20 Mayıs 2020 Çarşamba

GARBİS KAYA

Necib Sultanım anlatmıştı. "1930'lu yılların sonu yahut 40 lı yılların başında babam Kuleli'de emekliliğini doldurmasını beklerken ben meslek öğrenmek için Garbis Kısa'nın Beyoğlu'ndaki terzi dükkanına çırak olarak gittim. Denemek amacıyla masa üzerindeki makası bana ver dedi. Ben makası açılan iki uç kısmından tutarak ustaya uzattım. Usta, bu makas veriş şeklim nedeniyle beni çıraklığa kabul etmişti. Üç sene çalıştım. Garbis Kısa, Türkiye'deki Ermenilerin dinen değil de Ekonomik yönden başı konumunda idi. Ticaret yapmak isteyen Ermeni vatandaşlar ona danışmak için gelirdi. Dükkan açmak isteyenlere sorardı:Kaç paran var? Adamın verdiği cevaba göre sermayesinin en az %30 ile % 50 miktarını reklama harcamasını öğütlerdi. Reklama verilen önemi o zaman anladım"...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder