12 Haziran 2020 Cuma

HAZRET-İ HASAN (R.A) SÖZÜ

İmam Hasan hazretleri, halifeliği Muaviye'ye terk ettiği zaman:"Cenab-ı Hakk, nübüvvet ve Hilafet'in her ikisini birden bizde cem etmeyi arzu etmemiştir" demiştir. (Medeniyeti İslamiyye Tarihi Corci Zeydan sh:51)
Bediüzzaman hazretleri de bu görüşü paylaşarak diyor ki:
"Al-i Beyt ise hakak-i İslamiyyeyi ve ahkam-ı kur'aniyyeyi muhafazaya memur idiler. Hilafet ve saltanata geçen ya Nebi gibi masum olmalı veyahut Hülefai Raşidin ve Ömer ibni Abdülaziz-i Emevi ve Mehdi Abbasi gibi harikulade bir zühdü kalbi olmalı ki; aldanmasın. Halbuki Mısırda Ali beyt  namına teşekkül eden Fatımi Devletinin hilafeti, Afrika'da Muvahhidin Hükumeti ve İran'da Safeviler Devleti gösteriyor ki saltanatı dünyeviyye ,Ali Beyt'e yaramaz; vazifei asliyesi olan dinin muhafazası ve İslamiyete hizmeti onlara unutturur. Halbuki saltanatı terk ettikleri zaman, parlak ve yüksek şekilde İslamiyete ve Kuran'a hizmet etmişler.
Hazreti Hasan efendimizin neslinden gelen Aktablar, Dört kutub, bilhassa Hz. Abdülkadir Geylani, Hazreti Hüseyin soyundan gelen imamlar, hususan Zeynelabidin ve Cafer-i Sadık ki her biri birer manevi mehdi hükmüne geçmiş, manevi zulmü ve zulümatı dağıtıp envarı kuraniyeyi  ve hakiki imaniyyeyi neşretmişler, atalarının birer varisi olduklarını göstermişler"(Mektubat  sh 99)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder