22 Nisan 2020 Çarşamba

İBRAHİM GÜLŞENİ HAZRETLERİ

Kanuni Sultan Süleyman,İbrahim Gülşeni hazretlerini İstanbul7a davet eder.Hazret davet edilen yere icabet eder.Ancak Sadrazam İbrahim Paşa, hazretin İstanbul7a teşrif ettiğini Kanuni'den saklar.Hatta Gülşen saltanat davasındadır diye gammazlık bile yapmıştır.Yaşı bir hayli ileri olan Gülşeni hazretlerinin gözü görmemektedir.Müritleri bir tahtarevan içinde gideceği yere mübareki taşırlar.Altı ay İstanbul'da kalır.Bir gün dervişleri hazreti Eyüp Sultan hazretlerine götürürler.Tevafukan Kanuni'de Eyüp Sultan'dadır.Dervişlerin tekbir sesleri padişahın dikkatini çeker ve o tarafa bakar.Gelen kalabalığın tahkikini yaptırdığında o zatın,İstanbul'a davet ettiği Gülşeni hazretleri olduğunu öğrenir .Sadrazama canı sıkılır ve onu tekdir eder.O gün türbede Padişah ayaküstü Şeyhle sohbet eder ertesi gün yalıköşküne davet eder.Padişahın huzuruna gelince göğsünü açar "Bu tahtadan arzuyu taht nasıl mümkün ve musavver olur?" diye padişaha keşfi hal etmiştir.Çünkü İbrahim Paşa ,saltanat derdi vardır deyu gammazlamıştır.Padişah hazretten bunu duyunca ,sadrazamı bir kez daha azarlar.
Bir gün yine sohbette iken padişah,Cenabı Şeyhin baş gözü ile kendisini görmesini arzu eder.Padişahın kalbindeki bu duygu Gülşeni hazretlerine malum olur "İnşaallah diğer bir zamanda baş gözüyle mülakat nasip olur" der.bir başka zamandaki görüşmelerinde Gülşeni hazretleri "Allah göklerin ve yerin nurudur" ayetini Nur suresi ayet 35)okuyarak elleri ile gözünü mesh ettiğinden gözleri açılmış ve padişahı baş gözüyle görmüştür.Bu esnada Şeyhül islam Ebussuud efendi de huzurda imiş.Bu hali gören şeyhülislam, sufiyye hususundaki önceki düşüncelerinden tevbe etmiştir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder