29 Mayıs 2020 Cuma

HALİFELİĞİN ÖNEMİNE DAİR BİR ANEKDOT

Rıza Tevfik Bölükbaşı, hızlı bir ittihattcı ve Abdülhamit düşmanı idi. İngiltere'de tahsil gören oğlu Nazif Bölükbaşı'na çok yardımları olan Mr.Nicholson ile bir görüşmelerinde şöyle sitemde bulundu:Siz, İstanbul İngiltere sefaretinde bir memur idiniz. Biz Abdülhamit'le mücadele içinde idik. İngiliz sefareti olarak bizi destekliyordunuz. Abdülhamit'i tahttan indirdikten sonra elçiliğe geldiğimizde elçilik binasının kapısı kapalı idi ve kimse bize iltifat etmedi.O günden sonra hiçbir sefaret mensubu yaptığımız işten dolayı bize teşekkür ve iltifat etmedi. Siz Sultan Abdülhamit'in tahttan indirilmesini istiyor ve bu maksat için bütün gücünüzle bizi destekliyor iken , bu işi gerçekleştirdikten sonra bizimle hiçbir surette alakadar olmadınız acaba nedendir?.
İngiliz şöyle cevap verdi: Siz bizi yanlış anladınız. Hatta görüyorum ki bugün bile bizi yanlış anlamışsınız. Biz halifenin tahttan indirilip yerine bir başkasının halife olmasını istemedik. Kastımız Sultan Abdülhamid'in şahsı değildi. Biz bu müesseseyi ilgi etmenizi istiyorduk. Siz bir halifeyi indirip diğerini çıkarttınız. Bunun bizce beğenilecek tarafı yoktur.
Filozof Rıza Tevfik, niçin hilafet müessesesinin İngilizleri bu kadar ilgilendirdiğini sorduğunda şu cevabı aldı:"Bu uğursuz müessese bizim başımızın üstünde demoklesin kılıcı gibi durmakta idi. Hindistan'ı sizin halifeniz nedeniyle sükunetle idare edemiyorduk. Biz en küçük bir isyanı yüzlerce adam öldürmek suretiyle bastırıyorduk. Sizin halifeniz Osmanlı hattıyla yazılmış bir Kuran'ı Kerim'i hediye etmek ve selam göndermek suretiyle milyonlarca Müslümanı derhal istekleri doğrultusunda harekete sevk edebiliyordu. Bu nedenle sizin yaptığınız işi beğenmedik ve kendimizi size teşekkür borcu altında hissetmedik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder