Mısri hazretleri belirtir:
Mekke-i Mükerremede mücavir ve Harem-i Şerifte hazır ve nazır idim. Ansızın meczub ve divane bir delikanlı gördüm ki canı ateşi aşk u muhabbetle yanmış ve hilal gibi zaif olmuş ve sararmıştı. Muhabbetten naşi o delikanlıdan sual ettim:
-"Ey meczub insan!Sende ancak aşık mısın ki, bu derece zaif olmuş ve sararmışsın"
Cevap olarak dedi ki:"-Evet başımda bir kimsenin fitnesi vardır ki onun benim gibi hasta aşıkı çoktur.
O delikanlıya dedim:"Yar sana yakın mıdır? Yahut gece gibi senin gündüzün o yardan karanlık mıdır?dedi ki:
Bütün ömrümde o yârin hanesinde ve hak-i pak-i kaşenesindeyim.
O delikanlıya dedim:"Yarin seninle müttehit ve müttefik midir? Yahut sana sitem kılıcı ve cefa edici midir?.Cevaben dedi ki:
"Her sabah ve akşam vakti beraberiz. Hep bir yerde şir ü şeker gibi karışmış ve asılmışız.
O delikanlıya dedim:"Senin yârin ey arif ve mütefennin ve kuyud-ı nefsaniyyeden mücerred olan kimse! Seninle hanede beraber bulunan yar sana refiktir. Senin işin cümle işlerinde muvafıktır. İş senin muradın üzerine geçer. Ne için böyle zaif ve sararmış ve baştan başa derd olmuşsun?
O delikanlı cevap olarak dedi ki:
"-Git git ki acep bi-habersin. İyidir ki bu güne sözden geçesin.Yakınlığın mihneti uzaklığın mihnetinden ziyadedir. Benim ciğerim yakınlık heybetinden kandır. Yakınlıkta pek çok zevali nimet korkusu vardır. Uzaklıkta visal ümidinden başka yoktur. Zeval korkusunun ateşi dili ve canı yakar. Visal ümidinin şemi, ruh-i revanı parlatır ve ziyalandırır"
Mekke-i Mükerremede mücavir ve Harem-i Şerifte hazır ve nazır idim. Ansızın meczub ve divane bir delikanlı gördüm ki canı ateşi aşk u muhabbetle yanmış ve hilal gibi zaif olmuş ve sararmıştı. Muhabbetten naşi o delikanlıdan sual ettim:
-"Ey meczub insan!Sende ancak aşık mısın ki, bu derece zaif olmuş ve sararmışsın"
Cevap olarak dedi ki:"-Evet başımda bir kimsenin fitnesi vardır ki onun benim gibi hasta aşıkı çoktur.
O delikanlıya dedim:"Yar sana yakın mıdır? Yahut gece gibi senin gündüzün o yardan karanlık mıdır?dedi ki:
Bütün ömrümde o yârin hanesinde ve hak-i pak-i kaşenesindeyim.
O delikanlıya dedim:"Yarin seninle müttehit ve müttefik midir? Yahut sana sitem kılıcı ve cefa edici midir?.Cevaben dedi ki:
"Her sabah ve akşam vakti beraberiz. Hep bir yerde şir ü şeker gibi karışmış ve asılmışız.
O delikanlıya dedim:"Senin yârin ey arif ve mütefennin ve kuyud-ı nefsaniyyeden mücerred olan kimse! Seninle hanede beraber bulunan yar sana refiktir. Senin işin cümle işlerinde muvafıktır. İş senin muradın üzerine geçer. Ne için böyle zaif ve sararmış ve baştan başa derd olmuşsun?
O delikanlı cevap olarak dedi ki:
"-Git git ki acep bi-habersin. İyidir ki bu güne sözden geçesin.Yakınlığın mihneti uzaklığın mihnetinden ziyadedir. Benim ciğerim yakınlık heybetinden kandır. Yakınlıkta pek çok zevali nimet korkusu vardır. Uzaklıkta visal ümidinden başka yoktur. Zeval korkusunun ateşi dili ve canı yakar. Visal ümidinin şemi, ruh-i revanı parlatır ve ziyalandırır"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder