12 Temmuz 2022 Salı

YARINA BIRAKILAN DOSYALAR-TOP 20-AHMET TAŞGETİREN

 Ahmet Taşgetiren'in Karar gazetesindeki bugünkü köşe yazısı ve buna yapılan yorumlar Necib sultanımın 1914 YAHUT 15 yılında söylediklerini hatırlattı."Evlat  İslamiyete büyük zarar verecekler" demişti.Taşgetiren'in geleceğe bırakılan dosyalarla alakası sıralamaları görünce Necib Sultan'ımın şu yorumuda aklıma geldi.Hazret bana sormuştu:Türkiye'de kaç tane yüksek güvenilirlikle hapishane var?" demişti.Ben de bir kaç gün evvel bir gazete haberinde 35 tane inşaatı devam eden Yüksek güvenilirli hapishane olduğunu okumuştum ve Hazret'e bu haberi söyledim. Hazret şunu söylemişti:AKP 'nin %80 içeri girecek". Bu söz gerçekten inanılması güç bir söz olarak gelmişti o zamanlar.AncakTaşgetiren'in bu yazısından sonra ihtimal dahilinde olduğunu anladım.

Taşgetiren'in o yazısı:

Şimdi geleceğe bırakılan dosyalardan bazılarını yazayım: 

-17-25 Aralık’ın milat sayılması sorgulanır mesela. 

-Yine, 17-25 Aralık’ın yolsuzluk boyutu sorgulanır. 

-Rıza Zarrab ile ilişkiler sorgulanır. 

-“Ne istediler de vermedik” yaklaşımı sorgulanır. 

-SADAT konusu tüm ilişkileri ile sorgulanır. 

-15 Temmuz’da gerçekten ne oldu, darbe ihbarı geldikten sonra MİT ne yapamadı – Genelkurmay ne yapamadı da 250 kişi can verdi, binlerce kişi yaralandı, sonra MİT Başkanı yerinde kaldı, Genelkurmay Başkanı çok çok yetkili hale geldi, buradaki sorular cevapsız kalabilir mi? TBMM’nin 15 Temmuz dosyasına ne oldu, sorulur. SADAT’ın 15 Temmuz’da rolü var mı, sorgulanır. 

-İhaleler sorgulanır mesela. Diyelim şu anda Sedat Peker’in açıklamaları ile ilişkileri tartışılan Mehmet Cengiz, ve isimleri onunla birlikte dillendirilen hadi nazik ifadeyle söyleyelim “5 seçilmiş müteahhit” nasıl “davet usulü ile” milyarlık ve ballı ihalelere gark oluyorlar, muhalefet şimdiden bunları masaya yatıracağını bas bas bağırmıyor mu? 

-Bu arada kimler, nereye, hangi motivasyonla milyon dolarlık aktarımlarda bulundu, bu dosyalar açılır. 

-Etkili ailelerin devlet bürokrasisi ile ilişkileri sorgulanır. 

-Bir saray dosyası oluşur mutlaka. Oradaki tüm kadrolaşma isim isim değerlendirilir. Diyelim şu anın muhalefeti böyle bir yapı düşünmediğine göre şayet iktidara gelirse onun için yeni bir formül geliştirecektir. 

-Medya yapılanması kesinlikle sorgulanır. Havuz- mavuz işleri, ayrıca devlet bankalarından sağlanan kredilerle medya oluşumları sorgulanır. 

-Yargıda FETÖ Borsası diye bir başlığın açılmaması mümkün mü? Cumhurbaşkanlığı avukatlarının etkinliği kesinlikle bir gündem konusu olur. 

-Cumhurbaşkanına hakaret davalarının tartışılmaması mümkün değil. 

-Yargıda verilen kararlar, “yargı kararı” denilip üstü kapatılacak nitelikte mi? “Alnı secdeye gelenler” söyleminin sonunda nasıl bir yargı düzeni oluşturduğu meselesi nasıl kapanır? Sonraki yargı yapılanmaları gerçekten yargı bağımsızlığı - tarafsızlığı çerçevesine oturuyor muydu? 

-KHK’larla bir gecede binlerce insanın defterinin dürülmesi bir hukuk devletinde nasıl mümkün olabildi? Bu dosya açılmaz mı? 

-Bir “kayyım masası” kurulması kaçınılmaz bence. Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınıp kayyımla yönetime gidilmesi demokratik haklar açısından, 

-FETÖ bağlantısı gerekçesiyle el konulan iktisadi kuruluşlara yönelik kayyım uygulaması, buralarda yapıldığı iddia edilen yolsuzluklar sebebiyle masaya yatırılır. 

-Süleyman Soylu usulü İçişleri Bakanlığı yönetimi önemli bir gündem oluşturacaktır yarınlarda. Sayın Soylu’nun girdiği fotoğraf kareleri de mutlaka konuşulacaktır. 

-Hendeklere nasıl göz yumulduğu da bir gündem konusu olur mutlaka. 

-Tabii bütünüyle sistem sorgulanacaktır. Bütünüyle ekonomik yapı sorgulanacaktır. 

Ben burada yarınlara ertelenen problemli konulara işaret ediyorum. Şimdi her şeyi belirleme kudretinde olanlar bu gelecek okumasını yadırgayabilir. Ama geleceğe doğru, temiz, problemsiz işler bırakmak lazım. Yoksa sıkıntı yaşanılır. 

Sayın Cumhurbaşkanı partililere hitaben “2023’te kaybedersek kaybedeceğimiz çok şey var” dediğinde, belki de başka şeyleri kastediyordur, bu ifadelerden onu dinleyenler ne anladı, iktidarın işlerine daha sorgulayıcı bakanlar ne anladı, düşünmek lazım. 

Ben şahsen o günlerdeki iktidar sahiplerine de “Adaletli olun, hukuksuzluk yapmayın” uyarısı yapacağım. Bugün çıkarları gereği gücün yanında - yöresinde duranların, özellikle iliştirilmiş medya mensuplarının nerede duracağını ise merak ediyorum.

Ve bu yazının altına bir okur yorumu:

Din ahlak öğretmiyormus bunu öğrendik. Din ahlaksizliklara perde yapılıyormuş bunu da öğrendik.

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder