11 Mayıs 2020 Pazartesi

DERGAHTAK KALABALIĞI AZALTMANIN ÇARESİ

Şeyh Galib hazretlernin şöhreti artınca (ki padişah 3.Selim kendisine meftun idi) dergaha Ulema, Urefa, Ağniya ve fukara ziyadesiyle gelmeye başlamıştı.Dergahtaki dedeler gelenlerin hizmetinden şikayetçi oldular "hizmetten dolayı sohbetten mahrum kalıyoruz" dediler.Şeyh Galib hazretleri, dedelere "Siz bana Ya Hz.Muaviye' yazılı bir levha getirin dedi.dedeler levhayı getirdi. Hazreti şeyh, Şimdilik Kapının yanına asın dedi.dedeler bundaki hikmeti anlamayıp neticesini beklediler.Aynı gün şeyh odası Ulema, Urefa, meşayıh ve zenginlerden ve muhiblerle doldu. Ulema sınıfı o levhanın kapı yanında perde olmasını hoş görmediler."Hz.Resulullah efendimize vahiy katipliği yapmış bir zatın kadrine ve şerefine  uygun olmayan bir mahale asılmakla bu adam Rafizidir zannına düşerek dergaha gelmez olmuştur.Bu hadisenin şüyuu üzerine ilmiyye sınıfı tekkeye gidip Şeyh Galib  hazretleri ile görüşmek istemediler.
Hazret bu sefer o levhayı oturduğu postun üstündeki bir mevkiye astırdı. Gelen şeyh efendiler o levhanın üstün bir mevkide asılması üzerine "Allah Allah. Ehli beyte karşı hıyaneti sabit olmuş, Hz Ali efendimize yanlış yapmış birisinin ismini hususi olarak itina ile yazdırıp başucuna asan birisi, demekki Ehli Beyte karşı buğz göstermenin delilidir" mütalaasını yürüterek dergaha gelmez oldular.
Zenginlere gelince onlara "Efendim, tekkenin şu ihtiyacı vardır, zenginlerin bu ihtiyaçlara sarf için elinizi cebinize atın" teklifine, zenginler "Para isteme benden, buz gibi olurum senden" düsturu gereği zenginlerde para istenir diye gelmez oldular. Ekabir geldikçe onlardan himmet isteriz diye gelen fakir ziyaretçilerde zenginler gelmez olunca dergaha rağbet etmez oldular. Dergahın istihdamı(soğunluğu) böylece zail oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder