1 Eylül 2019 Pazar

SEYYİD ALİ BABA HAZRETLERİ

Necib Sultanım şöyle buyurdu:"Seyyid Ali Baba hazretleri ile İskenderun'da 1950 li yıllarda tanıştığımda hazret, Hz. Pir mevlana Efendimizin "Hamdım, piştim, yandım" sözünün "yandım" bölümünü yaşamakta idi. Eski İskenderun adliyesinin karşısında olan Kore parkı içinde bulunan havuzun içine bir kış günü suya atılmıştı, kışın dondurucu soğuğuna rağmen hiç aldırış etmedi. Terzi dükkanımın kapısının önüne gelir içeri girmezdi. Sonra içeri girme hadisesi şöyle oldu. Hiçbir şey bedelsiz olmuyor. İskenderun Ceyhan arasında dolmuşçuluk yapan birisi vardı. Bir gün bana gelerek "Necib Efendi bir şey dikkatimi çekti. Senin dükkanın önünde duran yaşlı amca var ya ona bir gün Ceyhan dönüşünde Erzin civarında rastladım yağmur sicim gibi yağmakta idi.Arabaya almaya niyet ettim.silecekler zorlukla çalışıyordu.muavine de tembih ettim. Bu amcayı arabaya alalım diye unutmuşuz. İskenderun'da geldik sonra Osmaniye'ye yolcu çıktı onu götürüp dönerken yine yolda rastladık. Yağmurdan tamamıyla ıslanmıştır diye düşündüm.Yine arabayı durdurup almayı unuttum. İskenderun'a geldim. Kaymakamlık binasının karşısındaki garaja geldiğimde o zat garajın köşesinde idi.ama hiç ıslanmamıştı. Bu nasıl oluyor?" diye bana sorunca ben "sen her halde karıştırmış olacaksın" diye cevap vererek geçiştirdim. Aynı şoför ,denizciler beldesinde İskenderun'a gelirken, önde giden bir kamyonun lastiğinden fırlayan bir taş ön camını kırmıştı. O sırada cam karaborsada bulunmuyordu. Dükkanıma geldi.durumunu bana anlattı. Bende dükkanın kapısının bir kanadında olan camı işaret ederek, bu kapıyı söktür götür.bir camcı bu camı otobüsün kırılan ön camının yerine monte etsin dedim. Terzi dükkanındaki kalfalar hayret etti. Çünkü dükkanın darabası vardı ancak, gündüz, rüzgardan dolayı tüm toz dükkana dolmakta idi. Dört ay sonra cam karaborsası kalktı kapının camını taktırdım. Bu hareketimden dolayı Hak Teala bana lütfetti, Seyyid Ali baba hazretleri dükkanımdan içeriye adımını atmış oldu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder