24 Ocak 2021 Pazar

KABRİSTAN

Kabristandaki taşlar üzerindeki isimler Bizim içindir o isimler. Yâni o mezar taşı bize diyor ki: (Nerede şimdi o büyük adam? Hîç oldu. Ne kadar büyük olursan ol, sen de bir gün böyle olacaksın…) hoş bir âlemdir mezarlık. Kabristana gidince, insana bir hîçlik çöker; gafletsiz bir gaflet sarar, aklında hiçbir şey kalmaz, bir boşluğa doğru gidersin; ne arzu, ne emel, ne kötülük, ne ihânet… Zaten gözü açık olanlara her şey bir âyinedir. Kabristan da; “hîçlik âyinesi”. Esasına bakarsan, zaten bizim bir varlığımız yok! Yok amma, yok var; var da yok. Konuşan, gören biz miyiz? Bu vücut bir elbise, buna benim! diyen, onun içinde hapsolmuştur, esirdir. İnsan, varlıksız var. Varlığı yok; ama var. Şu hayret hâli zuhûr edince hiçbir varlık kalmadı. Ama ne kadar tatlı bu hayret âlemi… Akıl değil, aklın arkasındaki bir kudret anlıyor. Anlayınca hayrete düşüyor. Hayret hâli de o (Kudret)in perdesidir; fakat ona çok yakın olan bir perde. Gözün görme kudreti sağlam olursa, gözümüzü kapatsak bile, güneşin nerede olduğunu hissederiz; fakat kör, gözünü açsa bile güneşin nerede olduğunu bilemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder