Ariflerin günah işlemesi avam gibi değildir.
İbni Arabi hazretleri
el-Fütuhat’ta der ki:”Bilesin ki havassın günahları başkalarının tabiatından
gelen şehvetin hükmüyle işledikleri günahlar gibi değildir.Onların günahları te’vil’de
hata etmeleri ile olur”
Bunun izahı şöyledir:Hat
teala , arifi billah bir kulunun muhalif bir amel işlemesini murad etmişse ,
tevil ile bu ameli işlemeyi ona süslü gösterir.Çünkü arifin marifeti , onu
kendisinde bir hak taraf olduğuna şahitlik eden bir tevil olmaksızın muhalefete
düşmekten alıkoyar.Çünkü arif asla hürmeti/haramı çiğnemez.Süslü gösterme ve
tevil yoluyla mukadder bir hataya düşerse ,Allah Teala ona kendisini bu fiile
sevk eden o tevilin bozuk olduğunu bildirir.Hitekim Hz.Adem hakkında da böyle
olmuştur.Çünkü o ,tevil ile asi olmuştu.İşte o zaman arif şeriat lisanının
kendisinin isyan ettiğine hükmettiği gibi o da kendisi aleyhine aynı hükmü
verir.O bu hataya düşmeden önce tevil şüphesi bulunduğu için asi
değildir.Nitekim müçtehit bir meseledeki meşru hükmün o olduğuna inanarak
herhangibir hususta fetva verdiği zaman hata ile vasfedilmez.Sonra ikinci bir
durumda delil ile hata ettiği kendisine zahir olursa , daha önce değil delilin
zahir olduğu zamanda zahir lisanı onun hata ettiğine hükmeder.İşte böylece keşf
hali içinde olan bir kulun tevil,süsleme, gaflet ve unutma olmadan asla Rabbine
isyan etmesinin mümkün olmadığı bilindi.
Bayezid Bestami
hazretlerine “Ehli keşften olan sir arif günah işler mi?diye sorulduğunda “Evet,Allahın
emri mutlaka yerine gelecek ,yazılmış bir kaderdir”(Ahzap 33/38)diye cevap
vermiştir.Allah hakkında takyit ile (kayıt ve şart koşarak)hükmetmemeleri
ariflerin edeplerindendir..Hak Teala ezeli ilminde onlar aleyhine bir şey
takdir etmişse o mutlaka meydana gelir.Meydana gelince de o kimse için mutlaka
bir hicabvardır.Bunun en azı tevil veya tezyin(süslü)göstermektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder