerlendirme ile şöyle söyleyebiliriz: Türkün aklı, Kürdün gücü ve Arabın duasıyla kazanılmış bir zaferdi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder