21 Ocak 2021 Perşembe

YAĞMUR DUASINA AMİN DİYEN GÜNAHKARLAR

Adanalı büyük melami İsmail Efendi yetmiş sene öncesormuşlar:– Yağmur duâları için ne dersiniz? Bazan yağıyor da. – Böyle şeyler terakkiye mâni olur ve insanları tembelliğe sevk eder. Yağışı şundan: İnsan merkez-i Kâinattır. Yâni bu insanlar içinde, aklın almayacağı kudretlere sahip insanlar vardır. Mutlaka, o yağmur duâsına çıkan insanların içinde, Allah’a yarım yamalak yapışmış bir insan vardır. Allah onun ricâsını kırmaz, yağmur yağdırtır. Eğer o adam Allah’a tam yapışık olsa, Allah’ın işine karışmaz… Yağmuru yağdırmayan da Allah değil mi? Allah’a âşık olan, Allah’ın her işini doğru ve yerinde görür. Adana’da, Hacı Boza derler ihtiyar bir adam vardı. Çocukken onu çok dinlerdim. Birgün yağmur duâsına çıkıyorlar; bir türlü yağmur yağmıyor. Hacı Boza diyor ki: “Yüzü ağ zannettiklerimiz duâ ettiler, kabul olmadı. Bir de umumhânedeki kadınları, götürün, onlar duâ etsinler.” Birisi gidiyor oraya, onlara: “Sizin gönlünüz Allah’a daha yakındır…” diyor. Onlar da: “Bizi adam yerine koyup bize duâ ettirecekler!” diye hakîki bir mahviyyet gösterince gönülleri Allah’a yaklaşıyor. Allah kabahate bakmaz; ona kabahatin lüzumu yoktur. En büyük kabahat gururdur!. Kadıncağızlar, ağlayarak abdest alıyorlar. Hoca bunlara namaz kıldırıyor. Sonra: “Ben ne dersem, siz âmin!” deyin diyor. Hoca duâ ediyor, bunlar âmin! diyorlar, yağmur yağıyor. Sonra bunlara o işi terketmeleri için nasihatta bulunuyor, yemîn ettiriyor. Halk’a da, onlarla evlenmelerini tavsiye ediyor ve onları evlendiriyor. İnsanı Allah’a hüzün yaklaştırır. İlim, kitap, söz, sav hep geride kalır. Eğer bu kitap, yâni insan okunmazsa, ne kıymeti var çekilen emeklerin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder