16 Eylül 2019 Pazartesi

DİLİPAK'IN TARİKAT DÜŞMANLIĞI

Dilipak her fırsatta hükümete çatarken "tarikat" ve "şeyh" kavramlarını da kullanmaktadır. Ancak kullandığı bu tabirlerin "sahte şeyhler","tarikatın şeklini yaşayanlar" diye ayrım yapmasını beklerdik. Yakındığı konular ciddi konular.İkazları yerinde. Ancak bu söylemleri herkes yapıyor da iktidarın imkanları ile imtihan olunduğu vakit ortada bir elin parmakları kadar kişi kalıyor. İddia edeni, Hak teala imtihana çeker imiş. "Şiar" denilen İslamın kutsalları vardır. Bu kutsal kavramları kullanırken çok iyi cümleler seçmek gerekir. Dilipak açık ve net olarak, Ahiret yolunda Şeyhe, mürşide gerek yoktur demek istiyorsa bunu açık ifade etmelidir. Sol basının yaptığı gibi, yaptığı üç haberden birisi mutlaka İslam'ın inanç yönüyle alakalıdır. Şekilde surette kalan insanlarda bu ikilem her daim mevcuttur. Tevhid'e ulaşmak tüm yaratılanların Hakk'ın bir esmasının tecellisi olarak bakıp değerlendirmek demektir. İslam toplumunu ayakta tutan medrese ve tekkelerdir. Yaratılış gayesi Hak Teala'yı tanımaktır. Dünyayı ele geçirip dünya imparatorluğu kurmak değildir. Hak teala, dinini, günü geldiğinde hakim kılacaktır. Ancak,biz vücut dünyamızda Hakk'ı öncelikle hakim kılmamız gerekir. Nefsin kötü çekimlerinden arınmamış kimseler hep kendi dışında çözüm bakar. Asıl kötülüğün kaynağı neresidir? Kafir bir devlet mi? Zalim bir yönetici mi?değil. Zira halk neyi istiyorsa Hakk Teala onu verir. Zalim yönetici,günah içinde olan, kötülüklerin aleni işlendiği bir topluma Hakk'ın Celal sıfatı ile tecelli etmesidir. Haşa Allah haksızlık yapmaz. Toplum ya Celal tecellisi ile kendini düzeltir,yahut kendi isteği ile Cemal tecellisi ile...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder